Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 KASIM 1982 KÜLTÜRYAŞAM Cumhuriyet 5 H ü v ü k t e k i N a r Acracı YASAR KEMAl 13«Olmaz,» dedi Memet. «İyi olmaz hemen dinlen meden su îçmek. Başıru sok suyun altına.» Yusuf uzun boynunu tulumbanm altına doğru uzattı, başının üstünde Memedln çektiği su şakırdadı, oluklardan akan pınar sulan gibi. Yusufun içini birden bir sevinç aldı, bir an hastalığmı unutup direldi: «Oooh,» dedi, «ooh, çok şükür Allahıma, bu gününü de görecek miymişim... Çok şükür Allahıma.» Onun ardından Hösük, Hösüğün arkasmdan Aşık Ali. Memet çocuk başlarını gür akan suyun altına soktular. En son da Aşık Ali tulumbayı rekti. Memet başını suya soktu. Biraz sonra da avuçlannı suyun altına 'utup kana kana, karınları ^isinceye kadar su içtiler Kuyunun sekisine yanyana oturup yöreyi gecırmeye başlayıncadır ki ancak, oteki peykelere yangelmis dört j^aşlı kisiyi gördüler. Yaşlı kişiler, orada yüzlerine konan sinekleri arada bir kovalayarak. sakallarını u^attnışlar uyukluyorlardı. Karşı yanda beş altı çoouk tozlarm icinde, ca nıura toza belenerek, bagırıp cağırarak bir tür bilya oynuyorlardı. Karşıdaki kerpiç evlerin hcp sinin kapıları kapalîydı. Avlulardaki renk renk bıçim biçim. paletli paletsiz. irili ufaklı traktörlerin gölgeliklerinde tavuklar yumak yumak civcivlerini gıdaklayarak dolaştırıyorlardı. Blr kocaman hindinin kabararak dolaştığı Yusufun gözunden kaçmadj. Ikindi yeli çıkıp da Ak denizin üstündeki ak bulutlar kabararaktan yükselinceye kadar yanyana oraya oturup hiç konuşmadılar. Köyün lçinden traktörler, kamyonlar, bî çerdöverler, at arabalan geçiyordu. Bundan başka köyde dolasan, gezen insanlar, hayvanlar yoktu. Her şey uykudaydt sankl. tkindl yeli çıkıp da ortalık serinleyince birkaç kadın ellerindeki kovalarla tulumbaya gelip su çektiler, konuşmadan su dolu kovalarla ge riye evlerine gittiler. Yas h adamlardan ikisi iki yerden uzun uzun öksürdtiler. Bir avluda büyük büyük günebakanlar açmış. baslarmı günese dönmüslerdi. Güneş hangl yöne ağıyorsa onlar da o yöne yüzlerini döndürüyorlardı. Günebakan ciçeklerinin her birisi kücük birer finl büyüklüğündeydiler. Tam bu sırada Yusuf: v<ÖIüyorum,<> diye lnledi birden. «Ölüyorum, uşüyorum.>/ Kendini sekîden aşagı atıp tozlarm. camurlarm ifinde debelenmeğe basladı. ^Üşüyorum, buyuyorum, ölüyorum. kemiklerim etimden ayrıhyor.*> Vanp onun başucuna dikılen Hösük, elleri biribirıne kavuşmuş, var erücüyle sıkarak: «Etme bunu Yusuf,» dedi. «Bugün sen iyileştin de, bak biz ne kadar sevindik. Etme bunu bize, getirme bu halleri basımıza... Vay bana, vaylar bize.» Bir umar arar gibi yana yöreye gözlerıni kir piştirerek bakıyordu. «Gel de başını tulumbanın altına tut, belki bir yararı olur. Gel Yusuf> •füşüyorum, öltiyorum... ölüyorum Hösük.» Höstik kızdj: «Öl, geber. cehenneme gıt, sersem herif. Boyle hallerin var da ne demeye Çukurovaya gelır de başımıza bela olursun! öl, öl, 61, ulan, öl geber. Hem de cehennemin ortasma git. Cehennemde üşümezsin.» «Üşüyorunı, ölüyorum... Yanıyorum...> Hösük öt'keyle gîtti tulumbayı çekmege başladı. Tulumbadan bol bir su geliyor, aşagıdaki büyük uzun taş tekneye doluyordu. Bîr süre durnıadan böyle deli gibi tuluıaba çekti bosu boşuna. Soluk soluğa kalmıştı. Sonra geldi, küsmüş gibi sırtını ona dönerek Memedin yanına oturdu. Peykedekî yaslılar, ağır ağır yerlerinden kaîkıp Yusufun başına gelip dikildiler, şaskmlıkla bakıyorlardı yerde debelenen adama. «Sıtma.» dedi bir tanesi. «Tam yedi yıl ben de böyle hem üşüdüm, hem de yandım. Sonra Göde Mustafa geldi de beni İyi etti. GÖde Mustafa Efendi hem kînin dağıtır, hem de afsun yapardj sıtmalılara. Kinini de iyi gelirdi, afsunu da. Baktı kl bir sıtmalıya ne kinin para ediyor, ne afsun, onu gönderirdi oraya...» Adam boyuna konuşuyordu. Orasmm neresi olduğu anlaşılmıyor, o boyuna, bu adam oraya yetişmezse ölecek, diyordu. «Bu adam ölecek.» Hösük ona kulak kabartmış, bir tek sözünö kaçırmadan onu dinliyor du. Derken hastanm başı birden kadın erkek çocukla doluverdi. «Vay,» dediler, «vay, bu dağlılar da sıtmaya hiç dayauamazlar, biz t»u rada yediden yetmişe sıtmadan, yangından. Üşümeden geçtik de bana mjsın demedik... Bunlar bîr sıtmalanmaya görsün İpr ölüverirler, işte böyle.» «Bu dağlıların canları çok yufka... Yalınkat adamlar, ne yapsın fıkaralar.» <îş de yok.» dedi, yenl bir gelin olduğu saçmdan, baş bağlamasından belli genç bir kadm. «îki üç yıldır bu fıkaralar dökülüyorlar dağlardan buraya. Hem sıtnıaya tutulup böyle ölüyorlar, hem de iş bulamıyor, aç kalıyorlar.» Bir kadın elinde bir tas su üç tane klninle çıkageldi. Oddiyet Haftanın panoraması Psiko!©jik bir test Dayanıklı tüketim malları satısında düsme görüSüyor Umur BUGAY Dayanıklı tüketim mallarının satışında düşme gorülüyor. Mallar mı dayanıksız, biz uıi süngeri attık belli değil. Tarıma dayah bir sanayi ülkesiraiolmalıyız, sanayıleşerek mi tarım ürünlerimizi dı<s pazarlarda satmalıyız tartışması sü rüyor. Oda başkanları yine birbirine girdi Yemek odası başkanı, yas meyve ve sebze fiyatlarının yttkselrnesi flzeıine Misafir Od<î sı Başkanını sert bir dille eleştirdi. Yatak Odası Baskanı bir sflre tartışmayı I 7 leyip, «Yenıe de vanınöa yat» dedi Döviz kuru, Tahtakale pıvasapında pilav üstünde az kuru olarak gidi mısmız v i AYLIĞI KIRKBİN LİRADAN BİR EV TUTUP, TAM TAŞINACAĞINIZ SIRADA KAMYONCUYA VERECEĞÎNÎZ ÜÇ BİN LİRA SİZİ DÜŞÜNDÜRMEYE BAŞLAR MI? Çoluk, çocuk, zembü, sepet Ada vapuruna bınerken karınıza dönüp, «Makbule acaba Çamlıcaya şritsek daba mı iyi lıa va alırdık?» dıyp sorar mısmız? Oturmuş, lahmacun yerken, «Keşke iki sosis li çekseydim» der mislniz? Mima,r'ık Fakültesine kaydmızı yaptırırken, «ülan asbnda ben doktor o laoak adamdıiH. XP yaotım be? Yazık ol<3u bana» dor rmsinız? \ıkalı memuru sıze, «Pakize'ji e$ olarak kabul ediyor mus«nuz?» derken, «Acaba Lfylayta erlensem daha mı iyi oîurdu?» di;~e düşünür müRünüz1' AyU&ı kırkb,ın Jıradan J :H e v •tatUp, taşıtıacağmızi za nıan ks»myoncuya vpretjp ğiniz ücbin lirayı dösünüp vazgecer misimz? Lokintada liste getırtıp. «Çorba, yagrh olur... Ke brıb, aksaaı v^kti a£ır oIıır.. Izgara, dişime kaçar.. Ba,lık, nıiderai bczar.. Eıı iyisi sen bana başka bi sey yaptır» diye garsonu kırk saat tepeni/.de bekletip il let eder mısini?*' Bu sorularm üçüncü olumlu yanıt veriyorsanız PIK hapı yutmuşsunuz. Ev den sokağa adımmızı ata maz, bir basamak tnerdi veni çıkamaz, elektrik ui\% mesine basamaz, sigaram 7,\ yakamazsını?. Biraz bek leyln size bir sedye getîrsin ler. Ciddiyet'i Cağaloğlu Hamammda kese yaptıran bir Alman turiste okuttuk. Saçını, başını yolarak kendini sokağa attı. «Sizin basmda böj'le yazılar çıkıyorsa ben buraya yerleışir, Müslüman olurum. Türkçe öğrenir bu Ciddiyeti bile okurum» dedi. j'or. Bir Dolar'm kaça. dolacağmı kimse bilmiyor. Mark karşısında Sterlin'in durumu ne olacak? Geçenlerde ülkemizi ziyaret eden bir Japon iş adamı, «Onu da mı biz diişünecegiz?» dedı. Orharı Veli'den «Yen ÛP lik, cepken deük .kevgrir mi sin be kardeşlik?» sjilrinı okudu. «Hiç peşinatsız» tafe sıtll satişiardan Fonra şımdt de. «Hiç taksUsi?» pesinath satışlar başladı. Darp hane Müdürü, «Yeni onbinlikler! gören var mı?» dîye soruyor. «Biz onları yiyin diye çıkarmadık, göriin diye eıkardık.» Katsayının 35 olması kesinlesti. Bugünlerde herkes hesap peşinde. Bir ev kadını, «Koeamın katsavısı 35 oîursa. üç çorn^umtız olduguna göre.. Bizinı katsayıniu 7 olur..» diyor. SÜRECEK Aha. Aha. Nurettîn İĞCİ öfece yataktar dönüp Jdttrurken, karım: •> «Ne aksi adamsın! Doktorun ftnerisine uyup, koyun saymaya başlasana» diye çı kıştı «TUm saymaya başlamıştım ki. aklıma etin kilosunun 500 Hrayı aştıgı gpldi, nykum hppten kaçtı» yanıtını verdim. Neyse, uyuyamadığımı gö ren hatun. az sonra sevindirici bir haber verdi Sogan kanseri önlöyordu. Bundan iyi haber mi olurdu? Aidığım aylık sayesinde boi bol soğan yeme olanağımız olduğundan kanser olmayacaktık Yatakta oynamaya başladım. Birkaç dakika geçince, aylıgıma zam gellp gelmeyeeegl sorusu akhma takıldı. Tatn «srelir. neden geimesîn?» derken, uzun uzadıya bir kahkaha Işlttim. Karım sesin komşunun pikabından geldi&ini sövltiyordu ama. şarkisma baslayan yabancı sarkıci dflsOmün icine etmisti. Çflnkü: «Aha aha», «Aha aha» deylp duruyordu. UlhS I Böylp dedıkoducu aile gorülmemiş. i Mahalleye taşındıklan gunden beri I ÇekiştırmedikJeri kalmadı.. «Hev, hev!» Hanım sunlara bak.. Hev. hev! Nereye gıdiyor bunlar böyle ayol? Hev, hev! çahmından geçümiyor.. Hev. hev! Aman, kendini beğenmiş kan.. Uyuz.. ApaKorya maskarası.. Hev, hev!» Çıkıyorlar balkona, Bı çene, bi çene.. ••••••••••ııııııııiTiıımıııııııııııııııı ••••••••uıınmiHimıııu «a Fuat ORER Dün gece bizim bahçeye uçan daıre indi. Aman gprtneym cânım' İki oda bır sa lon. Banyosu mutfağı helası da cabadan... Kuş gibi daire, kuş... Pır dedi gür dedi, indi bahçeye... Inanmıyor musun? Hem de kiralıkmış anam... Bak gene pışık yapı yor! Sözümüz senet ulan... Pllotla arkadaş olduk. Fena çocuk değil ama biraz çenesi düşük. Vürut yapısı da bir tuhaf Kartondan kP silmiş resme benziyor. •••••••••••••••a Havalar diyordum... Tutup dörde katladım, cebe yerloştireceğım, o durma dan konuşuyov. «Bizim gezegende yaşam sizdeki gibi kolay değil abi. Geçimin agırlığında böyle böyle sayfa gibi yamyassı ol ınuşuz. İyi de olmuş yani. Beynimiz diimdüz oldu&undan karışık ^eyler düşünmeyiz. Midemiz kartvizit biçîmini aldığından aç kalınca kimseye saldırmayız. Ha < > taraflarımız eziktir, fotokopi makinesiyle çofalınz. Bu yüzden insaniarntuz birbîrînin aynıdır. IMakine arada bir «arızah» başım yaparsa onları dosyalayıp arşive kai dırırlar.j> Ee. sonra? dedim. Baktım anam, pilot yok. Ayağımın altmdaki kanallzasyon deligine düşürdügümü anladım. Sabah oldu olacak, hava ayaz mı ayaz. Ağzımı dayaıuışım kanalizasyon ızgarasma«Pilot pilooot!..» diye ba ğırıyorum anam. DERTBABASI Vural SOZER SAĞLIĞA... Sevglll Okuyucularun... Siz beni galiba, rahraetli Bıırhan Felek nstamız gibi şejhülmuharririn sanı>orsunuz! . öyle sonılar soruyorsunuz kl, insan doktor değil, ayakü kütüphane olsa içinden çıkamaz. Bu hafta. sağlıkla tlçIH sosulannızı yaoıtlamaya çalışacağım Söyledlklerimde kuşkulu yanlar sezinlersenlz, ayrıca bir uzmana da yazabilirsinlz... .41ınmam. «Önce can, sonra canan.» djyen, boşuna SURATSIZLIK Menopoz, eskilerin hayz'dan nifastan kesümek dedıklerı aönemdir Yani, kadınfla üreme bormonlardiın tükenmesi ve doğurganiığın sona ermesidir. Bciyle bir duruma gelen fcadınlann yapacak ışleri kalmadıgınaan suratlan asıJır, ytlzJert gerılir! Bu dönemde yUz baktmına çok önetn vermek, durumu beflı etmemes gerekır. Bu d9 yüz bakımıyla sağlanır. Kollajen, protein ve hor mon içeıen kremler yüze bol nol sıvanırsa; ış yüze göze bulaştırılnnş olsa da, sonuçta vücut hormon gereksinimini ciltteki gö?enekler yoluyla sağlamı? gergınliğin yerini yumuşama aimış olur. HORLAMA Ban erkekler uynrken dell danalar gfbl ler çıkanrlar. üysnık durumdayken uysal, ensesine vursan ağzından lokması alınabilecek yaradılıştaki bir erkek. yatağa gırinvc aslan krsllir!... Bu gibıler yltişme çağındayken çok horlandıklanndan. bllinc altlarıuda , borlatna istpği yer eder. Uykutla hortayarak hmçlarını alırlar. Blr kadın isterse kocasınm horlamasır» durrlurabıltr. Bunun en kestirme yolu, herilin kıçına bir tekme atıp karyoladan aşağıya yuvarlamaktır. OtS GICIRDAT\tA Bir öaşka uyku hastauğı da dış gıcırdatmadır. Horlamadan da beter bir hastalıktır. Uyurken dlşini gıcırdatan bîr kımsenin çıKarttığı sesler, çatahn tabakta kayması gibi, ınsanın ıçini gıcıklar... Bu hastaları karyoladan aşağıya vuvarlamak da bir yarar sağlamaz! Gıcırtıyı kesmenln en «tkJn çaresı, hastanın çaiıştığı ışyerine gıdilerek, maaşına zam yapılmasıru sağlamaktır. Ancak; zam miktarını çok iyi ayarlartıak gerekir. Zam gereğinden fazla olursa. hasta bu defa da uyurken yellsnmeye başlar UYUŞMA Uyuşma, kan dolanunmın durması, hocrelerin oksljenle beslenmemesi sonucu oluşu'. Harebetsiz dumlduğunda sağlıklı bir Insanın bile bazı orçanlan uyuşabilir. Dizlerini bülriip bacaklarını altına alarak uzun süre bareKetsiz kalan bir insanın bacaklan uyuşur .. Kolunun üzerine abanarak nyrıyan bir kimsenln kolu nyu mr .. Kimıldamadan otaran adamın kıçı uyuşnr. Halk arasında buna, «kıçı yosun bağlamak» denir. Uyusan organ tıpln morfln yemlş gibi olur. Ne yapsan hissetmez. Geçici uynşmalarda; kan dolanımının başla masıyla uyuşukluk yavaş yavaş ortadan kalkar. Dyuşmaş olan organ önce karıncalanır.. Sonra otrclenir... Sonra da bitlenerek kendine geüt. Uyuşmamn sürekll Selâmünkavlen nözül, yani felç denir, Evlerden iki pijamalı bey sokağa fırladı. Yaşlı olanı: «Ne bağınyorsun evladım? dedi. Sesin keneflerde yan Uılandı be!» «Ev sahibimi düsürdüm aıııca» dedim. «Hasbinallah ve vah vab ulan!» diye kafa salladı. Genç pijamalının elinde kî odunu farkedince ayağa kalktım. Bir türkü tut turup yürüdüm. «Ha buradan aşa£ı, nazaradır nazara...» Evet, ne diyordum anam? Tamam, havalar diyordum. Havalar da pek sakat gidiyor. •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••*•••••••• Suradan, buradan « Birirtd Kültür Şurası neresi, evladım? Şurası efendim!» Kurt getirirmiş sürüye ulumasını bilmeyen fedat •Olanak' sözcüğti 'avanak'ı ettirirmiş tedai •üygar' sözü eğer size çağrıstırıyorsa 'aygır'ı Ittılamıza arzederiz işbu manzum gırgırı Atmalıyız dilimizden evet, olanağı ve de imkâm Tahattur ettiriyor zira Reha Oğuz Türkkan'ı (Bir kaamus kabzedecektim, nerede yahu bu herlfin dükkâm?) Tahattur dedln de, ne o, hatır hutur ayva mı yiyorsun? Demir dağını eritip yoksa Ergenekondan mı geliyorsun? Bllumum hürmetlerimle zikrederken ol pâk ve mübarek ismintzi Çizmeyi gayetle arzu ettim de beceremedim. o resminlzi «Reha» dedim, vazgeçtim, haşâ, «oha»yı andırıyor, «Oğnz» desem, hem «oküzsü, hem domuzu canlandırıyor Hayat yerine yaşam demek giyim kuşamı çagrıştuıyor Tutanak. yetenek, sınav... üf, bunlar anlak karıştırıyor Kültür Şuranıza karşı isterdlm bir Ekin Kurultayı Son vereyim burada iyisi mı, taşa vurmadan baltayı Zira bir sınav değil bu, duhuli imtihandır bu, Dün ak der bugünse kara, Reha Oguz Türkkan'dır bu. râi \ «Önemli bir şey yok be canım» Oturmuş, Uzerinde duruiar cais önemli bir konu var mı diye düşünüp durdum ama, boşunaydı. Hiç mi hiç önemlı bir olay yoktu. Yenl 10 binlüler piyasada feol gezmeye başlamışta. Asga ri ücret alan bir yurttaş vezneye gıttiğınde, veznedar 10 bınlik uzatırsa ne yapardı ola? Ne yapalım, o da 2 bin 500 lirayı bir kenara atıp saklasaydı, o anda veznedara verebüirdi, değil mi? Aylığının Uçte birini saklayamayan adamdan ne hayır gelir?. Memur ayüklarma zam getmiyeceğe benzlyordu. Biz de ne ters insanlarız canım? Hem zamlardan yakınıp dunıyor. hem de ajlığımıza zam istıyor duk. Bizimkl de lafdı yani... Neyse, bu gereksiz konularla uğraşmaya değmezdl. önem li bir konu bulamamanın üzüa tüsü lçinde kâğıdı kalemi bir kenara, kendimi de öbür keoa m bırakıverdim. Fuzoli BÂKİ ;(Gereksiz Kalıcı)