26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çumhuriyet 2 ugün yine savunma hakkı ve özelllkle bu hakkın lşleyis. biçlmlnl eie alacağız. Çünkü, savunma hakkınm soyut olarak kabulü yetmez. Yargılama görevindekl işlevini tam yapabilmesl gereklr. Yani. bu hakkı övmek, kutsal olduğunu söylemek sorunu çözmez. Savunma hakkı sağlıkh bir biçimde işleyebilmelldir kl. hüküm doğru kurulabllsin. Eğer bu islerllk sağlanamazsa, «iddia» «hüküm» olup çıkar. Sonuçta da toplumun huzuru ve güvenliğl bozulur. Kısacası, sağlıkh bir yargılama ve insanca bir adalet için savunma hakı korunmalıdır, işlerlik bulmalıdır. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Avukatlık Yasası'nın 58. maddesi karşısında, 353 sayılı yasanın 143/3 maddesinde yer alan «kişi» deyimi genlsletilemez. Zaten, MSB'hğı As. Ad. tşl. Başk.'lığının 15. 7.965 gün ve 65/4534 4 sayılı genelgesinde «amme hizmetl gören avukatlann 353 sayılı kanunun 143/3 maddesinde yazılı geniş anlamdaki kişi kavramına dahll bulunmadıklan> belirtllmiştir. 1 HAZİRAN 1983 B Avukatın Özgürlüğü Savunma hakkı temel bir haktır. Ama bu hakkın tam işleyebilmesi sanığın savunucusunu (müdafiini) serbestçe seçebilmesine ve savu. nucunun da özgürce görev yapabilmesine bağlıdır. Turgut KAZAN bir adalet lçin> «müdafaa makamı (nın) kendlnl iddla makamından daha serbest hissetmesi» gereğine değinlyor. (Erem. CUH, 978. Sh. 185). BÎZDE DURUM: Demek ki. sanığın istedlgl müdafil seçebilmesi ve seçilen mfldaflin özgurce çalışabilmesl savunma hakkının bir gereğidir. Bizde, sanığın bu seçme hakkı ve müdaflin özgürlüğü dünden bugüne büyük gelişmeler göstermlştlr. MİTHAT PAŞA «bir avukatla istişareye hakkı olup obnadığını» sorduğu zaman, kendlsine «blz üç avukat tesbit ettik, bunlardan blrlni seçebillrsinlz» dediler. Mithat Paşa listedekl ŞEHRİ EFBNDİNİN adını duymustu, onu seçti. Ama, daha başlangıçta durumu anladı. Avukat aleyhfeçahşıyordu. Nltekim, aynı davada Av. REFtK E>KNDÎ müvekkill PEHLİVAN MUSTAPA"nın Işkenceyi anlatan beyanmı lkrar saydı. Bunlar hlç unutulmayacak anılardır. 1963 yılına kadar 1631 sayıü As. Muh ULs. Kn*u (Md. 206/4) müdafi seçlmini «adli amirln muvafakatına> baglıyordu. Anayasa Mahkemesi bu hükmü «hakkm serbestçe kullanılabllmesini engelleyid» sayarak lptal eti. (26.6.963, 63/197166). 3499 sayılı Avukatlık Yasası (Md. 117) «mevzuu irtlca olan yahut vahdet ve şuurla tellfl mümkOn olmayan ftillere müteallik davaların» kabulünü büyük ölçüde engelllyordu. Böylece, sanığa müdafiini seçeblhne hakkı verlhnlyordu. tste, bu sınırlamalann yarattığı sonınlar 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın temel taşı oluu. Hlç değllse, sanığa müdafiini seçme hakkı tanındı, Tttrklye Barolar Birliği kuruldu, meslegin onurunu korumada adım atıldı ve güvenllk yolunda kazanmılar safelandı. leri mahfuz» tutuyordu. Yani, HUMK (Md. 150) ve CMUK (Md. 379) gereğlnce duruşma disiplini açısından avukat tutuklanablllyordu, hafif hapis cezasına çarptınlabiliyordu. Böylece, müdafl tam bir tehdit altında çalışıyordu. 73 sayılı yasa (28.9. 962'de) 49. maddeye bir hüküm ekledi ve avukatlann duruşma disiplini dolayısıyla «tevkif edilemeyeceğl gibi haklannda hafif hapls veya hafif para cezalanna hükm olunamayacağı> yolundaki güvenceyl getirdi. Yasanın çok açık olan gerekçeslnde, avukatlığm savunma görevl içlndekl önemi anlatılarak «avukatın duruşma lnzibatı mulahazasıyla tevkifhaneye gönderilmesl veya bu maksatla ona ceza verilmesinln» kabul edilemeyeceği bellrtillyor ve (bu husus) «müdafaa hakkınm tehdit ve tazyik altında bulundurulması» olarak nitelendlrillyor. Böylece, 73 sayılı yasa avukatın disiplin yönünden tutuklanması yahut cezalandırılması tehdit ve tazyikinl yürürlükten kaldırmış oldu. 1136 sayılı Avu katlık Yasası'nın 58. maddesi de aynı 11keyl korudu. Kabul edelim ki. sözkonusu madde avukatlığın güvencesi olup özel bir hükümdür. Artık, bu hüküm dururken, yar gılama yasalarındaki disiplini sağlamaya dönük maddeleri, tutuklama ve cezaıandırma açısından avukatlara uygulayabilmek mümkün değildir. Niteklm, Kunter. Bilge, Kuru ve Postacıoğlu bu görüştedlr. (Kunter Sh. 669, Bilge Sh. 281, Kuru Sh. 48, Postacıoğlu Sh. 370). Bir avukatın duruşmadaki davranışı <uygunsuz> bulunursa. yapılacak iş baroya bildlrmekten lbarettir. Gerçeğin, 73 sayılı yasanın gerekçeslnde, avukatlann disiplin yönünden baroya bağlı oldukları açıkça bellrUlmlştlr. Bizim bu söylediklerimiz, 353 sayılı yasanın 143/3 maddesi bakımmdan da geçerlidir. Yani. Askeri Yargıda da disiplin yönünden avukatın tutuklanabilmesi yahut cezalandırılabllmesl mümkün değildir. İihan Selçuk yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından yazalarına bir süre ara verecektir. Savunmayı Savunmak Hemen bellrtellm kl. bu yasal güvence savunma içindlr. Yoksa. avukatlara tanınmış bir ayncalık değildir. Müdafiin özgürlüğü ve savunma dokunulmazlığ» bu nedenlerle kabul edilmiştlr. Müdafi. yaptığı işten korkacak olursa, adalet bundan zarar görür. Savunma makamı hiç çekinmeden görev yapabilmell ve kanıtlan korkusuzca tartışabllmelidlr ki, yargılama sağlıkh bir temele oturabllsln, adalet tam ve doğru gerçekleşsin. tgte, müdafl yönünden disiplin uygulamalan bu çerçevede düşünülebilir. Elbet disiplini bozan modafi duruşmadan çıkanlacaktır. Ama bu uygulama da, müdafiin savunma dışı kalmasına yolaçmamahdır. Eğer denge iyi korunmazsa, sanığın kendi müdafiini seçme hakkına kanşılmış olur. Müdafi konusunda en iyi karan her zaman sanık verir. Duruşma dlsiplinini bozan. mahkemeye karşı uygunsuz davranışlarda bulunan blı mUdafii. bizzat sanığın kendisl istemez. Çünkü, her sanık zarar göreceğinl hesaplayabllir. Bu bakımdan, sanığın müdafiini seçme hakkı ile duruşma dislpllnini bağdaştırabilmek gerekir. Blrinclsi ikınclsine feda edilemez. Bvet, savunma hakkı temel bir haktır. Ama bu hakkın tam İşleyebilmesi, sanığın müdafiini serbestçe seçebilmesine ve müdafiin de özgürce görev yapabilmestae bağhdır. Ozgür bir savunma için, Baro'nun da bağımsız olması gereklr. Bağımlı bir Baro, savunma hakkını öldürür. Ancak özgür bir savunma varsa yargılama kollektlf olur ve sağlıkh bir hükum kurulur. Aksi halde, yalnız «iddia>dan «hükum» çıkar. Yani, adalet yaralamr, toplum yaralanır. Bu bakmıdan, heplmlz savunma hak kını ve savunma makamını korumaya çalışmalıyız. Bu yol hükmü adaletll ve gerçekçl küabilmenln tek yoludur. Savunma hakkı temel bir haktır. Ama bu hakkın tam işleyebllmesi sanığın, savunucusunu (müdafiini) serbestçe seçebilmesine ve savunucunun da özgürce görev yapabilmesine bağhdır. IMZA GÜNÜ Doğaldır ki, savunma hakkı sanığın hakkıdır. Ama bu hak öyleslne önemli görOlmuştur kl, avukatlar eliyle yürütülmesl kabul edilmistir. Bu konudakl teknlk yardım tarlh boyunca degişip gellsmlstlr. Bskl toplumlarda. hep en ahlâklı kişiler, bilgeler bu görevl üstlenmlştir. Yunan'da. Roma'da, Kal'de, Babll ve tran'da durum bfiyle olmuştur. Gerçekten, avukathğm tarlhi ceza usul hukukunun tarthi kadar eskldlr. Lysias, Isocrate, Demosthene bu meslegln eskl ttnlOlerl arasındadır. Glderek Atlna ve Roma'da barolar kurulmuştur. Böylece, toplumsal bir makam olan savunma makamı doğmuştur. Avukatlık Szel bir önem kazanmıştır. Bir çok avukatın t a rlh içlnde buyuk One kavuşması bundandır. Yunan'da Perikles, Temlstokles, Roma'da Kato, Çlçero birer avukattılar. Sezar da Gallla'yı almadan önce avukatta. Bu örnekler savunma makamının nasıl bir saygınlık kazandıgını gösteriyor. Bu makamın savunma hakkından aynlamayacagını gösteriyor. Gerçekten, avukat savunma elikclu. dlli ve ağzıdır. Bu hakkın tam I9leyebllmesl. avukatlık mCsleğlnln tam lğleyebllmesine bafüdır. örneğin, sanık daha suçlamayla blrlikte avukatını seçebümell, yardımını isteyebllmelidlr. Savunmacı da (müdafl de) özgurce görev yapabllmeUdlr. KUNTER'e göre, «mudafi> «yflrfltme ve yargılama kuvvetlerine karşı» «sanığa karşı» «3. şahıslann baskılanna karşı» «kendlslne karşı» özgür olabilmelldir. Kunter <hur olmayan mudaıaa, şeklen mfldafaa olup haklkatte müdafaa deglldlr.> dlyor. (Kunter, CMÜ. 1978, Sh. 335) EREM de «daha lyl ve daha mütekâmil Savunmanın Tarihi NADİR NADİ Ben Atatürkçü DeğUlm, Olur Şey Değil Perde Aralığmdan. Uyanlar adlı yapıtlannı 2 Hazlran 1983 Perşembe günü saat 16.00 19.00 arasmda Evrensel Kltapevl Sanat Galeıisinde okurlarma Imzalayacaktır. Mlthatpaşa Cad. No: 24 ANKARA Tel.: 18 65 19 cem yaymevi sunar: SAKİR ECZACIBAS Anlar/ Moments Renk Fbtograflan Albümü Avukatın tutuklanması Savunma hakkı gözden geçlrillrken, 73 sayılı yasayı da unutmamak gereklr. Eski 1631 sayılı yasa (Md. 49) avukatlar lçln «duruşmanın lnzibatına mütealllk hüküm CVCT OKTAY AKBAL tki Kultüfün tnsanları g ^ ögrencînin sonılarısorunları Yönetsel metinler hitabı • 1960'h yıUardaydı. Sınıfa başörtüsüyle glrmekte direnen bir bayan öğretme nln durumunu görüşmek üzere mllll eğitim müdürümüz Bakanlığa gitmişti. Ertesl gün telefon ettl. «Kıyafet NlzamnamesUnden blr örnek istedl. Bakanlıkda bulunamamış. tçimden, «mü dürün lşguzarhğı. Koca BaBakanlık'da nlzamname bulunamaz mı?> dlye düşündüm. Blr süre sonra Bakanhk Merkez Orgütü'nde çalısmaya başlayınca, gerçeğin hiç de düşündüğüm gibi olmadığını, taşra kunıluşlannda olduğu gibi, merkez örgütünde de yönetsel metinlerin dlzgell 0larak el altında bulunmadığını şaşkınlıkla gördüm. Bugün hangl öğretmen ya da yönetici. takıldığı yönetsel bir sonın için bakmak lstedlğinde el altında en son değişikliklerl içeren yönetsel metlnlerl derli top lu bulabillr? Gözlem ve deneyimlerime dayanarak dlyorum kl, öğretmen ve yönetlcllerln suç sayüan kimi davranış ve eylemleri, yönetsel metinleri gereğlnce btlmemekten kaynaklanmak tadır. Blllriz. kamu yönetlmlnin blr uzantısı olan eğltlm yönetiml de kendi İçinde tutucudur, yenillklerden ürker. Buna bağh olarak haberlesme, aşağıdan yukanya pek Işlemez. örgütün tabamndakl lsteklerden flst yönetlmln pek haberi olmaz. Bunun sonucu olarak öğretmen ve yönetlcller. kendllerini yonlendlrmede önemli bir etken olan yönetsel metinleri en son değlşikliklerlyle büemezler. isteme Adresi: Nuruosmaniye Cad. Kardeşlor Han 1/3 Muammer TUNCER CagaloğluİST. Tel: 2717 41 hazırlanmah Sonuç olarak diyorum ki, tüm yönetsel metinleri dlzgell olarak içeren, her yaprağı taküıp çıkanlabilen, belli aralıklarla değlşlkllkleri bildlrilen «Yürtirlüktekl yönetsel metinler» kltabına gereksinme vardır. Nuri Poyraxo»lu/ANKARA Mllll Eğltlm BakaıüıA ğı'nda bu konu zaman zaman ele alınmakla birlikte, şlmdlye dek bu alanda doyurucu bir çahşma yapılamamıştır. «Mllli Eğltlmle tlglli Kanunlar I, II», «Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'ne Bağh Okullann îdarecl ve öğretmenlerl lçln El Kltabı» gibi kılavuz kltaplar da çeşltli nedenlerle yeterli obnaktan uzaktır. Bu bakımdan okurumuzun önerislni yerinde buluyoruz. GAYBİUENKULÜN AÇIK ART1RMA İLANl SİLÎVRİ İCRA MEMURLUĞUNDAN Dosya No: 1982/431 TaL Mahcuz olup Sllivri Selimpaşa köyu, SUrvrl caddesi mevkiinde kain tapunun 2325 pafta 3875 parselinde kayıtb 3 katlı 8 daireli kargir apartmanın l bağımsız bölüm zemin kat 30/180 arsa payh 1 no'lu mesken ile yine aynı mevkide 3977 parselde kayıtlı 4 bağımsız bölüm 30/180 arsa payh 4 nolu meskenin 1/2 hissesinin satılmasına karar verihniştir. CAYRtMENKULLERlN DURUMU: Silivrl ilçesine yaklaşık 7 Km. mesafede E5 karayolunun deniz tarafında Erseven siteei adı ile anılan yazlık sayfıye kentinde bulunan gayrimenkuller bir zemin + iki normal kat olmak üzen> üç katlıdır. Ortak ve etrafı açık merdiven ile katlara ulaşılan ikiz bloklar halindedir. Gayrimenkuller birblrlnin aynı olarak inşa edihniş olup denize olan m«safesi 150 metre kadardır. Sitenin önü tabil pla| olup denizden yararlanma maksimum duzeydedir. Daireler birbirinin aynıdır, cumle kapısından glrlldiglnde bir antre ve antrenin karşısında yaklaşık 4X5 M. ebadında bir salon, bitişiğinde 2X3 M. ebadında mutfak bulunmaktadır. Mutfak ve salonun önü 2 metre genişliginde deniz manzaralı balkondur. Balkonun kuzey tarafı aUminyum dograma ve cam ile kaphdır. Dairenin arka cephesinde İki yatak odası bulunmaktadır. Yaklaşık 3X4 metre ebadındaki yatak odalan bölumünde banyo WC duş tesisathdır. Daireler yaklaşık 80 metrekare miktarlıdır. CAYRtMENKULLERlN DEĞERÎ: Pafta 2325 parsel 397Tdeki lnci kat 4 nolu meskenin satılacak 1/2 hissesine 1.500.000, TL 3075 parselde mevcul zemin kat 1 no'lu merkenin satılacak tftmftmiıın 3.000.000, TL deger takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satış 5 Temmuz 1963 günü saat 15.00'ten 15.2O'ye kadar 3975 parselde kurulu zemin kat 1 no'lu mesken saat 15.40'tan 16.00'ya kadar, 3977 parselde kurulu l'nd kat 4 no'lu meskenin 1/2 hissesi Silivri lcra Memurhıgu'nda açık arürma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tJthmtp edilen kıymetin %75'ni ve rüçhanh alacaklüar var İse alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alın çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kahnak kaydı ile 15 Temmuz 1983 tarihlnde aynı yerde ve aynı saatlerde ikinci artmnaya çıkanlacaktır. Bu arbrmada da rüçhanlı alacakhlann alacagını ve satış masraflannı geçmesi şartiyle en çok arttırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetlerin %10*u nisbetinde pey akçesl veya bu miktar kadar TniiH bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para. iledir. alıcı istediginde 20 gunü geçmemek üzere mebll verilebilir. Dellaliye resmi İhale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergUer stttış bedelinden ödenir. 3 Ipotek sahibi alacaklüar ile diger Ügililerin ( + ) bu gayrimenkul uzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialanm dayanagı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize biîdirmeleri lazundır. Aksi takdirde haklan tapu sidli Ue sabit olmadıkça paylaşmaâan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen muhlet içinde ödenmezse lcra ve tflas Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale feshedillr. İki ihale arasındaki farktan ve % 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiç bir hükme hacet kalmadnn kendilerinden tahsU edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede acık olup masrafı verildiginde isteyen alıcıya bir örnegl gönderilebilir. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi gönnüş münderecatını kabul etmiş sayılacaklan başkaca bilgi alm>ık isteyenlerin 1982/431 TaUmat sayılı dosya numarası ile memuıiugumuza başvunnalan ilan olunur. 24.5.1983. ( +) llgililer tabinne dahildir. irüfak hakkı sahtpleri (Basın: 57 de •Eğitimimle bir bilim adamı idim, uğrasvnla bir yazardtm* diyor C. P. Snow... Billm'le Yazın arasındaki derin uçurumu anlatmadan önce bu gercegi özellikle beUrtmiş. Çoğu günlerin ise bUlm adamlan ile geçirmiş, aisatnlan ise yazın adamlan ile birlikte olmuş; hem bilim hem yazan adamlanyla dostluk etmiş, dryor ki: «Bu kümeler arasında yaşamam, kanımca daha da çok, birinden ötekine surekli gidip gelmem, kâğıt üzerine geçinneöen çok önce 'îki Kültür' dlye adlandırdığım sonın, benl uzun uzun düşundünnuştü. Çünkü ikl ayn kümeye girip çıktıgun duygusuna kkpılmıştım; Irklan bir. toplumsal geçmişleri benzer, gelirleri hemen hemen aş iki kume, iletişim kuramıyordu birbirleriyle, oilgi, töre, psikoloji öylesine aynydı ki...> 'İki Kültur. küçuk bir kitap. Yülar önöe "VarUU yayınlannda çıkmış, bugüne dek okumamışun. Birden sardı beni... llginç bir konuyu işliyor; Yazın adamlan ile bilim adamlan arasındald «ynük, aykınhk, uyuşmazlık, birbtrlerlyle hiç bir iletişim «1ratnama... tki kutup var, birlnde edebiyatçı aymnlar var, bu klmseler başkası yokmuş gibi kendllerinden «aydınlar» diye sö zetmişlerdir.» Ünlü MatemaUkçi G. H. Kardy birgün Snow'a •Bugünlerde aydtn sözcüğünün nasıl kuUanüdığına dikhat ettintz mi? Rutherford'u, Eddington'u, Dirac'ı, Adrian'ı ya da beni kesinlikle kapsamayan yeni bir tanımlama var gibi. oldukça tuhaf değil mi?' demiş... Bilim'le yazın kimi zaman dost, kimi zaman duşman ikl kardeştir. Birbirlerine yol gösteririer. SanatFaşizm, Nazlzlm gibi totaliter egilimleri desteklemiş, gerçekleşünneye calışır. Ama zaman zamau birbirlerine ters duştükleri de olur. Gerçek bllimci ilt. gerçek yazıncı karşıükh bir saygı içinde ohnahdır. Birbirini küçumseyen, «önc© bilim, ya da yazın» diyen sanatçı ya da bilimdye kuşku İle bakmak gereklr. Ünlü bir bilim adamı şöyle demiş ünlü yazaı^ lar için: *Neden çoğu yatarlar Plantagenefler çağında bil» kesitiUkl* uygar sayümayacak, modan gtçmif toplumsal düfünceleri benimsiyorlar. Çoğu unİtt yirnünd yüzy\l yazarlan için doğru değil mi bu? Yeats, Pound, zamanımızda edebiyat duyarhğına egemen on kifiden dokuzu, aptalhh bir yana, styasal yönden kötü de değiller miydi?» Yazm ve bilim adamlannın hepsi llerici atılımlann yanında olmamışlardır elbet.. Öyleleri var ki Şaşizm, Nazizm gibi totaliter egilimleri desteklemlş, savunmuşlardu. Güçlerini bu tür akunlann hizmetine vermişlerdir. Bilim adamlan da vardır sıyasal açıdan yamlgıya duşen; yazaıiar da... Ama gerçek yazariar ve gerçek büimciler yaratUklan ışlerie. giriştikleri çabalarla, dusüncede, duyarukta insanogluna yarar sağlamayı başbca amaç saymışlardır. Çünkü yazın da, bilim de 'insan' içindir. Ç. P. Snow bilimcilerin yazmcılan, yazmcüann bilimcileri 'kuçük' gördügünü söylüyor. Yazın adamlannın bilim'e burun kıvınnalanmn, bilimcileri horJamalanmn ne denli yanlış oldugunu söylüyur, dlyor ki: 4ngiliz edebiyatınm beüi bajh yaptflannı okumanuf bilim adamlannı duydukiannda. acıdiklannı betirten bir gülüftür yanıtlart... Onlan 'bilgltiz uzmanlar' diye bir yana iterler. Oysa, hendi biU gisizlikleri, kendi uzmanlıklan da jajırttc» bir niteUhtedir, Bir iki kez karfimdakilere kaçıntn TermodinamiVin lkinei Yasasuu betimleyebileçeklerinl şordum. Yanıt soğuhtu, hem de olumsuz. Oysa 'Shakespeare'in bir yapıttnı okudunuz muY sonuubilimde eş dufen bir soruyu soruyordum.' Bir matematikçi, bir fizikçi, bir kimyacı, bir dogabilimci kendi alanında belirii bir düzeye ulasmak icin yülannı harcar. Hele o kişi yaratıcı. yenl keşifler yapıcı bir bilgin ohnak istiyorsa... O zaman sanata, yazına ayırabilecek vakti pek V«1TTIB7 Yazann, şairin de bilimlerle gereği gibi ilgilenmesi olanaksızdrr. Ama, iki ayn kultürün adamlan. karşıüklı bir iletişim, bir anlaşma, bir saygı çizgisinde olmalıdırlar. Şiirden, romandan, resimden, müzürten hoşlanmayan 'billm'ci gerçek bir bilim adamı sayılamaz, ama bilimsel deneylere, buluşlara, calışmalara burun kıvıran şalr, yazar, ressam, besteci ue *eksik bir aanatçı' olduğunu bihnelidir. Bakanlık birşeyyapamaz nu? •k 1982 yaz döneminde tzmlr Eğltlm Bnstltüsü Fen ve Tablat Bilimlerl Bölümünü bitirdim. Atanmam için okul kanalıyla Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurdum. Da ha sonra Buca Eğitim Fakültesi'nden bir yazı geldl. Bu yazıyı alınca hemen Mllll Eğitim Bakanhğı'na gittlm. Atanmamın niçln uygun bulunmadığının, gerekçeslni sordum. Bana sözlü olarak «atanmanıs «»fc»" calı görüldfl, Bakanbgın yapabilecefi bir şey yok» dedUer. Hiç blr anarşik eyleme katılmadım. Gözaltına alınmadım, tutuklanmadım. Hlç bir yargı organınca hak kımda verllmlş herhangl bir karar yoktur. Dolayısıyla sabıkam da yoktur. Durum böyleyken sakıncalı bu lunmakla haksızhğa uğradığım kanısındayım. Bu durumda ne yapabilirim? Yan hşhğın düzeltllmesi için nereye başvurabillrim? Hukuksal yönden blr şey yapılablllr ml? Beni aydınlatmanızı diliyorum. Osman Selbik Garlpkoy Tavas/DENİZLl • Geçmlşte hiç blr eylem le llglnlz bulunmadıgma, en ufak blr soruşturma blle geçlrmedlğlnlze göre, «sakıncalı» bulunmanızın hangi nedenlerden kaynaklandıgıcı anlamak güç. Bakanlığın üst düzeydeki yetklllleriyle görüşfln. Sonuç alamazsanız, bize fotokoplslnl gönderdlğinlz yazıyı da dllekçenize ekleyerek. îdare Mahkemesi'ne başvurun. Eğitimin denetimi yol gösterici olmalıdır • Köy Enstituleri tüm egitsel uygulaına alanlannda oldu ğu gibi, okullann denetimi ala nmda da çok olumlu sonuçtar veren bir yenilik getümiştir. O yıllaraa, Köy Enstituleri uy Başögretmenlik» kuruluşu, ba. yatlamış bir anlayışla ögretme nin eksiklerini adeta büyuteçle arayan tefüş kuruznuna hiç benzemiyordu. Tarsine, gezid başögretmenler, sorunlann çö zumunde ögretmene yardıına v e destek oluyonardı. Omegin o zamanl&r Kony&*n3n Akşelıirf Ilgın ilçelerinde öğretmen ve köy balkı gezici başögretmenleri, BasiUeri, Hursitleri dört gözle bekUyorlardı. Çünkü bu gerçek egitimciler her gidişlerindö köye ışık götUrüyorlardı. Bulup bulundurup okulavekö ye araç* gereç, kitap, dergj ulaş ünyorlardı. Okula ve öğretmww kılavuzluk etmekle kalmıyor, köyün sorunlannı çözümlemede de yardımcı oluyor lardı. ögretmene örnek olacak uygıılamalar yapıyor, koylunUn dUekçelerini yaayor, be yannamelerini doldııruyor, so. runlan ilçeden iz:iyorlardt. Kuş kusuz tüm gezid başögretmen lerin genel tavn buydu. O gün ku denetim sistemi böyle bir tutumu gerektiriyordu. Böylece köylUogretmengezld tMşogretmenden oluşan UçlO gücün Ustesinden gelemiyecegl sorun kabtuyordu. EgtTnin de netlenmesi işlevini yerine geti ren kijinin görevl sorun yarat. mak degil, ogretmenin ve çevrenin sonınlannı çözmede yol gösterici olmakbr. Ükögretim müfettişlerinin ve tüm egitnnd yöneücüerln görevi bu kadar açık saçıkür. Şimdi boyle bir uygulama ortamı var mı, yok nu bilzniyorum. Ama biz goçmişte bumı gtfrdük, bunu yaşa. dık. UHMI B«ykal İ Müfettis nasıl olmalıdır ? T6 ÜSt aym htaneti gören müfettişlerin yeUftUUıneleıinde, stamalann. da ve görevden ajmlmalannda ortaklaşa, temel bir Uke yoktur. Hatta çelişik dunımlar Te uygulaınalar vardır. Bunun Tnwfti^ içind^ı sakmcstlan bi linmekte TB gtSrulmektedir. L OknldMi mflfett^ lank 4. «MSfetttş» idn «rebberilk veya aaonıyturına» görevlerine ÖZgU, rtgglylfc <nılnTnr1B y e n i ad lar bulunmahdır. Eğitim ve öğretim konulannda öğretmen. lerle birlikte çalışacak ve ancak bu alanı degerlendirip denetleyebilecek mufettişler Ue, ruşturmalar yapacak müfettiş ler gerek isim, gerekse görev öıeUiklerl yönünden aynlmalidırlar. ögretmenlerin ve okulun denetlenmesi, hizmet içi yetişürme ve rebberlik tamahukllki SOrUnlar hafclrmrta s o . 2. ükögrettmde görer alacak mufeUisler belli sttreli hizmetleri ve başanlan esas aünmafc üaere, bir giriş sınavmdan sonra, 46 ayuk kurstan ve yine sm&vdan geçirilmek su rettyle stajyer müfetti? olarak atanmabdırlar. 3. Bakanlık mfifetttsleri tae, Sğrentan d»n»nn» göre, uköfre timde aypdanaa yöntemlerle ve yine «UJrer o men «meslekt. nitelikte görev lerdir. Başka Ueri ulkeleris çofunda okullann eğitim çslısmala n, hukuk işleri ayn elemanlar tarnfın^«n yonetilmektıedir. Aslmda; ögretmenler için ög renciler, okul yoneticUeri için de Oğretmenler birer mutetti? gibidirler. Başka bir deyişle, gerçek mUfetUsler, her yeyden önce ögTetmenleriE kendi beo liklerinde, vicdanlannda; okul ve aile çevrelertnde, çocuklann anüarında yaşarlar. Kemal Üstta iözetle: * M.B.'ye. Denizli: Asaleti onanmamif bir stajyer öğretmenin müdür vekili olarah okulun öbür öğretmenlerine sicil vermesi hukuken olanaksızdır. Aynca bir amirin 6 ay birlikte çalifma süresini doldurmadan memur hakkında vereceği sicil raporu da hukuken geçersizdir. •• M. Türkeri. Mecitözü, Çorum. 1) Çocuk okutma özü* ründen sıraya girebilmeniz için görev yaptığınız köyde ortaokul bulunmaması ve çocuğunuzun ilçede ortaokula bafladığmı belgelemeniz gerekir. 2) Yüksek öğrenim görmüfsünüz, Bakanlığm ilköğretim müfettisi gereksinmesini karfilamak amactyla zaman zaman açtığı tınavlara katılmalısınız. •k S. Ozefe, Adana. Disiplin kovufturması dolayısıyla görevden uzaklaştırma süresi 3 ayı geçemez. Bu süre içinde hakkmda karar verilemeyenler göreve iade ediUrler. •k T.Y.'ye. İstanbul: 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'nın 141. maddesine göre açığa alınan memura maasınm ve dığer sosyal hak ve yardımlarm üçte ikisi; aile yardımının, doğum ve ölüm yardımlannın tümü ödenir. * H. Sönmez'e Şısli, tstanbul Yürütmeyi durdurma karannm en g«ç 90 gün içinde verilmeti yasa geregidir. Üköğretimde teftişin bugünkü durumu nedir? 0 Üköğretimde tefüş nasıl ohnahdır? Bu konudaki amlannızı, deneyimlerinizi. görujterinizi bekliyoruz. ^ Oğretmenin, Öğrencinin Sorunlan Cumhuriyet Gazetesi Türkocağı Çad. 39/41 Cağaloğlu/İstanbul Yazışma adresimiz: lateotal
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear