Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İKf izim Parlamentomuzun, gerıel olarak, bir ıtıbarı vardır. «Politıkaıtnın, onu sarsan turlu eylemleri. işlemleri olmuştur. Ama, llkeleştırılmış bulunan bır polıükaya fcarşın, Parlanıentomuzun tarıh ıçinde oluşan bır ıtıbarı, gene de olmuştur, gene de surmustür. Bu itıbar, daha kuruluşundan başlar, mut suz Mend<res'e kadar da surer. Oyle ki, en çocuksu bır seçımden çıktığı halde ılk parlamentomuz, parlamento olmanm tanhsel gorevını yenne getırmeye hemen baslamıstır. Sadrazamın ve hukumetın ıç pohtıkasma, dış pclıtıkasına, akçalı polıtıkasına ve ozellıkle akçalı suııstımallere ve bunlann ıstidatlarma yönelık eleştınlere, sergılemelere gırısmistir. Ve gen« öyie kı, Sarayın ve saraylıların israflannı, hatta sarayın mutfak masraflannı bile dıdiklemeye kalkışmıştır. Ve boylece, polıtıkanın, en yüce makamlara da çevıren, onları sıyasal ve ahlâksal kurallarla bağlayan bır işlev kazanması çıgın açılmışür. Ikıncı Meşrutıyetm parlamentosu da, kımi zaman tabancalı oligarşilere boyun egmiştir ama, hıç olmassa bır «Mısakı Mıllî» (ulusal ant) çıkartma yucehğıne enşmıştır Bu, Bırıncı Savaş ıçındekı vagon rezaletlerıne karşın, polıtıkanın, iıstıin bir ısler oldugunun tarıhçe muhürlenmesidır. 3onra, tek partı donemı gelmıştır.. «Takrırl Sur ın »lu bır duraganhk evresı geçınlmıştır. Ama devrımlerın onderinin kışiligı, uluslarar&sı boyutlara yukselmıştı. Böylece O, ulusla sağlam bır tıpkılaşmaya ulaşmıştı. Bu nedenle, polıtıka; onderın vıcdanında somutlaşan alanlarda ve konularda saptanmış bulunan «ulusal gerek sınmeler»ın eyleme işleme dönüsmesi «ürecl olmuştur. Boylece, politıkanın soylu bir isler oluşu nıtehği, daha da bır gelışım kazanmıştı. Bu gelışımın yoğunlugtıdur kı, tkıncı Dünya Sa\aşında, bırıncidekı vagon rezaletlerinı andw ran, devlet gücü ile ışlenmış yolsuzluklara rastlanmamıştır. Bütün tek p « t ı evresı içınde politikanın işlevı; «ulusal gereksmmeleri eyleme ve ışleme donuşturerek gıderme» oîmaktan sapma ıstıdatlan hemen Yüce Dıvanlarla bnlenmiçtır. Buna dıkkat edilmistir. Mutsuz Demokrat Partınin mutsuı Basbakaru Menaeres ıledır kı, polıtıka. ışte boyle bır ışlev olmaklıktan saparak, modern bır UkeUeşmeye donuşmuştur: Polıtıka artık, savaş sonu her ulkede olduğu gıbı, kalkınma ve demokrasıleşme bırikimlerinı bır dinamızme vurmak içln bılınçh planlı halkçı bir devinımın ılkelerinı bulrna va uygulama ışlevi oîmaktan gittıkçe kaymıştır. Ser mayeye, toprak ağalıgına, savas yılları akçalı ala CUMHURİYET 16 Hart 1976 B OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Politikanm Ilkellestirilmesi Prof. Bahri SAVCI dalaverelerine dayah variıkUnn sahiplerinın sınıfsal varsıllık egemenlığını kOrumanın, yaygınlaştırmanın kaba ekonomık devınımcılıği (harekethlığı) olmuştur. Ortada; savaş yılları do. layısıyle zorunlu olarak harcanamayan biı ulusal bırıkım vardı Buna, şimdı, çok sayıda dış yardım da eklenmıştı. Butun dunya ulkelennde bırbırıne bır ekonomık akış ve karşı akış oluşmuştu. Dunya, rümu ıle bır hızlı ekonomık pazar düzeyıne çıkmıstı. Bunun, yukarda gosterilen bınkımlere ve olanaklara sahıp olan Türkiye'ye yansıması, Turkiye'ye de bır ekonomık mzlılık getırmıştı. tşte bunu, Menaeres ekonomık duşünden yok sun, ama sınıfsal durtulerle uyanmış bır algının ısıgı altında, kaba bır fınans kapıtal oluşumuna dondurdu. Fakat onun hukuk anlayışmda, devlet anlayışında bır eskıllik vardı. Bır Asyacılık yardı. Modern devlet ın kapıtalıst uslubuna bıle yabancı olan bu eskılıkle polıtıkasını Batı dunyasını vaktiyle yaratmış olan kapıtalıst goruşun ıncelıklen uzerıne oturtamadı. Polıtıkayı; kaba, dıştan, çıkarcı gruplar yaranna bır kandırma, bır yutturma, bır karşısındakının fesını kapma kurnazlıklan kıldı. Sıyasal hukuk anlayışındaki eksılık dolayısıyle, once, o> sandığından çıkardıgı bir çogunlugu, kendısıne kul kıldı. Sonra onlara dayanarak kendjsım, 1924 Anavasasının da üstunde bir «ulusal ırade» duzeyme çıkardı. Öyle kı, ashnda, Anayasayla elbette kı bağımlı olmakla beraber, 1924 e gore ulusal ıradenın sıyasal açıdan tek bırıkım ve belırım yen olan Meclısın uyelenne hakaret etmeyı bile bu ılkelleştirılmış politikasına «dahıl» ettı. (Şu, «odunları bile mebus yapma» oykusü) bu; polıtıkayı ılkellestirmenın çok belirgın bır örneğıdır. Sonra bır başka ilkelleştirme olayı daha gördtik: Siyasal hukuk açısından Uk yetldll olan Meclıs Grubu beşalta bakanı sorguya çekıp du•urmüstü. Bu durumda, bır parlamenter demokrasınm sıyasal hukuktan çıkan sıyasal zorunu neyı buyurur? Beş altı bakanı duşuren problemlerı, «genel polıtıka duzeyınde ve ıçengınde gormek zorunu» nu... Ve beşaltı bakanm duşurülmesı ile hükümetin genel polıtikasımn onaylanmadığı gerçeğını. Ve Başbakanın da. düşen meslektaşlanyle beraber çekılmesını.. Hayır oyle olmadı. Çunku bır kez, Menderes, polıtikayı ılkelleştirmıştı. Ilkelleşen polıtıka, artık, varsüük egemenlığının kaba manevraları olmuştur. Bu egemenlığın çıkarına uydugu ıçındır kı, sen, gene de yennde kalabılırsın. Tabit, daha ileri de gidersın. Varsülık egemenliğının çıkarına yaramak uzere «Vatan Cepheleri» kurarsın. O «Mahut» yetkı yasasını çıkanrsın. Boylece Parlamentoyu bile kuçültur ve tehlıkelere atabilırsın: Bunları hep «poUtıka» sayarsın. Ama bu eskıl, kaba manevralı polıtıka anlayışı, sonunda, bir patlama getınrmış. Kım anlar kı?... Modern demokrasilerin hukuk algısı lçınde. polıtıka; hukuku suyun ustüne çıkarma ve onu egemen kılma saglamlıjını dayanıklıhğını veren bır orgıitlenmeyı gerçekleştırmek iken; tam tersıne, onbeş yıldır, polıtıka, hukukun yürümesmı engellpyen kaba mantık kurnazlıklan olmuştur. Daha da kotusii, Devletin zorlama güçlerını hukuk dışıhğm buyruguna verme ve hukuk dışı bır alanda kullanma manevracılıgına gıdıîmıştir. Modern toplumlann siyasal ilişkilerinln zorunluğuna, etığıne gore, polıtıka: iktıdar sahıplerınmbürokrasınınteknokrasınin tıim davranışlarının. açık mevzılerde sıyaşahukukkamuoyu denetimine açık bulunması iken. şımdllerde, politika, tam tersıne, bürokrasinin bütun evlemlenni kapsayan belgeleri kapalı kapılarm arkasında tutma becensme donuşmüştur; dosyalan gızleme hıinerine dönüsmüştur; bütun ıslemlen sıyasa • hukuk kamuoyu denetbninden kaçırma manevralarına dbnüşmüstur. Yüce mahkemelerın kararlarına aldırmama pışkınlığıne varmıstır. öyle ki bir modern toplumda bir bakana, bır başbakana, en küçuk bır gölge düştüğu zaman, tegı daha da kuvvetlendırıyor. DP'nın, soyut bır gun ışıgının tam ortasma çıkmak, polıtikanın baş zorunu ve vuce etıgı iken: sımdılerde, politika, ılkelleçtırılerek buna da aldırmazlık tavnna donusmuştur. a&o CHP'de Olan Biten?.. H asmına tokat aşketnıek için kolunu kaldırmışken, mide sancısı tutan bir adam düşiınün!.. Cephe Htikümetini çözmek için çabalarktn kendi içinden çözülen CHP'nin durumu pek hoş olmasa gerek. Anamuhalefet örgütündeki son ola^lar, çogu kişi için şaşırtıcıydı. Sönetim Kurulundaki değisiklik üstüne b'asmda çeşitU yorumlar yapıldı ve \nkara'da sivasal kulisleri tanıyan çoğu gacetecinin vardıği sonuçlar söyle noktalandı: CHP içindekl çalkantı, sandalye kavgasudan dofmaktadır. Senben çatışmasıdır sözkonusu olan.. Çekilenler, yıpranmamak için çekildilerBelki bütün bu yorumlarda gerçek payı vardır; partl Içindeki çalkantınm, koltuk kavgasından; daha doğru deyişle Iktidar çatışmasmdan oluştuğu söylenebilir. Çünkti lktidar çatışması, hem partiler arasında süregelir, hem partiler içinde .. Bunu çok partill rejlmin dogası sayablllriz. Ama hem partilerarası iktidar çatısmasında, hem partiiçi iktidar çatısmasında sınıfsal nedenlerl aramak gerekir. Olayın kökenine inmeden, olanbitenlerin anlamuıa ulaşmak olası defildir. Ulusumuzun Gücü Politıkanın ılkellestirilmesi, aslında ulusun kendısme aldırmazlık, ulusun kendısını umursamazlıktır. Ulusumuz buna müstahak değıldir. Buna karşı kovup bu ılkelleştırilmıs polıtıkayı arıtlama gtıcunden yoksun da değıldir. Ama sımdılerde bunun üç engeü vardır Turkeşin, uç kışllık gucu ile, Türkiye'nın »ahiplıîi kapısından gırıp mesafe alma tutkusu. Demırel iktıdarına yapma bır destek sağhyor. Erbakan'ın, Asvacı dunyasını lavik Türkıye'yı »ılerek kurmak üzere iktidarda kalma tutkusu da bu desteğı daha da ku\retlendıriyor. DP'nın, sojut bır «sağcılık • ulusçuluk» tutkusu da, yarattığı siyasal tereddütler ortamında, aslında Demırel'ın desteklerınden bıri oluyor. Ama dedığımiz gibi ulusumuzun antlama gücü, polıtikayı ılkellestiren, enfekte eden baş e^ kenden kurtulmasmı bilecektir. Buna en çok sevınen de hıç kuşkusuz AP'nin kendısı olacaktır. AP'nın kendısi olmak gerekir. Şimdilerdeyse.. fakat fimdilerde, yukarda anlatılandan daha da kaba bir anlayısla, polıtikanın daha da ilkellestigıni gbrüyoruz: « Turk prlamentolu yaşamı lçınde polıtıka, halkm, olıgarşık yonetımlere duşmemesi içın, demokrat ik çızgiyi aramabulmagelıştırme devinimi iken; başta mebus transferleri ıle, ikramiyeli seçimlerle bu demokratik çızgiyi bonrıa, saptırma kumazlıklanna dönü?muştür. Özgürsen Insansm! Turgut ETiNGÜ Evet Havır EDİRNE KAPIKULE SORUNU enguı dogarun yanı sıra tanhı yapıtlann olusturdugu Edime bugün buyük bir gelışim dilzeyıne enşmişür. Baş ta tekstıl olmak uzere çeşıtli sanayi kuruluşlan bu geUşımın başlıca nedenıdır. Oysa bılınçsızlık ve sorumsuzluğun ybn verdığı bu gelışımın anıtkent Edirne'nin tarihi görünümünU etkıleyışıne onceki yazılanmızda degınmıstik Prof. Dr Dogan Kuban ve T.T.O.K. Genel MUdUrti Çelik GUlersoy da aynı konuda ilginç noktalardan soz etmışlerdır. CHP'nin Içindeki çatısmslan anlavabilmek İçin İlk ya. pılacak is partinin vapısı üzerinde düsünmek olmalıdır. Çok partili rejimlerde siyasal partUer ikije aynlabilir: 1) Sınıf partileri, 2) Kitle partileri. Son talılllde kitle partileri de bir sınırın egemenliğine dSntiktürler. Ama bu ajırım çogu zaman kullamlıyor. Yöneticilerinln sıksık yinelediçi gibi CHP blr sınıf partisi değildir. Sınıf partisi niteliğini kazanabilmesı için tşçi sınıfının örjtütü olduğunu benimsemesi ve açıklaması gereklldir. Isci sınıfının partisi, öteki emekçl sınıflanyle Uişki kurabilir, sözgelişi köylü vığınlarına açık olabilir; ama temelde işçi sınıfının ideolojisi bulunmaktadır. CHP ise vöneticllerinin bellrttlği gibi bir demokratik sol partidir. Batı ülkelerinde bu tür partinin karşılığında sosval demokrat örgütler görüyoruz. Sosval demokrat partilerin yelpazesi olriukça geniştir. Elli vıllık bir larihsel ujgulama Avnıpa'da neyi kanıtlamaktadır'; Sosval demokrat partiler sol kollanvle emekç! sınıflannı, ^ag kollanvle sermaye sınıflannı kupaklıyorlar; kapitalızmln iceriğinde bir sosyal adalet polltfkası, projramı, planlamavı uyguluyorlar. Yine elli vıllık tarihsel deneyler. sosval demokrat partilerde iv teristemez sol ve *aç kanatlann oluştuğunu «österiyor. Bu oluşum, partinin vapısından çelmektedir. Bir yanıyla emese, hlr yanıyla sermayeye dönük partilerin çerçevelerl içinde sağlı sollu blr yelpa7e oluşması da doğal sayılmalıdır. Kuşkusuz bu velpazenin tüm sermaye kesimini kapsadıjfr söylenemez; ama sosyal demokratlann emekçiye dönük konulannın vanısıra, kuruludüzene bağlı yüzlerinl yadsımak olası drçlldir. Türkiye'de jelişen bir sosval demokrat partinin Batı' dakilerle eşdeğerli olduğunu knşkusuz ilerl süremevlz. Sanavl devrimini gerçekleştirememiş bir azgelişmiş ülkeyız. Demokratik sol partinin antiemperyalist tutuma kayması, kısa sürede örgüte devrimci bir içerik kazandırabilir; fikir özffürlüklerinl gerceklestlrmeye vönelmesl, Batı'daki ıosyal demokratlardan çok başka değer ve nitelikte bir demokratik programı vurgular. CHP, bu bakımdan Türkiye' de geniş olanaklara sahlptir ve umutlar taşımaktadır. Ama CHP'nin bir sınıf partisi olmaması, bir yandan emekçiye dönük iken 8te yanda sermave çevreleriyle yakın ilişkilerini sürdürmek zorunda bulunması; Isterlstemez parti içinde sağ kanadın olusmasına yol açar. Bu; siyasal konumu aşan bir sosyolojik oluşum sayılmalıdır. Türkiye'nin sermave sınıflan CHP'yi «ihmal» edemezler. Bağlantılannı kuracaklardır ve bu Hiskilerin parti İçinde bir akım veya bir kanat meydana getirmesi doğaldır. Simdi örgüt irindrki çalkantı ve çatışmalar bu oluşumu vurgulamaktadır. Daha sn >üzüne çıkmamış ve belirginleşmemiş de olsa: yüzevde senben kavgası jfibi gfirunen çalkantının altındald nedenler böyle açıklanabilir. Demokratik sol partiırfn tntucu kanadmı hangi grup efnşturacaktır? 'Deirimcİ kanadmı hangi gnrp? Bu sorulann karşılığı ilerde ortaya çıkacaktır. Şimduik soluyla sağıyla tüm partide Ecevifin Hşiliğinln ağır basttgı bir gercektir. Bu ferçek, geni» halk yığınUnnca bir rüvence değeri taaıyor. Z Erdem YÜCEL AEKEOLOG ldl re olmakta devam edıyor» dedıkten sonra sozlerıne devam eder: «Bızım sadece ayakta duranlarla övünmek degil fakat onları ayakta tutmakla kararlı olmamız onemlidır. Almanya pazannda karpuz, köftecı, faytonlar ve süpürgeciler arasından geçen asfalt ve Uzerınde yabancı plakalı arabaları, buyuk TIR kamyonlan, askerler, bandolar ietın, Kapıkule'ye fabrika yapmakla azalmıyacağını Edırne'den daha daha buyuk kentler belgeUyor.» (T.T.O.K. Belleteni, 1973) Çelık Gulersoy ise kentın çabucak tarihi gorunumünu yıtırmesınden acı acı yakınıyor: •Bu yapılar ve bu hava blzce Edıme'ye fabnka yapılmasından daha onemlı unsurdur. Çunkü fabrıkalar her zaman ve her yere yapılabılır, ama suzyılların bınktirdıgi değerler bır kere yıtinlince yerlenne konulamaz. Sonra bu tarih ve bu mımarî bır zgürlük, flkin insamn kendfaıi tanımasıdır. özgürlükte önce kendi, sonra da çevrenin iç rahatlığının mimarlığını japanz. Bu yapun gücü ne kadar iyi ve basanlı ise, yasantının rahatlıfı o kertc rksiksiz gelir bize O Yaşam, özgur lnsandadır. Özgürlük kendinden olanlann tümu ile değerlenir. ömeğin. sadece vicdan ozgurlüğünun ne anlamı \ardır? Toplum insancıl. sosval ve kültürel blr özgür eğitimden yoksunsa; onun anlayışmda ahlâkı ve relsefi bir inanç >erleştirilmemişse, geliştirilmemişse; vicdan ozgürlüğunün ne değeri vardır? Blr Fransız düşünürii: «Hareket nasıl dünyanın doğal jasası ise, özgürlük de insanlığm yasası'dır. Kördür bu gerçeği görmeyenler!. Her düsünceyi tartışmak, her teoriyl sadeleştirmek. her denemeye girişmek, her Sneriyi tartışmak; Işte özBÜrlüğün anlamı bu demektir. Yaşann özgürlük: Kahrolsun korku!» diyor. Hayvan duyar. insan düşünür ve muhakeme eder. Hayvan Içgüdülerinin etkislndedir. Blr doğal itilim Ue seçer ve gereJtirse.zorla almayı istfr. tnsan iset düşunerek, 6jsgür oiarak seçer. karşılıkU anlaym» ile alır. özgürlüğun ilkel kurata bndur... Eskilerin «Müstebit» dediği zalimler, eziyet edenler, başkalannı baskı altında tutanlar da ilk bakışta özgürdür! Bu gibiler hem de sınırsızca, sorumsuzca özgür kalmak isteyenlerdir. Ama bu bağımsız, öifür kalma isteği hayvanlara öıgü blr ozgürluk isteğidir!. Bir baskıcı kişinin, saldırgan bir kurttan ne aynlığı vardır? Oys» insanca ozgürlüğun ahlâk sınırları bilindiği gibl, şöylece çisUmiştlr: «Sana yapümasını istemediğin şeji, sen başkasına yapma! » Baskı yapanlara, esiyet edenlere ne kerte hoşgörü gösterilirse, o kadar yıkıcı ve o kadar öldürücü olurUr. Kurt, kuzuya acunaz!. Baskı yapan, çoklukla kuvvet kullanır. Kuvvetli, yapabildiğini yapar. Ama hak, gvçten yana değil, her zaman özgürlükten yanadır. Diktatörlerin çoklukla yanıldıkları bir inançları vardır: Kullandıklan kuvvetin kendilerinden geldiğine inanırlar: Oysa, onlann benimsediği kuvvet, çoğu kez toplumun gücüdür. Emanet alınmış bu gücü, toplum umulmadık blr sırada geri alabUir. Çünkü bu güç kendisinindir. Tarih, geri aünmıs eraanetlerin öyküleriyle doludur... Insanlann yaradüışlannda, biyolojik olarak Um bir esitlik Te benzerlik yoktur. Ama toplnmlirın kabullendiği hukukla, tümümüz eşit haklara sahibiz. Kuvvetli; güçsuz görunenlerin birlesmesiyle, karşısında kendlsinden daha büyük bir gücü her zaman göreblllr. Ylne billrsiniz; Urihin Isparta'sında, Atina kentinin 300 bin nüfusu vardı. Bunun ise ancak 20 bini eşit haklara sahip, özgür ve soylu kişilerden oluşmaktaydı. Ortaçağ'da özgürlük. soyluların dışında ne eski Roma'nın ya. ealarına girebihniş, ne de Roma'nın geleneklerinde yer alabilmişti! Osmanlı idaresinde de öyle değil mi? Yalnız «Zeamet ve Timar» sahipleri; beyler, ağalar özgür sayılırdı. Biz, özgürlüğe giriş olan Meşrutiyet'i 1908 yılı içinde kabul ettik. Bu, biraz da, özgürlük duyurusu idi. Ama tüm iyi ni>etlere raçmen, tonlumu duyurulduğunu sandığımız öagürluk, o günlerin koşuUan içinde gerçek anlamıyle bir «ÖZGLRLUK» değil, ancak ona açılan bir kapı idi. O günlerin baBim bile bunu bir Padisah «Lutuf ve inayeti» olarak halka du>urmakta\dı. Çünku Padisah henüz güçlü, Jön Türkler'in özgürlük öncüleri ise güçsüzdü. XX. Yüzyılın bu lkinci yarısında artık güçlüler, geçmişteki mevldlerini hızla kaybetmektedir. Hak ve Adalet anlamlan insanlarm dünyasmda güçlülerin baskı rejimlerine karşı çıkmaktadır. Özgürlük, toplumların tüm isteklertni simgelemektedir. Bu ilginç, hiç kuşkusuz aklın ve özellikle ÖZGURLÜĞUN Z.\FERt'dir... Zaman, büyük değişmeye yol oluyor, ışık tutuyor. tnsan biiincinde OZGt'RLl'K de. giderek daha anlamlı ve daha temel bir oturuş yapmaktadır. Ve gelecekte büyük balık, küçük balığı yutamayacaktır. sehre fabnkalar kadar para getlrır. Dunya bunun örneklerıyle doludur. Aynca mevcut örneklere bakılarak endustrının Edıme fızyonomisine getireceği şeyi tahmın etmek ve orta hallllere betebeli gomme banyolu marleyli apartıman şehrın dışında yoksullara gecekondu.» CT.T.O.K. Belleteni 1973) Bu arada Edırne'ye 16 km. uzakta olan ve Avrupa'ya açılan en büyük kapımız. Kapıkule'nin penşan durumundan soz etmekte de buyuk yarar vardır. Türkıye'ye kara yoluyle gelenlerin ilk Izlenimlerinin kolayca unutulmayacağı ve onu silmenin de çok guç oldugu bılınen bır gerçektir. Bugun Kapıkule'de çoğu kez araç kuyrugu vardır. Bazen bu. knyruk 16 km. uzunluğundakl EdırneKapıkuie yolunun yansma •\utfjir. türkiy» içm büyük trafik sorununu oluşturan ve uluslararası tasımayı saglayan TIR kam yonlarına gümrük çıkışlan içln bzel bir kapı ayrılmıssa da bunun bırıkimi önlemeye pek yaran olmamıştır. üzayıp giden TIR kam yonlan ve özel oto kuyruklarınm yanısıra eski bır restorandan ar ta kalan yapı, sözcük yennde İse, revkslzlıği sımgelemektedır. Burası gümrük komlsyonculannın, köftecılerın, kahvecilerın, ayakka bı boyacılarının üslendigi, bazen de ayak üstü meyhanelerinin kuruldugu acaip bir yere dönüsmus tür. Ban nedenlerle yapılan yık tınlan, ortada kalan gümrük komisyonculan çevrede başka yer olmadığından. olanaksızlıktan bu rasını lşgal etmişlerdir. Ardmdan Edırne maliyesi eski restoran artığını parselleyerek gümrük komısvoncularına alelacele ki raya vermiştir. Bunun sonucu ola rak masasını sandalyesmi kapan, buraya doluşmuştur. Böylece gun olmuş, yol kenann da kurulan seyyar köftecı ocaklarının yanısıra içkiler içilmiş, kafalar dumanlanınca, küfürler, kavgalar, döğüşler görülmüştür. Yurt dışuıdan gelen ve giden yol tular ise bu acaip ortamı hayret le izlemektedirler. Kapıkule'nin sorunlannın başında güvence ge lir. Gümrük poUslerl ıle trafik ekibımn bu tür olaylarla ilgılen mesı gorevlen dışındadır. Bu ne denle Kapıkule'de gıivenligı sağlıyacak polıs kuvvetinin Uslenrae sine olanak sağlanmalıdır. Gumruk alanı, planlı bır şekılde genişletildıgınden kjrnin ne oldugu da pek anlasılamamaktadır Arabanızın vantna sokulan, «akşama kadar çıkamazsmız, venn evrakınızı ben vaptırayım» diyen kışınm gerçekten karnell bır komısyoncu mu voksa turedı mı olduğunu pek kestıremezsınız. Bu arada yeterlı sayıda gorevlınin olmayışı, çogunlugu ya. bancı ulkelerde çalışan ışçılerımızın belırlı aylarda artması gı. rışçıkış ışlemlennın uzun zaman alm&sına başlıca nedendır. Hıç kuşkusuz, Kapıkule'de sap tanan sorunlar yalnızca bunlar değıldır. Gümrük alanı dışmdakı verlerin bakımsızlığı, tuvsletın olmayışı da başhbaşına sorundur. En son Turkıye Turıng ve Otomobıl Kurumu yılda 100.000 TL. ödenek ayırarak, yirmi otuz kapaklı çöp kutusu almaya ve ıki resmı gıysılı çöpçuyu temız. lıkle gorevlendırmeye karar vermıştır. Bunun yanında Edirne'nın Avrupa kapısuıdaki en bıijuk sorunu olan konaklama ve ağırlamaya karşın suııra 900 m. uzaklıkta, motel ve kampıng yapımı içın 27 dönumluk, 3 parselı satuj almıştır. Kısaca degindiğimis bu güç koşullardan yakanızı sıyınp Kapıkule'den Edirne ve Istanbul'a yoneldığinızde sızleri başka sorunların da bekledigini hayretle görürsünüz. Günde en azından 700 TIR kamyonunun yol aldığı Londra asfaltmdan geçerken kent içın bunun ne denli bir trafik sorunu yarattıgma tanık olursunuz. Bu sorunun çıkar yolu ve TIR'lara bır çare bulunmalıdır. Yoksa lıer an nnunciekı aracı sollamıva hazır delı fışek bır surücuvle burun burun» c«lm»nı* «. Prof, Dr. Doğan Kuban, «Türkıye'de çağdısı yaratmanın eskıyi sılıp siıpürerek olacağını düşünen aydınlanmamış kafa anıt kent Edırne içın büyük tehlike ve modern fakat sonuncu mertebeden apartmanlar ve onlann hemen arkasında kentleşemeyen bir ekonomık sefalet. Bu sefa TURKIYE İŞ BANKASI A.Ş. Yönetim Kurulundan: UIIIIIIUIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUMIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIII'i Bankamızın Paysahipleri Olağan Genel Kurul Toplantı«ı 31 Mart 1976 Çarjaınba günii saat 15.30'da Ankarada Genel Müdürluk binasında yapılacaktır. Sa\ın Pa\sahiplerimizin bu toplantışa katılmalarını rica ederiz. Ana sözleşmemİ7İn 49. maddesi ile geçici maddenin 4. fıkrasına «öre, Genel Kurula en az 500 lira itibari değerde bir hisseve ve\a 30 lira itibarî dejîerde 20 bisseye sahip Pa\sahipleri bizzat ve\a Genel Kurula katıhna hakkı olan diğer bir Pavsahibine \ekâlet vermek surethle katılabilirler. Genel Kurula katılabilmek için: A Nama \azılı hisse senetleri sahiplerinin hisse senetlerinin mıktar ve numaralannı gösteren bir cetveli, B Hamiline ait hisse senetleri sahiplerinin bu hisse senetlerini \eya bunlar üzerinde tasarruf yetkisine sahip olduklannı gösteren beljreleri. C Vekil {röndermek iste%enlerin Ankara Şubemizden veva Istanbul'da Menkul Kıjmetler Grup Mıulürluğümıizden alacakları formule göre duzonleyecekleri \e\a bu formüle pöre düzenlenmi^ olmasa dahi Bankamız Genel Kurulıında kendilerıni temsil yetki<ini açıkça belirten bir vekâletnameyi yukarıda A ve B fıkralarında so/. konusiı cet\el veva belge ıle bırlıkte kendıleri \oşa \ekilleri aracılığıyla, Ankara Şubemize \e\a lstanbııl'da Menkul Kı\niPtler Grup Mudurlüğümüze (Sirkeci. Hanıidiye Cadde*i 45,3) toplantı <ıunünden en az bir hat'ta e\\el \ani ( 2 t Mart 1976 Çar»anıba gıinıi iş saaü sonuna kadar) vererek, toplantıva giriş kartlarım almalan gereklidir. Bilânço, kâr ve zarar hesabı ve safi kârın dağıtım şekli hakkındaki öneriyi de kapsayan Yönetim Kurulu'nun >ıllik raporu ile Denetçiler raporu 15 Mart 1976 tarihinden itibaren Sa\ın Pa>sahiplerinin incelemesine acık bulundurulacaktır. G ÜNDE M 1 Yönetim Kurulu ve Denetçiler raporlannın okunmam, 2 1975 yılı bilânçosu ile kâr ve zarar hesabımn incelenerek onaylanması ve Yönetira Kurulu ile Denetçilerin bu yıl işlem ve hesnplarınrian dolayı ibraları, 3 Kârın dağıtım şekli ve dağıtım güniinün saptanması, 4 1976 yılı Denetçilerinin seçimi ve ücretlerinin saptanması, 5 Boşalan Yönetim Kurulu flyeliğine yapılan seçimin onaylanması, 6 Banka bünyesinden Yönetim Kuruluna seçilenler hakkında öneri, 7 Genel Kurul tutanağını imzalamak ürere Başkanlık Divanına yetki verilmesi. | E E E = TEŞEKKÜR Alle büyügümuz, babamız Hılmi Kutal'ın kalça kemi(inin kınlması sebebıyle kaldınldığı Zeynep Kâmıl Hastanesinde sürekll ve yakın ilgisı ıle bızleri minnettar bırakan Başhekım Sayın Dr. •• I • I S S 5 E Burhanettin USTUNEL'e I Ortopedı ameliyatıru büyük bir başan ıle gerçekleştirea hâzik hekım Sayın Dr. Ş E Zeynep Kâmıl Hastanesınin Ortopedı servisınde hastamızm bakimı ıle yakından Ugilenen fedakâr hemşıre Sayın Mukadder Unen, Nebahat Gökçeer ve Sema Atınç ıle diğer yardımcı personele, hastamızı evımize kadar gelerelc muayene eden Sayın Dr. = Ş S E E Kut SARPYENER'e | Regaip ŞEN'e Hastamızın bizzat veya telefonla hatınnı soran, hastaneye kaldınlması sırasında değerlı yardımlarda bulunan yakın dost, arkadaş ve meslektaşlarımıza en derin teşekkür ve saygılanmızı sunarız. I s E E S KUTAL AiLESi (Cumhuriyet: 2081) İ üııııııııııiiiiiiıııııııııııııııııııııııııııııııuııııııııııııııııııııııııııııııııın hahabk sıyasi haber ve yorum 49. Sayı Çıktı • Yalçm Kuçük • CHP'de Gelisme Sermayeye Guvence • Behice Boran: Kadınlar Gunü Uzerıne • Galip Tekın Bolgesel Dengesızlık Kapıtalızmın Urünüdür • Polıs Oyunlanna Dıkkat1 • Eskışehır'de Faşıst Ay&klanmanın Provası • Sıü Delegesi'nm Kremnn Kongre Saray:'ndakı Konuşması • SBKP 25. Kongresi ve Sanat YÜRÜYÜŞ Konur Sokak 15/8 Yenişehir ANKARA FATIH ŞEHIR TİYATROSU'nda (Iki Ovun Kırden) VED&T rURKALI'NIN BU ÖLÜ KALKACAK U)\ 21.00, Çırjjmbı, Perjembe 18 ve 21.00'd» ULKER A. KOKSAl'IM BESLEME (iso. OYUN) (umı 21.00, Cumariesi vt Pazar 15.30 ve 21.00'de KADIKOY JFÜİR TIYATROSUNDA KERIM KORCAN'IN TATAR RAMAZAN Panrtesi, Sah lurlt her gece 21.00'de, Cumartesi ve Pazar 15.30 da mafıne