22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 16 Mayis 1975 YEDİ ÎSKENDERUN DEMİRÇEÜK'TE 105 MİMAR VE MÜHENDİSİN İŞ SÖZLEŞMESİ FESHEDİLDI îskenderun Demlr Çellk t»letmelerinde Börieşme lle çaütan 105 mühendis ve mimann lözleşmeleri, kendilerine hiç bir Lçıklama yapılmadan feshedilniştir. Bu 105 mühendis ve mlmarın sözleşmeleri aslrnda 30 fıaziran 1975 gunü sona ere:ekti. TUrklye'nin en büyük iernir çelik kuruluşu olan tscendenın Demlr Çelik fabrlkaarında çalısan 500'ü aşkın müıendis ve mlmar arasında büyük TARTIŞMA Yaşar Kemal ve Millivetçilik Kitaplannı kütüpnanelerlmiz den ırak tuttuğumuz, kendisinı bir punduna getinp mahpus damlanna ittiğimiz Yaşar Kemal'in Kuzey A\Tupa'da gördü gü büyük ilgiden söz etti Cum huriyet. Isveç, Norveç basınında kendisinden çokça söz e dilen Yaşar Kemal'in kitapları basılıyor, kimi yapıtları da sa!i nede sunuluyormuş. Kendisiyle yapılan bir roportajd.ı «yapıtlan Ulkeslnde belKl yüz binlerce satmamıştır ama. 30 dile çevrllmiştir» denıliyor. Nobel Edebiyat ödülüne de aday gösterilen Yaşar Kemal. ezilmiş, sömürülmüş yıgınların yaşamım engin bir do*ta sev gisiyle bezeyerek özünde duyup anlatan yigit soluklu bir yazarı mızdır. Cam yeşili Van Gölü nün kara kışı basınca ak turna larla bilece göçüp sıcak velli Çukuro\fa'ya varmıs. hayatın a fırlığını yüklenip yaşam kavgası vermiştir. Çukurova'da ır gat. bir balıkçı teknesinde dü menci, Anavarza kalesinde sömürgen ağaya başkaldırmış bir yigittir Yaşar Kemal. Oyunlan sahnelerden lndirilen, kitaplarına ambargo konan Yaşar Kemal, şimdi Nobel Edebiyat ödülüne aday gösteriliyor. Kimimize kıvanç, kimimize de utanç veıicı bir görünümle karşı karşıyr.yız. însan lanmızın sömürii çarkında nasıl ufalandıgmı. en iyi anlatan toprağımızm. dağlanmızın, k:ış larımızm dilivle konusan Yaşar Kemal, Isveç'ten bir o.iiille dönerse. kendilerini milli yetçı olarak adlandıran sa* cephe yanlılan özür dileme erdemini gösterebilecekler mi • dir? Yaşar Kemal'le haîkın arasına savak koymak isteyen DU çağdışı damgalı, sozde millivetçiler, ülkenin okuma yaz ma bilen oram düşük nalkına Yaşar Kemal') zararlı düşün celi bir kişi olarak tanıtmaya çabalamışlardır. Kuzey Avru • pa ülkelerinin kucaklayıp V;er.disinden övçüyle söz erikleri Yaşar Kemal. kendilerine milliyetçi etiketi yapışcınp. oz n.lerine gelin güvey olanlar için bir denek taşı olmustur Milliyetcütk, Yaşar Kemal'l ve yapıtlarını tel örgülerin ar kasına atanlann harcı olamaz. Ülkemizin ve insanlarımızın boy atamamasına, geri kalmasına neden olanlar. arkalanna tutucu karakterli, miliiyetçi bir etiket yapıştırsalar bile. bu ka fayı degiştirmedikten sonra ne Yaşar Kemal'den, ne de halktan bağışlanmalannı istememelidirler. Abılullah TEKİN Aykut SAĞANAK tedlrglnlik yaratan sözleşme fesihleri, haziran ayında bölüm bölüm lşletmeye açılacak olan fabrikada üretimln engellenmesine yol açabilecek düzeydedir. 6 mayis 1975 tarihinde ilgililere yazılan birer mektupla sözlesmelerinin feshedildiği bildirilen uzman mühendisler genelllkle lşletmede müdür, başmühendis, grup başkanı olarak görev yapanJann arasından seçilmiştir. Sözleşmelerinin yönetmelik maddelerine göre feshedildifı bildirilen mühendis uzmanlara, bir kadro değişikliği yapılacagı ya da, sözleşmelerin yeniden dü TYS, Yazar ve Telif Haklarıkonusunda toplantı düzenledi TUrkiye Yazarlar Sendlkası ta zar Can YUcel, Avukat Orhan rafından 20 mayis 1975 saü günü, Apaydın, Avukat Çevat AkgöCtğaloğiu'ndaki Basm Sarayı nül, Türkiye Gazeteciler SendiGa?eteciler Cemiyeti Konferarts kası Genel Başkanı Semih BalSalonunda «Yazar haklan ve cıoglu, Prof. Nuşin Ayiter, Yatelif haklan yasasınm gelistiril zar Mete Tunçay ve yayıncı mesi» konulu tartışmalı bir top Mehmet All Yalçın katılacaklarlantı düzenlenecektir. dır. Toplantıya konusmacı olarak Toplantınm öğleden öncekl Türkiye Yazarlar Sendikası G« oturumunda tebliğler sunulanel Başkanı Yaşar Kemal, Ya cak, Cgleden ıcmrakl oturumda lse tartışmalan yapüacaktır. Ay rıca toplantı salonıınun girişinde «Yazar haklan ve özgürlüklerin kısıtlanmasını konu alan bir sergide tarıhsel belgelerm sıralanması yer alacaktır. Tartışmalı toplantının sonuçlan bir blldiri ile, hazırlık çalışmaları sürdürülen II Basın Kurultayı'na sunıüacak ve kitap hallne getirilecektir. Benlenmekta olduğu biçimiı^ie bir açıklama yapürnadığından yüzlerce mühendis kendilerlne iş aramaya başlamışlardır. 1969 yılında yapımına başlanan tskenderun Demir Çelik labrikası ilk günden bu yana çeşitü yolsuzluk söylentilerine konu olmuş, bu arada başlangıçta 4.5 milyar liraya çıkacağı saptandığı halde, tesise bugüne fcaoar 8 milyar lira harcanmıştır. Özel likle 12 Mart hükümetleri döneminde demir çelik tesislerinin yapımını üstlenmiş olan müteahhitlere çok büyük ölçüde fiyat artış farklan ödenıniştir. Genellikle partizanca bir yönetimin sürdürüldüğü Demir • Çelik işletmelennde, yönetıci ve mühendisler üzerinde büyük po litik baskılar vapılmış ve aerek Türkiye Demir Çelik îşletmelerinin ve gerekse de tskenderun Demir Çelik tşlptmelennin bu yöndeki tutumunu onaylamayan mühendislerin ısine he men son verilmiştir. İlçililer Demir Çelik yöneticilerinin bu tutumuna en belirgin ömek olarak, 20 mart 1975 günü acil gereksinme sonucu lşe başlatılan Elektrilt Mühendlsl Aslan YazıcıYun bir ay sonra 22 nlsan 1975 gurıU lşine son verllmesini göstermektedirler. Aynl şekilde yıllarca lşletmede çalışarak, askerlik görevlerlni yapmak uzere işlerinden ayn lan Metalürji Mühendisi Fikret Ince ile Matelürii Mühendisi Hasan Köktenel, Maden Mühendisi Hasan Basrl Temizalp, Makina Mühendisi Tahsin Karshoğlu, Elektrik MUhendisl Turan Dönmezer'in 1? isteklerl kendilerine bildirümeyen nedenlerle reddedllmlstir. îskenderun Demlr • Çelik Işlet mesl yönetlcilerl bir yandan bü yük öiçüde mühendise gereksinrne duyduklarmı belirtir ve Istanbul Teknik Üniversitesine mühendis saSlamak için yetkililer yollarlarken. öte yandan lşletmede çalısmakta olan va da daha önce çalısrrns olan mühendisleri kenrli sörüş ve tutnmlarına uymadıkları ıçin iç'.erine son vermeleri va da ise a'.msmakta direnmeleri isletmenin üretime geçmesinin eneellenmesi kuşkusunu yaratmaktadır. Âhlâk ve Ahlâksızlık Poütik düzer.imizin son canbazlıklan. vaşadığımız bozuk düzenin smıısal açısının devrımcı çözümü gerektirdiğlni kavramakta güç lük çekenlerın suratlarına öyle bir şaplab çekti ki, bir çok sorunun yar.ıtmı bulabilrr.e olanağım kazandıracak uyanışa varmaları gerekir. Tarih, gerçeğin önünde «Hatırlamıyorum efendim!» diyenlerin zavalülıklarmı vazdıgı gibi. «Kavr;yamamıstım efendim'» diyeceklerin gülünçiüklerini de yazacaktır. En süslü sözleri söyleyenlere karçın halk. «Bir gec°'ik vicdan muhasebesınln» «Bir ömürlük cüzdan muhasebesi» olduğunun fısıltısını vargılamaktadır. Ahlâkın Uzerlne ahiaksızlığın çöreklenmesine izin verenler. kavram değişikligı çabalarını toplumun onaylamıyacağını bilerek, seçımden kaçtıklan sürece, halk kendi :<endir.e seçim vapmanın yollannı birbîrinden sorarak öğrenecektir. Ve de giderek ahlâksızlığın kökeninin yaşamlan düzen şekillenmeslnde oiduğunu kavrayacaktır. Yeter ki halk, aile toplantılannda, kahve kö=;e!erınde. meyhane masalannda dedikodu vapmaktan sıynlıp sorunların çözümü için sırt sırta vererek direniş örgütlenmesıne girsın. Berkiyar BAYKAN Samsun AHLAKA İLİŞKİN BİK YORUM Bundan bir süre önce kurulan CHP MSP htlkilmelini ve bu hükürnette özellikle MSP'nın tutumunu ele alalım. MSP kanadı ille de, ahlâk dersıerinın orta rtğrenime sokulmasmı istedi. tsteğinı elde etti de. Ahlâk derslerinl okullara sofcmakla amacı neydi MSP'nin? Yanıt açık. Kendi kafalanndaki gerici düşünceyi, düşünme şeklini, ahlâk dersleri voluyla genç dimağlara sokabilmek. Genç neslin, yannın büyüklerinin ıstedikleri şekilde düşünmeye başlamalannı ummak. Boş hayal. MSP minetvekillerınin söylediklen gibi önce ahlâk. sonra madde gelmez. Tam tersi, önce madde sonra ahlâk gelır Aç olan bir kimse saglıklı düşünebilir mi; başka kelimelerle ekonomik bagımsızhgı olmayan kimse namuslu olabilir mi"" Rüşvetçiliğın ülkede bu kadar çoğalmasımn vamtı da vukandaki sorunda vatar. Ekonominin işleyişi ile bir üstyapı kurumu olan ahlâk yakından ilişkilidir. Toplumdakl ahlâkı belirleyen öge de, üretim, dağıtım ve üleşimdlr. Çevremizde olanlara baktıgımızda, empoze edilmek istenen gerici düşünce ile gerçekte olan arasında ne denli bir çelişki olduğunu göriirüz. örneğln. bir deyişi ele alalım; «Söz gümüşse sükut altındır» deyişini irdeledigimizde, egemen güçlerin iktidarlarını devam ettirebilmek için ezilen halka susmanın daima iyi bir davranış biçimi olduğunu öğretmek istedigıni göriirüz. Ezilen halk, neden sömürüldüğünü düşünmeyecek. sebeplerini araştırmayacak, olanlan ögrenemeyecek. Öğrense bile. suskunluğunu devam ettirecek, bunun sorumlulanndan hesap sormayacak. Çünkü susmak altındır. Gerçek ise, halka hakkını aramasını öğretmek. Bunun için de konuşmak gereklidir. Nasü, niçin ve ne şekilde sömürüldüğünü öğrenecek, öğretecek ve hakkını arayacak. • Tanhsel süreç içersinde baktıgımızda, ahlâk kavramının çeşitli kılıklara girdiğinl göriirüz. tnsanın doğuşundan bugüne kadar ka ahlâk düsüncesi hep ayncalıklıdır. Çünkü söz konusu dönemde eçemen güçler kendi ekonomik durumlarına uygun gelen ahlâk kavramlannı topluma mal etmek istemislerdir. ömeğin, köleci toplumda, ahlâklı bir köle hiç bir zaman sahibine karşı gelmemeliydl. Sahibl ne isterse yapabllirdl. Kölenta hayatı bile sahibine bağhydı. Böylesine korunmasız adamın sahibine en ufak çıkışı ahlâksızlık ve hatta gunah oluyor da, sahibta köleyi öldürmesl ne ahlâksızlık ve ne de pünah oluyor. Belirtmekte yarar vArdır. Halk ne zaman ahlâH araçlarla buyruk altında tutulmak gerekse, din, yığmlan etkilemede bütün ahlâkl araçlarm Ûki ve başlıcası olmustur ve öyle oladurmaktadır. Kapitalist toplumda da, klşüerin kapitalist tarafından sömürUlmesl ahlâksızlık olmuyor. klşüerin ekonomik ve bundan ayn düşünülemiyecek sosyal ve politik haklannı lstemeleri ahlâksızlık oluyor. Ahlâk kavramı, gerçek ahlâkın nasıl olması eerektiğl. zaman ve mekândan soyutlanmadan düşünülmelidir. Bütün geleneklerin, ahlâk fcurallarının, uydurma hayallerle kafalarda yaratılmasında de*il, Uretlm, degişim ve üleşim şekillerindeki değişikliklerde aranmalıdır. Kısaca, felsefede degil, çağın ekonomisinde aranmalıdır. Zaman boyunca, ahlâk düşüncesl, toplumdakl üretim ilişkilerinde egemen olan güçlerin elinde, sahip olduklan ekonomik, sosyal ve politik gücü yani iktidarlarını istekleri doğrultusunda yönlendirebilmek için bir araç olarak kullanılmıştır. Toplumdakl üretirn iliskileri degiştikçe, ahlâk kurallan da değişir. öte yandan, üretim üişkileri 11e ahlâk kurallan arasında kısa dönem için çelişki olsa bile, uzun dönemde, bu iMsl arasında çelişkinin kalkıp ikisinin uzlastıgıru ve birbirlerini tamamladıklannı göriirüz. önemli olan, çağın ekonomistne uygun gelen ahlâk kurallanna sahip olmaktır. Ahmet M. KAYNAK Büyük Uyanış Tasammı yurt dısınrîa gflrdüren, sağa lktidarlann sadece döviz maktnası olmaya sürükledigi binlerce emekçlden birisiyim. Balayına Isviç re've. moda defilelerinl izlemeye Paris'e tatilini geçırmek İçin Londra'ya giden mut lıı çevrelerin kolayca geçtiğl gümriiklerden. ecel tert dökerek geçen binlerce emekçiden. Vatanım »even her yurtta? gibi, yurt dışında çalışan bız ler de Tilrkiye'den meydana gelen olaylan kaygı lçinde lsliyoruz. Bir yanda Sayın Ecevit'in yamalı bohçaya benzet tiği sagcı partiler şirketi (adı nı Milliyetçi Cephe koymuşlar). öbür yanda halkın, emetc çinin. dar gelirlinin yararına hizmet etmeye hazır, halkm takdirinl kazanmış halkçı bir lider ve onun ileriei partisi. Şimdi soruyoruz; milletl cep helere ayıran tutucu. şericı, çıkarcı çevrelere: Kendileriyle hemfikir olmıyanlar acaba milliyetsiz mi? Memlekette kargaşalık yarattırıp, vatan çocuklarını öldürtmek, Kubilay olayı benzeri. köylerde iftiracı bildlriler dağıtıp, saf vatandaşlan ileriei öğretmenlere saldırtmak, kapitalist güç lerle Işbirligl vaparak, emekçinin, halkm ezilişinl kolaylas tırmak, memleketln yeraltı, yerilstU renginliMertnl yabancılara peşkes çekmek milllyetçillk lse, o Taman vatanım, milletlni, halkrnı sevenlers karşılık yenl bir sözcük bulmak gerek. Ta yurt dışında dahl, ytia kızartıcı, ahlâk dışı kurallarla gerçekleştirilen polltlkacı trans ferlerinin lç yüzünü halk lyt ce biliyor. Gün geçtlkçe, olaylan, kişilert takdir etmo yetene*ine halk sahlp oluyor. Clnaslı nutuklarla, masallarla yıllardır aldatüan halk. bugUn büyük blr uyanışm eşiğind«dir. Bundan korkan cepheciler, halkın oy"undan kaçıyor, denize düsenin yılana M nldığı gibi, son çırpımslannı veriyorlar. Sayın Ecevit'in Almanya g« zisi, bu büyük uyanışın delllidir. Kalabalık emekçi kitlelerinin coşkun tezahüratı, ki. Almanlar elli yıldır bir lidere yapılan böyle tezahürat, böyle kalabalık görmedik, diyorlar, yabancı basınıyla, televizyonuyla lâylk oVdugu degerl pörmtistür. Gerlciler, tutucular, çıkarcılar şumı bilmelidlrler kl, < U rilen bir halkın llerlcl fildrlerini rorla de5iştlretnezler. Devrimcilertn üzerine dökülen her su onu bir kat daha çelikleştlrir. Halk percek lldo rini bulmuş, cephedlert bozExma uğratacaeı günü bekllyor. MUAMMER BtLGE Almanya Cumhuriyet'in dağıtım görevlileri biraraya geldi.. Cumhuriyetin. 51. yayın yılım da geride bıraklp; yenl bir yıla daha başarıyla glrmenin mutluluğunu, dtin de gazetemizin Istanbul'da dağıtımını sağlamakla görevli arkadaşlarıyla paylaştı. Istanbul sınırları içinde Cumhuriyet'i her sabah okurlanna zamamnda ulaştırma görevini titiJikle yerine getiren arkadaşları ınız. gazetenin yöneticileriyle; Topkapı Sarayı'ndakiKonyalı Lokantası'nda biraraya gelip öğle yemeği yediler. Yemek süresince. hem anılar tazelendi; hem de karşıhklı sonmlan konuşmak olanağı bulundu. Onsel'e Bakırköy Akıl Hastanesinde Şizofreni teşhisi konduğu öğrjenildi Başbakan Süleyman Demirel'e saldırıda bulunan Vural önsel'in Bakırköy Akıl Hastanesinde gördüğü tedaıilerle ilgili dosya, Istanbul Sağlık Müdürliigü aracılığı ile Ankara'y a gönderilmiştir. Dosyada söz konusu edilen hastalık teşhisi ile ilgili görüsüne başvurduğumuz bütün psiklyatri uzmanlan, hastanm suç işlenvve hazır bir yapıda olduğumı. çok kolay suça itilebileceği gibi, şöhret olmak için de suç işleypbileceğini ve tipik şizofıen arazları gösterdiğinl belirtmişlerdir. 20.4.1970 tarihinden, 8.5.1970 Urihine kadar 13 adli servlste 3023 protokol no'su lle tedavl görmüş tür. Akliye vs Asabiye Mütehassısı Dr. Zatl Dokuz'un, Önsel'e koyduğu teshis, «Eksitasyon Psişik»tir. önsel, Bakırköy Akıl Hastanesi ne ikinci defa 5.1.1971 tarihinde 90 protokol no'su ile ailesinin ve kendisinin isteği tizerine yatırılmıştır. 36. serviste Dr. Adil Uçak'm tedavi ettiği önsel'e bu defa «Şizofrenik Araz» teşhisi konulmuş ve 27.1.1971 tarihinde iyi hali görülerek taburcu edilmiştir. Önsel'in akıl hastanesine üçün cü girisi ise, 5.2.1971 tarihinde 910 protokol no'su ile Sağlık Bakanlığı Özel Kalem Müdürünün ilgi gösterilmesini rica eden yazısı üzerine olmustur. Yine Adil Uçak'ın tedavi ettiği Önsei, şizofrenik teşhis arazı ile 27.2. 1971 tarihinde tir. taburcu edilmisPsikiyatrl uzmanlan Vural Önsel'de görülen hastalık türünde işlenen suçun niteliginin hastalığı ile ilişkisine bağlı olarak cezal ehllyetinin olup olmadığının kararlaştınldığını, hırsızlık suçunun da hastalığı ile bir iliş kisi olmadıgını bildirmişlenür. Psikiyatrl uzmanlan Vural önsel'in yayınladığı «Çarpım Cet veli» kitabının, ünlü kişilerle çeK tirdiği resitnlerin ve daha öncs gordüğü tedavilerden çıkan sonuçlarm tipik şizofren arazları olduğuna değinmişler. «Sayın Başbakana yaptıgı saldırıdaKi davranışını değerlendirebilmek için, yargüanmadan önce en az 40 gün müşahede altına alınmn sı gerekir. Suçu hastalığının bir tepkisi olarak da, başkalannm itmesi ile de işlemiş olabilin> demişlerdir. Orko'da 33 »şçi işten çıkarıldı . DİSK adına yapılan yazılı bir açıklamada, işçilerin Sosyal İş . Sendikasj^|.vgirmeleri nedeni ile Ortco iş Tteflerinde işten çikan', IşjB,. isçi sayısının 33'U buldugu MÎirtilmiştir. Yasaya ve Sıkıyönetim Komutanlığı tebliğlerine aykırı olarak, sendikalaşan işçilerin Orko'dan çıkanlması, diğerlerinin de işten çıkanlacakları tehdidi ile sendikadan istifaya zorlanmalarının işçi çevrelerinde üzüntü ile karsılandığı belirtilen açıklamada DÎSK Genel Sekreteri Kemal Sülker özetle şu demeci vermiştir: «Sendikaya üye olma hakkını işten kovulma ile karşılayan zihniyetin 1975 Turkiye'sinde geçerli olmasına asla göz yummayacağız. Sendikaya üye olma hakkı na karşı çıkanlar, Anayasal suç işlemişlerdir. Derhal mahkemeye verileceklerdir. Orko Genel Müdürüne en yetküilerin gerekli uya rıyı yapmalannı istiyoruz.» OKURLARİMIZA DUYURU TARTIŞMA KÖŞEMİZDE YER ALMASI tSTENEN YAZILARIN 300 KELJME DOLAYLAR1NDA OLMASI. KÂĞIDIN BİR YÜZÜNF, MÜMKÜNEE DAKTÎLOYLA YAZILMASI, OEĞİISE OKTNAKLI OLMASINA Ö ZEN GÖSTERÎLMESÎ GEREKMEKTEDİR. SAYGILA RIMIZLA DUYURTJRUZ.. Üç kez yatmış Vural Önsel Bakırköy Akıl Hastanesine 3 defa girip çıkmıştır. llk girişi Kütahya'da hırsızlık suçundan yakalanarak Adliyeye düşmesinden sonra olmustur. Mahkemede akll durumundan şüphe edilen Önsel, Bakırköy Akıl Hastanesine sevkedilmlş ve DUYURU Sendikamızın 19 Mayis Mağazalan Şişli Şubesinde sürdürdügü grev Topluîş Sözleşmesi Imzalanması sonucu kaldınlmıştır. Sosvaltş Sendlkası tstanbul Şnbesl Yönetbn KoraJo (Basın: 3481) 3874 TEŞEKKÜR Peksayar ve Altıkardeş ailelerinin büyüğü, iyi insanlılc örnegi, annem; A LTIN Cumhuriyet Reşat Hamit Aziz Napolvon Ingiliz 24 ayar 22 ayar 18 ayar 595 840 «UO 530 •ÎOO NURİYE PEKSAYAR'ın Bursa'da iken âni vefatı üzerine cenazesine lstlrak eden, mektup telgrai, telefon ve uzak yerlerden gelerek, büyük acılarımızı paylaşan arkadas, dost, akraba ayrıca büyuk yardımlarını esirgenseyen yeğenlerime tesekkürü bir borç büirim. O ĞLU CAHİT PEKSAYAR (Cumhuriyet: 3883) 830 81.00 74.20 60.75 597.50 850 610 560 710 840 81.25 74.45 61.00 OKUYUCU MEKTUPLARI Teknikerler sorunu çözüm bekliyor Türkiyemlz'de uzun senelerdir mücadele veren, ezilen bir zümre var. Yıllarca gazete sütunlannda haklı davalannı savunan ve bütün bakanlıklann parlamenterlerin durumlannı yakın;n bildikleri TEKNÎKERLER. Nedir bu topluluğun derdi, kimdir bu zümre tanımayan kaldımı? Teknikerler lise ve muadill okul üzerine 2 yıllık yüksek tek nikerlerde, 3 yılük yüksek tahsil yapan bir zümredir. Ne yazık ki, Millî Eğitim Bakanlığı, teknikerlerin 2 yıllık lise üzeri tahsilini yüksek tahsil saymamış, yüksek teknikerlerinde 3 yıllık yüksek tahsili 2 yıUık ola rak gösterilmiştir. Personel kanunu çıkanlırken de bu tarüşma konusu olmaktadır. 10/2 sindenml başlatalım 10/3 ündenmi diye. Yüksek Mühendisler, 9/2"den, mühendisler 9'1'den, yüksek teknikerler 19,'3'ünden, teknikerler ise 10/2' sinden başlatılmalıdır. Çünkü bunlar arasında birer yıl tahsil farkı vardır, bunun dışında düsünmek adaletsizliktir. Bir teknik dairede idareci du rumunda bulunan bir tekniker 1520 yılım bu ise verdiyse hâlâ bu göreve vekâlet etme durumunda olmamalıdır. Yenl okulu bittrip gelen bir mühendia amirlik durumuna getirümekte dolayısıyla teknik dairenin pres tiji sarsılmaktadır. 1520 yılını bu lşe veren teknikerin aynı görevi çiçeği burnunda blr dip loma sahibine vermekle büyük huzursuzluk yaratılmaktadır. Bunun sonucu olarak milyonluk yatınmlar sekteye uğramaktadır. Teknik dairelerin dışında hiç bir teşkilâtta makam dlplomaya verilmez, bilgi ve tecrübeye verilir, Ueri gitmiş memleketlerde de bu böyledir. Diğer dairelerde bir lise mezunu müdür himayesinde 1020 tane fakülte mezunu çalışır. o lise mezunu ILHAN SELÇUK Yakup, nasıl okuyacak ULÜSMRABASI IIL ÎSmNBÜL FESTÎMLt BİLETLER 16MAYİS 1975DEN İTİBAREN ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ GİŞELERİNDE (Cumhuriyet: 3875) lüzbaşı Selanattin in Romanı Bu roman, yakın tarihimizin karanlık bir dönemine ışık tutmaktadır. 25. er TL. hitap şimdi hitapçtlarda I. nun yülannı verdlği bilgl tecOkulumuz kantmlnde 1314 rübe, kültür vs. vasıîlar okulu yaşlannda bir çocuk calışıyor. yeni bitirip gelen fakülte me Pınl pınl siyah gözlerinden »• zununda olamaz. kâ fışfctran Yakup"un tek dileğl Dıploma ile makam satın a okumak. Ama, öyle kısır bir lındığı müddetçe memlekette döngü lçinde sıkışmış ö... tlkilerleme olmaz, durum lyiye okulu bitirdikten sonra hemen gitmez, ldarecüik vasfı diplo çalısmalt eorunda kalmış. Taslı mada değildir, makam bilgill anne ve babamn hlç blr gellrl nindir, kültürlünündür. tecrü yok. Kendinden küçük kardeşl belinindir, diplomamn degildir. lle birllkte 9 tdşilik allenin geAhmet BİLGİ çimini saglamak zorunda. HafORDU ta sonunda aldığı 200 Urayı, elini sürmeden babasına verl • yor. Aile, böyle yaşamaya çaba hyor. ama Yakup'un okuma MEKTl'PLA ÖGRENiMDE SINIF sevgisi bir düş olarak kalıyor. Çocuklugunu bile yaşayamamış GEÇME OLANAKSIZ olan Yakup, ortaokula yazılmak, gece okuluna gıtmek lstiyor aMektupla yüksek öğrenimde lerinin ileri bir tarihe atılması ma kantlnde sabah 7'den akşara ve sayısımn çoğaltüması gerek 22.30'a kadar çalışmak zorunda. ders notlannın 15 nisan'da keBu durumda hlçbir okuma olalidir. sileceği söylenmiştl. Bu işlem Tic ve Turizm Yük. nağı bulamıyor. uygularimamıs, mayis ayında Biz toplumumuzun zindrledlÖğr. Ön. Lls Ok. bile gönderilmesine devam edilği bu körpe zekânın olasılıklaröğrencileri miştir. Diger okullarda beşaltı dan yoksun olduğunu gördükçe ders olduğu halde Ticaret ve kendimizi suçlu ve sorumlu duTurizm Yüksek Öğr. Ön Lisan yuyoruz. Sözde demokratli blr Paramızı yatırdık Okulunda 10 ders bulunmakta toplumda fırsat eşitliğl. dır. Buna rağmen ders notlan Yakup'u kurtarmalf ereğlyle ama... nynı gecikrneyle gönderilmiş. okul içinde bir kampanya aççalışma süresi ve sınav günleri Bızler yaz okulu öğrencisı mak istedik. Fakat çocuğumuıken mektupla öğretime dev>p zun kısıtlı maddt olanak çev bir tutulmuştur, Buna göre bir lılmiş ögretmenleriz. iJıırjın "••Merinden gelmemlz ve benUz günde üd dersin sınavı yapılaböyle olduğu halde ıstemlen DH iiretici durumuna geçemevlsi • cakrır. tlk kea gördüğümüz ralan gönderdik. AncaK DUKÜ miz elimizi, avagımızı bağhyor. derslere bu kısa sürede nasıl ne kadar hiç ders noüan alaıi'a Son ümit kapısı olarak Cumçalısacağjmız: bilemiyoruz. dık. tlgllüer acaba blzlenn duru huriyet okurlanna soruyoruz: Bu şartlar altında bütün ders mu hakkında ne düşünüyorter? Yakup nasıl okuyabillr? leri çalışmak ve sırul geçmenin Muammer ERDURUR, Mustafzmlr ESltlm Enstltüsü olanağı yoktur. Eğer olanak sağ fa AGAR, Ahmet ANAÇ, FeriögTencll ertnden lamak lsteniyorsa, sınav günha ANAÇ NÎZtP Nurten YTT.DIZ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear