26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 13 EKİM 1983 TELEVIZYON 20.00 Inanç Dünyası Kur'anı Kerim ve Turkçe açıklaması. Ayrıca din ve ahlak uzerine bir konuşma. Kocabaş Mtizesi'ni devlet kurmalıdır FERİT EDGÜ M.Ş.t. Diyelim ki devletimizin bütçesine, böylesi işlere aynlmış 200 milyon lira yok. Ama biliyorlar mı ki, bu koleksiyonun dünya pazarlarındaki değeri 200 milyon dolann üzerindedir? Ve böylesi bir koleksiyona sahip olan bir Kültür ve Turizm Bakanlığı, müzelerden eser almadan, yalnızca bu koleksiyondan yararlanarak, en az on yurtdışı sergisi gerçekleştirebilir... F.E. ... Ve bu sergiler, hem Türkiye'nin tanıtımını hem de bu koleksiyona ödenen parayı sağlayabilir? M.Ş.İ Hiç kuşkusuz. Yasalar, biirokratik engdler, miizelerimizden eser çıkmasına, yurt dışında bunların teşhirine engel teskil edi>or. En azından işi zorlaştırıyor. Oysa diinyanın dört bir yanından Türk sanatı. Anadoiu uygarlıklan konusunda sergiier yapılmasıyla ilgili oneriler var. tşte size bu önerilere cevap verebilecek bir koleksiyon. F.E "Anadolu Medeniyetleri" sergisi gösterdi ki, Türkiye'nin yurtdışındaki en iyi tanıtımı bu tür sergilerle gerçekleşebilir. Yıllar boyu, milyonlarca dolarla yapamadığımız tanıtım etkinliğini, "Anadolu Medeniyetleri Sergisi" gerçekleştirdi. Kocabaş Koleksiyonu, belirttiğimiz gibi, birçok serginin düzenlenmesine izin verici nitelikte. bir koleksiyon? Olaganüstü bir insanın bütün bir hayatım vererek topladığı bu eserlerin el değiştirmesi ve bunun "Bakanlığın bütçesinde yeterii para yok" gerekçesiyle yapılması biraz acı değil mi? Ben devletimizi böylesi bir acz içinde görmuyorum. Nedir bilirkişinin saptadığı değer? 240 milyon, deniliyor. Bunun zateo belli bir miktan veraset vergisi olarak Hazine'ye dönecektir. Öyle değil mi? F.E. Bilmiyonım. rak, aramızdan çıkan bu insana karşı bir borcumuzun olması gerektir. Madem ki bir ikinci Kocabas'ımız yoktur, onun bu eserini (bu koleksiyonu onun eseri saymakta yanıldığımı sanmıyorum) onun adıyla yasatmak sorumluluğunu duymamız gerekir. Yeni Kocabaşlann yetişmesini istiyorsak. Saygı ve kadirbilirlik, yalnız bireysel değil, ulusal duygulardır. F.E. Ulusunun sanatçısına, olaganüstü kişilerine böylesi bir kadirbilirliği saygıyı gösteren Mairaux, son kültür bakanlığj sırasında, benzeri durumlarda geçerli olmak üzere pratik bir çözüm yolu getirmişti: Sanatçılann, koleksiyoncuların ölümünden sonra ortaya çıkan veraset sorununda, bir bilirkişiye basvurularak koleksiyonun değerlenkanlıgı bütcesinde bu kadar para yok, ya da var da bu işe ayıramıyortar. Bu durumda niçin, kultür hizmeti peşinde olduğunu söyleyen bunca banka, holding, basın kuruluşu bir araya gelerek bu ulusal koleksiyonu ulusumuza mal etmesinler? Koleksiyon satın alınır, bir de Kocabaş adına bir müze yapılır, devletin denetiminde yönetilir, saygı ve kadirbilirlikk biriikte örnek bir iş yapılmış olur. F.E. Ola ki, Kocabaş Koleksiyonu'nu almak isteyenler de ayru şeyi gercekleştirmeyi düsünmekteler. sal bir boyuta ulaşmış demektir. Sanat, sanat tarihi, müzecilik tekelcilige gelmez. F.E. Çok yaygın bir görüş var, biliyorsunuz, "Müzelerimiz agzına kadar dolu. Depolardaki eserleri sergileyecek yer bulamıyoruz. Birçok müzemizin envanteri bile yapılmış değil" deniyor. Dolayısıyla, Kocabaş Koleksiyonu devlete mal edilmezse kaybedilmiş bir şey yok demektir. Böyle düşünlere göre. M.Ş.İ. Bu son derece yaolış ve tehlikeli bir görüş. Böyle düşünenler, Bergama'nın Almanlar tarafından Berlin'e taşınmasım da >adırgamazlar. Ntüzelerimizin depo, envanter durumu ile Kocabaş Koleksiyonu'nun özel ya da tüzel bir kişiye satılmasına göz yummak arasında bir ilinti kuramıyorum. F.E. Ben de kuramıyorum. Yalnızca böylesi görüşlerin yaygınlığını belirtmek istedim. Ola ki, bakanlık seviyesinde de geçerlidir bu görüşler. Prof. İpşiroğlu Kocabaş Koleksiyonu'nu anlatıyor Ozetle ı\BC TVsinin ezici üstiinlüğü ABD'deki NBC Televizyonu, üst üste üçürtcü keredir en yakın iki rakibini ezerek geçiyor. TVnin Oscar'ı sayılan Emy ödüllerinin 35.'sînde tam 33 ödülü NBC yapımalan aldu Bunlar arasında "Cheers", "St. Elsewhere" ve"Hiil Street Blues" adlı üç dizi var. NBCnin iki rakibi olan CBS ve ABC ise, ancak 14 ve 11 Emmy ödülü alabildi. 20.30 20.55 21.05 21.15 Haberler Hava Durumu Uykudan Once (Renkli) Şahin Tepesi (Renkli) Dizinin ' 'Sabotaj'' adlı ikinci bölümünde; Chase 'in çok eski bir arkadaşı olan Paul, Şahin Tepesi'ne gelir. Asıl düşüncesi Chase'i ikna edip biriikte uçakla turist gezdirme işine girmekür. Fakat Chase bağa çok alışmıştır, ise yanasmaz Paul, Chase'in ancak urünü mahvolursa işı kabul edeceğini duşünerek, kendince birplan yapar. Chase eğer vadiyi terkedip giderse Angela, Paul'a para yardımı yapacaktır. TV sunucusu Zitrone'un anıları Fransız TVsinin en unlü sunucusu Leon Zitrone, günün modasına uyarak amlarını yazdı. 20 ekim günü çıkacak olan "Televizyon A ndan" adlı kitap fotoğraflarla da süslenecek. Büyük ilgi görmesi beklenen bu anılarda en onemli yerleri, Zitrone'un yakmdan tanıdığı devlet adamlan, General de Gaulle, Winsıon Churehill, Aleksi Kosigin, Nikita Kruşçev tutuyor. 22.05 Türk Sanat Miiziği: Tuğrul Mumcu Sanatçmın sunacağı eserler şunlardtr: Kürdili hicazkar Peşrev (Vasilaki'nin), Ytldızlı Semalardaki Haşmet Ne Güzel Şey, Nereden Sevdim O Zalim Kadını, Ne Demiştin Niçin Caydın Sözünden, Saymadım Kaç Yıl Oldu, Ne Olursun Güzelim Sevsen Beni. Değerinin altında bir meblağ N.Ş.E. Mantıken öyle olması gerek. Madem ki bir mal, laşınır bir mal olarak göriilüyor ve satılabiliyor. bunun üzerinden 22.20 Seçime Doğru 22.50 Haberler 23.00 Kapanış Sanat tekelciliğe gelmez M.Ş.t. "Bir" kişinin, ya da İZLEYİCİ GÖZÜYLE Eskidenmiş o... Eskiden ne güzel "açıkoturum"lar vardı, Millet iyi kötü bir şeyler anlardı, Şimdi yok oldu bu nitelikli izlenceler Bir süru anlamsız program ekranı sardı... SA VAŞ BÜKE Neıv York'ta Paris gecesi Bir bakanlık nasıl karar verebilir? M.Ş.İ. Bakın Ferit Bey, iki saattir üzerinde konuştuğumuz bu konu ulusal bir konudur. Bu, herkesi, hepimizi ilgilendirir demektir. Dolayısıyla, böylesi bir konuda karar alınmadan önce, bunun kamuoyuna yansıması, konuyla ilgili kişiler ve kunıluşlarca tartışılması gerekir. Oysa iki gazetenin istihbaratı ile oğrenmiş olduk konuyu. Konuşulmadan, tartışılmadan. dışandan gelecek oneriler hesaba katılmadan bir bakanlık nasıl kendi başına böylesi onemli bir karan verebilir? Adım başında karşılaşılan bir ola> değil ki bu. F.E. Evet, gerçekten adım başında karşılaşılan bir olay değil. Biliyor musunuz "Anadolu Medeniyetleri Sergisi" kataloğunda Kocabaş Koleksiyonu'ndan 13 eser yer almaktadır. Ama bunlardan hiçbiri sergide yoktur. M.Ş.t. Nasıl, anlamadım? F.E. Serginin, Selçuklu Sanatı bölümünde yer alması duşünülen ve kataloğa dahil edilen 13 parça, Kocabaş'ın varisleri tarafından son anda sergiye verilmemiştir. M.Ş.t. Verdiğiniz bu örnek kaygılanmızda ne kadar haklı oldugumuzu gosteriyor. Kuşkusuz, ilgili bakanlık da biliyor bu durumu, değil mi? F.E. Sanırım. M.Ş.İ. O zaman söyleyecek söz kalmıyor. Daha doğrusu söyleyeceğimizi zaten soyledik. F.E. Artık "gönül rahatlıfıyla" bakanlığın kararını bekleyebiliriz. RADYO TRTI 05.00 Açılış program ve kısa haberler 05.05 Ezgi Kervanı. 05.30 Şarkılar veoyıın havalan. 06.00 Köye haberler. 06.10 Bölgesel yayıo. 06.30 Günaydın. 07.30 Haberler. 07.40 Günün içinden. 10.00 Arkası yann. 10.20 Reklamlar 11.00 Kısa haberler. 11.05 Okul Radyosu. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 öğle üzeri. 12.55 Reklamlar ve Radyo programlan. 13.00 Haberler. 13.15 Hafıf müzik. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Okul radyosu. 17.00 Olaylann içinden. 17.30 Din ve ahlâk. 18.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftamn çocuk şarkısı. 18.20 Bölgesel yayın. 18.55 Reklamlar. 19.0001.00 TRT2 ile ortak yayın. 19.00 Haberler. 19 J0 Şarkılar. 20.00 Köyümuz Köylümüz. 20.20 Türkçe sözlu hafîf muzik. 20.40 Türküler geçidi.21.00 Kısa haberler. 21.05 Solistler geçidi. 21.30 Turk halk müzii toplu programı 22.00 Beraber şarılar. 22.30 Kuçuk Konser 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün haberlerinden özetier. 01.00 Program ve kapanış. 01.05 05.00 Gece yansı. Şarkılar. 09.15 Sağlığımız. 09.30 Sabah konseri. 10.00 Türkülerden bir demet. 10.30Yolun yarısından sonra. 11.00 Iki solistten şarkılar. 11.30 Bağlama takımından oyun havalan. 11.4S Ankara'nın Başkent oluşu özel programı. 12.00 Şarkılar. 12.30 Türküler. 13.00 Haberler. 13.15Saz eserleri. 13.30 Türküler. 14.00 Üniversite korosu. 14.30 Yabancı dil ögrenelim. 15.15 Türküler. 15.30 Ba rok Muzik. 16.00 Gönul sesiıniz. 16.20 Arkası yann. 16.40 Türküler geçidi. 17.00 Olaylann içinden. 17.30 Küçük Konser. 18.00 Beraber ve solo şarkılar. 18.30 Dunya hıkâyeciliğinden örnekler. 19.0001.00 TRT 1 ile ortak yayın. "Bizim müzelerimiz bize yeter" N.Ş.İ. Bundan daha iyi. daha ucuz bir tanıtım yolu rnu var? F.E. Kaldı ki.bu yurtdışı sergiler belli bir de gelir sağlıyor, bildiğim kadarıyla. M.Ş.t. Diyelim ki. ilgili bakanlık işin bu yanıyla ilgilenmiyor. "Bizim müzelerimiz bize yeter" diyor ve yurtdışı tanıüm faaliyetlerine ilişkin başka göriişleri var. Bu, böylesi bir koleksiyonun elden çıkması için yeterii mi? F.E. Elden çıkmıyor, el değiştiriyor. Bakanlık, yasanın kendine verdiği öncelik hakkını kullanmıyor. Kocabaş'ın varislerine "raalınızı satabilirsiniz" diyor. M.Ş.t. Mal... Bu sözcüğü özellikle kullandınız değil mi? Ama Kocabaş koleksi>onu bir mal degil ki. Gelmiş geçmiş koleksiyonlann en zengini. Bir daha da böyle bir koleksiyonun yapılamayacagını hepimiz biliyoruz. Bir arsa. bir apartman satılır gibi, nasıl satılabilir böylesi Paris'te yıllarca yasayan Tom Bishop'un girisimiyle, 20 ve 21 ekim günleri New York'ta iki ' 'Paris Gecesi" düzenlenecek. Bu geceler dolayısıyla da, yirginia \Vooiruri "Freshwater" adh oyunu sahnelenecek. Geçtiğinu'z aralık ayında Pompidou Sanat Merkezi'nde sergilenen oyunun kadrosu, herkesi kıskandıracak nitelikte. Bu kadroda yer alan kisiler, Rodica ve Eugene tonesco, Alain RobbeGriUet, Nathalie Sarraute, Guy Dumur, Kraliçe Viktorya rolüne çıkacak olan JeanPaul Aron, Florence Delay, Tom Bishop ve Viviane Forrester. Fransız Kültür Bakanı Jack Lang 'ın da izlemeye söz verdiği oyun, 7 kasım günü de Uluslararası Af Örgütü yaranna bir kez de Paris'te oynanacak. İZNİK KÂSE Kocabaş Koleksiyonu'nun en zengin bölumü'nü tznik tabak, kâse ve çiniler oluşluruyor. Koleksiyonun secme parçalarından olan bu tznik kâse 16. yüzvıldan kalma. bir veraset vergisi ödemek gerekir. F.E. Bu, işin rnaliyecileri ilgilendiren yönü. Ama bir de değerlendirmenin doğruluğu sorunu var. Dünya piyasaJarında, erken dönem bir İznik tabağın 300500 bin, bir Selçuk havanının 200300 bin, sıradışı bir Frig vazonun 12 milyon lira ettiği düşunülürse, değerinin son derece altında bir meblağ ile karşı karşıyayız. Nİ.Ş.Î. Bizi ilgilendiren işin parasal yanı değil, koleksiyonun niteliği, bir de Kocabaş'ın kişiliği. Bir insan böylesi bir tutkuyla tüm hayatını bir konuya vermişse, bu çabalarının sonucunda ortaya çıkan eser ya da birikimin parasal karşılığı yoktur. Bizim de, devlet olarak, ulus oladirilmesi isteniyor ve veraset vergisi koleksiyonda yer aiart eserlerle ödeniyordu. örneğin, Paris'teki Picasso Miizesi, eser alımında, devletin bütçesinden bir kuruş para çıkmadan gerçekleşmiştir. M.Ş.t. Bu akılhca bir tutumdur. Böylesi bir >ol izlenseydi müzelerimize çok müzeler katılırdı. Ama bugün benzeri bir yasanın çıkmasını bekleyecek durumda değiliz. F.E. Bu nedenle de pratik bir öneride bulunmak gerekiyor kanımca. M.Ş.t. Pratik bir öneri, öyle mi? Yurtdışı sergilerinden söz eltik az önce. Bu sergiler, çok kısa zamanda bu koleksiyona ödenecek parayı, geri getirir. Hem de döviz olarak. Diyelim ki ba"bir" kuruluşun bu koleksiyonu satın almasıyla, devletin ya da birçok kuruluşun satın alıp bir muze gerçekleştirmesi arasında daglar kadar fark var. "Bir" kişi ya da "bir" kuruluş bu koleksiyonu satın aldı mı, bu koleksiyon onun tasarrufu altına girer. tster sergiler, ister sergilemez. tster müze yapar, isterse yapmaz. Devlet denetimi zaten söz konusu değildir. Koleksiyonda yer alan eserlerin büyük bir çoğunlugu arkeolojiktir. Bunların bakımı ve sergilenmesi. konınması, özel bilgi ve ihtimam gerektirir. Oysa birçok kuruluş bir araya gelerek bu koleksiyonu satın alırsa ve devlet yönetiminde bir müze kurulursa, bunun bir anlamı vardır. Olay, bir parasal güç olmaktan çıkıp, ulu Biarritz Film Şenliği Fransa'mn Atlantik kıyıstndaki Biarritz kentinde bes ytidır düzenlenen Ispanyol ve Güney Amerika Filmleri Şenliği sonuçlandu Adım Rimbaud'dan alan Antonio Sakarmenta'nın "Ardenete PacienciaAteşli Sabır" filmi Büyük Ödülü 'nü Brezüyaa Tızuka Yamazaki'nin "Parahyba Mulher Macho" adlı filmiyle paylaştu Seçici Kurul Özel Ödülü neyse Alfonso Ungria'mn "Arnavutluğun Fethi" adlı/îlmi layık görüldü. TRT III 07.00 Açılış ve program. 07.02 Güne başlarken. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Türkçe haberler. 09.03 Küçük konser. 09.30 Bob James'in Lucky Seven Albumü. 10.00 Siz ve Müzik. 11.00 Öğleye Doğru. 12.00 Haberler. 12.12 üıskoteğimizden. 13.00 Konser saati. 14.30 KJâsik Türk Müzigi korosu. 15.00 Müzikli dakikalar. 16.00 Günün konseri. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler için. 18.00 Plaklar dönüyor. 19.00 Haberler. 19.12 Bir konser. 20.45 Hafif muzik. 21.00 Perşembe konseri. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Opera saati.24.00 Gece ve müzik. 01.00 Program ve kapanış. f TRT II 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07.30 Haberler07.40 Türküler ve oyun havalan. 08.00 Sabah için muzik. 09.00 Animasyon şenliği filmleri BULMACA Malatya Şehir Tiyatrosu'na yardım yok ANKARA, (UBA) Kültür ve Turizm BakanlığYnca ozel tiyatrolara yapılması kararlaştırılan yardımın ilk taksidi odendi. 24 ağustosta toplanan "Degerlendirme Kunılu" 14 özel tiyatroya 52 milyon lira yardım yapılmasını kararlaştırmıştı. Bu özel tiyatrolar arasında bulunan Malatya Şehir Tiyatrosu'nun oyun sahnelemediği ve düzmece bir tiyatro olduğu öne sürülerek bu tiyatroya yardımın kesilmesi karan alındı. Ayrıca yardımın iki taksitte ödenmesinin "ciddi" çalışmalar yapan özel tiyatrolann yeni bir denetlemeye tabi tutulması amacını taşıdığı iddia edildi. Ozel tiyatrolar yardımın ikinci taksidini aralık ayında alacaklar. Ancak aralık ayında oyunlan "hoşa gitmediği" için bazı tiyatrolara yapılan yardımların kesilebileceği ileri sürüiüyor. DÜŞ EKMEGİ Uzaklara, çok uzaklara kaçmak. Bir daha o sokağa, o pencereye dönmemek. Saime diye bir insanın yaşadığmı akhmdan çıkarmak, yaşam boyu onu görmemek, hiç yasamamış saymak... OKTAY AKBAL 23 ON 20 Haziran 1940 1940yıh... Gelecekte nasıl anılacak bilemem. Ama ben beileğimden bile silmek isteyeceğim. On sekiz yaşın içinde yenik yıkık bir insan. Böyle duymak kendini... Başkalan için öyle değildir belki. Ama kendimi daha yaşamın eşiğinde böyle duyuyorsam, suç benim mi? Son smıfa geçtim. Bir yıl sonra lise bitecek, yüksek öğrenim. Daha sonra da yaşam. Korkunç bir sözcük bu:Yaşam... Bakıyorum babamın kırk altı yıllık yaşantısına, anneminkine, dedeminkine, çevremizdekilere, boşboşuna akıp gitmiş günler, yıllar toplamı... Bana öyle geliyor. Kişi, her anmı anlamlı kılmalı. Bir katkısı olmalı topluma, insanlara, dünyaya, en başta da kendine. Bir hayvan, bir bitki gibi geçirmemeli yıUarı. EvleniyorIar, çocukları oluyor, bir iş, bir güç, bir didişme; sonra yaslanma; sonra da bitiş noktası. Bu güzel gençler, bu yakışıkh delikanhlar, gösterişli kızlar bir gün bambaşka biri olacak, en sonunda da yok olup gidecek... Geçen gün Adil'le Bostana'da bir koşke gittik. Nükhet adlı bir kız vardı, bizimle voleybol oynayan... Bir de arkadaşı Gönül. Adil, pek hoşlandı Gönül'den. Akşamüstü "Rasim"e çağırdı dondurma yemeye. Nükhet'le geldiler. Sonra çıkıp dolaştık. Kıyıya indik. Geceydi. Nükhet hep konuşuyordu, o da lise SOLDAN SACA 1/ Suya yapının üst katlarına çıkacak basıncı veren depo. 2/ Ispanyol Pirenelerinde yüksek bir vâdi... Çok yemek yiyen. 3/ Kadınlanngöz kapaklanna surdükleri boya... Gıinahlara tövbe edip Hak yoluna dönme. 4/ Kalori... Hane. 5/ Öğrencilere verilen ve her dersten aldıklan notlan gösteren bdge. 6/ Güney Amerika'da bir ırmak... Kalayın simgesi. 7/ Bir nota... Bir ünlem. 8/ Yanak... Kıskançiık. 9/ Karagöz'ün başlığı. YUKARIDAN AŞAGIYA 1/ Seyrek taneli, kalın kabuklu bir çeşit uzum. 2/ Verme, getirme.. Seryigillerden bir sus bitkisi. 3/ Gebze ilçesine bağlı bir bucak merkezi... Yemek. 4/ Radonun simgesi... Içitme. 5/ Küçük körfez. 6/ Ağızda kolayca eriyen bir çeşit şekerleme... Temel kütle ve ağırlık biriminin sem bolü. 7/ Bolmeli büyük göçebe çadın... Şarap. 8/ Diğer eserlerinin yanı sıra etli butlu çıplak kadın lablolanyla unlü buyuk Flaman ressamı... Sodyumun simgesi. 9/ Bir çeşit kalın pamuk bez. Banu Söziiar Sovyvtler BlrligVnde Kültür Servisi Genç piyanistimiz Banu Söziiar, çağrılı olarak Sovyetler Birliği'nde bulunuyor. Eylül ayının son haftası içinde Sovyetler Birliği'ne giden Söziiar, Rostow, Donetsk, Kiev ve Leningrad'da resitaller verdi. Bu kez repertuarına Haydn, Rachmaninoff ve Lisztin piyano sonatlarını alan Söziiar, ayrıca Ulvi Cemal Erkin'in 'Piyano Sanaü"nı da Sovyet dinleyicilerinin beğenisine sundu. Banu Sözüar, ekim ayının ikinci yarısında da Federal Almanya'da ve Viyana'da resitaller verecek. Sözüar aynca, bu konser sezonu içinde Cumhurbaskanlığı Senfoni Orkestrası ve Izmir Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde çalacak. İLÂN SAMSUN TEKEL YAPRAK TÜTÜN İŞLETMELER MERKEZ MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Merkez müdürlüğumuze bafh Erbaa işletme Müdurlüğu'nün ErbaaSamsun arasında 1 yıllık taahhütle yapılacak yaprak tutun ve levazımatının nakliyatı yüklemeboşaltma idaremize ait olmak uzere Tekel döner sermaye yönetmeliği hukumleri dahilinde açık eksiltme ve pazarlık suretiyle ihaleye konulmuştur. 2 Ihale 27 Ekim 1983 Perşembe gunü saat 15.00'de Samsun Merkez Müdurlüğümüzde kurulu Satınalma Komisyonu huzurunda yapılacak tır. 3 Yaklaşık miktar 1 yılda %25 azalırçogalır 2850 ton, yaklajık tutar 8.550.000; liradır. 4 Bu nakliye işine ait şartname Merkez Müdürlüğümüzün Nakliyat Amirligi'Jide görülebilir. 5 Isteklilerin ihale tarıhi olan 27 Ekim 1983 Perşembe gunü saat 15.00'e kadar 256.500; lira geçici teminatlarını yatınp Ticaret ve Sanayi Odası belgeleriyle belirtilen gün ve saatte ihaleye katılmak üzere hazır bulunmalan ilan olunur. Basın: 25827 sona geçmiş. Daha okumayacaknuş, Isviçre'ye amcasının yanına gidecekmiş. Benim de dayım Isviçre'deydi, belki ben de gidebilirdim diye düşündüm. Lozan'da, CenevTe'de Nükhet'le biriikte olmak. İyice esmerdi Nükhet. Hep elimi sıkıyordu yürürken. Kıyıda bir villanm bahçesine soktu beni. Boş bir ev, boş bir bahçe. Bir yakınlannınmış, kimse yokmuş. Gönül'le Adil çok uzaklaşmışlardı. Biz ağaçlann altına daldık. Birden kendine çekti, dudaklanmız birleşti, elimi göğsüne göturdü, oracığa çöktük, bir ağacın dibine. Bir daha bir daha öpüştük. Adil'in sesi geldi 'Nerdesiniz'. Kalkıp koştum. Nükhet de ardımdan... Caddebostan gazinosuna gittik, birer bira içtik. Sonra iki kız ayrıldılar. Başka bir gün de Bostancı'da bir arkadaşlarının evine götürduler ikimizi. Gönül, Adil'i bırakmayacağa benziyordu. Zengin bir ailenin çocuğu Adil. Kaçınlırgibi değilî Gittik. Tıp son sınıfta bir delikanlı vardı, babası milletvekili. Vermut sundu bizlere bir uşak. Oturup konuştuk. Savaştan. dünyadan. Ama Tıbbiyeli sıkıldı, gitti gramofonu açtı, bir slow koydu. Baygın bir müzik. Geldi Nükhet'i dansa kaldırdı. Adil de Gönül'ü. Ben oturuyordum. Sıkılmıştım. Anlamsız bulmuştum bu yaşantıyı. Evi dolaştım, salonlan, bahçeyi. Bir tek kitap yoktu ortada, ne de gazete. Geriye döndüğumde Nükhet de Tıbbiyeli delikanlı da yoktu ortada. Gönül'le Adil de bahçeye çıkmışlardı. Bekledim bekledim. Neden sonra döndüler içeri. El ele, göz göze. Bir fırsatını bulup çıktım evden. Kaçtım. Arkama bakmadan kaçtım. Bir daha da görmedim Nükhet'i. Bugün pazar var. Küçük hamallar dolu dolu küfeleriyle hanımların beylerin arkasında yürüyor. Sebzeler, meyveler. Haziranın güzel bir günü. Hem istasyonu, hem caddeyi gören bir masada oturdum. Gazoz içtim önce, sonra bir de çay. Önümde defter, öykü yazıyorum. Gazetelere yolladıklarım birbiri ardına çıktı. Uydurma şeyler, biliyorum, ama yayınlıyorlar, adımı koca harflerle yazarak. Kaç kişi okur? Ne der? Bir ay önceydi bir arkadaşla biriikte o gazetenin yönetim yerine gittik. Ak$am karanlığı bastı basacak bir saat. Merdivenleri çökmek üzere bir yapı. En ust kat. Koca bir Apollon Tapınağı''oda. Loş ışıklar. Gazetenin sa nın onarımı hibini sordum. Oradaymış. Ne Antalya'nın Manavgat ilçesiistiyorsun çocuğum dedi. Para isteyeceğim, kaç öyküm çıktı! ne bağlı Side antik kentinde buTapınağı 'nın Beden Eğjtim hocamız, ki peh lunan Apollon livan tefrikaları yazar bu gaze onarımı sürüyor. Taptnağın teye, 'git paranı al' demişti. Bir onanmtnın, Side Dostlar f'akfi de kağıt yazmıştı, onu uzattım, Kurucusu ve baskanı, Washingaldı okudu. 'Ha sen misin, afe ton Post gazetesi emekli yönetrin, iyi şeyler yazacaksın" dedi. menlerinden Alfred Friendli ta"Birer liradan alırsın paranı, cu rafından üstlenildiği de bildirilma günü gel" diye ekledi. Bir de di. Side 'deki kazılara baskanlık bir bayan vardı, sarışın, genç, eden Profesör Jale înan 'dan ahgüzel. O tanıdı, 'ben okudum nan bilgiye göre tapuıağm onaöykulerini, biraz da kendi yaşa nmı için yaklaşık 10 milyon lira mından şeyler yaz' dedi. Ana harcandı ve bu para Alfred FriKatili, Olmeyen Tango, Son endlili tarafından karşılandt. Sözleri, Acı, Eroin gibi öyküler. Hep uydurma şeyler, filmlerin, Gitarist Citoszynsky romanların etkisi. Ben de biliyo konseri rum, bunların hepsi değersiz, Ünlü A vusturyalt gitarist Leo ama değerli olan nedir, neyi yazCitoszynsky, 25 ekim günü Anmaktır. Gorki'nin öykulerini kara 'da bir resital verecek. Graz okudum, Sait Faik diye yeni bir Yüksek Müzik Okulu rektöryaryazann 'Semaver'ini, Sabahattin dımcısı olan gitarist, Devlet Ali'nin "Kağnı'sını. Ama onlar Konser Salonu 'nda vereceği bu çok yaşamışlar çok şey biliyorresitalde, Bach, Giuliani, Uhl, lar, ben semtimden dışan çıkmade Falla ve Torroba 'nın yapıtla ', dım, sonra Erenköy, Göztepe, nnı sesiendirecek. 1968'de AlesŞaşkın Bakkal. Bir de düşlerim, sandria 1. Uîuslararası Gitar Yahayallerim. Hale, Reyhan, Suna nsması'nda birincilik alan Ciile ilgili duygulanmalar... tnsatoszynsky, uîuslararası üne sahip nın belirli bir yaşı yok. Kendini bir sanatçı. Citoszynsky, dıştan görüyor, lise öğrencisisin, 1981 'de Ankara 'da verdiği kondaha yaşın ne başın ne diyor serin ilgi görmesi üzerine yenikendine. Sanki çok daha büyükden Ankara'ya çağrıldı. müş gibi! İşte defterdeki son yazdıklanm. Kendimle ilgili "Gelecek, bunlar. Ben de kendimi anlatayım istiyomm, ama kendimle il Kadımn Olacak" gili ne anlatabüirim. Gittim penttatyan film yönetmeni Marcereden denizi, sokağı seyrettim. co Ferreri 'nin çevirmekte olduYazacak bir şey çıkmadı. Hiç il ğu son filmin adı, "Gelecek Kaginç bir şey anlatmadan yazıla dımn Olacak", Ferreri'nin Italmaz mı? Hiç bir olay geçmeden ya 'nın Venedik kentinde yaptıanlattıklarımın başı sonu olma ğı açıklamaya göre, filmin basdan... rollerinde Hanna Schygulla ve Ornella Mutti oynayacaklar. SÜFECFK 7. Uluslararast Animasyon Filmleri Şenliği, 1519 kasım tarihieri arasında Portekiz 'in Espinho kentinde yapılacak. 16 mitimetrelik ve 33 milimetrelik filmlerin katılacağı şenlik yarışmalı ve yanşma dısı olmak üzere iki bölüme ayrıhyor. Konusu "Genç, Yaşlı ve Çocuk" olan Şenlik 'te kasım 1981 ve sonrasında gerçekleştirilmiş flhnler gösterilecek ve yansabilecek. Yansmaya Türkiye 'den de katılmak isteyenlerin gereken bilgiyi Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan alabilecekleri belirtiliyor. GALERILER URART SANAT GALERİSİ 528 66 29 • 522 89 97 T Ü R K GAKfttBARAZ SANAT GALERİSİ MEHMET GÜLERYÜZ Resim Sergisi 627 Ekim RESSAMLARINA SÜH* ÖZURTAR~ SANAT GALERİSİ 46 5940 RESİM ALINIR Kurtuiuş Cad 191 Kurtuius/IST Tel 1404 783 AİT A. NAFİZ ÇAMLIBEL SULU BOYA RESİM SERGİSİ 28 Eylül 27 Ekim 1983 Istıklâl Cad Postacılar S No 12 Tel 149 23 64 MUZAFFER AKYOL Resım Sergisi 1 Ekim • 20 Ekim Valı Konağı Cad Pasaı 85 Tel 146 72 81 Remzi Töremen Heslm Serglsi 6 24 Ekim M i. E'.ü»r T.l 1H5 Itf 35 ASIM YÜCESOY NEVİN MENGÜ Suluboya Resim Sergisi 1 Ekim • 24 Ekim
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear