25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhurıyet 2 ıp bilimierinde son yanm yüzyılda ortaya çıkan ilerlemeler, özellikle çeşitli mikroplarla oluşan hastalıkların tedavisi ve koruyucu hekimlikteki gelişmeler, günümüzde yeryüzünün nüfus yapısinı onemli derecede etkilemiştir. Bunun sonucunda, özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ortalama ömür süresi uzamıştır. Böylece toplumlarda yaşlılar dilimi gıttıkçe büyumektedir. 1980 ile 2000 yıllan arasında dünya yaşlılar nüfusunun 258 milyondan 396 milyona çıkması beklenmektedir. Bu artışın yüzde 70'den fazlası geli'jmekte olan ülkelerde olacağı bildiriIme'Ktedir. Toplumlardaki yaşlılann bu artıvı birçok yeni medikososyal sorunları da birlikte getirmiştir. Sosyo . ekonomik açıdan gelişmekte olan ülkemizde de yaşlıhk ve yaşh ile H gili sorunsal durumlar oluşmaya başlamıştır. Yurdumuzda da yaşlılar dilimi artmaktadır. 1979 yılı sayımında 65 yaş ve yukarısında bulunanların sayısının, genel nüfusun %4.5'ini oluşturduğu görülmüştür Büyük kentlere göçüşler ve dış ölkelere s:idişler, ekonomik zorluklar, geniş aile modelini, özellikle büyük şehirlerde, çekîrdek aile modeline bırakmıstır. Bu yüzden yaşlılann kendi istekleri ile ya da ailelerfnin etkisiyle ya da sosyo ekonomik koşullar karşısmda zorunlu olarak kurumlara yerleştikleri görülmektedir. Bu bakımdan, son yıllarda memleketimizde d e yaşlılar için gerekli yerleşim yerlerinin kurulması vo var olan kurumların genişletilmesl zorunlu olmaktadır. •*••* Mutlu bîr azınlık için yaslanma, anlamlı yeni rollerin ve amaçlann elde edılmeye çalışıldığı. daha iyi bir yaşamın beklenildiğl dinamik bir yaşam sürecidir. Sosyo ekoncmik ve zihinsel açıdan böyle bir döneme hazırlıkh olan insanlarda kaçmılmaz bedensel v e ruhsal yıkımlara ve onlann yaratacağı sonuçlara bir uyum saglanmaya çalışılır. Buna karşın. geriye kalan büyük bir çoğunluk için yaşlılık yalnızlığın meydana geldiği. her şeyden vazgeçıtıenin oluştuğu, sağlıgın, durumun, kişlnin kendine olan savgınlıçin kaybolduftu bir dönem olabilir. Son vıllarda kisi yaşamınm bir hesabınt yapmak gereksinme'?1> ni duyar. Bu dönem, kişinin kendl sorumluluğu içînde yaşamını nasıl geçirmiş olduğunun bir hesaplaşmasıdır. Kişi, tüm yaşamı boyunca üretici bir hayat yaşamışsa, bu dönemde bir doyum duygusunu yaşayabillr. Amaçlann ço£u oluşmamıs ve fazİa üretfd bir yaşam yaşamamış kişîde ise OLAYLAR VE GÖRÜŞLER lihinsel yıkım eri az düzeye indlrilebilir. Kuruma bir kere yerleşmiş. olan yaşlılann bedensel, zihinsel ve psikolojik açıdan can lı tutulmaları için hazırlanması gereken programlarda aşağıdaki konuların dikkate almması yararlı olabilir.. Kurumlarda ya şayan yaşlılann duygulanım ve zihinsel sorunlannın erken tanısı, bunlarin çabuk ve etkin bir şekilde tedavilerıni sağlar, de miştik. Bunun için her şeyden önce, kurum larda yaşayan yaşlılann belli zaman ara lıkları ile bedensel ve ruhsal durumlarının degerlendirilmesi gerekir. Her konuk için yeti kaybmın (maluliyet) olup olmadığı ve yeti kaybı varsa derecesi araştırılmalıdır. Çahşmalar, birçok psıkiyatrisin bile buna ma (dfmansl sozcügunü belli bir yaşın üstunde olup da bir psikolojik sorunu olan hcrkese uygulayabıleceğini gostermıştır. Bir kez bu şekilde damgalanmış yaşlılar dik katli bir şekilde tanısal değerlendirmeye tabi tııtulmadıklnrından belirlı bir teda vi programına ahnmazlar. Kaldıklan kurumun saglık perboneli taıaf'ından bu yaş lılar sadece birer bunaktırlar. Bu bakımdan kurumlarda görevlı saglık personelinın eğitilmesı gerekir. Personelde yaşhya karşı bir eşduyum (empati) oluşmasına ça lışmalıdır. Ayrıca etkin ve yaratıcı bir lıemşire bakımmın bir çok suregen beden sel hastalıkların şıddetini azaltmada, çpk fazla rolü vardır. Bu nedenle «uğraş teda visine» ağııiık verilmelidir. Günümüzde uğraş tedavısı üretıme yönelik aktiviteleri, sosyal programlan, çeşitlı eğlence aktivi telerini lçermektedir. Bu tedavi için ye tişmiş elemanların bulunması gerekmekte dir.. Üretime yönelik uğraş tedavisi, yaşlıda işe yararlıhk duygusunu arttırarak, kendine o!an saygınlığın devam etmesini sağlar. Uğraş tedavi içine, gruplar halin de yapılacak çeşitli aktiviteler girer: Birlikte şarkı söyJeme sesli olarak gazete ve kitap okuma. çay partileri. kek ve pasta pi şirme yari'maJan nlak dinleme dışardan katılacak gönullülerle çeşitli masa oyunları, topluca tıyatro. sinema ve konserlere git me, müzeleri gezme. kırsal alaıüarda ve deni2 kıyılarında piknik yapma gibi Ancak bu şekilde ve buna benzer aktivitelerle yaşlılar zihinsel ve bedensel açjdan canlı tutulabilir ve böylece kurumlarda sandalyesine oturup üzgün bir çehre ile ve boş gözlerle dışarıya bakarak bir sonraki yemek servisini bekleyen yaşlılann görul me olasılığı azaltılabilir. 1982 ile birlikte «Yaçlılar yılı» biterken, bütün ülkemize sağ !ık ve esenlik dileriz. 31 ARALIK 1982 T Biterken HUZUREVLERİNDE YAŞAYAN YAŞLILARIN DUY*3ULANIM VE ZİHİNSEL SORUNLARINJN ERKEN TANISL IÎUNLARIN ÇABUK VE ETKİN BİR BİÇİMDE TEDAVİLERİNİ SAĞLAR Falcı mıyım Ben? 1976'da Remzi Kitabevl «Sovyetler îran Amerika İzlenimleri» adıyla bir kitabımı yaymla, dı. İran'a ilişkin bölümde şu satırlar yer alıyor: « Çağımız dünyasının karmaşık llişkileri içinde İran, petrol üreten ülkelerin kurduğu 6rgiitiin üyesi ohnuştur. Bu örgüt tarihte ilk kez, aynı bam maddeye sahip Ülkelerin birleşerek sanayi toplumlarına ortak eylemle kafa tutmasıru simgrelemektedir. Batı ülkeleri ve Japonya, çarklarını Ortadoğu'dan sağladıkları ucuz petrolle çeviriyorlardı. Şimdi iş değişti. Suudl Arabistan ve tran gibi devletlerin petrol gelirleri akıl durdurucu diizeylere çıktı. Tahran yönetiminin elindekl petrodolarlar, Şah'm devletine içte ve dışta yeıü bir güc kazandırdı. Poki, Şah elindeki dolarlan lıangl yönde harcıyacaktı? Şah karanhk rejimini güçlendiruıek amacma yöneliyordu. (...) İran, siyahı biraz daha koyulaşmış bir Ulke olarak 1976' ya ulaşıyor. Geçmiştcn gelecege doğru uzanan düzeni bozacak bir deprem henüz patlamamıştır. Ama bu depremin ergeç oluşacağını söylemek blr gerçeği dile getirmektir.» 1976'da haber verilen deprem 1978 yılmda başladı; 1979 yılı şubat ayında Şahlık düzeni yıkıldı. Varsayahm ki biraz böbürlenmek için yazıyorura bu satırlan; «dediklerim nasü de gerçekleşiyor bakın» diyorum. Falcı mıyım ben? Hayır. Ama bir tarihsel gidiş var. Toplumlan yönlendiren kurallara göz yummazsa, insan, geleceği görebilir. Yazdıklarımızın tümü gerçekleşecektir. Siyasal yaşamdaki küçük büyük menderesler, kimsenin gözünü boyamasın. Olacaklar bellidir: ve ben yazsam da yazmasam da, sen yazsan da yazoıasan da olacaktır. İran'da yaşanan budur. Ne var ki İran'da yaşananlar, herkesin öngörüierini aşan biçimde gerçekleşmiştir ve son dönemlerin Vietnam'dan bile daha çarpıci olayıdır. tran, yeryüzünün dordüncü petrol (ireticisiydi. Şah'ırı subaylarmın beyinleri. Amerikan çamaşır makinelerinde yıkanıp CIA'nın güdümünde ütüleniyordu. Tahran, Amerikan silah endüstrisinin en yağh müşterilerinden biriydi. Basra Körfezinde Vaşington'un jandarmasıydı. Şah yönetimi, Sovyetler'e dönük en etkin Amerikan üslerini topraklarında barındınyordu. Vaşington bir kalemde tümünü yitirdl. Belkl de dünyayı ateşe verecek bir savaşla alınabilecek sonuçlar kısa sürede gerçek'.esiverdl. ABD, Ortadoğu'da Basra Körfezine yönelik jandarmasını, Sovyetler'e dönük askeri üslerinl, büyük petrol kaynağını, ve zengin silah alıcısını yitirmekle kalmadı; karşısında bir «diişman» gördü. Geçenlerde bir tranlı devrimciyie konuşuyorsöz îran Irak savaşına gelince sordum: Savaş uzuyor. Başta Suudi Arabistan oimak üzere Körfez monarşileri Irak'm dayanması İçin her ay bir milyar doları gözden çıkarıyorlar. Şimdiye değin verilenler 30 milyar doları buldu. Savaşın uzaması iran açısından sakıncalı değil mi? Iranlı devrlmcl dedl kl: « Bilindiği gibi Irak'ı tran'a CIA saldırttı. Planlama belliydi; tran'ın Kıızistan kesiminde kukla blr Arap devleti hurarak petrol bölgesinl ve Basra'yı yeniden denetime alnıak vn tran'ı parçalamaktı. CIA'nın tran'a yönelik bütün hesapları gibi bu da yanlış çıktı. Blz şirndl istesek Bağdat'a girebiliriz. Sorun bu degil. Toprak İçin savaşmıyoruz biz. Ayetullah Humeyni. «önce Kerbelâ sonra Kudüs» diye amacı saptadı. tsrail bunu biliyor. Körfez monarşileri de blliyorlar. tran, Irak topraklarını ne yapacak? Irak halkının kendine yakışır re,1iml kendince saptaması sağlıklı yoldur. Eğer başka biçimde gelişmeler olursa, Türklye'yi de kapsayan sorunlar yumağında, beklenmiyen birleşmelerle yeni cepheler kurulabilir.» dum; Savaşm uzaması İran'da «uyanış»ı mi geliştirlr? Bıkkınlığa mı yol açar? Saddam Hüseyin reJiml mi çözülür? Tahran'a dönük tepkiler mi oluşur? Bunlar birer sorudur; ama, tarihi halklann yarattığını artık biliyoruz. Tarihin ivmesi de şu sırada öylesine hızlandı kl ardından yetlşmek bile güç. Doç. Dr. Engin EKER Cerrahpaşa Tıp Fakültesi umutsuzluk duygulan oluşur. Çoğu kez bedensel yetersizlik, kişilerarası ilişkilerin bozulması ve çevresel zorluklar, hastahk durumları, bu urautsuzluij duygusunu artırabılir. Artık, yaşlı bir çöküş ile birhkte geçmışteki lıatalarını düzeltmek için ikınci bir şansa sahip olmadığını kavrar. Yaşla oluşabiiecek zihinsel ve bedensel değişıkliklere ve yaşlılığın getireceği sorunlara iyi bir şekilde hazirlanmamış olanlar, çoğu kez çevreye iyi bir uyum gösteremezler, çevreden yardım göremezler ve yavaş yavaş zihinsel ve ruhsal bir Çöküş gösterirler Sonunda, bu kişilerin devamlı bakım altında kalmaları için bir yaşhlarevine, bir hastaneye yptınlmaları gerekir. ••* Evin, yaşlı kişinin akıl ve ruh sağlıgını devam ettirmede önemli bir etken olduğu bılinir. Ev, yaşlı kişi için, değışen dünyada bildik bir yerdir. Bir sığınaktır. Yaşlınm özerkliği için en uygun bir alandır. Yaşlı kişinin kendine ait bir evinın olması sosyal ilişkilerinin sürmesini sağlar. Bu bakımdan yaşlının psikososyal tedavisinin başmda gelen görüş, yaşlının olabildiği kadar ovinde bırakılmasına çalışmaktır. Ailede çocuk sayısı bir ailenin yaşlılannin bakımevlerine verilip verilemeyeceği konusunda iyi bir gösterge olacağı kabul edilmektedir. Yaşlının emeklilikten sonra daha geniş bir topluma tekrar girmesi için en büyük desteği çocuklanndan görebileceği bildirilmiştir. Çocukları olduğu halde yaşIılarevine girmiş bir kişi, dar bir ortam içinde kalmakta, daha geniş bir topluma tekrar katılma olasıhgım bulabileceğini b'idiğl halde, böyle bir ortam bulamadığı zaman, yaşama küsmekte, içine kapanmakta ve çevreden kendini, yalıtmaya (izole etmeye) başlamaktadır. Bu tür kişiler için, kurumlara girdiklerinde kalabalık bir ortam içinde bile toplumsal yahtıma uğra* ma tehlikesinin yüksek olduğa bildirilmijtir. Herhangi bir neden! e evlerinden ayrılıp kurumlarda yaşayan yaşlılann duygulanım ve ?ihinsel sorunlarının erken tanınmaları, bunlarin çabuk ve etkin bir bıçimde tedavılerinı sağlar. Bunun için kurumlarda yaşayan yaşhlann fizıksel muayeneleri kadar, psikiyatriDc muayenelerl de gereklidir. Bu nıuayenel'erin belli aralıklarla yapılması yeni başlayan ruhsa) ve bedensel hastalıkların erken tanılanmasını (teşhisini) ve tedavi edilmesinı sağlar. Yaşlılar İçin hazırlanmış kurumlarda yasayanlar arasında ruhs.aJ ve bedensel bozukluklarin yuksek orandla gorülduğü bıli nır. Burada yaşayan yaşlılann kendilerinı duygulanım, zihinsel ve fiziksel eakımından canlı tutabılecek bir ortamlan olmaması bu yaşhlarda sıkıntının. yalnızlık duygusunun artmasına ve çökkünlük belirtilerinin görüJmesine ve zihinsel yıkılmanın oluşmasma neden olur. Yaşlı kişilerin evlerinden uzaklaştırılmalan. bir kuruma yerleştirilmeleri onlarda büyük bir sıkmtı yaratır. Yaşlılar, kurumlarda kendilerini bekleyen bir takırn ruhsal ve bedensel sorunların olabileceğini bilirler. • •• Huzurevlerinde yaptîğımız bir çalışma, yaşlılann bu kurumlarda en az altı aydan fazla bir süredir bulunduklan halde bir türlü bu yerleri kendi evleri gibi görmeyip, kendilerinı buralaıtia blr yabancj gibi hlssetmiş olduklannı ortaya koymuştur. Yaşlılann. bu ortamı bir türlü oenimsemedikleri ailelerinin ketıdilerini buraya atmış olduğu düşüncesini kafalanndan sılemediklerini ve bu evleri yaşlılar»n ölüme doğru gittikleri bir yer olarak gördükleri için, buralarda bulunmaya ve ortamlanna uyum sağlamaya karşj dîrenç gösterirler. Kurumlarda yaşayan ysışhlardaki bu di renç nasıl yıkılabilir? Yaş'hlar kurumlara yerleştirilmeden çok öncelert geniş açıkla. malar ve tekrar tekrar gm'en verici konuşmalar yapılarak hazırl.'Hiabilir. Bu şekilde bırden bu kuruma ye.cleştirilmiş yaş lıda oluşacak ruhsal çökkünfcık durumu ve Bir SÖYLEV (NUTUK) Nasıl Okımmalıdır? Kemal ÜSTÜN Egltlmcl. Yazar urdumuzun kurtancısı Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal (1934'ta ATATÜRK) 1520 ektm 192Tde Türkly» Büyük Millet Meclisi'nde 6 gün süren bir konuşma yapmıştır. Bu tarihsel konuşma, Büyük SÖYLEV (NUTUK) diye adlandırılıp kitap olarak bastınlmıştır. NUTUK, o zamanki yazı dili Osmanhca ve eski harflerle bastırılarak dağıtılmış ve ancak okuma yazma bilenlerce okunmuştur. 1928 Haf, 1932 Dil dev rimi sonrasmda NUTUK'un yeni basıları, yeni harflerle ve eski dille, yakm yıllara dek sürmüştür. (*). SÖYLEV, önce büyük boy tek cilt, daha sonralan üç cilt olarak düzenlenmiştir. Bası (tab) fizelliklerino göre sayfa sayılan değişmektedir. 3. cilt Belgeler (Vesikalar) admı taşımaktadır. Bin sayfaya yakm SÖYLEV'i Cve Belgeler'i) okuyup incelemek, anlamak ve iyice kavrayabilmek elbette kolay değildir. Hele Osmanhca'smdan okumak daha da güçtür. Arapça . Farsça karışımı Osmanlıca'y» yetesiye bilmeyenler (bildiğim sanıp eski dili savunanlar da) O'nu okuyamazlar, anlayamazlar; kavrayıp değerlendiremezler. Ve böyleleri, eski deyimle «zaman ve zemîne göre Atatürkçü görünürler. Oysa, SÖYLEV'i bir kez bile okumamışlardır. Sağdan soldan duyduklanyla yetinmişler, O'nun devrimlerini ve ilkelerini çıkarlanna uygun düşen yorumlarla çevrelerini yanıltınaya girişmişlerdir. mişlerdir. Yakm çevremizde sınırlı bir araştırma yapmayı düşünelim: Konu, SÖYLEV'in okunması ya da bu yapıtm kitaplıklanmızda bulunup bulunmadığı olsun, diyelim. Böyle bir araçtırmada kımilerinin SÖYLEV'i bütünüyle geçmişte bir kez okuduğu; kimilerinin Osmanlıca'sı yüzünden belli bölümlert okuyup yarıda bıraktıklari; kımilerinin teçtikleri bölümleri inceleyerek dikkatle okuduklari; kimilerinin ise hiç mi hiç okumadıklan kesinlikle ortaya çık;r. Belki de çoğu kişi, SÖYLEV'den zaman zaman basına ve TRT'ye yansıyanları okumuş, izlemiş ve bir şeyler öğrenmiştir, o kadar!. Ne var ki, bütün bunlar yeterli sayılabilir mi? özellikle Atatürkçüyüm, diyenler için. Bu büyük yapıtın okunması. yeterince anlaşılması ve yayılması gereklidir. Tarihsel gerçelder, bu, gerçeklere ılişkin anılar iyice kavranmalıdır ki «doğru»lar günümüze ve yarınlara ışık tutsun. Atatürkçüluk ve ilkeleri dolaylı yorumlarla benimsenemez, benimsetilemez. O'nun düşüncelerini, duygulanm vo tarihsel olgulan kaynağından (SÖYLEV'den) ve 1938'lere değm verdiği demeçlerden tam olarak öğrenmek gerekir. Bu bir ödevdir. Öyleyse; O'nun yapıtı bir roman gibi, bir başka kitap benzeri baştan sona bir kez okunmaz, okunamaz. Hele Osmanlıca'sından Sözlük yardımıyla da olsa. okuma çabası yeterince yarar sağlamaz. SÖYLEV, yıllarca bilimsel emek harcanarak Türk^eleştirilen yeni bası'lanndan değişik yöntemlerle ve dikkatle okunmalıdır. Sözü edilen yönteralerden biri, zamanla ilgilidir, yeri geldikçe zaman zaman anlamınadır. Bir başka yöntem, bölüm bölüm inceleye inceleye ve notlar alarak... Notlar almmalıdır ki, gerektiğinde başkalanna doğru olarak açıklanabilsin. «19 Mayıs 1919...» diye başlayan, «Ey Türk Gençliğü...» seslenişiyle noktalanan SÖYLEV, hepimız için ulusal anlamda ve değerde bir kaynak ve bir kılavuzdur. (•) NUTUK (Basılarıh • Türh Tayyare Cemiyeti (Türk Hava Kurumu) tarafından 1927'de iki kez yüzbin sayı bastırumı$tır. (Eski harflerle). İstanbul Devlet Basımevt (1934 1938), Milli Eğitim Bakanlığı (1950 . 1952). SÖYLEV (Türkçeleştirilerek).• Türh Dil Kurumu (1963 1964). • Türhçeleştirip basıma hazırlayan: Ord. Prof. Dr. H. Veldet VEÜDEDEOĞLU , (Çağdaş Yayınlan. 1978 1992. 12. basıya ulaşan bu Söylev, M. Eğitim Bakanhğı'ncu Tebliğler Dergisi'nde okullara kaynak kitap olarak tavsiye edilmiştir). Y SATIN' yöLCÜLABJMJZIN YENL YEJNI ÎÇIENnKLB KUTLAK, SdĞUK, MÜIJJJUJKVE MSARHAR DİLERİZ. Cumhuriyet SahibirCumhuriyetMatbaacılıkveGazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADl Cenel Yayın Müdürü Müessese Müdürü Yazı Işleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN AHMETKORULSAN YALÇ1N BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMETMERCAN • • Yazı IjleriMüdürYardımcısı HaberMerkezi Müdürü MizanpajYönetmeni TÜRK HAVAYOLIARI TURKISH AIRL.INES İLAN 1 lllmlz, Bakırköy ilçesl, ^Bağcılar Köyü, Mubadiller mevkiinde kâln 1314 pafta, 1447 parsel sayıh, 70.440 m2. arsa üzerlnde 1975 yılı yatınm programında 75H000880 proje numarası ile yer alan Bağcılar Endüstri Meslek Lisesl tnşaatı devam etmektedir. 2 Bahse konu okulun bltişiğlnde bulunan 14 pafta, 1557 parsel sayılı, 4620 m2.'lik arsanın 123/2304 hlssesl Maliye Hazinesi ve şahıslar adına kayıthdır. Bu arsa üzerlnde Bağcılar Endüstri Meslek Llsesinin spor ve sosyal tesislerl yapılacağmdan 23.12.1981 gün ve 1981/628 sayılı lstimlâk karan ile kamulaştırma lslemlerine başlanmıştır. 3 Bu nedenle 14 pafta, 1557 parsel sayılı, 46EO m2.'ük 123/2304 hlssesl Maliye Hazinesi ve şahıslar adına kayıtlı bulunan arsanın kıymet takdiri yapılacağından 26.1.1983 tarlh ve saat 11.00 de malsahipleri arsanın başmda buiunmalan llan olonur. (Basın: 26816) 8981 TEMSILCJLER • • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : 8ERVİS ŞEFLERİ birliksan 3ÜR0 MAKİNALABITAMİRMERKEZİ Istanbul Haberlerî:Se[ahatt:n GÜLERDış H.ıberfer : Ergun BALCI Ekonomi: Osman ULAGAY Yur't Haberleri: Barbaros GENÇAK Kıiltür: Aydın EMEÇ Magazin : Yalçın PEKŞEN Düzeltmc : Konur ERTOP Araştırma: ŞahinALPAY BUROLAR * KonurSokak No. 24/4 Yenişehir ANKARA Tel: 17 58 2517 58 66 Idare. 18 33 35 BÜRO MAKİNALARI TAMİR MERKEZİ *• Her marka yazı, hesap, teksir, kasa ve elektronik hesap makinalan tamir ve bakımı, * Abone kabul edilir. NOT Kullanılmış yazı ve hesap makinası satın almır. Yüksekkaldmm Çad. Oliva Han No: 30. Kat, 3 No: 15 Karaköy İSTANBUL. Tel: 43 72 59. Halit Ziya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Tel: 25 47 09131230 Alalürk Caddesl, T.H.K Işhanı Kat 2/13 ADANA Tel:1455019731 Basan ve Yayan: CUMHURIYETMatbaacılıkve .GazetecilikT.A.Ş. Türkocağı C»d. 39/41, CağaloğluİSTANBUL P.K.: 246 Istanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) TA*VtM 3 1 A K A L I R m 2 ÎMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI 6.39 8.24 13.17 15.37 17.S0 19.28
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear