25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 EKÎM 198? • ••• Cumhuriyet 11 "Tasarı yeniden yazılmalı,, (Baştarafı 1. Sayfada) gımsızbgım, yargıç güvencesini de yok edcrek, özgürlükçii hukuk devleti modelinden (temelinden) aÇikça uzaklaşmıştır.» Raporda, özgürlükcü demokratik devlet ve dünya anlayışınm bir toplumda gerçekleşebilmesinin koşulunun «Halkın kendi kendini yönetnıesi olduğu» kaydedilerek. Halk egemenliğinin gerçek yaşama yansımasınm kaçınılmaz gereği de kişinin devlet yönetimine sürekli bi çimd© katılması ile olur. Yoksa seçimlerden seçime oy verme durumunda bırakılan vatandaşın gerçek anlamı ile egemenliğin sahibi olduğu asla iddia edilemez.» görüşü savunuldu. Raporda şöyle devam edil di: «Oysa tasan temslldleri nin yönetlm alanındaki yetkilerini Atatürk'ün de Uan ettiği «Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur» Ukesine ters düşecek biçlmde kısıtla mış, doğrudan doğruya halkın seçmediği organlar çok daha üstfln yetkilerle donatılarak ulusal egemenlik ilkesi zedelenmiştir.» Tasanda laiklik ilkesinden sapıldığı belirtilen T8B raporunda «Böylece bflr dü çunceli kuşaklar yaratma amacı terkedilmiş Ataturk devrlmlerine karşıt oluşum lann tohumlan atümıştır» dcnüdi. Raporda şu görüşlere de yer verildi: «Hele devlet yönetiminde en geniş yetkilerle donatıtmış bir kişiyi halk ya da halkm temsilcilerince seçilmeden varsayımsal bir tarihle 7 yıl için devletin başı na getirmek gibi garip çözümlore yer vermesi bu tasarının hem seçim kavramını hem de demokrasinin vaz geçilmez ögesi olan siyasal partilari ne kadar önemsiz saydığının en açık erösterge sidlr.. Raporun temel hak ve özgürlükler bölümünde ise, Anayasa'lann özgürlükleri vermediği, sadece belirtmek ve belirlemekle yetinmesi ge rektiği kaydedilerek tasarıde ise. genel olarak seçimı önemsemeyen, çoğulcu demokrasiye, sosyal v e hukuksal değerlere ters düşen tasannın, Türk toplumtinu çok gerilere ve çeşitli bunalımlara sürükleyebilecek nıtelikte olduğu bildirildi Tasarının bu haliyle düzeltilemiyecek bir öneri olduğu ve yeni baştan kaleme alınması gerektiği de kaydedüdi. YARGI BAĞIMSIZLlGl ZORUNLU Olağanüstü Genel Kurul raporunun yargı bölümünde Anayasa tas&rısımn yargı bölümün deki düzenlemelerinin yargı bağımsızhğı ve yargıç güvencesi ilkelerine uygun olmadığı belirtildi. Yargı bağımsızlığının zorunlu olduğu ifade edilen rapora daha sonra şöyle devam edildi: «Yargı yetkisi, Anayssa'da mahkemelere tamnmıştır. An* cak bu ilke de mahkeme nlteliğinde olmayan kuruluşlara yet ki tatuyan yasalann varhğım önleyememiştlr. Bu nedenle (Mahkemeler'den başka kuruluş ve mercilere yargı niteliğind e yetld verilemez) hükmünün tasanda yer aimaması eksikliktir. Bütün yargıç ve savcüann katılımı ile yapılacak geniş tabanlı bir seçimle oluşacak Vük sek Hakemler Kurulu, uygun bir kurul modeli sayılmabdır. Böylece Yttksek Haklmier Kurulu'nun işleyiglnde ileri sü» riilen sakıncalar da giderilnıis olacaktır». Raporda Çocuk Mabkemeleri' nde uzman danışmanlarm görev alabileceği bolirtilerek, «ancak yargıçhk bir uımnnlık konusudur. Yargıç büküm kur ma ve verme işinin uzmanıdır. Bunun İçin özel bir egitim ve öğretim zorunludur.» denildı. Yargıcm uzman danışmanın gö rüş ve yardımından yararianabüecegl kaydedilen raporda hükiim verme görevinln devredilemeyecegi, anayasal işlerın başkasına bırakılamayacagı büdirüdi. Anayasa tasarısında Anayasa Mahkemesi'nin bugüne lcadar ki evriminln gelişmeslni yokedebilecek bir düzsnleme yapılmış olmasının kaygı ile karşılandığı büdirüen raporda demokrasinin bir kurumiar rejımı olduğunun unutulmaması gerektigi açıklandı. Kurumların sağlamlaştırılmasının rejimı güçlendireceği belirtilen rapor da, daha sonra şöyle devam edildi: Anayasa Mahkemesi'nin bütün üyelerinin seçimlnin yü> rütme erkinin başına bıratalms a hukuk devleti İle olduğu gl> bi yargının bağımsızbğı ile de bağdaşmayacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin görev alanının daraltılması da yerinde sayılmayacak bir tutumdur. İlke yasama organının Anayasa ya ayfem. JKASa y . J ç ^ q ^ % Her nasılsa böyle bir yasa çıkV sa da uygıüamada uzun süre kalmamalıdır. Anayasa'ya aykın kuralların ve yaaalann y*> sama olanağı bulması hukuk devleti Ukesine aykuıdır.» İdarenin bütün eylem ve islemelerini yargı denetimine tabi tutan Anayasa maddesınden siyasal iktidarların yakınıcı oldukları bildirilon olağanüs tü Genel Kurul Bapom'nda : «Bu, sakıncalı uygnlamalardan çoK idarenin hukuiua Kısıuaıımasından doğan rahatsızhkla Ugilidir. Yünetimler çoklukla kendilerini lıukukla smırlamak istemiyorlar» denildi ve şöyle devam edildi: «Yargı denetinıı dışında bırakılmasıru lstiyorlar. Bu nedenle tasarımn 133. maddesinde idarenin eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıklır demekle yeüniUniştir. Her türlü deyimine yer verilmemesi anayasal kuralm ınut laklığmı kaidırmak amacuıa yö neliktlr. Ooğru kural idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yoiu açıktır, olma» bdu. Bu ilkcnin yerl yürütmecJir. Ancak sonuçlar baknnmdan ida ri yargıyı Ugilendiren bu kurala deyinmekle yetiniyoruz. Bu düzeniemenin temelde yargıya güvenmeme duygusundan kaynaklandıgını ve sakıncalı olduğunu belirtmek Istiyoruz. Hukuka bağlı devlet ilkesi Anayasamızın temel nitelikierinden biridir. İdari yargının görev ve çalışma alanının daraltuması hukuk dovletinl zayıf düşürücü bir tutum sayılmabdır.» EVREN'DEN RANDEVU İSTENDİ Türkiye Barolar BirUği, olağanüstü Genel Kurulu Kapora" nu Devlet Baskanı Orgeneral Kenan Evren'e sunmak ıçın dün bir randevu isteminde bulundu. Daha sonra rapor, MGK Genel Sekreterliğine verilecok. Toplantıdan izlenimler (Baştarafı 1. Saytada) tığı konusmada, ^iKprn17rin siya sal ve ekonomik istikrann sağ landıgı konusunda Amerikalı işadamlan, maliyeci ve ııükümet yetkililerine güvence verdi. Akıcı bir İngilizceyle konuşan Pasin, özel sektörün ekono mideki rolünii arttırmayı amaçlayan, dışa dönük ekonomi politikasının surecegini vurgulamaya da özen gösterdi. Toplantıya katılan Amenkah ve Türk isadamlarına yönelt tiğimiz sorulardan edindığimiz kanı, gerek Amerikalı gerekse Türk işadamlarmın bu tıcari ve ekonomik toplantıyı ıliskile rin uzun vadede gelismesi, somut projelere ve isbirliğiua dö nüşmesî yönünde önemj bir adım olarak değerlendirdıkleri yönündeydi. Toplantmm diizen leyicilerinden olan Odalar Birliği'nin Yönetim Kurulu Başkanı saym Mehmet Yazar ise işadamlanndan daha da umutvar görunüyordu. Yaaar, «toplantıdan nasıl bir sonuç bekli yorsunuı?» yolundaki sorumuzu yanıtlarken, «Ben bu üç gün lük toplantmm sonucunds firraa bannda somut anlaşmalara vanlacağını sanıyorum. Top lantıya katılan Türk isadamlannın ellerinde rasyonel somut projeler var, bazılannın di satacak mallan var. İsadamlarımız, Amerikalı meslekdaşlarıy la pörüsüp, anlasacaklırdır. Gerçi biz bu toplantıvı, Türk Amerikan ticari iliskllerinde uzun vadell Wr işbirlidnln çıkış noktası olarak dü^lndük. Ama ben bu Uç «ün içlnde Wle flrma bazında somut sonuçlar altnacajından umutluvum. Bakın tanmmı? Amerikan ftrmalannm üst düzey yetkiüleri bu rsva ee!d!Ier. Sonra Amrrtkan hükümeti bu işe gahip ciktiHfikümet temsilcilerini siinder di. öyleyse bu toplantının sonucundan umntlanmak için nedenlerimlz var demektlr.» dedi. Bu arada Amerikalı lşadamı ve bankacıların çogunluğunun Türkiye'yi daha önceden tanıyan kişiler oldukları dikkatimizi çekti. Konusabildiğimiz Amerikalı konuklardan büyük bir bölümü, bu zivaretlerınin Türkiye've ilk gelisleri oımadığını, önceki yıllarda ülkemize bir ya da bir çok kea gelmış ol duklanm söylediler. AmerikanTürk isadamiarınm toplantısında tanınrnış iş adamlanmız bürokratlanmız ve bllim adamlanmız dikkati çekiyordu. İSO Yönetim Kuru lu Başkanı Nnrullah Gezgin, tTO Yönetim Kurulu Başkanı Nuh Kuşçulu, TÜSİAD Mdına All Koçman ve Nejat Eczacıbaşı, Alarko Yönetim Kurulu Başkanı Üzeyir Garih. Koç Hol ding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rahmi Koç, Akbank Yönetim Kurulu Başkam Erol Sabancı işadamlanmız arasmda gözümüze ilk anda çarpan lardı. Toplantıya katılan eski yeni bürokratlar arasmda Mer kez Bankası eski Baskauların dan Cafer Tayyar Sadıklar, Ha. zine eski Genel MUdürlerinden Nazif KocayusufoÇlu. Merkez Bankası Genel Müdür Yardm». cısı Yavuz Canevi, bilim fttiam İan arasmda ise Prof. Erdoğan Alkin. Prof. Demir Opmirğil, Doç. Tflner Berksoy dikkati çekiyorlardı. D M yeni yasama yılına bugün baslıyor Başkanlık divanı için kulisler yogunlaştı ANKARA. (Cumhuriyet Bürosu) Danışma Meclisi yeni yasama yılına bugün törenle başlayacak sa at 09.30'da düzenlenecek tö rende ilk olarak Atatürk'ün TBMM'deki Anıtına çe ienk konularak saygı duruşunda bulunulacak. Daha sonra saat 10.00'da Genel Kurul'da Istiklal Marşı ça lınacak ve Başkan Sadi Irmak yeni yasama yıhnı bir konuşmayla açacak. Yeni yasama yılına giril mesi nedeniyle bugün saat 14.00'de açılacak birla şimdi Başkanlık Divanı ve ihtisas komisyonları üyelikle ri için seçim yapılacak. Danışma Meclisi Başkanlı ğı için adayhklannı son an da geri almadıkları takdir de p üye çekişeceği bil diriliyor. Üyeler, Başkanlı ğa yeniden adayhğını koyan Sadi Irmak, Eşref Akın cı ve Teoman özalp. Bu arada Başkanlığa aday lıklarını koyacakları bildi rilen Hikmet Altuğ'un rahatsız olduğu, Hamza Er oğlu ile Mehmet Hazer'üı ise vazgeçtiği belirtildi. Danışma Meclisi kulisle rinde' dun gün~ boyunca süren görüşmeler sonunda Başkanlığa adayhklannı ko yacak üyeler beUrlendi. Son anda adaylıktan vazgeçme diği takdirde Eşref Akmcı'ya şans tanmıyor. Bu arada Özalp'in de oldukça oy toplayacağına dikkat çe kiliyor. Ulusu da bulunan Bülend Ulusu meslektaşı ile yapacağı go rüşmelerde ikili ilişkiler ile uluslararası sorunlar üzerinde durulacağını bildirdi. lki ülkenin Başbakanları nın Hukümet Saraymda yaptıkları görüşmeden son ra resmi görüşmelere baş landı. Başbakan Ulusu ögleden sonra 9 Nisan Ulusal Hareket Müzesini ziyaret etti. Tunus Başbakanı Muham med Mzali akşam Başbakan Bülend Ulusu onuru,na bir akşam yemeği verdi. Ankara Esenboğa Havaalanı'ndan saat 09.50'de Türk Hava Kuvvetleri'pe bağlı özel bir uçakla aynlan Ulusu, hareketinden önce gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye ile Tunus arasmdaki geleneksel ilişkile rin iki ülke arasuıdaki güçlü bağlardan kaynaklandığı J B » bpjir|ei!ek,i bu ziyaretin lki ülke arasındaki işbirligini ve tarihsel bağları daha da güçlendireceğini söyledi. Başbakan Ulusu, bir gaze tecinin Fiüstin sorunu, Iran • Irak savaşı başta olmak üzere Ortadoğu'daki gelışme lerin ele alınıp alınmayacağı yolundaki bir sorusunu yanıtlarken. ekonomik ilişki leri geliştirme konulannm yanında Ortado|ru'daki goli^ melerin do görüşü lecegini belirtti. Ulusu şöyle dedi: «BSlgemizde gelişen olaylar da ele alınacaktır. FU1*tin Kurtulug Teşkilatı llderi Sayın Arafat eğer Tunus'ta ise görüşecegim. Ancak şu an Tunus'ta değil. Seyahatim süresince Tunus'a donmflş olursa kendisiyle göruş meyi iyi bir fırsat olarak telakki edertmt zaten kendi siyle de îyiniyet Komitesinde birlikteydik.KASTELLİ'NİN ÖDEME PLAN1 Ulusu, Banker Kastelli'nln ödeme planı ile ilgili somut bir gelişme olup olmadığını soran bir gazeteciye «ödeme planı ile ilgili bir gelişme bugüne kadar bana Intikal etmedi. Ama, berhalde iigililer bir çauşma yapıyorlar» yanıtını verdi. Ulusu • Mzali görüşmelerinde daha çok ekonomik ve kültürel konulann ele alına cağı bildiriliyor. Mersin civannda Türkiye Tunus ve Kuveyt tarafmdan ortaklaşa kurulacak suni gübre kompleksi ile ilgili anlaşma nın da son aşamasma ulaştırüması bekleniyor. ADLİ KARARLARIN İNFAZI Türkiye ile Tunus arasmda adli kararların infazı an laşması da imzalanacak. Başbakan Bülend Ulusu Başkanlığında Tunus'a giden heyet iki ülke arasında karşıhklı bava ve deniz ulaştırma anlaşması ö nerisini götürüyor. Bu amaçla anlaşma metnini ha zırlayan Ulaştırma Bakanlığmdan üst düzey yetki lileri de Ulusu'nun heyetün de yer alıyör. Türkiye ta rafından karma komisyon görüşmelerinde öqerüecek olan Ulaştırma anlaşması Tunus'un ithal ve ihraç mal lannın taşınmasında Türk bandıralı gemilere. «üntiyaz> ve «öncelik» tanuuna sını öngörüyor. Karma Ko misyon çahşmaları sırasın da Türk önerisi Tunus he yeti tarafmdan da olumlu karşılanırsa önce uzun vadeli bir centilmenlik anlaşması imzalanacak. Ulusu. perşembe günü ak şamı yurda dönecek, (Baştarafı 1. Sayfada» Kasakçı (Baştarafı 1. Sayfada) yapmaktır. Bu konuda Turizm Bakanlığuun da bir önerisi vsr dı. Ancak benüz çalışmalannı tamamlamamışlardır. Turizm Bakanuğının bazı yatınmlan var. Ancak bana herhangi bir proje vernıediler, 1 ay sonra dönduğümde bunları göreceğlm.» Kaşıkçı ılerde bankalarla ve haberleşme ile ilgili yatırımlar da yapabileceğjni, bu konuda iki grubun uzmanlarınca bazı çalışmalarm da sürdürüldüğünü söyledi. Kaşıkçı ortak banka kurma konusunda bir çalışma ya pılıp yapılmadığma ilişkin bir soruyu yanıtlarken de «ilk hedef söz konusu ettiğun ya tırımlardır. Ondan sonra diğer konulara geçip, yatırunla rı genişletebiUriz» karşılığını verdi. SORU YANIT Adnan Kaşıkçı gazetelerin so rulanm daha sonra şöyle yanıt ladı: Sdı konusu askeri araçfab rikasının kapaiitesi ne olacak? Bu bize teklif kabul edildikten sonra saptanacak. Bir ay sonra yani. Bugün bir başka görüşme dalıa var mı? Ya da yarın? Hayır. Şimdilik yok. Yalnız bu akşam askeri yönetici lerden bir telefon bekliyorum. Bu telefona göre yann bir gö rüşme daha yapabilirim. Güniük harcamanızm 1 mil yon dolar olduğu söyleniyor. Doğrumu? Allah ınşallah daha fazia ver sin ve harcamak nasip etsm. Ben de her insan gibi 3 öğün yiyorum, tek yatakta yatıyorum. Ne kadar harcadığımı he saplamadım. Sizin heyetinizde bir kolıı olmayan sakallı birisi var. Sü rekli olarak basm mensuplann dan kaçınldı. Fotoğrafuun çe kilmesi istenmedi. Kbndi o adam? Ben Arabistandan tanıyorum. Ama Arap değil. Benle bir il gisi yok. Bizim heyyettende de ğil. özel bir işi için Türkiye'ye gelmiş. Ne oluyor bilmiyorunı. Tanıyorum dedinlz adınedbr? Bizim heyetten değil. Suudi de değil. GENEL KURMAY ÎKİNCt BAŞKANI ÖZTOBUN Basm toplantısmdan sonra AIBD'de yaşayan ve Adnan Kaşıkçı'nın TUrkiye temsilcisı olduğu belirtilen Adil özkaptan, dün görüştükleri kişinin Genel Kurmay Iktnci Başkanı Necdet Oztorun olduğu nu ve toplantıda 5 generalın hazır bulunduğunu söyledi. Öz kaptan 6 yıh aşkın bir süredir Kaşıkçıyı tanıdığmı ve 3 yıidır Türkiye'ye yatınm yapması için ikna etmeye çalıştığı m belirterek «vatan içaı canımız feda» dedi Kaşıkçı ile birlikte iki gun dür beraber görünen Ulusoy otobüs firmalarının sahibi Se fer Ulusoy ise Adnan Kaşıkçı ile bir iüşkisi olmadığını belirterek «Adil bey arkadaşun dir. Yalnız bırakmamak için buradayım. Memleketimize ha yulı bir yatırım yapılsın dlye uğraşıyoruz» dedi. Sefer Ulusoy bu arada Kaşıkçı'nın sö zünü etmediği bir projeden de söz etti. Ulusoy bu konu da şunları söyledi: «Kaşıkçı'nın şirketlerinden bi risi Türkiye'de petrol aramak için 13 ay önce Türk petro' lerine başvurdu. Ancak teklil Maliyede takılmış. Amaçlar, Sinop yakmlannda petrol ı ramak, Yüzde 49'unu Türl petrole yüzde 51'inl İse keı dJlerine ayıracaklar.» KAŞIKÇI BUGÜN GÎDİYOB ö t e yandan çalışmalannı tamamlayan ve bir ay sonra teh rar Türkiye'ye gelecek olar Adnan Kaşıkçı ve berabermde ki heyet sahibi "••ulunduğu iki özel uçakla bugün saat 10'da yurdumuzdan ayrılacaklar. Ka şıkçı Suudi Arabistan'a dönerken, diğer uçak Mısır'a yapılacak yatırımlar için Mı sır'a gidecek. Adnan Kaşıitçı'nın pazar gttnü ise ABD'ye gideceği öğrenildl. nın BM tnsan Haklan Evrensel Bildirgesi, Avrupa tnsan Haklan Sözleşmesi va Helsinki Sonuç Belgesi'nde belirlenen temel hak ve özgürluklere yer verilmiş göründüğü bildirildi ve aöyle devam edildi: «Ancak bu hak ve özgürIükler için öylesine sınırlamalar getirilmiştir kiv hak ve özgürlüğün özü ortadan kaldınlmıştır. Üstelik bu sınırlama ve hatta durdunna yetklleri siyasal iktidann isteğine bırakılmıştır.» Raporun sonuç bölümun (Baştarafı ı. Sayfada» ithalatımızda ABD'nin payının bugün, 20 yıl öncesine oranla oldukça düşük bir düzeyde ol duğuna dikkati çekerek bu ko nuda şu rakamları verdi: «1953te ABD'ye olan ihracatı mız, toplam ihracatunızm yüzde 18.7'si iken, bu rakam 1981' de yüzde 5.7'ye düştü. Aynı şekll de Turkiye'nin Amerika'dan it halatı 1957'de toplam Ithalatı nın yüzde 30'u iken, bu rakam 1981'de yüzde 6.6'ya düştü.» Devlet Bakanı Pasin, 24 Ocak istikrar programının Türk eko nomisinin dünya ekonomisiyle bütünleşmesini amaçladığım hatırlatarak, Amerika ile tica ri ilişkileri de bu çerçeve içuı de geliştirmek istediklerini söyledi. Dünya ekonomisindeki bunalım va buna bağlı olarak sanayileşmiş ülkelerdeid yapı sal uyum sonmlarmın ticare tin geliştirilmesınin önünde cıddi engeller oluşturduğunu kaydeden Pasin, «durgunluk içindeki dış çevre gözönüne a lındığında, doğrudan yatırunla rin öneml ortaya çıkar, Doğ rudan yabancı yatınmlar geliş me yolundaki ülkelerin çıkarla nyla uluslararası ticarete dönük firmalanm birleştirerek himayeciligin etküerini büyük ölçüde giderir. Türkiye'de doğ rudan yabancı yatınmlara iliş kln olarak, benüz kuUanıbnamış sayısız olanaklar vardır. Türk bükümetinin izlemektc olduğu dışa dönük ekonomi politikası, bu olanağı sağlayacaktır.» Gerçekçi ve esnek kurlann, hisselerin çoğunluğu yatınmcıya ait olan klasik yaban cı yatınmları teşvik edeceği ni kaydeden Pasin, TUrkiye'nin üçüncü ülkelerden ABD'ye ihracatı da düşünebiJeceğinı kay dettikten sonra, «ülkemiz bir vergi cenneti olamaz, ancak serbest ticaret bölgeleri il. ginç bir seçenek olabilir» dedi, Odalar Birliği Başkanı Mehmet Yazar ise konuşmasında Türk ekonomisinin yakın geç mişi hakkmda ayrıntılı açıkla malarda bulunduktan ve 24 Ocak istikrar tedbirlerinin «başarılanna» değindikten sonra, «Türkiye'de turizm, madencilik, bazı imalat sanayii ve tarımsal sanayi alanlarında karlı yatırnn sahalan vardır. Türk ekonomisi büyük bir emek gücüne ve büyük bir iç pazara da sahiptir. Buna karşıhk temel eksiklikleruniz sermaye, tekno loji ve dış pazarlardır ki bu da Amerikan teşebbüslerinde fazlasıyla vardır. Türk ve Amerikan isadamlarına, ortak yatınm lar için gerçek saba ve imkanların ülkemizde bulunduğu nu bir kez daha vurgularken, bu kârlı iş alanlarında ortak çauşmamızın zamanuun geldlği belli etmek isterim» dedi. Toplantmm açılışında konu şan ABD'nin Ankara Büyük elçisl Robert Strauss Hupe de rakamlarla Türk ekonomi sindeki «olumlu gidişl» anlattı ve Amerikalı isadamlarına Tür kiye'de yapacaklan yatırımlar için elçiUk ve konsolosluklar da her türlü kolayuğm ve bil ginin sağlanacağını vaadetti. Hupe, Amerikan Ticaret Oda sı'nın toplantı nedeniyle Amerikan BUyükelçUiğine gönderdi ği ve Amerikalı işadamlanmn Türkiye'de yatınm yapmalan m destekleyen bir mesajı da açı uşta okudu. Toplantmm öğleden sonraki oturumları başına kapalı yapü di. «Ticaretin geliştirilmesi» konulu ilk panelde, Turkiye'nin tanmsal potansiyelinin tam olarak değerlendirilmesi konusunun Uzerinde durulduğu öğrenildi. «Uzun vadeli yatınm lar» konulu ikinci panelde ise doğrudan yabancı yatırımlar ve ortak projeler için gerekli şartlann oluşturulması konu İan uzmanlar tarafmdan ele ahndı. Pasin (Baştarafı 1. Sayfada) sık gelmesi de blzlerl düşündürüyor. Acaba Kaşıkçı'nın sebebi ziyareti nedir? Bu Kaşıkçı, Lockheed uçak yapım şirketinin temsilcisidir. Lockheed uçak yapım şirketinin Türkiye'ye uçak alıp, satımında rüşvet dağıttığı ileri sürüünüş, bu konuda soruşturmalar açılmış; kovuşturmaya yer olmadığı kararları verilmiş; bu kararlar Milll Savunma Bakanlarının emirleri ile bozulmuş; soruşturmalar da bu aşamada kilitlenip, kalmıştır. Kaşıkçı hazretleri acaba, bu konuda bllemediğimiz olayları ve ilişkileri mi açıkhyacaktır? Yok hiç sanmıyoruz! Adnan Kaşıkçı, Lockheed glbi, Northrop uçak yapım flrmasmın da temsilcisidir. Acaba, Northrop adma bazı girişimlerde mi bulunacaktır? Bunu da pek bilmiyoruz. Hem canım, Northrop adına niçin propaganda gezisine çıksın, onun yerine bu propagandayı «pir aşkına» yapan «demirbaş yazarlar» var. Niçin karışsm Kaşıkçı bu gibi küçük işlere? Bu Kaşıkçı dediğimiz Suudi Arabistanh, başka ülkelerin iç siyaseti ile de pek ilgilidir. Bu, Kaşıkçı'nın hobisidir. Birleşik Amerika'da Nixon'un seçim propagandalarma oldukça yüklü paralarla katılan Kaşıkçı'nın Türkiye'de böyie destekler peşinde olduğunu da pek sanmıyoruz. Hem bizde. şu aşamada siyasal parti yok ki, Kaşıkçı da bunlardan birisinl' desteklesin.. Northrop ve Lockheed dışmda RollsRoyce ve ve Marconi adlı araba yapım firmalarının da temsilclsi olan Kaşıkçı'nın, Türkiye'de RollsRoyce fabrikası kurmak için kollarını sıvadığmı da pek sanmıyoruz.. Nasıl olsa, zenginlerimiz, RollsRoyce almak istedikleri zaman, İngiltere'ye gidip alırlar? Hem RollsRoyce'lar bizim yollarda pek işler mi bilmeyiz. Yemen iç savaşından sonra, silah tlcaretinden yükünü tutan ünlü silah tüccarı Kaşıkçı'nın Türkiye'de teröristlerden ele geçirilen çeşitli marka silah ve mermiyi alıp, «eskicilik» yapacağmı da sanmıyoruz. Kaşıkçı, silah ticaretinden kazandığı paralarla, oteller açmış. turistik tesisler kurmuş, mobilyacılık yapmış aroan Yahya Demirel duymasm moda evleri satm almış; ABD yönetimi ile uçak yapım şirketlerinin yarı resmi ya da doğrudan doğruya resmi temsilcisi olarak, Asya ve Afrika ülkelerinde büyük işler çevirmiştir. Kaşıkçı, şimdi Türkiye'yi de ilgi alanı içine almış bulunuyor. Turizm yatırımlarına bir diyeceğimiz yok; para veren altm bulsun, ama Kaşıkçı'nın başka ulkelerde kurduğu ilişkileri ve yaptığı lşleri billnce, kusura bakılmasm, biraz midemiz bulanıyor. «Acaba?» diyoruz. Acaba Kaşıkçı, klmieri, niçin öpüyor? GÖZLEM Türk iscileri (Baştarafı 1. Sayfada) parasal dnlemler arasmda emeklilik sigortası kesintilerinin geri ödenmesini kolaylaştırmak, ışsizlik parası ve çocuk zamlarını toplu ödeyerek «dönus sermayesi» haline getirmek var. Ayrıca yapüacan ekonomik kaikuuna yardunlaruun dönüşü özendirici olmasına önem veriliyor... Federal Almanya'nın bir göçmen ülkesı olmadığı görüşünü tekrarlayan protokolde yâbancıların gelmesini önlemek ama cıyla da işçi alımı yasağına devam, kaçak ışçı çalıştırmayla mücadele, öğrencüere öğrenim süreleriyle sınırh oturma izni verme ve AET tam Uyeliğınin Türklere serbest dolaşım hakkmı getirmesini engellemek için diplomatik temaslarda bulunulması öngörülüyor. Mültecilerin dilekçeleri islemde olduğu süre boyunoa çahşma ızni alamamalarına, devam edilmesi, yapılan sosyal yardımın para olarak değıi, ihtıyaçıan olan tüketim malları ve sosyal imkanlar olarak yapüması da protokolde yer alıyor. Mart başına kadar yabancılar politikası konusundaki önerilerini açıklayacak olan komisyona diğer Avrupa ülkeleriyle bağdaşır çözrüm getirme görevi veriliyor: 1.) Vabancüarın konuk olduk i a n Ulkelerde aralanndaki poiitik çatışmalann önienmesı. 2.) Oturma hakkı garanti edilirken, memleketierindeki aüe bireylerinin gelmelerinin önlenmesi. 3.) Sabıkalı yabancıla rm sınırdışı edilmesi. 600 bin kadarı çalışan 1,5 milyoniuk Türk nüfusu, Pederal Almanya'dakı en kalabalık ve en sorunlu yabancı grubunu oluşturduğu, «yabancüar sorunu» derken «Turkler sorunu» kastedildiği düşunülecek olursa, önlemlerin ana bedefinin yurttaşlarımız olduğu bellidir. Bir yandan işsizlik, bir yandan yabancı, daha doğrusu Türk düşmanlığına Dir de Federal hükümetin sert ve hoşgörusUz politikası eklemrse bir çok Türk ailenin buradaki geleceklerini karanlık görüp, Tür kiye'ye dönmesı beklenebilir. Zaten HıristiyanIJberal koalisyon protokoiünde, liberal gö rüşlere yer vermeyen yabancılar politikası, ilk adımda bunu amaçlıyor: Parasal birkaç ö'nlemle, buzuru bozulan yabancılara dönüşü kolaylaştırmak. Federal Almanya'da uzun süredir yaşayan ve çalışan, top lumla kaynaşmış yabancılaıi tutmayı, göze batan, uyum sağ layamayanları ise geri göndermeyi düşünen Hıristiyan Birlik partilerinin tezleri, «lşçUerin maklnalara değil, makinalann însanlara gitmesi». Bir başka deyişle: ülkelerinde yabancı işC çalıştırmak yerine, işgUciinün ucuz olduğu ülkelere sermaye ihracı yapümasmdan yanalar. Birkaç gun önce CDU'nun yabancüar politikası konusundakl soruları yanıtlayan CDU Genel Sekreteri ve yeni hükümetin Aile Bakanı Geissler Federal Almanya'nın öteden beri konuksever bir ulke olduğunu ve öylo kalacağını belirterek, «Ancak bu demek değildir ki, yeryüzünun sosyal sorunlanm, lşsiz kalıp dara diişenJere kapüan acıp çönnek durumundayız. Bu sorunlar uluslararası ekonomik işblrliğîyle, az gellşmlş Ulkelerde yabancı sermaye özendirilerek, yabancı sermaye yardunıyla ye ni işyerleri açılarak çözümlene bllir» dedl. HÜKtMET GÖREVE BAŞLADI ' Federal Almanya'da yeni Mer kezSağ koalisyon hükümetinin bakanları diin yemin ederek, göreve başladılar. Eski Başbakan Helmüt Schmldt baş bakanlık makamını boşaltarak Kohl'a devretti. Hukümet içinde Bavyera Baş bakanı Strauss'un sağcı CSU partisinden tam 4 bakan var. Buna karşılık daha önceden bilindiği gibi kendisi yok. Dısişleri Bakanı Genscher. Tanm Bakanı Josef Ertl ile Ekonomi Bakanı Lambsdorff, Schmidt hükümetinde olduğu gibi yeni hukumette da görevlerini sürdürecelder. Hür Demokratlar yeni hükümette ayrıca Adalet Bakanlıftını da aldı lar. Bu görevi, yeni bir isım olan Hans Engelhard yiirütecek. Dıger 8 Bakanlık da Kohl'un partısi olan CDU milletvekiileri tarafmdan paylaşılıyor. Kohl'un ve bakanlarının yemin töreninden sonra yeni hükümetin iik basm toplantısı düzenlendi. Başbakan Helmut Kohl daha sonra ilk resnıi gezisini gerçekleştirmek üzena Fransa'ya gitti. Bu arada da yeni hukümet içinde ilk çaüairbelirdi. Hür Demokrat Yönetimi Bavyera Başbakanı Strauss'un Partisi CSü (Hıristiyan Sosyal Partisi) koalisyona bağlı olmaya ça ğırdı. Hur Demokrat Parti yonetiminin bu açıklamalan, Strauss ve arkadaşlannın daha koalisyon görüşmelerine başlanmadan önce Hur Demokratlara karşı baş!attığı saidırı kanıpanyasına bir cevap oluştu ruyor. CSU temsilcisi Straber ise Hür Demokratlara cevap vererek CSU'jıun şimdi kurulan iktidar için 13 yıidır mücadele ettiğini ve Hür Demokratlar'ın 13 yıidır liberal koaUsyonunun tüm sorumluluğunu paj'iastığını söyledi. , öss'yi . garanti ediyoruz Öte yandan, halen Anayasa Komisyonu üyesl bulunan Fevzi Feyzioğlu'nun da Başkanlık İçin isminin geçtiği, ancak özalp'la birlikte hareket eden Feyzioğlu'nun «hangimiz güçlü isek o aday lığını koysun» dediğl belirtilirken, Teoman özalp'in adaylığı için kullsln aylar önce başlatıldığma dikkat çeklllyor. Danışma Meclisi İç tüztlğünün 11. maddesi uyarınca Danışma Meclisi Başkanı bir yasama yılı için gizll oyla seçlliyor.tlk oylamada üye tamsâyısınm yandan bir fazlasının oyunu alan aday Başkan seçiliyor. İlk oylamada sonuç alınamadığı takdirde ikinci oylamaya geçiliyor. tkinci oylamada da seçilebilmek için salt çoğunluk aranıyor. îklnci oylamada salt çoğunluk sağla namazsa bu oylamada en çok oyu almış olan iki aday arasmda yapılacak ücüncü oylamada en fazla oy alan Başkan oluyor. Danışma Meclisi Başkanvekillikleri için Fennl jslimyeli, Vefik Kitapçıgil, Turhan Güven ile Orhan Baysal'ın isimlerl dolaşıyor. Fen ni İslimyeli'nln şansınm ortada göründüğü, Özalp'cl grubun ise Vefik Kitapçıgil'i tercih ettiği bellrtiliyor Turhan Güven'e yüzde 50 şans tanmırken, Baysal'm şansmm olmadığı kulislerde söyleniyor. Bu arada, İbrahim Göktepe'nin istenmesine karşın Başkanvekilliğine aday olmayacağı bildiriliyor. Aynca Fehmi Kuzuoğlu'nun da isminden söz ediliyor. Katip tiyeliklerl için lmren Aykut'un aday olmak lstemediği, ancak üyelerin Aykut'un isminde ısrarlı olduklan belirtiliyor. Kamer Genç ile Mehmet Pamak'a yeniden aday olmaları halinde şans tanınmıyor. Evliya Parlak'm yeniden kâtip üye seçilebileceği blldiriUyor. öte yandan, kâtip üyelikler için yeni isimler ortaya atılıyor. Bu isimler Doğan Gürbüz, Erdoğan Bayık, Hilmi Savuncu, Zeki Yıldırım, Avni Şahin, Güngrör Çakmakçı ve All Nejat Alpat. tdared üyeler Beklr Tunay ile Kâzım Öztürk'ün yeniden aday olmalan halinde seçilmelerine olanak tanınmıyor. tdared üyelik için en güçlü adayın All Dikmen olduğu belirtiliyor. Mehmet Akdçmİr ile Abdurrahmen Uritaaz'm adaylıklannı koyabileceklerinden söz ediliyor. Danışma Meclisi'nin bugün saat 14.00'de başlayacak ilk birleşiminde Başkan lık Divamnm oluşumundan sonra îhtisas Komisyonlan na üyelik seçimleri yapılacak. öte yandan, Danışma Mec lisi'ni Başkanlık Divanı İle komisyonlann oluşturulmasından sonra yoğun bir yasama dönemi bekllyor. Seçim yasasıyla, şlyasi partiler yasasım bu yasama döneminde sonuçlandırması beklenen Danışma Mec lisi'nin gündemine girmek üzere toplam 31 yasa tasarı ve teklif 1 bekllyor, Ermeni terörüne (Baştarafı 1. Sayfada) Savunma Bakanı t'mit Haluk Bayülken'den başka 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Haydar Saltık, bazı eski parlamenterler ve bilim adamları izledi. Seminere kaiılanlar arasında Körfez bölgesinde izlenecek ABD stratejisinin en tanınmış teorisyeni Frof. Albert VVohlstetter bulunuyor. Son iki yıidır tüm dünyada büyük, yankılar t üyandıran. ABD Körfeş, stratejisinin en belli başli «beyni» olarak tanınan Wohlstetter, seminerin dün öğleden sonraki oturumunda «sorumlu* luk böigesi dışuıda NATO politikası ve güney kanat üzerlndeki etkileri» üonu&unda «"«• tant'dan Sonra NATO ve Türkiye» başlıkiı bir tebıiğ sunau. Wohlstetter, tebliğinde «NATO, ikna edici olmaktan uzak bir topyekün savaş tehdidine başvurmadan, Norveç, Türkiye ya da ittılak alanı dışında kalan Basra Körfezi'ne karşı vukubulabilecek bir konvansiyonel Sovyet saldırısına nasıl karşı koyacaktır» sorusuna yanıt aradı. Körfez stratejisinin teorisveninin tebliğinde şu satırlar dikkati çekiyor: «Sovyetler Birliği AfgaııLstan'ı istila et miş, fakat henüz Iran'a girmemiştir. Belkl iierde de tran Sovyetler tarafmdan işgal ediuneyecektir. Kderse NATO bakunından $ok kötü sonuçlar doğurur. Körfez petrolünün yüzde tfO'mnı içine alan Yukan Basra Körfezl bölgeslne glden üslerden bu istilâ yoluna erişebilmek çok güçtür. Buna mukabil NATO bölgesi kuzeybatı İran'a çok yakındır. Bu istilâ yolu üzerlndeki ilk zayıf nokta, Van'dan sadece 100 mil uzakhktadır. BU tün yolun Van'dan ortalama uzakhğı ise 300 mlldlr. nin yeniden biçimlenmesini va Sovyet tehdidine yerinde karşı koyacak, bu amac icjn hazırlıkh, karada yerleşik kuvvetla rin kullamlması göriisUnün %» çerli olması gerektiğini söyledi. Gürkan, böylece. Wohlstetter'de ifadesini bulan yeni Ame rikan tezlerine uygun bir yorum getirdi. PROF. MÜMTAZ SOYSAL Gürkan'dan sonra Seyfl l a ş han, Fransız güvenlik uzmanı Iielouche, Prof. Mümtaz Soyc sal ve eski büyükelçüerden Mu harrem Nuri Birgi söz aiduar. Turkiye'nin oldukça nıuğlak bl çimde ifade edilen ABD Körfez stratejisi ile Arap komşulannın çıkarlan arasında açmazda buakıldığmı söyledi. Le louche'un konuşması sona erdiğinde, en ön sırada oturum İan büyük bir ilgiyle izleyen Savunma Bakanı Ümit Haluk Bayülken'in başıyla konuşmacı nın konuşmasını onayladığı dikkati çekti. Frof. Mümtaz Soysal ise Ame rikalılarm ne zaman Sovyet sa vaş teknolojisinde bir gelişme görseler arada bir gelip «Xürkiye'yi saıstıklarmı ve Sovyet tehdidi konusunda uyandırma. ya canştıklarmı», bu dururau garipsediğini söyledi. Mümtaz Soysal, Türkiye ile ABD ve hat ta Avrupalılar arasında Sovyet teknolojik gelişmesinden'duyu İan kaygıyı algılamak: bakımından büyük farklar olduğunu vurguladı. Turkiye'nin Sovyetler ve daha önce Caruk âusya sı yüzyıllardır yanyana yaşadıdığım, bu nedenle tehdidin esa smın 200 yıldır değismemış olduğunu, bu bakımdan âcvyet silah teknolojisindeki gelişmelerin TUrkiye açısından eorunun özü açısından önemli olmadığını bildirdi. Soysal, İttifak'm Türkiye'den beklentiierl olabilmesi için bir topluluk bılinciyle hareket ediunesi gerek tiğini, oysa İttifak'm bir iiyesinin Türkiye'ye silah ambargosu uygulamıs olduğunu, bir d,l ğerinin de Türkiye'ye karşı güvenceler aradığmı hatırlattı. Böyle bir istilayı Snlemek için uzak mesafeierden getirilecek hafif bir kuvvet yeterli olmaz. Avrupa'daki NATO kuvvetlerine ve özellikle NATO'nun hava kuvvetlerlne ihtiyac duyulacaktır. Bunun içuı NATO'nun güney bölgesindeki küçük d e v Mümtaz Soysal'm konuşmaletleri de içine alan gerçekçi sı NATO görev alanının genişve aynntıh bir planlamaya geletilmesi ve bu konuda Itlrkirek vardır.» ye'ye düşebilecek veni görevProf. VVohlstetter'dan başka ler konusunda bazı farklı göanti Sovyet görüşleri ve ABD rüşlere rağmen genelllkle hü. yöuetimiyle yakm ilişkileriyle görüş birliği içinde geçen setanınmış Amorikah ve Avrupaminer çahşmaları acısından lı akademisyenler ve güvenlik «tek farklı ses» niteliğinde oluzmanlan seminerde tet)liğler du. sunuyor ya da tarüşmalara kaSemineri eski Dısişleri Batılıyorlar. ' Bunlann arasında kanlanndan İhsan Sabri Çağls Carter döneminde ulusal Güyangil de büyük bir difekatle venlik Kurulu"nda çalışmış buizledi. lunan Dr. Paul Henze ile gaze. Seminerin bugünkü çalışma' teci Claire Sterling'in isinüerl lannda Paul Henze, «Uluslardikkat çekiyor. Italya'mn en arası terörizmin NATO'ya e t U ünlü savunma uzmanı Dr. Steleri» uzerinde konuşacak. fano silvestri Ue îngiliz Muhafazakâr milletveküi Sh Frederic Bennett de dikkati çekan isimler arasında. (Baştarafı L Sayfada) Sendikal İKİNCİ OTÜRUM Seminerin dün öğleden sonraki ikinci oturumunda Wohlstetter'den başka «sorumluluk böigesi dışmda NATO politikası» başlığı altmda Londra Stra tejik Çalışmalar Enstitüsü'nün eski yöneticilerinden İran asıllı Dr. $ahram Cubrin ilj Türk dışişlerinin konuya bakışını yansıtan Dr. Ali Karaosmanoğlu tebliğlerini sundular. Üç konuşmacınm arduıdan Eraekli General İhsan Gürkan yorum yaptı. Emekli General Gürkan, konuya askeri açıdan eğildi ve Çevik Kuwet"<n bir «altm anahtar» olmadığının anlaşıldıgını, Sovyet tehdidini önlemek için deniz ve hava yo luyla bölgeye sevkedilecek kuv. retler yerine. NATO stratejisi ca taşıdığı Orgeneral Üruğ'a iletildi. Şimdiye kadar uygmanan bu sistemin kaldınlması için tasanda yer alan hüküm Damşma Meclisi Genel Kurulun da ısrarla korunmuştu. Görüşmede anayasa tasarısında yer alan asgari ücretin bölgelere göre saptanmasına ilişlrin hüküm uzerinde de durulduğu ve bu hükmün halen olduğu gibi tek bir asgari ücret uygulaması bioimine sokülması istendiği öğrenildi. THA muhabirinin edındiği bilgilere göre anayasada y«îr alan sendikalann sakınralı bulduğu bu hükümlerin MGK'daki görüşmelerde deglştiriımesi için Orgeneral Üruğ'dan oium lu vaadler aündı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear