25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
tKÎ üli EğitiJB Bakanlıjraea haurîanaa Üniversiteler Yasası tas&nsı, Bakanlar Kurulundan geçmiş ve Meclis gündemine girebilmek için . sıra bekleınektedir. Kamuoyunda geniş yanküara yol açan bu tasan yasalaşırsa, yuksek ögrettm kurumlanniD içinde çalışacaklan çerçeve, uzunca hir sure için, belirlenmis olaeak. Böylesine önemli bir tasannın her yönüne dokunmak yerine, önemli bulduğumuz kimi ilkeieri üzerindeki görüşlerimizi özetieyecegiz. CUMHURİYET 7 MAYIS 1979 N Yüksek Öğretimde Düzen Prof. Dr. Ruşen KELES Sivosol Bilgüer Fakultesi • . • Biitünleşme İlkesi Tasanmn en çok şimşek çeken yeniliklerinden biri, akademileri ye yüksek okullan universitelerle harrcanlamasıdır. Akademileri. Eğitim Enstitülerini ve Yüksek Okuilan, bir yasayla «üniversîte»; bunlarda görev yapanlanysa üniversite öğretim üye8İ> yapmak, eski üniversiteleri rahatsız etmektedir. Çünkü bdylece. aynı kurallara bağh olmaksızın elde edilmiş saniar (ünvanlar) eşit kıknmış olacakUr. Oysa, üniversiteler dışındaki kurumlarda eide edilmiş doçentlik ve profesörlük sanlan. üniversitelerimizde oldugundan daha yumuşak ve daha az zahmet gerektiren kurallara bağlı olarak kazamlmışlardır. Eski üniversitelerin tepkisL yaîmzca duygrusal boyutlara indirgenemeyecek ciddi kaygılann izlerini de taşıyor. Çünkü, bir bölüm akademilerde ve özeliikie orüara bağh yüksek okullarda yapıian ögretinun nJteligine ilişkin kuşkular. geçmiş yılların acı gözlemJerine dayanan somut gerekçelerden kaynaklanmaktadır: Uzmanlan yetiştirilmeden, gecekondu yöntemlyle. kürsülar. bölümler ve hatta f&külteler açılması. bunlan, akademik çalışmayı uğraş edinmemiş kimselerle çarçabuk doldurma çabalan, öğretim üyeliğine atanmada titızlikle uyuiması gereken kurallann çoğu kez çiğnenmesi, sınav düzencesinl (disiplinini) yok eden aksaklıklar, bu gözlemlerden yairuz birkaçufar. Acaba, daha çok' geçmişteki gözîemlera dayanan bu tepkilere hak vermek olanağı var mıdır? Yasa yapıcılar. bunlan ne ölçude dikkate ahnalıdırlar? Hemen belirtelim ki. İktisadi ve Ticarl Bilimler Akademilerinden birçoğu. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve bir bölüm Mimarhk ve Mühendis.'ik Akademisi, akademik ölçünlerinin saygınlığ;m ve uluorta bir Jcüçümsemenin üstunde tutuiması gereken bir düzeye varmış olduklanm kanıtlamışlardır. Kuşku yok ki. bir akademik kuruioşun değerinl, bağlı oldufu bilimsel ölçunler ve kurallarla. üyelerinin araştınnaian. yapıtlan ve ulke sorunlan karşısındaki duyarlıklanyla davranışlan belirler. Bu göstergeler açısından bakılırsa, yukanda adı geçen kurumlann pek çogunda, unlversitelerimizin kürsülerine rahatlikla aktanlabilecek değerde üyeler bulunduğu görulur. Ama bu durum. kuşkusuz, akademUere her nasılsa girebilmlş. özel yuksek okullar da «kazanılmıs haklar» eîda etmiş kışiîerin, butünleşme sonucunda, yüksek öğretimin geDel düzeyıni. bir süre içın. aşağıya dogru çekecekleri gerçegini ortadan kaldırmaz Anlaşılıyor ki, bakanlık bu geçici duzey dalgaîanmasını göze alaraJt. akademik yöntemlerde. ölçünlerde. sanlarda ve etkinliklerde bugün görulen dağınıklığa bir son vermek, bütüniük sağlarnak istemiştir. Yükse'. öğretimi bir bütun olarak, ilerikj yülarda. universitelerimizia bugün bulunduklan düzeyin de üstüne çıkannayı amaçlayan bu girişiminden dolayı. bakanlığı yermek değil. belki kutlamak gerekir. Eski üniversitelerden gelen tepkinin bir kaynağı da, bir ülkede üniversite ile akademinin ayn ayn işievleri olduğu, ikisini bir potada eritmenin yerinde olmayacağı görüşüdür. Oysa, Anayasa Mahkemesi kararlanna da geçmiş olduğu gibi. bunlar vuksek öğretim yükunün önemli bir bölümünü raten ustlenmiş durumdadıriar Üniversit©lerin sırtında. yükun yüzde otuzbeşinden azı vardır. Bununla birlikte. orta öğretime öğretmen yetiştiren ber kurumun üniversîte çatısı altında toplanması gereklı sayılmayabiîir. Hele de bunlar, Yuksek îslam Enstitüleri gibi, Kaikmma Planlarjnın insangücü hesaplannda fazla yeri olmayan kurumlarsa, bu gereksizlik daha da önem kazanır. yicıini toplumun hizmetîne sunariasiTia olanaıt sağlanması elbette doğa! ve gerekJidir Ama bunun. öğretim ve araştırma görevlerini aksatan boyutlar kazanması hoşgörü i!e »arşılanamaz, Olçüyü. kendi iç denetim araçlarıyla sağiamayan kuruiuşiara ise. devletin yoî göstericilik etmesi. gerekirse yaptırım öngdrmesi yadırganmamaiıdır. mik okuH&r ve fakülteler açmayı başarabiliyordu. Bıtnun için değil midir ki. Kalkınma Planlannda tersı yazılmasına karşın yuksek öğrenim yapan gençlertn dörtt© üçü, toplum bilimleri alamnda yığılmıştır. Buna bağh olarak. tasan. hangi dallarâa ve hangi yörelerde yüksek öğretim kurumlan açılacağım, Üniversitelerarası Kunıla bırakmıştır. Aynj kurul, akademik san lar arasindaki «ayar« aynmlannj gidenneıi. plansızlıktan doğan savurganlığm ekonorniye olduğu kadar toplumun geleceğine yapöğı olumsuz etkileri de önlemekie gorevlsndirilmektedir. Ne var ki. bir yürütrne orgütu bulunsa da, 50 kişiyi aşması beklenen kadrosuyla bir «küçük pariamento» görünümünde olan böyle bir kurulun karar alma etkiniiği. deneyiinler göstermijtir ki, çok yüksek oJanıaz. Haftanın Özeti Uzun Bir Günün x\rdından İÇTE üm ülke. bö!W de son yılların en uzun günunu 1 Mayıs'ta yaşaöı. «Ne o:acak?» kuçkusu yetkıli • yetVtsiz herkesi tedirgin ederken istanbul halkı da 12 Mort'ın ünlü «Fırtına harekâtundan bu yono ilk ker 29 saatlik bfr sökoöa cıkmo yasoğını yaşadı. Alman ön!em!erin bicimıni kinama amocıyia yapılan bazı göstsrilerin de, güvenlik yetkililennin beklediği boyutlaro uiaşmadığı görüldü Anadolu'nun çok sayıda il ve ilcesinde de ceşıtfi sol gruplorın düzenledıği 1 Mayıs toplantıları ise. genelüMe oloysız gecti. Katılma İikesi Tasan, öğrenci temsîicilerinin. oy hakkma sahıp olarak yunetime katılmalannı öngörmekte yıllardır süregelen bir isteği karşılamış bulunuyor. Bununla, bir yandan, öğrencüere yönetim sorumiuluğu yükleaerek yenilikçi ve açık görüşlerinden yararlanma olanağınj sağlamakta. bir yandan da. alınma sına ve kendilerinin katıldığı kararlann uygu lanmast kolaylaştınlmış olmaktadır. Ancak. kat:lma iikelerini saptamanın, yasa yerine. Üniversitelerarası Kurula bırakılmış olmas:nra kurumlar arasında yaratabileceği uygulama ayniıklannın dizgeyi yozlaştırmasina YBT verilmemelidir. I Döngü (Rotasyon) İikesi Gerice yöreierdeiti universitelerin öğretim uyesi açığını geçici sürelerle kapatmak içia her öğretim üyesinin nöbete girmesi. bölgelerarası dayanıştnanın bir gereğîdir. Koşuilanmız, universitelerin kendine yeterli duruma gelmesine degln. döngu yonteminin kullanümasıri! gerekij kılmaktadır. Bunun. bugüne değin hiç yürümeyen öğretim üyesinin istek ya da istencmp bağh biçiminden çıkarümakta olma5i. yarariı ve gereklidır Kamuoyumuz. tırsat çıkuğında, yabancı bir ülkenin universitesıne koşarken ders yükü. aiie koşuüan sure v b. kaygıları bir aada unutuversn.'erin Diyarbakır'a. Elazığ'a, Malatya'ya ya da Sıvas'a gitmekte duruksama göstermedikierini görebilmenin özlemi içindedir. Böviesine duyariı bir konuda. bakanlığın tasanya zorla>\c: hükümler koyabilmiş olmas;nın nedenlerini geçmişteki gönüJlü uygulainaniD başansiEİtğında aramak yaniış olrnaz. Böylece yeni üniversitelerin. öğretirn uyesi yerine «öğreüm gorevlileri» iie ayakta tutulmasma ve «uçan profesör!er>e el açılmasına gerek kalmayacaktır. yanliş olmaz. Böylece. yeni universitelerin, öğretim uyesi yerine öğretim görevüleri. l'e ayakta tutulmasına ve <uçan profesörler»e el açılmasına gerek kalmayac&ktır. İZLER. . • 1 Mayss oloysrz sona erdl. ama slyasal yoşamda d«r rln izler bıraktı. tlk ve en önemli sonuclarından bırl lüm ulkede Sıkıyönetim organlarıylo bilincli işcf keslmleri ve genel olarak sol'un, Sıkıyönetlmin llon ortami ve ano gsrekcelerint unutturofi bw biçimde karşı karşıyo geimssl.' B J karşı karşıyo gefmenfn bir yanı da Hükümet ve CHP konusunda sot'un her "kesiminde beliren yeni kuşkulor,Sol, kendi tutumuna liiskin özeleştiret bir tutum izlemekten kocınarak. 12 Morf günlerfnde gönitmemiş bozı uygutomalorın CHP döneminde yurürlüge konmuş otması*>dan yckınıyor Ancak. Du durumun CHP cevrelerinde de belü fedirginlikler yarattığı görüluyor. 1 Mavs günu ve • ertesindeki bazı uygulamalar öa sonunda Baro ve Tabip Odasının da yetkiliiere resmen başvurmasıno yol actt Sonuç Yüksek öğretimde birlik ve bütünlüğü bozmayacak. ama geiişmelere açık ve etkinlik sağlayacağı bir esneklik her zaman yararhdır. Tasanda bu ilkeye yer verilmemiş olmakla birükte. bütüaleştirme. tamgün çahşma, döngüyle görevlendirme. planlama ve yönetime katılma gibi ilkeler, yeni tasarınıa ilkece. olumlu adımlandır Bir düzeltim yasası olma iddiası xa^ımayan tasan. geçmiş yıllardaki olup bittileri. bugünku dizgeyi ea az zorlayacak bir biçimde toplum yaranna çözmek ereğindedar Yasalaşması durumunda, universitelerimizin geçici sarsmtılarla ve uyarlama güçlukleriyle karşı Jcarşıya kalmayacaklan söylenemez. ( Buna karşın, tasannın geiecekte, yüksek öğretimin genel düzeyinl yükseltmeye yardımcı olabflecek üstün niteliklerl vardır. Ama bunu gerçekleştlrmenln baş, koşulu, yüksek öğretimi kendi içinde düzeniemeye çalışmakia hiç birşey çözülemeyecepinin biüncinde olmak, orta ve ilkögretim basamaklanna yeni bir öz ve biçim kazandırmayı hemen gundeme almaktır. Bu arada, bugünkülerin ve kurulması öngörulenlerin gerçek üniversiteler olmasına değin, yeni yuksek öğretim kurumlan açılmasına kesinlikle izin verilmemeüdir. DİSK'TE NE OLUR? Bu tırmanışın varacoğı noktalar henüz acık olarak görulemiyor. Ama en azından DİSK ve Buyük Kurultoy hazırltklan içindekı CHP*de tedlrginliklerin bazı gelişme ve tepkilere vo! acmosı bekleniyor. Örneğin, DİSK yönetiminın karartna korşm. gecıci olarak Konfederasyondan ihraç edilen bozı sendikalann izmır'de kendi göruşlerine yakın basko ğrgünerle birlikte ayn miting düzenlemeleri. vent Konfederasyon söylentilerinı de yeniden gündeme getirdı. Tamgün Çalışma İlkesi Tasan, üniversite öğretim âyelerinl kendılerini üniversiteye vermeye zorlayıcı hükümler taşımaktadır. Bir özeleştiri olarak belirtefün ki, bugunku yasada da benzer bir kural bulunmasma karşın, zamanlanru ne ölçude üniversiteye. ne ölçude özel kuruluşlardaki paralı islerine ayıracakiannı belirlemede başan gösteremeyen ugraş axkadaşlanmızın sayısı az değildtr. Çoğu ıçın, özel kuruJuşlardaki görevl^r asıl. univorsitedeki lşler ise neredeyse ek görev niteligl kazanmıştır. Fakultelerine, ders. sınav ve toplantılar dışmda uğradıklan az göruJür. Bu durumdan, bir bütün olarak üniversita zararh. onlan çalıştıran kuruluşlar yararlı Cikmaktadjrlar. Turkiya gibi bir ülkede. üniversite öğretim üyesinin. bilgi ve dene CHP: TEK LİSTEYE DOĞRU' CHP ise uzun süredlr lc sorunlarıyla rneşgul. Oön Jamomlonan II kongrelerinin ardındgn. ceşitli grupîaşmaiarın Büyük Kurultoy öncesi sağlayacaklcn guç ne olursa oisun, ylne de. Merkez'de düzenlenen ve İç dengeleri ydnsıtacak tek bir listenin herkes taralmdan kabul edilmesine kesin gözüyle bakılıyor. • •' Planlı Gelişme İikesi Yüksek öğretimin geleceğini planlamak. tasarıyla, geniş ölçude. UniversiteJerarası Kurula bıraküıyor. Bugüne degin, bu gereksinme duyuluyor. ama böyle bir örgüt bulunmuyordu. Bu nedenle de, her önüno gelen, dilediği dalda ve dilediği kentte; ülkenin nesnel gereksinmelerini insangücu kestirimlerini. kaynak dağılımının kuraJla' nnı hesaba katmak gereğini duymadaa yuk EVIF VE CHRİSTOPHER İMF rıeyetiyle görüçmeler süreglderken, uiuslararaeı bankalarla anlaşmaya varılması, toze poro komjsurdaki yitirilmi$ boş umutlorı yeniden canandırmoktan uzak kaldı. Kapah kapılar ardında yürütülen teknik görüşmelerden fazla bir şey sızmâzken. ABD Dışişİerl Bakanı Yardımcısı VVarren Christopher'in Carter adına bugün Ankora'ya yapacagı anl ziyoret. artık Turfciye'nin Batı ile parartıklormın siyasaf duzeya kaydığmı sovunanlara hak kazandıran bir gelişme oldu. Babalann Çıkmazı:; ; OKTAY AKBAL ^HİIIIİİİİİİIİİİÜfiiiiliiiilllilUnilliliIIİIHIUIİİİfiliüiliiiü Evet Hayır FKÖ'YE BÜKO İZNİ Türklye, Batı ile lli?kilerlnde en sorunlu gunlerlnl yaşarken. bölgesel lllşkiler açısından önem taşıyan bir konuda. Filistin Kurtuluş örgütünün Ankara'da büro ocma8i konusunda karar aşamasına geIiniYOfrtu."Ortar. doğu ülkeleriyle ilişkilerinl geliştfrme cabalanfir "yS8ı}nkîştıran Ankara. bu önemli sfyasal glrfşimi gercekleşttrme konusunda kararlı görünüyordu. •Yeni baştan duşunmak istiyorum insanı / onu tanımakta / yanılnuşa benziyorum ' o kadar ki / bugunedek duymadığım / duygulan yaşıyorum.» «Babalann Çıkmazını anlatmak istemiş Hazım Zeyrek... Anlıyorum durumunu, oğullan büyümuş. delikanb olmuşlar, bilinç ışığı içlerinde. şu ya da bu yoldan gelecek topluma kurtuluş, demişler, diyecekler. Kurtuluş yollan öylesine çok mudur? Kolay nudır öylesine? Oyle olsa niye bunca çıkmazın, bataklığın cnünde bocalamak?... Zeyrek'i 1963'te Sıvas'ta tanıdun. Ükokul müduruydü. «Sa» adlı bir dergl çıkanyorlardı bir iki arkada; birlikte... Toplumcuydu, Köy Enstitulüydü, ozandı Zeyrek. Yolum dusmüştü oralara. «Sıvas olmuş Tannlara masa» demişti başka bir ozan. Dolaştık sokaklannda, içtik lokantalannda, tartışmalar, şiir okumalar... Bir değişik evrendi benim İçin. Büyük kentin duvarlannı yeni yıkmıştım. Geç, ama saglam biçimde... Yıliar geçti sonra... Zeyrek, Milli Eğitim Müdurü oldu Nevşehir'e...' MC iktidan onn aldı o görevden. Daıjıştay'a gitti. geri döndü göreve. Bir daha aldıiar. Bir daha gitti Danıştay'a. Sonra galiba bir daha. Ben de değinmiştim bir İki kez bu Danıştay'a gidip gelmelere. Sonra Ud kez de aday oldu Sıvas'tan... Seçi mi kazanmanın sınınna kadar geldl olmadı. Şimdi Ankara'da yeni bir görevde.. «Bir başkasıyun artık / varsın / inancı uğrunda / ölsün diyemiyorum oğluma / ama neden diyemiyorum / oysa yülarca demiştlm kendime / bunu gururla söylüyorum». Yıllardır her gun genç ölüler çıkıyor yolumuza, duşlerimize giriyoriar. Yirmi yaş, onsekii yaş nedir ki? Çoğunlukla bilmeysrek gidiyorlar ölüme. Yolun, o kısacık yollanmn sonunda 'ölüm1 denen kesin bir sonuç olduğunu düşünmeden. düşunemeden... O yaşlardan hep geçmedik mi? ÇılgınJıklar çağı demişler, "deli'kanlıklık dönemi demişler. Hepimiz gençliğimizden başka yitirecek değerimiz olmadığı yaşlarda ofüm'ü benimsememişizdir. Biz öîmeyeceğiA ölüm nedir ki? Inandığımız sorunlar uğruna çarpışmak. savaşmak önemlidir. Tek ülku, amaç, erek budur. Bızim zamanımızda daha soyuttu bu toplum savaşçılıgL Şimdilerde somut. hem de nasü kaskatı!... Kanlı bir yoL her gün birkaç gencin harcandığı, geri gelmeınek üzere aranuzdan kopanJdığı bir maym tarlası... Bir baba eski düşüncelerinden tster tstemez vazgeçmek zorunda kalacaktır. Her gün ölüm yolunda yürüyen, seinçle, istekle o yola doğru koşan çocuklan gördulcçe... Bir zamanlar "inancı ugnında ölmeli insan' diyebilen bir ülkü adamı. bir ozan, bir toplum savaşçısı bile... Bakar, boyuna gelmîş oğluna, oğullanna, aklından geçer bu tür düşünceler... •Oyleyse neden / ona / bu İnancı veren ben değii miydim / bu İnsan sevgisini / tıalkından sorumlu olmasını / haksızlığa karşı koymasım / isteyen ben değil miydim / öyleyse neden bu f bendekt olup bitenİeri / anlıyamıyorum / daha kötüsü yoksa / verdiklerimi geri mı istiyorum». Evct, babalann cıkmazı bu. Zeyrek bunu şiirinde güzelce anlatmış. Tam bir içtenlik. yüreklilikle... Neden sonra anlanz birtakım önemli gerçekleri. Bir anlığına yanıp sönmek göz kamaştırmak... Yoksa sürekli uğraş vermek. çaba harcamak. yararlı ohnak mı? CJençlik co?kuîudur. acelecidir, hızlıdır, sabırsızdır. Kestirmeye, sonuç ahcı atılımlara düşkündur. Yaşlar birbiıi östune bindikçe bir durgunluk gelir ister Istemez. Doğanm bir oyunu mu yalnız? Aklın ağır basması demek 'daha doğru bence. Hazım Zeyrek de yirmi yıl öncenin tnsanı değil sinadt Hiç birimlz değiliz. Olamayii. BAKANLIGINDAN Yurdumuzdakl tüm banka şubeierinde 11 Mayıs 1979 tarihinden itibaren % 18 faizfi 1979 Devlet İç Borçlanma Tahvilieri'nin satışına başlanılacaktır. Tahvillerin faiz ve anapara ödemeleri her törlö vergî ve resimden muaftır. Sahipleri tarafmdan istenildiği zaman satış süresi içerisinde bir ay önceki kademeli satış fiyatmdan, satış süresi sonunda ise işlemiş faizi iie birükte paraya çevri* iebilir. Erken alanlara peşiri faiz ödemesi amacıyla her ay başabaşın altında kademeli satış uygulanır. Halkımızm isteklerini karşılamak üzere tüm banka şubeierrne her kupürde tahvil gönderilmiştir. ; Yeni %" 18 faiz orani, geçen yıüarda Malfye Bakanlığınca çıkanlmfş tahvillerin 11 Mayıs 1979 tarihinden sonra vadesi gelecek ilk faiz kuponlarına da uygulanacaktır. Geçmiş yıllarda çıkanlmiş tahvHlerin sahipleri diledikleri takdirde Türkiye Cumhuriyet Merkez, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasr ve Türkiye iş Bankası Merkez ve Şubelerjne başvurarak tahvilleri üzerine yeni faiz oranını gösterir kaşeyi bastırabilirler. Değeri kadar devlet borcunu gösteren, net %" 18 faizli 1979 Devlet İç Borçlanma Tahvilleri satm almakla, bir yandan tasarruflarrmzı emin ve kârlı biçimde değerlendirir. öte yandan yurt savunmamıza ve ekonomik kalkınmamiza katkıda buiunursunuz. MUHSİN ERTÜĞRUL Gecsn hatta Türk sanat yoşamrnın en bflyuk adlarmdan birinl daha yitirdik. Türk tiyatrosunun tartışmasız kurucusu. kendinl sürekli yenileyen, gençlerl yetiştlrmeyi her zomon görev bilen gercek sanat İnsanı. eanat emekçlsi Muhsin Ertuğrul'u da toprağa verdik. P»$TA LONDRADA YENÎLİK inglltere'de seclm. bektendlğı gibi Bayan THotcher'm Muhafazakâr Partisini iktidara getirdl. Ancak yeni yönetimin, güçlü İnglliz sendikolorı korşısında seçim başansını sürdürmesi konusunda kuşkular büyuk. Bu aroda Bayan Thatcher"ın seçim kampanyası sırasmda. dış polltikcrya ilişkin sözlerinin de gerek Batı gerekse Doğu'da genlş tedirglnlikler ycrattığı bilinlyordu. Şimdl Bayan Thatcher'ın bu sözlerinl yerine getirmesi durumunda dunya politlkasında yeni sorunlarla birlikte büyük tepkllerle karçilaşabüeceğl de beürtiliyor, ÎRAN'DA BELtRSİZLİK Iran'da. İlk kez devrimln önde gelen kişilerfnden bfrlntn, İslam Devrim Mahkemelerl Başkanı olduğu blldirllen Ayetullah Mutaheri'nin ötdüruimesi geniş bir şaşkınl»k yorottı. Kimt çevreler olayın sorumluluğunu CIA'ya yuklerken, genelllkle. bu olayın iran'daki siyasal ve askerî beNrsizliği iyice açığa çıkardığı bildiriliyor. Cumhurtyef Vefat Ve Teşekkür Fatroa Tumalı'nuj ve merhum Vehbi Turnalı'nm ogullan, Türkân Turnaü'njn eşi. Hakan Turnaü, Vehbi Turnak Fatoş Turaalı. Nurhan Engin, Ayhan Engin, Gul Dere'nin babaları, Nürsel Engin, Tuncer Engin ve Okan Dere'nin kayınpederleri. İŞ ADAMI Orhan Turnalı'nm 2 mayıs 1979 gucu Ankara'da geçirdigl traflk i a . zası sonucu aramızdan ebediyyen ayrılması nedeniyle Ankara'da yaicın ilgi ve alakalannı gördüğumuz Devlet Bakanı ve Başbakan Yadımcası Saym Faruk Sukan'a, AP Senatörü Sayın Ata Bodur'a, DP eski Genel Başkanı Sayın Ferruh Bozbeyli'ye, Numune Hastanesi Başhekımi Sayın Dr. Temuçin'e, Fahrettin Köksal. Kutlu Köksal, İlhami Köksal Ue Kemal Gönül'e. Ordu'daki cenazemize katılan, evlmize gelerek üzüntulerini bildiren Ordu Valisi Sayın Cafer Eroğlu'na, Belediye Başkanı Sayın Kâzım Türkmen'e, DP eski Genel Başkanı Sayın Ferruh Bozbeyli'ye, CHP Senatörü Sayın İdris Gürsoy'a, CHP Mületvekili Saym Ertuğrul Günay'a, AP Milletvekilleri Sayın Hamdi Maden İle Saym Kemal Şensoya. CHP eski Senatörü Saym Şevket Köksai'a. telefon ve telgrafla uzüntü ve başsagugı dilekJerini Ueten AP Genel Başkanı Sayın Suleyman Demirel'e, Kadirli Kaymakamı Saym Vehbi Engin e. eski Ordu Senatörö Sayın Selahattin Acar'a. eski Ordu Mületvekili Saym Senai Yazıcı'ya. DP istanbul Ö Başkanlığı Ue çelenk gönderen kişi ve kuruiuşiara. aynca bütün akraba, dost ve yakınlarımıza teşekkürlerimizi sunanz. AtLESÎ (Cumhuriyet 3844) (Basin: 14521) 3837) rÛRKİYE'NlN EN UCUZ vo EN LÜKS EUROCARD ve DİNNER CLUB ÜYELERİNİ OE KABUL EDEN. TURİSTİK BELGEÜ VÎLLAW Bu yuzden yinnl yasmda harcanaa gençlere acımai gerekir. Geleceğin buyük bir gucu tlk adunda tükenip gitmiş diye... Ama boştur bütün bu sözler. bu babalann. amcalann yakınmalaru doğru yol gösterme çabalan. Gençlik böyledir İ5te». Bir gun gelecek, hepsl acınacaklar tükettikleri bo$ çabaya. harcanmaya... Lâle ^ İMZA GÜNÜ Kemal Bayram Behzat Ay Mahmut Makal Bugun saat 14't«n sonra Niçontaşı Akademl Kltobev'nde kitopiannı unzalayacaktor. ÖREN M O T E t R E S T A U R A N T DEVAMtl SICAK SU KALORIFEft ÖREN BURHANtYE (Cumhuriyet 3SS6)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear