22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYn stanbul Tıp Fakultesinln 1925 (1341) mezunlarına şiltler verilecek ve bu uzun süre içinde ölmüş oianlar da rahmetle anılacak, yann Tıp Bayramında. Beş yülık bir tıp öğrenimine ve aşağı yuıcan buna yakın çok yakın stajyerlik ve asıstanlık çalışmalarına, her yaşta ve karakterde insanların acılarına kaüanarak hekimlik yaptnak ve özellikle tam yarım yÜ2yu içinde bunun tath çilesi. ni çekmek kolay bir görev defildir. Tath çile diyorum, zira vatandaş günün ner saatinde kendine ya da yakmlarına ilişkin dertler için hekimlerden çare ve şifa aramaktadır. Aynea hava degişimi, raporla daha yumuşak iklimli bir yere naklini, işlediği suçun bir ruhsal bunslıma ba*. lanmasmı, bir öğrenim ya da meslek sorunu nedeniyle askerıiğinin bir yıl ertelenmesini dileyen vatandaşlar çoktur. Sabah erkenden ya da geç vakit gelirler sizi uyandmrlar, karlı bir havada uzak bir yere çağrılır. Doğaldır ki, bütün bunlar hekimlik mesleğinin gerekH ve olaşan hizmetleridir. Fakat hekimlik mesleği (hele yazarlarca) ytnc de sık sık taşlanır!yabancı düşüncell ve Ttirk geleneklerine düşman hocaya üniversitenin girişmış oldugu dinamik savaşmada Tıbbiyeliler başta idi. Halife tarafını tutan bir grup genci o zamanlarda Beyazit'teki bınanın salonlarında Tıbbiyelileri kovmuşlar ve Üniversıte bayragına sahip olmuşlardı. Bir gtin bu bayrağın ıiade ettiji coşkun rutıla tşgal KUVvetleri tarafından açılmış olan köprüyü niçe sayarak ledayı bir Boğaziçi vapuru ile karşıda bekleyen gösteri alayına katılmışlaroı. Eski Tıbbiyeiıler devrın Sultanma ve istipdadına dii^man idiler; çünku ozgürlük aşıgı idüer ve bu yüzden bir çoklan uzaklara sürülüyorlardı. Bugünün çeşitll hastahanelerinde mtlesseselerinda birer oarçssı bulunan Tıp Fakültelerinin tersine olarak «Haydarpaşa Tıbbiyesi» bir bütUn olarak tıp lakültesini, bütün MortoloH Enstitülen ve hastahanesi ile ve askeri tıp okulunu bir ar&aa topîuyordu. Karacaahmet mezarlıgı bile, toir çok genç hekim adaylannın ebedl istirahat yeri olarak bu toplulukta yer alıyordu. Kimbılir kaç bm insan yıllar İçinde Yeşilköyden Tophane'ye kadar uzanan deniz kıyılanndan ve Isı&nbul limamna girip çıkan gemilerden sembolik çifte kuleleri ile eski Haydarpaça Tıbbiyesini seyretmiş; onun hasmetine dalmıs ve düîünmtiştür. Oradan yetişen nice yurtseveraydınlar geliyor gözumün önüne. Çok ppratıcı, yorucu bir meslek olan hekimlikte bir onur şıldine kavuşmak için herhalde 50 yıl beklemek çoktur. Mesleklerln çojunda (sporda, birçok meslek odalarında, gasetecilikte) bu süre daha kısadır. Sınılımızın yansından tazlası yarmkı törende, eski tathacı ve o oranda şerefli olan anılarının panoramasını gözden geçirmek mutluluğunu tatmıyacaktır. Bu töreni örnek bir meslek dayanifması ile düzenleyen îstanbul Tabip Odası Yönetim Kuruluna şükr»n duysularırmzı belirtirken, ölen arkadaşlanmızı da rahmetle anmaktayıe. 13 Mıri 1976 Î OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Adalete Saygı!.. 1%0'lann orUsında Türkiye'de siyasal güç dengesi değlşti. 2Î .Mayıs Uevrimine karşı çevreler, tırmanma politikasuıın son aşamasını geryekleştirdiler; ve AP iktidara ortaksız yerleşti; Demirel Başbakan oidu. Ve işlerin birdenbire renjri dönüştü. Bu dönüşümü somut biçimde anlalabilmek için kendimden söz açmak zorundajim. O eünlere varıncaya dek benim adliyede tek daram yoktu. Ne var ki AP'nin koltuğa tüm ağırlıgıyla oturmasından sonra Îstanbul Basın Savcısı görevden uzaklastınldı. Olayın içrüıünü sonra anlattılar: Iktidann iieri felenleri Îstanbul ceıa mahkemelerinde görülen basın davalarınuı bir listeıini getlrtip incelemlşler; Ustede Cumhurlyet gazetesinin ve bentan olmadıgımı förmüşler. Bunun üıerine yeni bir atılım gerekmiş. İlk iş olarak basın savcısı değiştlrilmiş. Yeni gelen savcının da sanınra ilk işı tutuklama talebiyle beni sulh ceza mahkemesine göndermek oldu: O gfinlerde Aksaray'dakl TÖS (Türkiye Oğretmenler Sendikası) salonunda bir konuşms yapmıştım. Bir aaate yakın ıtüren bu konuşmaya iki polis tncmuru gelmiş; yirml satırlık bir tutanak hazırlamışlar; konuşmada suç unsurları bulunduğilnu saptamışlar. Tutanak Emniyet Müdürlüğü'nden Savcılıfa gönderilmiş. kovuşturma başlamış, ağır cezalı bir iş oldujtundan tutııklamaya yönelmiş yeni savcı... Oysa o rüne degin basın davalarında böyle bir görenek yoirtu. İlk keı bu Istemle Sulh Ceza Yarçıcmın karşısına çıktım. Yaşlı başlı yargıç; temkinli. görçülü bir adamdı. Tutumundan davranısınrian anladıçıma göre siyasetle miyasctle ilişkisi yoktn. Kendimi savundum: Saym yarıcıcım, dedlm. ben her gün bir yazi yaıarım. Bir jilda yüzlerce. birkaç vılda blnlerce yazı. Şlmdi bu yazılarda yazdlklarımdan ötürü hugüne degin tutuklanmamışım; ama bir konuşmamın birkaç cümlesinden ötürü ve polis tutana|ıyla tutuklanmam isteniyor; biraz tuhaf kaçmıyor mu? Yargıç, bir elindeki dosyaya, bir bana baktı; işin içinde bit yenifi olduğunu tecrübeaiyle ve sezgileriyle anladı. Savcuıın iitemini reddetti. Ama ben de birşeylerln değişml» olduğunu o fün auladım. Siyasal lktidar savcılık kurumunu kendi politikasına göre ydnlendirmek eylemlne girlsmisti. Jn'llckim o gttnden sonra üstüste açılan davalarla 12 Mart'a ulaştık. Her dava dosvasırun içinde Başhakanlıktan Adalet Bakanlığına; Adalet Bakanlığından îstanbul Başsavcılığına yaulmıs bir belge bulunurdu. Kuşkusuz yalnız benim İçin degil, çofu devrimci yazar İçin aynı mekanlzma çalısıyordu. Dosyalar blriktlkçe birlkti. yıgıldıkca yığılüı. Yaurlar, çizerler, sanatçılar, kltapçılar adllye korldorlarında sabah akşam volu aUr ve haftada birkaç giln duruşmaya çıkar oldular. 12 Mart ara döneminde sıkiyönetlm mahkemelerl aynı Iflevl surdurdüler. Ben kendi hrsabıma bütün davalarundan beraat ettim. Toplu bamndan çıkan üç aylık önemsit bir mahkumiyet karan da afr» glrdi. Ama yıllarca dava dosyalarıyla boğuşmak, mahkemelere girlp çıkmak, yammıza kâr kaldı. Bütün bu olayları bir bakıma doğal saymak gerekir. Tutucu siyasal iktldarlar, devrimci yaıarlara düşmandırlar. llericl aydınları, yazarlan, emekçileri, öğrencileri, bilim adamlaruu yok etmek, susturmak, defterden silmek isteyeceklerdlr. Ooğaldır bu... Ama siyasal iktidarın bu tutumuna karşı adalet adamlannın dikkatli bulunması da hem çagdaş hukuk tlkelerlae saygı, hem Anayasaya uyum bakamından gereklidir. 12 Mart dönemlnden sonra Ecevit Koalisyonunun çıkar dıgı At Yasasıyla, adliye koridorları boşalmıştı. Irmak Hükümeti döneminde adalet organlarına bir baskl görfllmedi. Ama Demirel yüie Başbakan olunca işler tıpkı 1960 ortalanndaki gibl değişti. Başbakanllktan Adalet Bakanlığına, Adalet Bakanllgindan Îstanbul Savcılıgına gönderilen yazılar çoğaldı. Bu yazılan ister istemez. Basın Savcılıgına havale ediyor savcı; ve bir kovuşturma furyasıdır gidiyor. Şimdi ben kendi hesabıma ytne adllye koridorlarml aşındırmaya başladım. Bir, ikl. üç, beş... Birşey degil: sil baştan oluyor. insanın canı sıkılıyor; eften pttften gerekcelerle ve iddiâlarla bir sürii dava açılıyor. Kısacası eski yöntemler yine dirildi. Dirildi ama, adalet adamlarunızın bunca tecrübeden sonra bu kez daha dikkatli olmalan gerekmez ml? Bir ülkede siyasal lktidar adalete bu denll baskı yapar ve adliyeyi kendi siyasetine alet etmek lsterse, karşısında bit direnlj bulmalıdır, görmelidir. , ^ t> .. ELLÎ YILIN MUTLULUGU Prof. Dr. Rasim ADASAL edilmlç olan BoJ&zhyan Kaymakamı Kemal Beyin cena»sinde bulunmak ve mezar başında mllll duygularını dökmek cesaretinde bulunan TıbbiyelÛerden haps«dilen ve kovulanlar olmuştur. Mazhar Paşadan gözcii Esat Paşaya, Besım Ömer Paaadan Süleyman Numan Paşaya, Tevfiıc Saglam'dan Akil Muhtar'a, Saim Dilemre'den Kemal Cenap'a kadar ... uzanmak üzere o dönemin ünlü tıp üstadlan ve otorlteleri meslegimizde hocalarımız, yeni Türkçülük ve însancıl özgürlük hareketlerinde aydınlatıcı öndfrlerimizdi. Içlerinde gençüklerinde Fizana, Avrupa'ya sürülmüş, hapsedilmiş olanlan vardı. O zamanlar cumaları veya Haydarpaşa'dan kaçabildiğimiz günlerde toplantı yerlerlmiz Türk Ocağı ve Resne, Ikbal, Bockurc kjraathaneleri idi. Milli ilhamlannuzı ve Anadolu Kurtuluş hareketlerine bağlıhğımızı Ziya Gökalp, Halıde Edip. Hamdullah Suphi Tanrıöver, Süleyman NaziJ. Yusuf Akçora ... gibi düşünürler H.C. Yalçın, Celâl Nuri, R.F. Atay Yunus Nadl ... gibl bazı gazete btşyazarlan ve basta Tevfik Fıkret ve Mehmet Akif, Mehmet Emin Yurdakul... gibi şairlerden ahyorduk. Fecriatıciler denilen yenı romancılar ve ediplerle de yakınlıgımız vardı. Anadolu'dakı Kurtuluş Savaşı hareketlerinl îstanbul meydanındaki gösterilerde gençlik mitinglerinde, yabancı askerlerle yerlı Rumlann taşkmlıklan aleyhindeki gösterilerde ve Ziya Gökalp, Talât, Sait Halim Paşa gibi memleket şehitlerihin cenazelerinde, Türk Ocağı ve Halkevi toplantılannda önemli bir kısmını geçirmemize rajmen sınıfımız güçlü hocalanmızın egitimleri altında birçok değerli hekimler vermiştir. Milli kuvvetler Istanbul'u düşmanlardan temizledifcleri zaman Kabataş iskelesi önünde Harbiyelüerle Tıbbiyeliler onde bulunuyorlardı. Öbür kıtalan düzenliyorlar ve bir mesih gibt gelen komutanı, Rafet Paşayı, omuzlannda taşıyorlardı. Bu kahramanlar tarafından ilk ziyaret edilen yer Harbiye ve Tıbbiye oluyordu. Bir avuç Elli yıl önce (1925, eylül) tarihl tıp yemlnl ile doktorluk mesleği ve sanatı diplomasını almış olan hekimlerin yansından fazla&ı ölmüştür; ve eskı Sağlık Bakanlarından Kemali Beyazit'. ten Kâzım Isnıail Gürkan'a, NürJ Ömer Ergene'den İrfan Titıze ... kadar uzanmak üzere arala. rında tamnmı.? prctfesörler ve memleketin en büyük hastanelerlnde çalışmış değerll uzmanlar vardır. Birinci Cih&n Savaşından az sonra başta îstanbul olmak üzere, bir çok yerlerinin yabancı asker işgali altında bulunduğu 1920 yılında Tıp Fakültesıne girmek ve geleceğe ümitle baglanmak, imgesel sayılabilirdi. Şimdiki Haydarpaşa Lispsinin çalıştiğı bjnadaja sınıfımıza sabahları geldiğimiz zaman (Askeri Tıbbiyede yatılı öğrenciler olarak) sıra kapaklarmda İncil Kitaplan duruyordu. O zaman düşmanlar tarafından ıdam Suç Kimde ? OKTAY AKBAL1 Evct Hayır Tıp Y Eğitiminin Türkçeleşmesi SON YÜZ YILLIK TIP ÖGRETiMiNDE TÜRKÇEKiZ DE BÜYÜK AŞAMALAR GEÇiREREK BiliMSEL GÜCÜNÜ BENiMSETMiŞTiR. TÜRK T I P TOPLUIUGÜ, TÜRKÇEMiZiN ÖZLE$ME5iNE EN ÖNDE KATILMAYI SÜRDÜRMELiDiR. sel niteliğindeki gucüfitt benimsetmiştir. Son yılların Türk tıpsal yapıtlarında az veya çok eskinin ve yabancının izleri her ne denli görülse bile guztl, güçlu, zengin TUrkçemizin her geçen gün bu yapıtlarda tümünden eskiyle yabancıyı iilip süpürerek geçmişe gömmektedir. Sizlere büyük umutlarla baktığımız genç Hekim ve öğrenci arkadaşlarım, tıb dilind» Türkçemizi si2İer antacak, yerleştirecek. güçlendirecek, yaşatacaksınız; yabancı sözcüklerden dilimizi sizler anndıracak: yabancı sözcUklerin dillmİM girmesini yerleşmesini sizler önleyeceksiniz. Göreviniz ağır. sorumluluğunuz o denll büyük, o denli kut saldır. Sağhkla ilgiU görevlerimizde halkımızın saglığının korunmaunı, hastallklarının ıyileştirilmesini. saglıklı yaşamasım, emefinin verimli olabilmesini toplumsal yaşam ve geçim düzeyinden nasıl ayn düşUnemezsek ulusal eklnimizden de tıpsal ekinimiz «yrı tutulmaz. Tüm bu sorunlara yanıt verecek, bunlan çözümleyecek yeteneksel gtiç kendinde kalıtsal olarak vardır. Bu yeteneklerinln yapıcı gücünü işletirse yurdumuzda sağlık görevinde, tıbsal bilim alanında daha verimli, daha başarılı olabilecek, çağdaş düzeyde özlü güzel Türkçemirle çok U«tün nitelikli yapıtlar rcrtceksin. Buna inan! Ben inanıyorum. însanlık açısından bilime katkıraız ne olursa olsun, önce ulusal çagdaşiaşmamıza yönelik oc Türkçemizle bilimsel ve ekinsel yayın yapmak en başta gelen görevlerimizdendir. Bugünkü çağcıl gelişme dogrul tusunda özleşen Türkçemiîin yabancı sözcüklerden annmasını hiç bir güç engelleyemez, durduramaz. Buna hiç kimscnin, hiç bir kurulusun gücü yetmec. Çünkü özleserek kamusıllasan Türkçe ulusal nitellktedir. Buna ayak uydurarak gerçeklesmcsine elbirliğlyle çaba gostermtk görevimizdir. TUrk biliminde öncU nitflikle riyie ün salmış olan Türk ttb topluluğu da TUrkçemizin ozl«eme doğrultusundaki ugraşın» yine en önde katümahdır. «Made In Chlna bir tüfekle veya makinellden çıkacak kurşunlarla hayatmızı kaybedebilirsinlr. Bizden slze söylemesU tlkücü bir genç böyle yazıyor tzmirin Tire'sinden Solculan ve Ulkücüleri öldürenler Mao'cularmış: Bcn de «nolcu» oldufum için Mao'cularca mimlenmislm! Kumasının nedeni Cemlloğlu oUyı için burda yazdığım «önce Kendi Gençlerimiz» başlıklı yazım... Ne demişim orda? AP'li senaldrün Kın m ü yurtsever gencin öldürülmesi kadar Türkiyede durmaks m n öldürülen gençlerlmjz için acı duyması Kerektitini... Bunda ne var size bu denli dokunan, sizi bu denll kudıran? Mao'culan öne siirerek ölüm cözdağlan vermeye kalkıştıran? Kim kimi öldürüyor? Suçlu kim, güçlü kim? Mao'cular o denli etkin mi? Lenin'ciler dedikleri, Mao'cular dedikleri, hangi gtnçler, hangi örgütler? Her türlü kötülüğü yapıp suçu beUrsiz örgütlere, ktşilere yıkmaya bakan kimseler kim peki? Hele açık »şık meydanlarda bağıran tlküctij«r neyin peşinde? Gerçek bir hükümet işba^ında olsa kısa zamanda ortaya çıkanrdı bütün bu olaylann içindeki gizleri Ama MC iktidanyla «devlete yardımcı kurvetler» arasındaki iliskileri herkes biliyor. Birtakım olaylar yaratan, adam vuranlann bu •uçlan, başkalarına, bir süreden beri Mao'culann üatiine attıklarını da biliyoruz. Diyeceksiniz .Mao'cular yok mu, lşte dergüerl, gazeteleri, sosyalist partilere en ağır saldınları yapanlar bunlar değil mi, hatta birtakım törrnlerde ortanın solundaki liderlere karşı çıkanlar, hatta dövüşlere kaikifanlar hunlann arasından çıkmıyor mu? Yalan degil. Ama birtakım katilierin çirkin işlerini başkalarınu sırtına attıklan da (özden kaçmayan ayrı bir gerçek. Baska bir mektup: «Dört çocuğumdan en büyfiğü, Ankara Atatürk öfretmen Lisesine sürgün edlldi. 6. »inıf öerencieiydl. Oflumu, tatüe gelecek diye bfkledim. Fakat Uttle gelmedi. Okul müdürlüğüne iki kez tcleron ettim. Aldığım cevap, «öğrenci tatllden dönmedl» oldu. Şubatta okullaj:. açjjınca Ankara'ya gittim. Okul müdürüne durumu anlattım. Bu defa müdiir «oilun 20 ocaktan itlbaren pkuiu içrkçUi» cçvabıriı verdi. lld aydan beri oğiumdan hiç haber alamadım. Onunla birlikte Ankara'ya sürgün edilen arkadaşlarına oflumu sorduğumda, «Aman amca seninle konuştuğumuzu görmesinler bizi döverler» diye korkudan benimle konuşmuyorlardı. Yüzleri mosmor olan ögrencilerin çok dayak yediklerl belliydi. Bu durumda ne yapacagımı şaşırdım. Oğlum nerededir, öldü mü, sağ mı, hapiste mi, yaralı mı? bilmiyorum.» Çan'ın Caltıkara köyünden Necati Ertürk böyle yazıyor iste... Ankara Öğretmen Lasesinde 6C suııfı öğrencisi Recep Ertürk iki aydır ortada yok. Nerde? Baba her şeye rağmen şunu eklemiş: «Yazın ki vatandaşlarımız okuma özgürlüğünü, yatılı okuyan çocukların durumunu ögrensinler. Bu acıları herkes duyamaz, ancak çocuk doğurup büyüten ana babalar bilir.» Kilis Öğretmen Lisesinden elli öğrenci adına gönderilen bir mektupta da, MC Eğitim Bakanlığının özellikle öğretmen liselerinde, eğitim enstitülerinde uyguladığı baskıcı, gerici, karsıdevrimci tutumlar sergileniyor. Vç aylık stajyer öğretmenler ki bunlar komando ya da komando olmak heveslisi kimselerdir bu okullarda önemli yerlere getirilmişler. Müdür, müdür yarduncısı, partizan öğretmen... Gençier bakın ne diyorlar: «Ayrı odaları olduğundan öfrencilerle «millj çalışmalarvinı raliatlıkla sürdürüyorlar. Kendllerine «nza füstermeyenleri» gerek notla, gerek dayakla ve türlü yollarla tehdit ediyorlar. Öğrencilere glzlice kitaplar dağıtarak, sınıfta «Altay'dan Viyana'ya» söylevleri verip, Atsız geceleri düzenleyerek, daha orta I'deki minlk çocukları bir bardak çayla kandırarak! Branşlan olmadığı halde Şeyh Şamil, Türk Sanat Müzigi konserleriyle «millî kültür* aşılaması yapıyorlar. Atatürk'ün kişiliğini, hatta resmini bile bozkurta benzetip, Atatürk ikinci bozkurttur diye söylentiler yayıyorlar. Bebek kandırır gibi «Ay'a gidilemeyeceğini» TV'de gösterilenlerin bir maket olduğunu söylüyorlar. Bir öftretmen. öğrencileri sınıfta toplayıp «crbaş». «basbuğ» seçerken, başka blri yakasında Atatürk rozeti taşıyan bir öğrenciyi idareye götürmüs, rozeti çıkarttırmıştır. Öğrenciler eve flderken hırsızhk yoklaması diyerek valizleri aranmış Fakir Baykurt'un IdUplan hile alınniıştır. Okulda sık sık «sosyal kol» adı altında çok gizli toplantılar yapümaktadır.» >Iao'cııların silâhıyla «tcnıizleneceğimiz»i bildiren Vlkü. cü gcnce sorarım: Bütün bunları da mı Mao'cular yapıyor? Atatürk devrimine karşı davranışlar, eylemler, görüşler kimlerden geliyor? MC'nin aşırı safcı, Atatürk devrimine düşman birtakım partizanlanndan değü mi? lşte birkaç örnek, gelişigüzcl seçtiğim. size sunduğum... Yetmeı mi eğitim âünyamızm, gençlerimizin içinde bulunduğu durumu anlatmaya? ülâr boyvınca oluşarak 14 mart 1827 günü gerçekleştirilebilen Tıp ögrenimini çağdaslaştırma girişimi yalnız Türk tıbbında degil, tüm Türk bilim tarihinde de bir büyük olaydır. Çünkü 19. yüzyıl Osmanlı Imparatorlugu için gerilemenln hızlandığı, çöküşün artık görulmoğe ba^ladıgı yıkım yüzyılıdır. İşte bu yuzyılın daha ilk dörtlüğünde basım ortaya koyan Hakan'ın kendisi ateşli bir devrimci olarak tüm gerici, yıkıcı bağnaz güçlerin engellenmesine karşın 14 mart 1827 günü tıpsal ögretimde çagdaşlaşurma girişimıni yapabilmiştir. Bir yandan bu ağır yerel koşullar içinde, öte yandan doymalc bilmeyen bir bencillik burgacı ile kapitalizmin sömürgecilik emperyalizminin korkunç ezici saldırganlıgı ile yıkıcılıgı karşısında yurdumuzda bilimde bu ilk çağdaslasma kıvılcımının aydmlıgı güneş gibi parlayarak olumlu düsünen beyinleri sarmış, aydınlatmıstır. Bundan dolayı 14 mart 1827 gününün tüm Türk bilim evreninin çağdaslaşması dogrultusunda ilk önemli girişim olarak nitelendirilmesi gerçekçilik olacaktır. UİUMI Prof. Dr. Ahmet MERDiVENCi Cerrahpaş* Tıp Fakültesi öğretim Üyeıl İçinde özleserek benlığine kavuşması yolunda güçlü bir çagcıl uygarlık dili olma dofrultusundaki yönelişini, gelişmesini, yücelmesini hiç bir gücün durdurma çabası engelleyemez. Bunu bellegimize iyice yerleştirmeliyiz. Soyuna özgü dinçliği içinde ekinsel varlığını ve kuıduğu uygarlıgımn gücüyle Orta Asya'dan Anadolu'da yerleşinceye degin nice engelleri aşmayı başarmış olan TUrk ulusu her yönde oldugu gibi saflık alanında da büyük aşamalar göstermiştir. Anadolu' da birçok sağlık kurumu geliştirmiştir. Bunlardan ilki ve en önemlllerinden biri de bugün halk arasında «Çiftelen», «Gıyasiye» veya «Şifaiye» diye ün salmış, 12051206 yıllarmda yapılmış olan «Kayseri Tıbbiyesi»dir. Zen gin gelir kaynakları, güçlü ve bilimsel nitelikli ögeleri bulunan bu Tıp Okulu Îyiletimevl (Hastane) dünyanın ilk Tıp Okulu'dur. Ne yazık ki, 13. yüzyılda Avnıpa'da yenidoğuş'un (rönesans'ın) oluşmasına ve gelişmesine çok büyük ve yadsınamaz katkılarımız olmasma karşın, Avrupa insanının o uyanış döneminde ülkemlzde olumlu bilmsel gelişmeler o denli gerileme göstererek olumlu bilimsel dusüncenin ve yönelişin dışında kalan ve karşı sında yer alan bağnazlığın giderek derüı karanlıgına gömülmüş tür. Bu ağır ve kara bagnazlık hızla etkisini arttırarak bilimsel temel Uzerinde oluşan ve bilime dayalı birçok önemli toplumsal aşamayı süpürUp silmiş ve bilimde ulusal geiismeyi tümüyle karanlığa boğmuştur. Bunun İcalıntılarının bugün de sanatta ve bilimde olumlu bilimsel gelişme nin karşısına dikildigi, olumlu gelişmeleri engellediği yer yer görUlmektedir... Bu bir gerçekTürkiye'de Trp bilimi, tüm bilim alanlannda olduğu gibi yüzyıllar boyunca lnak «loema, nas) ile olumlu düşunce çatışmasını yaşamış, nice olumlu atılımlar bağnazlığın burgaçlarında boğulmuştur. Evet, Kayseri Tıp Okulu • lyiletimevi'nin açılışmdan 622 yıl sonra (1X51827) çağdaşlaşma doğrultusunda 14 mart 1827 günü en önemli girişim yapılabilmiştir. lşte bu önemli girisimin anısına her yıl olduğu gibi yasadıgımiK bu 1976 yılının da 14 mart'ında bu girişim gUnünün 149. yıldönümünü kutluyoruz. • Dilde Bilim Yarınki 149. 14 mart Tıp bayramı için düzenlediğim yazımın Türk Düi'nin özleşmesi gerçegi usertne olmasını, tap' • ıMlniirf "de • bu gelişme içinde olmasım yegledim. Devrimci Türkiyede bilimsel dü?üncenin gereğidlr bu. Atatürk Devrimleri'nden biri olan «dil» sorununun değişmez amacı «Türkçeyi sanatta, bilimde, teknikte çâğdaş gelişmeleri tüm gerekleriyle çağdaş uygarlık düzeyinde yanıtlayacak bir çağcıl dil durumuna getirmek»tir. 26 eylül 1932 günü açılan 1. Türk Dil Kurultayı'nda Türk Dil Devrimi çagcıl Cumhuriyetimizin yönetimince başlatıldı. Çalışmalar: 1) Türk dilinin özündeki zenginligi ile guzelliğini ortaya çıkararak Türkçe'ye kazandırmak; 2) Türk dilini sanatta. bilimde, teknikte evren dilleri arasında değerıne yaraşır yüksek düzeye ulaştırmak; olarak iki temel doğrultu yönunde saptanmıştı. Türk Dil Devrimi aradan geçen kırk yılı aşkın süre içinde yer yer uzun veya kısa süreli duraklamalarla gelişme dogrultusunda arasıra keskin veya geniş sapmalar çizmek zorunlugunda bırakılarak Atatürk Devrimleri'nin etkin ilkeleri ve amacı yönünde bugüne değin gelişmesinde ve özleşmesinde yücelme yolunda durmadan ilerlemiş, ilerlemektedir. Cumhuriyetimizin 50. kurulus yıldönümünde her ne denli: «Türk Dil Kurumu adındaki cemiyet Atatürk'ün isteklerüıi yerine getirmemiştir» diyebilenler bulunabilse bile... Bu biçim konuşma ve yazıların gerçeğe uymadığı, lâyik TUrkiye Cumhurıyeti'nin kurucusu Büyük Atatürk' ün Devrimlerine bu gibilerin tümden ters düştükleri bu büyük olumlu girişimlerin yansıtıldığı ülu önder'in 1937 yılında yazdığı «Geometri» adlı yapıtı ile kolayca saptanmaktadır. Bu gerçek bize Türk Dil Kurumu' nun Türk Dili üzerine olan çalışmalarının Atatürk Devrimleri' nin özüne uygun yöneliş dogrultusunda oldugunun yadsınamaz ömeğidir. Türkçe sanatta, bilimde, teknikte gelişmekte, özleşmekte, yücelerek öz zenginliğini artık gösterebilmektedir. 194519551er arasında oldukça az kişinin kullandığı sözcükleri bugün milyonlarca insan içtenlikle yazılannda, günlük konuşmaiarında kullanmaktadır. Ömek için: «Ataç'ın Sözcükleri» (Türk Dil Kurumu Yayınlan: 214, 1963); «Sade Türkçe Kılavuzu» {Türk Dil Kurumu Yayınlan: 322. 19711; «Türkçe Sözlük» (6. basım. Türk Dil Kurumu Yayınlan: 403. 1974)... yapıtlarına bakmak sanırım yeterlıdir. Başka yapıt örnekleri de verilebilir, artık örnekler o denli çok ki... Dilimizin kendi yüce varlıgı Tıp Eğitiminin Türkçeiejmesi Yurdumuzda bu önemli girişimden sonra da tıpsal öğretımde özellikle öğretim dili, diseksiyon, otopsi, evrim, kalıtım... konuları Uzerine çağdaşlaşma ugraşı çok değişik ve ilgınç biçimlere ugraş evreleri geçirerek asamalarla süregelmis, oldukça daha geç benimsenebilmiştir. Bugün çagcıl Türkiye'de bunları engelleyen güçlerin bulunmaması gerekir. Türk hekimi tıpsal öğretimimizin Türkçe yapılması için de ulusal benligine uygun nitelikte güçlü uğraslar vermiş ve önemli aşamalardan geçerek büyük basarılar sağlamıştır. Türkiye'de 1827 yılında çağdaşlaşma doğrultusuna yönelmiş olan Türk tıp öğretimi, kuruluşundan 1870 yıhna defin Fransızcaydı. BUyUk uğraşmalardan sonra 1870'te tıp öğretimi TUrkçe yapılm a | a başlanmıştır. Günlimüze degin geçen yüz yıllık süre içinde tıp öğretiminde Türkçemizde büyük aşamalar geçirerek bilim ııı ııı ııııı FATIH ŞEHIR TİYATROSU'nda (İki Oyun Birden) VEDAT TDRKALI'NİN BU ÖLÜ KALKACAK U\\ 21.00, Çırjımba, Perjsmbe 18 ve 21.00'd» ÜIKER A. KÖKSAl'IN BESLEME (iso. OYUN) Cuını 21.00, Cumırfeıi ve P«ar 15.30 ve 21.00'de KADIKÛY ŞEHJR TİYATROSUNDA KERIM KORCAN'IN ÇAĞDAŞ YAYINLARI TATAR RAMAZAN Pızırtni, Satı hıriç her gece 21.00'd», Cumartesi ve Pıur 15.30'da mafinc HARBİYE ŞEHİR TİYATROSUNDA F.C. lORCA'HIN ÇIKTI Bernarda Alba'nın Evi •ızırtesi Salı hariç htr gece 21.00'de, Cumırtesi ve Paıar 15.30'da mafine ÜSKÜDAR 5EHİR TİYATROSUNDA MOUERE'NİH Maden, Makina veElektrik Yüksek Mühendis veya Mühendisleri Aranmaktadır T.K.I. Garp Linyitleri îşletmesi Müessesesi Müdürlüğünden: Müessesemiz, Tunçbilek, Soma ve Seyitömer Bölgelerinde istilıdam edilmek üzere, tiili askerlik görevini ifa etmiş veya asgari bir yıl ertelenmiş ve 35 yaşmı geçmemiş, Maden, Makina ve Elektrik Yüksek Mühendisleriyle, Mühendisleri aranmaktadır. Alınacak elemanlara 657/189? sayılı Kanuna göre aylık ve enısallerıne ödenilen oranda yan ödeme verilecek, hiztnetı müsait olanlara 4. dereceden aylık ödenecektlr. Aynca evlilere imkân nisbetinde lojman tahsis olunacak ve bekârlara ise yatacak yer sağlanacaktır. tlgilenenlerin durumlarını mufassal şekilde yazacaklan dilekçelerine 1 adet fotoğraflannı ekliyerek 31.3.1976 tarihine kadar Tavşanlı'da bulunan Müessesemiz Müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. (Basın: 12«42/1396) Ailenin Çilesi , . Boşanma • •. Ord.Prof.'Dr. Hıfzı Veldet • Velidedeoğlu BU KiTAP; NiŞANLI. EVLİ. BEKAR. KADIN YA DA ERKEK. MUTLU YA OA MUTSUZ HtRKESı ÇOK YAKINDAN iLGiLENDiREN TOPLUMSAL BiR ESEflO>R TARTÜFFE (Sahte Sofu) Paurtcti Salı hariç her gece 21.00'd«, (umarleı! ve Patar 15.30'da matfne (Basuı: 127M83) YABANCl DİL BİLEN ELEMAN ARAMYOR Büyük bir Ticaret Şirketinin Ihraeat Servisi için îngilizce ve /lrnanea lisanlannı çok iyi bilen eleman aranmaktadır. Askerligini yapmış ve 35 yaşmı geçmemiş kişilerin Posta Kutusu 135 Beyoglu adresine bir dilekçe ile müracaatlan rica olunur. Nut: Müracaatlar gizli tutulacaktır. 378 Sayfa 25 Lira Diş Tabibi ORHAN TÜZÜN Samatya Cad. No. 400 Saat: 13.30 18J0 Telefon : 21 75 82 fsteme adresi: ÇAĞDAŞ YAYINL.ARI Cağaloğlu Halkevi Sok. no: 3941 ÎSTANBUL Reklâmcıhk: 239/20M KAÎD? Şebekem: kaybettim. • K.AY1P Kimya Mühendisler Hükümsü2diir. Odası'nca tanzim edilen kimhl 8rtl Mehmet ÇALIŞKA.N , £ ™ ttaybettim. KUkUmsUz iktİMf 11975 | " Selâhattin OSKAY KARA VE DENiZi ANCAK GÖKLER TAMAMLAR.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear