Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Katil,,i yakalamak için çaba harcanmıyor Fadyo ve özellikle televizyonuıı bir özeliği vardır. Her Udsinin de kitleler üzerinde yarattığı tepkiie ri düşünmezseniz. bu kitle iletişım araçları size birer oyuncak gibi görünebilirler. Son yıllarda elektronik alanda kaydedilen gelişmeler, radyodan da'na çok televizyonu hoş ve ilginç bir oyuncak du rumuna getirdi. Düğmeye bastığı n:z zaman. çok uzak bir ü'.kede olup bitenleri görebiliyorsunuz. Kamerayı şöyle uygun bir yere ko yup çalıştırdığınızda, ya bir futbol karşılaşmasını, ya da bir ge f ( M. Tali ÖNGÖREN çit törenini müyonlarca kişinin izlemesıni sağlıyorsunuz. Bir de «Kaçak» gibi dizi filmler var. Eğer TRT Televizyonu isteseydi, Dr. Kimble tam beş yıl kaçıp du rurdu. Çünkü Amerikah yapımcınm elinde beş yıllık «Kaçak» sto ku vardı. Bu dizi Amerikan televizyonunda gösterilirken, Dr. Kimble'm sürekîi olarak kaçma sından bıkan basın, Komiser Ge rard'ı eleştırmeye başlamıştı. «Ne biçim polis bu? Beş yıldan beri izlediği kaçağı bir türlü yakalay&mıyor. Halkm ödediği ver gilerden maaşım alan böyle bece riksiz bir polisin görevine son vermek gerekir» diye... Erı sonua Kurgucu kadrosundaki yapımcı: Emin Metin Tuncer SORU Son yapımınız «Çubuk Barajında Snw» oldukça URİ prirdü; bu ilginin sonueu tekrar yayınlandı. tzlediğimiz kadanyla alışılmışın ötesinde değişik bir program. Kısa bir süre içinde hazırladığınız söylenen yapunını n, televizyonun kısıtlı olanaklanna rağmen nasıl gerçekleştirdi niz? CEVAP >Televizyonun kısıt lı olanaklarma ragmen» sözüniin altını çizmek istiyorum özellikle: Bu televizyonumuzun önemli sorunlarından biri. Kısıtlı olanak derken, öncelikle zaman sözkonu su edilmeli bence. Sanıyorum di ğer ülkelerin televizyonlannda zamana bizdeki kadar değer verilmiyor; belki onlarda gereksız harcanan on metre filmin hesabı sorulabiliyor, ama; on dakika lık bir yapımın biriki saate sıkıştınlması da istenmiyor hiçbir zaman. Bu, bizde isteniyor anla mına gelmesin, fakat giderek ge lişmekte olan televizyonumuzun içinde bulunduğu zor çalışma ko şullanndan biri yalnızca. Ve de en önemlisi. TV'DE GÖSTERtLEN 70 DAKiKALIK BiR FİLM İÇİN YALNIZCA iKi ÖĞLEDEN SONRALIK ÇEKiM SÜRESİ VEBiR ÖĞLEDEN SONRAiLE BiRGECELiK KURGU SÜRESİ VAR E. Metin I uncer kımdir? 1943 YILINDA KAYSERİNİN DEVELİ KAZASINDA DOG DU. ILK ÖGRENİMINİ KARABÜKTE, ORTA ÖĞRENI •vIİNÎ ANKARA ATATÜRK LİSESI'NDE YAPTI. A.ü. FEN FAKÜLTESİNİN ÖNCE BIYOLOJİ DAHA SONRA DA JEOLOJİ BÖLÜMLERİNİ BITTRDI. VATANf GÖRE VINÎ YERİNE GETIRDIKTEN HEMEN SONRA AÇILAN BİR SINAVLA 1970 YILINDA TRT TV KURGU SERVÎSİNE GİRDÎ. GEÇICİ GÖREVLE ATANDIGI HAÎTA SONU PROGRAMI N DA SON BİRBUÇÜK YILDIR GÖREVİNÎ SÜRDÜRMEKTE. EVLİ VE BİR ÇOCUK SAHİBÎ. iir ve yeterli bir kurulun değerlendirmesıne sunulur. \'e bir so nuca varıhr yapar. yapamaz diye. İşte size sınav, ışte size ölçü. SORl Hafta Sonu üç aylık bir dinlenme dönemine çirdi. Bu süre içinde yenl vayın diinemine ne gibi hazırlıklarıuız olacak, va da siz nelpr hazırlamavı düşünüyorsunuz? j CE\'AP Aslında bu üç aylık dönem dinlenmeden öte. bir ken dini yenılenıe dönemi olmak durumunda. Yenı bir biçim, yeni bir içerik... Ve rezerve program lar... Ben, Hafta Sonu yayınını sürdürdügu sıralarda, düşünüp de yapmaya imkân bulamadığım bazı programlan hazırlama : yı ve ilk fırsatta gerçekleştirmeyi tasarhyorum. Örneğin, İkinci Taş Devrinde Miizik. Belki duy muşunuzdur. bütün hazırlıkları ı tamamlandığı halde. yogun çalış ma temposu içinde yeteri kadar j titiz çalışma olanağını bulamıya cagım düşüncesi ile ertelenmişti. Y'irmişer dakikalık on dizi ola cagını tahmin ettiğim. içinde mü j zik unsuru olan ve ateşin bulunu şundan tutun da güncel bir takım konulara kadar taşlamaiı es , prilerle dolu bir sürekli prog | ram. Dizinin ilk beş senaryosu hazır. diger beş senaryoyu yazma ya halen devam ediyorum. Sonra. çok önceleri verdigım ve Tiyatro Bölümünce kabul edilmiş olan bir TV oyunu: Gerçegi Ara yan Adam. Sanıyorum bunun ya pım yönetimini de ben üzerime alacagım; yaklaşık 5060 dakikalık bir oyun. Vagon isimli bir oyunumun da ön görüşmelerini yaptım; tatildeki işlerimden biri de bu olacak sanırım. Bunlann dışında. özellikle film tekniginin kullamlarak yapılacağı birkaç ay n konu ve Hafta Sonu'nun diğer programlan. Aslında bu değerlendirmeyi, bir buçuk yılı aşkın bir süredir çalışmakta oldugum Hafta Sonu programı içinde yaparsam, hiç yamlgıya düşmediğimi kanıtlıyabilirim. Örneğin, sekiz aylık bir yaym döneminde yüz saatin üze rinden bir yayın yapmak durumunda olan Hafta Sonu progra mında, üretken birkaç elemandan herbiri, ortalama yüzün üze rınde proğram önerisi yapmak ve bunu gerçekleştirmek duru elemanların yapım yardımcısı mundadır. Bunun ne denli zor oîabilecekleri bir sınava girmeolduğunu eskı bir televizyoncu leri niye? Belki yanlıs düşünüyo oldugunuz için size anlatmama nım ama. fiilen yapımcı yönetgerek duymuyorum. Her hafta men olarak görev yaptığım kuayn konular bulmak: Kişinin, rumda. benim «Yardımcı» olabi kendini düşünsel yönden yitirme lecegim bir kadroya atanabilmek si demek bu. Ve her hafta, buliçin sınava girmek ters olurdu duğunuz konuları gerçekleştirkanımca. Sınava girmeyişimde mek: Bu da. kişinin kendini bebu düşüncenin etkisi var. densel yönden yitirmesi demek bence... Öyle bir çalışma tempo su ki, her an kendinizi yenileme ı ye görün bir; çoğunluk anında | vermek durumunda oldugunuz bir karan yanlış vermeye görün. O hafta sonunda yayında gözler önıindedir hatalar. Çubuk Barajı Şovu, sonlardan bir ömektir yalnızca, bu çalışma temposuna. Kısıtlı olanaklara rr.ğmen nasıl gerçekleştirdiğimi sordunuz. Izin verirseniz, bu so runuzu, hangi olanaklarla çerçekleştirdiniz şeklinde değiştirmek ve birkaç rakamla özetlemek istiyorum; böylece, Hafla Sonu içindeki çalışma koşullarını daha bir kamtlamış olurum belki de. Çekim süresi: Iki öğleden son j ra, Kurgu süresi: Bir öğleden son ra ve bir gece, Vayına giren film süresi 70 da ' kika. • SORU Bildiğim kadanyla siz Hafta Sonu pro;ıamını kuran dört kişidcn birisiniz ve yapımcı olarak yaklaşık iki yıldır bu s<ı revi sürdürüyorsıınuz. ama; kad ronuz hâlâ kurgu. Son açılan Tapım Vardımcısı sınavına da girmediniz; oysa bu. program kesimine kadro olarak da gecmenizi sağlıyacaktı. Sınava Rİrmeyişlnizîn özel bir nedepi var nu? CEVAP Sınav. önce kişinin • istenen konuda belli bir düzeyde olup olmadığını saptamak amacı ile yapı'ur. Kişi eğer istenen düzeyde ise, sıra bunun somut ' ömeklerle belirlenmesine gelir. Belirienen bu somut örneklerin de' endirilmesi de sınavın ger ç e l * ,nucu olur. Ben (ki. burada söz konusu yalnızca ben değilim, benim durumumda başka bölüm j lerde başkaları da var). Hafta Sonu programı kurulduğundan bu yana hergün sınav veriyorum. Somut örnekleri ile ortada. Bir buçuk yılı aşkın bir süre içinde binlerce metre film, yüzlerce program. Önerisiyle, senaryosuy la. yapımyönetimiyle ve de kurgusu ile... Amaç, istenen öz ve bi çimde program hazırlıyabilecek üretken kişiler yetiştirmek değil mi? O halde, o öz ve biçimde uzun süredir pTOgram hazırlayan elemanlarm yani fiilen yapımcıyönetmen olarak görev sürdüren . Hafta Sonu,, tatilde kendisini yenileyecek SORU Peki çörüm? Günün birinde tekrar kurffuva dönmrk söz konusu olursm tutumunuz ne olacak? CEVAP Tutumumun ne ola cağını şimdiden kestirmem biraz guç. ama; çözüm ne olabilir. onu düşünüyorum... Kanımca sınav bir ölçüdür. Yönetmeliklerin koy duğu ölçüye elbette saygıhyım. ne var ki; ölçüdeki yöntem tartışma götürür. Zekâ testi kompozisyon, mülâkat gibi, işe sıfır dan başhî'acakjara uygulanan ka lıpların bizlere de uygulanmak istenmesine benim karşı çıkışım. Sınavsa sınav. Onca yapımlarımız var arşive kaikan. Tesadüfi seçi lir. özellikle seçilir ya da en basa rılı yapımlannı ortaya koy deni da gerçek katil geçen cr.ma akşa mı Türkiye'de de yakalanda ve te levizyon da «Katil kim?» diye merak edenlerin eiinde bir kez daha oyuncak oldu. Fakat ortada yine bir katil var. Özeliikle içinde oulunduğumuz günlerde kimse bu katili yakaiamak için çaba harca mıyor ve televizyonun bir oyuncak olarak görülmesi sürüp gidi yor. Televizyonu elektronik bir oyun cak oıarak görenlerın ve yukarda j verdığimız bir iki örnekten otürü | TV yayımlarının kolaylıkla yapü j dıgım sananiarın sayılan bir hay j ü artmış bulur.uyor. Hem bu yayımiarı yaptıraniar, hem de ızieyenler arasında böyle düşunerüer var. En sonunda özellikle Anadoluüa DU ccelektronık kutu»nun hiç de oyuncak gibi bır rol oynamadıgım görenler, TRT'yi yasa dışı yoilarıa. deııetımleri altına alıver diler. Şınıaı l t i ı Genel Müdürlü gü koltugunda yaia dışı bır tutumla oıuraıı Prof. Nevzat Yalçıntaş da heriıalde televizyonu bır oyuııcak gibi görmeyenlerın başmda gelıyur. Çunkü onunde çeşıtiı zorlukiar yer almaktadır. TRT nin dordüncü Genel Müdü rii Yalçıntaş'ın göreve başladığı ilk günlerde karşısına çıkan birıncı er.gel hukuk oldu. Ortada MC Hükümetmin uygulamadıgı Ismail Cem Ipekçi'ye ait bır Da mştay kararı var. Bu kararın uy guıanmamasuıdan ötürü koşullar Yalçuıtaşın durumunu sarsıyor ve her zaman da sarsacak. Nitekim geçen haftanın ortalarında çıkan haberler yeni TRT Genel Müdürünün bırtakım tereddütier içinde olduğunu gösterdi. Oysa bugün TRT Genel Müdürlüğü görevı bir takım tereddütler, çekin genlikler ve tedırginlikler içinde yürütülemez. Şimdi TRT büyük yönetim karışıklığma itilmıştir. Uzun süreli bir TV yayım planlaması yapılmadığı için program lar karmakarışık olmuştur. Personelin büyük bir çoğunluğu ne yapacağını bilmiyor. Çünkü sag lam bir personel politikasmm hiç bir zaman yerleştirilemedigi TRTde yönetici degişikliklerinden sonra büyük çalkantılann görüldüğü bir gerçektir. Bu nedenle de, yaz mevsiminin gelme sıyle yavaşlayan hizmet neredey se durmak üzere. Ayrıca çeşitli görevlere atanmak üzere hazırlık yapan pek çok | TRT'ci var. Fakat onları atayabü ! mek için eski personeli görevin ( den almak, Yalçıntaş'm işine gel | meyebüir. Çünkü Yalçıntaş'm atanması Yüksek Mahkeme tara fmdan bozulmuş olduğuna göre, onun ojoı ile TRT Yönetim Kurulu'ndan geçecek olan atama iş lemlerinin de Danıştay'dan geri çevrilecegi anlaşılıyor. öte yanda TRT dışındaki bazı eski görevli lerin de kendilerine bir çağrıda bulunulmadığı için kızdıklan ve MC Hükümeti çe^Telerinde Yalçın taş aleyhinde kuiis faalij'etine gi ristikleri duyulmaktadır. İşte yasa dışı yolllarla TRT'nin yönetimi ni ele geçiren güçlerin karşısında en başta bu gibi zorlukiar yer almakta. Yalçıntaş yönetiminin önündeki son derece önemli bır başka mesleki zorluk da TRT Televizyonu'nun ve radyoların teknik yönüyle ilgili. TVve radyo yayun ve program yapım araç ve gereç lerinin bugünkü yayun saatlerinın yaratığı gereksinimi karşılayacak durumda olmadığı artık adamakıllı ortaya çıkmış bulunuyor. Bazı aygıtların sayısı o denli az ve teknilc nitelikleri o denli sırur lı ki, teknik elemanlar bakım yapmaya bile süre ayıramıyorlar. İşte tüm bu gerçeklerden sonra eger hukümet yasalara karşm Yalçmtaş'ı görevde tutmakta ısrar edecekse ki öyle olacağı gö rülüyor ve Yalçıntaş da söz ko nusu Danıştay kararma karşın tereddütlerini yenip TRT Genel Müdürü olarak goreve devam edecekse ki geçen haftanın sonunda onun da ısrarh oldugu anlaşılıyordu TRT'de yapılması gereken işlerin nasıl yürütülebüe ceği giderek merak konusu olacaktır. Gerçi geçen hafta yine ya sa dışı bır işlemle görevinden alı nan TRT Genel Müdür Yardımcı sı Hıfzı Topuz'un söylediği gibi, «iki kişinin, on kişinin alınmasıy la TRT yıkılmaz.» Fakat anlaşılıyor ki, giderek genişleyen ve geli şen bir hizmetın yürütüldüğü TRT nin yıüardan beri çözümlenememış soruniarına şimdi yasa dışı bır yönetimin çözüm bulması olanaksızdır. Bu arada radyolarm ve televizyonun çalışması yatnız zorlaşrnakla kalmayacak, TRT'den yıllardan beri beklenen ve önemli ve gerçek bir hizmet olan halk eğitimine hiç bir zaman da sıra gelmeyecektir. Bir zamanlar TRT Televizjonunda plaıılanan ve kısa bır süre uygulandıktan sonra teknik yetersizlıkten ötürü vazgeçilen «TV Halk Eğitimi» programlan ile büyük kitlelere hizmet Türkiye'deki siyasal çalkantılar, ilgili eğitim kuruluşları arasındaki koordinasyonsuzluk, TRT içindeki mesleki yetersizlik ve yukarı da da belirtildiği gibi televizyonun ülkemizde «Kaçak» gibi yabancı film dizileri, maçlar ve Av rupa'dan yapılan naklen yayınlar la bir oyuncak olarak kabul edil mesi sonucunda bır türlü gerçek leştirileraedı. Televizyondan ülke mız için yerine getirilmesini isce diğimiz bu en önemli görev bir türlü yürürlüğe konulamadı. işte gerçek katil, televizyonda bilimsel anlamda yapılması gereken halk eğitimi programlarının yayun olanaklarını öldüren kişidir. Kimdir bu kişi? Gerıye dönüp TRT'nin tarihini inceıerseniz ortaya çıkacak olan binbir karışıklık içinde TRTde gerçek anlamda halk eğitimi prog ramlarının yapımını önleyen kişiyi bulamazsınız. Çünkü karşı | nıza sadece TRT'yi siyasal açı [ dan ele geçirmek için başvurulan yöntemler, bu yöntemler arasında sıkışıp kalmış ve çoğu zaman ne yapacağı hiç bir zaman belli olmamış bir anlayış çıkar. Bu öy le bir anlayıştır ki, genellikle önünde beliren yararlı davranışlan bilerek ez;p geçmektedir. tşte TRT böyle bir anlayışın öldürme ye çalıştığı, tam anlamı tle öldüremese bile, ağır yaraladığı bir kurban olarak yer alıyor önümUzde. Haftadan Seçmeler,,de pek birşey kalmadı Televizyon yayınlan yaz sezonu dolayısı ile hem kısaldı hem d« tekrarlarla doldu. Hani «Televizyon da kapanmadı» demesinler gibisinden. Bugünden itibaren iş günlerl 19.00, tatil günleri 18.00 de başlayacak yayınlar. Ancak programlan hazırlayıp dağıtanlara bir çul sözümüz olacak. Yaz sezonunda bazı n:oşrram!an tekrarlamak ne kadar olağansa. bu tekrarlan. basına ve halka verilen pro°ramlarda «Tekrar» diye belrtmek de o kadar zorunludur. «Alaattin Yavaşça Konseri » Ny büsin seyirci... Üç ay iinceki konserin tekran mı, yoksa yeni bir konspr m:?. «Bu ibare konursa, bütün programların tekrar oldugıı orfava cıkarmış.» Daha iyi ya.. Bütün prosramlan tekrarlamazsınız o zaman Yeni Diziler... TV"nin bu hafta iki yeni dizısi başlıyor. Esfci Dostlar VP kayakçı. Eski dostlar, emektar Kaçak'ın verınj alıyor. En az onun kadar ilgi toplaması bekıer.en bir dizi. Orijinal adı Zoo Gang. Hayvanat Bahçesi Çetesi diye cpvirmek mumkün. Alman işgali sırasında. Fransız Direnme Teskiiâtmda herbiri bir hayvan kod adı ile çalışan dört dost, yıüar sonra bir araya gelir ve yeni bir çets kurarlar. Bu çetenin çayesi işsal sırasında ıhanet edenlerden öç almaktır. Dizi bu maceraları sıralıyor. Dört eski dostu, John Mills, Lili Palmer, Brian Keith ve Kaçak bittigi halde bizi terketmeyen Barry Morse (Komiser Gerard) ranlandınyor. Genç Kayakçı da. çocuklann sevjiîisi îvanhoe'nun yerini alıyor. Orijinal adı Skihoy idi. Panstvonnı bir ailenm yflnmda kalan kayak meraklısı delikanlımn serüvenleri diziyi oluşruruyor. Müzik Programda bfr yığın müzik progTamı 7ar. Ama yeni mi, voksa eskiler mi bilinmez. Biz adlannı şöyle bir sıralayahm. Ötesi Allaha kalmış artık. Ne çıkarsa bahtınıza. Bugün Saz île Söz tle var. Türk Müziği Fasıl Heyeti de var. Yann bu kez Türkücüler korosu ile kîasik batı müziği geliyor. Çarşamba Gonül îpek söylerken, biz klasik müzik programı daha izleyecepiz. Persembe Metin Ersoy ile Alâaddin Yavaşça ekrandalar Cuma gene bir klasik müzik bu kez yanmda Saz Esereri ver F.Iacsk. Cumartesi özledigimiz Canzonissimo'yu sejTedeceğiz. Bakalan dans sahneleri sansür edilecek mi? Pazar günü «Müzik» diyor program. Ne müziği olduğunu günü gelince öğreniriz inşallah. Diyet... ömer Seyfettin'i bilmeyen vardır ama, Diyet'i bilmeyen herhalde yoktur. Lütfi Akad'ın Ömer Seyfettın'den Hıkâyeler» dizisinin sonuncusu Diyet te baş rolü Kadir Savun oynuyor. Cumartesi gecesi izleyeceğiz. TV'de sinema Perşembe günü izleyeceğimiz «Ezo Gelin» İkinci Adana Şen. liğinde en ijâ 2. film seçilnüş ve Fatma Girik'e de en iyi o. yuncu ödülünü kazandırmıştı. Film, bazı kusurlarına karşın sinemamızın gerçekçi yapıtları arasında iyi bir yere sahip sa. yılabilir. ?;îsv»"ir 7:'""™ Atillâ DORSAY Ve filmler... Taz boyu televizyonda en çok ilgl çeken olaylar, filrrrter olacak herhalde. Bundan böyle her perşembe bir yerli film, her salı ve cumartesi bir yabancı film izleyeceğiz. Salı filmleri 15 gunde bir, kış sezonunun beğenilen fümlerinden birinin tekran olacak. Pazar geceleri de Sessiz Sinemanın önemli gösterüeri yer alacak. TV ve Radyo Olaylar ve programlar TRT Genel Müdürü (Hukuki olmasa fülen) Nevzat Yalçıntas, perşembe günü televizyonun bütün müdürlerini topladı. tki saat onlan dinledi. 20 dakika da kendisi konuştu. Sonuç: Garp Cephesinde Yeni Birşey Yok!. Genel Müdür toplantının başında personele dört soru yöneltti: «Bugünkü durum nedir? Ne gibi gelismeler olabilir?, Darboğazlar nedendir?, Nasıl çözüm önerirsiniz?.» Konuşanlar pek işe yarar birşey söylemediler. Yalnız Erol Aksoy, «Bizira dışımızda olup bitenlerin bizi ilgilendirmemesi gerekir» dedi. Cem gider. Yalçıntaş gelirdi. Programcı işine devam etmeliydi. (TRTdeki kulislere göre. Yalçmtaş'a yakın Uç şube müdüründen biri Kültür Şubesi Müdürü Erol Aksoy. Diğer Utisı de Eğitim Şube Müdürü Ertan Somunkıran ve Denetim Şube Müdürü özdemir tnce. Yanl TRT'nin Cem devTindekl MC'ye kıyamet kopartan prograralanndan en fazla sorumlu kişiler.) Yalçıntaş «öze, öz kültüre dönük» programlar istedi. Sosyal içerikli programlar tabii devam edecekti. Ama sınıf. kavgası körüklenmeyecek, bölgecilik vapümayacak, tahrikçi olunmayacakü. gube Müdürleri de 1.5 yıl önce İsmail Cem'den istediklerini bir kez daha tekrarladılar. Bürokrasi önlenecek, stüdyo, kamera imkânları genişletiiecek, eleman alınacak ve saire.. ESKİMEYEN FİLM: KAZABLANKA Salı aksamı ekrana yeniden «Kazablanka» gelıyor. 1942 yıluıda piyasaya çıkışı bir rastlantı so nucu Kazablanka Konferansımn hemen ertesine rastlayan filmm kazandığı başarıyı bu rastlantıyla açıklamak, yıllar sonra hâlâ sahip oldıığu çekicilik nedeniyle artık olanak dışı.. Nedir «Kazablanka»? Klasik Amerikan Sinemasının kusuruyla, erdemiyie en özgün bir ömeği, Holly\vood'un yarattıgı kendine özgü dünyanın tipik bir yansımasıdır. II. Dünya Savası'nın bu gizemli ve ilginç merkezi. filmin açıkça stüdyo kokan de korları önünde çeşitli yaşamlann. çeşitli yazgıların, çeşitli ihtirasla rın birbirine karıştığı düğümlen diği bir simgekent olur, çıkar.. Savaş ve savaşm gerçek yüzü değildir anlatılan.. Savaş ve savaş Casablanca'sı, Hoilywood'un kendine özgil çahşmalannı belirle mek ve olabildiğinco «romantik» bir dünya yaratmak çabasımn Humphrey Boçart ve Ingrid Bfrfm»n «Kax»blank»»da.. ara'annda kusursuz bir Gestapo şefini canlandıran Conrad Veidt, iki erkegin aşkını paylasan İngrid Bergman, ünlü «şişman adamı Sidney Greenstreet, «As Time Goes By»ı ölmezleştiren zenci piyanist Dooley Wilson ve sevimli, şişman garson S. Z. Sakall da bulunan oyuncular galerisiyle hatırlanan «Kazablanka», Amerikan sinemasının «mitos» gücünü gösteren en ilginç fılmlerden biri olarak göriilmtlilidir.. • Perşembeye Orhan Elmas' :n iyi fümlerinden biri sayılan «Ezo Gelin» (1968' kocası nm Kore savaşında şehit düştüğü haberi üzerine kayınpederi tarafından yeniden evlenmeye zorlanan Ezo Gelin'in öyküsünü anlatıyor. 2. Adana Şenliginde en iyi 2. film seçilen ve Fatma Girik'e de en iyi oyunou ödülünü kazandıran film, bazı kusurlarma karşın sine mamızın gerçekçi yapıtlan ara smda iyi bir labilir. Cahit ıılmde Tugay tan, Cenk Er yere sahip sayv Engin'in çektigi Toksöz, Atıf Kap de var. yalnızca bir fonudurlar. Hollywood'un ezeli tema'ları, aşk, fedakârhk, vatan sevgisi. kişisel ve politik hırslar bu soylu melodramın dokusurda ustaca birleşirler.. Kişilikler koyu, sert renkler le değil, nüanslı, gölgeli renklerie biçimlenirler. Öylesine ki, faşizme karşı savaşan Çekoslavak lide ri Victor Laszlo (Paul Henriedı kadar. politik inanışları olmayan, yaşamın ve yitik bîr aşkın katıİaştırdığı, ilgisizleştirdiği, zayıflarıa koruyucusu ve sonunda, kendisinin olmayan bir ideal uğruna sevdiği kadını < ve geleceğini) feda etmekten çekinmeyen bar sahı bi Rick'i (Humphrey Bogart) de seversiniz. Giderek, çıkarcı ve oportünist Fransız polis şefi (Claude Rains), veya bir pasaport sağlayarak savaşm dışma kaçma ugruna yaşamını yitiren üçkâğıtçı (Peter Lorre) bile kendilerine göre sevimli kişilikler kaza nırlar. Yönermen Michael Curtiz'in özenli yönetimi kadar, # Cumartesiye oyunu da ! iKüçük Sahne'dei. filmi de \ yıilar ötesinden unutulmayan . «Yagmurcu The Rainmaker» | geliyor ekrana.. 1956 yapımı bu ' filmde, küçük bir Amerikan ka j sabasına yagmur yağdırmalc savıyla gelen ve başta ihtiyar kız ı Katherme Hepburn) olmak üzere herkese mutluluk getiren biı serüvencınin (Burt Lan casterl öyküsü anlatılıyor. Tiyatro uyarlamalarıyla tanınan Joseph Antony ycnetmiş. 0 «Yedinci Sanat» saati pazar gününe alındı almalı bir türlü yerine oturmadı. İki haftadır sözünü ettiğimiz «Hoşgörüsüziük», iki kez erteiendikten sonra beîki de bu pazar günü gösterilecek. Bir toplantı da Sağlam'danL Müşavirliğe atanan Mete Buharalı'nır. yerine İç Haberler Müdürlüğüne getirilen eski Parlamento Haberleri Müdür Yardımcı ETdinç Sağlam da, Haber Merkezi personeli ile bir toplantı yaptı ve düzenli bir çalışmaya girilmesini istedi. Gerçekten de Haber Merkezinden çok öncelerden başlayan gevşekhk kimsenin gözünden kaçmıyordu. Kirnin işe ne zaman geüp gittiği belli degildi. Aranan muh&o:rler çoğu zaman civardaki kahvede bulunuyorlardı. Sağlam, «Kepinizin bir taraf; tuttugunuzu biüyorum. Fenim de tarafım var. Ama TRT'de tarafsız olmalıyız» dedi. Çetin ÇekiYıin TV Haberler Müdür Yardımcılığına vekâleten atandı*ım açıkladı. TRf'ye mektup yazmayın!.. Vaktinizin ve paranızın boşa gitmesinl istemiyorsanız, bugünlerde TRT's'e mektup yazmayın. TRT'deki yakınlarınıza özel mektup gönderecekseniz, onu da ev adreslerine atuı. Zira uygulanan sıstem içinde mektuplann akibetl meçhul. Postacı iki çuval mektubu getirip, Uğur Dündar'm boşalttıgı İşte Hayat odasına vıkıyor. Ertesi gün iki çuval daha . Sonra iki çuval daha.. Yığılanlan tasnil eden, servislere dağıtan yok. Elini kolunu sallayan bu odaya giriyor. boş vakit değerlendirmek için bir kaç mektup kanştırıyor. vırtıp atıyor. Hiç bir devlet dairesinde görülmeyecek bu uygulamayı. seyirci mektuplarma en çok muhtaç TRT de önlemek tein çare bnlunamıvor. TV Müdürü Tarcan Gönenc bir emir ya^nladı MPKUID fiagıtmavı çeşitli personele nöbet usıılü koydu. C:7e!°evi eK'.edi Bu islerdPn Muammeı Rıza Altay'ı sorumlu tuttugunu da bildirdi ama. değişiklik yok. TV'de müzik Müzik dinleyicisi, özellikle ger çek müzikseverler, dinleyecekleri herhangi türde müzik yayını, konser, plak gibi hertürlü müzik dinletisini, ister TV'de, ister Rad yo'da, ister konser salonunda ol sun mutlaka programda solistiy le, topluluğuyla, bestecisiyle ve bestesiyle bilmek gereğini, hatta zorur.luğunu dujar... Şimdi özel likle müyonlarca dinleyiciseyirciye seslenen TV'nin bir açıdan gerek basına yolladıgı programlarda. gerekse TV'den doğrudan yaptığı yayınlarda, özellikle «kla sik ve çağdaş çoksesli müzik» programlarında bu gerekîi ve zo runlu kurala uymadığı veya bu noktayı önemli saymayıp utmır samadığı görülmekte!? Halbuki. müzikseverlerin konser program lannı detavı ile bilmeleri. ister sevdiği, ister merak ve ilgi duya bileceği yayın için hevesi arttırır. Daha önemlisi. ülkemizde ciddi müziğe karşı kiiltürel ve sanatsal açıdan bilgiyi aşılamak, tanıtıcı olabilmek açısından, herhangi bir kuruluşun, üstelik bir devlet kumluşunun başlıca ödevlerinden birini de yerine getirmesi sa yılır... Aksine, bakıyoruz, gerek elimiz deki bültenlerde, gerekse TV'den yapılan çoksesli müzik yayınlan nm çoğıında cprogramın detayı na inmek» diye birşey yok! Sade ce Televizyon Orkestrası Konse ri. Klasik Batı Müziği, îtalya'dan Müzik, hatta sadece müzik gibi deyimlerle kısaca geçiştiriliyor. Ne bestecilerin, ne bestelerin, ne orkpstralann, seflerin, solistlerin adlan blle TOk eotu ke«? Burada bir parantez açalım: Yıllardanberi izlediğimiz ve, yukarda değindigimiz yetersiz ve hatta yaratıcılara ve yorumculara karşı haksız tutuma, geleneksel ve klasik Türk müziği, Tiirk Halk müziği programlarında rast ianmıyor. Bu türde, özellikle so listlertn, parçalarını söyledikleri bestecilere ve eşlik eden sanatçı lara karşı saygıları, herhalde eski ve saygıdeğer bir alışkanhktan ötürü devam ediyor. Alkışlanz bu saygı duyan sanatçüarımızî. Bu se^ndirici durumun. «çokses li müzik» programlarında da (is ter klasik, ister hafif müzik olsun>, program tanıtıcılarından önce bile olsa solistler tarafınd?n uygulanmasım bekleriz. Hiç ojmazsa bestesini söyledikleri veya caldiklan bestecinin. varsa söz yazannın, düzenleyicisinin ve eş lik eden toplulukların adlannı belirtsinler! Ama, baş ödev TV tanıtıcılarma, kısaca TV yö netimine düşer... ...VE BU HAFTA 16 haziran pazartesi ile 22 hazi ran pazar geccsinı bağlayan haf ta içinde. çoksesli müzik alanın da, şimdiye kadar müzikseverle rin ilgiyle îzledikleri başlıca «BİR KONSER» programı, nedense bu hafta yer degiştirmiş. Anlaşılmaz bir durum bu.. Ha nrlarda olduğu gibi, bu haftaya kadar her pazar gecesi saat 22'de yayınlanan ve ciddî müzik açısından önemli bir boşlugu dol duran, özellikle çağdaş Türk bes tecilerinin yapıtlannı tanıtmaga yarayan bu gerekli ve ilginç «bir Konser» Drorr&mı. mmdi Selmi ANDAK PROGRAMLARIN TANITIMI BELİRLÎ OLMALI Batı Müziği» adı altında 17 hazıran salı gecesi saat 22.05'te yer alacak. Programı, bir süre önce geçirdiği bir rahatsızlıktan sonra iyileştiğine sevindiğimiz Faruk Güvenç'in sunması yararlı. Ancak. programda, sadece «ünlü klasik besteciierin eserleri» deniliyor ve herhangi çağdaş bir Türk bestecisinden de haber yok. 18 haziran çarşamba saat 20.35' te TRT Televizyon Orkestrası, 21 haziran cumartesi saat 21.10'da «İtalya'dan Müzik» filmi, 22 haziran pazar saat 18'de Dış Kaynak lı bir müzik filmi ve ha.if müzik dahnda 19 haziran perşrmbe saat 19.30'da Metin Ersoy konserinden başka «çoksesli müzik rüründe» ilginç bir program göze cammıvor. Nazmi Kal, Kültür'den ayrıldı!.. Dünden Bugüne yapımcısı Nazmi Kal. Kültür Subesınden avnldı ve Eğlence Müzik Yayınlanna eeçti. Kal'm. Sube Müdürü Erol Aksoy ile anlaşamadığı için transferini istedijı ılerı sürtilüvor. Aynı gerekçe ile Kültür Şubesınden a>Tilmak iiteypnip' arasında, Sanat Çevresi yapımcı ve sunucusu Neslihan fîerre <1P var. Ödemeter yapılamıyor Bütün gayretlere rağmen. I Kl Kendisi ıçın ış yapan kurum dısı kişüere ve sanatçılara ödemelen düzene koyamadı Haita Sonu ıçın skeçler yazan, oyanayan ve yöneten Levent Kırca dört avdıı tek kuruş alamadı. Denetim Sube Müdürü <*V(ipmir İnre. programların yapımcısı Emin Metin Tuncer'in imztı?tnı Kabul etmiyor. Pilmin teklifi, çekimı, oynatılmasmda geçerli ımza, para ödemeye gelince hükiimKİİK nlııvnr.