26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 AĞUSTOS 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 YAYIN DUNYASINDA SANAT EDEBIYAT Iki yalnızın bir düş kadar güzel olan aşklannın romanı ÖLÜ BİR DENtZ, Erhan Bener, 294 Sayfa. YAZKO Yaymları ATİLLA ÖZKIRIMLI Düzenli bir hayat sürmüş, evli, dört çocuk babası ve üç torun sahibi, emekli biyoloji öğretmeni Adnan Refik, kimseye haber vermeden bavulunu alıp kaçar. Yeni hayatı için seçtiği deniz kıyısında, bir motelde üç beş gün kalacak, yakındaki balıkçı köyünde sürekli kalabileceği bir evceğiz arayacaktır. Aynı gün motele başka bir kaçak daha gelmiştir. Yorucu iş hayatınm, boşanmış oğlunun ve ayyaş kocasının bunalttığı, kırk beş yaşmda, ama çekiciliğini koruyan bir kadındır bu. Büyük bir bankanın kambiyo müdürüdür Yüksel. Kaçmak değil, kaçamaktır onunkisi. Başını dinlemeye gelmiştir oraya. O akşam motelin lokantasında gördüğü Adnan'ı bir arkadaşma benzetmesi, ikisinin tanışmasına yol açar. Kaçma nedenleri farklı bir erkekle bir kadının bu karşılaşması, arkadaşlık, dostluk aşamalanndan geçerek aşka, tutkulu bir ilişkiye dönüşecek; alabildiğine özgürce yaşanan bu ilişki kaçınılmaz sonla noktalanacaktır. lanz. Hep bir şeylere bağımlı olarak yaşamış insanlanz" sözleriyle dile getirir Adnan. Ama yanıltıcı bir benzerliktir bu. Birliktelikleri bir patlamanın ürünüdür. Yalnızhklan birleştirmiştir onlan ve yine yalnızlıklan ayıracaktır. Yitirdiklerini kazanmak istercesine oburca tüketmişlerdir birbirlerini. "Mutluluğu sonuna kadar yaşamaya"cağım bilmektedir Yüksel. Ister istemez dönmek zorunda kalacaktır. Bu nedenle ilk kez Adnan'la duyumsadığı kadınhğını alabildiğiıe yaşamak ister. Nereye kadar? sanıp olabilir?" Gücü yetecek midir buna? En önemlisi, "artık başka şeylere de" açtır onun "yürejği, beyni ve hatta dokunma duyuları." Oysa şimdiden, seviştikleri anlar dışında bir sıkıntıyı yaşamaktadır. Yeni bir tekdüzeliği, başka bir kısır döngüyü... Ayrıca ona kendini, erkekliğini kanıtlama fırsatını veren, hayatın güzelliğini duyuran, yüreğinde hiç tatmadığı duyguların yeşermesine yol açan Yüksel'in gidişiyle yalnızlığı dayanılmaz olmayacak mıdır? Içine düştüğü çatışmayı, yaşadığı çelişkiyi erkekçe çözümler Adnan. Acımasızca. Yok olmak istese, "bir işkence masasında bütün kemiklerini küçük küçük kırmışlar gibi her yanı ağnlar içinde" olsa da yapabileceği bir şey yoktur Yüksel'in. llişkilerinde bir yanhşlık olduğunu, nerede yanıldığını o da bilmektedir. Kendilerini birbirlerine niye anlatamadıklarını düşünür. Şudur vardığı sonuç: "Birbirleriyle karşılaşmalan bir mucizeydi. Büyük bir mucizeydi ama ikisi için de gecikmiş bir mucizeydi." Tutkulu bir aşkın romanı "Bir Ölü Deniz"; iki yalnızın çıkar duygusundan uzak, hayat kadar güçlü, düş kadar güzel aşklannın romanı. Umarsız, bitimli belki. Belki yaralayıcı... Ama hangi güzellik bitimli değildir ki? Gecikmiş bile olsa, benzeri mucizeler değil midir hayatı insanileştiren? Türkçe Sözlük'ün 7. baskısı mı, Yazım Kılavuzu'nun 11. baskısı mı? "Türkçe Sözlük Genişletilmiş 7. Baskı (1. AK; 2. LZ)" Türk Dil Kurumu Yaymları Ankara 1983. fki cilt 1200 Lira. NEVZAT ERKMEN Son birkaç yıl boyunca birbirimize özlemle, "Ah, doğru dürüst ve kapsamlı bir Türkçe Sözlük olsaydı!" demelerimiz son buldu. TDK'nun bu yeni yapıtı, önceki altı basımın üzerine kurulmuş besbelli. Ne var, yepyeni, öncekilerden çok farklı, çok daha kapsamlı, birçok sözcüğün yazarlanmızca nasıl kullanıldığını gösteren örnekleri, ve en güzeli, yıllardır yaygınca kullanageldiğimiz ama sözlüklerde rastlayamadığımız sayısız sözcüğü de içeren bir sözlük buluyoruz elimizin altında. Edinelim bu sözlüğü. Yararlanalım ondan. Tadını çıkarahm. Çünkü çok bekledik, özledik, hak ettik onu! TDK'na (bu sözlüğü gerçekleştiren TDK görevlilerine) ve onların çalışmalarının nedeni olan okurlara ve dilseverlere teşekkürler... "Türkçe Sözlük"te, ilk kez içerilen kimi sözcükler: Kaban, debi, klima, krokodil, haf, fototek, fueloil, gag, küviz, grotesk, groston, disko, aynmsamak, asmolen, antimomi, antet, antetIi, abandone, aysfild, averaj, acıdaş, alg, almancı, ambale olmak, amfora (amfor), amorf, anarşik, angaje, ankastre, cips, behevyorizm, çaçaça, çekap, dekatlon, detant, dipfriz, elektrojen, empoze, fondöten, fotofiniş, görselişitsel, ıskalamak, idefiks, ikebana, işlerlik, kaligrafi, kankan, kaniş, kaset, klas, klasman, klitoris, konargöçer, konken, kontaklens, korporasyon, kornişon, kravl, kungfu, kup... Bu ve daha yüzlerce ilk kez sözlüğe alınmış sözcükler daha var. Elbet birçoğunun Türkçe kökenli karşıhklarını kullanmayı yeğleyebiliriz. Ne var, işitegeldiğimiz, kullanageldiğimiz bu sözcükleri sözlükte bulabilmek pek sevindirici oluyor, Ancak TDK'nun, "Sözlük''teki yazımların, "Yeni Yazım Kılavuzu 11. Basım"daki yazımları yenileştirip yenileştirmediğini açıklamasını dilerim. Çünkü yapıtın önsözünde böyle bir bilgiye rastlamadım. Gerçj bu önsözde, yapıtın, "Türkçenin eriştiği son durumu yansıtacak bir biçimde yeni katkılarla" zenginleştirildiği ileri sürülüyor. Ancak "Sözlük"le "Kılavuz" arasında kimi yazım farkları da görülüyor. Yazım Kılavuzu'ndaki "andiçmek, Babıali, Hindoloji, bellibaşh, bürüksellahanası" sözcükleri, Sözlük'te "ant içmek, Babıâli, hindoloji, belli başlı, brüksellahanası" olmuş. Bu türden farklıhkların yalnızca birkaç örneğidir bu saydıklanm. 1983 tarihli "Sözlük"ün, 1981 tarihli "Kılavuz"daki yazımlardan daha yeni yazımları içermesi gerekir. TDK hangi yazımları öneriyor? Bunu açıklaması gerek TDK'nın, kesin bir dille. Eğer "Sözlük", son yazımları belirtiyorsa, o zaman da yeni bir "Yazım Kılavuzu" bekleriz. Sonuç: Çok güzel, büyük bir Türkçe sözlüğümüz var artık sevinelim! Duyduk Gördük Boyunbağunı takayım da. Süleymaniye ve Beyazft çevresinde istimlak alanına giren işyerleriyle Esnafın Sorunlan konulu toplantı hakkmda bilgi almak üzere telefonla aradığımız lstanbul Madeni Sanatkârlar Birliği Başkanı Mustafa Bahçekapılı, çok memnun olarak bizi Birlik Merkezi'ne çağırdı. Veriletı randevu üzerine Cumhuriyet muhabiri Şişhane'de bulunan Birlik Merkezi'ne gitti ve Mustafa Bey tarafından karştlandı. Mustafa Bey önündeki kağtda yazılı notlart karıştırarak, "Bak" dedi, "ben uzun bir yazı hazırladım. Bunu gazeteye koyacaksınız. Ama birinci sayfadan olsun. Hem sen resim de çekiyorsun, değil mi? Fakat bu kılıkta olmaz önce boyunbağımı takayım. öyle daha iyi olur." Ve Mustafa Bey elindeki kağıttan okumaya, Cumhuriyet muhabiri de not almaya başladı. "Esnafımızın durumlarmı etraflı görüşüp halletmek için" diye sözlerini sürdüren Mustafa Bey arada bir, "bizlere büyük yardımları olan sayın büyüklerimiz, valimiz, belediye başkammız..." diyerek, "aman bunları not al ha. Onlan iyi övelim ki sorunlarımız çabuk hallolsun" gibi sözler etmeye başladı. Anlatıianların pek esnaf sorunlannı yansıtmadığını gören Cumhuriyet muhabirinin, "Birliğe bağlı kaç üyeniz var?" sorusuna Mustafa Bey önce 80.000, daha sonra "lOObinyaz işte, farketmez. Sen bir şeyler yazarsın," karşılığını verdi. Cumhuriyet muhabirinin kesin rakam istemesi üzerine bir yerlere telefon eden Mustafa Bey, üye sayısım 30.000 olarak düzeltti. Esnafın sorunlan hakkmda pek konuşmayan Mustafa Bey, arada bir, "Resim çekeceksin değil mi?" sorusunu unutmuyordu. Mustafa Bey önündeki kağıdı okumayı bitirdikten sonra da şöyle dedi: "Sen benim söylediklerimi de biraz düzeltip eklersin. Güzelleştirirsin. Geçenlerde gazetesinden bir muhabir geldi. Söylediklerimi aynenyazdı. Çok güzel yazdı. Hep beni övmüş. Çaltşmalarımı takdir etmiş." Konuşma bitti, Mustafa Bey de tuvalete giderek boyunbağım taktı. Masasma kuruldu ve eline kalemi aldı, bir şeyler yazıyormuş, çalışıyormuş gibi. Fotoğrafçekme işi bitip Cumhuriyet muhabirini uğurlarken, özellikle bazı kişilerin övülmesi isteğini hâlâ yineleyip duruyordu. Yabancı dil mi, büyük tehlike!f Uludağ Üniversitesi Necatibey Eğitim FakültesVnde son günlerde 37 kişi görevden alındı ve Milli Eğitim Bakanlığıyna iade edildi. Balıkesir eğitim çevrelerinde bugünlerde konuşulan konu bu. Alınanlar ve geride kalanlar için gö'z önünde tutulan ilkeler nelerdi? Belki bu konuda bir açıklama yapılır da alınanlar neden görevden alındıklarını bilirler, çocuklarının, eslerinin ve dostlarının bu konudaki sorularına bir karştlık verebilirlerdi. Gidenlerle kalanlar arasmdaki ölçüt konusunda bir fikir verebilmek için, geçenlerde işittiğimiz bir öykiiyü anlatalım: İki yıl önce Fen Bilimleri Bölümü kurul toplantısında, öğretim üyelerinden biri, Fen Bilimleri Bölümü 'nde yabancı dille öğretim yapılmasını, bunun için hazırlık sınıflan açılmasını, bu konuda bakanltğa öneri götürülmesini istedi. Bu öneri üzerine, şimdi fakültede kalan bir başka öğretim üyesi söz aldı Ve şöyle konuştu: "Ben bu önerinin karşıstndayım. Nedenine gelince; sımflarda Newton Fiziği öğretiyorum. Eğer öğrenci yabancı dil bilirse Tutkulu Bir Aşkın Romanı Aynı esrikliğe başlangıçta kendini kaptırsa da, yaşananın olumsuzluğunun farkındadır Adnan. "Sevgilerini besleyecek, büyütecek, tazeleyecek hiçbir kaynak" yoktur cinselliklerinden başka. Üstelik "bu kaynak, önünde sonunda, en azından ikisinden biri için çok çabuk kunımağa" hükümlüdür. Tutkuları mutluluğu getirmiştir ama mutsuzluk yakındır. Daha ilk ilişkilerinde kendini kaptırdığı yaşlıIık saplantısı, Yüksel'in taşkınlığı karşısmda büyümektedir. "Bu kadına sonuna kadar nasıl Cttcttntt Yahnhktan Alıyor Erhan Bener'in "Ölü Bir Deniz" romanının, sözlüklerde, ansiklopedilerde rastlanabilecek türden kısa konu özeti böylesine yalın işte, böylesine sıradan. tki kişinin arasında olup biten dışında önemli, büyük bir olay yok romanda. Ne geride bırakılanların kopardığı bir fırtına, ne kıskanç eşlerin yarattığı trajediler, ne çocuklarm yarattığı sorunlar, ne çevrenin baskısı... Ama Bener'in romanı, gücünü bu yahnhktan alıyor; romanın başansını bu sıradanhk sağlıyor. Çünkü olay ne ölçüde yalın, ne ölçüde sıradansa, iki kişinin içinde bulundukları durum o ölçüde karmaşık, yaşadıkları olgu o ölçüde çelişik. Asıl fırtına o iki kişinin içinde. Asıl çatışma ikisinin farklı kişiliklerinden kaynaklanıyor. Farklı özlemlerden, farklı beklentilerden... Giderek ayrı çevrelerin, değişik toplumsal koşulların ürünü olmalarından... Niçin kaçmiştır Adnan Refik? Bilinçli bir seçim midir bu? Adnan Refik'in kaçışı, planlı programh oluşu, yıllardır bekİenmesi açısından bilinçli gibi görünse de bir düşün gerçekleştirilmesidir daha çok. "Kendine göre özgürce bir yaşam için, çevresindeki göriinür göriinmez bağlardan, kurallardan, baskılardan kurtulabüeceği bir gttnün geleceğini düşleyerek" yaşamıştır Adnan Refik. Sonunda başarmıştır işte. Ama yeni hayatına nerede başlayacağı dışında yanıtı verilmemiş bir yığın soru vardır önünde. Ne yapacaktır, nasıl yaşayacaktır, insansızlığa katlanabilecek midir? Artık özgürdür. özgür müdür? "Şimdi anlıyordu ki tutukluluğu asıl kendi içindedir. Nereye kaçarsa kaçsın, kendi dışındaki birtakım koşullar onu yönlendirmeğe devam edecektir." Dört buçuğa daha çok var! Saf adamın belâlısı çok olur. Galata Köprüsü 'nün yeni açıldığı yıllar, Anadolu'nungöbeğinden Istanbula iş tutmaya gelmiş böyle bir garip o zaman yüz paraya geçilen kulübelerden birinin önünde cin gibi bir lstanbul çocuğunun gözüne çarpmış. Saf delikanhmn yanına sokulup sormuş: "Hemşehm, saat kaç?" "Dört." "Dört buçukta gel de burnumu ye!" "Vay namussuz!" diye haykıran deltkanlı serserinin peşine taktlmtş ve ah al moru mor Galata'mn başındaki karakolu bulmuş. Nöbetçi polis bakmıs, yanından geçenin pesinden biri koşuyor. Durdurmuş garibi ve sormuş: "Ne var, ne oluyor?" "önümdeki herifsaati sordu. Dört, dedim. Dört buçukta gel de burnumu ye dedi." "Acelen ne be birader? Dört buçuğa daha 25 dakika var." Yayın raporu Mikelanj'in Mektupları Çeviren: Attila Tokatlı / Düşün Yayınevi Mektuplar Dizisi / 143 sayfa. Leonardo da Vinci'yle birlikte Rönesansın iki büyük temsilcisinden biri sayılan Mikelanj (14751564) yontu, resim, mimarlık, mühendislik, şiir alanlannda binlerce yapıt yarattı. Düşün Yayınevi'nin Mektuplar Dizisi'nden yayınladığı "Mikelanj'in Seçme Mektupları", büyük bir sanatçı olduğu kadar bir "çag adamı" olan Mikelanj'ı bize içerden tanıtıyor. oluşuyor. Adnan Ozyalçıner, öykücü Ahmet Çakır'ı şöyle tanıtıyor: "Ahmet Çakır, insanları, yaşamayı toplumsal bir kesit içinde ele almasıyla dikkatimi çekti. Dili özenli. Türlü anlatım olanaklanndan ustalıkla yararlanabiliyor. Görüntü ve benzetmelere f azla kaçmadan olay örgüsüyle örgü bütünlüğüne kolayca ulaşabilen bir yazar." ler", "Rahle", "Arkadaşlara Dair" ve "Dizemler" başlıklı beş bölümde toplamış. Bir ozanın şiirini yine kendi şiiriyle anlatmak gerekirse: "Başını dayadığım ağaç dalı/Bak hafifçe eğildi toprağa doğru/Uyuyan bir çocuğun soluk alışını/Dinler gibi kendini vererek/Yaklaş yüzünü örse de acılar/Boynundan ter boşalan herkese/Gözyaşları da çiçek açar." K u r ş u n Ata Ata Biter Yazan: Tarık Dursun K./Bilgi Yayınevi/219 sayfa Türk dilinin ustalarından Tarık Dursun K.'nın son romanı "Kurşun Ata Ata Biter". Roman adını "Mapusluk yata yata/Kurşun ata ata biter" diye başlayan yaygın bir halk türküsünden alıyor. Bir sınır kentinin zorlu yaşam koşullarında, kahramanlarının yaşama savaşımını çok boyutlu bir insancıl yaklaşımla dile getiren romanda, olağanüstü bir dostluğun destanı da anlatılıyor. Tarık Dursun K.'nın, edebiyatımızda sıkça rastlanmayan akıcılıktaki Türkçesi, ustalığın yahnlığına erişen anlatımı, romanın öyküsünün ötesinde bir tat veriyor okuyâna. Üç Çiçek'in ikinci kitabı yayınlandı Insanca zayiat yok! araştırır, belki yabancı kaynaklardan A tom Fiziği'ni öğrenir ve beni aşar. O zaman da sınıf içindeki otoritem sarsılır. Boyle bir durumda benim halim nice olur?" Anlaşdıyordu ki, üniversitede görev yapmak için Nev/toncu olmak ve öğrencilere Newton 'u öğretmek gerekiyordu. Neyse, artık bu öğretim görevlisi rafıat çalışabilir. Çünkü tngilizce ve Fransızca öğretim üyelerinin tüntü görevden alındı. Fakülte'de yabancı dil bilen çok azaldı. tstanbuVdan hareketle Karadeniz illerinden birine giden bir otobüs hendeğe devrilmiş. Içindekilerin tümü Karadenizli yuritaşlar. Bir tek şoför onlardan değil Dışan fırlayıp çevrede bir telefon aramaya koyulmuş. Ulaştığı ilk benzinciden patronunu arayıp başlarına geleni anlatmış: "Sorma patron, büyük bir kaza geçirdik. Otobüs hendeğe devrildi." Patron heyecan içinde sormuş: "Eyvah! Insanca zayiat var mı?" "Insanca zayiat yok, yafntz. kırk lâz telef oldu!" ' ''" Şiir Nasıl Yazılır? Yazan: Vladimir Mayakovski/ Çeviren: Yurdanur Salman/ Yaşantı Sanat Kitapları/ 66 sayfa İlk basımı dört yıl önce yapılan "Şiir Nasıl Yazılır?"da, ünlü Sovyet ozanı Vladimir Mayakovski, 1925'de canına kıyan ozan Sergey Yesenin için yazdığı şiirden yola çıkarak, şiirin nasıl oluşturulduğunu anlatıyor. Şiirin nasıl oluştuğunu anlatıyor, derken yanlış anlaşılmasın. Mayakovski, bu küçük kitabında, ilk ağızda akla gelenin tam tersine, şiirin ders kitaplarından değil, doğrudan deneye dayanılarak öğrenileceğini söylüyor. özenli çevirmen Yurdanur Salman'ın elinden çıktığı için Türkçe'sini rahatlıkla ve zevkle okuduğumuz kitabın sonunda ayrıca konuyla ilgili olduğu için Yesenin'in "Ayrılık Şiiri" ve Mayakovski'nin "Sergey Yesenin'e adlı şiiri de okura sunuluyor. Yazan: Ricardo Güiraldes/ Çevirenler: Siren Tayla ve Vedat Tayyar Erdamar/tç resimler: Alberto Güiraldes/Can Yayınları/246 sayfa. Birinci Dunya Savaşı sonrası Arjantin edebiyatının önculerinden sayılan Ricardo Güiraldes, toprak sahibi soylu bir aileden gelen ve Avrupa kultüruyle serpilmiş bir yazar. Arjantin bozkırlarının mitologyasını dile getirdiği "Bozkırdaki Gölgeler"i ölumünden bir yıl once, 1926'da bitirdi. Roman sonradan eleştirmenlerce yalnızca Güiraldes'in başyapıtı olarak nitelenmekle kalmadı, aynı zamanda Arjantin edebiyatında klasik ile çağdaşın kesiştiği nokta olarak değerlendirildi. Çobanıl Şiirler Oktay Rifat / 256 sayfa / Adam Yayıncılık Türk Şiiri'nin ustalarından Oktay Rifat, ilk kez 1976 yılında yayımlanan "Çobanıl Şiirler"in yeni baskısıyla karşımızda. Ancak bu kez kitaba, 1979'da basılan "Bir Cigara tçimi"ndeki ve 1980'de yayınlanan "Elifli"deki şiirleri de eklenmiş. Şiirimizin yaşayan en büyük ozanlarından birine yaraşan özenli bir kitap. lyi Bir Yurttaş Aranıyor Ataol Behramoğlu'nun Şiirleri / 57 sayfa / Yazko Yayını Ataol Behramoğlu'nun tek kişilik bir kabare oyunu için yazdığı şiirler, aynı adla kitap haline getirildi. Maksut Göksu'nun besteleri, Cem tdiz'in düzenlemesi, Vecdi Sayar'ın çevre düzeni, Rutkay Aziz'in yorumuyla 1981 ve 1982 yıllarında Deniz Türkali tarafından Istanbul'da Ankara'da izleyicilere sunulan "İyi Bir Yurttaş Aranıyor" kitabında Nezih Danyal'ın desenleri de yer alıyor. Pazar Güneşi Yazan: Cemil Kavukçu/Yaba Yayınları/76 sayfa "Pazar Güneşi", Cemil Kavukçu'nun ilk öykü kitabı. Öğrencilik yıllarında başlayan öykü çalışmalanndan bir bölümü çeşitli dergilerde yayınlanan Cemil Kavukçu, 1951 yılında lnegöl ilçesinde doğdu. 1976 yılında lstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik Bölümü'nü bitiren yazar, bir kamu kuruluşunda çalışıyor. Bu ilk kitabında Kavukçu'nun on iki öyküsü yer alıyor. Bozkırdaki Gölgeler Kültür Servisi Üç Çiçek Sanat Edebiyat Kitabı'nın ikincisi, hazirantemmuzağustos sayısı olarak yayınlandı. Üç Çiçek, ilk sayısındaki biçimini değiştirerek bu sayısında kitap biçimini aldı. Bu sayıda Tuğrul Tanyol'un "Hepsi Birbirine Benzivor mu?" Asaf Savaş Akat'ın "Iktisat ve Edebiyat tlişkisi", "Turgay Fişekçi'nin "Dergi Yöneticileri Şiir Seçerken", Hüseyin Ferhad'ın "Gılgamış, Odysseus, Köroğlu Üzerine Bir Söyleşi" başlıklı yazılarının yanı sıra Özdemir Ince, Abdülkadir Budak, Ali Cengizkan, Haydar Ergülen, Akif Kurtuluş, Oktay Taftah, Cafer Turaç, Abdülkadir Bulut, Muzaffer Özdemir, Hüseyin Avni Dede'nin şiirleri, Tomris Uyar'ın, Cengiz Önder Sever'in öyküleri yer alıGuher ve Süher Pekinel yor. kardeşlerin piyanodaki Üç Çiçek'in "Üçüncü Dünya yeteneklerini basından izliyor Kültürü, Sanatı Bölümü"nde ise ve kendileriyle iftihar Batı ve Orta Afrika'nın kültür ve ediyorduk. 11. lstanbul sanatı üzerine incelemelere ve bu Festivali'ndeki nefis yörelerin edebiyat urünlerinden konserlerini izledikten sonra örneklere yer veriliyor. koltuklanmız iyice kabardı. "Üç Çiçek'Mn ozel bolumün Ama birkaç gün önce radyoda de UTamsi, Dadie, Rabema kendileriyle yapılan bir nanjara, Ranaivo, Soyinka, Ja röportajı izlerken aynı cinto gibi ozanların şiirleri, duyguları taşıdığımızı Mongo Beti'nin iki oykusu, Bi söylemek güç. Çünkü rago Diop'dan bir masal ve Ad seslerinden çok tatlı iki hanım nan Özer'in "Afrika Edebiyatın oldukları hissedilen bu ikiz da İslam Etkisi Üzerine Birkaç kardeş Türkçeyi zor Söz" başlıklı incelemesi yer konuşuyorlar. Her cümlede en azından beş altı kere "1..1..1" alıyor. Yurt dışında ynşayunların Türkçesi sesi çıkaran kardeşler çok sayıda da yabancı sözcük kullamyorlar. Milliyetçiliğimizin kabardığını sanmayın. Ama bir insanın ana dilini, istediği kadar anayurdundan uzak kalsın, unutmasım anlayamıyoruz. Dışarda sayısız örneklerine rasthyoruz. Babası Türkiye'den giden ve kendisi başka memlekette doğan sayısız Ermeni tamdım; kusursuz Türkçe konuşuyorlardı. Los Angeles'te otuzu aşkın yıldır, hem de tek bir kere Türkiye'yc gelmeden yaşayan Dr.Sabahattin Giz ve onun gibi bir çok Türk tek kelimeyi unutmazken neden bu kızlarımız kısacık sürede dillerini bir yabancı şivesiyle konuşuveriyorlar? tdil Biret de küçüklüğünden beri dışarda yaşayan dahi kızlarımızdan biri. Ama onun tek bir kelimeyi unuttuğuna ve yanlış kullandığına tanık olmadık. Şirin ve yetenekli Pekinel Kardeşlerden içtenlikle rica ediyoruz: müzikteki yeteneklerinden birazını Türkçelerinin düzelmesine harcasınlar lütfen! 25 Ağustos Bambaşka Bir Mutluluk Nitekim, parasal sorunlar, ufak tefek ev işleri bir yana, Yüksel'le karşılaşması daha ilk günden tasarladığı sakin hayatı altüst etmeye yetecektir. Sevgiyi tanımaz çünkü Adnan Refik. Daha doğrusu hiç sevmemiştir. Evleninceye dek kadın erkek ilişkileri konusunda "ürkek ve masum"dur. Evlendikten sonra da "ne olup bittiğini farkedinceye kadar iist iiste dört çocuklan" olmuştur. Yıllann birikimiyle, karısının duyduğu tiksintiyi sezemeden bir şeyler aramış, "bir yerlere ulaşma"ya çabalamıştır, ama "cinsellikten, kendisinin de pek bir şey anlamadığını, payına düşenin gerçekte bir düş kınklığından başka bir şey olmadığını itiraf etmek zorunda" kalmıştır. Sevgiyi Yüksel'le tanır, hiç tanımadığı zevkleri tadar onunla, bambaşka bir mutluluğu duyumsar. Aslında aynı eksikliği, değişik boyutlarda Yüksel de yaşamıştır. Severek evlendiği kocası Ragıp ilk aşkıdır, ama ilişkilerinin aşka dayanmadığım anlaması çok sürmez. İş, bir kaçıştır onun için. Adnan'abenzettiği Fuat'Ia ilişkisj de düş kırıklığıyla sonuçlanmıştır. Hayatmdaki boşluğu Fuat'ın doldurabileceğini sanması bir aldanıştır, aşk değil. Çünkü "bir erkekle bir kadının birleşmesi, ancak kendiliğinden, gitgide yoğunlugu artan bir isteğin sonucu olarak gerçekleştiğinde aşk diye nitelendirilebilir." Yüksel Adnan'la yaşayacaktır bu yoğunlugu. Kendi değerlendirmesiyle, yıllardan beri kıyısında bulundukları şu ölü denizden farkı yoktur yaşayışınm. "Sakin, kıpırtısız, biteviye. Sıkıntılı. Sonra işte bir rüzgar, o ölü deniz birden dalgalanı"vermiştir. Aralarındaki benzerliği, "Hep kendimizi bir şeyler yapmağa zorunlu hissederek yaşamış insan TARIHTE BUGUN Mümtaz Arıkan KENDİNİ YETİST/REN BİLGİN.. ADAMIrMICHA£L Ğ İ KEN ÖLDU. BlR DEMİRCINİN OĞLU/OU MI KÖTU $A/?TLARM BAŞUIMlŞri Ç'HA< OLAHAM VERlLDl&l BlR KİTAPÇt PUKKANtUDA,OKUM4yA MERAK SARMfŞ, OZEJLIKLE DE ELBKTRIKLEI16İLENM/fr/'.BU AB4P/)rglLtMS£L KONFE&ANSLAIİI İZLEYEGEK NOTLAf? ALÛI, BIL&ILE&NI ARTIRDI. 18/3 'TE, PIZ/KÇİ HUMPREY MVY'NIN ASİSTANI OLDUsSCN/ZA DA KRAUYET eNSTİrÜSUNE &İRU. OEMEYLERl SONUHDA,ELE/cn?l£lN MtKNATIS. LANMA İLE ILGİSINI ANLIYARAK ELEKTROMANYETIKIHDUKSİYONU PAHA SONRA DA DlNAMOYU YAPTI.FAMDAy'iN KIMYA BİLİMINEPE kATKIUHtl BUYUKTVS. SIVIKLOÜU I/E gENZOL'Ü BULMUÇTV. 18£>?'PE BUGUN, IN6İL/2g/L/M Ttim Şiirleri 3 Ümit Yaşar Oğuzcan / 208 sayfa / Özgür Yayın Dagıtım Özgür Yayın Dağıtım, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın "Tüm Şiirleri"nin üçüncü cildini de yayımladı. Kitapta ozanın daha önce çıkan "İki Kişiye Bir Dünya", "Köpek Yalnızlığım" ve "Karanlıgın Gözleri"ndeki uzun şiirleri yer alıyor. Ayrıca ozanın 25 mektuptan oluşan düzyazıları da "Sahibini Arayan Mektuplar" başlığı altında toplanmış. Kitabın sonuna da "Ümit Yaşar Oğuzcan'ın özgeçmişiyle yayınlanmış eserlerinin listesi eklenmiş. Tom Sawyer * 6OLPA, ELEKTKOMAN. YETİf< MKAIAT1S, ALim, FARADAY'lN KİMYA OENEYÇAUTASI.. LomJra'da,Sdence Museum'da. Yazan: Mark Twain/Bilgi Yayınevi Çocuk Klasikleri^ 114 sayfa Bilgi Yayınevi'nin bir süredir sürdürdüğü Çocuk Klasikleri dizisinden son çıkan kitap, Mark Twain'in "Tom Sawyer"ı. Aynı dizide daha önce Charles Dickens'ın, Alexandre Dumas'nın, Jules Verne'nin, Saint Exupery'nin, Daniel Defoe'nun, Jonathan Swift'in, Ömer Seyfettin'in yapıtları da yayınlanmıştı. Asıl adı Samuel Langhorne Clemens olan Mark Twain (18351910) Amerikan edebiyatının en ünlü gülmece yazarlarından ve ülkesinde en çok popülerliğe erişmiş edebiyatçılardan biri. Twain, başyapıtı sayılan "Huckleberry Finn'in Serüvenleri"nden hemen önce yazdığı "Tom Sawyer"da, büyüklerden çok küçüklere yürekten seslenen bir yapıt çıkardı ortaya. Hoş Geldin Hüzün Yazan: Françoise Sagan/ Çeviren: Ataç/Can Yayınları/142 sayfa. Adını Paul Eluard'ın bir dizisine borçlu olan "Hoş Geldin Hüzün" bizde yayınlanışıyla, Françoise Sagan'ın bir romanı oluşu kadar Ataç'ın çevirisi oluşuyla da değer taşıyor. Sagan'ın ilk romanı olan "Hoş Geldin Hüzün," Ataç'ın da son çevirilerinden biri. Bu ilk yapıtıyla ünlenen, 1954'deEleştirmenler Ödülü'nü alan, "Acı Bir Gülümseme", "Brahams'ı Sever misiniz" vb. gibi birçok romanı beyaz perdeye de aktarılan Sagan'ın kitabı, Ataç'ın usta çevirisiyle zevkle okunacaktır. 50 YIL ONCE Cumhuriyet Kısırlaştırma Akıl Hıfzıssıhhası Cemiyetinin yıllık toplantısı ikinciteşrinde yapılacaktır. Cemıyetin merkez heyeti dün toplanarak şu kararlan vermiştir: 1 Memlekette ilk defa olarak ortaya attığı evlenmede akıl ve sinir sağlamlığı meselesinin günün meselesi olduğunu gormekle zevklenen cemiyet memleketimizde kısırlaştırma kanununu dıleme zamanının henüz gelmediği kanaatinde olmakla beraber 25 Ağustos 1933 19331983 altında toplanarak müstacel işleri tetkik etmiştir. İsmet Paşa Hazretleri akşamüstü 7 trenile Ankaradan Yalovaya hareket buyurmuşlardır. Başvekilimiz istasyonda vekiller, meb'uslar ve diğer birçok zevat tarafından teşyi edilmistir. Çağunızuı Hastalığı Kalp Yazan: Operatör Doktor Besim Yiğiter / 240 sayfa / Altın Kitaplar Yayınevi Sağlık konularına yönelik büyük ilgi, dünyanın pekçok ülkesinde yayınevlerini bu konularda yazılmış bilimsel kitaplar yayınlamaya itiyor. Son zamanlarda aynı eğilim ülkemizde de görülmekte. Operatör doktor Besim Yiğiter'in Profesör Siyami Ersek'in sunuş yazısıyla önümüze gelen kitabı da, ülkemizin yetiştirdiği bir tıp adamının kaleminden, kalp ve damar hastahkları üzerine bilmemiz gereken her şeyi özetliyor. Çajımızın en yaygın hastalıklarından birine ışık tutan çok yararlı bir başvuru kitabı. hanunu bu hususta halkımızı aydınlatmağa devam etmeğe karar vermiştir. Evlenmede her şeyden evvel beden ve ruh sağlamhğma dikkat edilmesi, yakın akraba arasında evlenmenin fenalığı ve soy kanunlarımn ehemmiyeti hakkmda cemiyet halka ufak bir kitap bastırıp dağıtacaktır. 2 Amerikada beynelmilel Akıl Hıfzıssıhhası Cemiyetinden gelen tahrirata beynelmilel Akıl Hıfzıssıhhası vekâletine ve iki sene sonra Parista toplanacak beynelmilel CenuyCtt >u^/c ııeyeıı nyuseı Akıl Hıfzıssıhhası kongresi için program hazırlama komisyonuna Fahrettin Kerim Beyin seçildiği ve bu kongrede muzakere edilmesi istenilen rapor mevzuları için şahsan ve cemiyet namına teklifat yapılması bildirilmektedir. Merkez heyeti bu beynelmilel kongre için mühim mevzular bildirecektir. Uzaydan Gelen Konuk y Öyküleri/Çeviren: Dicle Yıldırım/llgi Yaymları/ 192 sayfa Kitapta Isaac Asimov, Murray Leinster, John YVyndham, Edmond Hamilton, J. T. Mc. Infosh, Michael Shaara, John Christopher ve V. Krapivin gibi bilim adamı ve yazarların bilimkurgu türündeki öyküleri yer alıyor. Ancak buradaki seçme, şimdiye kadar ülkemizde yayınlanan uzay kitaplarından değişik bir nitelik taşıyor. "Uzaydan Gelen Konuk"da, eğitici ve yapıcı nitelikteki uzay öykülerinden bir demet sunuluyor. İsmet Paşa Hz. Ankara 24 (Telefonla) Heyeti Vekile bugün öğleden evvel Başvekil İsmet Paşa Hazretlerinin riyasetleri MEV'ÜT TOPRAK POL BURJE TercBme: HAYDAR RİFAT 125 Krf. Şafak Kutupaneai Posta Ocreti alınraaı Yeni çıkb Gözyaşları da Çiçek Açar . Abdülkadir Bulut'un şiirleri/ Yazko Yayınları/60 sayfa "Şiir/Sığdırmaktır bir çocıığun alnına/Ne varsa dünyada hayata dair" diyen Abdülkadir Bulut'un "Sen Tek Başına Değilsin", "Kahveci Güzeli" ve "Acılar Yurdumdur"dan sonra dördüncü şiir kitabı "Gözyaşlart da Çiçek Açar". Bulut, bu yapıtındaki şiirlerini, "Günler ve Şiirler" "Güneyden Gelen Şiir SAHİBİNDEıN SATILIK 10 donum arsa uzerınde, bağ, mtyve ve vamlar arasında sın clekIriği lelefonu mevcut, anayola asfallla imbatlı Istanbul'a 45 f. . mesafede kapanmaz şahane man/aralı HAfTA SONU DtNLENME ve TATİL EVLERİ satılıklır. Tel.: Gundu/ 523 77 51 Gece 356 99 16 Halta Somı Gcb/e 1139 (kod 1991) OKTAY AKBAL'ın ATATÜRK VE DEVRİMLERİ KONUSUNDAKİ YAZILARIN1 TOPLAYAN KİTAPLAR ATATÜRK YAŞADI MI? Varlık Yayınları2. Baskı Dostun ölttmü Yazan: Ahmet Çakır/Varlık Yayınlan/98 sayfa Ahmet Çakır'ın Akademi Kitabevi 1982 öykü Başarı ödülü kazanan bu kitabı, beş öyküden ATATÜRK BİR GÜN GELECEK tekın Yavınldiı ATATÜRKÇÜLÜK SAVAŞI Uvu.iilık >tivınlıin
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear