Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 EKİM1982 Cumhurıyet 7 Yılmaz Güney'e yurda dönmesi için tanınan süre yarın bitiyor ANKAKA (Cumhurıyet Bü rosu) Aralarında Yılmaz Güney'ın de bulunduğu 6 kışı yarın akşama kadar yurda donmezlerse vatandaşlıktan çıkarılacaklar. Içışlen Bakanlıgı'nca bır sure once yayınlanan duyuruda, Yılmaz Güney, Reyban Azak, Tayfun Has, Sarp l\uray, Şiho Yıldırım ve Mehmet Zeki Göktan'ın yurda donmelerı ıçın 25 ekıme kadar sure tanınmıştı. Içış eri Bakanhğı'mn açıklamasınna, bu kışılerın vurt dışında Turkıye Cumhunvetı'nın ıç ve dış guvenlıği aleyhıne taalıyette bulunduklarının anlaşıldığı ılerı sürülmuştü. Açıklamada, sözkonusu 6 kışının 25 ekıme kadar yurda donroemeıerı halınde Ba kanlar Kurulu'nca yurttaşlık lan çıkarılacakları ve Türkıyo'dekı mallarının hazınece taslıys edıleceğı belırtılmıştı. Dalyaneı: Iddianame, siyasal önyargılardan olusmaktadır şu ya da bu konu üzerinde lzledikleri polltlkalann ulusal çu karlara her zanıan uyduğu, en doğrusıınun bu olduğu yönündc bir >lke yoktur. Kaldı ki, benim Kıbns sorunu üzerinde söyledlklerim ile Türk hükünıetlerinin izledikleri politikalar arasında bir zıtlık, bir çelişld buiunmaınalrtadır.» îddianamede yer alan konuşmasma ilışkm metninin Ingılız CP olduğunu ,oysa kendisınm Turkçe konuştuğunu. konuşmasının önce Yunvncaya, sonra tngilizceye çevrilmış olduğunu ve ıddianamede d'ğer toplantılara iliskin yer alan vanlış bılgılen nçıkladı. Tddıanamen'n «dlflıısnl» hazır'anmıs olduğunu söy!=di Gerçekltnn her ?aman barıştan yana olduğunu belırtenk mçbır maddi knnıt gostorılmerten j'spılan bu tür «îHçlnmaların mspr'lann vıcdan nmdakı adalct duygusunu zed^lediğini bıldlrdı. 0 GORDUH Dövülen "Hafta Sonu,, muhabiri yarın ameliyat edilecek tstanbul Haber Servisi Uğradığı saldırı sonucu ağır şekılde yaralanarak tedavi al tına alınan gazeteci Bediz Doğan'ın sağlık durumu cid diyetiii koruduğu ve yarm Emeliyata alınacağı belirtildi. Cumrnrıyet savcısının delil yetersızliğinden serbest bı raktığı, Unlü operatör Kaya Çilinglroğlu'nun oğlu, Kaya Çillngiroğlu ve arkadaşiarının saldırısma uğradığını iddıa eden Hafta Sonu gazetesi muhabiri Doğan'ın çene, elmarık ve burun kemıkleri nin kırık olduğu, bu nedenle ameliyat edilecegi öğrenil di. Üç gündür Şişli Etfal Hastanesi, Kulak, Boğaz, Bu run servisinde, yanıbaşmda annesi ve meslekdaşlan olduğu halde yatan Bediz Doğan, olaym faillerı olduğu 'leri sürülen kışilerin serbest bırakıldıklanndan habersiz. Bu arada, olaym geliştiği akşam Harika Avcı'nın telefcn ederek özellikle Bediz Doğan'ın açmşa gelmesini is tenıesinın dıkkat çekici olduğunu oelırten Hafta Sonn gazetesi ilgilıleri, saldırının planh olabıleceğini ilerı sürdüler. SözKonusu butığın açı lış kokteylinde bir başka mağazin muhabinnm görülmedîğini öne süren Hafta Sonu ilgilıleri, sanatçmın Ka ya Çılınçıroglu'nun geleceğın den haberdar olması gerektı ğinı vurguladılar. Elci ve Yılmaz davasına devam edildi OtYARBAKlK (THA) Ilalen Ankara'da Yuce Dıvan da vargılanan fjerafettin Klçı ile Istanbul'da Barış Der noğı davası varçılanan Nuret tiıı Yılmaz hakkında 7. Kolordu ve Sıkıvonetım Komutanlığı 1 Nolu Askerı Mahkemesi'nde sr^rıilmelcte olan dava duruşmasına devam edıldı. Sanıkların avukatı Latif Ay kul, sanık Serafettin Klçl ıle Nurettln Yılmaz'm 1977 mılletvekılı seçımleri ve 1979 vı lındakı kısmı senato seçımı sırasmda ve Berafettin EK'i'nin bakan bulundusu sırada Mardin gezısınde tıazır t>ulunan koruma polısı ve o r)onemın Mardın Valısı ıle Mıllıyet gazetesi Dıyarbakır mu habırinın tanık olarak dınlenmesmi talep ettı. Mahkeme heyetı bu konudaki kararm bır sonrakı cel sede verilmesmı kararlaştıra rak duruşmayı ılerı bır tarı he erteledı. GAZETEC! ZAR5FOĞLU GÖZALTSNA AI.INDI îstanbul (TH1) Gazeteci Mehmet Ali /arifoğlu onceki gua (iecs yarısı polıs ta rafından gözaltına alındı Türk Hsberlpr Ajansı dış haberler servisinde çalışma!' ta olan Zanfoğlu'nun göz aitına alınış nfdenı öğrenılmedi. 34 yaşındaki Zarıfoğlu bir çccuk babası. tstanbul Haber Servisi Banş Derneğı Davasında H Ekım gunu soıgusu vapılan ve sorgusu sonunöa tahhye edıleu THA Genel Yayın Mtidürü, gazeteci Niyazi Dalyancı, ıddıa makamının suçlamaları delıllencurmede ızledığı yolun her turlu mantık kurallarının dışında olduğunu soyledı. îddıananıenın siyasal ve ıdeolojıs önyargılardan oluşan bır belgp olduğunu, hukuken geçerlı olmayar bu tür onyargı ve Kanatlerın delıl gıbı kullamldıgı nı ve sanki mahkeme kararına bağlanmış hükümlermış gıbi öne surüldüğunü belırttı. Iddianamede hakım olan mân tığa göre, ülkesının ve halkınm soruniarını düşünmüş, bunlara çdzumler onprmiş, ya da hükumet politikalarını eleştırmış h^rkesın suç'amalara hedef olabileceğine ışaret eden Dalyancı, yine bu mantıga gors Turkiye'de dış Ucaretm, bankacılığın, sigortacılığm devletleştırilmesinı önermek, toprak reformunu, ulusal sanayiin gelışmesini ıstemenin suç olduğunu bild'rdi. «Iddianameye göre bv tür talepler TKP'nln yakın hedcfleri arasında sayılmaktadır. Öyleyse bu tür isteklerde bulunan hcrkes TKP'nJn arzu ve ira desi paralelinde hareket etmektedir.» dedl. Dalvancı suçlaınalan delillen dırmede izlenen yolun mantık kuralları dışında kaldığını be lirtirken şöyle dedi: «tddlanarne ve tutuklanmamız la ilglU yazışmalar Banş Derneğiıü Sovyetler Birliğl Komünist Partisi ile sürekli ilişkiler içinde bulunmakla suçluyor. Sonra da bu iddianm maddi kanıtı olarak gazete bayilerinde, kitapçılarda satılan bir der. gi ile nıuhtevası devlet radyo ve televlzyonundan yayınlanan bir basın bülteni öne sürüyor. Bu tür basın bültenleri, dergiler herhangi bir gazete idarehanesine her gün onar, yirmişer gelir. Elden getlrilir, posta. dan çıkar. Her ülkenln, bir gazeteci olarak her gün onlarcasını eördüğüm bu biiltenlerinden birlsinin glzll Irtibatiarın maddi kanıtı olarak ileri sürül mesl beni hayrete tlüşürdü. Böyle gizli irtibat idtlialarının. talimat alma suçlamalannuı bu tür delillerle ispatlanmaya çalı?ılması, değil hukvk kurallarıyla en baslt mantık ve aklıseUm öiçüleriyte bağdaşır yanı yoktur.» Niyari Dalyancı şahsına yöneltılen suçlamalarında iddianamenin mantık ve kural dışıhğının bir oaşka örneğini teşkil ettiğini söyledi, iddıanamenin hıçbir bölümünde TCK' nun 141. maddesi ile suçlandığma ilişkin bir fiilinin yer al madığma işaret etti... tddıarıamenin deliller bölümünde, Yunanistan'da yapılan «Akdeniz ve Yabancı Üslcr» konulu toplsntıda, «Tiirk devletinin menfastlerine aykın olarak Türk ortiusunun Kıbrıs'tan çekilmesini» istemekle ve «Rus görüşü nü desteklemekle» suçlandığına ışaret ederek şunlan soyledı: «Kıbrıs'tan Türk ordusunun çekilmesini talep etmek başka, tüm yabancı askeri güçIprin ve tesislerin kaldırılmasını istemek ba^kadır. Çiinkü bu ifadelerdeıı biri Türkiye'nin Iîirlpşmiş Milletler Grnel Kuru lunda aitına imza attıjiı ve resmcn desteklediğl bir görüşü yansıtmaktadır. Diğer tfade ise, Türkive'nin Lonrira ve Zürilı antlaşmalarından doğan lıaklarını kullanarak 1974 vılmda Kıbns'a yaptığı müdahaleyi bir istila hareketi gibi göttermek isteyen çevrelerin sık sık tekrarladıklan bir görüştür. Kıbns Banş Harekatının öncesi ve sonrasmdaki gelişmeleri, ıılııslararası konfcranslan Türkiye Cumhun.veti'niıı Başbıkanı ve Dışişleri Bakanı Rİhi üst düzey yöneticilerinin yanında bir gazrteci olarak izledim. Ne benim .ıe de Barış Derneğinin bu tür çörüşleri ve bu tür göriışlerin sahiplerini desteklememiz miimkün değildir. Böyle bir suçlama akıl dışıdır.» Dalyancı, Bırleşmiş Milletler n konuya ılişkm kararını Tür kıye'nm bu kararı desteklediğını, kendiSinm ıddianamede snz konıısu ettıği konuşmasmda da Birleşmiş Milletler kararların'n uy?ulanmasmı istedi ğıni aynntıları ıle açıkladı. «Bu söxlprin nasıl olup da Türk rievletiniıı, dolayısıvla Türk milletinin nıenfaatine aykın olarak niteiendirildiğini an!amami7 mümkiin deçîldir.» dpdi. Gorü?lermın ulusal çıkarlarımıza ters düşmedığini söylodı. İdıiıanamedekı Türk görıi şunün de gerçeğı yansıtmadığına işaret ederek, değişen koşullar ve hukumetlerle bağlı olarak Türk gcrüşünün de de «Bir çece değilse bile iki gece giydikten sonra bir daha o elbiseyi hiç giymeyen kadınlar çoktur müşterilerim arasında. Zaten bir büyük elbiseyi üç kereden fazla giyen kadın da yoktur.» ğıştığini belirterek, bunlardan herhan.41 bınni Türk goruşü olarak bpnimseyip, değışmez kıbi'l etme halınde, dığer resmi tezlerı suçlarramn mümkün olup olmadığını, ya da bunlar ve diğer goruşlerın Rus görüsu oır.rak mı sayılacağmı sordu. Arıklarrasmı şoyle sürdürdu «Hükümetlerin *u ya da bu konu üzerindeki politikaiarı nin hprlte» tarafınelan beniaısenrrpsi zorunlu c!e«ildir. Bir tpk çöriıs ile cofulcu liemoKrasi o!iîia7. HıikümetleHn fu ya da bu konu ii?erindeki politikalarının lıprke.s tarafmda'i benlmsenmesi zorunlu değildir. Bir tek görüş ıle çoğulcu demokrasl nlmaz. Hükümetlerin SÜRECEK Kocamanoğlu: DÎSK'in istemlerinde, Anayasanm savunulması da var tstanbul Haber Servisi DlSK davasında 13 ekım günü yapılan sorgusunda eski yürütme kurulu üyesi Tuncer Kocamanoğlu, işçi sınıfı bılimı ile sosyalizmin uygulanmasına Anayasal hiçbir engel bulunmadığını söyledi. Duruşma yargıcı Getin Güvener'in 141 142. maddelerın işçi sınıfı önünde engel kabul edilmesı ile ilgıli sorusunu yanıtlarken, Tuncer Kocamanoğlu, her legal çalışmamn, bir süre sonra, olağanüstü dönemlerde, illegal yorumlanabildiğıni bildirdi. 141 142. maddelerın yorumlanmasının, ışçı sınıfı biliminln açıklanmasma, sos yalıst örgütlenmeye engel teşkil edebildığmi, DÎSK'in yönetıcıleri olarak bu maddenın kapsamına almabildiklerini belirtti. «141 . 142. maddelerin kalkması, sınıf diktatörlüğüne dayalı partlnin kurulnıasına im kân vermez. Bizim kastımız, her türlü yorumlanıava elveriş II olan bu maddelerin, işçi sınıfının ve enıekçi halkın temsil cllerine karşı, demokratik kuruluslara karşı kullanılabilmesidir. Aynı maddeler. aynı doğ rultuda örgütlenmiş sernıaye sınıfına karşı hiçbir zaman kullanılmadı. Çeşitli isveren kuruluşları bir araya gelerek Htir Teşebbüs Konseyini oluşturdular. 141 . 143. maddelerin bize yönellk olarak kullamlan mantığına bakıldığın da. işveren kuruluslarının 'm ittifakının serınaye sınıfının ta hakkümü olduğu görülür, İşte bu sebcplerle anılan maddelerin kaldırılmasını isteriz. Yargıç araya girerek, soz koKOLEJ ve ANADOLU LISELERINE HAZIRLANANLARIÇIN nusu maddelerin işçi sımiı bill minın yaygınlaşmasına mı, engel olduğunu sordu. Kocamanoğlu, doğrudan engellemediğinı, engellemeye yönelik yorumlamaya elverişli olduğunu söyledi. Yargıç devamla. «DİSK'in Marksist. Leninist Jdeoloji doğ rultusunda işçilerin bilinçlendirılmelerini ve bu doğrultuda iktidarı hedeflediğlni, bunun gereğı olarak da her tür reformist görüşlere karşı olduğu» ıddiasına karşı diyecegini sordu. Tuncer Kocamanoğlu işçi sınıfı mücadelesinin ekonomik, politik ve ideolojik olarak bir bütün olduğunu, sendikaların bütünlük arzeden üçlü mücadelenin sadece ekonomık alanınm orgütleri olduğunu belirttı «DİSK hiçbir zaman işçileri ekonomik olarak b'rgütlçylp, Marksist • Leninist öğretiye uy gun olarak politik • ideolojik mücadele için çahsmamtştır. İşçi smıfınm politik mücadelesi siyasal partilerce vürütttlmüş tür. Partiler siyasal tercihlerle biraraya gelinen örRÜtlerdir. DlSK ise, siyasal Rörüşü ne olursa olsun, ekonomik çıkarları için bir araya gelmiş insan ların örgütüdür. Sendlkalar sınıf örgütüdür. DİSK'in öz istemleri (fenel kurul kararlarında somutlanmıştır. DİSK'in istemleri arasında Anayasa'nın savunulması, her türlü demokratik hakların korunması vardır.» rıldırını Mayruk (solda) arkadaşnnua sos>ete terzisi olmanın zorluklannı anlattı.. Sosyete terzisi Yıldırım Mayruk: "Kadınların en büyük arzusu bir elbiseyi bir kere giymek,, Yıldırım Mayruk «assolistlerin terzisi» olarak tanmıyor. Bunun dogru olup olmadığını sorduğumda «bir zamanlar oyleydi, dıyor şimdi satlace sosyete dediğuıi'/ gruba dikiyorum.» «Bir zamanlar» kıın lere gıysı dıktığıne ge;'nce bunu da şoyle açıkhyor Mayruk: «Dikmediklerimi söylersem daha kolay olur. Bugüne k*dar Seçil Heper ve Noşe Karaböcek'o dikme't''n sadece. Aslında Neşe Karaböcek'e bir gelinlik lıazırladım ikinci evliU?'nde. Önce ısmariadı sı.n ra «pahaJı» diye ge!ır?di>. Gecede yuzbınlerce !ıra kazf>4ıdığı bılınea Neşe Karauccek gıbı oır assolıste bıle «paftalı» gelen Mayruk'la fesvıkıye'dekı son derec^ lu.cs ve 7evk ı doşenmış at^'yesındo Koııuşmamız b. y lece pahahlık uzerin.ie başladı. Unlu terzı «fiyatl a n n z Nc^p Karab«cl(<e bUs palıah mı ge'ül?» şekü."ileki soruma sv kan} i'ğı verdı. Artistler çok pura ödüyor sanıl r ama /amanında pjjasını ai.ımazsınız, kaprisi bolılur. Kandırıidığmı zanneder. Her tarafta aldatıldığı için kendisine pahalı dikiliyor zannederler. Buradan geliyor bu pahahlık laf ı. Es kiden artistlerle çalışmaktan zevk alırdım. Anlattıgım nederüerle bu zevki kaybettim. Şimdi daha ziyade İstanbul'un kalburüstü şık giyinen kadmlarına dikiyorum. Kafama uygun olmayan hanımlara dikmiyorum. Çok ısrar ediyorlar yine de dikmiyorum. pahalı olur. Bir elbise var dır. İşlidir.. Fiyatlar yukanya çıkar. O zaman elli bın lira dediğinız... Bu sadece dikiş parası yani taban fiyatıdır. Tavanı ne bunun? En pahalı sattığınız elbise herşeyi dahil kaç liraya çıktı.? terler. Mizah konusu bile olur bu durumlar. Bunun nedeni ne? Sızin de başınıza böyle şeyler gel dı mı? Evet dogru... Aynı elbiseyi istemezler. Kadın kendini farklı görmek ister.. Kendilerinden emin değillerdir çünkü.. Karşı sındaki aynı elbiseyi daha iyi taşıyor olabilir. Be nim başıma gelen durum şu... Biri çok zayıf, biri Bir şeyi beğenmemiştir.. Her dakika düşünüyorsu nuz. Aklınız başka ycrde olamaz. Sonra kadınhırla uğraşmak biliyorsunuz.. Ben pek bılmıyorum Yani olaya bır torzı gozuyle bakmadıgım için. Randevu alıp geliyor. Çat kapı gelcn de var. Başkasınin randevusunu almak ister.. Kendi randevusunu kimseye vermez.. Dört saat, beş saat model bakar.. «begenmeüım» der çıkar, gider. Kararsızdırlar. Uzun uzun beğenirler.. Sonra işi sizin zevkinize bırakırlar.. sonra elbise bittikien sonra «neden boyle olmadı» diye sorarlar.. «beş dakika» diye gelir yarım saat meşgui ederler. Prova sırasmda benim telefona çağrılmama müthiş kızarlar. Sonra kendileri telefon ederler. Telefona çıkmazsam yine müthiş kızarlar. Bun lar işte zorluklar.. Nasıl başa çıkıyorsunuz bu zorluklarla? ^ Kadınların sırları ^ «Milyon değil» Çok işli bir elbise.. bir gelinlik.. Bütün herşe ««Artistler çok para ödüyor samlır ama zamanında parasım alamazsınız. Kaprisleri boldur. Her tarafta aldatıldığı için kendisine pahah dikiliyor zannederler» yi.. başlığı falan dahil... sekizyüzbin liraya çıktı. Şimdi bunu söylersem aleyhime olur ama bir milyon değil yani.. Sekızyuzbın lira da pek az değil ama herhal de hepsı sızın cebınize girmiyor. Gayet tabii. Dediğim gibi bana yine dediğim kadar hadi bilemediniz bi raz fazla kalır.. Gelinlik, çünkü. Çok işi vardır.. Ka dınlar da biraz uydurur. çok şişman ikl hanıma aynı elbiseyi diktim. Bun lar Hilton'da Itotary Kulübü'nün yemeğinde aynı masada karşı karşıya düşmüşler. Zayıf olan müthiş rahatsız olmuş... Şişman olan bir şey söylemedi. Şimdi terzilığin zor luklarından sözedelim bi raz... Bir iki sırrım var as lında ama.. bunları burada söylersem durumumu bozabilir.. Sizin müşterıleriniz bizim gazeteyi nasıl olsa görmez. Onun için rahat ça söyleyebılirsiniz. Şimdi kadınların en zayıf noktası zayıflamak.. En müşkülpesent en zor müşteriye bile «ne kadar zayıfladmız» derim. Halbuki böyle bir şey yok. «yoo.. hiç zayıflamadım» falan der önce.. «Nasıl olur elbise bol geldi» derim. Birden yumuşarlar. Bütün kadınların sırrı budur. «Zayıfladmız» dendi mi artık herşeyi beğenirler.. yumuşarlar, Bunu söylememem Iâzımdı ama inşallah okumazlar gazeteyi. Şimdi biraz <3a «bir zamanlar» çalıştığmız sa natçılardan.. assolistlerden söz etsek... Aman.. onlardan hiç sözetmek istemiyorum.. Bir iki anınızı sadece... H Gönül Yazarve Ajda Pekkan Şu var... Artık kendisiyle çalışmıyorum ama Gönül Yazar senelerdir arkadaşımdır... Şöyle diyeyim... Üçyüzaltmışbeş günün üçyüz günü en azından beraber olurduk. Bir gün Ajda Pekkan Paris'ten Olimpia'daki konseri için beni çağırdı.. Elbise dikmem için.. Elbise bulamamış. Bir yardımcımı aidım. Paris'e gittim. Ajda Pekkan Paris'te nasıl elbise bulamıyor? Modanın merkezi orası halbuki.. O sırada bulamamış herhalde.. Çok acele bir işti. Neyse gittLıı diye Gö nül çok kızdı. Gitti başka yere diktirdi. Darıldık. Ama sonra bir gün ille beni çağırdı. Ne olşa eski arkadaş.. Gittim. Yarım saat el sıkıştık pazarcılar gibi.. «dikeceksin» diyor. Ben «dikmem» diyorum. Araya çok hatırlı kişiler girdi. Siz bilirsiniz çok hatırlı... Yine önce dikmeyeceğim dedim. Sonra dayanamadım.. diktim. Sahneye çıkınca «b.. gıbı elbise demis Yıldınm dıkti» Öyle konuşurdu. Bıktım bunlardan artık çalışmıyorum. SURECEK f| «Kafayı yorar» Çok zor iş.. Harcadıgınız emeğin karşılıgını BİZİ Soru Bankası'na başvuranlar usfunlugu ogrenıyorlar. BİZİ bir Soru Bankası'dır. Tüm Türkiye'dekı ılkokul 3.4.5. sınıf ögrencilerı yararlanır. BİZİ Soru Bankası'nı uzman bır öğretmen kadrosu yönetir. BİZİ Fasikülleri öğretir ve zaman tasarrufu sağlar. Eşsizdır.Çunkü BİZİ bir bilgisayardır.r BİZİ BILGISAYAR DENETİMLI EĞİTIM FASİKÜLLERİ BAŞVURU: Temel Bılgıler Programlama ve Uygulama Merkezi ŞairNıgarSoK. 22/3. Nişantaşı. Istanbul Tel: 48 12 25 «Kadınların en zayıf noktası zayıflamak. En zor müşteriye bile «ne kadar zayıfladmız» dendi mi hemen yumuşarlar. Bütün kadınların sırrı budur. İnşallah gazeteyi okumazlar» Çok söylentller çıkıyor. Benim dikmediğim elbiselerl bile «Yıldırım dıkti, şu kadar para aldı» gi bi laflar edilir. Yıldırım Bey, fiyatlar konusunda bir flkir edlndik. îşin zorluklanndan söz edelim biraz. Da ha önce benim aklıma ta kılan bir iki şey var. Hanımlar genelhkle aynı elbiseden piyasada iki tane olsun istemezler. Sade ce kendilerinde olsun isalamazsınız. Fiyat konusunda anlaşmak zor. Dostluk kuruluyor. Sonra iş pazarlıga dökülünce dostlarla pazarlık yapılamıyor. Sonra dikiş dikmek el işi gibi görünür ama kafayı yorar. Aklın her dakika işte ola cak... Bir terzi iş yaparken başka şey düşünemez. Bir kadın prova sırasmda elbisenin bir yerini tutarsa muhakkak orada bir şey istiyordur. d Amatör ruhlu olmak VEFAT ve BAŞSAGLIĞI Darüşşafakalılar Derneği Başkanı, eski mezunlardan 72; Necati ERALP'ı kaybettik, cenazesı 25 10.1982 pazartesi gunü oğle namazmdan sonra Kadıkoj Osmanağa Camli'nden kaldınlacaktır. Aılesıne ve Darüşşafakalılara başsaglığı dıleriz. SINIF ARKADAŞLARI İLAHİYAT FAKÜLTESİMDE KONTENJAN DOLMADI tstanbul Haber Servisi Marmara Unıversjtesı Ilahıyat Fakültesı Dekanlığı kayıtlarda 200 oğrenrılık okul kontenianının dolmadıŞmı, 36 oğrencı daha alınacağını açıkladı. îlahiyat Pakultesı'ns giriş için 357. 371 puan ısteniyor. Başvuru, 2b 27 ekimde. Fransızca ve İtalyanca ders verilir. Tel: 61 58 51 • Tuzluçayır Lisesinden aldığım pasomu yitirdim. Geçersizdir. Ahtnet Oguz ALTAN • Hüvıyetnni kaybettlm. Hükümsüzdür. IMusa KABAKÇI • t.Ü. îktısat Fakültesinden aldığım oğrencl karnemi kaybettim. Hükümsüzdür. Şükrü ÇlLİNGtROĞLÜ ÎLÂN TEK1RDAG TAPULAMA MAHKEMESİNDEN Dosya No: 1982/311 Davacı Tekirdağ Orman Bölge Şefliği ile davah Mustafa Şirin ve arkadaşları arasında mahkememizde görülmekte olan tesbite itiraz davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karar gereünce: Yapılan bütün aramalara rağmen adresi tesbit edilemiyen davalı Demır Satılmış adına ilân suretiyle tebligat vapılmasına karar verilmiştir. Adı geçen davalının duruşmanın bırakıldıgı 17.11.1982 günü saat 11.47'de bizzat mahkemede hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde mahkemenin gıyabında görüleceği tebligat yerine kaim olmak üzere ilânen teblig olunur. (Basın: 23371) Sıze duyulan bu ilgl nin nedeni ne? Bir terzi olarak hangı ozelliğmiz beğemliyor? Veya şoyle diyeyım; ıyı terzi olmanın sırrı nedır? Amatör ruhlu olmak galiba. Ben istediğim elbiseyi dikerim. Eskiden «mılyoner olursam sadece istediğim insanlara be dava dıkeceğim» derdinı. Şimdi paranın değeri diıştü. Şimdi «mılyarder olursam dıkerım» diyorum. Yani bu amatör ruh şart. Terzilik vücudun defosunu kapamak, bir kadım olduğundan güzel gösterraektir. İşte herhal de bunu iyi yaptığımız için., yani biz zevk satıyoruz. Kaç lıraya satıyorsu nuz bu zevkıni?ı? Çok çeşitli. . Dikişine elli bin lira alıyorum ama kadm acaip bir yaratık.. Başka masrafları da ekler.. Mesela benim için «bır mılyon liraya elbise dikiyor» diyorlar, Kaça dikiyorsunuz aslmda? Sadece elli bm lira değil herhalde.. Şimdi bakın.. süsleme masrafları anormaldir. Eğer kumaşını getlrmemişse... biz vermişsek.. Tıldırım Mayruk: «En pahalı elbise sekiz yüz bin liraya (Fotoğraf: Ender EREEE) kumaş parası bazen çok çıktı» diyor. # En fazla Merak ettiğîm konu lardan biri de şu Yıldırım bey. Bazı hanımların bır kere giydikten sonra aynı elbiseyi bir daha gıymedıkleri rivayet edi lir. Bovle bir şey var mı? Bir gece değil ama iki gece giydikten sonra bir daha o elbiseyi hiç giymeyen kadın çoktur müşterilerim arasında. Zaten bir büyük elbiseyi üç kereden fazla giyen de yoktur. Ama her kadının kafasındaki düşünce de budur. Çok duymuşumdur «çok zengin olsay dım da bir elbiseyi bir kere givseydim» derler. E n büyük istekleri ger çekten bu. Kadınlar neden böy le sizce {Arkası 9. Sayfada) üç kere