Catalog

ERBAKAN, DEMIREL'IN KANINI BEYNINE NASIL SICRATTI?.. Erbakan. Diyarbakır'da ağır sanayi kuruiaeagmı söyleyınce, Dıyarbakır'lılar çok sevinmişler ve teşekkür etmek ıçin Demırel e bir heyet yollamışlardı. Heyst üyeleri Başbakar.hkta Demirel'i ziyaret ettiler. Söz döndü doiaştı, Diyarbakır'da kuruiacak a£ır sanayi sorununa geldi. Demirel şaşmıştı. «Bu da ncre den çıktı?» der g;bi DiyarbaknhJara baktı. Olav aydınlanmıştı. Arna^ılan Erbakan bol keseden kurduğu fabrikalardan biri lle Diyarbakırlılan kandırmıstı. Demirel'in kznı beynine sı«;radı. Zaten Erbakan'ın TRT Genel Müdürü ile ilgili Malatya kon.ışması kendisini yeterince sinir.en dirı^isti. Oyle bir konuşma o!;na SR. İ«rmil Cpnı'.n kararnamesi için hiç de giirültü çıkmayaca'.n. Demirel çok kızdı, «Bu adamın devlet adsmlıfı ciddiyet;'. !e uzaktan yakından ılgisi yoKtur. Bu odada verdı*i sözü kapı aışarısmda unutLu. Hükümetın, ağır sanayi. harp sanayii gibi bir me selesi yok şimdi» dedi. Şu türkü ne guzel değil mi: Demedım mi naziı yarim ben sana?... Ankara Ankara #.. Ankara Ankara ... Ankara Anicr J raporu^nun hayli ilginç bir öyküsü var BAŞBAKANLIKTAN, DEMÎREL'DEN «ACELE» KAYDIYLA GELEN YAZI, RAPORUN BÎR AN ÖNCE HAZIRLANMASI DÎREKTÎFÎNÎ VERÎYOR GECEYARISI OLMUŞTU, BAŞBAKANLIKTAKİ ODADA SÎGARA DUMANINDAN GÖZ GÖZÜ GÖRMÜYORDU. RAPOR, 70 SAYFAYA ULAŞMIŞTI. Perşembe sabahı saatler 8.30'u gösterirken, uzun boylu, gözlüklü hukukçu, üzerinde «Dr. Cemal Aygen. yazılı zarfı açıyordu. Başbakanlık, Cemal Aygen ile birlikte Maliye Bakanlıgı Başhukuk Müşaviri Sahir Dinçman ve İçişleri Bakanlığı Başhukuk Müşaviri Kemal Özgüney'e de aynı mektubu yollamıştı. Bu üç hukukçudan TRT hakkındaki raporu çok acele olarak ha zırlamaları istenmekreydi. Aygen, Başbakan Yardımcısı Turan Feyzioğlııyla yakın arkadaştı. İkisi de Galatasaray Lisesini bitirmişlerdi. Her ikisi de Siyasal Bilgiler Fakültesinde asistan olarak görev yapmış lardı. İkisi de idare hukukçusuydu. Cemal Aygen, «teşrii tasarruflardan dolayı devletin mesuliyeti» adlı bir doktora iezi verdıkten sonra asistanlıkta kalmayı uygun gör müştü. Arkadaşı Feyzıoğlu ise. önce doçent sonra profesör oldu. Fey zioğiu SBF'de dekanlık yaparken, Aygen aynı fakül*ede idare hukuku asistam olarak çalışmaktaydı. Cemal Aygen. uzun süren asistanlık dönemine son vererek, Siyasal Bilgiler Faküitesinden ayrılmış ve TRT iç ve dış haberler müdür lü&üne genrilmiştı. TRTnin Mithatiaşa caddesindeki eski binasmda serin bir odada oturur, çevresine bazı günler hukuksal, bazı günler de siyasal öğütler verirdi. TRT iç haberler müdürü Doğan Kasaroğlu da içtikleri su ayrı gitmez arkadaşlarındandı. Fakültede kendisine «ordünaryus asistan. adı takılmıştı ama, TRT'deki görevi asistanlıgı kadar uzun sürmedi. îsmail Cem TRT Genel Müdürlüğüne getirilince, kibarca makamından çekilmek istediğıni bildirdi. Aygen in bu isteği kınlmadı ve kendisl görevden alındı. Dr. Aygen ki, kendisi devletin sorumluluğu konusunda doktorm tezi hazırlamıştır sorumluluk nedir iyi bilir. Başbakanlıktan Kendl sine gönderilen mektubu okurken, geçnıiş günleri düşünüyordu. Galatasaray daki gıınlpr. Feyzıogluyla arkadaşlık. aynı kürsüde profesör Tahsin Bekır Balta'nın asıstanı olarak derslere giriş, sonra TRT cieki günier. Aynı anda, «Başbakanlık» antetli zarfı açan iki hukukçu da, derin düşünceier içnıdeyız. Her ikisi de bakanlıklarında ulaşabilecekleri ye re ulaşmışlardı. Simdi kendilerinden bir rapor istenmekteydi ve bag iı bulundukları bakanlar. işi gücü bırakıp bu raporun sonucunu beklemekteydiler. Uzun uzun düşündüler, ne yapacaklardı? Başbakanlık zarflarını getiren araba, saat dokuzda bu üç hukuk çuyu Başbakanl'Şa ta.şıyordu. Aygen, geçenlerde bir kalp krizi geçirmişti ve olur Oımaz olaylarda heyecanlar.ıyordu. Araba Başbakanlık binasına yaklaşınca Aygen cebinden bir «Trinitrin alarak ağzına attı. Arabadan inerken sakin görünmeye çalışıyordu... Bakanlar Kurulu. TRT Genel Müdiirüyle ilgili kararnamenin Cum hurbakanmca imzalanmasuıı bir onur sorunu yapmıştı. Gübre fiyat ları. enflasyon. Kıbns kor.uları bir yana itildi. Cumhurbaşkanı İsmaıl Cem'le ilgili kararnaıneyi jmzalamamış, bazı açıklamalar istemişti. Demirel derhal harekete geçti. Feyzıoğlu ve Öztiirk'le konuştu. Sonra, İçişleri Bakanı Müftüoğlu ve Maliye Bakanı Ergenekon ile göruştü. Cemal Aygen, Sahir Dinçman ve Kemal özgüney'den kurulan hu kukçular kurulu eski başbakan Irmak tarafmdan görevlendirümişti. Görev TRT konusunda rapor hazırlamaktı. Irmak hükümeti istifa ettikten sonra, Malije Bakanlığı Başhukuk Müşaviri Sahir Dinçman hükümete başvurarak, yeni hükümetın kurulmasıyla görevlerinin »o na erdiğini bildirmişse de, Demirel görevde kalmalarını ısrarla İstemişti. Şimdi de Başoakanlıktan <acele. kaydıyla bir yazı geliyor ve raporun bir an önce hazırlanması isteniyordu. Ne yapılabilirdi? Perşembe akşamı Bakanlar Kurıılu toplantısından sonra, Müftü oğlu, Asiltürk. Feyzıoğlu. Erbakan, Öztürk, bir iç kabine toplantısı yaparak durumu gözden geçirdiler. Sonra Feyzıoğlu bir aşağı kata inerek, sabahUn beri calısan üç hııkukçuyla görüştü. Siyasal Bilgiler Fakültesinin iki eski asistam Feyzıoğlu ve Aygen, Dinçman ve Özgüney'le birlikte bir «hukuki kon sültasyon» yaptılar. Görüşmeye Devlet Bakanı Seyfi Öztürk de katıl dı.. Galatasaray'daki eski günler FRBAKAM 9>J UtMll VAYINI Başbakan Yardımcısı Erbakan, Çağlayangil'e gıttıkçe aaha çok sıkıntılı anlar geçirtiyor Birleşmiş Mılletler'den gelen bir haber İhsan Sabri Çağlayangii'i çok sevindirdi, aynı zaman da çok üzdü. Türkiye bir seçım kazandı BM'Ierde. Insan Haklan Komisyonuna İngiltere ve Danimarka'nm adayiığını geride bırakarak üye seçildi. Ötekı aday lar Kanada ve Yunanistan'dı. Türkiye, Lâtin Arnerıka, Asya, Afrika ve Arap üyelerinin oylarıy la kazandı seçimi. Sekiz Avr.ıpa uıkesi oy vermedi, yalnız Alm:\nya ve son dakikada İtalya dejiştırdi oylannı. İnsan Hakları Komisyonu örıemli bir komisyon Birleşmiş Milletlerde. Mülteciler sonına da bu komisyonda görüşülüyor. Sovyetîer, bu seçlmde Türkiye'yi desteklemek için kesin karar verdiler. Bu destegin agırlığı da öteki oylarda belli oldu ama, Başbakan Yardımcısı MSPIi Erbakan, ikide bir «Moskova agzıyla» diye lâflar ettiğindçn İhsan Sabri Çağlayangil çok sık:ntılı bir Dışişleri Bakanı. Bir hükümet sorumlusunun «Moskova ağzıyla» diye konıuşması dış politikayı yürütenleri güç durumda bıratayor. Oysa AP'li Dışişleri Bakanı Sovyetlerle ekonomik ve küitürel işbirlığini yürütmek karannda. Yakında Sovyet'er Birliğine bir h?yet gidecek, bazı projeleri g'.i^erek. Ayrıea Flârnıoni Ork?itrası gidiyor, Sovyetîer Birliğine. Şarkscı Ayten Alpman ve Kiitl'i Fayaslı da konserler vereo'ekîer. Erbakan'ın konuşmalarından örjrü değişen birşey yok ama bir Başbakan Yardımcısına o tür konuşma yakıştırılmıyor. , Nişan, nikâlı ve boşantna ile Türk Amerikan ilişkileri arasında bağlantı var mı? Muammer Baykam'ın başkanhğındaki Atlantik Andlaşması Derneği iki buçuk günlük bir seminer düzenledi. Bogazda tarihî Sait Halim Paşa Yalısında «Amerikan yardımının kesilmesi karşısında Türkiye'nin savunması» sorunu tartışıldı. Kontenjamn CHP'li Senatörü, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, Hıfzı Oğuz Beka;a. Ahmet Tahtakılıç, Profesor Aydın Yalçın. Doçent Türkkaya Ataöv de Ankara'dan katıldılar bu seminere. Dönüşte de çok ilginç hikâyeler anlattılar. Konuşmacılardan çogıı Amerika ile ilişkilerimizi anlatırken, duygusal bir edebiyat oluşturmuşlar. Nisan. evlilik, ayrılık, boşanma gibi sözlerin çok kullanıldığını gören bir bilim adamı, toplantıyı düzenleyenlerin Amerika'dan kopmayı göze alamayan bir aşık durumuna düştüğünü söylüyordu. îstanbul Hukuk Fakültesinin eski Dekanı Profesör Orhan Aldıkaçtı'nın Siyasal Bilgiler Fakültesi Doçentlerinden Türkkaya Ataöv'e söylediği sözler çok ilginç. Aldıkaçtı Ataöv'e soruyor: Siz Rusya'ya kaçarak mı gittiniz? Siz de bir üniversite öğretim üyesisiniz, bu seminere bile Fakülte Dekanhğuıa bilgi vererek geldim ben. Ancak, Aldıkaçtı bu cevapla yetinmiyor. Türkkaya Aataövu hu kuk dışı sözlerle baskılarda bulunuyor. Aydın Yalçın da çok saşınyor bu sözlere. Şaşırtıcı konuşmalardan birini de Türkİş temsilcisi yapıyor bu seminerde. Bu sendikacmm Afrika'nın Türkiye'yi sevdiginden söz etmesi bir yana, ulusal politika anlayışı da hayli ilginç. Türkîç'in dı? politikası ulusaldır. Daha doğrıısu hükümette kim varsa onun yürüttü gü politikayı destekler. TRT için bir rapor Yetmiş daktilo sayfalık Yetmiş daktilo sayfasına varan bir metin yeniden gözden geçiril di. Oda sigara dumanıyla göz gözil görmez haldeydi. Ama onlar birbirlerini gorüyorlardı. Sevfi Öztürk aynı gün saat oniki sularında mechs kitaplığına gl derek eski tutanaklan incelemiş ve bazı notlar almıştı. Öztürk meclis kitaphğındayken, bir gazetcnin fıkra yazan da 359 sayıh TRT yasa sının 17 maddesı üzerindeki görüşmeleri okuyordu. CKMP sözcüşü Seyfi Öztürk, 1961 yılında TRT yasasında yer alan •devlet güvenliği» kavramını eleştiren konuşmasını not eden yazar, karşısında Öztürk'ü görünce «iji bakan tutanağının Uzerine gelir h?r halde» diye mırıldandı. Feyzioğlu; Aygen'in kolunda Feyzioğlu Aygen'in koluna girerek, bazı hukuki yorumlar yaptı. Arada odaya Dem rel de geliyor, raporun bitip bitmediğini soruyordu. Rapor saat geceyansına doğru ıkıyi geçtığinde hazırdı. Feyzioğlu eski arkadaşının Galatasaray'daki ve Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki eski arkadaşının elini sıktı. îstedikleri olmuştu. Cuma sabahı Demirel. dosyasında bu raporla Cankaya Köşküne tırmanıp Cumhurbaşkanına bu üç hukukçunun raporiınu verdi. Dr. CemBİ Aygen bu raporla doçent olabilir mi acaba? İçişleri ve Maliye Bakanlıklarınm hukuk müşavirleri hayatlarının en önemli işini yaptıklan için gönül rahatlığı içinde midirler? Lth iATıi.Mıi vi£l LiLAIİI İİTfMıYöA (0 üuMEj AKOtf&OZiiLi/U... Ankara ve Atina'da faşizmin yenilgisi nasıl kut'andı? Sovyet Elçiliğınde T mayıs akşamı Hitler faşızminin yenilgiye uğratılmasımn 30. yıldönümti dolayısıyla verilen kokteylde Batılı dıplomatlardan, Dışişleri Ba kanlığından katılan azdı. Ama kokıeyl çok kalabalıktı. Cumhurbaşkanhğı Genel Sekreteri Fuat Bayramoğlu, Tabii Senatorîerden Sarni Küçük, Selahattin Özgiir, Suphi Karaman, Suphi Gürsoytrak, Haydar Tunç kanat, Meclis Başkan Vekil: Memduh Ekşı, CHP'li milletveki; lerinden Cahit Angm, Nazif Aslan. A!i Değerli, Senatör İhsan Topaioğlu, Kızılay Genel Başkanı Kecaı Erguder, Devlet Tıyatrolan Genel Müdürü Cüneyt Gökçer ve eşi, operadan Mathat Fenmen, baritou Mete Uğur, Proleşör Ruh şen Keleş. sosyalist ülkelerin bü yükelçileri, Çinliler, Finlandiya Büyükelçisi, İsveçli dıplomatlar, diır.yanın faşizm içinde yaşadığı yıliarın anıiarıyla geçirdiler kok teyî saatlerini.. Ankara'daki Batılı büyükelçılerin bu toplanîıya katıimamalarına karşılık Atina'daki Batıh elçiler, aynı gün aynı saatte Sovyet Elçüiğinde aynı nedenle verilen kokteylle gıtmişler. Acaba netir.:]? Faşizmi lânetlemenin eğilim; kentten kente değ;ş:yor rr.u? ABD Kongresini yola getirmek için VVashington'a bir iyiniyet heyetı gönderiliyor Akşam yemeginden sonra sabah kahvaltısı yapmak denir buna. Washington'a iyi nlyet elçileri yollanacak, bu elçiler Amerikan Kongreslnin Ttlrkiye'ye yaptıgı askerl yardım İçin ambargo karannın yanlışlığım anlatacaklar. AP Bitlis Senatörü ve Dısislerl Komiayonu Baskanı Kâmran 1nan'ın ne «unandır öne sürdügU bir seydi bu. Yeni gerçeklesiyor. Ama ne lse varayacak? Washlngton'dan geien haber ler» göro Amerikan Kongreoinin ambargo karmnnı kaldumaa çok kuskulu. îyiniyet heyrtlnd» eeld elçüer den Muharrem Nuri Birgi, Kftnv ran lnan var. CHP'den de Neodet Ugur'un gideoegl eöylenlfor. Ctunharbaakam Korntflrk ve Korutürk İran'a giderken Tahran Elçiliğimiz boş.. Bışişleri Protokol Genel Müdürü Yalçın Kurtbay, Cumhurbaşkanlığı özel Kalem Müdürü Candemir Orhon Tahran'a gittiler hafta »onunda. Cumhurbaşkanı Korucürk ve eşmin 2 haziranda îrana yapacafı ziyaretin ön hanrlıklannı gözden geçirecekler. Cumhurbaşkanının yun dışına ük yolculugu bu. AP'liler îhsan Sabri Çaglayangil'in basansı diye yorumluyorlar. Hazırlıklann çok kısm samana sığdırümasını da bunm baglıyorlar. Çijlayangil'ln Iraa lle her B»man lyl lliskileri var. Kıa Iran* da felin. Ayrıc* Başbakan HUTeyda re bir «amanlar Şahın damadı olan Ardeşir Zahidi ile öxel doaUukl&n rar. Saym Korutürk Tahran'a gidiyor ama, Tahran elçiliği boş. Şimdi acele bir atama yapılacak. Tıpkı CHP'li Dışişleri Bakanı Gü neş'in Çin'e giderken Adnan Bu lak'ı ataması gibi. Adaylar ar«•ında MU1! Güvenlik Kurulu Genel Sekretert Nahit özgür rar, Strasbourgta Avrupa Konseyinde delege Rahmi GümrükçUoğlu rar. Çaglayangil meslek dışından bir elçi atama kapısını açarsa Tahran'a bir asker elçi gidecek. Korutürk ile birlikte Caglayangil, Genel Sekreter Fuat Bay ramoğlu, bir karacı general, Protokol Genel Müdürü, Cumhurbaşkanının özel Kalem Müdürü ve eşleri de gidiyor. Tahran'dan sonra Şiraz, İsfahan ve Persepolls'e uzanacak bu yolculuk. Baskentin dlplomatllt gözlemdlerl Turkiye Ue ekonomik işbirliği için yüksek çizpide bir ziyaret bekleyen Şahın. Korutürk'Un gidişinden sonra nasıl bir politika izleyeceğini meralt ediyorlar. MSP'nin "Atamasal taktıği hayli ilginç II ALLAH,MAUüMMlU£rii?j KOR.USUN.., AP mi CHP mi kazançlı çıktı? Siirt CHP MiHetvekili Abdülkadir Zılan iie AP Bitlis Senatö:ü î""rrran lnan'm yeğeni Fatma İnan, önceki gün evlendiler. Diinaaın şahııiiğın; Bülent Ecevıt yaptı. Xikâhta ''HP'liler v.e AP'h lcr t : r arada idi'er. Zilan .ie^imlere bağımsız olarak katıimış ve sor.radan CHP'ye geçınişti. TCrere geien partiliier aralannda sakalaşıyorlardı. B;r CHP'li, « B J :Ş te biz kazançlı çıktık. Gelin hanım bundan sonra CHP'ye oy verir. Bu oy daha kajandık» riıyjrdu. Hasan Işık, İsmail Cem ve Galile Baskent oevrelerinds en canlı konu ismail Cem'in TRT Genel Müdürlüğtinden uzaklastırUması. Asker sivü, genç ihtlyar hep bunu konuşuyo;. İsmail Cem ve arkadaşlannın TRT'ye olumlu bir nitelik kazandırdıgını, halku b'Jyük destek gördügunü, radyuda kırsal yayınların başladığını anlatanlar İsmail Cem'i Galıle'ye benzetiyorisr. CHP'li Bursa Mılletvekili Hasan Işık'da bu benzerliğe katılıyor ve şöyle diyor: Galile'ye «Dünya dönüyor>> dedigi için carmıh» germişlerdi vaktiyle, aonra •zizler arasma x. Bu l#l«r bfigrtedlr, Çinli diplomatlar Çekoslovakya Elçüiğinde ulusal bayramları nederüyle verilen kok teylde san diplomatlar Mao yakalı elbişeleriyle koyu bir nokta görüntüsündeydiler. Hep birlıkte duruyorlar, hiç kadm yok 5anlarmda, ama konuştuklan ?,aman bu koyu nokta aydmlamyur. Kimle ve ns konuşsalar durm'dan gülüyorlar. Büyükelçi L.a Oıun TUrko» Ogtmaait birt». A m» hâlâ yanmda tercdmanı ofmadan hlç klmseyle konuşmuyor. Üç silâhşörler Belçika Büyükelçisine kordiplomasinin silâhşöni diyorlar. Ekselans Bossompierre, ünlü Fransız romancısı Alexandre Dumas'ın «Üç Silâhşörler» adlı kitabındakı silâhşörlerden birine vakınlıgı var. Diplomhtik ilişkllerde kökenlna uygım biçimda konujma.lanylm dlklutl gakljor, Arjantin'in türkoloğ Ziraat Bankası Genel Müdtlrtl Nevzat Alptürk'ün MSP tı.ralından Merkez Bankası başkanlığı na aday gösterilmek istendigi söj lentileri şaşkmlık yarattL AIptürk, CHP+MSP koalisyonu zamanında MSP'lilerin ısrarlı biçimde «taktiği» Ziraat Bankasımn başından uzaklaştırmak ısıedlği kimseydl. Ancak söylentiler biraz soruşturulunca, meseîenın aslı anlaşıldı. MSP'liler, Alptürk'ün Ziraat Bankasuıın başından uzaklasunl masını gene istiyorlardı. Yalnız bu defa bunun lâfını biraı dana dipîomatik bir biçimde etmeye başlamışlar, kendisini dana önemli bir mevkiye getirmek ıstiyorlarmış gibi davranmışlardı. Yoksa Merkez Bankası Genel M ıidürlüğü için, asıl bir başka aday sıradaydı: Devlet Pianlama leşı.ılâtı Müsteşan Kemal Canturk. Alptürk Ziraat Bankasından bu gerekçeyle alınacak, Merkez Bankasına tayin ediliyormuş gibi yapüarak, »tanmıyaraktı. elçisi Teni Arjantln Elçlsi Villalta, Başkentlileri ilk kez Arjantin Ulusal Bayramında selâmlıyacak. 23 mayısta bir kokteyl vermeğe hazırlanıyor. Türkiye üzerine üci kitap yazan Arjantin'li diplomatm eşi bayan Blanco Villalta da aalr. Şimdi Türk şairlerini tarugeçiriyoı gilnlrrinl. Dipîomatik Bagaj