14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 EKİM 1983 EKONOMİ CUMHURİYET/9 Ekonominin kanseri: Bozulan gelir dağılımı ISCEVIN EVRENEVDEN ŞÜKRAN KETENCİ Prof. Kazgan: Bozulan gelir dağılımı toplumun geleceğini tehdit ediyor 1 Ocak 1984 Yeni sendikal düzeni beürleyen, 2821 (Sendikalar) ve 2822 (Toplu sözleşme grev ve lokavt) yasalarındakı hükümlere göre, 1 ocak 1984 tarihı onemli bir dönemeç noktası. Yasal açıdan Konsey kararlan ve özel yasalara bağlı olarak yürütülen 3 yıllık geçış dönemı sona erecek. Sendikalar elı ile yürütülen top<u pazarlık düzenı başlıyacak. Kullanılabılirse grev hakkı olacak Işçi ışveren ilişkileri, özgürlüğü tartışılsa da, sendikal düzen içinde belirlenecek Geçiş doneminde açık kalmış, ancak toplu pazarlık hakları YHK'ya devredilmış olan sendikalar, yeni yasaların getirdiği yükümlülüklerıni yerine getirmışlerse, örgütlülüklerini koruyorlarsa, taraf olarak işverenlerin karşısında yerlerini alacaklar. Geçiş doneminde fâaliyetı askıya alman sendikaların durumu henüz açıklığa kavuşmadığından, bu sendikaların üyesi işçiler, ya henüz başlangıç aşamasında olan davalar sonuçlanıncaya kadar, ya da başka sendıkalarda toplanana kadar, örgütlü olduklan halde, toplu sözteşme yapma hakkını kullanamıyacaklar. Halen örgütsüz olan ışçi çoğunluğu için ise sendikal haklar uzun yıllar daha gündemde olmayacak. 3 yıllık geçış dönemini, örgütlenmelerini dondurmuş, sendikal ışlevlerini yapamamış olarak geçiren ve yeni yasaların yürürlüğe gırmesinden sonra ise, yasaya uyum sağlama için maddi ve manevi çok şey vermek zorunda kalan işçı sendikalannın yeni döneme daha güçlü girdiklerini söylemek oldukça zor. Herşeyden önce yasa zortaması ile 800'lü sendika sayısmdan 50 cıvarında sendika sayısına bırkaç ay içinde inişte, yasaya göre ayakta kalabılen sendikalar dışında kalacaklar fazla olacak. Sendikalara karşı yaratılmış olan olumsuz kamu oyu, yeni bir sendıkaya üyeliğin (noterden kayıt, üyelığin anında işverene bildirılmesı) gibi yasa hükümleri ile guçleştirilmesı, işıni yitirme korkusu ile yeni bir sendikaya üye olmaktan kaçınma.. 1 ocak 1984'te sendikal faaliyetlere hazır duruma gelebilmiş sendikalar içındeki örgütlü ışçi sayısının, 12 eytül 1980de orgütlu olabilmiş, zaten yetersız işçı sayısından da çok aza indırecek. Yeni yasaya uyum için art arda yapılmış genel kurulların sendika kasaiarındakı binkımi eritmiş olması da ayrı bir kayıp İşçi sendıkalarının karşısma çıkacak işveren sendikaları için ise geçiş dönemının olumlu katkıları var. Yasanın var olan sendikal örgütlülüklerıne hiçbir etkisi olmadı. Kalabalık üyelerte pek çok genel kurullar yapma durumunda olmadıkları için de, geçiş doneminde kasalarda meydana gelen büyük birikımlerde erime sözkonusu değil. İşçi sendikaları şu son aytarı, 1 Ocak 1984'de açık kalabilmek için yapmak zorunda oldukları ışlerle boğuşarak gecirırlerken, işveren sendikaları yoğun bir sendikal örgütlülüklerini geliştirme kampanyası ile geçirıyorlar. İşçı sendikaları cephesınden durum, Türkİş Genel Başkanının her örgüt toplantısında, genel kurullarda yıneledıği cümlelerle, "1 ocak 1984'te açık kalabilmek için, bütun gucümüzle çalışmaltyız. Sendikalar Yasasının getirdiği yukumlülukleri eksıksiz yerine getırmeliyız. 1 ocak 1984 'te toplu pazarlık düzenı başltyor. Ama biz daha o yasanın kapağını açmadık. Ne gibi sürprizlerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Yeter kı toplu pazarlığın başlayacağı sendikalı düzene geçelım, onu da o zaman düşünürüz.."şeM\nöe özetleniyor. İşveren sendikaları ise yeni üye kayıt kampanyaları yanında, toplu pazarlık yasalannın ınceliklerine yönelık bılımsel toplantı çalışmalarına başladılar.. Eşıt koşullarda olmasa da 1 ocak 1984 onemli bir dönüm noktası, sendikalıtoplu pazarlık düzene geçılıyor.. Gerçekten yasaların gerekleri yerine getıriliyor mu? İşçi kesimınde kaygılar var. Yasa gereklerınde en küçük bir eksiğı kalan sendika 1 ocak *984'te kapanmış, mal varlığına el konmuş olacak. Ya işyennde çalışan ışcılerini Çalışma Bakanlığı'na bildirmemış ışverenler, ışkotlannda çalışan ışçıleri bu verılere dayanarak, kompüter sistemı ile belirlememiş Çalışma Bakanlığı'nın yasalar karşısında yukumlülukleri ne olacak? Işverenlenn, ya da Çalışma Bakanlığının yasa yükümlülüklerıni zamanında yerine getıremiyeceklerine ılişkın somut belırtıler var. İşverenlerden bugüne kadar gelmiş listeler çok sınırlı, gelenler de işleme girmeden Bakanlıkta yığılmış bekliyor. Bu işlerin yapılacağı kompüter sistemi hazırlıklarında, ek kadrolarda henüz bir arpa boyu yol almmadı. Aşırı yükümlülüklere rağmen, ne pahasına olursa olsun 1 ocak 1984'e hazır olmıyan ışçı sendıkası kapanacakken, işverenlerden, Çalışma Bakanlığı'ndan yasa yükumlülüklerinde olabilecek, belki de kasıtlı gecikmeler 1 Ocak 1984'te sendikalı toplu pazarlık düzenine geçişi gecıktırebilır mı? Lüks tüketim hastalık halini n lOOilkokul öğrencisinden NtLGÜN UYSAL "Tiirkiye'de gelir böliişiimii değil, gelir kapışması vardır." Kendisini arayıp gelir paylaşımı sorunları ustune gorüşlerini istediğimiz de Prof. Dr. Besim Ustünel böyte söyleyecekti. "Gelir böliişiimii değil, gelir kapışması vardır..." Prof. Dr. Gulten Kazgan ise, tükenmek bilmez coşkusu ve temposuyla: "Ekonominin büyume, sıçrama gosterdigi bir donemde olsak. o kadar onemli değil. Ama, soz konusu olan, durgun bir ekonomi>se iş değişir. Türkiye"de gelir bolüşumundeki bozukluklar durgunluk doneminde facia boyutlarına çıkmıştır" diyordu. Gelir bolüşumundeki dengesizliklerin nasıl olup da "facia boyutlarına1' çıktığını Prof. Kazgan şöyle açıkladı: "Ekonominin zalen büyume gosterdigi dönemlerde gelir paylaşımındaki bozuklukların önemi bir derece olsun azalır. Çiinkü o sırada dağılım ne kadar bozulmuş olursa olsun, artan gelirden herkes iyi kölıi bir pay alacaktır. Asıl sonın, gelirin arlmadığı donemde çıkar. Nitekim, son yıllannı kemer sıkmakla geçiren Tiirkiye'de de alt gelir kademe Prof. Kazgan'a gore milli gelir artışının yavaşladığı son yıllarda gelir dağılımı daha da bozuldu ve facia boyutlanna vardı. terinin kötiı beslenmesi ve biiyük bir gelir kaybına uğraması pahasına, tepedekilerin geliri artmıştır. Ulusal gelirin artmadı&ı bir donemde, bir loplum kesimi, yaralılan gelirden daha fazla pay alıyor ve bu, öteki kesimlere ait geJir payının azalması uğruna gerçekleşiyorsa orada facia var demektir." Gulten Hoca, "Alt toplumsal kesimlerin iyi beslenememesi uğruna" diyordu... 10 ekim tarihli bir gazetenin ilk sayfasında yer alan bir haberde ise, "Tıirkiye'de 100 ilkokul öğrencisinden 75'inin hasla çıktığı" yazılıydı. Kafası üç numara tıraş edilmiş kara kuru bir oğlan çocuğu siyah onluğunu gırtlağına doğru sıvamış, sıska kaburgalarında dinleme aletini gezindiren genç kadın doktorun gözunün içine içine bakıyordu. Doktor da onun gözünün içine... Fotoğrafın üstüne denk gelen dişi başlıkta ise sorun gayet yalın olarak dile getirilmişti: "Sağlıksız bir nesil yetişiyor." Ekonomiyi "insansız" belleyip, insansız sevenler, Türkiye'deki gelir paylaşımı sorunlarıyla o kara kuru ilkokul çocuğuna ait resmin yan yana getirilip sunulmasından hoşlanmayabilirler. Ama olsun. "Benim oğlum, büyüyecek adam olacak, para kazanacak" diye diye buyütulmüş herkesin ekonominin soğuk "timsah gözyaşlanna" sıcak elleriyle en azından dokunmaya hakkı vardır. Yeni yetişen bir kuşağın ya da düpedüz tüm bir toplumun sağlık sorunları ile ekonomideki gelir bölüşumunu isterseniz neden içiçe getirerek sunmaya çalıstığımıza şimdilik aklınızı pek takmayın. Biz yine: Ankara Ufc» Hkokuhı'nteki tertmı Günün Aynası Mehmet Turgut yineledi: İkili fiyat olursa çimento ithal ederiz ANKARA (a.a.) Sanayı ve Teknoloji Bakanı Mehmet Turgut; "Bakanlığımızın gayretleri ve bütün itnkanlarmı ortaya koyması sonucunda toplam 40 milyon kilovatsaatlik bir ilave enerji yalnızca çimento sektörüne tahsis edilmiştir. Böyte olduğu halde bazı fabrikalann fırsattan istifa ederek ikili fiat sislemini gelirdikleri tesbit edilmiştir" dedi. Enerji kesintisinden en buyük desteğin çimento sanayiine sağlandığı halde bazı fabrikalann po lemik yolunu seçmelerinin son derece üzucü olduğunu soyleyen Turgut; "Bazı fabrikalar çimentoyu karaborsaya düşiirmek için çeşitli yollara başvurmağa devam ederlerse ithalat yoluna gidileceğini herkesin bilmesinde fayda vardır" diye konuştu. OPIC heyeti 400 projeden 25'i üe ügili %/ ITT ve Phillips Morris Türkiye'de yatırım için karar aşamasında letaş şirketi bulunuyor. ITT'nin savunma elektronik gereçleri konusunda DPT'ye başvuruda bulunduğu saptanırken, telefon setleri konusunda da Mistaş ve çok ortakh bir emek şirketi ile işbirliğine gidileceği kaydedildi. Bu arada varılan ilke anlaşmaları içinde en onemli bölümün Türkiye'nin seçimini yaptığı F16 uçaklarının yapımcısı General Dynamics şirketince gerçekleştirildiği gorüldü. Bu şirketin dikkate aldığı projeler arasında barit madeni özellikle dikka Prof. Yaşa: Üretimi arttırmadan ihracatı arttırmak imkdnsız İSTANBUL, (THA) Milliyetçi Demokrasi Partisi milletvekili adayı Profesör Memduh Yaşa, "Tiirkiye'de ihracatın yaygın bir faaliyet haline gelmesi için Türk Parasını Koruma Kanun ve Kararnameieri muüaka kaldınlmalıdır" dedi. Üretirni antırmadan ihracatı arttırmanın mümkün olamayacağına dikkat çeken Yaşa, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz ithalatta ve ihracatta serbestlik istiyoruz. İktidara geldiğimiz zaman Türk Parasını Koruma Kanun ve Kararnamelerini mutlaka kaldıracağız. ÇünkU Plastiğe ÜçEl'den de zam tSTANBUL OUBA) Bundan bir süre önce ürünlerine zam yapan Petkim'den sonra ÜçEl Plastik de zam yaptı. Yeni yapılan zamla plastik sanayünin temel maddesi olan ham plastiğin kilosu 405 liradan 420 liraya yükseldi. ÜçEl ürünlerine yapılan yaklaşık yüzde 1,5 oranındaki zamla Mehmet Topçu, Anadolu Bankası Genel Müdür Muavini oldu Ekonomi Servisi Bankalar yeminli murakıplarından Mehmet Topçu Anadolu Bankası Genel Mudür muavinliğine atandı. 1972 yılında Maliye Bakanlığı Bankalar Yeminli Murakıplan ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Tiirkiye'de bulunan ABD'li yatınmcılar grubunun Türk işadamlan tarafından önerilen 400 projeden 25'ini benimsediği açıkladı. OPİC heyetiyle Turkiye'de bulunan yatmmcıların sonuçları hakkında bir basın toplantısı düzenleyen ABD Tarım Bakan Yardımcısı Richard Lyng, Türkiye'nin yem ve tohum konusunda ithalata izin verilmesini talep etti. Devlet Bakanı Serrnet Refik Pasin ise bir sobu kararnameler bu haliyle kal ru üzerine Phillip Morris'in sigadığı müddetçe, ne yaparsamz ya ra üretim izni konusunun yakınpın, ihracat sınırlı bir seviyede da sonuçlanacağını belirtti. kalacaktır. Aynı zamanda çok Lyng, Turkiye'de yatmm olaküçük bir sınıfın imtivazı halin naklarının "eşsiz" olduğunu bir de olacaktır. Biz hudut koylerin kez daha yinelerken, yatırım kode oturan insanların da ihracat nusunda sonuçlann zaman alayapmasını istiyoruz. İhracatın bileceğini belirtti. Bu arada yaiki onemli unsunı üretimi arttırpılan yazılı açıklamada, 400 promak ve sanayiyi geliştirmektir. jenin ABD'li yatınmcılar taraFakat işin bu tarafı Tiirkiye'de fından değerlendirileceği ifade ihmal edilmiştir. Işte Tbrk Para edildi. Lyng, ABD dış ticaretinin sını Koruma ve Kanun ve Karar son derece liberal olduğunu ifanameieri kalktığı zaman ihracat de ederek, her turlü dışahmda yaygın bir faaliyet haline gelebulunmaya açık olduğunu kaycektir." dederken, taşıma maüyetinin taraflarca çözümlenebileceğini kaydetti. Bir soru üzerine Phillip Morris projesi konusunda ilgili açıklama yapan yetkililer , açıklama yapmasının doğru ol"Plastik fiyatlan maliyet girdi mayacağını belirten Lyng'ın bu lerinin pahalılaşması yiızunden sözleri Devlet Bakanı Sermet Reher geçen gün artıyor. Biz de ki fik Pasin tarafmdan kesildi. Palosu 405 lira olan hammadde fi sin, şimdilik bir nihai anlaşmayatını 420 liraya çıkarmak zo ya gidilmediğini, ancak yakın tanında kaldık. Piyasada denetim rihlerde sonuçlanmasının beklen de yok. Boyle sürerse, mağaza diğini belirtti. lann birçoğu plastik torba yapaBasına yapılan yazılı açıklamaz dunıma gelecekler" dedi. mada ise ilke anlaşmasına vanlan projeler açıklandı. Bunlar arasında Chase Manhattan Bankası'nm Turkiye'de şube açmak için başvuruda bulunduğu açıkKurulu'na atanan 1981'de Ame lanırken, dunyaca "unlu" ITT rika'ya giderek incelemelerde bu şirketinin de santral sistemı ürelunan Mehmet Topçu, "Amerika timi konusunda hazır bir tesisle Finans piyasasındaki son geliş 200 milyon dolarlık bir yatırım meler" adlı raporunu derlemiş planladığı belirtildi. Bilindiğı gibi halen bu sıstemde bir tek ti. PTT'nin ozel sektore açtığı Te ti çekerken, dayanıklı tüketim maddeleri ve kaset teyp konusunda da şirketin ihracat yönetimini üstleneceği açıklandı. Aynı açıklamada kamuoyunda uzun zamandır sozu edilen Phillip Morris şirketinin Sabancı Holding ile birlikte gerçekleştireceği projenin ayrıntısı ilk kez duyuruldu. Buna göre, projenin Türkiye'nin iç pazan için duşunuldüğü, yatırım mikıannın 125 milyon dolan bulduğu ve bu arada yabancı şirket paymın ise yude 51 olacağı kaydedildi. Uğurgül: Renklî TV pahalı siyah beyaz revaçta İSTANBUL (UBA) Uğurgul Televizyon Fabrıkası Genel Mudüru Erkal Tuzgiray, renkli televizyon fiyatlarının yuksek olmasının siyah beyaz televizyona talebi artırdığını, 1983, yılı için 30 bin siyah beyaz televizyon uretmeyi duşunurken artan talep karşısında bu rakamın şimdiden 5060 binin üzerine çıktığını söyledi. Tuzgiray, Türkiye'nin yıllık siyah beyaz televizyon üretiminin onceki yıllarda 500 bin civarında olduğunu, renkli televizyon üretimine başlanmasından sonra bu rakamı yılda 100 bin olarak tahmin ettiklerini, ancak tahminlerinin doğru çıkmadığını soyledi. Tuzgiray şöyle dedi: "Renkli televizyon üretimi düşundüğumuz gibi siyah beyaz televizyon satışlarını olumsuz >önde etkilemedi. Yani siyah beyaz televizyona talep gun geçtikçe artıyor. Çünku renkli televizyon pahalı. Bu yılın sonuna kadar siyah beyaz televizyon satışı ortaİama uçyuz bini bulur." TÜP SIKINTISI Erkal Tuzgıray, siyah beyaz televizyon tüpü sıkıntısının, tüpun yapımında kullanılan ithal mal Dış borç ödemesi dışsatımın dörtte üçiine ulaşü "Ücretleri ve taban fiyatlarını baskı altında tutmak da enflasyonu kontrol altına alma da artık işe yaramıyor. Bu açığa çıktı. Öyle olduğu haide ve göz göre göre, alt gelir gruplanndan daha fazla özveri bekleyemezsiniz" diyen Prof. Kazgan'ın dilinden derdimizi anlatmaya çatışalım. "Sorun tüm bir toplumun geleceğini tehdit eder boyutlara varmıştır. Şakası yoktur artık işin. Gelirleri sürekli aşınan insanlar, iyi beslenemiyorlar. İyi beslenememek ise, çocuklarda bir daha onarılmaz biçimde zekâ geriliklerine yol açmaktadır. Bu artık herkesin bildiği bir tıp gerçeği. İyi beslenemeyen çocukları zekâ gerilikleri tehdit ederlannın gecikmesinden kaynak ken, yetişkinlerin de sağlıkları landığını da belirterek bu konu daha kola> ve daha çok bozulmaktadır. da da şunları soyledi: Milli gelirin artmadığı bir do"Sıkıntının çok büyuk boyutlarda olduğunu sanmıyorum. Te nemde, üst gelir gruplarının ceplevizyon üreticilerinden gelecek lerini şişirmesi için gelir kaybına raporlara göre üretimimizi arttı ugrayan all gelir grupları 'eğirarak sıkıntıyı giderebiliriz. rab tim' açısından da tehdit altındarikamızın yıllık siyah beyaz tele dırlar. Duşuk gelirli insanlar çovizyon lupu uretme kapasitesi 1 cuklannı ilkokuldan daha fazla milyondur. Biz yılda ortalama okutma şanslannı her gecen gün 200 bin siyah beyaz tüp üretiyo daha çok kaybetmektedirler. ruz. Sağlık sorunları artan, eğitim imkânlan maddeten daralan bir toplumun sonu ne olur? Şimdi bu noktada sorunu açıkça ortaya koymak zorundayız. Turkiye'de bir suredir istikrar sağlamaya dönük onlemler u>gulanıyor. Tamam. Ama, istikrar onlemleri bilemediniz uç ANKARA (ANKA) Dış vıl uygulanır. 23 >ıl ujgulanmaz. borç ödemeleri yılın ilk 7 ayınıstikrar sağlanacak diye bir topda yuzde 30 oranında yükseldi. lumun gelişme hızını sonsuza Ocak temmuz doneminde ödedek gemlejemezsiniz. Hele bu nen dış borç tutarı 2 milyar 119 gemlemenin bedeli, o toplumda milyon dolan buldu. Geçen yıyaşayan insanlann eğitim ve sağlın es dönemındekı rakam 1 millık düzeylerinin sürekli düşmesi yaı 527 milyon dolardı. ise... Hiç olmaz." Geçen yılın ocak temmuz doneminde dış borç ödemeYarın: Neden. nasıl leri dışsatımın yalnızca yuzde 52'sini oluştururken, bu yılın eş bö>le oldu ayında oran yüzde 70'e ulaştı. Teknoloji satahm diyen Italynn heyetine çöp teklif ettik Ekonomi Servisi Turkiye' Odası yetkilileriyle ve Turk işade bulunan \e Türk firmalarına damlanyla göruştü. İtalyan Dış inşaat ve gıda teknolojisi satma Ticaret Ofisi Turkiye Masası Şeya çalışan İtalyan Ticaret Heye fi Salvatore Basile başkanlığınti, Istanbul Ticaret Odasf ndaki daki ElSid Şirketi yetkilileri ingörüşmede "İstanbul'un çop so şaat ve gıda sektöründe ortak runuyla ilgilenir misiniz?" soru yatırım amacında olduklannı suyla karşılaştılar.İtalyan Heye söylediler. İtalyan işadamlan, ti. Avrupa'nm en modern röp Türk şirketlerine finansman ve teknolojisine sahip olduklannı pazarlama konusunda da yarve yetkililer yardımcı olursa en dımcı olabileceklerini bildirdiler. kısa surede teklif getirebileceklerini söylediler. Ankara'da iki firmayla gıda İki gündür Ankara'da temas sektorüne yonelik bir anlaşmalannı sürdüren İtalyan işadam nın başlangıcında olduklannı belan Heyeti,dün Istanbul'ageldi. lirten Italyanlar, Istanbul'da da Sabah OTİM'i ziyaret eden he 14 firmadan göruşme teklifi alyet, daha sonra İstanbııl Ticaret dıklannı sovlediler. DOVIZ KURLARI Dövizin Cinsi I ABD Dolan 1 Avustralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransıı Frangı 1 HoUanda Florini 1 tsveç Kronu 1 tsviçre Frangı 100 İtalyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kanada Dolan 1 Kuveyt Dinarı I Norveç Kronu 1 Sterlin 1 Suudi Arabistan Riyali Döviz Alıs 245.55 223.99 1 13.37 94.05 4.61 26.01 30.74 83.85 31.52 115.8S 15.48 104.89 199.29 847.15 33.55 367.47 70.54 Döviz Satıs 250.46 228.47 13.64 95.93 4.70 26.53 31.36 8S.53 32.15 118.17 15.79 106.99 203.28 864.09 34.22 374.81 71.95 Efektif Alış 245.55 212.79 13.37 94.05 4.38 26.01 30.74 83.85 31.52 115.85 14.71 99.65 189.33 804.79 31.87 367.47 67.01 Efektif Satış 252.92 230.71 13.78 96.87 4.75 26.79 31.67 86.36 32.47 119.33 15.95 108.04 205.27 872.56 34.55 378.49 72.66 BİR SAL Bazı açıkgöz tarım ilacı sattcıları ise, satımı yasaklanan bir DDT ilacının torbasını (Bu ilacın adı 3100) altıbin beşyüz liradan üreticiye satıyorlar. Ama, torbadan DDT ilacı yerine mermer tozu çıkıyor. Biz İzmir'de boyle bir satıcının adını saptadık. Piyadeler köyunden Mehmet Akdağ, Ahmet Genç, Mustafa AJkkoyun, Osman Çalışkan, İbrahim Kaya ve daha birçok uretici DDT yerine "Mermertoza"nu alrruşlar. tlaa bağa atmışlar, ama böcekler bir turlü ölmemiş. İzmir'e koşup gitmişler, ilgili yerlere başvuruda bulunmuşlar, ancak bir sonuç alamamışlar. Bu ilaç satıcısının Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Yasası'na göre kapatılması gerek. İlaç satıcısı hâlâ İzmir'de aynı işi yapıyor. Firmanın adısanı bizce belli. Bir ilgili çıkıp isterse kendılerine verebiliriz. Olayın tanıkları da Alaşehir'in Piyadeler köyu halkındandır. Sıcak alabildiğine bastırmışlı. Gediz'i saran bağlardan, kesilen üzümler sergilere konuyordu. "Üretici örgutlenmediğinden, bu işi aracı yapar." Yani yaş uzumu "aracılar" toplayıp buyuk kentlere gonderiyorlardı. Aracılar belki haklıydı ama buna bir çozum yolu bulmak gerekti. Yakında TlR'larla Münih'e, Viyana'ya, Berlin'e buralardan uzum gidecekti. Daha uçdort yıl oncesine dek aracılık yapan bir kaç kişi ihracatçılığa bile başlamışlardı. Bu işin çok tatlı bir kazancı vardı. Bir kez uretici memnundu. Çunku uzumun kurusunu seksendoksan liraya satmıştı geçen yıl. Bu yıl ise yüzyuzyirmi liraya satardı. Taban fiyat 158 liraydı, ama TARİŞ peşın odeme yapmayacaktı. O halde yaş uzum daha kârlı bir işti. Bu yuzden çoğu bağlarda "hormon" uygulamasına gidilmişti. Dört kilo yaş uzumden, bir kilo kuru uzum elde edildiğine göre, kilosunu elli liradan satsa dört kiloda ikiyuz lira kazamrdı. Osman Çalışkan çayından yudumladı. Sonra kesik kesik anlatmaya başladı: "Şu İ/mir'deki ilaççıyı iyi yaz. DDT torbalannı boşaltmış, içine mermer tozu koymuş. Vallahi kadınlanmız anladı işi. Gittik İzmir'e. Adama sakallanndan utan dedim. Gitti sakallannı kesti." Mehmet Kaya: "TARİŞ peşin parayla üzümü bizden alsın. Taksit filan olmasın. Gübreyi, ilacı borç alıyoruz. Bize destek olsun TARİŞ." Koylüler konuştukça açılmaya başladılar. Çaylanmız tazelendi. Sigaralarımız yakıldı. Raşit Gove: "Geçtiğimiz yıllara göre daha iyi durumumuz. Üreticinin yüzu gülerse, devletimizin de yuzü güler. Onun için bize sahip cıkılsın." Bu bereketli topraklarda insanlar daha iyi bir yaşam istiyorlardı. Artık köylümuz "bir takke, bir hırka" deyip kaderine kusmüyordu. O ureticiydi ve mutlu olması en doğal hakkıydı. Pastırmayla viski içen gorgusuz zenginler nasıl yaşıyorlarsa kırsal kesim insanı da, rakısını domates ve peynirle içmek istiyordıı. Çunku o uretkendi, banşçıydı, bu topraklarda kardeşce, dostça yaşamaktan başka bir duşuncesi yoktu. HÎKMET ÇETİMKAYA "TARIŞ" üzümü peşin parayla satın alsın Bugun traktöru, binek otosu, TV'si, buzdolabı, çamaştr makinesi vardı. Yarın niye, çocuğunun mandolini,ağız mızıkası, bahçesinde renk renk açan güller, hanımeliler, erguvanlar olmasındı. Onbeş yıl once biz Anadolu insanını yazarken, onların sorunlannı dile getirirken inanın bunların hıçbirini duşunemiyorduk. O yıllar "köylunun de buzdolabı, çamaşır makinesi olsun" dıyemiyorduk. Çunku Gediz insanının uç oğun yedıği, "ayranlı ekmekti." Eti bayranıdan bayrama goruyordu. Şimdı Gediz Ovası'nda genç kızlar, kadınlar düğünlerde, bayramlarda saçlarını yaptırmak için kuafore gidıyorlar desem guler mısını/ bana? Eskiden gezginci sinemacılar, hacı yağı satanlar geliyordu koylere. Şimdilerde ise parfum satıcıları, kualorler geliyor desem inanır mısınız bana? Ama, "Şu ^unl l>ağı'nı anlat" dıyebılirsını?. "Susuz, okulsuz, yolsuz ve ışıksız dağ ko\lerini yaz" önerisinde bulunabilirsini/. Beritanlıların otsuzluktan haysanları oluyor haberıni verebılırsınız. Bu kez anlattıklarımız, bere İizümler sergiye seriliyor ketlı topraklarda yaşayan insanlarımız. Onlara da sıra geleeek. Gidip, görup. fotoğraflayıp yazacağız kısa zamanda. Enfiasyon oranlanna gore saptanan tarım urünlerindeki taban fiyat politikası, uzum ureticisini güç duruma duşurmektedir. Üzume konulan fon onbir cent (\irmialu lira kırk kuru>) ureticiyi tedirgin etmektedır. Bizim uzumumüzun ulkemizde çerez ve komposto olarak kullamldığı bilinmektedir. Avrupa ulkelerınt1*1 ise kekin içinde \eralıyor uzumumuz. Kabuğunun ince ve yumuşak olmasından öturu kek rahatça kesilebiliyor. Çekirdeksiz kuru uzumun temiz ve çopsuz olması da alıcılar tarafından koşul olarak getıriliyor. Ülkemizde uzum işletmeleri genel olarak ilkel. Temizlik ne uzum ureticisi, ne de ihracatçı tarafından gunumuzde tam olarak anlaşılmış değil. Bu nedenle Orta! Pazar ulkelerı bize zorluk çıkar.vorlar. Sıksık yakınılan bir konu ise temiz ve pis olan üzümlerenroizin alıcılar tarafından geriye çevrilmesi. Bu yıl AET donem başkanhğım alan Yunanistan'ın uzum ihracatımızda yukarıda belirttiğimi? nedenlerden oturü bize zorluk çıkartacağı bir gerçek olarak bilinıyor. ÇAPRAZ KURLAR 1 ABD DOLARJ 2.6108 18.3657 Avusturya Şilini 9.4406 53.2646 Belçika Frangı 2.9284 7.9S79 Franstz Frangı 2.1195 7.7902 lsveç Kronu 234.10 1586.24 ttalyan Lireti 3.4810 7.3189 Norveç Kronu. 1 Avustralya Dolan: 0.9122 1 Kuveyt Dinarı: 3.4500 1.4965 1 Sterlin: B. Alman Markı Danimarka Kronu HoUanda Florini İsviçre Frangı Japon Yeni S. Arabistan Riyali ABD DOLAR1 ABD DOLARI ABD DOLAR1 ALTIN GÜMÜŞ FİYATLARI Cumhuriyet Reşat 24 Ayar (gr.) 22 Ayar bilezik (gr.) 900 Ayar gümuf (gr.) AL1Ş 27.400 27.000 3.710 3.375 91 SAT1Ş 27.500 27.500 3.720 3.485 93 YARIN: Milyarlar. a liralık ekononıik kayıp var
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear