26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 AĞUSTOS 1983 • • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 Ozal: Birleşme ^Baştarafı 1. Sayfada) şöyle anlattı: "Doğru düriist bir politika uygulanırsa bu iş 23 yılda tamamlanır diyorum. Ama 1983'te yani bu yıl enflasyon hızı cger yiizde 20'de tutuiabilseydi toplumun orta direği olan işçi, mentur, esnaf ve çiftçinin sıkıntısı daha aşağı çekilirdi. 1983'te enflasyon beklenenin de iizerinde olacak. Yıl sonu itibariyle yüzde 30'a yaklaşacağı göriilüyor. Ümit ederim ki daha yukan çıkımaz." Turgut özal, partisinin Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) ile birleşip birleşmeyeceği konusundaki düşünceleri şöyle anlattı: "Birleşme konusunu ben size Bursa'da da söyledlm. Biz bir yanşa girdik. Herkes teşkilatını kurmuştur. Bu bir hizmet yanşıdır. Bölüşülecek bir hadise de değildir. Mebusluk da bölüşiilmez. Hizmetimizi memleketin öniine koyuyoruz. Bu hizmeti yapacağız diyoruz. Bu yanş bir beğenme yanşıdır. Kimin daha iyi hizmet vereceği konusunda da tek seçici millettir. Karannı verir. Neticede bizi iyi bulursa bizi seçer. Bizi iyi bulmazsa rakiplerimizi seçer. Buna da biz razıyız dedik. Birleşme diye bir şey söz konusu değil. Herkes kendi kaderinin çizgisini çizer gider. Programlanmız da, tatbikat stratejimiz de farklı, düşttncelerimiz farklı. Partilerin kunılma sebebi de budur. Farklı olacaksınız. O tarafı öyle kapatıyorum." DtĞER PARTİLER İLGİLENDİRMİYOR özal, sağ yelpazedeki diğer partilerle ANA. P.'nin ne gibi bir somut farkı olduğu yolundaki soru üzerine şöyle dedi: "Diğer partiler beni alakadar etmez. Biz bu yanşta arkasına bakan insanlar değiliz. Yan tarafta ne oluyor, arkamızda ne oluyor. Atletler koşarken böyle şey yapmazlar. Önlerindeki hedefe bakarlar. Biz de önümüzdeki hedefe bakıyöruz. Bizim tatbikatımız da programımız da, görünüşte, birbirine yakın gibi görünmekle beraber farklı olacaktır. Konuşmalanmızı incelediginiz zaman, onlann konuşmalanna da baktığınız zaman farklılıkları göreceksiniz. Biz farklı bir partiyiz. Yeni bir partiyiz." BAŞBAKAN'IN YERİ Mt YOK? Turgut özal, Başbakan Bülend Ulusu ile yaptığı görüşmelerin yanlış aksettirüdiğini belirterek, bu konuda şu açıklamayi yaptı: "Her zaman ifade ettim Sayın Başbakanla bizim münasebetimiz iyidir. Biz aynldığımız halde bile bu münasebeti devam ettirdik. Bunun da böyle kalmasını ben her zaman temenni ediyorum. Bu gibi konuları basın önünde konuşmayı istemlyorum. Çünkü Başbakan'a böyle bir teklif yaptık yapmadık tarttşmalan beni üzüyor. Başbakanın yeri mi yok ki, yani herhangi bir tarafa gitse şu olup, bu olamayacak mı? Bu beni UzUyor. O kendi karannı kendisi verecek bir insandır. Herhalde zamanı gelince bir karar verecektir. Onu da söyledi zaten." BAŞKA ALTERNATtF YOK Turgut Özal, iktidara geldiği gelecek olursa 24 Ocak kararlarını uy gulamaya devam edip etmeyeceğiyle sorusunu yanıtlarken, 24 Ocak kararlarının iyi sonuç verdiğini ve uygulamasmın devam ettirilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: "Eğer daha önce karaborsalar, kuyruklar olmasaydı bu istikrar programı bu kadar kolaymuvaffak olmazdı. Milletimizin tepkisiz olmasının sebebi budur. Ben herşeyin diizeldiği kanaatinde değilim. Meseleler zaman içinde halledilecektir. Türkiye'nin başka alternatifi yoktur." ŞİRKET KURTARMA OPERASYONLARI Turgut özal, "Şirket kurtarma operasyonlan" ile ilgili bir soru üzerine, "Şirket kurtarma konusundaki görttşümün farklı olduğunu o zamanki yöneticiler de bilir. Ben o zaman da karşıydım" dedi ve şöyle devam etti: "O tarihte bazı şirketlerin kurtanlması konusunda farklı görüşte olmama rağmen biriki operasyonda biz de bulunduk. Ornek Güney Sanayi'dir. Ama ben prensip olarak karşısındayım." 24 OCAK KtMİN? Turgut özal, 24 Ocak kararlarının sahibi konusunda kamuoyunda zaman zaman meydana gelen tartışmalann hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: "Süleymaniye'yi yaptıran Sultan Süleyman'dır. İsmi de zaten konulmuş, Süleymaniye Camii. Mimar Sinan bunun projesini yapmıştır, inşaatına nezaret etmiştir. Ama birçok kimsenin emeği vardır orada. Mimar Sinan'ın ismi ortaya konulmuştur. Sultan Süleyman'ın ismi oraya konulmuştur. Ben böyle iddialarda da bulunmadım. Burada muvaffak olunmuşsa ki olunmuşturbu muvaffak olmanın sım bizim milietimizin metaneti, cesareti, sağduyusudur. Hakikaten bu hadisede birlik beraberlik içinde neticenin iyi olacağını tahmin ederek dayanıklılık göstermiştir." KORKUT ÖZAL DA VARDI Turgut özal'la Yeniköy Dostlar Sitesi'ndeki görüşmemiz sırasında kardeşleri Korkut özal ve Yusuf Bozkurt özal ile anneleri ziyarete geldiler. Turgut özal, kamuoyunda kendisinin Korkut özal'dan küçük olarak bilindiğinden yakınarak, "Aslında Korkut benden küçüktür" dedi. Kardeşi Yusuf Bozkurt özal'ın Dünya Bankası'nda görevli olduğunu ve ABD'de bulunduğunu belirten özal, Yusuf Bozkurt özal'a yönelttiğimiz "Siz de politikaya atılacak mısınız?" sorusu üzerine araya girerek şöyle dedi: "Gelecektir, gelecektir. O da gelecek. Ama şimdi çocukların tahsili nedeniyle biriki sene daha Amerika'da." Önce işçi şirketleri kıırtarılacak (Baştarafı 1. Sayfada) Mehmet Turgut, Gümrük ve Tekel Bakanı Cafer Tayyar Sadıklar ile DPT Müsteşarı Yıldınm Aktürk dün bu amaçla bir araya geldiler. Şirketlerin kurtarılmasında belirlenecek yöntem ve ilke konusunda kendi aralarında yapılan görüşmelerde, şu noktalarda görüş birliğine varıldığı öğrenildi: 1 Şirket kurtarmalarda yardı^ mın firmaya ya da şahsa olma j ması göz önünde tutulacak. Devlet, firma ya da şahıs kurtarma konusunda bir görev üstlenemez. 2 Önemli olan, firmaların üretime nasıl ve ne kadar katkıda bulundukları ve bu firmalann sanayi içinde yarattıklan katma değerin payıdır. Firmaların içinde bulundukları güç durumdan kurtanlmasında ele alınması gereken ölçülerden biri budur. 3 Firmalar devlete gelmeden önce, bağlı bulundukları ve iş yaptıkları bankalara gidecekler ve onlardan destek olanağı arayacaklardır. 4Devlet,kurtarmamn aracısı olmayacaktır. 5 Devletin mali açıdan güç durumda bulunan firmalara katkı yapması tek bir şıkta söz konusu olabilir: O da işçi şirketleridir. Çok ortaklı işçi şirketlerine kurtarılmada öncelik tanınacak, bu amaçla da 15 milyar liralık bir fon kurulacaktır. Oluşacak fonun kaynağı daha sonra saptanacaktır. Şu anda güç durumda bulunan firmalarla ilgili dosyalar bu ilkeler çerçevesinde incelenecek ve nihai karar Bakanlar Kurulu'na bırakılacaktır. Sağlanan bilgilere göre, anılan komisyonun belirlediği ilkeler ekonomik kurulda tartışılacak, konu daha sonra da Bakanlar Kurulu'nda ele alınarak karara bağlanacaktır. Aynca, belirlenen ilkelere ilişkin bir de hükümet açıklamasının yapılması bekleniyor. Maliye Bakanı Kafaoğlu, toplantıdan sonra kendisine yöneltilen soruları yanıtlarken, kurtarma operasyonlarında esas alınacak ilkelerin saptanmasıyla ilgili çalışmalann sürdürüldüğünü ve bu konuda ne yapılacağının Ekonomik Kurul Toplantısı'nda kararlaştırılacağını söyledi. Kafaoğlu, daha önce Ihtisas Bankası'nın kurulması amacayla bir tasarı hazırlandığını, ancak bu konuda bugüne kadar bir ilerleme sağlanmadığını belirterek: " Bu konuda eskiden çahşmalar yapılmıştı, öylece duruyor" şeklinde konuştu. KAFAOĞLU'NUN AÇIKLAMASI Kafaoğlu dün Tercüman Gazetesi'ne yaptığı açıklamada ise bazı holding ve kartelleri kurtarma operasyonlarını saptırmakla suçladı. Tercüman muhabirinin "Şirketlere müdahale edilmesi tenkid ediliyor. Şirketler kurtanlmasın, el değiştirsin deniyor. Ne dersiniz?" sorusunu Kafaoğlu şöyle yanıtladı: "Bunu çok açık yazın. Burada el değiştirsin diyen holdinglerin kastı şu: Şirket iliâ» elsin. tfls masasından alalım, yani da ha ucu?a kapatalım. O takdirde iflâs masasına giden bir şirketin 400 liralık malı 100 liraya kapatılıyor. Böylece iflâs eden şirketin alacaklıları bu işi ucuza kapattıkları gibi kalmış görünen alacaklanm da zarar gösterip hazineye ödetiyorlar. Ustelik iflas edip kapanan şirketin işçi tazminatlan da ödenmiyor.. Halbuki şirket iflas etmeden direkt hisse senetlerini alırlarsa kıdem tazminatından kurtulamıyoıiar. Yani kapitalistler kendi başlarına oyun oynuyorlar. Kartel oyunu bu. Bir kartel öbür karteli boğacak. Boğup ne olacak? Kıdem tazminatlanndan, vergiden kurtulacak. Bir bankamızın Transtürk'deki oyunu da budur. 500 milyon lira alacağı var. Şirket iflâs ederse onun bir fabrikasını 100 milyona kapatacak, alacağının 400 milyonıınu da zarar yazacak, kârından düşecek, ben de vergimi alamayacagım. Olmaz öyle şey." SABANCI'NIN DEMECİ Kurtarma operasyonları ve ekonominin gidişatıyla ilgili olarak ANKA ajansına bir demeç veren Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı ise "Ankara'da sesini duyuran değil gerçekten muhtaç olan kurtarılmalı" dedi. Anka Ajansı muhabirinin ekonomik gelişmelere ilişkin sorularını yanıtlayan Sakıp Sabancı, enflasyonu aşağı indirmek üzere izlenen politikanın, umulan hedeflere ulaşılamayacağını gösterdiğini belirterek, ihracatın da belli sektörlerde adeta durduğunu ancak bunun abartılmaması gerektiğini ifade etti. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı'nın Anka muhabirinin sorduğu sorulara verdiği yanıtlar şöyle: ANKA: Son ekonomik gösıtergeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Sabancı: Enfiasyonu aşağı indirmede takip ettiğimiz politika ve strateji, enflasyon konusunda umulan hedeflere ulaşılamayacağını gösteriyor. lhracat ise belli sektörlerde durmuş gibi. Ancak, bunu abartmamak gerekir, çünkü, ihracatı aynı tempoda götürebilmeye yetişecek ne mal bulunız, ne de kapasitemiz yeter. Gireceğimiz pazar da yok. Bir alıştırma döneminden geçmek gerekiyor. Bunun için kazanılan yerlerin üzerine yeni tuğlalar koymamız lazım. ANKA: Göstergeleri yeniden iyileştirmek için alıştırma döneminde hangi politikalar izlenmeli? Sabancı: Kendi içinde uyumlu, tutarlı, istikrarlı hükümet gerekir. Makabline şamil kararlar alınmamalı, çünkü makabline şamil kararlar, yabancı ve Türk müteşebbislerinin duyduğu güveni zedeliyor. Ekonomik kurallardan da ayrılmamak gerekir. demokrasiye dönüyoruz. Siyasal tercihler elbette devreye girecek, ancak bunun tadını kaçırmamak lazım. ANKA: Kurtanlan şirketlerle ilgili gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Sabancı: Ankara'ya gelip sesini duyuran yerine, gerçekten muhtaçları tespit etmek lazım. Bunları bir sepete koyup, işkolunda yarattığı istihdam, vergi, ihracat gibi kriterler esas alınıp, bir program içinde çözüm bulunmalı. Daha da önemlisi, şirketler neden bu duruma düştüler? Buna ve ana sebeplere bakmak lazım. ANKA: Sizce sebepleri nelerdir? Sabancı: Dünya zorluktaydı. Biz de bu durumda yürüdük. Şimdi son zamanlarda aşırı uygulamalar oldu. Istikrarsız idareler, kur garantisinde olduğu gibi, makabline şamil kararlar verip, şirketlerin güç duruma düşmelerine neden oldular. Şirketlerin nakit akımlan allak bullak oldu. Hükümetlerden biri kur garantisi vermişti, öteki kaldırdı. Enflasyon çok hızlı giderken birden frene basıldı. Faizler anormal yükseltildi. Bu koşullarda, büyük yatınmcılar, gerçek sanayi yatırımı yapmış olanlar büyük risk aldılar. Bu nedenle zor duruma düşmeleri kişileri aşıyor. Yoksa Fuat Süren ile Ahmet Sapmaz da deneyimli büyük sanayici idiler. Beş ürünün 33 general ve amiral (Baştarafı 1. Sayfada) Kuru incir destekleme fiyatı, işmalı incir için 94 TL olarak belirlendi. Diğer tiplerin fiyatları daha sonra açıklanacak. Alımı Tariş yapacak. Ayçiçeği yağlı tohumuna 61 TL destekleme alım fiyatı verildi. Çekirdeksiz kuru üzüm destekleme fiyatı 9 numara natürel üzüm için 158 lira olarak saptandı. Diğer tiplerin destekleme fiyatları daha sonra belirlenecek. Para Kredi Kurulu açıklamasına göre, Üretici Birliğinin yapısını güçlendirmek amacıyla ortak olanlardan yüzde 2, olmayanlardan yüzde 3 oranında kesinti yapılacak. Ayrıca Birliğe alımdan satışa kadar yapacağı harcamalar için alım bedeli Uzerinden kuru üzüm için yüzde 10, diğerlerinden yüzde 3 komisyon kesilecek. Açıklamada, Birlik tarafından alınacak söz konusu ürünlere bedellerinin peşin ödenmesinin esas olduğu kaydedilerek, geçinme halinde her 15 gün için yüzde 1 faiz farkı tahakkuk ettirileceği bildirildi. Söz konusu ürün fiyatlarının bir yıllık ortalama artış oranı yüzde 19 oldu. 1982 fiyatlarına göre destekleme fiyatlarındaki en büyük artış oranı yüzde 22 ile yağlı ayçiçeği tohumunda, en düşük artış oranı yüzde 14.2 ile kabuklu fındıkta görüldü. ADANA ÇİFTÇt BİRLİĞt: MALİYETİN ALTINDA 5 ürünün destekleme alım fiyatlarının açıklanmasından sonra, çeşitli üretici kuruluşlanndan tepkiler gelmeye başladı. Adana Çiftçi Birliği Başkanı tzzettin Ozgiray, Çukurova kütlüsü için verilen 90 liralık taban fiyatın "maliyetin altında" olduğunu ileri sürdü. özgiray, Türkiye'de pamuk ekim alanlarının her yıl daraldığma işaret ederek, "Acaba pamuk ekim alanlarının daha da daralması için mi düşük fiyat veriliyor" şüphesine kapıldıklarını belirtti. tZMİR ZİRAAT ODASI: YETERStZ Izmir Ziraat Odası da pamuk, üzüm ve ayçiçeği için verilen taban fiyatın yetersiz bulunduğu nu duyurdu. Oda Meclis Başkanı Dinçer Tuğsuz, THA'ya, "geçen yılki fiyatlarla bu yılkiler arasında denge bulunmadığını", bu fiyatlar karşısında üreticinin ürününü TARIŞ'e değil piyasaya satmayı yeğleyeceğini" söyledi. Tuğsuz, kuru incir için verilen fiyatın "uygun" olduğunu belirtti. TRABZON ZİRAAT ODASI: ÜRETİCİ PEŞİRAN OLACAK Trabzon Merkez Ziraat Odası Başkanı Ahmet Örs de fındık taban fiyatının yetersiz olduğunu ileri sürdü. Örs, a.a.'ya, 162 lira 97 kuruş maliyeti bulunan fındığa 165175 lira arasında taban fiyat verilmesi yüzünden üreticinin "perişan olacağını" söyledi. ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI: EKONOMİ ZARAR GÖRECEK Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Sami Doğan, taban fiyatları eleştirerek, "tanmın üvey evlat muamelesi gördüğünü" öne sürdü ve, "Bu durumdan yalnız tarım kesimi değil ülke ekonomisi zarar görecektir" dedi. Doğan, araştırmalarına göre, pamuğa 140, çekirdeksiz kuru üzüme 200, kuru incire 140, Giresun fındığına 220, öbür bölgelerde yetiştirilen fındığa 200 lira taban fiyat verilmesi gerektiğini bildirdi. Doğan, "Özellikle 24 Ocak kararlanndan sonra" destekleme alım fiyatlarının düşük olduğunu ileri sürdü. TÜRKİYE ZİRAATÇILAR DERNEĞİ: MALİYETİ KARŞILAMAZ Türkiye Ziraatçılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yetkin, "Yeni fiyatlann ancak maliyeti karşıladığını, hatta bazı ürünlerde maliyetin altında kaldığım" belirtti. Yetkin, "örneğin fındık üreticisinden bu durumda gelecek yıl fındık yetiştirmesinin beklenemeyeceğini" söyledi. ÇUKOBİRLİK: ÜRETİCİ ZARAR GÖRECEK Çukobirlik Genel Müdürü Şefık Erten, bu yıl yeterince pamuk alımı yapamazlarsa üreticinin zarar göreceğini söyledi. Erten, üreticiye teslim ettiği ürün bedelinin bir bölümünün peşin, geri kalanının taksitle ödendiği geçen yılki sistemin hatalı olduğunu, bu nedenle bu yıl ürün bedellerinin peşin ödenmesi esasının getirildiğini hatırlatarak, ayrıca herhangi bir nedenle ödemelerde gecikme olursa devletin üreticiye faiz ödeyeceğine işaret etti. Erten, bu koşulları da dikkate elarak, "üreticiyi tüccara esir etmeyeceklerini" iddia etti. Erten şöyle konuştu: "Açıkça söylüyorum, Çukobirlik bu yıl da yeteri kadar pamuk alamazsa, bunun sonuçları çok kötU olabilir ve bundan en çok üreticiler zarar göreceklerdir." Çukobirlik Genel Müdürü, dün açıklanan pamuk taban fiyatını yeterli bulmadıklarını, fiyatın maliyetin altında olduğunu belirtti. "Bu nedenle Çukobirlik özellikle 1. ağız kaliteli pamuğa üreticiyi memnun edecek ölçüde bir fiyat farkı ödeyeceğiz" dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) KORGENERALLİGE YÜKSELEN TÜMGENERALLER: 1. Tümg. Arif Eryılmaz, 2. Tümg. Mustafa Katırcıoğlu, 3. Tümg. Hakkı Kaya, 4. Tümg. Mehmet önder, 5. Tümg. Ragıp Çiçek. TÜMGENERALLİĞE YÜKSELEN TUGGENERALLER: 1. Tuğg. Doğan Çelikay, 2. Tuğg. Doğan Solman, 3. Tuğg. Zekai Doğanay, 4. Tuğg. Selahattin tmer, 5. Tuğg. llhan özcan, 6. Tuğg. Doğan Bayazıt, 7. Tuğg. Şamil Özdilli, 8. Tuğg. Necati Ikizoğlu, 9. Tuğg. Aydm llter, 10. Tuğg. Zati Ergül, 11. Tuğg. Rauf Küçük. TUĞGENERALLİĞE YÜKSELEN ALBAYLAR: 1. Top. Kur. Alb, Doğu Aktulga, 2. Is. Kur. Alb. Çevik Bir. 3. Mu. Kur. Alb. Necdet Timur. 4. P. Kur. Alb. Cengiz Varol. 5. P. Kur. Alb. Necati özgen, 6. Mu. Kur. Alb. Rasim Betir. 7. P. Kur. Alb. Selim Ercan, 8. Top. Kur. Alb. Bahattin Karakaya. 9. Tnk. Kur. Alb. Turhan Yıldız. 10. Is. Kur. Alb. Mehmet Kapçak. 11. P. Kur. Alb. Mustafa Kalender. 12. P. Kur. Alb. Osman Ilgaz, 13. P. Kur. Alb. Güven Ergenç, 14. Pu Kur. Alb. Nizamettin Pasin. 15. Tnk. Kur. Alb. Onur Noyan. 16. P. Kur. Alb. Ferhan öktem, 17. Top. Kur. Alb. Behçet özgil. 18. P. Alb. Vefik Eren. 19. Top. Alb. Muzaffer Kalener. 20. Ord. Alb. Erdoğan özel. 21. Tbp. Alb. Coşkun Akıneri. 22. Y. Müh. Alb. Seyhan Canova. 23 Müh. Alb. Recai Gülener. 24. Hak. Alb. Cemil Sezgin. 25. Mly. Alb. Haşmet Yurtal. DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI ORAMİRALLİĞE YÜKSELEN KORAMİRAL 1. Kora. Emin Göksan. KORAMİRALLİGE YÜKSELEN TÜMAMİRAL: 1. Tüma. Işık Biren. TÜMAMİRALLİĞE YÜKSELEN TUGAMİRALLER; 1. Tuğa. Varol Atalay. 2. Tuğa. Turgut özkan, 3. Tuğa. Atilla Tuzman. TUGAMİRALLİĞE YÜKSELEN ALBAYLAR: 1. Dz. Kur. Alb. Gökmen Keçeci, 2. Dz. Kur. Alb. Üntay Kozak, 3. Dz. Kur. Alb. llhami Erdil, 4. Dz. Kur. Alb. Tuncel Erdinç, 5. Dz. Kur. Alb. Yurdakul Güncer. 6. Dz. Kur. Alb. Hüseyin Ürkmez. 7. Gy. Alb. Teoman Erbey. HAVA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI: ORGENERALLİGE YÜKSELEN KORGENERAL: 1. Korg. Cemil Çuha. KORGENERALLİGE YÜKSELEN TÜMGENERALLER: 1. Tümg. Ramiz Ertem. 2. Tümg. Rıfkı Utku. TÜMGENERALLİĞE YÜKSELEN TUGGENERALLER 1. Tuğg. Sevinç Pınar. 2. Tuğg. Irfan Sarp. *. Tuğg. öner Dinçer, 4. Tuğg. Alaattin Güven. TUĞGENERALLİĞE YÜKSELEN ALBAYLAR: 1. Hv. Plt. Alb. Kadri Sonnur. 2. Hv. Plt. Kur. ALb. Oktay Karasoy. 3. Hv. Plt. Kur. Alb. Nurettin Gül. 4. Hv. Plt. Kur. Alb. Osman Buşçelik. 5. Hv. Plt. Kur. Alb. Mehmet Taşçı. 6. Hv. Fz. Kur. Alb. Ali Rıza Balta. 7. Hv. Plt. Alb. Nurettin Yurtçu." 8. Hv. Yer. Alb. Remzi Ütkün. JANDARMA • GENEL KOMUTANLIĞI KORGENERALLİGE YÜKSELEN TÜMGENERAL: 1. Tümg. Hulusi Sayın. TÜMGENERALLİĞE YÜKSELEN TUGGENERAL: 1. Tuğg. Mustafa özpehlivan. TUĞGENERALLİĞE YÜKSELEN ALBAYLAR: 1. J. Alb. Cevat Alpaslan. 2. J. Alb. Atif Ercan. 3. J. Alb. Kenan Ersöz. GÜLHANE ASKERİ TIP AKADEMİSİ TUGAMİRALLİGE YÜKSELEN ALBAY : 1. Prof. Tbp. Dz. Alb. Erdinç Kanımtürk. ASKERİ YARGITAY: TÜMGENERALLİĞE YÜKSELEN TUGGENERALLER: 1. Tuğg. Necmettin Alkan. ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ: TUĞGENERALLİĞE YÜKSELEN ALBAY: 1. Hv. Alb. Zeki Güngör. GÖREV SÜRESİ 1 YIL UZATILAN GENERAL VE AMİRALLER: KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI: 1. Korg. Kemal Yamak, 2. Tümg. Cemil Mete, 3. Tümg. Lütfü Sel, 4.Tümg. Özdemir Kandemir, 5.Tuğg. Çetin Başer, 6. Tuğg. Abdullah Gündeş, 7. Tuğg. llhan Temizcan. DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI: 1. Tuğa. Ömer Şentürk, 2. Tuğa Erhan Gürcan. HAVA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI: 1. Tümg. Nedim Asil, 2. Tuğg. Yaşar Demirbulak. ASKERİ YARGITAY: 1. Hak. Tuga. Yusuf Eryılmaz. ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ: TUĞGENERALLİĞE YÜKSELEN ALBAY: 1. Hv. Hak. Alb. Güngör. Bamş (Baştarafı 1. Sayfada) da Barış Derneği ile demokratik kitle örgütleri arasında ilişki bulunduğunu ve demokratik kitle örgütlerinin anarşist örgütler olarak nitelendirildiğini belirterek, kitle örgütlerinin menfaat birliğine dayandığını, ortak menfaatin korunması için kurulduklarını söyledi. TÜTED'in de bir kitle örgütü olduğunu bu örgütlerin mütalaada belirtildiği şekilde değerlendirilemeyeceğini bildiren Göker, şunları söyledi: "Kitle örgütleri, kitle örgutii olmanın gereklerini yerine getirmekten başka bir şey yapmanuşlardır. TUrkiye kamuoyunun bu örgütleri demokratik kitle örgütü olarak nitelemesi ve hep bu adla anması bir rastlantı, bir zorlama değildir. Ülkemizde anılan kitle örgütleri özlemleri ve talepleri itibanyla demokrat olan kitleleri temsil etmişlerdir." Kitle örgütlerini barıştan yana olmalarının ya da başkan ve yöneticilerinin Banş Derneği'nin çatısı altında toplanmasının suç sayılamayacağını bildiren Göker, "Anılan kişileri biraraya getiren dünyada adil ve kalıcı bir barışın tesisi fikrinin toplumumuzda kazandığı güç ve yaygınlıktır. Bu flkrin haklılığıdır. Banştan yana olmak bir tercih meselesi degil, bir zorunlulukrur" dedi. Göker savunmasınm son bölümünde iddia makamınca düşüncenin mahkum edilmek istendiğini söyleyerek şöyle dedi: "Değişen değer yargılannın süratle ulusal sınırlann ötesine taşındığı bir çağda, üHcderden birinde barış fikrini, banş mücadelesini geriletmeye çalışmak abesle iştigaldır. Çünkü banş artık insanhğın tek özlemi, insanlığın ortak talebidir." TAHSİN USLUOGLU Harun Aykut Göker'in sorgusundan sonra TEK'te memurluk yapan Cemal Tahsin Usluoğlu'nunsorgusunageçildi. 21 sayfalık sorgu metnini okuyan Usluoğlu, Barış Derneği'nin açık olduğu dönemde hiçbir çahşmasının, toplantısının, açıklamalarının, yayınlarının soruşturma konusu olmadığını belirterek, "barışın, barış anlayışının yargılandığı tek ülke biziz" dedi. Derneklere üye olmanm Anayasal bir hak olduğunu, Helsinki Nihaî Belgesi'ne dayanılarak Barış Derneği'nin kurulduğunu bildiren Usluoğlu, şunları söyledi: "Hiç kimseye, kanunda ozel bir sınırlama yoksa derneğe neden üye olduğu sorulamaz. Ama, dava konumuzda olduğu gibi insanlar yasal derneklere üye olmaları nedeniyle ağır suçlamalarla karşı karşıya bırakılmaktadır. Çahşmalar suç değil, ancak Uyelik suç gibi bir göriinüm ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır. Oysa çalışmaları suç olmayan, aslında hiçbir soruşturma açdmamış yasal bir derneğe Uye olunamayacaktır da nereye üye olunacaktır?" ODTÜ öğretim üyesi Haluk Tosun da 40 sayfahk savunma metninde Dünya Banş Konseyi'nin nasıl kurulduğunu anlattı. Barış Derneği Davası'nın 7. sanığı olan Tosun 135 ülkede barış derneklerinin buhınduğunu, bu derneklerin de Dünya Banş Konseyi ile ilişkilerinin bulunduğunu belirterek, "135 ülke içinde ülkeyiz, dışında herhangi bir ülkede bizimkine benzer bir durum olmamıştır. Halen de olmamaktadır" dedi. Dünya Barış Konseyi'nden sürekli olarak küşku duymanın doğru olmadığını söyleyen Tosun, dünyadaki barış hareketleriyle ilgili geniş açıklamalarda bulunurken, ,"Barışa inanmanın barış için çaba göstermenin ceza hukukunun kapsamı içinde ele alınabilecek bir konu olmadığuıa inanıyonun" şeklinde konuştu. Haluk Tosun'un savunmasmdan sonra duruşma diğer sanıkların savunmalarına devam edilmek üzere 8 ağustos pazartesi günü saat 10.00'a ertelendi. Ureticiler (Baştarafı 1. Sayfada) fık Çavdar'm işte yukardaki cümlelerinde dile geliyor. Taban fiyatlarıyla ilgili yalın haber "Şu şu şu ürünlerde üreticilere verilen artışın geçen yıla göre yüzde 20 dolayında artmış" olduğudur. Bu artışın üreticiye, "Ne sağlamış olduğu" ise, bu ürünlerdeki fiyat artış oranınm, yine bir yıllık fiyat artışlarıyla karşılaştınlmasmdan geçiyor. Ancak, böyle bir karşılaştırmadır ki, "Üreticinin emeğiıiin karşılığını alıp almadığı" konusundaki her türlü tartışmaya kesin bir açıkhk getirebilir. Bunun için de yine resmi fiyat artışı rakamlarına bakmak gerekiyor. Devlet tstatistik Enstitüsü tarafmdan yayınlanan istatistiklere göre, 1982 haziran ayından 1983 haziran ayına dek, 1 yıllık fiyat artış oranı yüzde 30 dolayında. Şimdi ise, pamukta, incirde, üzümde ve yağlı tohumlarda bunları üreten köylü ve çiftçiye verilen artış yüzde 20 dolayında. Bir başka deyimle, her artış karşılaştırıldığında, fiyat artışlarının üreticiye verilen artıştan daha yüksek olduğu görülüyor. Fiyat artışlarının üreticiye verilen artışın üzerinde olması da, en azından bu ürünleri yetiştirenlerin gelirlerindeki azalmayı gösteriyor. Bir başka deyimle, ureticiler için, "hayat pahalı hale geliyor." Taban fiyatlarında dikkat çeken bir nokta var. Her yıl yetiştirilen ürünün mevsimine göre, hükümetçe saptanan ve Resmi Gazete'de yayınlanan taban fiyatlarına ek olarak bir de kararname yayınlanır. Orada, "Taban fiyatlan peşin olarak ödenecek" denir. Dünkü Resmi Gazete'de de aynı kural yer almıştır. Bu nerdeyse artık gelenek rialine gelmiş bir uygulamadır. Ne var ki, "peşin ödenecek" denmesine rağmen, aradan geçen zaman içinde, "peşin ödeme askıda" kalıyor. Nitekim, bugün gazetemizde yer alan bir habere göre Ziraat Odaları Birliği'nin bir iddiası var. Üreticiye devletin 13 milyar lira borcu olduğu öne sürülüyor. Buna karşı Ticaret Bakanı Kemal Cantürk bir yalanlamaya gidemiyor, sadece, "Hergün bir milyar lira ödüyonız" demekle yetiniyor. Ödemenin gecikmesi, başta verilmiş olan taban fiyatını daha da geriletiyor. Çünkü, 1 yıl önce verilen taban fiyatı, arada geçen sürede fiyat artışlanyla eriyor ve bu erime üreticinin aleyhine oluyor. Ortaya şöyle bir durum çıkıyor: Üretici geçen yıl verilen taban fiyatını aradan uzun bir. aman geçtikten sonra alıyor. Arada elektriğe, ekmeğe, çimentoya, gaza, beze, tuza zam gelmiş, ondan sonra parasını alıyor. Kısaca sağlanan artış amacından iyice uzaklaşmış oluyor. Şirket kurtarmaların böylesine gündemde olduğu bir sırada, "Kurtarma için milyarların konuştuğu bir sırada" üreticilerin birikmiş paralarının ödenmesinden daha doğal bir şey olamaz. Peşin ödeme kuralı varsa, paralar da üreticiye gerçekten peşin ödenmelidir. Kamuoyunun şirket kurtarmalarına büyük bir dikkatle göz dikmiş olması, işte bu tür gecikmelerin ve taban fiyatı artışlarının böyle yüzde 20'lerde kalmasının sonucudur. Aynı gerçek işçi ücretleri için de geçerli değil midir?.. Yıllık işçi ücretlerindeki, memur aylıklarındaki artışlar aslında 1983'de tam bir uyum gösterdi. Gerek ücretler, gerekse ayhklar, yüzde 20 dolayında arttı. Taban fiyatlan da, bu zincirin son halkasını oluşturdu. Ttirkiye'nin (Baştarafı 1. Sayfada) bilgi vermeye mezun değilim, süre için söyledikleriniz bir yorumdur" dedi. Dışişleri Bakanlığı'nın dünkü toplantısında sözcü Akıman ile gazeteciler arasında şu konuşmalar geçti: SORU Türkiye'den de Bagdat'a bir ziyaret yapılması söz konusu olabilir mi? AKIMAN Zannetmiyorum. SORU Sayın Cumhurbaşkanımız Irak Devlet Başkam'na bir mesaj yolladı mı? AKIMAN Bilmiyorum. SORU Irak Başbakan Yardımcısı'nın geliş nedeni nedir? AKIMAN Bölgedeki son durumla ilgili bilgi vermektir. Hükümetin bölgedeki gelişmeler konusundaki görüşlerini aktarmaktır. SORU Hiçbir talep ve istekte bulunmadılar mı? AKIMAN Hayır, destek istedikleri konusu doğru değildir. Herhangi bir arabuluculuk talebinde de bulunmuş değillerdir. SORU Bizim kendilerinden bir isteğimiz oldu mu? AKIMAN Biz de kendilerine Lübnan, Araplsrail savaşı ve IranIrak savaşı gibi konulardaki görüşlerimizi aktardık. SORU Bu konuda Türkiye'nin tutumunda bir değişiklik var mı? AKIMAN Türkiye'nin tarafsızlık durumunda bir değişiklik yoktur. Türkiye iki komşu ülke arasındaki savaşı büyük endişe ile izlemektedir. Bu savaşın sona ermesi için yapılan ve yapılacak tüm girişimleri teşvik ve tasvip ediyor. Savaşın bir an önce durmasını bekliyor. Savaşın sürmesi bölge için tehlikelidir. SORU Iraklı Bakan Tarık Aziz'le ekonomik konular da ele alındı mı? AKIMAN Irak'la olan ekonomik ve mali ilişkiler, savaş nedeni ile tıkamklık gösteren ihracatın işlerlik kazanması konusu bu görüşmede herhalde ele alınmıştır. SORU Sayın Tarık Aziz'in memnun ayrıldığını söyleyebilir misiniz? AKIMAN Memnun görünüyordu. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Akıman, son olarak sorulan "Irak'ta Türk Silahlı Kuvvetlerinin giriştiği eylemin Irak'ı ferahlatıcı etkileri nedeni ile Iraktran savaş dengesinde Irak lehine bir durum yaratmış olduğu söyleniyor. Ne dersiniz?" yohındaki bir soruyu ise "Irak'taki eylem bizim bakımımızdan bıçak kemiğe dayandığı için girişilmiş bir eylemdir. tran aleyhine bir durun yaratmış olduğunu sanmıyorum" diye yanıtladı. IRAK KÜLTÜR BAKANI YARDIMC1SI Irak Kültür ve Enformasyon Bakan Yardımcısı Abdülcabbar Muhsin, son günlerde üzerinde çalışılan petrol boru hattının genişletilmesini ve geliştirilmesini öngören proje ile Türkiye'ye daha fazla petrol pompalanacağını söyledi. Cabbar dün düzenlediği sohbet toplantısında petrol boru hatünın Iran'ın tehdidi altında bulunmadığını ileri sürdü. Bülend (Baştarafı 12. sayfada) miz, sağladığı biiyiik yararların yanısıra, kredi faizlerinin artması ve istihdam imkânlarının yeterli diizeyde gelişmemesi gibi sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Aynı şekilde, özellikle yabancı kredi ile kurulan işletmeler, özellikle paramızın değerinin günlük olarak belirlenmesi ve dolann giderek değer kazanması sonucunda çeşitli sorun ve zorluklarla karşılaşmışlardır. Ancak, Dünya ekonomisindeki genel durgunluğun ve himaye?ilik eğilimlerinin olumsuz etkilerini gözden kaçırmamak gerekir kanısındayım. ÖZEL KEŞtME DÜŞEN GÖREV Soru Söz ettiğiniz olumsuz sonuçların giderilmesi için önlem alınması düşünülüyor mu, yoksa vatandaşa rağmen söz konusu ekonomik politika sürdürülecek mi? Yanıt Hükümetimiz bir siiredir meydana gelen sorunlann çöziimüne yönelik tedbirleri almaya başlamıştır. Ancak bu konuda iyileşme hızının devletin gelirleri üe sınırlı olduğunu unutmamak gerekir. Devletin yaratacağı istihdam imkânları ve giiç durumdaki işletmelere sağlayacağı krediler kadar, özel kesime de biiyiik görev düşmektedir. Özel kesimin yatınmlannı arttırması, kurulu tesislerinin verimliliği ile kullanma kapasitelerini yükseltmesi gibi çabalann alınacak sonuç üzerinde olıımlu etkileri olacaktır. Sermaye piyasasının canlandırılmasına paralel olarak vatandaşlann güvendiği kuruluşlara senet veya tahvillerini satın alarak ortak olmasının, çiftçilerimizin, kiiçük esnafımızın istihdam yaratmasının da sorunlann çöziimlenmesinde biiyiik katkısı olacaktır. Geçimlerini iicret veya maaş gelirleri ile sağlayan kişilerin özellikle 19771980 döneminde aybettikleri satın alma gücüniin yeniden yükseltilmesi, üzerinde önemle durulan bir konudur. Bu amaçla, özellikle son dönemde çalışma hayatımızla ilgili bazı kararlar alınarak uygulamaya geçilmiştir. Asgari iicret in yeniden belirlenmesi, gelir vergisinde ücretliler lehine yapılan değişiklikler, teknik pcrsonel ve yöneticilere özel tazminat verilmesi ile bu kişilerin gelir seviyelerinde reel artışlar sağlanmıştır. Bununla beraber kamu personelinin lojman sorunu dahil diğer sorunlannın da köklii şekilde halledilmesi için çahşmalar sürdürülmektedir. Baştürk (Baştarafı 1. Savfada) bu cezasını hücrede çekeceği bildirildi. DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk DİSK davasmın 3 ağustos günlü oturumunda, duruşma yargıcı Çetin Güvener'in, yargılamanın başladığı günden bu yana sürekli tek taraflı bir tavır içinde olduğunu, davayı usule aykırı olarak sürdürdüğünü bildirmiş ve "reddi hakim" isteminde bulunmuştu. Ancak Baştürk'ün bu istemi mahkemece reddedilmişti. Mahkeme ayrıca, 12 Eylül 1980'den bu yana, 3 ayn gözetim altında olmak üzere tutuklu bulunan Baştürk'ün ilgili maddeler uyarınca yeniden tutuklanmasına ve aynı mahkemede dün sorgusunun yapılmasına karar verilmişti. Dün, Selimiye'de, Istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı (2) numaralı Askeri Mahkemesi'nde yeniden duruşma yargıcı Çetin Güvener'in karşısına çıkanldı. Sorgusu yapılan Abdullah Baştürk, reddi hakim istemi sırasmda ettiği sözlerin, yalnızca hakimi reddetmek istemiyle ilgili olduğunu, mahkemeye ya da duruşma yargıcına karşı bir hakaret kastı bulunmadığını söyledi. Daha sonra karannı açıklayan mahkeme heyeti, Abdullah Baştürk'ün reddi hakim istemi sırasında ettiği sözlerin duruşma inzibatını bozacak nitelikte olduğunu bildirdi ve 353 sayılı yasanın 143/3 maddesi uyarınca inzibati nitelikte olmak üzere takdiren ve teşdiden 7 gün hafif hapis cezasıyla cezalandırılmasını, sanığın tutuklu olması nedeniyle bu cezasının hücrede infaz edilmesini kararlaştırdı. 353 sayılı yasanm 143/3 maddesi 1 günden 1 aya kadar hapis cezasını içeriyor ve bu maddeye göre hüküm giyenler cezalarını hücrede çekiyorlar. Verilen karara itiraz mümkün olmuyor. Şide: Şirket (Baştarafı 1. Sayfada) lere verilen ücret ve sosyal haklarda büyük kargaşa ve adaletsizlik olduğunu söyleyen Şide, "bu konudaki düzenleme çabalan farklı uygulamalan gidermeye yetmiyordu" dedi. Asgari ücretin ülkemizde ayrı bir önemi olduğunu da vurgulayan Sadık Şide, "asgari ücret 1981 mayıs ve 1983 ocak ayı başında olmak üzere 2 kez yükseltildi. Ancak bu artış, hızla artan fiyatlar karşısındayeterli değil" şeklinde konuştu. Kıdem tazmınatı konusundaki haksızlıklann giderildiğini de savunan Sosyal Güvenlik Bakanı, "Ancak kıdem tazminatının asgari ücretle irtibatlandınlması daha sonra asgari Ucretin yükseltilmesi için sebep ve kaynak bulunmasını güçleştirmiştir" dedi. Sadık Şide, bu nedenle asgari ücretle kıdem tazminatı bağlantısımn yeni düzenlemelerle sağlandığını söyledi. Zeki Devletten (Baştarafı 1. Sayfada) Y1LLIGJ 12 Eylül 80 31 Arahk 82 Öıtemli günterin Cumhuriyet'lerinin tıpkı basırrrian 2 cilt 2000 lira İsteme adresl: Turkocağı Cad. haziran ayındaalınan 53 bin 895 ton yaş çay yaprağının bedeli 41 AÇIKLAMA: Gazetede dün ya ayrı çay fabrikasının veznelerinyınlanan yazımın sondan ikinci de ödeniyor. Telatar, çay ahm paragrafında bir dizgiyanlışı so kampanyasının başından bu yanucu "Arçelik'in kurtanlması he na 1983 ürünü 320 bin ton yaş sabmdaru."denilmektedir. "Asil çay yaprağı alındığını, bu ürüçelikin kurtanlması hesabın nün işlenmesiyle 80 bin ton dodan..." olacaktır. Düzeltir, okur layında kuru çay elde edildiğini bildirdi. lardan özür dilerim. 841 günün olayları haberlerı, yorumları 3941 Cağaloğlulstanbtıl
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear