26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet 2 Mektubuna, «Ben 100 hükümlünün bulunduğu Ankara Keskin Cezaevinde kaçakçılık suçundan yatan sivil bir mah kumum; cezaevinde savcının yardımı Ile Keskin Halk ve Çocuk Kütüphanesin den gene savcı tarafından titizlikle scçil miş, kitaplan bir hafta süreyle alıp oku yabiliyoruz» diye başlayan okurumun ba şına gelenler beni gerçekten şaşırttı. Ba kırı, ne olmuş! Kitaplan listelerden konularım tahmin ederek istiyorlarmış, kimi zaman roman, kimi zaman da sozlük çıkıyormuş. Bana mektup yazan okurumuz da, bir polis romanı cldugunu sanarak benim bir kitabımı istemiş. 1978 yılında Çağdaş yayınları arasmda çıkan Yasak acUı kitabımdır bu. Cumhuriyet'teki yazılanmdan oluşan bir seçmeler ki tabı. Ne var bunda diyeceksiniz. hükümlülerin okumalarında bir sakmca bulun madığını düşünerek bu Ustelerl hazırlayan cezaevi yönetimi değil mi? Ama cezaevinin kıtap işleriyle ilgilenmek üzere görevlendlrdiği memur çağırtmış bizim okuru, önce hakaret etmiş, sonra da sürekll olarak kitap istediğini söyleyerek, neden Tercüman yazarlarınm kitaplarına boş verip, bir Cumhuriyet yazarımn ki tabmı okuduğunu sormuş; bunun hesabı görülür, demiş. «Ben bir mahkum oku runuzum, yazılarınızda yanlış ve yasak lanmış bir şeye rastlamadım. Eger bu kitabınızda anlayamadığım yasak bir taraf varsa bile bundan ben sorurnlu tutulmamalıyım. Yan açık cezaevine gitmeğe hak kazanmış bir mahkumum: belkl kitabmız yüzünden bu hakkım elimden alınır. Slzden ricam, kitabmızın başka mahkumlar tarafından da istenebileceğini düşünerek. onlarm da böyle bir BUÇlama ile karşı karşıya gelmemeleri için lütfen kitabınızı tanıtın» diye ekliyor okurumuz. Çok üzüldüm. Anladığıma göre, kitabın adından kuşkulanmış cezaevi memuru, elbet benim Cumhuriyet yazan OLAYLAR VE GÖRÜŞLER lık kazanacağmı söylemlş. Ağa, parmağı ile gözünü açarak, Pışşt, demiş, halkın eli para görür se bana kim saygı duyacak?» Sayın Bayram. «Anlattıklarım, sorunu za yanıt oldu mu, bilemiyorum> diye bitiriyor mektubunu. 12 Kasım 1982 tarihli yazımda, «mede niyet, hars» ikilıği anlayışının yanlışlığı na dokunurken, alaturka müzığe orkestra şefi koymamn garipliği üzennde durmuş, iki uygarlığı sözde bağdaştırmaktakı becerimizin altmı çizerek, «Anlaşılan geleneksel denılen teksesli muzik harsımızm eli değneklı şef de medcniyetımizin temsilcisi oluyor» demiştim, şaka yollu. Ankara'dan mektup göndaren okurumuz Emm Hıkmet Tığdemir, bu yazım üzcrinde rîurarak. <RiUm kuşkusuz kulak içindir. Rıtmin kulak yolu ıle algılanması müzik din'.eyicisi ve müzisyen için elbette gereklidıt. Ama görme ve işitmenin birarada oluşunun algılamayı kuvvetlendirdıği düşünülürse, ritmin algılanmasm da görmenin yardımcı olmasının yararmı kabul etmek gerek.» diye başlıyor düşüncelerinı açıklamağa. Demek geleneksel mü •ziğimizde şefi yadırgamadığını belirtiyor. Bir görüştür, tartışılır. Ancak, batı müziğine ahşık olduğunu anlatan sayın okurumuzun, alaturkada «şef» yeniliğini, geleneksel müziğimiz için bir aşama, bir ilerleme saymasmı geregince değerlendireme diğiml söylemek isterim. Şef. ya da frak tuvalet gibi yenilikler, bu müziğin özünde bir gelışme belirtisi sayılamaz kanısındayım ben. O yazımm konusu da buydu: biz Tanzimat'an beri, yeniliği «gözükür» de aramak alışkanlığından, kolaylığmdan bir türlü ayrılamamışızdır. Sayın okurumuzun iyl niyetll, lçtenlikli başka öneri ve görüşleri de var ki, on ları başka yazılarımda sözkonusu etmek isterim. 3 ARALIK 1982 Okurlarımızla Melih Cevdet ANDAY olmam da beslemiş bu kuşkusunu. Ne diyeyim; kuşkulanacağma okusaydı daha iyi ederdi o kitabı. Yülardan beri yazıyorum bu gazetede, yazdıklanm kitap olarak da çıktı, hiç biri için herhangi bir soruşturma, bir koğuşturma açılmadı. Ama Cumhuriyet yazan olmak, suçlama için yeterli görülüyorsa, kaldırsmlar benim kitaplarımı o kitaplıktan, ya da listelere koymasmlar o kitaplann adlannı. Feleğin sillesini yemiş hüktimlüiere bir de bu yüzden zarar gelmesin! Temmuz aymda «Ege'den Akdeniz'e Tatlı Sular, Tuzlu Sular» başlıkh bir dizi gezi yazım çıkmıştı gazetede. O dizide Finike'den sözederken, «Finlke'de az kaldık. Gellşmiyor bir türlü bu kasaba.» diye yazmıştım. «Finike'yi havası, suyu ve insanı ile yaşamış bir kişi olarak, bu konuda sizi aydmlatmak istiyorum» diyen bir okurumuz, mektubunda şu iki öyküyü anlatıyor: «Yaşhların anlattığına göre, yaklaşık 60 yıl önce yaşanmış birinci olay. Koca Şerbetçi diye anılan bir zengin varmış. Bu adamın hiç toprağı yokmuş ama nakit olarak tenekeler dolusu sarı lirası varmış. Toprak ağalan bu adamın, kendileri sıkıştıkça parayı basıp topraklannı satm almasından korkuyorlarmış. Bu nedenle biraraya gelmişler, düşünmüş taşmmışlar, biz bu adamın parasım nasıl eritiriz diye.. Sonunda bulmuşlar bir yolunu: Şerbetçi' nin ganına şan katacak bir şato yaptırılacak. Hem de kalenin kente egemen olan en yüksek yerine... Koca Şerbetçi'nin altından girip üstünden çıkmışlar. İnandır mışlar da. Rodos'tan ustalar getirilmiş. gemilerle malzeme taşınmış dört bir yandan. Yıllar sürmüş şatonun yapımı, Akdcniz mimarisinin tüm özelliklerıni taşıyan bir yapıt çıkmış ortaya. Ne var ki, 50 bin sarı liraya mal olmuş adama bu iş. Böylece para suyunu çekmiş. Toprak ağalarınm karşısmdakl büyük güç de erimiş, yok olmuş.» Aziz Bayram adlı okurumuz, ikincl olayı da şöyle anlatıyor: «Sanırım 1965 yılıydı: Finike"de bir turizm derneği kurulmuştu Yönetımde de ğıldim ama yönetici arkadaşlara yardımcı olmaya çalışırdım. Bir gün, bir Alman turizm şirketinden derneğe yazı geldi. yazıda özetle şöy le deniyordu: Sahilinizi inceledik. Binlerce kişiye aynı anda kamp yaptırabilecek nitelikte. Yol, su, elektrik ve benzeri alt yapı tesislerini döşettirirseniz, her ay tiç. bin olmak tizere üç ay süreyle dokuz bin turisti kamp için getireceğiz. Ivedi yanıt bekliyoruz. Sevindik. Dernek başkanı arkadaş ya zıyı hemen Kaymakamlığa götürdü. Kaymakam öneriyi inceledikten sonra: tyi, güzel ama bu iş biraz politik, demiş. Dernek başkanı. turizmin politika ile illşkisi ne olabilir diye sorunca, Kaymakam: Kıyı, ağalarla devlet arasmda çelişkili. Ben kimse ile çelişmek lstemem, ağanın nzasını alın, severek yardımcı olurum, demiş. Dernek başkanı, hangisine bilmlyorum, ağanın birinin evine gitmiş. Konuyu açmış. bu iş gerçekleşirse halkın cebinin para göreceğinl ve Finike'nln biraz canlı Basınm Sorumluluğu ** ve Bir Ornek... 1 Aralık 1982 çarşamba günü (bu yazınm yazıl; dığı sabah) gazeteleri açtım. Türkiye'nin büyük basını adı verllen altı gazetenin en gösterişli yerlerînde fotoğraflarla birlikte büyük puntolarla şu haber verilmişti: «Cumhurljaşkitnı Kenan Evren tstanbul Gaze j teciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkan ve tiyelerini diin saat 10'da kabul ederek kendileriyle bir süre çörüştü. Nezih Demirkent başkanlığındaki Cemiyet ydnetim Kurulu üyeleri de Evren'I Cumhurbaşkam seçilmesi nedeniyle kutladılar. Cumhurbaşkanı Evren, Cemiyet yöneticilerine, "12 Eylül Harekâtmdan sonra olduğu gibi, parlamenter sisteme geçiş hazırlıklannm sürdttğü bu dönemde de ülke yararlan doğrultusunda basına büyük sornmluluklar diiştüğünü" söyledi.» Kimi gazetede bu olay şu başlıkla verildl: «Evren, basm sorumlulugunu özenle yerine getirecektir» dcdl. • tclerinde benim kuşağımdan yakm arkadaslanmın da bulunduğu gazetecileri, Cumhurbaşkanmın kabul etmesi bir «haber»dir. Gazeteciler Cemiyeti yönetiminin basının sorunlarım Cumhurbaşkamna yansıtabilmesi yararlı bir eylemdir. Arkadaşlarımız «meslek» açısından görevlerini yerine getirmişlerdir. Olayın «haber hiyerarşisisndeki özelliği. içinde yaşadığımız olağanüstü rejimden kaynaklanmaktadır. Eğer böyle bir dönemde yaşamamış olsaydık, olay ancak bir protokol gereği niteliğinde kalırdı: oysa bugün îstanbul Gazeteciler Cemiyeti'nin yükü ağır ve önemlidir. Üstelik bu gibi haberler, meslek dayanışmasının sıcak ilişkileri içinde büyütülür; birinci sayfalar düzeninde yerinl bulur ve bu sevimli ayrıcalığa hoşgörüyle bakılır. • Ancak 1 aralık 1982 çarşamba günü gazeteleri gözden geçirirken bir noktaya daha takıldım. Cumhuriyet gazetesinln birinci sayfasının manşetinde büyük harflerle verilen çarpıcı bir haber vardı: « Tazarlar Sendikası için dava...» Okudum: «Ttirkiye Tazarlar Sendikası (TYS)nin 17 yöneticisl hakkmda TCK'nun 141/1 maddesl uyarınca 815 yıl, 1 kişi hakkmda ise TCK'nun 142/4 maddesine göre 5 yıl ağır hapis istemiyle İstanbul Sıkıyönetim F'mutanhŞı 1 Nurnarah Askeri Mahkemesinde da x açıldı. Spndilcanın kapatılması istenen iddiannrnede sanıklar: Aziz Nesin, Bekir Yıldız, Adnan özyalcmer, Sükran Kurdakts!, Demirtaş Ceyhun, Alpay Kabacalı, Osman Saffet Arolat, Atilla Özkınmlı, Ataol Behramoğlu, Haşmet Zeybek, Orhan Apaydın, Asım Bezirci. Tekin Sönmez, Azîz Çalışlar, Emil Galip Sandalcı, Vedat TUrkali, Kemal Sülker...» • Sonra 1 arahk 1982 çarşamba günlü «büyük basın»ın öteki gazetelerini açtım... Ara ki bulasın haberi birinci sayfalarda... Oysa bu olay yalnız Türkiye değil; dünya çapında gazetecilik değeri taşır. Dünyanın en büyük gazetelerlnde, radyolarında, televizyonlarında bu habere önemle yer verileceğinden kimsenin kuşkusu olmasm. Pekl, bizlm «bflyflk basın» bu habere neden yer vermemiştlr; ya da tek sütuncukla geçiştirmiştir? Sıkıyönetim Komutanlığmın bu konuda ne en küçük bir uyarısı, ne de yasak karan vardır. Kim tutmuştur yazı müdürlerinin ellerini? Gazeteciler Cemiyeti'nin üyesi olarak ben, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in İstanbul Gazeteciler Cemlyeti Yönetim Kurulu'na uyarısıyla yazımı bitiriyorum: « Basına büyük sorumluluklar düşüyor.» Bir Bankerzedeler Gibiyiz Behzat AY lkkatli okuyuculann gözünden kaçmadığını sandığım ilginç bir haber ve yonım yayımlandı 16 eylul 1982 günlü Cumlıuriyet'te: Ortadogu Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi ve Devlet Planlama Teşkilatı eski Şube Ba§kanı Dr. Oktay Varlıer'in yaptığı araştırmaya göre, işçimemur geliri son on yıl içinde yüzde 50 azalmış, aşmma da sureklilik kazanmış dunımdaymıg. Varher şöyle söylüyon «7011 yıllann sonunda ve 1980'de üç haneli rakamlara ulaşan enflasyon, Türklye'de zaten dengesiz olan gelir bölüşümünü, özellikle işçi ve memurlann aleyhina bozmuştur. Türkiye'de çalışan nüfusun yaklaşık 3'te birini oluşturan işçi ve memurlann milli gelirden aldığı pay son on yıl içinde yan yanya azalarak, yüzde 32.5'ten yüzde 16.2'ye düşmüştür. Memurlann gelir paymdaki düşüş, işçilerden daha büyük orandadır.» Yonımun aİtındaki tablodan elde edilen bilgiye göre: Işçiler 1972'de ulusal gelirden yüzde 19.7 pay ahrlarken, 1981 yılmdaki ulusal gelirden aldıklan pay yüzde 10.9'a. düşüyor. Memurlar 1972'de ulusal gelirden yüzde 12.8 pay ahrlarken, 1981'de 5.3'e düşüyor. ulusal gelirden aldıklan pay. Yani memurlann aldıklan paydaki azalma oranı son on yılda yüzde 60'a kadar büyürken, işçilerin paydan aldıklan azalma oranı yüzde 45 dolayındaymış. Bu ilginç haberin ve yorumun yayımlandığı günden sekiz gün önca de, yani 8 eylül 1982 günü yine Cumhuriyet'te, 'Bankerzede Hastaliklan» yan başlığıyla bîr haber yayımlandı. Bankerzede Hastalıklan şöyle sıralanıyordu: Seksüel isteksizlik, hayattan zevk almama. yaşamak istememe, ağlama, uykusuzluk ,kilo kaybı, baş ağnlan, suçluluk duyma. halsizlik. Bu sonuç. 18 Ulusal Psikiyatri ve Nöroloji Bllimleri Kongresi'ne. *Sosyoekonomik statü ve rollerde birden ortaya çıkan değişikliklerin yarattığı ruhsal sorunlar» konulu bir tebliğ sunan Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Başkanı Prof. Dr. îsmail Çifter'in incelemelerinden çıkıyor. Bir süre önce de bir başka gazetemizin Cyolculukta okudugum için bu gazeteyi saklayamadığımdan, adını ve tarihinl anımsayamıyorum) yine ilginç ve üzünç bir haberini okudum: Yaşam pahahlığı nedeniyle, ülkemizde her on kişiden birinde ruh hastalığı belirtileri görülüyormuş... Bu, incelemeyearaştırmaya dayalı İlginç ve üzünç üc haber .okuyup geçilecek eftenpüften haberler değitdjr. Yaşam pahahlığı canavan, yaşamını allakbui'ik edivor insanlanmızm. Şunu açıkça belirtelim: Ülkemiz insanlannın büyük çoğunluğu gün geçtikçe ruh sağlıklarını hızla yitirmekte. sayrıhklar (hasfaiıklar) bataklığmda debelenmekte dirler. Gözlemler, araştırmalar. incelemeler bu gerçeğf gosîermekfedir. Bilime inanıyorsak, bilim adam!arımı?ın bulgulanna da inanmamız gerekir Yadsımak hir şpvf çözümlemediSi eibi. gerçekleri de külleyemez. Yıllardır sürüp geldi bu. Bu acımesız vasam pahalılıfeı karşısmda gelirlcri sıırekü olarak azalnn emekli. memur, lsçi kesıminin vaşamsal sorunlan ço6;almaktadır. Bugün emp'îlüerden. ceklerini kırdırmavanların sayısı. kırriıranlann vanında yok denerek kadar azdır. Borctarının altında e?im ezim ezilmektedlrler. Empklisi memuru. iscisi kederli. tasalı. hüzünlü, gelecek korkusu içinde. erim erim erimektedirler. Cumhuriyet'teki 'Bankerzede Hastalıkları* haberini okuvan bütün emeklller. memurlar. lşçiler. sanırı? kı «bankerzedeler gibiyiz» diye söylenmişlerdir. Evet bankerzedeler eribiyiz!... D tatürk, yaptığı işin yal nız Yunanlılara karşı kazamlmış bir savaş değil, insanlık tarihinde bir yeni çağın başlangıcı olduğunu şu sözleriyle mü] deliyordu: «Türkiye'nin bugünkü mücadeîesinin yalnız Türkiye'ye ait olmadığını tekrar etmek lüzumunu hissediyorum. Türkiye'nin müdafaa ettlgri dava bütün mazlum miUetlerln, bütün Şark'm davasıdır.» 1923'te söylediği su sözler de Atatürk'un davasına ne kadar geniş görüşlü ve adeta peygamberane bir lmanla bağlı olduğunun en canlı belgeleridir: «Bugiin günün ağardığını nasıl görüyorsak, uzaktan bütiin Şark milletlerinin uyanışını da öyle görü yoram. Istiklal ve hürriyetlerlne kavıişacak olan daha çok kardeş millet â Kemalist Gençlik Evleri Vedat Nedim TÖR var. Onlarm yeniden doğuşu, şüphesiz ki, terakkîye ve refaha mttteveccih o lacaktır. Bu milletler, bütün güclere ve bütün engellere rağmen mnzaffer olacaklar ve kendilerlni bekleyen istikbale nlaşacak lardır. Müstemlekecillk ve emperyalizm yer yüzünde yok olacak ve yerlerine mil letlerin arasmda hiçbir renk, dln ve ırk farkı gözetmeyen yeni ahenk ve isbirliğl çajrı hakim olacaktır.» Görülüyor ki Atatürk «antlemperyalist» çağın ön deridir. ulusal kurtuluş savaşlarının bu özelliğini bir ideolojik sistem halinde lşleyemedlğimiz içindir ki, gençlik faşist, anarşist Marksist dünya görüşleri içinde bölük pörçük duruma düşmüştür. Çünkü doğada olduğu glbl toplumda da boşluklar hemen dolar. Atatürk, hayatında genç liğin boş zamanlarım değerlendirmek amacıyla «Halk Evlerl»nl kurmuşta Bu Evlerde konferanslar, konserler verilir, gençliğin zevk ve kafa eğitimi yolun da slstemli çahşmalar yapılırdı. Bu Evlerin zengin kitaplıkarı da vardı. Ayrıca, geniş halk yığınlarınm Kemalist dünya görüşü içinde yetişmelerini sağlamak İçin köy okullanna öğ retmen yetiştirecek «Köy Enstitüleri» de kurmuştu. Demokratik yaşama geçtiğl miz 1950'lerin llk yıllannda gerek Halk Evleri'nl, ge rekse Köy Enstitülerini hoyratça kapattılar. Şimdi madem kl Kemalizme bir dönüş havası lçindeyiz, gençliğin boş zamanlarım değerlendirmek, onlara Ke malist bir dünya görüşü aşılamak İçin <Kemalist Gençlik Evleri» kurmalıyız. V EFA T Merhume Müveddet hanım ile merhum Mustafa beyin kızı, merhum Binbaşı Mahmut Nedim Erutku'nun eşi, merhum Av. Bülent Irfan Enıtku, Av. Metin Erutku ve Merâl Kıhç'ın anneleri, Nedim Can Erutku, Ümit Bülent Erutku, Metin Levent Erutku ve Nedim Cem Erutku'nun sevgill babaanneleri, Nedime Levzan Kıhç ve Muzaffer Erdal Kılıç'm sevgili anneannelerl, Foland Erutku, Emel Erutku ve Naim Kıhç'ın kayınvalideleri, merhum Kaptan Remzi Falay'ın, harita Yarbay Fazıl Kızıldag, Behzat Falay, Kemal Falay ve merhume Nedime Alkaya'nın kardeşleri, Süheyla Cemali, Engin Falay Necla Falay, Selçuk Kızıldağ, Haluk Kızıldag, Teoman Falay Nilhan Falay, Ceyhun Falay, Seyhun Falay'ın, merhum Orhan Alkaya, Adnan Alkaya, Nuran Özkan ve Tugnıl Alkaya'nın halalan, Saim Utku'nun yengesi ANMA Dr. Mümtaz TAYLAN Dört yıl geçti bizden ayrıldığın günden bu yana. Yokluğunun acısım, özlemini çekerek yaşamak, sana kıyan ölüm gibi bir kara yazgı değil mi? Ne umut ne teselli var sonun öncesinde; tutsak oldum artık bu yazgıya. MUHİTTİN TAYLAN Ayşe Nafk ERUTKU'yu kaybettik. Cenazesi 3.12.1982 cuma günü öğle namazını müteakip Şişli Camiinden kaldınlacak ve Zincirlikuyu Mezarhğına defnedilecektir. Tann rahmet eylesin. EVLATLARI Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş.adına NADİRNADİ Cenel Yayın Müdürii Müe«ese Müdürü Yazı İşleriMüdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYCONENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER , ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMETMERCAN • İLANEN TEBLİGAT Çatalca lcra Memurluğundan Dosya No: 1982/375 • Yazı Işleri Müdür Yardımcısı Haber Merkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni • DUYURU SABAHATTİN ALİ ÖYKÜ ÖDÜLÜ • Sabahattin Ali'nin anısını yaşatmak ve Türk öyküculugune katkıda bulunmak amacıyla ailesi ve eserlerinin yayıncısı Cem Yayınevi'nce konulan ödul 1982'de venlmemiştir. • Bu nedenle 1983 ödülü tutarı, geçen yılm ödül tuta.nnın da eklenmesiyle 50 000 TL.'sıdır. • Odüle bir kitap oluşturabilecek, yayımlanmamış en az üç öyküyle katılınabilir. Öykülerin bir der gide yayımlanmış olması katılmasına engel değildir • Öyküler daktiloyla iki aralıklı yazılmış ve 6 (altı) kopya olarak en geç 31 Aralık 1982 tarihine kadar «Cem Yayınevi, Ankara Caddesi. Cağaloğlu İstanbul» adresine gönderilebilir. • Ödül sonucu 2 Nisan 1983'te açıklanacaktır. • Seçici Kurul şu adlardan oluşmaktadır: Füsun Akatlı, Onat Kutlar, Filiz Ali Laslo, Berna Moran, Atilla Özkınmlı, Cemal Süreya. Sayffl DoMor »• EcttCılara . T0RKİYTDE İLR O&i İZMİR 1. ASLtYE HUKUK MAHKEMEStNDEN 7 t AN s» A*m«oASiT Mukoliz Ecza Davacı Mustafa Yazar tarafından, davah Nazife Nalan Yazar aleyhine açılan velayet davasının yapılan yargılaması sonunda, tzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2.11.1082 gün ve 1982/270 E. 1982/682 K. sayılı hükmü ile taraflann çocuklan Necdet Yazar"ın velayetinin Nazlfe Nalan Yazar'dan alınarak Ahmet Mustafa Yazar'a verilmesine, çocuk ile anne arasmda münasebet tesisine, 6550 TL. mahkeme masrafı, 5000 TL. ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmiş olup daha önce davetiye ve gıyap karannın ilanen tebliğine karar verilmiş, bu kerre karannda ilanen tebliğine karar verilmekle davalımn 1 ay zarfında temyiz talebinde bulunması aksi takdirde temyizden feragat etmiş sayıhp hükmün kesinleştirileceği ilan olunur. CBasm T.: C906 26008) 7987 Borçlu Fevzi Takpak, Çatalca Mimarsinan köyü iifes Pilsen Trakya Bayii, alacaklı Osman Gülkoku tarafından aleyhinize İst. Şehremini Akbank Tic. Anonlm Şirketi Şube Md.'nün 31.8.1981 tediye tarihli 408727 ve 27822 hesap no'lu 400 000. TL. ve aynca masraflan için icra takibi yapılıp yukanda yazılı adresinize gönderilen ödeme emri bila tebliğ iade edilmi'ş nlmakla zabıtaca yaptınlan tahkikat neticesi adresiniz meçhul kalmıştır. Bu kerre ödeme emrinin kanuni sürelere 20 gun ilavesi ile ilanen tebliğine karar verilmiştir. İş bu ödeme emrinin prazetede neşri tarihinden itibaren borcu ve takıp masraflannı 30 giin içinde ödemeniz (teminat vermeniz) borcun tamamma veva bir kısmına ve alacakhnın takibat icrası hakkmda dair bir itirazınız varsa, senet aİtındaki imza size ait değilse, yine bu 30 gün içinde ayrıca ve açıkça bildirmeniz, aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sayılacagı imzayı reddettiğiniz takdirde Merci önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız buna uymazsanız vaki itirarmızm muvakkaten kaldınlacağı, senet veya borca itirazınızı yazılı veya sözlü olarak icra dairesine 30 ?ün içinde bildirmediginiz takdirde avnı müddet içinde 74. madde geregince mal beyanmda bulunmanız, aksi halde hapisle tazyik olunacagınız hiç mal beyanında bulunmaz veya ha kikata aykın beyanda bulunyps'anız hapisle cezalandınlacağmız borc ödenmez''veya itiraz edilmezse cebrl icraya devam edileceği takibe itiraz ettiginiz takdirde itirazla birlikte tebliğ giderlerini ödemeniz, aksî halde itiraz etmemiş sayılacağınız ödeme emri yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Çatalca 1. As. Huk. Mah.'nin 29.61982 tarih 1982/51 Esas ve 1982/27 D işler sayılı ihtiyati haciz karan geregince Büyükçekmece Akbank subesindeki alacaklı olduğunuz senetlerin bedelleri üzerine haciz konulmu^ olup tahsil edilen senet bedellerin paraîarı memurluğumuza senetler talisi! edildikçe gelmektpdir. ÎÎK.'nun 103 maddesine Eöre haciz. edilen paralara karsı bir itirazınız varsa o gün içerisinde itirazda bulunmanız bulunmadı&ıniz takdirde 103 davet kftğıdı yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 1.12.198? (Basui: 12513) TEMSILCJLER .ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVİS ŞEFLERİ istanbul Haberlori: Selahattin GÜLER Dış Haberler s Ergun BAICI rkonomı: Osman ULAGAY Yı:rt Haberlerı • Barbaros CENÇAK Kültur: Aydın EMEÇ . Magazin : Yalçın PEKŞEN Düzeltme : Konur ERTOP 1 Araştırma . Şahin ALPAY BUROLAR Konur Sokak No. 24/4 Yenişehir ANKARA Tel:17 58 2517 58 66ldare: Tel:25 47 09131230 Halit Zlya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Atatürk Caddesi, T.H.K Ishanı Kat2/13 ADANA Tel:1455019731 Basart ve Yayan: CUMHURİYET Maibaacılıkve Gazetecilik T A Ş. Türkocağı Cad. 39/41, CağaloğluİSTANBUI P.K.: 246 İstanbul, Tel. 20 97 03 (5hat) TAKVİM 3 AKAL1K 1982 İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ 6.23 8.06 13.04 15.28 AKŞAM 17.41 YATSI 19.19 DİŞ TABfBİ Levent, Guvercin Darağı. Gazeteciler Yapı Kooperatifi C/3 Blok, D. 7 Saat: 9 13 Tel: 64 57 25 Randevu alınması rlca olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear