Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 21 AOUSTOS 1976 YDİ aşaSamayan bir ev yüzünden çıkan çatışmada iki kîşi öldü (Istanbul Haber Senisi) Tophane de, paylaşılamayan bir ev yüzunden çıkan çatışma sonucu ikı kışl olmüş, bir kışi de hafıf yaralanmıştır. Dün sabah saat 8 30'da meydana gelen olayın faılı Ahmet Oz, çevrevı sılahla tehdıd ederek kaçmış, tüm ara malaa karşııı bulunamamıştır Hacıhılmı Kuıh>ar çıkmazı 5 sayılı uç katlı e\de kıracı ularak bulunan sabıkalı Ahmet Öz, bir suredır aym evın kıralarını toplayan Rahmi Çılıngır ıle kavgaya tutuşmaştur. Rahmi Çılıngır, Ah TARTIŞMA Bir şirketin genel müdüründen tehditle 50 bin lira almak isteyen iki kişi yakalandı. met öî'e, Uç aydır kıra vermedı ğını, bu parayı hemen verrresı nı, yoksa evden atacağıru soylemıştır. Tartışmanın yapıldığı üç katlı bmanın Yunan uyruklu bir Rum'a aıt olduğu, bu kışının ıse yıllar once Istanbul'dan ayrılıp Yunanistan'8 gitti|i öğren'Imiştir îd dıaja gore Parm Çılıng'r, eve sa hm çıkrp's, burp'a kjracı yerl"s tırmış, kıralan kendısı 'op'amış tır Danka oıa<da hunu bılen sabıkalı Ahmet Oz ı Bu ev senın değıl. Devletın evi, ben k vı sana vermem. Ben de bedava otu Adalet Divanınm Yetkisizliği Sorunu lüluMeri ve haklan içeren bir belge Htelifindedir. Milletler Cemlyetlnin dağılmasıyla bu önlemler, dlvanın sorun üzerindeki yetkisl ve örgütün organlarının uyelerine verdiği gdrevda\anın esasıyla ilgili karanna etkl yapmaz. ler ve yukumiulukler de ortadan kaikmı^tır. Ysni bu önlemleri almakla birlikte, sonradaa BM Genel Kurulunca 12 subat 1948 tarihmde yetkisiziik karan da verebillr. Dlvanda geçici kabul edilen Hazırlık Komis>onu raporu gereğince, örgut, Milletler Cemiyetinln sivasal önlemlerle ilçill duruşma ile sonınun esası olmayan, sadece teknik nitelikteki bazı göuzerindekj duruşma bırblrlerlndeıı ayn nlterevlerlni ve maUannı devir almıştır. llkler taşırnaktadır. 25 Ağustos giinü başlayacak duruşma, davanın esasıyla UgUl değil, ge 1928 GENEL hakemlik senedl, BM Genel Kuruçici önlemlere Ulşkln olabilir. Ancak Türkilu'nun karanyle de açık olarak ortadan kalkye, dlvanın davaya bakmasuıa rıza göstermemıştır. Genel Kurul, Belçlka'nın, girişimiyle, diği takdirde, geçici önlem konusundakl tste28 n*san 1949'da, genel senedl, BM örgütüyle bağdaştıracak biçimde değıştirmiş ve yeni ge karşı da yetkİKİzlik itirazında bulunmak metnln üye devletlerce kabulünü salık verdurumundadır. Üstü kapalı nza anlamına gel> miştir. Bu biçimde değiştirilen genel senet, memek içln de, daianın gorülmeslnde Türld20 eylül 1950'de vurürlüğe girmlstir. Turkiye"nin lstek uyuşması olmadığının açıklık ve ye, bu yenl belgevl ana^asal prosedüre uvkesinllkle blldirilmesl zorunludur. gun olarak onailamış değildır. (Prof. Seha CTJNMVlSTAN'ın, Dlvanın zorunlu yargüama yet. L. Meray, Devletler Hukukuna Giri», Ikınci klsini 1023 Cenevre genel hakemllk senedlne cilt, dorduncü bası, s. 362; >eni metin: Lnidajandırmak istemesi hukuksal dayanaktan ted Natlons Treaty Series, c. 71, 101). j oksundur. ULLSLARARASI uvuşmazlıkların çözumünü, uz ZORUVLU yargılama yetkisi bulunmayan divanm Hora'nm sismık ara^tırmalarmı onleyicl tek laştırma hakemlık >argı yolu yontemlerıne taraflı bir geçicl önlem karan vermesi bekbağlajan hakemlik genel senedl, Milletler Celenemez. Buna rağtnen verilecek blr karara mijeti Genel Kurulunca 26 eylül 1928 tarihinTurkive'nin uyması da kesin deÇildir. Kaldı de kabul cdılmiştir. Turkhe'nln 3 mavıs '1934 ki, divanın geçicl bnlem kararlarına kesıntarihli ve 2421 sayılı jasayla katıldığı bu çok likle uvulması blçiminde hir gelenek de vertaraflı andlaşma nıteliğindeki belgenln Ikinci leşmemistir. Niteklm «Ançlo tranian Co » bolumu, vargı voluna ayrünuştır. Genel seuyuşmazlığında (Inglltere'nin imtlyanndaki nedin 17. maddesine göre, katılan devletler tran petrollerinin mülilestirilmesi sorunu) dihukuksal butun anlaşmazlıklarım, bunları havanm verdfği karara lran uymamış \e buna kemliğe sunmakta anlaşmaja varamazlarsa, karşı bir sey yapılamamıştır. uluslararası surekli Adalet Divanına sunatLLSLARARASI Adalet Dhanının. Devletler Hııcaklardır. 33. madde ise, uvuşmazlığın kendikukunun pozltif kurallarına aykın olarak sine sunulmasmdan sonra dlvanın en kısa Tunanlstan'ın ilerl sıirduğu geçlcl önlem issure içinde hangi geçicl tedblrlerl alması geteğlnl reddetmesl olağan sonuçtur. Ancak rektığini karara bağlayacağinı öngörmektedlr. yargı organlan önünde hakların titizlıkle YUN \NtSTAN'ın başvurusunda dayanmak lstesavunulması da hukuka uygun kararlann diği genel hakemlik senedt, Milletler Cemiveverilmesinl sağlamak içln zorunludur. Bu tının dağılmasından sonra geçerliğinl yltirbakımdan Adalet DUanında önumüzdcki hafniı^tir. Devletlerin katılmalanyla çok taraflı ta baflavacak duruşmada Türkiye'yl temsil bir anlasma özellljHnl almakla birlikte genel edecek hukukçulann göre\lerinl özenle yehakemllk senedl, Mllletler Cemlyetl Genel rlne getirmeleri gerekmektedir. Kurulunca katılan dyelere yüklenen jükum(Bsştarafı 1. Sayfada) racağım Olmazsa ben seni bu evden atarım) aemıştır Tartışmanın ılerledığı bir sıra da, Ahmet Öz silâhuu çekererf ateş etmeğe başlamıştır. Rahmi Çılıngır aldığı yaraiatm etkısı ıle hemen olmüş, aynı evde kıra cı olarak oturan ve kavgacıları ayırmak ıstejen 33 ya^ındakı Ner gıs Erkı de yaralanımştır Nergıs goturulduğu hastanede olmus tur Yıne ka^gada ara/d gıren Ah met Öz'ıin nıkâhsız eşı Behıce de çeşıtlı yerlennden yaralanmıştır Olayın tek gorgü tanıgı olan Behıce, «Once Rahmi kocama saldırdı Bız kendımizl savunduk> demıştır. Cınayet ve çeşitli ^uçlardan 12 yıl hapıs cezası çeken, daha son ra da aftan yararlarup serbest bırakılan Ahmet Oz, polıs tarafından «tehlıkelı bır ıtışi» clarak tanımlanmıştır. Polıs, ıkı kişıyı olduren sabıkalıyı aramaktadır. Sinemamız ve geleceğimiz Sinema, bir zamanlann «ı başta gelen eğlencesiydi. T4yatronun ve konserlerm dar çevrelerden pek çıkamadıkları duşünulürse sınemanın gordıl ğü bu sıcak ılgının nedem colaylıkla anlaşılır. Bır türlü unutamadığımız, bugıin bile, da ha dün seyretmışız gibl anırnsayıp adlannı bır çırpıda söyleyıverdiğimız fılmler, kimbılir hangı arşivlerdedır şimdi Aradan yıllar geçtı. Sinema, yenni, ister lstemez, televizyona bıraktı günümüzde Televızyonda yerlı ve yabancı film ler de gösteriliyor; hatta o eski filmleri bir kez daha «îörme olanağını buluyoruz, flstelilc de kendı evımızde Hele o '•oğuk ve karlı kış gecelerıne televizyonun karşısma geçlp otur mak, vazgeçılmez oluyor. Teknolojideki gelışmeler kışi yaşantısını nasıl da rtkiliyor1. Artık eskıden olduğu ?ıöi dolmuyor sinema salonlan. Bu koşullarda film •rapırrcılanmızm iflâsa surüklenmelerı kaçınılmaz olduğundan, onlar da. çare olarak seks filmciliğine sarıldılar. Kısa sürede ortalığı bir seks filmleri furyası Yav ladı. Televizyonda ve ha*ta dergilerde görulmesi olar.acsız sahnelerle baştan sona dolu olan filmler, birbîri 9dına sıralanmaya başladılar. Topıum sal rutelık taşımayan ve eğıtıcılikten alabıldiğıne uzak jlan böylesine yoz fılmlerle sevircinın yenıden kazanılabilecejı umuldu. Bu kez seyırcıye bT şeyler verebılmek değıldı amaç zaten oncelen de gözle ^örulür bır şeyler venlmıyordu para elde etmektı Seyırcının bu iılmlerle bunalımını yenmesınin olanaksızlığını, sonuçta aaha koyu bır bunalıma yuvarıanabıleceğını daşünen voktu. Konular, derli toplu olmalanna aldınlmaksızın, bır çeştt «mekanık seks» üzerine lruruVayordu hep. Komedı adına ,ırı»kım kişilik zedeleyıcı yapmacık lar sergılıyor, bol bol argo iözcük ve deyımler kullanılıyor; bu arada dılimız de, kimi sözcuklerın kalın seslılerı bile bıle inceltilerek, sorumsuzca bozuluyordu Süreklı olarak, «rkek ve kadının bırbırlerıne valnızca cınsel bır yaklaşımda bulunacakları saçmalıgı anla'üıyor; onlann ıç dunyaları, bunun da otesmde bırbırlerıyle gerçek anlamda dost olabilecefcleri venlmiyordu hiç. Aslında, yoz burjuva kuitürlü Yeşılçam fılmcılerınden bunlsrdan başkası beklenemez ve istenemezdi. Seks, yabancı filmlerde de son sınırlara değın konu ed:»ıjor, ama sanattan kopmaksızm, içtenlığe ve estetık olçulere önem verilerek sunuluyor seyırcıye, yerli furya fılmleri gıbi kışkırtmıyor. Aynca, konalarının gerçek yasama uygun olmalarına özenılıyor. Son yıllarda başgostersn bu salgın boyle başıboş uruo gıtmeyecek elbette, günün bı rınde son bulacak Ne var kı, bütün salgınlar gibi bu da, ağır kayıplar verdırecek biz.ere, özellıkle gençhgımıze Açığı yarâları kapatmak kolay ol mayacak. Eskıden, çok Jeğil, bundan 1015 yıl öncelen, «açık» sahnelerı olan filmler PVnatılacağı zamanlar, sinemalarm kapılarma, «18 yaşından küçükler gıremez'» dıye levha lar asılır, aynca da ginşlerde kımlık kontrollen yapılırdı. Bugunse Universitelenmizden ılkokulda okuyanımıza des, nu tür filmleri serbestçe seyrediyoruz hepımız; ne yaşımız, ne de kımlığımız soruluyor' Hem. nerede kadın oyıınculann yarı çıplak bile görUnmedikleri 1960 yıllarının filmleri, nerede şimdiki anadan doğma soyunulan sahnelerden geçümeven filmler!.. Bızım okurlanmıza ahlâk der si koyup, peşpeşe ÎmamHatıp Liseleri açıp kendı çocuklannı kolejlerde okutan «ımanı butün» politikacılanmızm kulaklan çınlasm, onlann sayelerın de «gul gibi» yetışıyor, eeleceğm yönetıcllerı, bılımcılen, sanatçılan olan gençlerimız, çocuklarmuz!.. Bald YİĞÎT AYD1N Gıda somurusu TEHDİTLE PARA Öte yandan, Sımteı'in Genel MüdürU Ümit özkan'aan tehditle 50 bin lıra isteyen iki kişinln yaka landığı ve gozaltına almdığı polıs tarafmdan açıklanTuştır. Olay hakkında bilgı veren Asayış Şubesi, Ağır Suç Masası detestifleri, gozaltına alınan klşılenn Halim Taşdemir ile yeğenı îsmail Taşdemir olduğuru söylemıslerdır. önceki gece gizlice, Şlşli Halas kâr Gazı Cadc'esi 284 sajıda bu lunan Sımtel satış mağazasına gı ren Halım Taşdemır, mağa da gore^h gece bekçısı Kâzım Santaş ile oğlu îbrahım Sarıtaş'ı enterne etmıştır. Halim, bekçı ve oğlunu sabahadek olumle tehdıd ederek, mağazadaki tum gızlı yer lerle çekmecelerı kirdırmıştır. Pa ra bulamajan İbrahım, bu kez Genel Mudur Ümıt Ozkan'a mek tun yazmak için harekete geç mışfır. Kurnaz gangster el yazıaından tanmabıleceğinı düsünerek mektubu da gece bekçisi Kâzım Sarıbaş'a yazdırmıştır. Mektup, o sabah, Genel Müdüre ulaştınlmış tır ölUm tehdidi ile para kopar mak isteyen Halım Taşdemir da ha once randevü yeri olarak sap tadığı Şışlı meydanındakı büfenin önune yeğeni Ismail Taşdemjri gonderec^ğım büdır ;tır. Güçlenen TÖBDER Ö Ülkemızın en büyıik demokratık kıtle örgutlerinden biri olan TÖBDER 24,25,26 temmuz 1976 günleri uçüncü olağan kong resıni tamamladı Genış bır tabanı kueaklayan bdylesine bır örgütte farklı düşüncelenn olması doğaldır. Bu farklılık genel dünya görüşü açısmdan olan bır farkhlık değildır Demokratık kıtle örgütunun yapısmdan doğan bir durumdur Kimsenıp de böylesi bır duruma set çekme olanağı ve gucü yostur Burada önemli olan TÖB DER in sınıfsal yapısını doğru kavrayıp ışlevini doğru olarak saptayabilmektır. TÖBDER'm örgütsel yapısına uygun işlevleri yükümlenme sı zorunludur. Bundan kacamaz Yaşaması, güçlenmesı, dal budak salarak daha ıleri boyutlara ulaşması, yapısıni uygun içlevVeri yenne getirmesıne bağlıdır. TÖBDER bugune değın bunun büıncınde kararlılıkla savaşımını sürdürmüştür. Üyelerinin canlan ve kanlan pahasma, emperyalızme ve faşizme karşı yürüttüğü antiemperyalist ve antıfaşıst eylemler bunun kanıtıdır. Kimse bunu görmezhkten gelemez O halde antiempervalıst ve antifaşıst oluş, TÖB DERIn temel belirleyici nitelıklerındendir. Üyelennın tümunü kueaklayan da bu niteliklertndeki ortaklıktır. Bu genel dogrular torçısmda olumsuz olan yon. kitle örgütlerine yapısı ve işleviyle bagdaşmayan gorevlen vüklemeye kalkışmaktır Ancak bır sıyasal pıutının bılınçlı ve kararlı emekçi kesimın omuzlaması ge TEK, TEK Ağır Suç Masası detektifleri, bnce Ş.şlı meydanında İsmaıl Taşdemın para beklerken yakala mışlardır. Daha sonra, Şişlı Sosyal Sıgortalar Hastanesı onunde bekleyen sılâhlı gangster yakalanmıştır. Doktor kıyafetl ıle «lâhlı adamın yanına gıden bır detektif, «Siz birinı mı beklıyorsunuz. Muayene olacaksantz içen girin» demiştır Gangster, doktor olduğunu sandığı kısiye bir hastasını bekledığıni soylemıstır. An cak bu sırada otekı de'^kt fler de çevrede gorunmuşlertLr. Üzerinde bır tabanca ıle bır de kama bulunan gangster ha^tane < J n ar.de zararsız hale getirllmiştır. Ege Konusunda CHP ve MC tos 1976 gecesl saat 00.30'da Yunan kıt'a sahanlığı yatanlannda bulunan sulan terk etmlştir . Yunan notası, bu Iddlasını somutlaştırmaktan da g& ri kalmamış, îsısmık l'ın gırdiğl yerleri enlem ve boylamlarını belırtıp. «Enlem 39 25.5 Boylam 25 50 Enlem 39 25 Boylam 48..» dije lısteler çıkararak, daha da kesin bir ıfadeyle: «Uluslararası deniz hukukuna gore, Ege kıt'a sahanlığının bu kısmı Yunanıstan'a aıttır Yunan aükumeti Yunanıstan'a aıt o lan kıt'a sahanlığı uzerindeki haklarını koruyacağıru bıldlrir. Benimdir» divor adam tkinci notasında da »Sen benlm hükümranlık hakUrımı ihlâl edborsun.» dljor™ Bız ise «Benımdlr» demekten vazgeçmis «Ben ler kesin yerinde, herkesın soka ğında dolaşıvorum» dlyonu. Ege konusu mlllî konudur. Dayanışma içinde olmalıyız Elbette Ama bu dayanışmayı surdürurken, bu tehllkeli gerçeğl hlçbir aman gozden uzak tutmamalıyız: Türkije, Ecevlt hukümeti doneminde sahip çürtığı lat'a sahardığma, Demirel hukümeti zamanında artık sahip çıkmamakta, bunun iızerinde hükümranlık hakkı iddia etmemektedlr. Bu Turklye'nln Ege'de başlangıçta elinde tuttugu kozu, hiçbir karşılık gormeden birden bire harcavıvermesi, başlangıçta bulunduğu yerden durup dumrken gerl çekiUp, sesini çok gedlerden çıkarmaya başlamaM demektir. Ve bu elbette, Ege anlaşmazlıgına çare bulmak içm soz konusu olabilecek her girişimde, her görugmede Turkiye'nin durumunu busbutun guçleştirecek sonuçlar verlr. Evinizle komsn ev arasuv da ihtilâflı bir arsa var . îkiniz de başlangıçta arsa üzerinde aynı derecede hak iddia ediyorsunuz. Îkiniz de «Burası benimdir» diyorsunuz. Sonraa . Siz bir gün iddianızdan birdenbire vazgeçıp «Yok burası benim değlldır. Herkesindir» derseniz ve komsunuz, oranın kendisinin malı olduğunu, aynı şıddetle, hatta daha da şiddetle iddiaya devam ederse, sıra anlaşmazlığın çdzümü için mü zakereye geldigi zaman. rrasaya kuvvetli durumda oturan tarat, elbette komşumuz olur. Benimdir, diyor komşuni'z. Siz: Ben de herkes gibl oradan geçip çiçek koparabıleyim, dlye mfltevazi blr itirazda bulunmaktasımz. lhtilaflı arsanın komşusu gibl bile değil.. Hatta aynı mahaUede oturan blri gibl bile değil Şehrin blr başka sem tlnde oturnp, kamuya açık parklann çoğalmasını prenslp olarak lsteren hernangi bir vatandas gibiBu mUzakerenin sonncu ne olur? Adam en fazla: Burası benlm ama, hadi senl kırmayayım . Yuzde 5'lik, ya da yuzde 10luk bir bolumünden fedak&rbk edeyim. O juzde 5, ya da yuzde 10, herkese açık bir jer olsun, herkesle beraber sen de dolaşırsın. Çiçek bulursan sen de koparırsınder. iki tarafın da aynı dereoede hak iddia ettlğl bir müzakerede ise, herhalde yuzde 5'ten, yuzde 10'dan söz edılemez. Muzakere stratejisi açısmdan tehlıkesi bu kadar meydanda olan bu geri donuşun nedem nedir? MC hukümeti, acaba, Ege'deM kıt'a sahanlığına «dogal uzar.tı» ılkesıni uygulayan Ece\ıt hukümetinin bu tutumunu haksız mı bulmuş, «Onlar da çok Ueri gitti. Biz daha müte\azi olalım.» mı demiştir? Boyle ise dnnyada Ege gibi özel duromdakJ denizlerin kıt'a sahanlıgtyla ilglli pek çok tezin ve uygulamanuı arasından hangisini benimsiyor? Tiırklje'nin lmzalamadığı 1958 Cenevre Anlaşmasında, adaların da kıt'a sahanlığı olabileceğl hUkmünu o da kabul etmedıgine, Ege'yi özel durumdaki bir deniz saydığına gore, bu özel durum için tezi nedir? İki tarafiı goruşmelere nasıl, han gi iddiayla gidecektir? Kıt'a sahanlığı konusu, MC'nin kendisinin de sık sık bellrttlği gibi ihülaflıdır. Ama bu ihtllafta taraf olanlardan birl, konuyu çok tan çözübnüş saymaktadır. Bizim imzalamadıgımız, zaten daha sonraki deniz hukukn konferanslanyla aşılmış olan 1958 Cenevre Anlaşmasmın «Adalann da kıt'a sahanlığı olabilecegi» bukmunu kendıne gore uygulayıp «Benim kıt'a sahanlığım budur« demektedir. Bizim «Bizimdir» dediğimiz kıt'a sahanlığı neresi? Sonra bu, çok çeşitll yorumlara elverisli Doçent Doktor Tuncer Guvenç'in Cumauriyet'teki yan «erisinde belirttiği gibi, ortada pek çeşitli tezler vardır. «Adaların kıt'a sahanlığı vardır»ın arkasından, adam bir gun, «Benim ada'mm deniz dibinin» işlenebiürlıği «Kuşadasına kadar uzamyor» deyıp, oradaki tatil koylerinin plaj kumlarını da kendisinin saymaga başlarsa, şaşmamak gerekir. Zaten bu besapla simdiden, Ege kıyılarmda motor gezintisl vapan Türklerin bıraz fazla açılmalan halinde, «Yunan kit'a sahanlığı» içine girdlklerini, bele bir de balık tutmaya kalkarlarsa «Yunan hükümranlık haklannı ihlal ettikleri» ni iddia edebllir Ynnan bükiımeti.. Ve biz, kamuya açık parklar taraftan herhangi bir vatandaş gibi dav ranmaya devam ettikçe, da ha da kuvvetle edebilir. MC hukümeti bu politikavı, hiç vakit geçirmeden değiştlrip Ecevlt hukümeti çizgisine dönse iyi edecektir. (Baştarafı 1. Sayfada) ğüdır demek istiyoruz Blnaenaleyh bu denizde baska bir memleket gelse araş'ırma yapsa, Yunanistan'ın buna ne dijecegi olur Yani efer baaka bir memleket gelse balık tutsa Yunanistan ın buna ne dijeccgı olur? Turkıje Çanakkale Boğazı dışına çıkamayacak mı? Açık denize çıkmayacak mı?» Bu iki farklı tutum, iki Başbakanın kendi donemlerinde Ege konusuyla ılgıll olarak \erdiği daha pek cok demeçte açıkça gorülmektedir Ecevit, kıta sahanlığı konusunda, «kıtalann doğal uzantısı» ilkesine davanarak, Fge'de petrol araştırması japılmasına devam edllecek bolgeyi «blzım kıta sahanltgımız», «bizim oldu^una ınandığımız kıta sahanhs'i» di\e nitelemls (3 temmuz 1974), yerll \e yabancı gazetecılere verdiği demeçlerde de hep aynı iddiayı dile getirerek, «kendl mesru savdığunız alanlarda tek tat^flı olarak girışlmlenmizi »ur durmek» durumunda olduğumuzu (26 haziran Almanşanın Sesi) belirtmiş, iunanlıların tutumu karşısında: «Bu bizi, raeşru haklarımız saydığımız haklan kullanmamın geclktirmez, geciktirmejecektır» demlştir (8 majıs Almanya Televiz >onu) Turkije'nln bu «mev ru haklarsını zaten kullandığım ve kullanmaya devam edeceğini tekrar tekrar ifade etmlştir (Mayıs • New lork Tlmes). Demlrel ve Çağlayangll !se «milletlerarası sular tste^en petrol de arar . balık da tutar..» gorüşunu her ko nuşmalannda surdünnuşlerdir Işın daha önemll vanı, bu çorusün Demlrel ve ÇağU^aIlgU'in demeçlerinden başka, Türklye'nJn Yunamst3n'a verdiği resmî notalara da Turkive'nln resmi goruşü olarak yansımıs olınasulır: Turk hukiımetinln blrind Yunan notasma cevabı: « Turk hukumeti, Slsmlk • I "\ÎT\ in<eieme eemisinln r.ge denizınde Turk karasulan ıle Yunan karasuları dlsndakı ulaslararası sularda ineeleme \apmakta olduğunu sa\cı ile bıldlririz TUrk hukümeti, MTA «ismik I'in faaliyetmin kıta sahanhğı henuz ^ınırlandırılnamıs olan Ege'de karasuları dısında yürütmekte o'dufıına Yunan huktunetinın dikkatinl çeker » Karasulan dışında E\et Ama soz konusu oıan, o ^Karasulan dı«ındaM» d^ n'zin «Kıt'a sananlığı»dır. Turk hhkümetinin o konuda ki gorusü nedir? lıınanstan'uı Tiırkiye'ye »eraıği notalarda üstime basa basa sdylediği şudur: l'ınci Yunan notası: « Turk araştirraa gemlslnin saat 20.34 civannda Yunan hukümetinin Iznl olma» dan Yunpn kıt'a sahanlığında slsmlk araştırmalarda bulunduğu Haber alınmısbr Siîmllt 1 gemlsl 7 t Feyzioğlu; yurt içinde ve yurt dışında çahşan işçiler lehine alınan kârarlârı açıklâdı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlıklararası Sosyal Işler Komıtesı, Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı, Bakanlıklararası Sosyal Işler Komıtesi Başkanı ve CGP Genel Başkanı Prof Dr. Turhan Feyzıoğlu'nun baskanlı ğında toplanmış ve yurt dışında çalısan ışçilerın emeklılık haklan, ışçi konut kredılen, yurt dışındaki ışçi çocuilannın egıtimı, emeklı işçüenn, işçı dul ve yetimlerınin aylıklannm "enı koşullara gdre ayarlanması gıbı konulan görüşmıiştür. Toplantıdan sonra Feyzioğlu şu açıklamayı yapmıştır: «(T) Bundan sonra kredl verilecek ışçi konut kooperatıfleri için, kredi tavanı 150 000 lıraya yukseltilmıştir. Halen geçici kabulü yapümış olan kooperatıf ve toplu konut inşaatlannda, kredı tavanı 125 000 liraya yükseltılmiştir. Bununla ilgili Bakanlar Kurulu karan tamamlanııustır. (f) Yurt dışında çalısan isçi çocuklannın eğıtımi ile meşgul olmak Uzere ayn bir genel mudürlük ve büyükelçıliklerle başkonsolosluklar nezdınde sadece «işçi çocuklannm etitiml ıle uğraşmak Uzere» yeterli birer teşkilât kurulmasını öngören Sosyal Işler Komitesi teklıfı Bakanlar Kurulunca onaylanmıştır. Gereklı karamame çıkanlmıştır. (S) Yurt dışındaki işçilerimızın emeklılığıyle ilgılı ek bır kanun tasansı hazırlanmaktadır (î) Emeklı ışçılenn, dul ve yetımlenn aylıklannın veruden ayarlanması ıle ılgıü kararname hazırlıklannı bır an evvel tamam lamağa çalışıyoruz (§) BağKur sıgortalılannm sıgorta haklannm i^teğe bağh olarak devam et+ırılmesl hakkmdaki tüzuk, Bakanlar Kurulunca kabul edilmiştır » Olimpiyatlarda Profesyonellik konusu Spor Bakanı sayın All Şevki Erek bılindiği uzere 5 ağustos akşamı bır televızyon programmda bir hayli ıçmi dbktu. Koltuğunda yaylanırken bır hayli kendınden enun goninuyordu. Bılimsellıkten falan sozetmekten hiç de geri Ualmıyordu. Konustuklarının bilımsellikle pek ılgısı olmadıgını açıklamaktan bız de geri kalmıyaiım Sayın bakan mem leketının kultürel ve ekonomık yapısını bılmıyorcasına konuşuyordu, bazı konularda Bazı kasabalarda ve koylerde halkın kendısınden spor tesısı ıstedığını soyluyordu Nerenın halkı dır spor bakanmdan t^sıs isteyen? Bakan Türkıye'de topun ne olduğunu bilmıyenlerin varlığından habersız gibl gelıyor bana Bunların sayıaı az da de ğıl hanı. Spor iyıdır, güzeldır. Ama bcnca ekonomık sorunlar ve eğitim sprunlan durup dururken, olimpıyatlarda Sovyetler Birllğı'ne, D. Almanya'ya kafa tutmak bır anlam taşımaz sannrm. Spor Tta^n.niigi diğer bakanlıklardan soyutlanmış bır durum almaz hiç bır şekılde. Memleket soruruan bir butun olarak ele alınır ve oncelik venlmesı gerekene gore çö züm aramr. Spor bunlar içensınde epeyce geride kalır herhalde Gelelim olimpiyatlarda orofesycmellık konusu meselesine. Burada şunu sormak yeter sanınm. Kemal Sonunur ne işle meşguldür? Perı Suzan özkum ne işle meşguldür? Bunlar günde kaç saat görev yaparlar? Eğer sporun ıtonci ış olması Kemal Sonunur'ıınkı gıbıyse onun da çaresını bu îster ınsan ısterse hayvan olsun canlılar daıma gıda maddelerüıe gereksmme duymaktaaır Canlı organızmanm ış gorebılmesı, harcadığı enerjiyi karşüayabılmesi için gıda maddesi alması gerekmektedir. Gıda maddesının organızma içensınde fonksıyonunu yapabılmesı ıçın dengelı oranda pro teın, yağ, karbonhıdrat, vıtanun ıçermesı gerekir. Bu madaeler organızmayı besledığı gıbı yıpranan dokuların onanmında da onemiı görevler ustlenmektedır Kısaca gıda maddelennın ne kadar gerekli olduğunu belırttıkten sonra gıda sömurüsü konusuna geçebiliriz. Iktisaden gelismiş devleüer, geri kaünış devletlere gıda arnbargosu uygulamaktadırlar. Ken di isteklerıni alamadıîüarT zaman gıda ambargosuna başvurmaktadırlar. Gıda ambargosuyla o Ulke. .n halkını gıdasız bıraktığı gibi, gelismeden yoksun bırakmaktsdır. O ulkenin çocuklan cılız ve gUçsüz olmalttadır. Türldye'ye (le çesiüi ülltelenn gıda yardrau gayesi ile çeşitli gıda maddelerinı göndermekte olduğunu bılıyorut. Amenka'nın Türki:e'ye o derdiğl süt tozu da bunlardan biridir. Süt tozunun dengesiz bir besin oldugu artık bilınmektedır. Kendüerı bu gibi besin maddelerini kullanmadiklan halde başka ülkelere g&ndennektedlrler. O ulke insanlarının gelismele nni durdurarak kontrol aluna alınması amaçlanmaktadır. Gıda somürüsü emperyalıst somüru çeşıtlennden blndır. Buna biz gıda emperyaiiznu demekte reken sorunlannı bir Mtle ör yız. gütünün omuzlanna yıkmaktır. Turkıyede, ıç somurücü güçBöylesme bir çaba, hem o de ler halkımıza yeni gıda ambarmokratık kitle örgütünu çalışa gosu uygulamaktadırlar. Bumar dunıma sokar, birliğım nun en eüzel omeği olarak Ankoruyamaz duruma düşürur, kara'dakı ekmek sıkıntısuıı gos hem de, genelınde, ülkemızde'<i terebılırız. Fınn ışverenleri Andevrimci hareketın sağlıkh ge kara halkına ucuz ekmek yedir lişmesini olumsuz yönden etkı memek ıçın ellerınden gelen ça ler. Her iki durum da, devrim bayı gostermektedırler. ciler, ılencıler, yurtseverler Adana bolgesınde aynı gramaj için ıstenen durum değildir. lı ekmek 185 kuruşa satüdıgı TÖBDER 3. Olağan Genel halde Ankara'da aynı gramajU Kurul Toplantısı, böylesine bır ekmeği 350 kuruştan satmak isbılınçle, demokratık kitle or temektedırler. Bu açıktan açığa gütU olmanın bilinç ve sorum gıda somıirusüdür. luluğuyla sonuçlanmıştır. Bu yüki buğday taban üyfttTÖBDER için de Türkıye devnmci hareketi için de sevin lanna geçen yüa kadar yalnız 8 kuruşluk zam venlmıstir. Budinci bır sonuçtur bu. na karşılık ekmeğo 50 Ue 100 Kenan COSAR kuruşluk z&ml&r yapılmı^tır. öğTermen Bunun nereye varacagmı zaman gbsterecektir. Bunun sonuBÎTLİS cunda kimlerin bftiiytAn yana, Idmlerin sermayeden yana oldu ğu açıktan açıga belli olacakbr. Artık olsylan içtnden degerlendirmek nmnnı gelndgtir. Ya halktan yana olacsksm ya da sermayeden yana. Bunun ild lurlar. Zor mesele değil bu. sinden birinı seçmek zorundaTürkiye'dekı Beden Eğ. oğ yız. Baska çıkış noktası yokretmenlen sıloptısı sorununa tur. gelınce.. Gazi Eğıtım Enstıtu Halkımız, kendıleri için oynasu, B. Eğıtimı bdlümü mezunlannın kura ışlemı için ımza nan bu oyunlan tanımak zonın nızı kullanmayın lütfen ve dadır. Her olay yeni sonnçlar bir kaçını daha bır dağ köyu doğurmaktadır. Bu sortuçlan de ne B. Eğıtimi öğretmenı ola ğerlendirmek zorundayız. Sömurünun her çeşiti birdir, rak gonderın kı öğretmen sıBu ette boyle olmuştur, yağda kmtısı çekmeyelım (!). Bakan o uzun konuşması bo boyle olmuştur, ekmekte boyyunca yaptığı açıklamalar yen le olmuştur.. Bu ıç gıda somürUsuntl halk ne şu saürlan söyleyıp de ekranı daha fazla işgal etmesey ve devlet elele vererek çdzebidı yennde olurdu sanınm: E lir. Devlet nasıl Tekel maddolekonomık bağımsızlüc kazanıl nnı Uretıyorsa gıda maddelerimadan, ekonomık sorunlar ço ni de üretebılmeli ve tUketıazumlenmeden sporda basanlı ye sunabılmehdır. Sömürüye ancak böyle son olunacağını ummak yersizdir ve olunsa da bir anlam tası venlebilinır. Halk ve devlet el ele vererek. maz. HIDIR POLAT lnan GÜLLÜK MILAS OKUYUCU MEKTUPLARI TÜRK KAMUOYUNUN DİKKATİNE! Bizler Almanya'nın Frankfurt şehnnde çalışan, ezılen emekçılenz. Yülardan ben buralarda kaderlerine terk edılmış, leyleğın yuvadan attığı yavrusu :nı sali, \atan özlemı içinde Almanya'nın beşınci sınıf insanlan olarak yaşamımızı devam ettırmeve çalışıyoruz. Hem oyle Dir çalışma kı, bızlen ışımızden çıkarmasınlar diye, artık her şevlerine katlamyoruz. Geçenlerde bır arkadaşın basına gelen bu* olayı ornek olarak aktarayım Arkadas bır boya fabnkasında çalışmaktadır. O da bizler gibi işten çıkanlma korkusuyla dostumuz olan bu ulkenin ustabaşıSl (meister) nın küfylerme, ner türlü hakaretme katlandığından başka, sıra, dajak atmasına tahammüı etmeve geldı Arkadaşım boya fabnkasında ülsere tutulmuş. Çahşırken bir bulanM duyduğundan, hemen tuvalete koşmuş. Orada mıdesı kanama yaptığından, ağzından kan oosanmış Bu derdi ı)e uğrasırken, içeri hışımla (meister) Hstabası girmış. Mehmet çabuk ışinın oaşına demış Arkadaşın değıl çalışmaya, konuşmaya bıle takatı vokmus Tuvalette nasıl olsa kım se görmez diye, tekmeledıkten sonra sürükleverek isbaşına gorürmüş. Ama kanamalı hasta çalışabılir mi' Bırazdan Mehmet kendinden geçıp bayılmış Gozle rimı a^tığımda hastanedevdim divor. Ve hemen arkasından da isveri çıkısını gönderip işten ae çıkarmışlar. Saynı kamuoyu' SevgiU halkımız! Işte yurdumuza büyük yardımlan olan, ekonomimizi ayakta tutan işçi dövızleri bu şartlar ve hatta daha da kötü şartlar içensinde kazamlarak yurdumuza gönderilmektedir. Bizler hepsıni takip edıyoruz yurt dısuuia da olsa. Geçenlerde yurdumuzu zıyaret eden Batı Al manya Başbakanı Schmıdt'ın memleketımız ıçın soyledığı sozler hepimızi yürekten uzdü. Yani bunlann ustası, ustabaşılarının sdylediği hakaretler yetmlyormuş da . Bır de ülkemız ıçın (Schweme stall) «Domuz ahın» deyımını kullanmıs. Peki, bu adama cevap verecek ülkemizi yöneten bır yetkılı yok mu ola? Yurdumuza bunlar yardım ediyorlarsa, bızleri ıliklerimize kadar sömürerek, gençlığımızi elımızden alarak, verdıklerı yardıma da ülkemizden faız alarak yardım etmıyorlar mı? Sızler boyle bır mıllete dost vc muttetüc ülka dıyebılıyor musunuz? Bu yaayı ner hafta spor haberlennı veren sayın Kemal Deniz «yazmama vesıle» oldu. Almanya Cekoslovakya maçuıın yorumunu şoyle yaptı, dünyadan habersız habercı. «Takımlar ıkl iki berabere kalmıştı, yarraı saatlıls uzatmadan sonra, ıkı saathi uzatmadan sonra, iki taraf da gol çıkaramadı. Aimnn takımından bır oyuncunun, penaltı atışlarında bır gol kaçırması bızlerı üzuntuye sevketti, yahut üzuntuyle karşılandı» dedı. Almanya'daki Turkler için Uzuntuyle değil, sevinçle karşılandı bu yenılgi. Sayın haberciyi vatandaşlannm Almanya'dakı yaşantılanna btraz olsun ilgılenmeye davet edenz. Bız onların bıle bu ınsafsız vıc dansız somürüculere karşı maç almalannı yeğlenz. Bu korü korune Alman dostluğu bltsin artık! Ali KORKMAZCHN* 6 Frankfurt / M Mainzerland Str. 223 DEtTSCHLAND Milli Eğitim Bakanına açık mektup Yıllık ızlnlm dolayısıyla doğum yerım olup da, doyum yerım olamayan Sıvas'ın Imranlı kazasına bağlı Yenıkoy koyune gıttım. Köyumde bazı olaylara tanık oldum. Bırçok kışıyı endışelendıren bır olay. Koye ılkokul yapılıyor. Eskı okul yıkılarafc yenısı ınşa ettı rılıyor. Bır yapıcıya ıhale yoluyla venlmış. thale sartlannı oğrenmek istedıysem de olanak siz oldu. Soylentılere göre bu okul yapısı 280 000 lıraya yaptınlıyormuş. Bu para Milh Eğıtım Bakanlığınca karşüanıyormuş. Muhtarlık tarafmdan koylule re ücret ödemeksızın çalışma emredılıyor. Örneğın Herkes 8'er araba taş getırecek, 2'şer motor (traktdr) kum getirecek, taşlar ustanın yanına ka dar köyluler tarafmdan taşınacak. Bu îşleri yaprmyanlara Jandanna yoluyla zorakı yaptı nlacak. Ve aynca hiç blr maddl geliri olmayan koylülerden 5O'şer lira para alınıyor. Şimdl Milll Eğitim Baloınlığı ılgilıleince yanıtlanmasını istedığim sorulanmı şöyle sıra hyorum. a) Kdyîulenn bu şekilde çalıştınlması anlaşmaya uygun mudur? b) Koylülerden alınan parala n okul yapısında nasıl kullanıyorlar? c) Kent olcullannda neden mahalle sakLilen çalıştınlmıyor da, köylüler çaluştınlıyor'' Suçlan, koylü olduğundan nu' Yoksa Sivas'ın fakir bir köyunde doğduklanndan mı? SERVET COŞKCN Bir bayan sendika başkanlığınâ adaylığını koydu MERSİN, (Cumhurlyet) Türkıye'de ılk defa bır bayan ışçi. sendika başkanlığınâ adaylığını koymuştur Halen Mersın Bele dıyesınde çalışmakta olan Fatma Dıkrnen, 22 ağustos günu yapılacak olan DÎSK'e bağlı yetkılı sendika Genelîş Baçkanlığmdan adaylığını koydugu açıklsnmıştır. Hukuk Fakultesı ofrencısı de olan Fatma Dıkmen çalışmalara başlamıştır.