Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 26 Mart .1975 YEDt Hani. arkadaşlan deve'ye *" nuşlar: « Deve kardej »enin boynun ıeden böyle eğri?..» Deve, bir bu soruyu soran arka laşlarıns, bir de kendi vücuduna jaktıktan sonra, gayet alçak göıülle, « llâhi kardeşler, nerem doğ •u ki?..» karşıhğmı vermiş. Sözü, Türkiye'deki sendikacılık an, sendikalarımızdan açarken. lerkesin bildiği bu hikâyeyi anatmadan geçemedik. Bu denli bo ruk kurumlaşmanm ortasmda sen Likacuığnnız daha iyi olorsa şasnak gerekir tabii.. Nitekirn hiç le iyi değil ve giderek Türkiye'leki bankalaşma'yı da aratacak liçimde. başıboş, alabiidiğine üre •erek, türeyerek. ürettirilerek, tü ettirüerek basım almış gidiyor. îir de büyük isimleri, bir de büük büyük başkanlan. asbaşkanarı, üstbaşkanları var ki, şaşarsı ıız... r TÜRKlYEDE 1500 İŞÇİYE BİR SENDİKA DÜŞÜYOR Bugün Türkiye'de yaklaşık ola raic 1000'e yakın irili ufaklı fede rasyon ve sendika vardır. Türki ye'deki sigortah işçi sayısı ise en sotı rakamlara göre birbuçuk mi! yondur. Bu duruma göre her 1500 işçiye bir sendika. federasyon ve konfederasyon düşmektedir. Yani. iste size bir başka deve.. Daha ötesi ise elbette hendek ola cak.. Ve tabii bu deve, bu hendeği atlayarnıyacak.. Bir de tabiî bu develerin sürü cülerinin çoğuaun en az deve kadar giıintisi çıkıntısı olursa. hiç atlayamıyacak.. Bu yazryı hazırlarken sendikalar konusunda araştırmalar yapan bir arkadsşla konuşuyorduk. O'na. Çalışma Bakanlığında kaç tane resmi kayıtlı, yani bir başka deyimle «tescilli> sendika ve fede rasyon olduğunu sorduğumda, al dığım cevap şöyle oldu: «Valla benim bildiğim bin'e ya kın, ancak Bakanhk sadece tescilleri yapıp. ölenlerden, yani ken di kendini feahedenlerden haberdar olmadığı için kesin bir rakarn veremiy eceğim. > Yani bu şu demekti: Bazı sendi kalar sırf ne olur ne olmaz diye, yani «ne yaşar ne yaşamaz> durumuna düşmemek için doğdukIarmda adlannı Çalışma Bakanlığına yazdırıyor, ancak öiümlerinden haberdar etmiyorlardı. Ya ni, ülkede sendikacıhğı bir düzene Eokmak, bunları denetiemek ve gözetmekle görevli Bakanlık bu durumda olunca gerisini siz düşünün... Sarı sendikalar, yani işverenlerin kurduklan sendikalar. düzmece ve ticarethane nite liğinde tabela sendikalan. muvazaalı sendikalar, biribirine küsmüş. çıkar kavgasına girmi? çıkar sendikalan.. Bunların adını da, sayısma artırmak o kadar kolay ki... Yılmaz GÜMÜŞBAŞ bir kısmı tabelasının altına toplayabildıği işçi başına işverenden prim alır. Bir kısmı, işverenle an laşır. Bir kısmı hiç bir şey yapmaz işçilerden topladıklan aidat larla maişetlerini sağlarlar. Bir kısmı da, ki şimdilik ehveni şer olanları bunlardır biraz sen dikacılık, biraz cernekçilik, biraz politika, biraz eğitimcilik yapar lar... Yöneticilerinin çoğunun gön lünde. şu ya da bu partiden, kontenjandan milletvekili ya da sena törlük yattığını da hemen belirtmekte fayda var. Hiç değilse seçim bölgelerinde ön sıralar... Olayımızı bu şekilde açuktan sonra gelelim bugünkü ciddi görüntüye ve olnıası gerekene . Buaün ülkemizde, işkollarına göre örşütlenmiş 50'ye yakın büyük sendika ve federasyon vardır ve bunlar iki büyük konfederasyorı icinde • oplanmışlardır Bunlardan, ençok işçiyi temsil etmesi bakımından ilk sırayı Türklş kısa adıyla Türkiye İşçi Sendikalan Konfederasyonu, ikinci sırayı ise DİSK kısa adıyla bilinen Devrimci İşçi Sendikalan Konfederasyo nu almaktadır. Bımlardan Türkİş'e 33 sendika ve federasyon ü 5 edir. DİSK daha değişik bir görünüm içinde olduğundan bunia rm sendika. federasyon ve tems;l ettiği isçi sayısı şimdilik belli de ğildır Türkîş. ülkemizde bugün en yaygın örgütü ve ençok işçi üyesi bulunan konfederasyon oldugundan esas söylemek istediğimızi bu örgüt açısından ele alacağı? Buşün yurdun çeşitli yerlerinde çeşiıli amaçlı sedikalar mantar gibi biter. Çalışma Bakanlığı bunları denetleyemez. işkolları yönetmeliği uluslararası normların çok dısında bir ucube gibi du rurken, bu, bünyesinde 1 mllyonu aşkın işçi banndıran konfederasyon v» buna bağlı lendikalar ne yaparlar? Bu sonınun cevabını hemen verebiliriz: Toplu sözleşme dönemine geçtigimizden bu yana iyikötü toplu sözleşmeler: iki yılda bir asgarî ücretlerın saptanması, biraz üye eğıtımi. biraz kampçılık. biraz işçiden ya na olmayan ve kişisel çıkara dfc' nük politika ve benzeri önenıli hizmetler (!> Bunların yönecici lerinin çoğunun çağdaş sendika cıhktan, saııî çıkarlanna yöneıık ser.dikacıhktan haberleri yoktu! Dünyadan, dünya sendikacılığııı dan haberleri olmadığı için orüaı için sendikacüık yukarda lcaba hatlarıyla belirttiğimiz uğraşılar dır Kazın ayağı öyle mi? Halbuki. bunların. işçi yaran na yapabilecekleri o kadar deği şik seyler vardır ve bunların pa rasal olanakları o kadar uygundur ki... Binbeşyüz işçiye bir sendika îsıerseniz iddiamızı hcmen heaba dökelim: Bildiğimiz kadanyla bugün TürkIş'e bağh 33 sendika ve îederasyonun mal ve para varlığı 300 milyona yakındır. En küçUgünün mal varlıgı ve parası milyonlan bulmaktadır. Binalan, otomobilleri, en iyi şekilde döşen raiş bürolan, elemanları, dinlen me kamplan vardır. Yani, işçiye çağdaş her türlü hizmeti verebı lecek olanaklan mevcuttur. Gelin görün ki, bu sendikalar dan ve federasyonlardan sadece 2'sinin işçi çocuklan için öğren ci yurdu vardır. Bildiğimiz tcaa;ı rı ile sadece birisi de işçiler i(J;n tüketim pazarı acmıştır. O da sa dece bir ilimizde. Bunların he sap raporlanndaki kasa hesap la rına bakarsanız şaşarsınız.. Çog.ı işletmecinin ve işverenin kasasın da dahi o kadar para bulamazM nız Ve bur.laıın hiçbiri^inin üyelen içüı düzenli bir eğifim salonu yoktur, biçbiri üyelerinin çocuk Peki. bımlar ne yapar? Simdi akla hemen bir soru gele cektir kolayca: Peki burüar ne yaparlar? Bımlar mi? Bunların Hcsabını işçiler sorsun! larına öğretim bursu vermez, htçbirinde dayanışma sandığı yoktur. Hiçbirisi üyelerinin çocukları için çocuk kreşleri açmamıştır, aklrndan geçirmemiştir. İşsizlik yardımım pek azı yapar, üyelerinin tatüleri için dinlsnnıe kamplan pek azında vardır. Burada da işçi üyelerden çok o sendika ve federosyanlann yönstıcilen. eş dostları yararlamrlar. Pek azı mesken kooperatiflerine öncülük eder ve üyelerine yardıra yaparlar. Peki diyeceksiniz, bu kadar mal ve para ne için kullanılır, hangı günler için şaklanır? İşçiler, tabandaki işçi bunlardan nasıl ne zaman yararlanacak? Bu soruların cevaplarmı lşt:! kardeşlerimiz üye?i bulunduklan sendika ve federayonlanr. ve ounların bağlı olduklan konleder.ısyonun yöneticilerinden sormalıdırlar. Biz sadece neler yapılabileceğini ve neler yapıldığını anlatmakla yetiniyoruz. Türk deJegesinin İngil.tere'ye ııygıılanan miöiücıııcııın kaldınlması görüşüne hükümet katılmıyor AET daimî temsilciliğimiz, ingiltereye uygulanan ihracatı kısma tedbirlerinin kaldınlması için alınacak kararın gizli bir bildiri ile AET komisyonuna iletilmesinde ısrar ediyor. Türk hükümeti herhangi bir karşı garanti elde etmeden, misilleme tedbirlerinin yürürlükten kaldırılmasının söz konusu olmadığını AET nezdindeki temsilciliğimize bildirdi. TARTISMA Kitaptan Korkmamalıyız Ülkemizde. birkaç yazı ve sergi dışında sessiz, renksiz geçiştirilmi? 1972 Dünya Kitap Yılı'ndan sonra önemli bir olaydır, İkinci Türk Yayrn Kurultayı. Ne var ki, bazı kitapların ulu sal kitaplıklara. okullara v.b. sokulmadıkları da aynı günlerde söz konusu edilmiştir. Uyumsuz luğun sık sık yinelenmesi üzüntü vericidir. Ben burada yazacaklarıma küçük bir anı ile ba?!amak istiyorum. Bundan bir süre önce Anadolu"nun küçük bir kentinde »Kütüphane Haf'.a sı> düzenienmiş, benden de bir konuşraa istenmişti. Açılıştan ve konuşmalardan sonra seıgi gezilmişti. Kitaplığın kitaplanndan oluşmuş bu sergide çağdaş düşünceyi, çağdaş Türk ve Dünya bilimini. sanatını. buluşunu, tekniğini veren. onaylayan hemen hiç bir kitap. hiç bir dergi görememiştik. Bunların yerine bir sürü tutucu, çıkarcı «özel şirket>in ya da inanç sömürüciifü politikacılann piyasaya sürdüğü yayınlar... Ba*ka kitaplıklarda ıdaireler. okııllar. cezaevleri. iş ve eğitim yerleri v.b.ı. hrı yerde bu. aşaeı yukarı böyle görünüyordu... Sormuştum yöncticiye. •Kendilieinden gönderilmiyor. Biz liste yapıp istiyoruz. kabul edilmiyor» diye cevap vermişti, üzülerek. Bilinen şey: Tarihte kitaplar yaîaklanmış, kitaplar yakılmış... Ama hiç birisini de iyilikle anmıyoruz bu tutum ve davranışların. En çok da gcri kalmışlısın üiklcrine işlediğı. teıörün ve hurafenin kol gczdiği ülkelerde. bilgisizce, biHnçsizce bir yönelişlc. Ortaçağ ka ranlıkları. Ortaçağ bafkıları ve işkenceseverlikleri yine'enmiştir. yinelenmektedir. tşte bu özeilik. ekononnik. kültürel yoksunlubları ve acılan büyuterr. eenişleten bir vaneın olmâktadır, her ortaya çikışta. Bunun için hepimiz deriz ki, yasaklama ve yakma toptancılıklarının çirkinliği. yanlışlığı artık anlaşılmalı: okuma, yazma gereksinme ve işlemleri. korkutucu bazı kişiler ve yöneticilerin o haksız. çağdısı heveslerine bağlanarak durmaksızın deneme alanı niteliğine büründürülmelidir. Gelişimlere. yeniliklere, ilerlemelere ve zamana. uygaıhğa uymak zorunluluğu vardır çünkü. Kitaptan korkmamalıyız. Çünkü. gereksiz g5rdüğümüz. sevimsiz bulduğumuz kitaplar olsa da, hiç bir kitap aslında korkutucu değildir. Öte yandan, durmak. hattâ oyalanmak da geride kalmaktır. gericilik sayılır. Öyle ise gerçekleri bize veren, ögreten. bizleri kurtuluşa yönelik aşamalar içinde geliştiren yayınları bilmeli, bulmalı. sürekli olarak okumalıyız. Onlan her yerde. her iliskide. herkese açık Hıtmalı. önermeli. her fırsatta armağan etmeliyiz birbirimize. Kuruluşlar ve kişiler olarak. halkırnızı iyi. seç k:n yayınlarla beslemeli: onlara. bilimi ve sanatı serbestçe öğrenme. yaynıa besenisini. hattâ öde\ini tattırmalıyız. Devletin eli altında ve ulusun gözü üzerinde olan nice kitaplık varsa çağımızın bilimsel. örnekleyici her türlü yayınıyle zenginleştirmeli; o yayınları kolayhkla elde edilecek ve okunacak şekilde bulundurmBİıyız. Kültür ve eğitimin çağımıza uygun. korku suzca uygulanmasj politikasını çok iyi düzenlemeüyiz. Gerçek anlamdaki yücelmeyi sağlaya c;,k olan düşünce özgürlüğü de. incelemc. öğrcnme gücü ve aydmlıklar. uyanışlar da ancak bu yöntemle sağlanır, bu yöntem sonunda söz konusu edilebilir. t. KEMAL KARADAYI Memura da sendikal haklar verılsin îşçilerin bellı örgütleri vardır. örgütler, işçilerln haülarını savunup, İşçilerın refah içerisinde yaşamalarını sağlamaya çalışırlar. (Bu SÜnkü refah ve çaba yetersizriır Hatta ve hatta hiç rienecek kadar azdır) Bumine dek ezılen lççi sııv.fı IPtid ihtılâlinden sonra elde ettiği grev ve toplu sn/lesme hakları ile az aa ul<a canlandı. örçüt?üz memur kitlesi i~e. canlılığını yitirdi. Maddi olanaklan zayıfladı. Çün kii kendilerini koruyacak hiçbir örgütleri yoktur. Me« n.urlar, devletin koruyuculıısu altındadırlar. Devîet, memurlarını koruma görev:nı yüklenmıştir. Ama sereâi gibi koruyuculuk görevini yapamıyor. Çür.kü yöneticiler, toplumun gerçek dertlerivle değil, yüzeySPI işlerle vakit öldürüyorlar. Sosyal adaieti gerçekleştirmeye çaba harcamayıp »yınm yapmak yarışındadırlar. Balyoz harekâtından önce memurlann sendikası varrh. Bu sendika sesini pek duyuramıyordu. Fakat bir atılı? sayılabilirdl. Balvoz hareki^ı tle en büyük darbeyı memurlar vedı. Memurlar güç durumda bırakıldılar. aralanna nifak sokuldu, sürüldüler ve ezildiler. B J eziklik bugüne dek devam etö ve etmektedir. Işte öğretmenlerin durumu: ÖSretmenler, pahalılığı protesto etmek ve sendikal haklan elde etmek için toplantılar düzenledıler Bu toplantılarcfa fikir sustu. kaba kuvvet konustu... Kaba kuvvet destek gördü Bu örnekten de anlaşılacağı gibi sendikal haklar verilmemesl İçin direnç gösteriliyor. Bu direnç ne zamana kadar devam edecek? Maddî yörkden acınacak durumda olan memurlar, şamar oğlanı durumundadırlar. Falyoı harekâtından sonra gelen hükümetler esaslı girlştmlerde bulunmarfılar. Memurlar arasındakl ayınm gittikçe arttl. Bu ayınmı hangi parti düzeltebilir? Hiçbir parti düzeltemez. Memurlara sendikal haklar verilirse, kendi durumlannı ancak kendileri düzeltir (İşçiler eibi). Aksi takdirde ezilmişlikten kurtulamazlar. TEMLR ÇAUŞKAN Ticaret anlaşmazlığı AET komisyonuna geldi Türkiye'nin Avrupa Ekonomik "opluluğu nezdindeiu daimi tem ilciliği, AET komisyon yetkili2ri ile birlikte hazırladığı muhırada, pamuk ipliği ithalâtını ıısıtlayan İngiltere'ye karşı uyulamakta olduğumuz ihracatı asma tedbirlerinin ka'.dırılmasııı istemiştir. AET daimi temsilUiğimiz, bu konuda alınacak :arann «Gizli bir bildiri ile AET Comisyonuna» iletilmesinde isar ederken, Dışışleri Bakanlığı ngiltere ile aramızdaki pamui: pliği sorununda, ortaklık ilişkierimiz çerçevesinde, «er veya geç >ir uzlaşmaya vanlması inancınlayız» demiş, muhtırada sözü elilen ilkelerin İngiltere tarafmian yerine getirilip getirilmeye:eği konusunda ise «Şu anda dala sarih bilgi sağ!anmasmın Yalçın DOĞAN mümkün olmadıtını» bclirtmıştir. kaldıracak, fakat istatistiki verileri elde bulundurmak amacıyla her talep sahi'oi ithalâtçıya sınırsız lisans verecektir. Buna karşılık Türk bükümeti İngiltere'ye müteveccîh pamuk ipliği ihracatının 1974 seviyesinin yüzde 106 sını aşmamasına pajTet göstereceğine dair bir iyi niyet beyanında bulunacak ve aynı zamanda aldığı misilleme tedbirlerini yürürlükten kaldıracaktır. Türkiye, bu taahhütleriTii. AET Topluluguna bir gizli muhtır» ile bildirecektir.» Elde edilen bilgiye göre, yukandaki öneri Türkiye'nin AET nezdindeki temsilciliği ile diğer Tedbirler Bundan bir süre önce. tngiltere'nin Türlnye'de yapmakta olduğu pamuk ipliği ithalâtını kısırlaması üzerine, Türkiye tngütere'den satın almakta ve îngiltere'ye satmakta oldufu bazı ürünlerde, karşı tedbir olarak, kısıtlama yoluna gitmiştir. Bunun üzerine koou Avrupa Ekor.omik Toplulugunda ele alrnmış ve AET Komisyonu bir öneri hazırlamıştır. Öneriye göre, «lng:ltere pamuk ipliği ihracatımız üzerindeki kısıUayıcı tedbirleri komisyon üyeleri tarafından ortaklaşa hazirianmıştır. Onerinin «açıkta mevcut anlaşmalara aykın bulunduğunu» açıklayan yet kililer, «böyle bir tutumun kabullenmesinin düşünülemiyeceğini» bildirmişlerdir. Onerinin «Türkiye'nin kendi kendini kısıtlama yolunda bir nitelik taşıdıgmı» belirten yetkililer, «AET' ye gizli ya da açık bir muhtıra verilmesi. bir yandan bakanlıklararası ekonomik kurulun bu konudaki karanna, öte yandan da mezkur karara dayanılarak alınmış olan mukebil teisıtlama tedbirlerinirı tUm gerekçesrne ay kın niteliktedir» demışlerdir. Böyle bir muhtıranın verilmesi halinde Belçika, îtalya ve Hollanda'nın da benzer bir garanti elde etmek için başvuracaklarinı hatırlatan yetkililer, etingiltere hükümetinden, pamuk ipliğindeki kısıtlama rejimine, belirli ve yakırj bir tarihte son verileceğine dair kesin taahhüt alınmadıkça, Türkiye'nin kendi ihracarmı kısıtlama yolunda yazüı taahhütte bulunması, şimdiye kadar alınmış olan karar ve uygulamalara aykın olduğu ölçüde, ülke çıkarlan ve ihracatımız açısından da zararh görülmektedir» demişlerdir Hııkuk Bürolan Sorunıı Öteki mesleklerde olduğu gibi, savunma mesleğinde de toplu çalışmaların yaran açıktır. Çözülmesı gereken bir hukuki sorun hakkmda. büroda çalısan tüm avukatlar kanılannı söylemeli. karşı görüşleri eleştirebilmelıdir. Böylece, sonuca en kısa ve elverişli yoldan varmak mümkün olacaktır. Bunun ise adalet içta olan yararlan açıktır. Oysa patronaj yöntemi Ue çalışan huk\ık bürolannın adalete hiçbir yaran yoktur. Bu tür bürolarda son söz patronda olmakta, tüm kararlan o almaktadır. Başarılar patronun. başansızlıklar, hatalar ise büroda çalışan avukatlanndır. Patronun istemi Iteerine yapılan işlem hatalıysa, bundan da sorumlu olacak, üzerine suç yüklenecek kimse yine, büroda çalışan avukat olmâktadır. Bazı hukuk bürolannda avukatın hiçbir takdir yetkisi yoktur. Büro sahibi ne derse onu yapmak zorundadır. Örneğin, duruşmada, keşifte, hacizde, satışta takdir yetkisini kullanamayacak düşündüğü şekilde hareket edemeyecektir. Satış mahallinden telefon ederek, yapılan taksit taahhütünu kabul edip etmemeyi soran avukatlara rastlamak hiç de zor değildir. Yarar görmeyeceğini anlayan, haciz sırasındaki koşulları da nazara alarak, patronun talımatına karşın muhafazaya gitmeyen avukatın, ücreti kesilecektir. Eğer adalete hizmet için, uygulamanın en iyi yolu bulması için çalışan bir avukat ise, çareyi en kısa zamanda bürodan ayrılmada bulacaktır. Bu tür devinimleri düzeltmeye ne denli çalışırsa çalışsın, patrona yakın görünen arkadaşlan nedeniyle başarıya ulaşamıyacaktrr. Adalet için çalışması gereken bu tür bürolar, kendi içinde haksızlıklar yaparsa, mesleğe ne denli yararlı olacaklarım takdir etmek güç değildir. Otması gereken hukuk bUrolarında, tüm avukatlar söz sahibi olmahdırlar. Kanuna uygun olarak ortak a\Tikat bürosu kurulmalı, avukatlar eşit olanaklara sahıp olmahdırlar. AvuSatlar arasında bir iş bölümü olmalı ve her avukat kendi dalında uzmanlaşmalıdır. Tıpsı aralarında işbölümü olan Asliye Hukuk, Ashye Ticaret Mahkemeleri gibi. Avukatların, hukukun bazı dallarrnda uzmarüaşmalan halinde, celselerin boşuboşuna ertelenmesini önleneceğı. gözden uzak tutulmamalıdır. Böylece, huriuki sorun, o tür sorunları tam anlamıyla bilen yargıçlar tarafından, konunun uzmanı avukatlann yardımıyla kolayca çözülecektir. Halkın, adalet mekanizmasmm yavaş çalışmasmdan ileri gelen şikâyetleri önlemiş olacaktır. Hakkmdan vazgeçmeyl, hakkrna uzun süre sonra kavuşmaya yeğleyen hak sahiplerl, artık, bu kanılanrıdan vazgeçeceklerdir. Ve haklanna en kısa zamanda kavuşacaklannı bilmenin huzuru içinde olacaklardır. Huıruk bürolannda, avukatlar arasmda işbölümü olması, o avukatın başka fconularla uğraşmayacağı anlamına gelmez. Başka hukuki sorunlarla da uğraşacak. kanılannı, o konuyla ilgilenen avukata bildirecektir. Gereğinde, ihtilâfla yakmdan ilgilenecek, arkadaşına yarduncı olacaktır. Bu şekilde, sorun, uzman ellerde öbür avukatların yardrmı ile çözülecektir. Ortak avukat bürosunda çalısan avukat, görevini ifa ederken, kendi kanıiarına göre nareket etmeli, yarar görmeyeceğlni anladıgı zaman, başka bir yöntemi deneyebilmelidir. Böyle olmadığı zaman, hukuk bürolan adalet için değil patron için çalışmış olacaklardır. Gayesi adaletin gerçekleşmesi, haklının haltkina bir an önce kavuşması olmayan, bir tefc kişinin yaran için çalışan hukuk bürolarının topluma olan zararı ortadadır. SEDAT BAKICI AVCKAT Öneriye hükümet katılmıyor AET nezdindeki Türk temsilcisinin hazırladığı öneriye hükümetin katümayacağı öğrenilmiştir. Alınan bilgiye göre, îngiltere'nin kısıtlamaya başlıyacağı tarihe kadar ithalatımızm serbest bırakılmasına ve saptanmış olan kısıtlayıcı smırlarm aşılması halinde «esasen etken olmaktan uzak bulunan tedbirlerimizin daha da zayıflaması ve hatta kâgıt üzerinde kalması sonucunu doğuracaktır». Bu nedenle. Türkiye'nın herhangi bir karşı garanti elde etmeden, pamuk ipliği ihracatinı kendıliğinden kısıtlaması ve misilleme tedbirlerini jürürlükten kaldırması söz konusu değıldir. Durum AET nezdindeki temsil ciliğimize bildirilmiştir. YALI SAHiPLERI KAYGILl Ortaköy'deki yalı sahiplcri, Beşiktaş Kaymakamlığı ile Belediye Şube Müdürlüğü'ne başvurarak, Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından <Eski eser> kabul edilen >alıların, çevrede bulunan akaryakıt ve odun depoları ile parlayıcı madde kullanan cilâ atölyelerinin, kötü şartlar altında çalışması nedeni ile her an yangın tehlikesiyle karşı karşıya bulunduklarmı belirtmişlerdir. Yalı sahipleri. çıkacak yangınm, lstanbul Boğaziçi Köpıüsü için de tehlikeli olacağını ileri sürmüşlerdir. Yalı sahipleri >Bundan üç yıl önce yanan ve bugün odun ve kömür deposu olarak kullanüan Esma Sultan Sarayı'nın arKa bölümünde kurulan marangoz atölyesinde geçen hafta çıkan yeni bir yangın, tüm Ortaköy'ü tehdit etmiş. iki yalının daha yanmasma yol açmıştır» demişlerdir. İtfaiye ilgilileri, o gün rüzgârm lodostan esmesinin Ortaköy Camii ile diğer yalıların kurtulmasını sağladığmı açıklamıslardır. Fotoğrafta. çe\Teyi tehdit ettiği büdirüen tehlikeli bölgede kurvılmuş bir fibergîas atölyesi ile en küçük bir yangın halinde tehlikeli duruma gıreceği bildirilen Boğaziçi Köprüsü'nün binalar üzerine uzanan Ortaköy kesimi görülmektedir. ıFotoğraf: Eıdnğan KÖSEOĞLU V EF AT ENDÜSTRİ SANATLARI MERKEZİ ANONİM 5İRKETI Yönetim Kurul'undan dujTirulur: Şırkelimizin Yılhk Olağan Genel Kurul toplantısı, 11 nisan 1975 cuma günü saat 11.30'da Ayazpaşa, Gümüşsujru Caddesi No: 69'da yapılacaktır. Şirketimizin 1974 yılına ait bilânço ve kâr zarar cetvelleri ile İdare Heyeti ve murakıp raporlan toplanü tarihindan 15 gün evvelinden itibaren ortakîarımıza açık tutulacakür. G ÜN O E M : 1' Başkanlık Divanı seçimi ve Başkanlık Divanı'na Genel Kurul tutanağmın imzalanması burusunda yeıki verilmesı. 2' Şirketın 19Î4 yılı hesap ve denetçi raporlarının okunması, 1 3 Sirketın 1974 yılı bilânço ve kâr / zarar hesabının ıncelenip onaylanması ve Yönetim KuruJ'u ile denetçinin imzası, 4: Idare Heyeünden boşalan yer için. îdare Heyetince görevlendirilen bayan Judith Lee üluğ'un tdarp Heyeti üyeliğinin tasdiku 5' Şirket ana sercnayesinın arttırıiması bususunua görüşüimesi, 6) Dilek ve teklifler. Merhum Halil bey ve merhume Hamide hanımın oğlu, merhum Sabri, Aziz Ökte ve Feriha Kuban'ın kardeşi, Hatice ökte'nin eşi. Aydın. Aylâ. tncı Ökte'nin ve Yıldız Arkun'un babası. Büge Ökte ve Namık Arkun'un kayınbabası. Özgür Serap ve Şeref'in biricik dedesi Em Pivade Albay OKUYUCU MEKTUPLARI Yalnız Cumhurbaşkanına güveniyoruz, sesleniyoruz Olaylar çok nızlı gelışiyor .. Kendüerıne komando diyen gözlerı dönük, eli silâhlı, meczup saldırganlar, ıyiden iyıye azıttılar ışı. Başbuğlan, bayrakları, Morison Süleymarj ğabeyleri bırlik ve beraberlik âyınlerıyle halkm başrnı ıöncürmeğe uğraşalıdan beri, işin rengi de, rengın tonu da bir haylı değıştı... Üçüzler Mc Carthy ile ae bırleşınce silâhl) kullarım, gurkalarını yeni bıı egitımden geçırmeğı öngördü ler... Şımdı artık judoyla, karateyle yetinmıyorlar. Önemli öğreticiler gözetiminde keskin nışancılar yetiştıriliyor artık Hem de halkm çocuk larını tıalkın gözlen önünde birer bı rer kurşunlamak ıçın!... Ünıverslte baskınıarı, yurı ve sokak saldırıları had sathayı buldu... Bu durumu protestoya fırsat bulamadsn devrim şehitlen lıstesine Hüseyın Örek ve Şahm Aydın katılmış oldular. Hemen arkasından 6 ocak günü Mehmet All Eren ve Hüseyin Şakuı kurşunlandılar:... Henüz hastanede olan bu son ikj devrimci gencin durumu hâlâl tehlikeli!... Öğrerci babalan olarak bu vurdumduymazlığrmız, bu şaşkınlığımız sürerse kurban yavnılanmızm sayısı kabardıkça kabaracak!.. Bu şikâyetler dinleninceve kadar daha neler neler beklenebiltr... Tezgâhlanan oyunlardan birinın içyüzünü şuraclkta sergüersem, dramın dehşeti kanımca daha iyi anlasümış oIacak. Ancak bunu yazma olanağı vok tlgili makarnlar sor&rsa elbette söylenz. M. Ali Ereni vuran saldırganlarm kim olduğunu herkes biliyor. Mağdurua. «P»ni vuranlar bunlardır» d'yerelt yakalattırıp Beyazıt Karakoluaa getirttıgl iki kışlnin üzerleri aranırken oe bulunuyor bakalım: tkıslnm üzerınde de, bin lıranıo üstunfle o güntcü hızmetlennın tarşılıjı Danknottar. Birınln ü?erınde resmi Isımlıfc!.. Slmaı aKla geleDilır sanıülaıın üzerltıdek] oıuer üranın o suntîü hl/.metlerme Karşılt: olduğu oereden anlaşılıyur? İki ayn kışınln üzenndeld para tnıktannın eşıt olması tesadüf mü dersiniı? Şımdl an iadımz roı triyumvlrlilin gurkalanna paranın ncreden venldıgın) Bı» ratandaş olarak üzüntümü» sonsuzdur: Can güvenlıSımiii Koliayacak ku'.lerdeo urnudumuz kesjktır Sayın îçişlert B KamndaD umudu ttestik Blr tek eüvencemiz Curnhurbaşkanımızadır Ahmet KKEN HAYRi ÖKTE Ü4.J.1975 günü Hakkın rahmetıne kavıışmustur. Bugün Hacı Bayram Camiinde kılı•ıacak öâle namazından sonr: topraga verilecektir Allahtan rahrr.ei dilenz AtLESt Cumhuriyet 2293 Ahlâk dersi diye okutulana bakın Biz Istanoul'un Dır lısesınden üç ögTencıyiz. 9. Millî Egi tim Şurasınm karanna göre oKullara ahlâk dersı konunca bı ze de «İmarn Hatip Okulu ve Yüksek Islâm Enstitüsü mezu nu bir öğretmen üu ders tçın atandı. Ilk dönemde bıze «Kur tuluş yayınlannnın DII Kitanm. aldırtarak okuttu. Ikıncı dö nemde ise değışik bir ders ış liyoruz. Konumuz filozoflar Öğretmenimızın bn Konuda an lattıklarından bir Dölümü j^yle: «Filozoflar içinde bulunduklan Koşullardan likırlenni geliştirmişierdır. Ingiliz dinsızi Russel papazlardan eziyet çektıği ıçın dinsız olmuş, Marx mali Ounalım içinde bulunauğu ıçın maduecı olmuş, Darvvin babasrndarj çok dayak yedıği ıçın ınsanın maymundan geldiğiıvi söylemiş, Preud güdük Ra! dığı için yaşamı sekse bağlaıv.ış tır.» Işte. Istanbul'un meşhur bır asırlıK hsssınde orta üçüncü sı nıfta oku'ulan «Ahiâk» ders' au. Adı saklı öğrenciler Sahibinden SATILIK j ) Triportör j Tel: 23 71 72 (Cumhuriyet 2287) (Kunea: 1UU4) 2292 KAVIP Şebekemi kay'oettim Hükümsiizdür. Murtaza DLKSLN