Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE G Ö R Ö Ş L E R Nadir Paşa gibilerinin reslmleri, kısacafii îzmir'in hem acılı hem sevinçli yakın tarihini canlı olarak yaşatacak bütün tarihsel belgelet sergilensin! Bugünkü kuşak ve geleceğin Türk kuşaMarı, vatanseverlik nedir, hayinlik nedır, anlasm. Türk'un ve Türk vatanmın deirerini bilsin. Hiç unutmamalıyız Türk'e ve Türklüğe ihanet edenleri (...) Bu belgeler için Genelkurmay harp tarihi arşivinden yararlamlabilir; hattâ 9 Eylül Müze. si bu daire ile clbırliği yapılarak kurulabilir. Bu müzede, yine Rum Yunan zulmü ile ilgili Kıbrıs belgeleri de sergilenebilir. ••• Geçen yıl «Bu çıpiak dağı ağaçlıyalun» başllğıra taşıyan çok güzel fcir broşür galdi adresime. 1970'de basılmış. Izmir'in 40 yıl önceki başarıh Belediye Başkaru Saym Dr. Behçet t V un önayak olduğu «tzmir Atatürk Ormaıu ve 9 Eylül Kurtuluş Zaferi Anjtı» kurulması girişimi, resim ve yazılarla anlatılıyordu. Çok sevindimdi o zaman. Ne yazık kl • tahmlnlme göre poHtik nedenlerle • gerçekleşmedi bu girişim. Oysa böyle ulusal işlerde politika sürtüîjmelerlnin, kıskançlıkların yeri olmamalıydı va hangl siyasal görüşte, olursa olsun, bütün tzmirliler bu girişime katılmahydı. Ne yazık! (...). İzmir'in kurtuluşu üzevinden 52 yıl geçtl ve o zamandan beri birçok iktidarlar boy gösterdl politika arenasmda. Bunlardan bir teki bile lzmlr 9 Eylül Müzesini kurma girişiminde bulunmadı. Bu biraz ayıp olmuyor mu? Böyle önemli ulusal işlerde blzim gibi tek tek vatandaşlann uyarısı yetmiyor. Izmir'de ll, Belediyft, Ünlversite gibi kurum ve kuruluşların bu girişimi ciddiyetle ele almalarını, vatansever îzmirlilere önoülük etmelerinl eski yeni politika karşıthklanrun bir yana bırakılarak bu mutlu işin başanlmasını ve tzmir 9 Eylül Müzesi'nin açılması girişimine hemen geçılmesini, Kurtuluş zater anıtı ve Atatürk Ormanı projelerinin de bir an önoa gerçekleştirilmesini can ve yürekten dilemekte ve beklemekteyiz. (Cumhuriyet, 15 Eylül 1974). «3 Eylül Müzesi» bashkh ysn burada bitiyor. Bunda açıkladığım TBMM Müzesi konusun daki dileğimin, yaklaşık otuz yıl önos, 1953'te gerçekleştiğini görerek çok mutlu olmuştum. «İzmir 9 Eylül Mti7"»si» konusundakı dileğimin de pek yakında Kirpceğimiz 1983 yılında gerçekleştîgini görebilirsem mutîuluklann en büyüğü benim olacaktır. NOT: Bugün «Tüze Devnmi» dızısinin üçün cü ve son bölümü yayınlanacaktı. Giincel konuyu öne almak gereginl duyduğumdaıı, o bölümü Belecek hnftsva bıraktım. H.V.V. 19 ARALIK 1982 arib. bilinci olan uluslar, kendilerine s v nat, ekin (kültür), politika, askerlüc, bayındırlık alanlarında hizmet etmisj olan yurttaşlannm değorini bilir ve onları hlç unutmazlar. Kentlerln park ve alanlarına büst ya da heykellerini di'kerler. Bizde tzmlr'in eskl Belediye Başkanlarmdan Sayın Dr. Behçet Uz" un bsykeiinin, vaktiyle kendisince kurulan «tznıir KUltür Parkı'na dikilmesi, bu bakıradan çok yerinde ve değerbilir bir davraruş olmuştur. Buna önayak olanlan yürekten kutlanm. Dr. Behçet Uz lle 1937 yılında, o zamanîd îzmir Barosu Başkanı Sayın Miinır Birsel'in çağrısı üzerine, Baro'da bir konferans vermek üzere İzmir'e gittiğimde tanıştık. Konferans akşaraı Vali rahmetli Faılı Güleç'ln verdiği akşam yemeğinde yerlertmiz karşı karşıya düşmüştü. Henüz yangm yarasını sarmamış olan Izmir'in bayındırlığı ve Kültür Park'ı konusundaki projelerini tatlı tatlı anlatu. Bütün sofradakiler onu dikkat ve zevkle dinliyordu. Bu güzel kentlmize hizmet aşkıyla dolu gönlünü sözcüktere döken genç Belediye Başkanı'na karşı içimde iıâlâ aynı sıcaklıkla yaşayan bir sevgj ve saygı duydum. Dr. Behçet Uz daha sonra Denizli milletveIdli olarak politikaya atıldı; bir ara CHP İstanbul ÎU Yönetim Kurulu Başkanlığı'nda bulundu ve benim de bir süre «zoraki politi'kacı» olmama neden oldu. Eunun öyküsünü «Anılan n tzinde» kitabımın ikinci cüdinde (s. 273) anlattım. Ben kendımi polıtikadan kurtardım, o kurtaramadı: CHP döneminde, 1942'de Ticaret, 1946'da Sağlık Bakanhk'larma getirildi. Daha sonra parti değiştirip DP saflarına geçtı ve 1954'de yeniden Sağlık ve Sosyal Yardım Bafcanı oldu; 1955'de kurulan kabineye almmadı. Ankara'ya her gidişinde kendisini gerek önceki, gerek sonraki bakanhkları sırasmda ziyaret ederdim; son görüştüğümüzde, Türkıye'de büyük bir ilaç tabrikası kurulması için büyük bir içtenlikle çalışıyordu. Engelledileı. Politlka yaşamınm paslı çarklan arasında harcandı gltti, bu idealist insan. Şimdi tam 45 yıl sonra, Övülesi bir kadırbiUrlik eseri olarak tzmir'de Kültür Park'a heykelinin dikilmesi törenini TV'de görünce, yürekten sevindim. O, bunu çoktan haketrmşti. Sekiz yılı aşkm bir süre önce bu sütunlarda çıkan «9 Eylül Müzesi» başlıkh yazımda sayın Dr. Behçet Uz'un tzmir kentine ilişkin yeni projelerindan sözetmiştim. Bunları gerçekleştirmesl için kendisine sağlıklı uzun ömür dilerim. Bu vesile ile o yazımın önemli yerlerirti aşağıya aktarıyorum: «Çok şükür, içinde bulunduğumuz 1974 yı T Bir Değerbilirlik Örneği Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU hnda, îzmir'in kurtuluşu Kıbrı s zaleri nedeniyle olacak • toplumu savan içtenlikie kutlandı. (...) İzmir'in kurtuluşunun tam 52. yıldönümüydü. Demek ki bu mutlu tarihsel olayın üzerinden yanm yüzyıl geçmiş, ildncl yanm yfta yıldan da tam iki yıl almışız ve biz hâlâ işgal ve kurtuluşu canlandıracak bir 9 Eylül Müzesi kurmamışız tzmir'de! Türk halkmda tarih bilinci neden tarn gelişmemiş? diye sık sık ve yoğun olarak düşünürüm. Kendimcs vardığım sonuç şudur: Batılılar dinci ve dolayısiyle ümmetçi olmaktan çıkarak çağdaş anlamda milliyetçi toplum çizgisine gireli en azmdan 200 yıl geçtiğı halde biz Türkler hâlâ ümmetçilîk ırkçılık ulusçuluU Uçgeninin köşelerinde dönüp duruyoruz (.. ). Bu yüzden ulusumuz milliyetçilik doğrultusunda bir türlü batılı uluslar gibi tek bir çiz°ı üzerinde birleşememektedir. Bu, bir üçgen değil, bir kısır döngüdür sanki! Çağımız Türkiyesinde bu köşelere bır de tıpkı ümmetçilik gibi milüyetçiliği toptan yadsıyan ulusıararası komünistlik köşesini de ekleyebilirsiniz. Üçgenimiz o zaman dörtgen olur. Oysa her vesile ile görüyoruz ki, bu son idcolojıye bağl; süper devletler, kendilerı içıu, katıksız bir milliyetçi politika izlemektedırler. Mllliyet bilinci olmayan toplumlarda tarih bilinci de olmaı. (...) Bu konudaki tanısmı (teşhısıni) çok ıyi koymuş olan Atatürk, Büyük Zaferden sonra Türk ulusal bilincinin gelişmesini önleyen Osmanh mirası ummetçilik ideolojisine karşı amansjz bir savaş açtı. Dindarhk ve ümmetçüiğin ayrı ayn kavramlar olduğunu, her milliyetçinin aynı zamanda dindar olabileceği, fakat din kurallannm ulusal ve uluslaıarası ilişküerde lıiç bir zaman etkili olmaması gerektigl ilkesini k o yarak Türk milliyetçiliğinin sımrlarını çizdi. Bağımsızlık gavaşmdan sonra başarılan aliaü degiştokuşu sayesitıde Anadolu ve Trakya, bütün tarihimizde ilk kez mllll birliğe kavuştn ve geçen yıl 9 Eylül günü yazdıgım gibi 500 yıl Türk egemeniiği altında kaldiğı ha'de bir türlü Türkleşmeyen «Gâvur tzmiri» de 1922'de artık kesin olarak «Türk tzmiri» oldu. (...) ••• TUrkiye Büyük Millet Mscllsi, Ankara Palas karşısmdaki yenı binasına taşınınca, 23 Nisan 1920'de açılan ve Ulusal Bağımsızlık Savaşı nı, Atatürk'ün önderliğinde başarıya ulaştıran Birlnci TUrkiye Büyük Millet Meolisi'nin . üç yılı aşkın bir süre içinde çalıştığı binamn dekoru değıştirilmiş ve bu tarihsel yapı CKP merkezine özgülenmişti. Oysa memurları için Ankara vilâyet dairelerlnden getirtitaılş derme çatma eski büro eşyası; topıantı salonunda milletvekillerinin oturması için, Ankara Lisesinden ve öğretmen Okulu'ndan derlenmiş öğrencl sıraları, bir kahvoden alınmış asma petrol lambası, odun yakan çok büyük ve ilkel saç sobaları ile bu mütevazi Meclis blnası, benim karumca, Türk Bağımsızlık Savaşınm tarihsel anıtı idl. tlk mutevazi dekoru hiç bozulmadan bunun bir ulusal mUze yapılması gerekirdl. Kişisel olarak, başmdan beri bunun için çok uğraştım ve yazılar yazdım. (Cumhuriyet 23 Nisam 1949 ve 23 Nisan 1952). Sonunda CHP merkezl oradan çıkanldı bina restore edilerek, eski biçimine getirildl ve 1953'te TBMM Müzesi oldu. Şahsıraa bir saray bağışlanmış kadar sevindlmdl o zaman. ••• Şlmdi de, tzmir'in kurtanlmasından ve böy. lece sonsuza değtn «Türk îzmirb olmasından 52 yıl sonra, orada bir 9 Eylül Mttzcsi, kurulmasını v« böylece, aslında çok gecikmiş ulusal bir hizmetin artık bir an önce gerçekleştirilmesini bekliyoruz. Öyle bir müze ki, vitrmıerinde, duvarlarmda, Türk Bağımsızlık Savaşının en önemli anıları tzmir'in 15 mayıs 1919'da Yunanlılarca isgallne ve Uç buçuk yıl sonra 9 Eylül 1922'de kurtuluşuna ilişkin belgeler, resimler, o aamana ait gazeteler, düsmandan alınmış bayraklar, kurtuluştan sonra îzmır hülfümet. konağına asılmış olan ilk bayrak. düşmana ilk kurşunu sıkan kahramanlann; Izmir'e giren muzaffer Türk komutanlarının r?simlen v e elde edilebilecek eşyası. «Zito Venızelos» diye bağırmadıkları için sokak ortasında sehit pdilpn Türk komutan ve askerlerlnin tabloları, Yunan kıyımıyla ilgili resim ve belgeler, ayrıca bnşta hain padişah Vahdettin olmak üzere îzmır işgaline ses çıkarmayan kişiler, zamamn îzmir Valisi Kambur tzzet, Belediye Başkam Hacı (hem de hacıO Hasan Paşa, korkak komutan En Az Ücret'in Cesitli * • Hesapları... En az ücret (asgari ücret) 16 bin 200 llraya çıkanldı. Işçilerle birlikte kimi küçük memurun ücreti de yeni kararla birlikte yükselecek. 16 bin 200 lirayı saptamak kolay olmadı. Yetkill kurul oturdu, ölçtü, biçti, düşündü, taşındı; sonunda ortaya bir sayı çıktı. 16 bin 200 lirayı ne beğenmek olanağı vardır; ne de bu parayla bir ay geçinmek olasıdır. Tartışmasız blr gerçektir bu. Ekonoml Servisl'nden arkadaşımız Meral Tamer birkaç örnek vermiş ki ilgiye değer: İstanbul'da yaşayan bekâr bir işçl Sümerbank Mağazalanna girse tüm aylık kazancıyla metıesi 2900 lira olan lastikotin kumaştan ancak bir giysilik alabilir; bunu terziye verecek parası kalmaz. Beukli bir televizyon için 1 yıllık gelirinl harcaması gerekir. * Sözü uzatmaya gerek yok; 16 bin 200 liralık en az ücretle (ki, emekçinin eline vergl kesildlkten sonra 10 bin 670 Ura geçmektedir) yaşanır mı? Ama kimileri de şöyle konuşabilirler: Ne yapalım? Biz yoksul ulusuz. Olanaklanmız belirli. Bugün kimi yönetime getirseler hesap edecek, kitap edecek, düşünecek, taşınacak, daba çoğunu veremiyecektir. Politika bir olanaklar sorunudur. En az ücreti yükseltin demek kolay dır; ama yolunu yordamını da göstermek gerekir. Eh, bu yaklaşım da bazı koşullarda doğru sayılabüir. Demek ki, en az ücretle yaşanmaz diyen de haklı, en az ücret ancak bu kadar olur diyen de... Peki, gerçek nerede? En az ücret sorununu yıllar önce bu köşede çok işlerdim de dağlar gibi mektup gelirdi. Şimdl böyle şeylerden vazgeçtim. Çünkü bugün Türkiye' de konuşulan «en az ücret» değildir. «En az ücret» diye çağdaş bir kavramdan söz açabilmek için ne yapmalıyız?.. Blr yurttaşm (evli, çocuksuz, çocuklu) durumlarına göre insan gibi «yaşsması» için gerekll kalemler bir kâğıda yazılır. Bu kalcmlerln içinde yalnız «konut» ve «besîn» yoktur; «eğlence» de vardır. Sonra resmi verilere göve bu «yaşamsal» maddelerin karşısına «eder»leri konur. Bu «ederlerin» sayıları da gerçeği yansıtmahdır. Sonra bu sayılar toplandığında Türk lirası karşılığı «en az ücret» ortaya çıkar. * Böyle blr hesaptama bir yurttaşm, ya da bir ailenin yaşaması için gerekli en az geçim düzeyine bizi ulaştırır. Ama bu hesaplamayı bir yana bırakıp da küçük işçinin ya da memurun ne kadar aylık alması gerektiğini Maliye Bakanlığında uzman klşi olarak Bütçe hesaplarma göre tartışırsak, bulduğumuz sonuç «en az ücret» diye adlandırılmaz. O baçka birşeydlr; Devlet adına saptanmış bir karardır ve gerçek «en az ücret»in altında bir aylığı vurgular. • Peki, ya olanaklarımız yoksa? Ya toplumun ulusal geliri küçük işçiye ve küçük memura yaşamsal çizgınin altında bir hayatı Öngörüyorsa? O zaman bu "gerçek. yurttaşa anlatılmalıdır; .özveri gereği vurgulanmalıdır. Ne var kl,, bu öz verl tstenirken de toplumun her kesminin özveriye katılması gerekir. (tklnci Dünya Savaşında tngiltere Kraliçeslnln çoraplarını onararak giydiğl basında ballandıra ballandıra anlatılır; îsmet Paşa'mn kendisine düşen resmi gramajın ötesinde ekmek yemediğl gazetelerde vurgulanır.) • Savaşta değlliz; ama özveriyi paylaşmak yolunda bir sağduyu olmalı; gellrler arasmda blr denge bulunmnh... Gazeteleri açtığımızda bu sağduyuyu VP dengeyi yansıtan görüntülerle ml karşılaşıyoruz?. HİVIII OKTAY AKBAL Bir Çamlıca Oyküsü... MİLLİYET ŞİMDİ SIRA... Mehmet Barlas, 16 aralık günlü yazısmda falz oranlarının dügürülmesi konusuna değiniyor ve «Bu kararlar, iç tasarrufu teşvik edici sayılamaz» diyor. Konuya ilişkin olarak günlerce süren pazarlıklar sonunda Maliye'nin, umduğu ile değil bulduğu ile yetindiğinl ve bulunamn ise umulanın tam tersi olduğunu belirten Barlas söyle diyor: «Kısacası, vatandagm tasarrufu yerine devlet kaynaklan ikame edilmektedir. «Bu durumda, eger enflasyon hızlanmazsa, bankalarm kârlılık durumları düzelirse. paraya talep artmaz, para a r a azalmaz ise, blrkaç ay sonra kredi faizlerl de düşecektir. «Böylece, Türk bankacılığı, yenl kararlar ile içine düştüğü zarar çıkmazından kurtulmaktadır. Şimdi sıra. kredl kullananlan kurtarmaktadır.> vgUsUnü yapmak bana düşmez. Hem de gereksiz bulurum böyle bir §eyi. Bir insanın 'ne olduğu' ortaya koyduğu yapıtlarından belli olur. Bugüne dek gerçekleştirdiği çalışmalardan... Ama haksız saldırılar, satasmalar karşısında o klşiyi yalnız bırakmak yanlıştır. Hem de o saldırüan n ne gibi gerekçelerden, kaynaklandığı da az çok billnlyorsa!... Ankara'da çıkan bir derglde, daha doğrusu büyük bir basımevinin aylık bülteninde çünkü bu dergl tüm Türklye'ye dağıtılmaz, ancak belirli kişilere gönderilir bir yazı okudum. Bu yazı Ankara'da çıkan bir gazeteden aktarümış. Turing Kulüp Genel Müdürü Çelik Gülersoy'a çatmak niyetiyle kaleme alınmış bu imzasız yazıda göyle bir öykü anlatılmakta: Bir Alman işadamı yanında eşi ve bir Ttirk gazetecisiyle Çamlıca tepeslne çıkmış. 'Şahane bir gün, hava fevkalâde, Marmara ve Boğaziçl tüm renkleri ve ayrıntılarıyle uçaktan bakar gibi ayaklar altında' imiş! Konuklar bu görüntüye hayran olmuş, bu yüzden de blrer bardak ayran içmek tstemisler. Demek hayranlık duygusu ayran İçmek isteğinl veriyor! Haftamn tenha bir günüymüş, bahçedeki sabit masalarda sevgililer oturuyormuş. Blzimkiler nedense üzerinde örtü serili blr masaya yönelmişler. Garsonlar 'Oraya oturulmaz. yasaktır' diye önlemigler. Bu yüzden olay çıkmış. Garsonlar, Genel Müdür Gülersoy'un yakında buraya geleceglnt, arka blnada olduğunu, bu masaya konuklarıyla oturacagını söylemişler, ama blzimkiler 'ille de biz burada oturacağız' diye tutturmaz mı? Sonunda Çelik Bey'e b)r de kart göndermlşler. 'Bu masada oturacağız' diye. Üstelik Rasin Seref Kartını da iliştlrmlsler bu karta... Yine de Genel Müdür'den izln çıkmamış. Ne yapsınlar başka bir masada yivip icmlş, gltmisler... Olay budur. Ama bu denli basit bir 'olay'ı büyüten Ankara gazetesi şu satırlan da ekliyor: «Devlet büyükleri önünde bel kırarak cilâcüık yapan ve de son günlerde Devlet Bakanı tlhan öztrak'ı etkilemek için akla gelmez glrişimler peşinde koşan Bay Çelik Gülersoy'un gerçek kişillği böylece bir kez daha ortaya çıkmıştir. tkl boya, iki tamlr ve blr cl!â İçin bu ayrıcahk niye?». Bu yazıyı aktaran Dergi'nln de bir notu var, onu da yazayım tamam olsun' «Ülkemtzdeki ayncalıklı kurumlardan birisi de Turing Kulüp'tür. Biz de bir zamanlar bu tür kuruluşların blri lle kıyasıya ile savaşını vermiştik. Ama görüyonız kl hlç yaran olmamış. Sıfıra sıfır elde var sıfır». Çelik Gülersoy'u yakmdan tanırım. Yıllardır çalışmalarını Izlerim. Turing Klüp yöneticisi olarak verdlgi savaşımı billrim. Ortaya koyduğu işleri, yapıtları da... Bu bakımdan Gülersoy'u tanıtmaya, anlatmaya gerek duymuyorum Ankara'daki gazetenin ve derginin böyle basanh blr yöneticiye saldırmalarının altında klmblllr hangl nedenler var? Bıınlan da eşelemek Istemem. Anlatılan olayı epeyce gülünç buldum. O kadar bog masa varken üstf) örtülti olanmı seçlp. İlle de orada oturmak Istemek nedfn 0 Rlr olav varatmak 'c1n ml? 'Ayrıcahklı Kuruluş'lardan blri de Turing Kulüp Imis» Ne gibi ayrıcalıeı var, onu da söylesinler de ögrenellm Türkiye'deki tarihsel sanat degerlerinl korumak lcln cırpınan blr kişl olarak tanıyorum Gülersoy'u... Hem Kulüp'ün etki alanında, hem de kendi klstsei çalısmalarmda t.utkulu blr kişinin basanlı çalışmalarını yillardır Izliyoruz. Yeterlnce desteklenmeden, övgüler beklemeden yapılan çahsmalar bunlar... Çamlıca, benlm de en sevdigim kent köşelertnden blridlr Yıliardır eitmlyordum. 1971'de son fcez oraya gittim. ortalık nisllk içinde idi. Oturacak tfimİ7 blr köse hnimak sordu Rir de geçen yıl gittim, şasırdım kaldım. Turing Kulüp'ün eli degmiş, Genel Mödür Oülersov'un vönetimlndeki bu kurulu? Camhca'yi eercek o«ze1H51np kavuRt.ıırmus. Dosta düşmana trunirla Eö<<ter11eftek blr yer. Bu denli basanlı bir vapıti hem de kendi olanaklanyie varatan ortava kovan Wr knruma ve o kurumtjrı rifl<!inf1ak1 WR1VP irtrn'k tpcpVirflr »dllir. Blr de 'Devlet büviiklerl nnünde bel kırarak cilftcılık otmpk» «nclamasi vari Rir Devlpt bflvti60 ftnflnde saveılı davranmflk r\p ramanıiır '«ıvıp* bflvuiHI hl Arhni anmftk ictpTTiprttMrn ga7PtPn1n ve hasmrtalri 'era7PtBoV arlrsıdçıslflr Hpvlct va » a n^rti hllv*l"f» eovrtıtiornvn ^nftnde 1 H'inıı h i f «snmnm nrn^nlr hu benimsememlz gereken şey «parti lere ve politikaya saygıdır. Uygulamalara hoşgörüdür..» «Kendi oylarımızla seçeceklerlmize ve seçtiklerimize saygı göstermek, bir anlamda kendimize de saygının gereğidir. «Yerden yere vurdukça, küçümseyip hırpaladıkça, alaturka gazinolarda alaya aldıkça. politika kadrolanna, seçkinlerin, aydınların katümasını nasıl bekleyebillrlz?.» ' rinde mutabık kaldığı rakamm objektif bir değerlendirmeye tâbi tutulmasmın doğru olacagmı» bildiriyor ve «biz böyle bir değerlendirme yaptığımız inancıyla yeni asgari ücretin, bugün için tatmin cdici göründüğünü ifade etmekteyiz» diyor. Enflasyon hızmın son blr yılda hajil yavaşladığı ve 1983 yılında da yüzde 20 düzeyinde tutulmasma çalışılacağı varsayımmdan hareket edüirse asgari ücretteki yüzde 62'lik bir artışm hiç de az olmadığını belirten Ekşl, yazısım şöyle sonluyor: «Asgari ücret lle kıdem tazmlnatı kavramlan, arasındaki,,bağın. koparılması; bilindlgi gtbl b u ş o nucun alınmasını hâyli Yoîay'laV tırmıştır. Ancak asgar) ücret. 'kıdem tazminatı'ndan ayn olarak, bu ücretten daha düşük aylık alan devlet memurlannı da etkllediği için, özellikle hüktimetl uzun süre düstindürmüstür. Çünkü aradaki farkın bütceden ödenmesl gerekecektlr. O nedenle yenl asga rl ücret. süphesiz ki bu kesimin agzma da bir parmak bal çalacaktır. GÜNAYDIN KİME YARIYOR?.. Necatl Zincirkiran, 15 aralık günlü yazısında «Banka faiz oranlarının düşürülmesl acaba kime> yarayacak? Sanayiciye mi? Halka mı? Bankalara mı? Bankalara sahlp olan holdinglere mi?» diye soruyor ve «En büyük kayba uğrayan devlet baba ile halk olaoaktır» yanıtmı veriyor. Faiz oranlarının dtişürülmesl sonucunda devletin milyarlarca liralık vergi kaybma uğrayacağı, aynca uygulanan ekonoml politlkasının bundan etkileneceğlnl, ama halkın kaybınm ise çok büyük olacağını tlerl süren Zinclrkıran şöyle diyor : «Ekonoml tam manası ile istlkrara kavuşmadan banka tasarruf mevduatı faizlerini aşağı çekmek el altmdan ahnacak yüksek faizlerle kara para oluşmasına neden olacaktır. Böyle bir sonucu devletin denetim mekanizması göğüsleyemez.» GÜNES ÖNEMLİ OLAN... Günerl Cıvaoglu, 14 aralık salı günkü yazısında partller ve para ilişkislne değiniyor ve konuya tllşkln olarak çeşltll ülkelerden örnekler veriyor. «önemli olanın para kaynaklarmın kişisel yararlara kanallze edilmemesi ve de parayı basanın ABD'de pek yaygın olan deyimle 'adetâ birer özel hükümet gücüne' erişmemeleri» olduğunu belirten Cıvaoğlu şöyle diyor: «TUrkiye elbette kendl gerçeklerine uygun blr modell ya da örneklerden oluşacak bir sentez formülü benimseyecek. Ama asıl SON FAVADTS SALAHİYET... Tekin Erer, 14 Araltk günlü yazısında parti llderlerinln durumuna değinlyor ve «Liderlerln ellnden salahlyetlerinln büyük ölçüde alınması, bize 1961 Anayasasmı hatırlatıyor» diyor. 1961 Anayasasmda başbakanlara sayısız sorumluluklar verildlğlnl, ancak salahlyetlerinin kısıldığmı da ileri süren Tekln Erer. «Şimdl par tl liderlerl de bu duruma sokulmak istentyorsa. çok yanlış blr tutuma glrilmiş olur» diyor. HÜRRİYET Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet MatbaacılıkveGazeteciiik T.A.Ş. adına Cene! Yayın Müdüril Müessese Müdürü Yazı işleri Müdürü NADİR NADİ HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN AHMETKORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN • BİR PARMAK BAL. Oktay Ekşl, 17 aralık günlü yazısında «asgari ücretlerl yeniden tesbit eden komisyonun Üze dışbasın... WASHİNGTON POST • Yazı Işieri Müdür Yardimcısi HaberMerkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni.. • POLONYA: YATIRIMLAR İŞE YARADI Ml? «VVashington Post» gazetesin de yer alan bir yazıda Batı'nın yaptırımlarının Polonyahlara ancak sınırlı bir yardım olduğu belirtillyor. Gazete yaptırımların olum suz etkilerinin, Dayanışma'yı, halkın desteğine sahip olmadığını blLen askerl yönetimln baskısmdan kurtaramayacağını belirtlyor. Ancak yaptırımların ülkede sıkıyönetimin kalkması yönünde zorlayıcı bir unsur olablleceğini söyleyen gazete söyle devam ediyor: «Taptınmlann daha da sert olması halinde etkilerlnin farklı olabilece&inl söyleyebiltıiz. Ancak bunnn da sınırlan vardır. Polonya'nın ekonomib bunalımı ve dıs borcları Batı tle ekonomlk ilişkilerlnln b07nlmasina yolaavor «aten. Oeneral Janı*elsk1. sıkairtıniaraftını açıkladı. Anrak yine fle çok fazla sev 'çln «HT vprmlvnr Rn n«»rtpn1p. F P ' vimi!i«;»ın)is! Ir'n colt vok ortaıl!». o'^aiH bncbıvİ!) hîrllfctp de9'PrİPti'i'rilnipel «rprpVîvor. ¥o\onvalıiar!» <»or«»pfctAn vflrdim lir m i ' ticî ppnl<! oVv»ntı«ı 3a O'«'«'*ıi Ifrfrtr Iirf tı«l""»>c '»nmŞU »rn«!inr(n rfa bnlnnnvftrlar. tVlncl Diinya Rava^i Polonya'yi Sov yetler'In etki alanında bıraktı. Polonyalılar ise, Batının ahlâk) ve siyasal degerlerine sahlp olmak tstiyorlar. Ancak bu istek. Dofeunun baskısına yolaçıyor. Şn anda, Polonyahlarm Bzeflrlil^fln ne anlama eelrt'Hnl bilmPİpri ve hnnn kaıanmak icln mücadele edecekleri srerçeğ! dışında hiçbirşey belirli değil.» kümetlnln korumacılık polltlKasını sürdürmesi halinde daha dlkkatli davranması gerektigl kaydedillyor. TEMSİLdLER • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVİS ŞEFLERİ LE MONDE «ZAFERİN» MEYVELERİ Polonya'da, yılbaşmdan ttlbaren sıkıyönetim kısıtlamalarının kaldınlmasına başlanacagımn açık lanması, bir süre önce serbest bırakılan «yasadışı» Dayamşma Sendikası lideri I,ech Walesa'nın yine gözaltma alınması. Wash1ngton Varşova lllskllerinin yeniden eerglnlesme eöstermesl bakışlan bu1llkede blr kez daha odaklaştıfdı. Fransız Le Monde gazetesinde bu konuda yayınlanan bir baayazıda özetle şöyle deniyor: «Walesa, hükiimeti tamtnayı redâtlmiyor. Ancak ortaya flc kosni fine sflrüyor. Bn kosnliardan 1k1s«n1n Iktldar tarafından kabnl pdllmpsi nor mal. Vanl TamrpİRkl vSnp.tlmi. genel affı ve teten cıkartTİatı lsc'İPrln yenMen İse alintrmlamıi kabnl pflpbllfr. Ama cnnta. Wa1psa'nın öne sfirflii*fl flctiMpfl kosnln an1««masi îikpiprfne ve kfl T>iı feo» istanbu! Habprleri :Sclahatlin GÜLER Dış Hnberfer : Ergun BALCI Ekonomi: Osman ULAGAYYıırt Haberleri • Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ . Magazin : Yalçın PEKiEN Düzeltnıe : Konur ERTOP Araştırma: Şahin ALPAY BUROLAR NEUE ZÜRCHER ZEÎTUNG FRANSA'NIN KORUMACILIĞI Zürlh'te yayınlanan «Neue Zürcher Zeitung» gazetesinde yer alan bir yazıda, Fransa îsviçre arasmdaki ilişkilerin giderek bozulduğu belirtlliyor. Gazete, iki ülke arasındaki smır bölgesinde yaşayan îsviçre vatandaslarınm uğradığı baskıların böyle blr anlaşmazhğın nedeni eibl görtinebileceğini, ancâk nedenlerln ekonomik olduSunu belirtlyor. Fransa' nın ithalatında srlderek daha fazla korumaci politika izlemeslnin İki ülke arasırripM lHsklİPri eprginles tirdigini hpHrten ea7Pte Mltterrand yönpHTninin son olarpv da peynlı Icln hövlp Wr finlem aidi&ım kavrip^ivor Ga7ptp bu uveralamalsrm PVansa'nın rii^pr tîlkelerle IHşkilerlni de ptk«ertiWnl belirtiyor Ancnk tsvicrp'nin Kransa' mn p.konomlsi Ic'nde Snpmli bir yer tutması. ve sanav'si ic'n önem 11 bir yatirım alanı olmasma dikkat çekllen yazıda. Mitterrand hü Konur Sokak No. 24/4 Yenişehir ANKARA 17 58 66ldare: Halll Zlya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Tel: 25 47 09131230 AtatGrk Caddesl, T.H K Işhanı Kal 2/13 ADANA Tel:1455019731 Baun v« Yayan: CUMHURİYET Matbaacılık ve Garetecilik T.A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41, CağaloğluİSTANBUL P.K.: 246 Istanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) TAICVtM 19 A K A U K 1«J82 IMSAK GÜNEŞ 6.34 8.19 ÖĞLE İKlNDl AKŞAM YATSI 13.11 15.30 17.43 19.21 KEBIMES Türkiye Kızılay Derneğl Beşiktaş Şubesinin Ker mesi 20 Aralık. uazartesî günfi saat ll.OO'de Nişantaşı Şişli Terakki Lisesi'nde yapılacaktır. Bekleriz. (Cumhurivet 8872) ve narti hflvfiklpri' Rnttnrfp <kl büklüm fotoğraflarını bulamaz mıyız aonba? dır. .TarıiTptsjkJ dp. «7»fprîn» velprfnî kornvahî'mpk îçîn ban ön lemlerl siirdiirecpktir.»