24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 AĞUSTOS 1983 EKONOMİ CUMHURİYET/7 Günün Aynası Doların hızı kesilmedi, altın fiyatlarındaki düşüş sürüyor Ekonomi Servisi Ahnan tüm önlemlere karşın Amerikan Doları'nın dünya para piyasalarındaki tırmanışı durdurulamıyor. ABD faiz oranlarındaki yükselme beklentisinin yanısıra çeşitli nedenlerle dolara karşı talebin güçlü olması Amerikan parasının her gün yeni rekorlar kırmasına neden oluyor. ABD Federal Rezerv Bankası da dahil olmak üzere çeşitli ülkelerin merkez bankalarının piyasaya tahminen bir milyann üstünde dolar sürmesiyle yavaşlamış görünen dolann tırmanışı dün yeniden hız kazandı. lki gün önce 2.66 Markın altına düşen ABD Doları dün sabah 2.69 Marktan işlem gördü. Fransız Frangı karşısında ise Dolar 8.1025 Franklık bir değerle yeni bir rekora erişti. ABD Doları dün Ingiliz Sterlini karşısındaki tırmanışını da sürdürdü ve bir Sterlin 1.4750 dolara kadar düştü. Dolann Japon Yeni karşısındaki kapanış değeri ise 244.14 Yeni buldu. Dolar değer kazanmaya devam ederken altın fiyatlarındaki düşüş de sürdü. Londra borsasında altının onsu dün 410 dolann altına düştü ve sabah saatlerinde bir ons altın 409.50 dolardan işlem gördü. îşçi şirketleri KIT'teşirse başarı sağlama şansları daha da azalacak İşçi şirketlerinin geieceği konusunda Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı arasındaki tartışma sürüyor. 350 bini aşkın ortağı bulunan işçi şirketleri için Türk Alman Ortak Fonu'na yeniden işlerlik kazandırılması isteniyor. KENAN MORTAN Kısaca işçi şirketleri olarak bilinen çok ortaklı şirketlerin kurtuluşu için çeşitli öneriler geliştirilirken, kamu kuruluşlarını yeniden düzenleyen 60. sayılı kanun gücündeki kararnameyle Türkiye'nin çeşitli yerlerine yayılan 45 çok ortaklı işçi şirketi fiilen Desiyab'a bağlanarak kamulaştırıldı. Bu konuda Desiyab, üst kuruluşu olan Sanayi Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı karan arasında olumlu bir uzlaşma zemini yaratılmaması halinde yurt dışında çalışan işçilerin birikimleri ile oluşan 45 şirketin tamamı çeşitli kamu kuruluşlarına bağlanacak. Konunun vardığı derin anlamlı boyut nedeniyle Başbakanlığa çekilen çeşitli tepki telgraflarında özetle, "bu şirketler devletleştirme endişesi içindedirler" deniliyor. 1976 yılında özel bir kuruluş yasası ile kurulan Devlet Sanayi İşçi Yatınm Bankası (Desiyab) işçi şirketlerini desteklemek ve yönlendirmek için o tarihten bu yana etkinlik gösteriyor. Mevduat bankacılığı yapmayan ve 1 milyar TL. olan sermayesi bu sürede erozyona uğrayan Desiyab yine de işçi şirketlerini desteklemek yolunda ciddi girişimleri oldu. Ancak son olarak yasalaşan 60. sayılı KİT düzenlemesi Desiyab'ı da yeni bir organizasyon şeması içine soktu. Yasanm amacı kamu kuruluşlarını üretim konularına göre yeniden düzenlemek olduğundan Desiyab'ın belli bir oranda desteklemek amacıyla iştirak ettiği kuruluşlar da kamu kuruluşu haline dönüşüyor. Söz konusu kuruluşlar kamu kuruluşu haline gelirlerse ihale yasasına göre alım yapacak ve yöneticileri de en ytiksek devlet memurunun aldığı maaşın üstünde ödenti alamayacak. Bunun yanında bu kuruluşların pazarlama etkinliklerinde damping yapmaları veya aynı sektörde başka kuruluşlarla birlikte çalışması olasıhğı ortadan kalkacak. Bu durumda beklenen ilk gelişim özellikle başarılı olarak isimlendirilen işçi şirketlerinden büyük bir teknisyen ve uzman göçü başlaması olacak. KARŞILIKLI GÖRÜŞMELER Desiyab'ın bağlı bulunduğu Sanayi Bakanlığı, Maliye Bakanlığı'na başvurarak Desiyab konusunda istisna hükümlerinin uygulanmasını istedi. Ancak Maliye Bakanlığı ile yapılan ilk ön görüşmelerde "olumlu" bir sonuç alınmadığı ve Maliye'nin "istisna hükiimleri uygulanırsa bunun nereye varacağı belli olmaz" dediği öğrenildi. Ancak görüşmelerin sürdürüldüğü ve şimdi de bir "erteleme formülü" üzerinde çalışıldığı saptandı. Bu formüle göre işçi şirketlerine belli bir geçiş süresi hakkı verilerek bu süre sonunda kamu hissesini tasfiye edebilmesi halinde kendilerine olanak tanınması düşünülüyor. Bu formülün kabulü halinde Desiyab eskiden olduğu gibi sermaye payları oranında yönetim kurullarına üye verecek ve yıl sonundaki kâr oranında pay alacak. Kuşkusuz işçi şirketlerine çözüm aranırken bu kuruluşların ansızın bir kamu kuruluşu haline dönüşmesi olayı kuşkusuz daha da çapraşıklaştırdı. İşçi şirketleri kendilerini kurtaracak çözümler geliştirirken, bu düzenlemeyle can korkusuna düştüler. Bu nedenle kamu kuruluşu haline gelecek olan işçi şirketlerinin yeniden eski statülerine dönüşmesi sorunun salt ilk halkası olacak. Bu halkanın tamamlanması halinde işçi şirketlerinin yönetim ve finansman olarak özetlenen temel iki sorun odağının "ivedilikle" ele alınması gerekecek. Desiyab'm işçi şirketlerini daha yoğun desteklemek için sermayesini 25 milyar TL'ye çıkarmasının olanaksız olduğununun anlaşılması, yeni kaynak teminini zorunlu kılıyor. Bu alanda tek kaynağın TürkAlman Ortak Fonu olduğu da biliniyor. Alman tarafının 1983 yılı için yaklaşık 30 milyon DM tahsis etmesine karşılık Halk Bankası'nın kredi açma koşullarının ağırlığı ve 1. derecede ipotek koşulu araması bu fonu işletmez hale getiriyor. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Nevşehir konuşmasında kaydettiği gibi "üretim seviyesine gelmiş olanlarla ihracata yönelik üretim yapacak olanlara öncelik tanınması" halinde bu fonun rasyonel olarak kullanılabileceği sanılıyor. Taban fiyatlarına tepkiler TZOB: Pamuk taban fiyatı, üreticiyi hayal kırıkJığına uğrattı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) TUrkiye Ziraat Odaları Birliği Ege Bölgesi Yürütme Kuruiu Başkanı Erdoğan Şimşek "ilan edilen pamuk taban fiyatları Üreticiyi büyük ölçüde hayal kırıklığına uğrattı" dedi. Pamuk taban fiyatlannın üreticiyi üzdüğünü, tüccar ve sanayiciyi sevindirdiğini belirten Şimşek Cumhurbaşkanı Kenan Evren'den pamuk üreticilerinin sorunlanna eğilmesini istedi. Erdoğan Şimşek'in bu konudaki açıklaması şöyle: "tzmir ve Adana'da ticaret borsalannda alivre olarak 120 lira alım satım işlemleri yapılan pamuk mahsulüne hiçbir hesap kitap yapılmadan 93 İira fiyat verilmesi üreticiyi ciddi surette üzmüş, tüccar ve sanayiciyi ise sevindirmiştir. DUnya pamuk rekoltesi bu sene 2.53 milyon balya noksandır. Bugün iç piyasada pamuk 500 liranın Ustündedir. Dış fiyatlar dahi 415 liranın üstündedir. Dolar ise hergün değer kazanmaktadır. Bu olgular hiç dikkate alınmadan ki, onun için hesabı kitabı yapılmamış diyoruz, ekonomik kurul pamuğa 93 İira fiyat biçmiştir. Acaba enflasyon hızının yüzde 1820'lere düştüğünü bugün Türkiye'de hangi allahın kulu iddia edebUir." Konunun tekrar ele alınması gerektiğini savunan Erdoğan Şimşek açıklamalannı şöyle sürdürdü: "Hele hele mahsul paralan peşin ödenmediği takdirde, 15 gün için yüzde 1 ayda yüzde 2 vade konusu varki, üzülmemek elde değil. Bugün, ülkemizde devlete mal üreten ve satan özel sektöre ait sanayi kunıluşlan vardır. Devlet sanayiciden aldıgı malın ücretini peşin ödeyemediği takdirde, ayda yüzde 4 vade farkı ödemektedir. Sanayiciye yüzde 4 vade farkı verilirken, üreticiye neden yüzde 2 reva görüliiyor. Demek ki hesap baştan sona yanlıştır." Aker: Şirketleri bıınalıma sokan Temmuz Bankacılığı'dır İSTANBUL (UBA) Aker Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve TUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Aker, "bugiin biitiin şirketleri bunalıma sokan 1 temmuz bankacılığıdır" dedi. Orhan Aker, işçi şirketlerinin ise 24 ocak kararlarına ayak uyduramadıkları için ekonomik kriz içine düştüklerini söyledi. Orhan Aker, şirketlerin bunalıma düşmeleri konusunda şu açıklamayı yaptı: "Bence bütiin şirketleri bunalıma sokan 1 temmuz bankacılığıdır. Faizler, serbest piyasa ekonomisi doğrultusunda değil, adeta bankabanker kunıluşlan arasında açık artırmaya dönüştüriilmiiş ve kredi faizleri yiizde 80'lerin üzerine çıkmıştır. Sanayinin bugiinkü sıkışık finansman güçlüğüne düşmesi bundandır. Kurtarma operasyonu devlet için gecikmiş de olsa, yerine getirilmesi gereken bir görevdir. Zi ra, ilgililerin bu akıl almaz rekabete mani olmaları gerekirdi. Bana göre işçi şirketlerinin bunalıma düşmelerinin başında, bunlann 24 Ocak kararlarına ayak uyduramamaları geliyor. Artan fiyatlar ve finansman zorlukları ve bunun sonucu bunlan üretim maliyetlerine ilave edememe, işçi şirketlerini bugiinkü duruma getirdi." DM üyesi Çakmaklı: KfPleştirme çözüm yolu olamaz îşçi şirketleri konusunda özel uzmanlığı olan ve halen bir işçi şirketinin de Yönetim Kurulu Başkanlığını sürdüren Danışma Meclisi üyesi Cemil Çakmaklı Cumhuriyet'e verdiği demeçte, "Piyasa ekonomisi koşullannı egemen kılmaya çalıştığımız bir dönemde, özgiin bir katılım biçimi olan işçi şirketlerinin bir oldubitti kararıyla kamu kuruluşu haline getirilmesindeki mantığı anlamak miimkün de* « " dedi ..Çakmaklı şöyle kouştu: "Üziicii olan sıçrama yapması istenen ve bizzat sayın Cumhurbaşkanımızın el koyduğu bir konunun zorlama düzenlemelerle çıkmaza sokulmasıdır. Kuşkusuz bu şirketlerde de çeşitli yönetim hataları işlenmiştir. Ama bu kuruluşları Türkiye'de egemen olan yanlış şirket yönetimi anlayışından soyutlamak miimkün olabilir mi? ıvedilikle bu kuruluşların DESİYAB payı ne olursa olsun, bağımsız ve güciinii ortak tabanından alır şekilde yüriitmesine oianak tanınmalı, daha sonra da halen atıl durumda tutulan TürkAlman ortak Fonu, belli objektif ilkelerle çalıştırılarak bu kuruluşlar desteklenmelidir." Prof. Çakıcı: DESİYAB'ın KİT'leştirümesi işçi şirketlerinin devletleştirilmesi anlamına gelir ANKARA, (THA) A.Ü. Rektör Yardımcısı ve SDF İşletme Bölümü Başkanı Prof. Latif Çakıcı, Devlet Sanayi ve İşçi Yatınm Bankası'nın (DESİYAB) 60 sayılı "KİT'leri yeniden düzenleyen kararname" gereğince KİT'e dönüşmesi üzerine çok ortaklı işçi şirketlerinin de KİT niteliği aldığını söyledi. Çakıcı, DESİYAB kamu iktisadi teşebbüsü haline getirilince, hareket ve iştirak serbestisi kısıtlanmıştır. Bundan sonra DESİYAB işçi şirketlerine büyük ölçüde destek olursa neredeyse işçi şirketlerini devletleştirmek gibi bir durum ortaya çıkacaktır" dedi. İzmir Ziraat Odası: Çiftçinin alım gücü sıfıra indi İZMİR (THA) İzmir Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Kurşun, Türk çiftçisinin alım gücünün sıfıra düştüğünü ileri sürdü ve "enflasyon korkusuyla taban fiyatların yüzde 20 oranından fazla artırılmaması çiftçiyi üretimden uzaklaştırmaktadır" dedi. İZO Başkanı Reşit Kurşun, çiftçi girdileri ile verilen fiyatlar arasında büyük dengesizlikler bulunduğu savundu. Türkiye nüfusunun büyük kısmını çiftçilerin oluşturduğunu ve bunlann ekonomiyi ayakta tuttuğunu ifade eden Kurşun, çiftçinin alım gücünün 1974 yılından bu yana sıfıra düştüğünü söyledi. Bunda, durmadan artan girdi fiyatlarının en önemli etken olduğuna dikkati çeken Kurşun, çiftçiye enflasyon korkusuyla yeterli ödeme yapılmadığı görüşünü savundu. İzmir Ziraat Odası Başkanı Kurşun, çiftçiye verilen paranın karşılıksız olmadığını belirterek şöyle konuştu: "Enflasyon hızlanır korkusuyla taban fiyatlar yüzde 20'den fazla artırılmamaktadır. Oysa bu durum, çiftçiyi üretimden uzaklaştınr duruma getirmiştir. Çiftçiye verilen fiyat enflasyon yaratmaz. Nedeni de gayet basitlir. Çiftçinin ürettiği hemen tüm Urünler ya işlenerek ya da ham olarak ihraç edilmekte, karşılığında döviz gelmektedir. Fiyatlar ilan edilirken bu durum gözden uzak tutulmamalı, çiftçinin alım gücünün artınlması için çalışmalar yapılmalıdır". Bankalar limiti aşan dövizin bir bölümünü kredi olarak verecek ANKARA (ANKA) Döviz pozisyonu tutan bankalar, döviz pozisyonu limiti dışında açtıklan döviz tevdiat hesaplarında biriken dövizlerden, yurt dışında inşaat ve müteahhitlik hizmetleri yapan Türk firmalarına kredi açabilecekler. Maliye Bakanlığı'nın Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren tebliğine göre, Türk lirası cinsinden açılacak kredi, döviz tutma pozisyonunun beşte birini geçmeyecek. Krediler Tük lirası kredilerinde uygulanan esas ve koşullar dahilinde gerek döviz kredisi gerekse döviz tevdiat hesabındaki döviz karşılık tutulmak suretiyle verilebilecek. Yaşar Holding Başkanvekili: Ttirkiye'de tüm yatırımlar durdu tZMİR (THA) Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Nail Kubalı, ekonomide verimli olan yatırımın özel sektör yatınmı olduğunu ileri sürerek "Bugiin Türkiye'de bırakın ( :1 sektör yatırımını, tüm yatırımlar durmuştur. Bu tehlikeli bir durumdur" dedi. Ali Nail Kubalı, Türkiye'de işsizlik sorununun büyük boyutlara ulaştığına dikkati çekti. tşsizliği önlemenin ve ekonomik kalkınmayı hızlandırmanın yolunun yatırımlardan geçtiğini anlatan Kubalı "thracala bız kazandırmak, işsizlij|i önlemek ve ekonomik kalkınmayı hızlandırmak istiyorsak, bir an önce yatınmlara başlamalıyız" şeklinde konuştu. Faizlerin yüksekliği nedeniyle özel sektörün yatınm yapamaz hale geldiğini ileri süren Kubalı, özel sektörün yatınm yaparken, bu yatınmı kârlılığa dayandırmaya dikkat ettiğini belirtti. Phillip Morris Başkanı, Gtimrük ve Tekel Bakanı ile görüştü ANKARA (ANKA) Phillip , Morris Firmösı Başkanı VValter Thoma ve Projeler Direktörü Loui Camellieri yabancı sigara Üretimi konusunda Gümrük ve Tekel Bakanı Cafer Tayyar Sadıklar ile görüştü. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı'nın da hazır bulunduğu görüşmede, Thoma'nın bu konuda yeni Bakan'a bilgi verdiği öğrenildi. Walter Thoma, "Türkiye'ye ne zaman yeniden geleceksiniz" şeklindeki soruyu yanıtlarkerr, "Koşullann uygun olacağını umarak, en kısa zamanda olmasını diliyorum" dedi. Bilindiği gibi, daha önce de Rothmans fırması yetkilileri Koç Holding yetkilileri ile birlikte Gümrük ve Tekel Bakanı ile yabancı sigara üretimi konusunda bir görüşme yapmışlardı. EV EKONOMİSİ HAZIRLAYAN MERAL TAMER Ozbek: Türk çiftçisi borçtan kurtulamıyor ADANA (THA) Türkiye Ziraat Odaları Başkanı Osman Özbek yaptığı açıklamada, Türk çiftçisinin geçen yıl en verimli dönemini yaşamasına rağmeh borçtan kurtulamadığını söyledi. Özbek, önümüzdeki dönemde iktidarlara yeni görevler düştüğünü, bunlann başında tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi ve üretilecek mallar için pazarlar bulunması geldiğini ifade etti. Tarım dışı sektörlere önem verilerek, tarımın geri planda tutulmasının ülkeyi "hüsrana" götüreceğini söyleyen Özbek "Türk çiftçisinin el emeği peşin verilmedikçe tarım gerileyecektir. Türkiye'de sosyal güvencesi olmayan tek sektör tarım sektörüdür" dedi. özbek, narenciye ihracatının, sosyalist ülkelerle takas yönteminin terkedilmesi nedeniyle bu yıl büyük darbeler yediğini sözlerine ekledi. Kimimiz 50 biri Umşltt gül gibi geçinir, kimimiz 200 bin aylıkla yetinemez Bir ailenin aylık geliri; para geliri, gizli gelir ve psikolojik gelir olmak üzere üç grupta toplanabilir. Sovyet petrolüne yeni zam NEW YORK (AP) Sovyetler Birliği Güney Avrupa ülkelerine sattığı ham petrolün fiyatını varil başına 50 cent daha artırarak 29.50 dolara yükselteceğini açıkladı. 15 ağustostan itibaren uygulanacak bu yeni fiyatla Sovyetler petrole son üç ayda üçüncü kez zam yapmış olacak. Sovyetler ihraç ettikleri ham petrolün fiyatını 1 mayısta 28.50 dolara, 1 temmuzda ise 29.00 dolara yükseltmişti. Son zammın Sovyet'lerin Kuzeybatı Avrupa'daki müşterilerine uygulanıp uygulanmayacağı ise açıklanmadı. Maaş, kira v&. para geliri; aile bireylerinin evde ürettikleri değerler gizli gelir; bu iki tür gelirle sağlanan yaşantıdan duyulan tatmin ya da tatminsiztik ise psikolojik gelir olarak niteleniyor. Dost sohbetlerinde, pazarda, manavda, markette, otobüste, dolmuşta, sinemada, plajda hatta kokteyllerde bile lâf dönüp dolaşıp geçim sıkıntısına gelir. Bu yakınmalara kulak misafiri olacak olursanız, ülkemizdeki gelir dağılımının çarpıklığından, çeşitli ailelerin yaşam standartları ve hayat şartlan arasındaki farklılıklara dek uzanan ilginç bir tablo çıkıverir karşınıza... Kimi 50 bin İira ile geçinemediğinden yakınır ve 25 bin İira daha kazansa 4 kişilik ailesini "gül gibi geçindirebileceği" düşünü kurar. Hemen yanında duran bir diğeri "ev kirası, yakıt elektrik, su ve çocukların okul masrafı ayda 75 bin tutuyor, yemek içmek, giyim, gezmek v.s. yok daha işin içinde. 200 bin lira yetmiyor kardeşim..." diye yakınır. Bakarsınız bir başkası, "20 bin İira aylıkla iki çocuğumla geçinemiyordum. Allaha şükür geçen ay yeni bir iş buldum 30 bin İira aylıkla. Bayağı ferahladık" deyiveriyor. Aynı geliri elde eden ailelerin kiminde "gül gibi geçinilirken" kiminde "açaçık kalındığı" gerçi hepimizin zaman zaman dikkatini çeken ve bilinen bir gerçek. Ama insanın yine de duyduklarına aklı takılıyor... Bu konu üzerinde düşünmeden edemiyor. Uzmanlar bir ailenin aylık gelirini (a) para geliri, (b) gizli gelir ve (c) psikolojik gelir olmak üzere üç grupta topluyorlar. Bir ailenin tüm bireylerinin ücret, yevmiye, maaş, kira, emekli maaşı, faiz v.s. şeklinde bir aylık süre içinde sağladıkları gelirler, aylık para geliri kapsamı içinde yer alıyor. Yıllık faizler, ürün bedelleri ya da dükkân sahiplerinin "ölü" ve "canlı" sezonlara göre artan ya da eksilen gelirlerinde ise yıllık toplamın 12'ye bölünmesi sonucu elde edilen miktann aylık para gelirine ilâve edilmesi gerekiyor. Bir de, aile bireylerinin becerileri ve emekleri sonucu evde elde edilen değerler vardır. Gizli gelir olarak nitelenen bu gelir türünün kapsamına kırsal kesimde tarlalardan elde edilen yiye cekler, beslenen hayvanlardan sağlanan et, evde dikilen giysiler, örülen kazaklar, boyacı çağırnıadan yapılan badana boya v.s. girer. (Örneğin yaz tatili nedeniyle uğradığımız bir köyde karşılaştığımız bir köylü ailesi, et süt ve yumurtadan sebze meyvaya dek tüm gıda gereksinmelerini kendi tarlaları ve hayvanlarından karşıladıklannı, yiyecek konusunda sadece toz şeker, çay, kahve ve tuza para verdiklerini söyleyerek bizi epey şaşırtmıştı.) Dolayısıyla bir ailenin toplam geliri, para gelirine evde üretilen gizli gelirin eklenmesiyle ortaya çıkar. Ve bir ailede üretilen gizli gelir oranı arttıkça, o ailenin aynı para geliriyle daha iyi koşullarda yaşaması mümkün olabilir. Psikolojik gelire gelince Aynı gelir düzeyindeki ailelerin yaşam standartlarının birbirinden çok farkh olabileceğini hepimiz bıliriz. Bu farkhlıklann Merkez Bankası kredilerinin %85'ini özel bankalar kullandı ANKARA (ANKA) Bu yılın ilk yarısında, Merkez Bankası tarafından bankalar kesimine sağlanan kredilerin yüzde 85'ini özel bankalar kullandı. bu yıl ocakhaziran döneminde Merkez Bankası'nca bankalara 124 milyar iira tutarında finansman desteği sağlandı. Bu desteğin 106 milyar liralık bölümü özel bankalar tarafından kullaYapılan hesaplamalara göre, nıldı. Dünya Bankası enerji konusunda Türkiye'ye tavsiyelerde bulundu İlk dört ayda ihracatın %60h oranında dış borç ödendi ANKARA (ANKA) Dış borç ödemeleri geçen yıla göre daha hızlı bir seyir izlerken, sağlanan dış kredilerin geçen yıJki düzeyine ulaşmadığı gözleniyor. Edinilen bilgiye göre, nisan ayındaki 242 mmilyon dolarlık tasfiye ile birlikte, bu yılın ilk dört aylık dönemindeki dış borç ödemesi 11 milyar dolara ulaştı. Bu rakamın, söz konusu dönemde gerçekleştirilen ihracatın yüzde 60'ına eşdeğerde olduğu hesaplandı. Geçen yılın eşdöneminde, bu döneme ait ihracat tutarının yüzde 43'ü düzeyinde 763.5 milyon dolarlık dış borç ödenmişti. DÖVİZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları 1 A vusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 tsveç Kronu 1 tsviçre Frangı 100 ttalyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kanada Doları 1 Kuveyt Dinarı 1 Norveç Kronu 1 Sterlin 1 S. Arabistan Riyali Döviz Ahş 232,10 202,88 12,31 86,40 4,31 24,03 28,71 77,32, 29,48 106,84 14,59 94,97 188,01 792,41 30,94 342,88 67,29 Döviz Satış 236,74 206,94 12,55 88,13 4,40 24,51 29,28 78,86 30,07 108,97 14,88 96,87 191,77 808,26 31,56 349,74 68,63 Efektif Ahş 232,10 192,73 12,31 86,40, 4,10 24,03 28,71 77,32 29,48 106,84 13,86 90,22 178,61 752,79 29,39 342,88 63,92 Efektif Sattş 239,06 208,96 12,68 88,99 4,44 24,75 29,57 79,63 30,37 110,04 15,03 97,82 193,65 816,18 31,86 353,17 69,30 ALTIN GÜMÜŞ FİYATLARI Cumhuriyet Reşat 24 Ayar 22 Ayar Bilezik Gümüş Ahş 15.700 15.000 3.555 3.235 80.00 Satış 25.800 25.500 3.565 3.350 82.00 VVASHİNGTON (a.a.) Dünya Bankası'nın 1980'de başladığı enerji destekleme programıyla ilgili olarak yayınlanan raporda, Türkiye'de büyük sanayi üretimi yapan kamu iktisadi teşebbüslerinin kendi ürün fiyatlarını kendileri tespit ettiği, kâr amacı gütmediği ve rekabetin dışında kaldığı bildirilerek, bu kuruluş yöneticilerinin enerji maliyetlerini düşürmek için pek fazla çaba göstermedikleri, bu durumun düzeltilmesi gerektiği belirtildi. Raporda, Türkiye'ye verilen yapısal uyum kredîleriyle, enerji tasarrufuna gidilmesinin desteklendiği kaydedilerek, Türkiye'nin gübre sanayiinin de dahil olduğu enerji yoğun tesislerin şimdiki üretim sistemini daha ucuz yakıt kullanacak biçime döndürmeleri için birçok kredi verildiği bildiriliyor. Türkiye'nin milli petrol şirketlerine tanınan petrol araştırma alanlarını, uluslararası petrol şirketlerine açma konusunda ilerleme kaydettiği anlatılan Dünya Bankası raporunda, Türkiye'de doğal gaz kullanımı konusundaki pazann son derece büyük olabileceği görüşüne yer verildi. Bölgesel olarak doğal gaz alışverişinin önemine de değinilen raporda, Türkiye ile îran arasında bir ilerleme olabileceği belirtildi. Raporda, Dünya bankası'nın önümüzdeki beş yıl içinde kömür politikalan ve projelerini geliştirmek için Türkiye ve kömür üreten ülkelerde, bu konudtki projelerin desteklenmesine ağıılık vereceği de belirtilerek, linyit kömürü madeninin bulunduğu yerde büyük miktarda işlenmesinin Türkiye'ye önemli katkısı olacağı kaydedildi. oluşmasında, aile bireylerinin gelenek, görenek ve yaşam biçimi alışkanlıklarıyla, hayata bakışları ve yaratıcılıklarının da payı vardır kuşkusuz. Kimi, ailesini dengeli ve sağhklı besleyebildiği zaman gezip eğlenmese de, çeşit çeşit giyinmese de kendini "iyi geçinebüiyor" sayar ve mutlu olur. Kimiyse ne kadar iyi yese ve giyinse, kendi ölçülerine göre yeterince gezip eğlenemediği sürece mutlu olamaz. Buna göre psikolojik gelir, aile bireylerinin para geliri ve gizli gelirlerinden duydukları tatmin duygusudur bir anlamda. Ve bu tatmin duygusunun gençlere aşılanmasında ebeveynlere önemli sorumluluklar düşmektedir. Bir ailenin gerçek satın alma gücü para geliri ve gizli gelirinin toplamından oluşur. Aile gelirinin yönetimindeki amaç, en az parayla en çok şeyi satın alabilmek, olanaklar ölçüsünde en rahat biçimde yaşayabilmek olmalıdır. Trabzon Ziraat Odası: Fındık taban fiyatı yetersiz TRABZON (Cumhuriyet) Fındık fiyatlarının 175 İira olarak açıklanması Trabzon'da fındık üreticileri arasında tepki yarattı. Konu ile ilgili olarak açıklama yapan Trabzon Ziraat Odası Başkanı Ahmet Öz, şöyle dedi: . "Tüccarın fındığı ucuza kapatmak istediği ve üreücinin en az 225 İira başfiyat beklediği bir ortamda açıklanan bu fiyat üreticiyi üzmüş hatta küstürmüştür. Hayat pahalılığı ve geçim endeksleri meydanda iken ve fındığın 1983 yılı maliyeti 160 lirayı geçerken verilen fayatın yetersizliği meydandadır." Araklı ilçesinin Yoncalı köyünden Muhammed Kolcuoglu ile merkeze bağlı Yeşilova köyünden Esat TUfekçi adlı fındık üreticileri de konu ile ilgili olarak şöyle dedi: 200 liranın üzerinde fiyat beklerken verilen 175 liranın ancak maliyeti karşıladığını herkes biliyor. Umudumuz böylelikle kırıldı. En ucuz ve besleyici ekmek babadan kalıııa fırın ekmeği Grissininin normal ekmekle aynı düzeyde kalori sağladığı, ancak kaba görünümlii olduğu için göz doyurduğu belirtiliyor. Ekmek türleri içinde en az kalori veren kepek ekmeği, kabızlık çekenlere ve hayvansal protein ağırlıklı beslenenlere öneriliyor. Ne tür ekmek yemeli? Beyaz ekmek mi, siyah ekmek mi, grissini mi? Bu sorunun yanıtı ekmeği neden yediğimize de bağlı kuşkusuz Dar gelirli kesimde ekmek karın doyurmak için, hatta yemek yerine bile yendiğine göre demek ki bu kesim için böylebirsoruya "gerek" yok. Standart ekmek fırınlarında üretilen en ucuz ekmek bu grup için tek seçenek... Ama her ekmek lokmasını ağızlarına atışta şişmanlık ya da daha iyi beslenme gibi çeşitli kaygıları taşıyanlarımız da var kuşkusuz... Ve bunlardan bazıları bize yazdıkları mektuplarda zaman zaman "Ne tür ekmek yiyelim? Tost ekmeği mi, grissini mi, normal fırın ekmeği mi, kepek ekmeği mi, çavdar ekmeği mi?" diye soruyorlar. Halk arasında genellikle kepek ekmeğinin zayıflatıcı etkisi biliniyor, ama grissininin besin değerinin de normal ekmekle aynı düzeyde olduğu "inanılmaz" karşılanıyor ya da "şasırtıcı" bulunuyor. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Ayşa Baysal "Grissini ya da tost ekmeğinin aynı miktarları (örneğin 50 gram) aynı enerjiyi sağlar. Ama bir dilim ekmek 50 gram gelirken, 1 grissini 10 gram gelir. Yani grissini kaba ve kof şekliyle belki gözü doyurur. Yoksa 12 grissini ile doymaz da 5 tane yerseniz, bir dilim ekmek kadar enerji almış olursunuz," diyor. En az enerji sağlayan ekmek türünün kepek ekmeği olduğunu kaydeden Prof. Baysal, kepek ekmeğinin de vitamin yönünden yoksul olduğuna işaret ediyor. Ancak kepek ekmeğinin sagladığı enerjiyle diğer ekmek turlerinin sağladığı enerji arasında önemli bir fark olmadığı da dikkati çekiyor. örneğin 100 gr. ekmek, tost ekmeği ya da grissini yediğimizde 250 kalori almış olurken, 100 gr. kepek ekmeğiyle 230 kalori alıyoruz. Kepek ekmeği kabızlık çeken, hareketsizlikten yakınanlara özellikle öneriliyor. Bağırsakları çalıştırıcı etkisi nedeniyle de belki dolaylı olarak kilolanmayı önlüyor. Beslenme uzmanları protein ağırlıkh beslenmelerde kepek ekmeği kullanımını öneriyorlar. Çünkü yukarıda da değinildiği gibi bağırsakların çalışmasını sağhyor kepek. Buna karşılık bitkisel protein ağırlıkh yoksul beslenmelerde kepek ekmeği yenilmesi tavsiye edilmiyor. Prof. Baysal, normal ekmekle tost ekmeği, francala ve sandviç gibi çeşitli ekmek türlerinin besleyicilik değerleri konusunda bize ulaşan sorulan ise şöyle yanıtlıyor: "Ekmeklerin vitamin ve protein değeri, ekmeğin yapıldığı unun tane büyüklüğüne bağlıdır. Taneler ufaldıkça ekmeğin vitamin ve protein değeri düşer, buna karşılık ekmek içihdeki nişasta mikları artar. Dolayısıyla daha küçük taneli olan 6065 randımanlı undan yapılan francala ve tost ekmeği gibi ekmek türleri, aynı kalori) i verdikleri halde normal ekmeğe oranla daha da az besleyicidirler." Prof. BaysaPın açıklamalarından sonra eğer şişmanlık ya da kabızlık gibi bir sorun söz konusu değilse en akılcı yol hem en ucuz hem de en besleyici olan "babadan kalma" ekmeği almak oluyor. Fındık ihracatçıları da taban fiyattan memnun değil ORDU (a.a.) Karadeniz Bölgesi Fındık İhracatçıları Birliği Başkanı M. Ali Aydın, fındık taban fiyatının tamamen üretici aleyhine olduğunu söyledi.Karadeniz Bölgesi Fındık İhracatçıları Birliği Başkanı M. Ali Aydın, 175 İira olarak belirlenen taban fiyatın, gerek üretici gerekse tüketici arasında bir dengesizlik yaratacağını vurgulayarak, "Bu fiyat en az 200 İira olmalıydı" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear