23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ON CUMHURİYET 27 NÎSAN 1980 ABD, Iran limanlarını maymlayabilîr ABD'nin Tahran'dakl rehineleri kurtarmak için gıriştığı boşarısız askeri operasyondan sonra hem prestijini kurtarmak, hem de rehinelerin serbest bırakılmalarını sağlamak amacıy \a yeni askeri önlemlere başvurulaBileceği belirtilmektedir. Böyle bir müdahalenin etkilerini tüm bölgede göstereceği ve Cok tehlikeli sonuçlara yol acabileceği kesindır Ancak önceki günkü başarısız operasyon Başkan Carter'in ABD Başkanlık secimlerindeki şansını sıfıra indirebilecek güçtedir. Bilindıği gibi, Avrupa Ekonomık Topluluğu ülkelerı İrana karşı Başkan Carter'ı desteklemiş, Iran'a silah satışını yasaklamış ve Tahrandaki dıplomatların sayısında indirim yopmıştı. AET aynca, rehineler mayıs ayının sonuna kadar serbest bırakılmadığı takdirde, İran'la ticari ılişkileri kaseceğini de bıldırmiştır. İran ise. Portekiz ve Japonya'yo petrol dışsatımını durdururken, sosyalist Doğu Avrupa ülkeleri ile ekonomik bağlarını sıklaştırmıştır. DENİZDEN ABLUKA Askeri önlemler arasında llk aşamada üzerinde durulanlar İran'ın denizden ablukası ile İran limanlarının mayınlanmasıdır. Böylece Iranın yabancı !2SAaTT£ TürrKzn SS.CB r BlRLfK, NÛKLÎig'kJ r j\ # ABD'NİN HEM REHİNELERİ, HEM DE PRESTİJİNİ KURTARMAK İÇİN İRAN'A YENİ ASKERİ ÖNLEMLERE BAŞVURABİLECE Ğİ BELİRTİLİYOR . ASKERİ ÖNLEMLERİN YOL AÇA CAĞI EN BÜYÜK TEHLİKE, SOVYETLER'LE ABD' Yİ DOĞRUDAN KARŞI KARŞIYA GETİRMESİ.. ZAMA yınlama Işlemî sırasında İran savaş gemıleri ile carpışma olasılığı vardır. Ama Amerikan donanmasının cok üstün ateş gücune işaret eden askeri uzmanlar, İran savaş gemilerinin ABD'yi durduramayacağını belirtmektedirler. İran'rn petrol sevkiyatına engel olmak. ABD'nın müttefiklerıni kuşkusuz tedirgin edecektir. Ancak, uzmanlar Avrupa'nın büyük miktarda petrol stoklarına sahip olduğuna ve dünya piyasalarında da haber gundo 1 mılyon ton petrol fazlası pulunduğuna işaret etmektödirler. Bu bakımdan İran'ın limanlarının mayınlanması Batıyı hayatı bıçımde etkılemeyecektır. SOVYETLER BİRLİĞİ Askeri önlemler kuşkusuz Tahran'dakı rehinelerin hayatını tehlıkeye atacaktır. Ama bundan daho büyük tehlike Sovyetler BırJığı'nin durumuna müdahale etmesidır. İran'da buyuk capta bir karışıklık mey dana geldv takdirde Afganistan'da İran sınırı yakınında hazır bekleyen Sovyet Birlikleri ülkeye girebilırler. Bu takdirde İran iki süper güc arasında bölüşülebilir ya da ABD ile Sovyetler arasında cok tehlikeli bir karşılaşma olabilir. Bu tür bir karşılaşma etkilerıni yalnızca bölgede değil, tum dünyada duyuracaklır. Rehıne ler sorununun bu capta bir bunalıma yol acmadan cozülmesi kuşkusuz yararlı olacaktır. Amerika Mektubu Schmidt'in Uyarısı Haluk ŞAHİN ürkıye'nin koruyuculuğunu iistlenmış olan Batı Almanya Başbakanı Helmut Schmidt, başının derdı yetmezmiş gibi, şimdı de Amerıkalılan kanatlarının altına cağırıyor. Savurganlık, IMF, ya da uluslararası komünizmden korunmak ıcm değil tabıî. Televizyondan korunmak icin. Schmidt, ABD'nın 25 mılyon satışlı haftaiık dergısi TV Gu.de ıçin yozdığı bıı yazıda. Amerıkalılan başıboş televızyonun toplumsal sakıncalarına karşı uyarıyor. Alman Başbakanı'nm televızyona ilk karşı cıkışı değil bu. Öncekı yaz yaptığı bir konuşmada, Alman halkını haftada bir gün televızyonlarını kapatmaya ve bırbırlenyle konuşmya cağırmıştı. Tam dunya futbol şampiyonluğu fınallerinın arifesinde vaptığı bu oneri halk arasında fazla bir destek bulmamış, gazetelerden bırınde yayınlanan bir okuyucu mektubunda. «Madem Schmidt'in karısına soylemek istedığı o kadar önemli şeyler var, kendi televızyonunu kapatsın» denmışti. Ama Schmidt yılmamış, gecen yıl Almanya'nın 11. kentınde kurulmak istenen kablolu televızyon şebekesıne karşı savaş acmış, hele Luksemburg'tan uzay uyduları aracılığı ile Almanya yayın yapılması girışimıne karşı kıyameti koparmıştı. Nedır Schmidt'in televizyonla alıp veremediği;? Alman şansölyesi Batılı sanayicı toplumlarının ideolopk harcını oluşturan bu kitle iletişım aracından nicin bu kadar cekiniyor? Schmidt, televizyonun kendisine değil, belırli kullanım bicimlerinden doğacak sorunlara karşı cıktığını söylüyor. Söyle dıyor: «Batı Almanya'da halk günde ortalama jki saat televizyon izliyor. Bir süre hafta sonunda daha da artıyor. Bireylerin boş zamanlarının hemen hemen yüzde 4O'ı televizyonun önüne geciyor. Televizyonla böylesme içli , dışlı bir ilişki kurulması gündelık yaşamın diğer yanlarını aksatıyor. Evli ciftler. aıleler. dostlar biraraya geiip iki çift lâf etmiyorlar. İletişim, söyleşi gibi etkiniikler öneminl yitiriyor.» Ve ekliyor Schmidt: «Almanya'da şimdiki iki kanala (ARD ve ZDF) kablolu televizyon aracılığı ile 3040 yeni kanal eklenirse sonuç daha kötü olur. Kanal sayısının artması kültürün yaygınlaşmasma değil, değersiz, sudan eğlence programlarının coğalmasına yol acar. Reklamcıların baskıları ve izleyici sayısını arttırma cabaları bu yönelimi daha da güclendirir.» Aslında, Schmidt'in dilinin altında olup Amerikalı okuyucularına dobra dobra söylemekten kacındığı şey şu: «Kanal sayısı artarsa Alman televizyonunun Amerikan televizyonuna benzemesinden korkuyorum!» Korktuğu kadar var mı Schmidt'in? Programların lceriği açısından sormuyorüm bu soruyu. İşin o yanı bizim icin bilinmeyen bir şey değil, örnekleri her gün TRT ekranlarında boy boy gösteriyor. Gündelik yaşamın akışını etkilemesi, eldeki zamanın kullanışını sınırlaması acısından soruyorum bu soruyu. Amerikalı'nın yaşamında televizyonun cok önemli bir yerl olduğuna kuşku yok. ABD'nin çoğu yerinde 56 kanal izlenebiliyor. En büyük kentlerde kanal sayısı 10'u gecıyor. Kablolu televizyon olan yerlerde ise 20. kanala ulaşabiliyor. Üstelik istasyonlar günde ortalama 18 20 saat sürekll yayın yapıyorlar. Yani. içeriksel olarak değilse bile bicimsel olarak oldukca gsniş bir secım olanağı var. Amerkialıların televizyonları gunde yaklaşık 7 saat açık bulunduğuna ve bıreyler günde 3 saat 10 dakika televizyon izlediklerine göre, bu olanak bol bol kullanılıyor. Yapılan araştırmalar televizyon Izleme olayının en önemli özelliğinin «esnekiik» olduğunu ortaya koyuyor. TV coğu kez bilincle izlenen, başlıbaşına bir amac değil. Bir tür zaman doldurucusu Bir sünger gıbı başka etkınlıklerden arta kalan zamanı emiyor, yayılıp boşlukları dolduruyor. Gecmışte, doğanın boşluktan nefret ettiği söylenirdi S'mdı aynı kural televiryon icin gecerlı. TV «boş» zamanı hic sevmiyor, hemen yayılıp boşluğu dolduruyor. Böylece, Eflatun'dan Manc'a kadar bir cok düşünürün «ozgürlük alanı» olarak umut bağladığı boş zamanların yaratıcı ve yapıcı amaçlara yonelmesi engelliyor. Televizyonun bu özelliğini, bürokrasilerin işleyişinl cok iyi acıklayan Parkinson yasasına benzetebiliriz. Nasıl bürokratik örgütlerde bir iş, elde ne kador zaman varsa onun tümüne yayıiıp doldurmak eğılımını gosteriyorsa, televizyon da ne kadar boş zaman varsa o kadar genişleyip yayılıyor. Bu acıdan korktuğu kadar var Schmidfin. Ne var ki, sorun bu yanıtla bitmıyor. Sanayileşmiş Batı ülkelerinde televizyonun «boş zamanları» sömürgeleştirmesi bir neden mi, yoksa sonuc mu? Onu da araştırmak gerek. HİNT OKYANUSUNDA DENIZ GÜÇ.LEQI GÜNDE # Tabur 6ÜNDE Tümen 13 SAVAŞ ÖE.VIS1 g RERÛKAr GEMlSl | DENIZ 13 SAVAŞ GE/vilSı 15 BBFAViAV 6EMISI 4ÜO DEMfZ. Pl/ADESI T \ 13 UÜCUM 8O7U I DgKJfZALTl Bölgede askeri denge lıler, İran limanlarını mayınlamayı, bu ülkeyı denizden abluka altına almaya tercih etmektedir. Denizden ablukanın uygulanması hem güctür, hem de yabancı gemilerle sık sık sıirtusmeye yol açabılir. İran limanlorının havadan ya da denizal tından mayınlanması ise bu aşamada Beyaz Saroya daha uygun gelmektedir. Gerci ma ülkelere tüm petrol dışsatımı engellenmış olacaktır. Yıne Beyaz Saraya yakın kaynaklara göre, ABD'li yetki 4 mal Bey.ı dfyorum. tCok partlll demokrasıye geçme bir zonamanın sonucu muydu, yoksa İsmet Paşa'nın ısteği miydi?» Gülerek yüzüme bakıyor. «Samiml kanımı söyliyevlm rrl? İsmet Paşa her şey demekti. Sadece, bizler için değil. Atatürk'ön milll mücadelö arkadaşları Rauf Bey (Orbay), Karabekir, Refet Paşa (Bele) lcin de... Onlar da bilirlerdi ki ismet Paşa istemese, hic bir şey olmazdı.» «Siz bir şeylerin forkında mı Idlniz?» «Bazı kımıldamalar oluyordu oma, bu hep İsrret Paşa'nın çevresinde oluyordu. Köylüyü Topraklandırma Kanunu vardır; onu ismet Paşa ictenliklâ istemiştir Sonra sovaş sırasında istanbul'da. üniversitede bir nutuk söyledl. Çok partiyi istiyordu. Nihayet 19 Mayıs'ta, Ankara'da söylediğı nutuk vardı. Cok partiyi Istemiştlr.ı dı? «Bu nutku söyliyeceğinden haberiniz var mıye t t i Ke «Hoyır. yoktu. Haberim vardı diyenler de doğruyu söylemiş olmazlar. Hepımiz lcin bu nutuk bir sürpriz oldu. Çok parti olacaktı ama. nasıl olacaktı? Hlc blrlmiz bilmiyoruz. Partlnln Kurultayı toplandı. burada cok partili hayata gecmek icin karar olındı Sonra Meclise geldi. parti kurulmasına ait kanun cıkarıldı.» tCemiyetler Kanunu değiştirildi.» «Evet, o kanun değiştirildl. Ama cok partili hayat nasıl olacak hic birinrlz bilmiyoruz. Derken, hani Kuzu Partlsl var. o kuruldu. Neydl adı?» «Millî Kalkınma Partlsl...» tEvet. o kuruldu Ciddlye alınmadı.» «Bayar ve Dörtlü Takrir?» «O hareket daha sonradır. Bir gun blzl köşke cağırdı 30 35 kişl varız. Ben cok gerilerde oturuyorum Artık demokrasıye gececeğimizi söyledi. Terakkiperver Parti'nin kapatıtmış olmasını talihsiz. lik diye nitelendirdl Serbest Fırkanın kapatılmış olduğuna uzülduğünü anlattı. Şimdl zamanıdır, dedi Cok partili hayata gecmemlz gerektiğinl öneriyordu Sofrada bulunanlar Paşanın her dediğinl onaylıyorlardı Bana, sen ne diyorsun Satır? diye sor du. Tam konuşocağım, biliyorsunuz Paşa ağır Işitir Şöyle yanıma gel. dedi. Yanına gittim ve şunları söyledirr: Paşam. siz ve arkadaşlarınız memleketi kurtardınız CHP'yl kurdunuz. İnkılapçılık dediniz (o zaman devrimcilik yoktu). inkılapçılık halkın rağmına. halkın istemlerine karşı bir horekettir. Halkın istemediği cok şeylerl de yapmak demektir. Şimdı demokrasi diyorsunuz. halkın karşısına çidip oy tsteyeceğiz (halk bize oy verlr ml? Hic bir zaman vermez. Onun icin. benlm buna aklım pek ermiyor. Burada Paşa. meselenln puf noktasının da düğürrlendiğinl söyledl. «Hem halka demokrasi vereceğiz, hem de ondan oyunu 'stlyeceğiz. Bu, ancak benim sağlığımda olur. Ben bütün sorumlulukları yükleneceğim. Siz dayanabilecek mfslniz? Keşke Terakkiperver Partiyi kapatmasaydık. keşke Srebest Fırka yaşasaydı. Olmadı. Ben ve Atatürk. cok parti kurulduğundo memleketin günun birinde bir maceraperestin eline düşeceğinden, memleketin maceralara sürükleneceğinden çekiniyorduk.» «Sonra ne oldu?» «Dediğim gibi kurdtay toplandı, parti kurulma^ sma Izin verdi.» «Partinin ileri gelenleri?» «Onlar gönüllü değillerdi.» «Peki parti ıcinde. grupta Celal Bayar ve OH kadaşları rruhalefet ediyorlar mıydı?» «Partinin ve memleketin gidişl üzerinde eleştM riler yapıyorlardı. Daha Dörtlü Takriri verrremişlerdi. Bayar. grupto konuştu Zannederim ya Edip Saffet olacak, ya Saffet Arıkan, oturduklan yerden Bayar konuşurken bağırdılar. Partiyi beğenmiyorsan, bir parti kur... çekil flit. kendin FUAT KÖPRÜLÜ ABD VE SOVYETLER, UZAYDA ASKERİ ÜSTÜNLÜK SAĞLAMAK İÇİN «UZAY MEKİĞİ» PROGRAMINA HIZ VERİYORLAR VVASHİNGTON, (ANKA) ABD ile Sovyetler Blrllfli'nin, yervtaü Ue uzay arasında «düzenli seferleri» başlatacak «uzay mekiği» projelerine askeri nedenlerle hız verdıkleri bildirilmektedır. Daha önce dünya cevresindeki araştırma uyduları icin «lojistik ikmal» sağlamak amacıyla geliştirilmiş olan «uzay mekiği» projesinin. askeri yönünün son yıllarda giderek ağırlık kazanmaya başladığı ve yeni ABD savunma stratejisinde önemli bir yer işgal ettiği, ABD Hava Kuvvetleri Başkomutan Yardımcısı General Lew Allen tarafından belirtilmiş, ABD Savunma Bakanı Harold Brovvn da, «Gelecek beş yıl icinde ABD uzay mekiği projesinin ülkenin ulusal savunması icin hayati bir önem kazanacoğını» söylemiştir. ABD bütcesinden «Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi» (NASA)'ya daha fazla ödenek ayrılması lcin caba gösterece ğinl belirten Savunma Bakanı Brovvn, tuzay mekiği» ile uzaya uyduların daha kolaylık la ve daha az masrafla gönderileceği gibi, bu aracların «uzay üsleri» inşaasında da kul lanılabileceğinl kaydetmiştir. Harold Brovvn ayrıca «uzay mekikleri» ile, «uydu avcılan» nın uzaya gönderilebileceğinl de bildirmiştir. Bu arada ABD Hava Kuvvet len" tarafından hazırlanan bir ra porda, ABD ve Sovyetler Birllği taraftndan büyük bir gizlilik le yürütülen «Laser ışınlanndan askeri amaclarla yararlanma calışmaları»nın savunma lcin taşıdığı önem de belirtilerek, Laser ışınları ile, alcak yörün gelerde bulunan tüm Sovyet uydularının 24 s a a t iOinde yokedilebilecegine işaret edilmiştir. Laser calışmalannın uzay calışmaları ile birleştirilmesi ile uzayda kurulacak «ölüm ışını üsleriınin, bir nükleer baskın tehlikesini de büyük ölcüde azaltacağını kaydeden Savunma Bakanı Brovvn, dünyadan ceşitli uzaklıklarda kurulacak böyle 18 üs, ile, 20 dakika içinde 1000 düşman füzesinin yokedilebileceğini öne sürmüştür. Ancak ABD savunma uzman lorı Sovyetler Birliği'nin de La ser araştırmaları alanında «en azından ABD'nin düzeyinde» olduğunu hatırlatarak, Sovyet;er"in uzay istasyonlormı Laser silahları ile donatmaları halinde tüm ABD uydularını yokedebileceklerinl bildirmektedirler. CELAL BAYAR AONAN MENDERES olmayan yasaların değiştirilmesıni Istiyoriar, on•arı değişîirirız. Meclise gelir önerirler, bız de yardımcı oluruz.> Köprülü, bu sözlerden sonra Dörtlü Takrlr'den vazgeçmeye davranır gibi oldu. Ayağa kaikıyordu ki Bayar eteğinden cekti. Başbakan, «ArSadaşlanmız önergeyi geri alıyorlar mı?» diye sordu. Bu kez ücü birden (Bayar, Köprülü, Menderes): Jlaftaki Mehmed KEMAL Demokrasi Satır: "50'de seçimi kaybetmese CHP demokrasiyi daha iyi geliştirirdi,; CHP'NİN EN BÜYÜK SORUNU, DEMOKRASİYİ GETİRDİKTEN SONRA, HALKTAN OY ALABİLMEKTİ, ANCAK İSMET PAŞA SORUMLULUĞU YÜKLENİYOR VE BU İŞİ BAŞARABİLECEĞİNİ SÂNIYORDU.. Hayır dediler. «Parti kurmalan bundan sonradır.» Satır'a yentden sordum: «Demokrat Porti'yi kurdulor de%ll mi?» «Evet.» «Başka partiler de kuruldular.» «Hangileri?» «Örneğin Şefik Hüsnü'un Türkiye Köylu ve Iş= çl Sosvalist Partisl, Esat Adil'in Sosyalist Portisi..» Yeniden güldü. «Biz onlara parti gö2üy!e bokmryorduk. Bizim lcin parti, lcimizden kopup glden Celal Bayar ve Menderes'in partislydl. Onlann oy alacaklarını, seCirr kazanacaklarını aklımızo bile getirmlyorduk.» «Sadece siz ml getirmiyordunuz oklınıza, yoksa öteki arkadaşlarınız da mı?> «Benim lcin önemli partiler dağlldl onlar. Pek clddiye de almıyorduk.» «Niye kapattınız?» «Kapatmışlardır, ondon da haberimiz otmadı. Demokratlar. işciler icin arev istiyorlardı. Biz de bunu o zaman erken buluyorduk. Sol parti bizdik, başka parti değildl ki... ingiltere'den Işçilere grev hakkı verelim mi vermiyelim mi? diye bir uzrran getirdik. Ünlü bir sendikacı... Onun verdiği rapora göre grev hakkı vermek erkendi. Biz ona uyduk.» «Pekl, hep bir komünizm korkusundan, tehtike sinden söz ediliyordu, o neydl?» «Komünizm tehlikesi Rusya'dan geliyordu. KÖ: kQ dışarda parti istemiyorduk.» «Yanl şöyle. böyle bir demokrasi?» «Camm, demokrasiyi o günlerde fazla bilen yoktu. Sadece biz değil, Demokrat Partiyi kuranlar do bilmiyordu. Secirr kanunu tartışması yapıyorr duk, nasıl olsun diye konuşuyorduk. Hangi ülke^ nin seclm kanununa benzesin diyorduk.» «Sonra > «Böylece 46 secimlerine kadar geldik. Coğun luk ilkesine dayanan bir secimdi. Biz secimleri kazandık ama, Işin ucu da göründü, durum belli olı du.» «Siz kabineye girdlniz.» «Bizim hükümet yaptı 1950 secimlerinJ... Coğunluk sistemlne dayanan bir yasa, gizll oy, açık soyım... Özgur bir seçim yaptık ve kaybettik» «Milletvekili olamadımz?» «Olamadım, pratisyen doktordurr. Hemen Ihtir sasımı yapmaya, ekmek parası kazanmaya koyulr dum.» «Beğendiğinlz demokrasi oldu mu?> Kahkahalarla güldü: «Ondan sonrasını hep beraber yo$adık'. öyle bîr demokrasi... Eğer 1950 secimlerini CHP kazanabilseydi Demokrasiyi biz daha iyi kurabilirdik. Ondan sonrokl seclml DP belki kazanırdı ama. demokrasi de kurulurdu, olmadı.» ANDERSON, ABD BAŞKANLIK SEÇİMİNE BAĞIMSIZ ADAY QLARAK KATlLACAK VVASHİNGTON, (a.a.) ABD'de bu yıl yeralacak Başkanlık secimleri icin Cumhuriyetcı Partiden adaylığını ceken İllionis temsilcıs: John B. Anderson, secimlere bağımsız olarak katılacağını acıklamıştır. Temmuz ayındaki Cumhuriyetci Parti Kongresine katılacak olan delegelerin coğunluğunun desteğini kazanacağından kuşkulu olduğu icin secimlere bağımsız olarak gırmeyi kararlaştırdığını belirten Anderson, Jimmy Carter ile Ronald Reagan'ın yeterli oy toplayamayacakla rını ve bunun kendisinin ilk bağımsız Cumhurbaşkanı olmasına imkan verebileceğ:ni söylemiştir. Anderson'ın bağımsız olarak ilk secim kampanyası bugün başlayacek ve New York, Washington. Atlanta, West Virginia Detroit. Lansing, Michigan ve Boston'u kapsayacaktır. Bayar. yerine otururken onlann sözlerlnl şöyle yanıtladı: Ben Miralay Sadık Bey değilim... Satır, Miralay Sadık'a ait de bllg) verdl. MU ralay Sadık Bey İttihat Terakkl Fırkasının önde ge^ len kurucularındandır. 1908 Meşrutivetlnden sonra partisinden ayrılıp, eski partisiyle kıyasıya savaşan bir parti kurmuştur: İtilaf Partisl... Bu siyasal catışmo sırasında da baskı görüyonız, bize yardım edin diye Rus Carına bir telgraf çekmiştir. Daha cok bu telgrafı ile meşhurdur. «Dörtlü Takrir daha sonra verilrrllştlr. Bazı reformlar istiyorlardı. Dörtlü Takrlr'ln parti grubunda görüşülmesine karar verildl. Önce Fuat Köprülü konuştu.. Sık sık Atatürk'ün yolundan söz ediyor, bu yolun derrokrasiye giden. özgürlük ve aydmlık yolu olduğunu söylüyordu. Gene Saffet Arıkan Oturduğu yerden bağırdı: Cezayır, Berberiierin ayakianmasından Fransa'yı suçluyor CEZAYİR, (a.a.) Cezayir'de devlet denetimindeki basın organları, Fransa'yı ülkede Berberi azınlıkların yaşadığı bölgede ayoklantna cıkartmakla suclamıştır. Cezayir Haber Ajansı, Tizi Ouzou kentindeki olaylarda ölenler olduğu yolundaki Fransız kaynaklı haberleri yalanlamış, söz konusj catöışmalarda birkac kişinin yaralandığını, bunların da güvenlik güclerinden olduklarını belirtmiştir. Bu arada haftaiık aktüalite dergisj de gösterilarin Fransız Gilözi Servısi tarafından düzenlendiğine ilişkin belgelerin ele gecirildiğini yazmıştır. Cezayir Yüksek Öğrenim Bakanı Abdülhak Bererhj de Paris'teki bir yabancı büro ile doğrudan ilişki halinde oldukları saptanan 32 kişinin tutuklandığını acıklamıştır. « Sen, Atatürk'ün ölüm haberinl alınco «Oh, k'urtulduk» diyen adamsın!.. Başbakan da cıktı, Dörtlü Takrir üstöne konuşan Bayar, Köprülü, Menderes'e yanıtlar verdl. «Madem arkadaşlar,» dedi. «Anayasaya uygun Yann: Esendal'ın önemî
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear