23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHDRİYET 15 EKİM 1977 SANATEDEBIYAT Dinçer Sümer: "Yazar, çağını, insanı değiştirmekle görevlidir,, Engin KARADENÎZ ıKazandığın Törk Dtl Kurumu ödü!u ıçin ne dıyorsun?» jSevındım mutlu oldum Böyle bır ödül her yazorın gonlunde yatar Ama bu odulün onur verdıği olçude, sorumluluk da Vukledığını duşunüyorum. Guzel Türkcerre. toplumuma, edebiyata ve tıyatrovo karşı sorumiuluk. Bu sorumluluğu. sevınc ve bılmcle. savgıyla taşıyacağım tüm yaşaTiım boyuica » «Bu ödulu kazandıran 'Esttl Fotoflroflar1 adlı oyunun gecen dönem n»vlet Tlyotrolarında oynanmış. llgl gorr jşlu Tlyotro yazarının başarısı neye baglı sen ee?» «Ben şcnsiı bir yazanm Cünku. ovun culuğum ve yönetmenlığımie de tiyatronun ıcmdeyım Kend! ovunlanmdo rol aldım bozılarını vönettım Bırkaç oyunum, oym donemde boşka başka tiyatrolardo oynandı. Sözün kısası, ben hep tıyatronun tctndeym. Sürekll olorok bu »şln loboatuarında yaşıyorum. D'ledığım her deneyl yapab.lıyorum. Bu da bır tıyatro yazarı lcm oldukca önemlldir. Yalnız...» «Evet, yalnız?* «Yazar, cağını, insanı değıştlrmekle görevlıöır. Sancıtar Içmdedır. Sagl'klı do ğum yapabilrr.esl lcın. durmadan kendınl yeniieyıp çoğını ıyi ızleyebılmesı, sCrekll bır geıışım lclnde olması gerekır Bugun Turk yazarının bu olanağı koıcyca buldu ğu söylenemez Tjm sanatcılanTiız ıcın aurum budur. Bakkal tabelası yozarak ge cınmeye çalışan üntü ressamlarla, televızyonda cıklet reklâmı yapmak zorunda kalan değerlı oyuncular tanı/orum. Konu yalnız ekonomık bunalım değıldlr, devletın. basının, TRT'nın de llgisızlığı ortadadir Uzaktan gol aton ayaKtopcusuna des ton duzenler, özgun operasınm temslli son anda engeüenen gsnc bır bestecinin sızısını duymozıar bıle. Sonra sağırdır bl zım ortamımız, adanı guTie goturürier.» cVazar olarak etkılendlgin klşiler?» «Butun de\rmcı djşunurier sevdlğ'm yazarlar. soylu ozanlar etkıler benı. Sophokles. Shakespeare, Russel, Cervan tes. Brecht. Mılier. Aragon, Albea, Tagore, Racıne. Tenesse Wıllıams, Osborne. Velıh Cevdet, Nâzım, Akba!. Cjmalı, Asena Dağlarca. Sabuncu. Öz. Orhan Kemal...» «Yenl colışmolann wor mı?» c'Ah BIZITI Evler' oıye bır oyun, 'Kadınım" dlye blr oyun. rodyo ve tıyatro co lışma.crım... Sayın Belgı Paksoy un cevlr tiıgı 'Eskı Fotoğraflar'ın bır komşu ulkede sahnelenmesı . E'ımden geldiğınce okuyabılmek, bır d ş yo'culuk umudu... 'Yannıs. Komşum' dıya Ege barışını özle yen bır roman...» Turk Dil Kurumu «Denemo OdulCunü kazanan Prof, Dr. Nusrat Hızır. 'Felsefe Dili,, üstüne Nusret HIZIR T urVce'nln felse'e dlî! oîması tcin cabo gösterrrıemız gereKt'ğınden scz ederız Burcan na oniadıgtmızı kısaca ıncelensK yarorıı olaoı Bunun ıç!n ılk olarak b ım'sr e'e aioiırr> B1lının, kırrsece ycdSınaTiyacak sait bıcnseı tanı r> şöyle olabıîır «Bılım, bırbırlerıne herhangı btr yontemle bağlı. doğru oldukları örs surülen öner meıerden (bı gı veren tümcelerden) meydano geten bır bjtundur» Bunaan liemen anlaşı lyor KI bıl.m bır dıid r Şimdl felsefe>e gece'ım Feisefede i'k göze carpan bır ıkılıktır B r yanda acunun yaptsı, gecmışı geîeceg'ı. ya do şeylenn ozlerı, yahut da su in san denen yaratıgın zovallıUğı g bı terraıarci3 bılım gıbı gorelı degıl mutlaklık nıteıığ nde bılgı ver dığınl öne suren b r felsefe turu va' Bilgi verne baKimından bılm n rakıbi, hatta coğu kez bılıme yükseklerden bakan onu kjçjmseyen, «bıiım varhğın. ya da gerceğın ancak dış gorunuşunü kavrar, ben ıse onun ıcme kadar gırerek gercek nıtellğıni kavranmı dıyen ve fız kotesı (metcfız k) denen bu turün kımımızce degers'z yada a^lansız oldjğu duşünulur (ben de c,'le djşunenlerdsnlm) Ancak, bu felsefenın ustunde yürütulen olumsuz değer yargılarmı bır yana iterek salt bıcımsel bakmdan yapısına bakorsak, bunun üo konu dılı o'dugu hsnen anlaşılır. Gelei'm öbur tarden feısefe.e Bu tür, bı md'ö! gıbı, ıkl obekten meydana gelıyor Bırı kurom sal (teorık) obüru edımsel (pratık) felsefe. bırıncı öbekte bllgı kuramı. yontembllıml (metodoloıı), blllm felsefesı glbı dısıplinler, obürunde ıse ahlak ns es'etik ver alrrakta Bunların yapılarına edel'm Örnegın msîodo'o,ı. genei'iKle bıhmlenn hangı yonlemı uvsıiad|kiarı, bu \omerr.lenn bızı ne oıc^ae doğ'Lwa er ştırdKie'l. bunıarda ne ot cude yonlışlık payı bulunduğu gtbı sorunları nceier, oriegın olasM gm dogru ıle ılışK.lerını orcş tırır. tumevarım, tLmdengalım ıikelerın n gscenıI ğı ustundö durur... Tor.h felsefesı tarıiı bı.gısının sınırlanm, tarıh bıhmın.n vopıs nı vb ınce er. Estetık, saiat ycpıtları ustjnoe djşunceler o n surer Butan bu tur fe'se'eierde şjnu scptıyoruz Bjnların konulan, konu o'll olan teker teker b 1 r\ lerdır. Yanı bunlar. dıl usture dı.dı.ier. Bu gıbt d 1 lere batı'.îar gıbl ben de ustdi (rretalangLage. metalargue. rr.etasprccne, deme/ı >eg buiu/orum jlkı değerlı arkooaşım Dr. Teo Grunberg '•« Atinon Onart, konusu d 1 oian dı e. sozeden d,ı dt yor, ben Jstdıil daha ccık, dana carp oı bu'djğuTdon ustdıl tenmınde direr.nekteyım) Bu ustdll nasıl blr dıld r? Tıo<ı konu d I gıbı Ttrkce, Fransızca. A'monca . oıarak gunij< dılln bır parcasıdır, gene tıpkı konu dıllnda oiaugj gıbı buna blrkac ozel terım katılmaktadır. Bu arada felsefa tarıh'nl avrıca gozden geclr mekte yorar var cunku felsefe tarıhı tanh mıdır, felsefe mıdır dıye tartışılıp durul^uştur. Semıotm' İn b j konu dılı, üst dıl ayıriTnnı gozonunde tuîmazsak ona tarıh'tır demek gerekır Ben de UZJT Süre bo/le sondım va boyle dedım. Ama felsefe tarıhıne dıkkatlo bakarsak, o zamon şunu goruruz Bu tarıh felsefe duşunce ve oğretılennın geUşımının zanan lcmdekl durumuaur Felsefenın ksn dısının üstdıl olduğunu gordük. ö/leyse felsefe tarıhı bir ustdılı kendıne konu ed nen bır ustdil, başka deyışle, yukorı doğru ircınci basamaK;tan bır üst dıldır. Boylece sorun cozulmjş ve bu d s plinın (bu dı'ın) tarıh mı, felsefe mı oldugu kavgası da, onlamsızlığından öturu ortadan kalkmış olur. (Blr noktaya dlkkat etmek gerek: Felsefa tcrihl, Ostdıl o!on felsefeden söz ederken 2 ba samaktan, flzlk otestnden söz ederken 1. basamaktan ustdlldir.) CÖMERT: "BİZDE SANAT TARİHİ HENÜZ YÖNÜNÜ ARIYOR,, Konur ERTOP Kemal ÖZFR ' O«v!rlslyla TDK Cevlrl ödülO kazandığınrz «Sanatın Öyküsu» adlı kltabı blze blr sanat tarlh çlsl olarak tanıtır risıntz? Asıl mesleğl »raştırmacılık ve eleştırmenllk olan blr kımsenın tgzından abartılı sozler duymak yadırgatabılır ınsfını, ama ben tSanatın Oyku6Û» lcm cnefıs bır r ıtap» demekten cekınmıyorum. Sonat tarıhıyle, estetık bılımıyle uğraşanlar, Gombrlch'ın adını ve yapıtlarını yakından bılırler yada bîlmelıdırler Sanat yapıtı adını verdlğımız nesnede değışmez bır bıcım o'arak somutlaşan uslup seruvenıne, bu uslubun lcımıze serptığı Ineancılığa ve bu ınsancılığın toplumsal boyutuna, duyarlık ve b igi dolu bır sanat goruşüvle yoklaçon cağdcş bır sarat tanhcısıdır. Gombrıch Özellıkle ıSanatm Öyküsü» yapıtıyla, dunyanın sa yısız ülkesınde. yedısınden yetmışlne dek mılyonlarca Insona resım. mımarlık ve he^kel dılıne bak masını ve onlardan estet k haz olmasını öğretmış tır. Boylesı bır sanat tarıhi metnını abartıh sozıer dışında Kisaca betınlemek olanaksız bır ış Onu ancak okuyan degerlendırebılır. Onu oncak. okumaya baş oyıp da olışılmış beğenısel ve b'lımsel ön yargılarından sıyrılmasını bılen ve renk, biclm, mekân yolcuiuğuna cıkmayı goze alabılen klmseler ıçlerınde yaşayabılır. Bu nedenle beoim yapabıleceğim biricık açıklama «okumaya cağrı» olacaktır. Bu sözlerımle reklam fıian yapmıvorum, cünkü yapıt, Gombrıch gıbı dev bır sanat tarıhçisının adını taşıyor. Blzde sanat tarihl calışmalarını «e bu alartdaM yayınlan nosıl değerlendlriyorsunuz? Onlversıta dışır.o sızabılen ve canlı kültür « sanat ortamıyla bağlantı kurmayı başaron ve sa> yısı son yıllarda gıttıkce kabarıklaşan yapıtlar dı şında, bızde sanat tarıhı calışmaları geneilıkle henüz daha yonunu arayan bır yığıntıdır. Alman okuluna özgu sınıflandırıcı ve betımleyıcl yone'lmln şımdılık daha ağır bcstığı soylenebılır. Bu yon temı uygulayon calışmaların tabanını cağdaş bir dünya goruşu beslemez veya kor bır Ideolojık bağnazlık korukler. Bu tur calışmaiar, 6omut ınsandan, toplumun dırı yaşantısından uzaktır: En ıl kel duzeyde bıle bır sanGt kuramından ve estet.k düşüncenın dayancasından yoksundur. Ne yazık kl, böylesıne cağdışı bır anlayışın ortaya koyduğu urunlerın boşlıca ozellığı soğukluk, asık yuzluluk, sanatın karşıtı olan duygusuzluk, coşku yoksunluğu oluyor. Bu eskımış goruşe karşı cıkan anlayış ve ürünler elbette gereklı savaşımı vermekte ve Türk sanat tarihcılığıni toplumumuzun çoğdaş blllnçlenme duzeyine ulaştırma yolunda önemll adımlar atmaktadır. Ama bu cabayı. yaş farkı gd zetmeksizin. yalnızca «ılerıcı» kafalara borçluyuz. Konıma gore ancak bu kcfalar bıze, yüreğımizl varsıllaştıran, beynlmlze yenl tadım ufukları acan, gecmlşımızle sıcak ve tutkulu bır bağlantı kurarak bıze b j dünyadan daha göcmeden yaşatan ürünler vereceklerdır. Cok yazık. Bazı cevrelerde hâlâ sanat tarihl deyınce. sanat yerlne. îarihcılik ve, betımleme yığıntıcılığı anlaşılıyor: Sa< nata Ise, guzellıksız bır dıdinme gözüyle bakıîıyor. Mağara duvarlarına bızon resımleri cızıktıren llkeller sanat duygusuna bu denli yabancı mıydı acaba? Merak edıyor insan. Çevlrdlğinlz yapıtın konusu olan reslm, heykel, mlmarlık glbl alanların toplumsal devrimle bcgları nelerdlr. Ona katkıları ne olablllr? En azından. Türk aydınına şlirln. romanın, öykunün, sınemanm, müzığın ve oyunun âtesınde bır de resım, heykel ve mımarlık boyutunun bulunduğunu bır tbeğenl olgusu» olarak gostermek olacaktır. Peşınden de, sosyalızml vıtnnde etıket sartan cıkarcı beyın sızlere sanatın sılınıp atılamtyacağmı, ınsonın sanatsfz ele alınamayacağını ve sanatsal etkınlığın çızgısel bır toplum boyutu» no kolaycılıkla indırgenemiyeceğınl gösterecektır. Elbette yapıtın her şeyden önce okunması koşuluyla. Çünkü bızde okunan yapıt uzerıne değıl, başkalarından dedıkodusu dinlenen yapıtlar üzerlne vıdıvıdıcılık geleneği egemendır coğu cevrede. Eğer tSanatın Öykusü» okunup özumlenırse, toplum sanat ilışkısının nasıl derlnlerden Ince sıı kaynakları gıbı sessızce oktığınm ayrımına varılacak ve yopıt, sanatsal yaklaşımlorımızda, ka'ıpçı kolaylıklara yenılmeyıp. bu derin ama vazr geçılmez bağla ı sabırla aranarak, sanatn vazcek doğosınm kavranrrası yolunda bır ornek oluşturacck. 1 SONUÇ î Benlm de koJayTina getcfiğtnden kullandığım (felsefa dlll» sozü yanlıştır. Çunkü. Felsefe dlll deylnce dil, felsefenln blr nitellğl oluyor. Oyso kl, felsefenln kendlsi blr dil. konu »u dil olan blr üst • dlldlr. 2 Bu dllln dilblllm, gramer, sentaks vb bakrm lardan hlçbir ayrıcalığı olmadığını, genel dl lln lclnde yer alan blr öbek olduğunu gorduk. Boyle olunca, genelllkle dllde devrlm, feisefede de devrlm demek olacaktır. Aktunç: * ı r> * Dilibir amaç durumuna getirmemek gerek/f Türk Dil Kurumu Hlkdye ödülünu aldmız. Dît olayı ve diiln hıkâyede kullanımı uzsrıne ne duşunuyorsunuz? Ödul Torenl konuşmamda, cdıl, gerceğln adlandırıımasıdır,» demışt'm. Bu, dıl ustune bır ozlemı dıle getırıyor Cjnku, hepımız bılıyoruz. d.l ı bır amac durumuna getirmemek gerek. Yalnızca b r craç. arcclann bırıcıgı va en guzelı o Dilde devnncılık. bana cldatıcı bır tomarıa gıbl gelır hep Gercek karş snda aevnmcılıktır temel. Gercek konusundakı devrırcı tutum, dıl konusun da da kendı uıunlennı, haklı ve dogru urun srm verır Dıiın hmayede Kullanımıysa, yıne dedık'srımls bcglantılı Sözlü gelenekten yazıfı geleneğe dek bj;un hıkâyemız, ustalıklarla do'u Nesır rnrasımız cütun ulkeleraen zengın. dunuy.e tie bugCnuyle de Hıkavecıve bunu yenıden venıoen da mıtTiak ve kısılıge varmak kalıyor. Ko'ay değlı bu A r a daha ışn cok başlannda görunen arkadaşlarımızda da acıkca gorulen dıl ve deyş beğenısı hem «ortalaTiasvı oştyor. hem doğurgaa Bu sevınc verıcı Hıkâyede genel olarak ne yapmak Istlyor sunuz9 Odul kazanan kltobınızda bunun ne kodo rını gercekleştirdlniz? B r hıkâye aunyası kurmak ıstedım hep En cok eie olınan kımı konular ve alanlarda, hıkâvenın sevgıli kısıtlamalarına da zoman zaman ters duşmeyi göze clarak, tdeğışık ve doğ'u»\a varmak ıstedım , Hıkâyeye tutsoğın ben. belkl de onu kendıme tutsak etmek içın uğraşıyorum. Son m köcuk köcuk b'rtakım ışıltıiar peşlndeylm hlkâyede. Dogrusu okurun bu ışıltılar konusunda ne duşünduğünu bütün boyutlarıyla bılmıyorum ama. Soıt Falk'ln «edebıyat daha guzel ve daha lyı bır dunyaya varmak icın ise yaramazsa, neye yorar?» onlamında b r sozu var... Boyle bır sorurruz oldukca ve kolayo kacmadıkca, ordına dustüğüm ışıltının büyuyeceğıne ınanıyorum. Ilk kıtabım da, bu yo 3aki dokjz on yıllık blr arayışın urjnierınden b r secme «Gıdenler Donmeyenler»dekı hıkâyeler, varmak ıstedığım ye re cyle uzok kıl Yola cıkmayı da bır ovunç sayıyo'um şlmdı ödullerln sanatcıya kotkısı? Ödül almanız sanatınıza ne getirecek? Bu katkı sanatcının yaygmlaşmasından öta oiamaz sanıyorum. Duşünün. bızde henüz blr ya/ınevı bır sanatcya başvurup calışmalarını de ğerlendırmek ısteaığını so\lerse. bu sevınc yaratıvor Genel'ı^le yazarlar koşuyor yayınevlerımn peşınde Acaba ooul enn bu olanda da bır kotkı st olur mu' (Bakın, bencıUıkse oyle deyın ama, gerek tGıdenler Donmeyenler» gerek kasım başlaında cıkacak «Kurtarılmış Hazıran» kıtabımda sa/gıdeğer yoyımlama talep'erının cok etklsi oldu Benı hızlandırdı Bu genel anlamda bır özleTi o'rraKtcn cıkmoiı. Ödullerln bundakl katkısı na olabıîır? Ödul veren kurumlar bu soruyu cevapla^ak yolunda da blr şeyler yaporlarsa, odulle'in tşlevı yuz kez artar derım.) APARTMAN «Ben konservelerl alırım» dlyor ses «Içını birlıkte yeriz sen de boş kutulara sardunya ekersın olur mu» Aşağı katta genc adom Jara'nın ellerıyle okşuyor scvdığınln başını Kızm tedırgınlığı bundan lcıne alamıyor Kabahat cocukto dı/alektık duşünceyt Ya paspasta bırakmalıydı eve gırerken Yo aa çoraplarıylo birlıkte Terlığın lcinde Dışarıdo pazar kuruluyor tzzet İASAR NOBEL'İ BİR AŞK ŞAİRİ İSPANYOL VİCENTE ALEİXANDRE KAZANDI Ahmet CEMAL İhbar (2) («İhbor (1)1 defterlne ceklp bana Imzalatan adını bllmcdl ğim genc kıza ve Sınan'a) sozler dılımde gezer başka ne kaldı yıldtm su borusu gıbi dovonık'ı olrraktan başka ne kaldı evet öyleydı oaı ad an durmadan kltap okurtcrdı yumrukları şımştr yüreklen maden brr Dıvriğı'de görmuştuTi bır de onlarda zaten hepsının başında kasket başko ne kaldı sözler dıümde gezer evet öyleyd! cdı cdlorı ormanı konuşmaya oturmusornan k! dünya ormanı zıpkından aydınlıktan Dıvr.ği' den bak hasan N'olur oak sen ben omer lütfuyle nuran polat sezer Şımdı obürlsrinı hatırlamıyorum N© kadar yokışınz blr (otoğrafa benlm sırtımda tcbut osmonın elınde movzer asağı yukarı boyle odı adiarı unuttuğum yuzlerce kıtap beikı beikl o kadar tüfek ne kadar yokış rdık değ'l rı hascn oldurulmezsek. tjk cSevg! detu b r ten sıcaklığıyla dökülür gun tşığı uzennıze...» Unlu yapıtı «Yıkınş ve AşK»ta (La Destruccıon o el Arror) bu dızeye yer vereT ünlü Ispanyol ozanı ve 1977 Nobel Edebıyat Odulu sahıbı Vıcente Aieıxandre, 26 nısan 1898 tarıhinde Sevılla kentınde dünyaya geıdı. Cocukluğj nu Malaga ve Maarıt'te geclrdı. Madrıt'ta hukj< ve ıktısat öğrenım yaptı Eğıtımını tamam'odıktan sonra bır süre yuksek tıcaret okulunda oğret.m uyesı olarak caiıştı Ilk şl rlerını bır başka büyuk tspanyol ozanınm, Damoso Alonso'nui yürektendırmesıyle ! vfsta de Occidente» adlı dergıde yayımfadı. 1928 yılında ycyımlanon ık ş.ır kıtobı «Ambıto» ıle adını geiış yazın cevrelerıne duyurmaya başladı. Fransa, Ingıltere ve Isvıcre'ye yaptığı gezıler goruş ufkunu genışlettı. Gercekustuculuk, cpoesıe pare», Joyce ve Freud'un goruşlerl ve Alman romantızmı, sanatcı kışılığını oluşturmasını derıncen etkıledı. Ilk yapıtlarmı solt şnr spoesıe pure» on layışı doğrultusunda vermış olan AleıxaTdre, 1925 kuşağı dıye adlandırılan ozanlar kuşagının en onemlı temsılcılennden bıri ve Ispanyol gercekustuculuğunun en onde gelen adlarmdandır. Ozgun ozan kışılığını gercek anlanıyla vurgulayan baş yapıtları. 1932 de yayımlanan tEspadas como labıos» ıle, 1935 te yayımlanan sLa destruccıon o el cmor»dur. Her ıkı yapıtındcn oturu ozana 1935 yılmda Ispanya Ulusal Yazın Odulu verılmıştır. »Sanat sanat ıçmdır» ılkesıyle b cım'enen tso1; şıir» dogultusunda yapıt'ar verırken ılerı olçude bıcımci olan Aleıxandre, yukarda anılan ıkı yapıtında bu bıcımcılıkten sıyrılır, uzun ve ssrbest dı zeıere yer verır. Bu tutum, sanatçımn daha sonrakl yapıtlarında yoğunluğunu gıderek artırmış, dı zelerı her türlü bıcım kaygusandan sıyrılırKen, ıco rık acısından alabıldığıne insancıl b r derınlığe ulaşmıştır. Aieıxandre'ın yapıtlarında b r ıkılem, gsnelük le her zaman bellrgndır. Bu ıkılem, toplurrun zor layıcı kuraiları kışılığını insancıl tttkuların dog ruıtusunda bıcınlemek ısteyen bırey ka şıtlığınaan ve çarpışmasından oiuştr 1935 yılmda yayımlanan duz yazı yapıtı tPasıon de la tıerra» da. «kanın tutku'arına gsm vuran» uvgarlığa baş kol dıran Aleıxandre, »Yıkıiış ve AşKsta bu tutumunu cok daha ayrıntılı bıcımae sergılemışîır. Insan vg doğa butunîeşmesı. yeryuzünün canlı ve cansız türn oğeleri ııe bır butun olarak eie alınması, Aleixandre ın yapıtlarında beiırgınleşen baş ozellıklerden bırıdır. «Denzd r dclaşan ozanın damarlarında' ya da ılnsan olmaK, ucsuz bucaksız bır Okyanus olnaktır» gıbı dızeler. bu bâtunleşme ısteğını dıle getlnr Her tur'u doğruluğun ve gerceklığın te< kavnağı, doğruaan doğruya doğadır. Yeryüzunde resnelenn varlığı, süreKlı oiarak değışım yasasına bo.un eğen, susKjnluk ıcersınde bır varlıkt.r. Insanm dışında ka lan her şey. hoyvaniar, taş ve toprak va nıhoyet ışık. her zaman annmıştır, katıksızdır Desen: Mehmet SÖNMEZ Turgut ÜYAF VİCENTE ALEIXANDRE (Devamı 9. Sayfado)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear