23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
• Sahibt: Cumhurtyet Matbaacılık ve GueMdllk TA3. adın». NA1MR NAOİ • Genel Yayın Müdürü OKTAI KUBTBÖKE • Sorumlu Yazı [şlen Müdürü: ÇETfN ÖZBAYRAK • Basan ve Yayan: CUMHURÎYET Matbaacılık ve Gazetectlik T.A.Ş. Cagaloglu, Halkevi Sok. No: 39 41 TELGRAt . e MEKTÜP »dresı: CUMHURtYET ISTANBÜL Posta Kutusu: Istanbul No: 248 Telefoniar: 22 42 90 22 42 96 22 42 97 23 43 M 33 «2 9» TASASTNA " *HI>AK TASASTNA ^ v ^ u ı v ı n u n ı r c ı UYMAYI r*AHHtT EDER * • BÜROLAR: Ankara, Atatürk Bulvan Yener Apt. Yenişehir. Tel: 177477 255701 • IZMİR HaUt Ziya + Bulvan No. 65. Kat 3, Tel: 31230 24709 • GÜNEY * ÎUeri: Atatürk Cad. Ugurlu Pa«aJ, Tel: 14550 19731 O l IIUIUIIDSVCT B A B T ABONE »e İI.AN AYLAR: 12 0 3 l Yurtiçi 540 27U 135 45 YurtdlSl 810 405 202 (57.50 ÜlJce gruplanna ve agırlı*uıa pöre, uçak farkı okuyucu taraftndan ayrıca ödenlr... Başlüt (MAKTTJ) ... 2 i ve l Sayta (fc'annml) „. . 4, 5 6 Sayta (üantımı .. .„ ölüm Mevlıd 1'esekKur <k Santimi) ! Nisan. Nikân Evlenme, Doguno .„ ... Kayıp (KELÎMES!) • • • ııMLSI) ... .„ . m S5U Ur» IVl * 120 > 3UÜ » T AK V i M 8 ARALIK 197S îkindj Güneş Ogle 7.11 12.1)6 1428 Yatsı Akşam tmsak 16.41 18.19 5.77 225 4 S. » » » ULUSLARARASI (Bastarafi 1. Savfada) «îstihdam, büyüme ve temel gereksinmeler» isimli raporda az gelişmiş ülkeler için yeni bir kslkınma stratejisi önerilmekte ve geniş halk kitlelerinin temel gereksinmelerinin küçük iiretim birimleriyle karşılanarak işsizlik ve gelir dağılımı sorununa çörüm getirme denemesine girişilm«ktedir. üluslararası ekonomi kurumlanrun amlan önerilerini repkiyle karşılayan Devlet PlanIsma Teşkilâtı uzmanlan, bu rür bir kalkınma stratejisinin uygulanmasının ekonomik kayr.aklann geniş halk kitlelerini ilgilendirecek «Yeni ekonomik kurumlara» kaydırılması sorununu doguracağını ve bunun «Yeni bir siyasal tercih» olacagını ileri sürmüşlerdir. Uzmanlara göre, yeni ekonomik kurumlsnn, üluslararası kuruluşiarm istedigi yönde gerçeklestirilmesi «Türkiye'yi teknolojik ve fınansman yönünden daha dışa bağımlı hale getirecektir.» Enwji v* | d i r dağılımı Anılan raporun ilk bölümünie az gelişmiş ülkelerin istih1am sorunu ve gelir dagılımmiaki dengesizlik özetlenmekte . e bu dağılım sonucu «Gerek • ar, gerekse kent kesiminde ikii istihdam yapısı oluştuğu» beirtilmektedir. Daha sonra da UT ve kent kesimi işletmeleri jirbiriyle karşılastırümaktadır. Raporun bu genel verilerine rürkiye açısından yaklaş'.mda julunan DPT uzmanlannın variıgl yargı şudur: «Yürütülen ekonomik ve teklolojik iljşkiler nedeniyle, geiişniş tilkeler. az gelişmiş ülkeleri üks tüketime sürüklemekte ve lunun sonucunda tüketim mslan üretimi önemli düzeye 'ilaşnaktadır. Türkiye'de 1975 yıl'na imalât sanayiinde yaratılan retimin yüzde 55.6'sını tüketiın naiları sanayileri üretimi meyana getinrıektedir. Hammaddeıni tanmsal Urünlerin oluştıırugu tüketim mallan sanayilerine çalısanlar, tanm kesiminde alışanlarla birlikte Türkiye'de jplam çalıçanlann 2/3'ünü o!usjrmaktadır. Üç milyon ailenin ğraşı alanı olan tanm kesımıne ise. 9 milyon kişinin çaljşrıı görülmektedir. Tarımda calı^nlann yüzde 94"u geleneksel • ntn i$lerinde ücretsiz aile iv ısi ve kendi hesabına çahşmakidır. Cüce tipli işletmelerde böinme ve u/alanma, büvük tipli tnm ışletmelerinde yoeunlasen ırımda ikili yapıyı meydana gerirken, tanm işçilerinin îçık e gizli işsizlerin çoğalmasına eden olmaktadır.» Tarımda makinalaşma ve isletıe ölçeklerinin büyiimesinin, ıv hdam yaratma olanaklannın yaışlattıjfını belirten uzmanlar. 3u egilim kentlerde türedi isrde çalışan kîsneTi açık issizlis doğru itthektedir. Kentlerde :ocTem tipteM sanayi ve hizet isyerlerinde çahsanlar. tot>m çalışanların yiizde 55'ini, vemtiligi düsük türedi ijlerde ca=anlarsa, yüzde 33'ünü olusturaktadır» demekte v« ju ıonuı varmaktadırlar: «Yuk&nda açıklanan geliîmer sonucu, gelir dagılımındaki itsiîlik süreRelmektedir. Yapın çalvmalara göre. tlst dilimrde bulunan kişiler mutlak ve ansal olarak eelirden daha ıvük paylar alrnaktadırlar. Diiık gelir dilimlerinde ıse, fakirc daha da artmıstır.» DPT uzmanlan, bu görü$ü eleş tirerek «Gerçekte içgücü, sermaye ihracı ile birlikte düşünülme yen. ayrı konulardır^ demekte ve düşüncelerini şöyle sürdürmekte dirler: «Sermaye ve insangücü ihra cı, gelişmiş ülkelerin karşılaştın lan yapısal sorunlan, az geliş miş ülkeler üzerinde çözünı ara maktan başka bir şey değildir. Sermaye ihracı ile gelişmiş ülkeler yatırım mallan için yeni pazar yaratırken, yetişkin insangücü ihracıyla da işgiicü sonınlarına çözüm aramaktadırlar. Bir an ıçın sermaye ihracı füt ri kabul edilse bile, gelecek ser mayenin plan ve programlarda belirtilen alanlara gelip gelnuyecegi, iş hukuku, vergi hukuku alanlannda karşılaşılacak so runlann nasıl çözümlenecegi bü yük güçlükler tasımaktadır. Ay rıca. bu politika Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında belirtilen amaçlardan biri olan, dışa bagımlılığın azaltılması ıikesıne de aykırı düşmektedir. Bunların dışında, çok uluslu şirketler sorunu sermaye ihra eıyla bağlantılı olarak, geldigi ülkenin gelir dağılımını, istihdam koşullannı ve teknolojisini olumlu yönde etkilememektedir.» DPT uzmanlan, yazdıklan eleş tirinin sonunda üluslararası ekonomik örgütlerin, kapitalist ülkelerdeki ekonomik bunahmı. az gelişmiş ülkelere transfer etmek için, yeni yeni önerilerle geldiklerini ve bunu da o ülkenin yaranna imiş gibi göster diklerini belirtmektedirler. Meclis (Baştaralı 1. Savtada) revi fle Yigıt Köker'in de aralar:nda ouıundugu oazı senatorler, Senato Başkanı seçımınde Kuraim saptanmasını ıstemektetürler. Seçimler Mecliste olduğu gibı Se nato'da da yarına bırakılmakla birlikte Senato'da AP'nın henüz belirlenmiş bir adayının bulunmadığı bildinlmektedir. Bazı AP lı senatorler. centilmenlik anlaşmasına uyuimayışını eleştirmekte. «Kural bir taralta nasıl işlerse. öbür tarafta da işler. ne yapacağımızı b.iemez duruma geldik. demektedırler. AP'de soz sahıbi olmuş öır yet kili. .Meclıslerde Baskan seçılemezse hükümet çatırdar ve bunun sonu erken seçıme kadar gider» demiştir. Meclis ve Senato Başkanlığı için turların yarına fcnrakılmış olmasıyla bırlikte, bunlardan y» rın da bir sonuç alınamıyacagı ve başkan seçimlerinın bayram ertesıne kalacağı üen sürülmek tedir. MSP'lilerden Hacca gidecek milletvekıli ve senatorler arnk daha fazla bekliyemiyecek lenni bildirmektedirler. Bu arada MSP'lilerden bazUarı, «Dur» karannı dinlemiyerek Hacca «pt mişlerdir. Ote yandan. Meclis't» bagımsız milletvekili Kemal Zıya Öztürkün başkanük adayiıguun artık soz konusu olmadığı, aday olsa bile adayiıgının öneminı yitirdiği ileri surüJmektedır. Alı nan bilgilere gbre, bayram ertesmde «Centilmenlik anlaşması» konusu yeniden tartışüacak'tır. fcerif'in («ğrısımn yıırkılın CHP GeneJ Başkanı Ecevit'in, dun gazetelerde çıkan «yumuşama» çagrısı, ılımlı AP'liler arasuıda oldukça olumlu karşılan mıştır. Ecevıt'in çağrısı, AP'ye «Rejtm konusunda sorumlulugu hatırlatma» nıtelıgınde görülmekte, AP'nin MHP ve MSF nin oyunlanna artık gelmemesl nin akıldan çıkarılmaması nitelıfinde yorumlanmaktadır. Bununla birlikte soz konusu çağrının AP ile CHF'nln ortaklık kurmasına kadar gidecek bir nitelik taşıyıp taşımadıgı ko nusu da AP'liler arasmda tartışılmaktadır. Öte yandan CGP TUrkiye Millet Meclisi Grup Başkanlığı, Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi Başkanlarının deıhal seçümesi için, bütün partileri uzlaşmaya çağırmıştır. CGP Genel Başkanı ve Basbakan Yardımcısı Feyzioğlu. partisinin TBMM grubu adına dün yaptıgı çafrıda, partilerarası gerekli temasların bugün başlaması halinde, her iki mecliste başkan seçimlerinin, salıya ya da çarşamba günü sonuçlanabilecetini belirtmiştir. Dı; tkırtt Uluslararası Ekonomik örgiltin raporunda dış ticaret açııdan, az gelişmiş ülkelerin e;k yoğun mallar üreterek, ken .erine mukayeseli üstünlük sağ •abilecekleri ileri sürülmekte. Bu savı eleştiren DPT uaınlan şöyle demektedirler: Genellikle tanmsal ürün ve •ıma dayalı mallan emek yon tekniklerle işleyerek dünya zarlanna arzeden az gelişmiş celerde, raporda açıklanan ge ımin hıç de görülmedifi ortadır. Düşük gelirli ülkelerin. nya pazarlannda daha lazla layi ürünleri satarak ihracat irlenni çogaltmasının, geniş lelerin temel ihtiyaçlannı karlyacak kalkmma stratejisiyle şanlması son derece giiçtür. nkü emek yogun tekniklerle îtilen sanayi ürünleri dış piya arda, ileri teknolojiyle üretiıler karşısında her zaman saoİ8nakları bulamamafa mahmdur.» Ijgücü hareketleri Jluslararası örgütlerin rapoida işgiicü hareketiyle ilgili oak. dış giiç alan ülkelerin, bu n yerine sermaye ihracı politi sına yönelmeleri önerilmelcte (Batttrafı 1. : liğini yine NATO içinde arayacagını bildirmiştir. NATO'nun bugün başlayacak Askeri Komite toplantısında Türkiye'yi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sancar, ittifakm s^ııınma konulannın ele alınacağı Savunma Plânlama Komitesinde Milli Savunma Bakanı Perit Melen ve II 12 arahkta toplanacak Bakanlar Konseyi toplantısında da Çağlayangil temsil edecektır. ABD Dışişleri Bakanı Kissin ger'in, bu toplantüara bir plân getirmeyecefi, yalnızca toplumlararası görüşmelerin yeniden başlaması yoiunda tarafllar arasmda girişimlerde bulunacağı belirtilmektedir. ail'jn demeci Dışişleri Bakanı Çağlayangil dtln TRT'ye verdiği demeçte, «Biz Yunanistan'a bir şapka teklif ettik. Yunanistan bu şapkayı kabul etmedi. Şimdi bize daha değişik bir şapka teklif edebilir. Bu bakımdan Bitsiosla gbrüşmemizde bir engel yoktur» demiştir. Çağlayangil, Türkiye'nin NATO' ya bağhhğmda farkh bir tutumun söz konusu olmadığını belirtmiş, «Türkiye yine guvenliğini NATO içinde aramaktadını demiştir. NATO içindeki yükümlülükler açısından ise ayrı şeyleri söylemenın mümkiin olmadığını belirten Çağlayangil şöyle kon'Jşmuştur: «Biz NATO'nun en hassas bölgesinde otumyoruz. Türkiye'nin hem kalkınması, hem de bu hassasiyetin gerektirdiği ortak yükümlülükleri tam olarak yerine getirmesi mümkün değildir. Bu yüzden Türkiye ye yardım vadedilmiştir. Eğer Türkiye'nin NATO içindeki geniş taahhütlerini yerine getirmesi ve ortak tesislerin kurulması için vadedilen destek temin edilmezse, Türkiye kendi imkftnlan ve ölçüleri içinde bu taahhütlerini yerine getirmek mecburiyetindedJr.» Ambargo kenutu Amerika'nın ambargoyu kısmen kaldıran kanunda Kıbrıs'ta olumlu gelişmelerin Başkan Ford tarafından 60 gün süre içinde bildirilmesi hakkındaki şartın gerçekleşmemesi karşısında Amerika'nın yeniden ambargo koymasınuı bahis konusu olup olmadığı şeklındeki soruya Çaglayangril «Kanunda böyle bir şarnn bulunmadıfım, ancak bir bilgi vermesi şeklinde hüküm bulunduğunu» ifade etmiş, ambflrgonun yeniden konması olasıhğını diişünmediğini eklemiştir. Çağlayangil, Kıbns Türk Federe Devletinin, Türkiye ile n.utabık kalmadan bagımsızlık konusunda bir karara varmayacafmı da sözlerine eklemiştir. BitJİoı ıl»}firiyof Yunanistan Dışişleri Bakanı Pitsios ise, Atina Radyosıanda Çağlayangil 'in Kıbns sorununun bütün yönlerini müzakere etmek için toplumlarara*ı görusmelerin genişletilmiş şekilde yeniden başlatılması yolundaki önerisini eieş tirmiştir. Bıtsıos, Kıbns sorununun Türk taraıının somut öneriler getirmemesi yüzünden ç:kmaza sürüklendigini öne sürmüş, Ege kıta sahanlığı sorununun da Lahey Adalet Divanına sötürülmesi yoiunda girişimlerde bulunduklarını, ancak Türk taraiının tutumu üzerine bir sonuç a';u:amadıgını eklemiştir. Bitsios. Kfte hava sahası konusunda Türk ve Yunan uzmanlarının görüşmeler yaptıklarını. son olarak Yunanistan tarafından ortaya atılan istek lerin Ankara tarafından ince!enmekte olduğunu kaydetmiştir. Yunanistan muhalefet lideri Mavros ise, Türklerin zaman kazanmaktan başka bir şey düşünmediklerini iddia etmistir. «. Kopenhag'ta Türk (Ba»lar»h 1. Sarfada) nı temsüen halk riysileri giydirilmiş üç çocuk Ecevit'e çiçek vermiştir. Sosyal Demokrat Partl Milletvekili Damsgaard, karşılamada yaptıfı konuşmada, Ecevit'i «partisinin lideri olmaktan daha da öte kişiliğinden dolayı Danimarka'da gbrmekten memnunluk duyduğiınu» kaydetmiş, «partileri arasındaki bu yakınlaşmanın geliştirilmesini» istemiştir. Ecerit'ifl konuşmaıı Daha sonra konuşan CHP Genel Başkanı ise daha önce Başbakan olarak gelmeyi tasarladığı Danimarka'ya bu kez muhalefet lideri olarak gelebıldifıni ve kurulan ilişkilerdeo memnun olduğunu söylemiştir. Ecevit daha sonra Kopenhag Havaalanını hınca hınç dolduran ve ellerinde «Oy hakkı istiyoruz, ekonomi esirlerini kurtarın» yazılı pankartiar taşıyan Türk işçilerine hitap ederek, «Gün gelecek Türkiye'de halk 0 Memur (Eastarafı 1. Savfada) sürdiirebilmesı için, katsayının (244/100x7) en az 17 olması gerekmektedir. Bu veriler ortada iken katsayı 9'da kalsm nu, 10 olsun mu tartışmalan bir yerde açıkça memurlarla alay etmek demektir. İktidar, katsayı konusundaki görüşünü savunurken her zaman olduğu gibi gene Personel Kanununun 55. maddesinin içindeki «Devletin mdli imkânlan gözör.ünde bulundurulmak suretiyle» ibaresine sığınmak isteyecek, kat sayının daha fazla artmasının mali olanaklannın devletin elınde olmadıgını ileri sürecektir. Ancak 1976 biitçesi, iktidarın ekonomik politıkası dikkatlice incelenirse bu sığmagın dayanaksızlığı açıkça ortaya çıkmaktadır. 1976 yılında iktidar 8 milyar llraya varan vergi borçlarının borçlularla pazarlıga oturularak 5 milyar lirantn affinı, borç lann 3 milyar liraya indirilmesini öngörmektedir. Bu borçlular vergileri ücretlerinden kesilen işçiler, memurlar yani emekleriyle geçinenler olamıyacağına göre iktidarın bu 5 milyan kimlere bağışlayacagı ortadadır. Verıri iadeleri, tes%ik tedbirleri srt'oi uygulamalan da gözönüne »lınırsa katsayı artışı için devletin mali olanaklannın bulunmadiRi iddiaları havada kalmaktadır. Calısanlar için bulunamıyan oianaklar sermaye söz konusu olunra varatılmakta. çalışanların hak liTi sermaveye aktanlabilmektedir» (Tiim Person Kon'un bu İspanya polisi (BaşUrafı 1. Sayfada) ı yıl hüküm giyen ve geçen tta serbest bırakılan katoliX ıip Francisco Garcia Salve de, na piinü Madrid'e döndügü ada tutuklanmıştır. Son vıliarda Ispanya'da uygutan en genis tutuklama kamlyası olduğu belirtilen DOÜS rekatlarının bütiin ülkeye yaiı*ı büdirilmektedir. )ndarroa kentinde, biri ^enc • kadın olmak üzere beş kişi ısa dışı derneK kurma ve projar.da» gerekçesivle tutukianftır. Bıro'nun isfeği )te yandan Madrid Barosu şkanı Pedrol Rius, diin akşam alet Bakamna, İspanya UluBarosunun bir karannı sunıştur. Hafta sonunda Madrid' toplanan îspanyol Barosu, karannda, tehdişçilikle müîele için kanun hükmündeki rarnamenin yeniden gözden ;irümesini ve deâiştirilmesini» »mektedir. spanyol Barosu, özellikle ory* karşı işlenen ve askeri cekanunu'nda yer alan tedhiş reketîerinin dışındaki hareketin doğrudan doğruya ceza kanu cerçeresinde islem zör KENDİ UÇAGINI fâKENDİN YAP iktidar olacak ve dinlemekten bıktığınız sorunlar, halk iktida nyla sona erecek» demiştir. Işçiler, Ecevit'in konuşmasını sık sık «Bagımsız Türkiye» slogan larıyla kesmişlerdir. Işçilerle görüjtii CHP Genel Başkanı dün Türkiye saatiyle 10.30'da Danimarka BUyükelçisi özdemir Yiğit'i ziyaret etmiş, daha sonra Danimarka, İsveç ve Almanya'da çalışan Türk işçi temsilcileriyle 2 saat 15 dakika süren bir görüşme yapmıştır. İşçilsrin tüm lorunlannı teker teker not eden Ecevit • CHP. tek başına iktidar olduğu zaman bu sorunlarınızı çözümlemek için elinden gelen tüm gücünü kullanacaktır» demiştir. Hasan Esat Işık'la. daha önce buraya gelmış bulunan Orhan Koloğlu ve Doç. Bilkay Kuruç'un da katıldığı toplantıda işçiJer, Türkiye ile İsveç arasında sosyal güvenlik anlaşması olmadıgını, îsveç'te çalıştıktan sonra Türkiye'ye dönüşte bu primlerinin SSK'ye devredilmeyerek bu paralann adeta «hibe edildiğini» (Baştarafı 1. söylemişlerdir. tabiî hakkı olan halk oylamasını D«vl«( glrijimi ij»«)i!w muhakkak yapacağım bildiren Bu arada geniş yatınm potanDenktaş, linlerce Kıbnsü Tür»iyeü bulunduğu halde Türk işkün izledigi Değirmenlik konuş çilerinin Türkiye'de yatırıma gimasında dünyaya da seslenerek rişmekten çekindiklerini ileri sü şöyle demiştir: «Bilmelisiniz kl, Kıbns Mak* ren işçi temsilcileri, Almanya'da rios'un defildir. Kıbns, Rum özel sektör girişimlerinden «ağız değildir, Yunan değildir. Bu gtr larının yandıgını», bu nedenle ancak devlet girişiminde yatıçeği sörmeleri için halk oylaması yapacafız. Eğer hallc oylama rımlara katkıda bulunabileceklerini soylemişlerdir. sından sonra Makarios, bildıji Konut ve çocuklannın okul soyolda giderse ayn olarak bagimsızlıgımızı ilân edeceflmizi söy runlarına da deginen işçilerden biri «Bugün ben derdimi Ecevit'e ledim. Hiç şüohe yoktur k1, son anlatabıliyorum ama, ne yazık adımlar atılırken, her adımda olduğu gib.. Türkiye ile elele, TUr ki. aynı rahatlıkla Türk Dolisine. kiye ile yanyana, anavatanın des maliyesine, gümrügüne anlatateği ile ilerleyeceğiz. Kati ve nı mıyorum» diye konuşmuştur. «Hangi ulusun rılamiajıyız» hai zaferden eminim. Haklarımızı yitirmeyeceğimizden eminim.» İşçiler, Danimarka'da ıy76dan Denktaş, Türk askennin Ada' itibaren yabancı işçilerin mahallî dan tam banş olmadan gitmeye seçimlerde oy kullanabileceklericpgini ve Türk toplumuna tam e ni. ancak Türkiye'deki seçimler için oy kullanamadıklarmdan vaşitlik hakkı tanınmayan bir makınarak «Acaba biz hansi ulusun sada da banş şartlannın görüşüvatandaşıvız?» demişlerdir. lemiyecefini söyleyerek şöyle deBu konuşmalar üzerine Ecent vam etmişttr: cBu döîöncelerledir ki. halk oy şöyle konuşmuştur: «Elbette bir gün Türkive'de larr.ası yapmaV «ııretiyle riı'ınya'.n. halk iktidıırı kurulacak. halkın Kıbns Türkü'nün ne istedigıni acıklaraak zamanımn geldiünı sin somnlannı çözecektir. Bugünkü ledim. Halkoylaması. Türkiye'ye hükümet polıtikayı beliTİi bir rev reye maletmek istiyor. Halkın bir k*fattıfma değildir. Bu. dfirtyüzde 60"ı köylü ve politikacıvla yaya. Makario*'un Türk tooHımu dört yılda bir kez karsılaşabiHnun bagımjızlifiında « « hakfci olyor. Oysa sermaye çevreleri, Anamadıjını ve sftz hakkı oH'.'S'iırı dolu kulüplerinrie devamlı temas iddia ettiJH sürece banş olamaya halinde. Bu nedenle işçi sendikacağını ispat için eereklidir.» (a a> lan da siyasf yönlerini ırtavi koyabilmeli. kooperatifçilik seliştirilerek ekonomik güç kazanan halk. politikada da agırlıgını koyabilmelidir.» Ecevit devamla «Türk toplumu artık demokrasiste yasamay; reddsdij'or. ama hcnüz demokrasi içinde yasamak için araçlar eejj«memiş. Buna çalışıyoruî» demiştir. B*l«diye Bıjkanıylı jorujlü CHP Genel Başksnı Ecevit daIsstı ha sonra Kopenhag Belediye Başkanı Urban Hansen ile BÖrüsTrsüs PARtS Prans» Di«««<ı»ri Batür. Ecevit bu görüsmede Türk i«çüerinin sonınlarını. bu arada Jcanı Sauragnsrçues. Kıhn* »oözellikle konut sorunıınu Ba?k3runu Konusıınd» T»ITIII WT «oru rtnersMinp »erdıfi scTStt»» «Fran na iletmiştir. CHP Genel Başkanı ve bereberindekiisr yemckten s« da, AF1 ortaltlıın eiw Kıbsonra Belediye Başkanı Hansen'rtsn toplumlara KıBns OiTnhıırıen mihmsndariığında şehrin raye'i cerçevestnd**! ııtşkilenm rıhi ve mristiî? yerlerini ge7.mişdiiîenleymf'lîien Dirinii zor!» *alerdir. Ecevit. bu arada S?mt bui eftırmelı nlyetınde aefiıidır» Müresini gezmiş, 17. yüzyıl Hollanda ressamlanmn vapıtlanyla SosyaHst ilgilenmiştir. rtnden Alam Vıvıen'in «Kıons Danimarka Bajbikmı hasta Cumhunyen'nin parçaıanmasmı Hnlemelc amıırıvls nflkümetın eıBu arada propramda deâişiknşımlennı «grpnmek :sf<»rii*inı» lik yapılarak Ecevit'in Kültür Ba1S ekım 1»7S jrllnlU »«nıı vtru ökanıyla görüşmesi ertelenmistir. Danimarka Başbakanı Anker Jordan 5 aralık 1975 giinü verilen gensen'in de viriirtik bir vakayanıtta ayrıca, şunlar eklenmekdan ötürü beş gündenberi hastrıtedir: nede yattıft, bu nedenJe Ecevit'i karşılamaya gelmediği büdirilmiş •Fransa, 1974 yazı bunahmmtir. Danimarka Başbakanı »nuh(Baftarafı 1. Sarfad») dan bu yana. ilk başta Kıbrıs'ta temelen Danimarka Türkive adamlanyla jandarmalar aras;n banşı sağlamak. sonra göçmenle dostluk gecesine ve Ecevit'le yarin durumunu hafifletmek ve ni da silâhlı çatışma çıkmıştı. Savpacagı görüşmeve katılamayacakcmm da olay yerinde bulundugu hayet anlaşmazlıgın adaletli ve tır. sürekll bir çözümümi elde etmek çatışmada, Ahmet Adıyaman'ia Ecevit'e güvenlik tedbirleri ola için çalışmaya devam etmektealtı jandarma ölmüştü. Bu ararak üç sivil polis tahsis edilmişda Savcınm, aşiret reisini yatıs dir. Bu girişimJer ilgili hükiimler madan önce tokatladığt öne sü nesdinde ikili temaslar çerçeve tir. Danimarka basını da, Ecevit sinde yapılmaktadır: Birleşmiş riilmüştü. ve partisiyle ilgili geniş yayın Gemerek'e iki ay önce »tanmış Milletlerde Kıbns sorununun Gü yapmaktadır. venlik Konseyine veya Genel Ku olan Savcının öldürülmesınden Ecevit YuijosUrya'yı dıvet edildi sonra Sivas Valisi Ali Kıza Ya rula her getirilişinde ve her üç CHP lideri Kopenhag'a giderradanakul, Sivas Emnıyet Müdü ilgili devletin üyesi bulunduğu ken uçağının Yugoslavva'nın başrü ve Cumhuriyet Savcı Yardım AET'nin üye ülkeleri arasındaki kenti Belgrat'a indiği sırada, bucısı Rüstem Bayram. iUeye gele siyasal işbirligi adına da ele alın rada Yugoslavya Sosyaüst Bi'Mgi mıştır. rek sorufcturma yapmışlardır. Başkar.hk Divanı üyesi \lekOlaya hemen el konmasına rağIşte bu çeşitli biçimler al sandr Bakoçeviç tarafından karmen, katil veya katiller konu tında hem yatıştıncı bir etkisi şılanmıştır. Ecevit'le bir süre «ösunda hiçbir ipucu ele feçirile olmuş, hem de bir çözüm yoluritşen Bakoçeviç, kendilerinin de memiştir. Ancak, Hakkârideki nun çerçeve ve ilkelerini sapta İskandiniv ülkeleriyle devamlı olaydan sonra, Diyarbakır ve Ur maya yardımcı olmuştur. Şu an ilişki halinde bulunduklanm, sos fa'daki yakınlaruıa Savcıyı teh da ise, iki topluluk temsilcileri yaiist partilerle ortaklaşa tırosdit eden ban mektuplar jjönde arasında BM Genel Sekreterinin ramlar düzenlediklerini belirtmıs, rildiği ilgililerce bilindi&inden ci gözetimi altındaki görüşmelerin Ecevit de. Yugoslavya'nm tskannayet olayımn Jirki aşireti men ilerlemesini kolaylaştırmak ama dinav ülkelerindeki işçilerınm suplannca düzenlenmiş olabilece cını gütmektedir. Bunun için de sosyal haklan üzerinde durmusği ihtimali üzerinde durulmakta bir yandan ilgili tarafları. tek tur. Bakoçeviç daha sonra CHP dır. Bu bakımdan. olaydan sonyanlı girişimlerden vazgeçirme liderine önceden iletilen davetlera ilçeye jfiriş ve çıkıslar kontrol rmi tekrarlamıştır. Ecevit ise. işaltına aluımıştır. Soruşturmayı, ye çahşırken, bir yandan da Kıb lerin istediği gibi gelişmesi harıslı Rum ve Türklerin yasal Gemerek'te görevlendirilen Sivas linde önümüzdeki ilkbaiıarda daSavcı Yardımcısı Rüstem Bay çıkarlarını gözönünde tutân si vete uyabilecefini söylemiştir. yasal sorunların tümünü içine ram yürütmektedir. alacak bir çözüm için kesin öne riler getirmelerini teşvik etmektedir. Fransa da, AET ortakları gibi (BaştaraTı 1. Savfada) Ada'daki toplumlara Kıbns Cum (Baştarafı Spor'da) çalışmaktadır. îki ucun fikir huriyeti içindeki ilişkilerini dü birliği halinde bulunduğu ikinci Feridun (6) Hasan (6), Kadem zenlej'ecekleri biçimi zorla kabul amaç ise Atatürk düşmanlığıdır.> (6), Süha (6). ettirmek niyetinde değildir. AnKADIRGA: Osman (6) • Faruk Tunç, Parlamcntonun günlericak, Kıbns'ın bağımsızhğını ko^6), Sami (7), Tayfun (6), Veli ruyacak ve Akdenizin bu bölge ni kendine bir başkan seçebilmek (6) Ismail (6), Ali '6), Baki sindeki banş ve güvenliğini sag için oy vermekle geçirdiğini, bazı (61. Ahmet (7), Mustafa (6), Meparlamenterlerin bu oylamalan lamlaştıracak «Hak ve adalete» nan (6). bir eğlence haline getirdiklerini dayanan bir çözümün tüm ilgili GOLLER: Şeref Dk. 43, Ali Dk. söylemiştir. taraflarca kabul edilebileceğini 63. Türk İş Yönetim Kurulu Uye de 'iüçünmektedir. ÖTEKt SONITÇLAR: Şurası açıktır ki, Kıbns Cum leri ve Teşkilât Başkanlan, ParDemirsopr • Pendik : 30 huriyetinin Kıbns Türk Toplumu lamentoda başkanların seçilebilHürriyet K. Ayasofya : 11 mesi için Anayasanın 84'üncü ı^rafından yönetilmekte olan A. Mızrak Acıbadem : 32 maddesine dayanarak Millet Mec Davutpaşa • Bayrampaşa : 11 topraklar bölümünde tek yanlı lisi ile C. Senatosunda en çok übagımsızlık ilânı böyle bir çösüm Y. S. Selim Kajfrthane : 00 le bağdaşamıyacagı eibi. BM ka yeye sahip partilerin adaylannm Sümerspor Yıldız : 11 rarlanna da ters düşcrek, dola seçilmelerini önerdiklerini söyliHalic Dikılitaş : <»0 yısiyle kabul edilmez olacaktır.» yen Halil Tunç, şöyle devam etZeytinbumu Ortaköy : 2l Sauvagnargues'in bu beyanla miştir: flkadım Kalespor : 40 nnı 28 kasımda Paria'te Türk •Bu yapılmadığı takdirde 24 Cibali • Topkapı : 10 Dışişleri Bakanı İhsan Sabri aralık 1975 çarşamba günü. yurt Ç'aflayangil'le yaptıfı 45 dakika çapmda bir saat süreli (Genel işi lık görüşmeden birkaç gün sonbırakma» karan oybirliğiyle alın ra açıkiamasına dikkati çeken mıştır. Bu uyanya ragmen anlagözlemciler < ığlayangil'in bu gn yışsızlık ve kısır çekişmeler derüşmeden sonra Kıbns görüşme vam ettigi takdirde. bir gün. so OI.AYLARIN ^RDINDAKt Ankara Notları (Baştarari T. Savfada) keş'I yskmdan tanır. Geçen gün bir konuk arkadaşına şıınu söyledi: Türkeş'in arkadaşhk kurduğu herkesin sonu felâket olmuştur Meselâ Hayal't Karaşahinle iyi arkadaş idiler. Adam, hâlâ ketinlik kazanmamış, bir iddia ile Samanpazarı'nda ipe çekildi. Karasahin'in dini bütün bir müslüman olduğunu hsrkes bilmektedir. Talât Aydemir'in de Türkesle itiskileri malum. O da çok değerli arkadaslanyla birlikte felâkfte sürüklendi. Cenısl Gursel de Türkes yüzünden sağlık ve hayatınrian aldu. 5imdi sıra Demirel, Erbakan ve Feyzioğlu'nda Allah mıllttinıin yardımcı olsun..» Türkiye'deki bıınalımın ba) soromlularmdandır Tıirke*. Cok k}mse eski uyduruk ırkcılık yıllarınm düşüyle onu basbasa bırakıp ayrıldı yanından. Orneğin, bir Muzaffer Ozdağ, bir Numan Esin daha kimler yok yanmdî. MHP'yi M H P olmadan ele geclrdiği arkadaslarmdan hemen hicbirl yanında kalmadı. Dimdar Taser'ln ölümünün hâlâ karanlıkta olduğunu söylcrler. Aksarrüslü efcmek kamyonu geri geri oidivormus da, Dündar Taser, ekmek kamyonunun altında kalıp olmü'tü söylentilere göre. Btlemem, gün elir olaylar aydınlığa çıkar bir bir... suç Ifkmişllr. Oğuzhan Aıiltı Imam Hatiplilerl polis yapt isteme suçundan daha bü'yü! bu sııç, hlç bir özürlt bastırılan Panzerler ve öğretmen ha? E lan karsı karsıya diişünen bu zerı eı geç yıkılıp gidecektir. V de nasıf? TÖBOER yöneticileri, oyunl gelmemek İcin tüm yürüyü» ve finpleri Iptal etmisler, erteler lerdir. Bununla cok iy! etmlsler Dusüneel'rfnl lüldırısız, yasal rak acıklamava olanak tanır istemiycn cephe İktidarının kıs rıcılarınııt ri* oyunlanna gelmer g«rekti. Ceohedler, aslında yi yüsl'rin yamfmasını, hireok retmenin panzerl«r altında ölı slni is»erl»rdi, bilmer miyim? satara uvoun elarak silihsız, ' dırısız yürüvös yapm»k, oös' vspmafc her vaiandaşın hakkf Memurun da. iscinin de, köylüı de hakkıdır. lcisleri Bakanlıâı pörevf. onlara saldırılar yapılı ıını Snlemek. engellemektir. Ar nrrdeee? Cephe bugiin saldıroar rın koruyııeufu durumıındadır. 0ERÇEK (Baştarafı 1. Savfada) kanlılarda sürüktendiğt görülmektedir. Gerilim gün geçtikçe artmaktadır. Buna karşın Oemirel nükümeti islifa diye bir kurumu.ı varhğını unutmustur. Daha önceki deneylerde olduğu glbl siyasal iktidara sahip bulunanlar, bu kez de sürekli olarak muhalefeti suçlamakta ve her olan bitenden CHP Genel Başkanını torumlu tutmaya çalısmaktadırlar. Demokrasilerde sorumlu olanın hükürnet ba'.kanı olduğu kuralı yine unululmuştur. DP'den AP'y* v»ran çizginin yakın tarihçesi hükümetin çekilmesi diy« bir kavramm yokluğunu simgelemektedir. CHP'nin ise, 1953 de, 19*4'de, 1974'de üç ker iktidardan doğal yöntemlerle cekildiği görülmektedir 1950'de Ismet İnönü seçim sonuclarına saygı göstermiş ve antidemokratik yöntemlere sapmadan cekilmistir. 1964'de yine İnönü, ABD de gezide iken demokratik göreneklere aykırı biçimde düşürülmüş, muhalcfete gecmisfir. 1974'de Ecevit, koalisyon kanaüarı arasmda aykırılık görmuş, hükümetin işlerliğinî engelleysn bu duruma son vermek icin istifa etmiştir. Cok partili rejimlerde hüküm«tlerln Islıfa elmesi, çogu zaman rejimin sağlfğı, toplumdaki bunalffnlarm hafiflenıeıi, gerilimlerin tlüşürülmesi i^in etkili bir yoldur. AP'nin politikasında bu yotun kapalı tutulduğj gorülüyor. Tersine hükümeti kurmrk veya sürdürmek İçin AP sakıncalı ybntemleri kullanmsktan hiç bir zaman kacmmamıs tır. Kücük partileri kuskulu silâhlarla parca'amak, parlarnenterlcri çıkarlar karsıltğı transfer efmeye calısmak, muhalefeli baskı alhna almayı sınamak, gibi yontemlerin bunalımları yoğunlaştıracağı açıktır. Açaba hiç olmazsa bu kez AP yöneticileri gecmişteki olaylard.vı dersler çıkarabileçekler midir? Denktas Içişleri BaVanı. salHırııız til sız yürüvüsleri enclliyeceâine dürOlen bunc» oınein katilinl l sun. Anavas«vı da, yasaları da ' neven. paspasa cevlren cephecil dir aslında. Halk bunları her s flörl»riyle oörüyor.. Blrçok ına baba, okııla «jSnrl Aksamüstü ekmek kamyonu diği coluk eocuğuvla helal ne anyormus orada? Ekmek benim sıyor her sabah. Bu mu güvenll bildiğjm aksam değil, sabah dağıBozkurtcu Milli Eğitim Bak tılır.. Erdem. Milli E^ifiml, kom*r>ıfr>> Basbuğ, «Oavadan rfönenlcrl vula doldurarak komsndo kıttas run* yazılı bayram kartının hesacevlrmistir. Ankara'da merkeı bını vermsdi hâli. Yeni bir b»y«kuldan y«nl cıkm f»TT> pnliyor, bu ke? ne blcim bir kullarınd* «taiver aday Bârelmenler e» 1 "»" bavram kartı göreceğiz bakalım? mnkta. Adaylık süreslnl kdvl«' Bayram kartı ile ileili olarak, Kıbltirrr»lf lc'n bir kırlar, bir de v rıkkale Savcılıqı harekete aeçmlsti. sul köv'ü cocokları yellanıyor oı Ne oldu? Hiîi... Vcdat Dalokay'ı lara. uzaklara. bir gosreriyle mahkemeye tevkeFn aüzeli de BakanlıSın yeni ı den Ankara Devlet Güvenlik Mahgulaması Tüm okulları Holası kemesi Savcısı Hakkı Coskun, ne'öğretmen fazlosıı olup olmadıS den durmadı bu bayram kartı üze»"•astırıvor O okulda 83retm»n fı rinde? Cok kimse, kıskırtıcılık yalası olup olmıyacağını, öğretmc rafanların unu'ulup oilfigine ıevilerin «tamalarını yaparken bilr niyordur ama, halk unutmaz kolay V»r mu? kolay. Yanlış mı düşündüklerim? Akşamiislü Kadıköy de bir Iskem becide iki tas corbayı icinçe karnımız doydu. Ooğruca Havdarpa<aya gectik. Restoran açılınca da, oraya geçip söyle bir karafaki rakı, bir bardak blra icelim dedik. Tam arkamıza düşen kollukla yeni yelme bir qencle, bir adam konuSuyorlar. Genç, zenoin mi zenoin olmalı. İkinci evliliğinl vaoacakmiî. Gelinlik fâ Dior'dan ge>irilmiş. Anlatıyor: Birincl evliliğin dedikodusu aylarca »ürmüslü. Bu daha sahane olacak. Yani, yakmtlt dedikodu sayfalarında bir sahane düğünün dMİlkodularını okuvacağır. Ben qörmedim, arkadasım görmüs, pencin boynunda kocaman bir a.'lın zincir v« koly» varm'». Kr»vatında da yine öy|p »ihn bir harf. Adınm bat' harfi"t>ht<alı. Yataklı bileti almaya mı fırs*t bulamamıs, yoksa almıs da yatagı mı düzelttirecekmİ5 ne, yataklıy» bakan hizmeflil»rden biri gelip gencin önünde durdu: Tamam hazırladım, düzeHHm efendim. HizmeMiye 500 liralık bir bahsis cıkarıp vermis, yeni zengin çocuğu genç. İyi mi? Daha önce yemck yediğimizden, restoranda görevliler; «Yemek y»miyecekseniz kalkıı arlık» gibisine bakıyorlar. Ne bakıyorları, açıkça söylediler de. Kalkıp giltik. «Kusetlin vagonumuza, yerimize.» Arkadas anlatıyor: Bak, Türkiye'de bu çellskili durumdan bir varlıklılar, bir de solcuların aydınları fazla sikayetçl değiller. Onlar da bir yere kadar varhklılara, sermayeye ayak uydurup gidiyorlar. Kavgalan var ama di$e dis değil bu kavga. Gençler de ondan kızıyorlar... *•• Makedonya 1900 (Baştarafl 4. Savfad kızına bile açmayı gereklı BS medı. Daha o sece sıdip ouca takı candarma onbaşısından va dım ıstedı Onbaşı. kendısıne s ciettını vakalamak için açıK n emir veren olmadıfını sövlec Onbaşıdan umut kesince başl kurtuluş yollan aradı. O eece 1 men hemen n:c uvumadı. Sonu da iki gün ıçtnde Sanjjöl'den M nastıra kaçmaya karar vcrdi. tkı gün ıcınde. ambannda1 ununu samanını elden çıkarılabi cek daha bazı ufafc tefek esv sım. kecısinı sattı. Tarlasını e\ nı «mrifia çıkardı. Sadettinin e ler*pgı eünlln sabahı. bir arat esva ile evden avrıldı Kendı önden srabanın beysririrıın ba; nı cekerek. kansı o§lu. Zehra i rabanın gerisinde, Manastır'a do ru vola cıktı. Oikeliydi Sadettin Sadettın o sabah erkenden kal tı. Her neredense kötü kötü kc kular geliyordu bumuna. tk1 gür dür karsılaştıklannın bir şevle saklar tribı baktıklannı sanıyoı du kendısme. Sangölde bir şeylt oluyor gibisine geliyordu. Kuj kular sarmıştı ıçinl. Kıvrak yür yüslü bir atla bir saatlik vold Sangfil. Ama o kuşlugu bile bek le^medi. Güne? biraz yükseldik ten sonra vola çıktt. Öfkelıydi. Çift sıra fişeklikleri nı kuşanmış omuzunda filintas belinde tabancalanyla Sadetti Kaptan olmustu yine. Adem E fendi kızını vermeyeeek olurss Sadettin Kaptanın yapması ge reken şcyi yapacak, kızı kucak layıp atlavacaktı atı (istüne. Deviet Güvenliğı (Baştarafı I. Savfada) nu resmî çevrelerce özel bit anem verildi. (ierçekten bu sizli toplantulan çok. haberinin yayın organlarında vcr alması Için MC kurmayının RÖsterdİRi özen ilçinçtir. 12 Marfın dehşctsel anılarına konu olan snrsulanıa köşklerini anımsatan Marınara Köşkü'nde yapılan bu brifiınTiı ııedenl ve amacı ııevdl. nicin kamuoyunun dikkati hu toplanlna çebildi. (Devlrt eü\FJ)liği brifingi) adi vcrilrıı bu toplantı npler çetirebilir? Bu soruların yanıtları önümüz deki Künlerde somut olcularla ortaya çıkacaktır. Brifing. İngilizce bir sözcük olan brtfing'in Türkçe okunu^u. İkinci Dünya Savgşında a.skorlik dilinde kullanılmış. oradan dile ceçmiştir. Slvil devlet vc hükümet ittri gelenlcvinin bir konuvla ileili olarak hilCİ almak .çiıı flüzeıılcdiklcri (»Plantılara bu ad vcrilmclitcılıı. Ömefin. ıırman yaneııılarının nerienlerı üzerinde bilci almak için düzenlrnen rfütni hir tonlantı ıla brifing adını alır. (îeçen hafı.i sonu Marmara Köşkünde toplanan MİT eörevllleri elbette nrman yanınnları nedenlertni değil, iilkemizdeki kareaşa ori.imınıj)f;mirerin deyimiyle «Dcvleti yıluna.va yönelik» eylemleritı yaratıcılanıun ve düzenlevicilerinin klnıler vera fıansi vasadışı örgütler olduğu hakkında satladıklan istihbarata iliskin açıklamalar vaptılar. hilejiler \<Tdüer. Bu bilgilerden «sır» niteliğinde olanlar kuskusuz ki bu tııteliklerini korudukları sürece açıklanmavacak. sadece iltililcne bilinecektir. Ancak kargasa ort'imını varalan eylemler suç niteliğinde olducuna göre bunlıra flişkin biİRİIer veya bclgeler hemen yargrı orçanlarına hiirlirilerek ve koiuştumna konusu vapılacaktır. 12 >Jart öncesinde vapıkliEi eibi. bunların vareı nrfanlarına bildirilmeverrk politik amaçlarla uvçun bir ortamıia ortaya atılmak üzere saklanmnsı veya sadece sıkıvönptim çprekçelerini oluşturmak için kullanılması yasalara avkırı görcv îhmali veya görevi kötüye kullanmak niteliğinde davranışları oiuşturacaktır. Gerçekten son yapılan brifiııgln 12 IMart sonrasında kurulan baskı rejiminin gerekçelerini oluşturan ünlü Eriın brifingini anınısalmaması da otanaksızdır. Bay Erim. faşist balyozunu indinneden önce genc sanınz Marmara Köşkünde böyle bir brifing düzenlemiş ve burada çizilen gizti ihtilâl örgütleri şemalan sıkıyönetim mahkemelerindekl davalann konulannı oluşturduğu sibi, blrcok aydının gözaltına alınmalarına veya tutuklanmalarına volaçmıştır. Bay Erim'in dayandığı bu şemalar birkaç yasal gençlik önrütünün yasa dışı amaçlara vöneldiği biçimtnde hukuk açısından tartışma tötürür birkaç hükümliilük kararına konu olması dışında kontrgerilla sorgulamalarındaki dehşetenfiz zorlamalara rağmen asıMız çıkmıştır. Sabotaj davası ile geçen gün sona eren bomba davası ve Madanoğlu davası bunlann tipik örnekleridlr. Kamuoyu son brifingi de 12 Mart dönemi deneylerlnin ışıgında değerlendirmekte elbette haklıdır. Ba bakımdan MC, sıkıyönetimsel tedbirleri Marmara, Köşkvnde yapılan gizli brifingin dofrulufiı ancak yargı organlannca saptanabilecek tek yanlı bilgilerine dayandıramayacaktır. Toptum için söz konusu olabilerek somut ve ırüneel bir tehlikenin önünün alınabiltnesi olaçanüstü ledbirlerle değil. bu tehlikeden iktidarının sürmesi irin yararlanma voluna «apan MC Fransa, «Türklerin tek yanlı bağımsi2İik ilân etmeleri kabul edilemez» diyor Jitki Işireti 1. Imatör Tüıkİş Kapılar kapalıydı Yanm saat geçmeden Sangftl Ben de kendime kıztyorum. Ördeydi. KUcük alana çıkan soka neğin, Çankaya'da oturuyorum, bir gm ağzmdan dakıp da. veşil ufacık kooperatif evinde, ufacık tunınculu arabayı yennde göre bir dairede. Nohut oda b»kla sofa mevince fcuşkrulan alevlendi. To nasıl riyle. Aldığım parayla ÇankaDuklsrını tndirdi atının karnms ya gibi yerde yasıyamıyacağımı SokaSi dfirtnala geçip avlu duva ben de biliyorum. Tasınsam ya, Ye n önünrie durdu. Avlu boştı nimahalle taraflarına. Vedat DaloCsmasır ıpi toplanmıs. kuvunuı kay, belediyeyi satıp gecekonduya kovsst alınmıştı. Evin bötün tah tasınacakmıs. Ama, hosumuza gita pancurlan. kapılan kapalıydı diyor, yoksulluğumuza bakmayıp, Sokak kapısını yumrukladı. 1 zengin yerlerinde oturmak. Borclu çerden ses çıkmadı. olduğunuzu, kim nerden bilecek? Komşular kapılannm peneerı Yemekli salonda Vedar Türkall, lerinin arkasında onun ne yap Süreyya Ouru, Atilla Dorsay da tıgını eözlüyorlardı. Karşı ka vardılar. Bu perşembe gösterilecek pıvı vurdu. Yaşlı bir kadın ara bir televizyon programı için gidiyor ladı kapıyı. SelSm sabahsız sö larmış Ankara ya. ze girdi: Türk fjlmciliğinl rartışacaklar Ne soracaksam dognı kar mış. Yılmaz Güney'i konuştuk kah şılık ver. Bana yalan söyleyen ve içerken, Adana'da yeni, Yılmaz leri bağışlamam. Komşulanrt neı Güney'in arkadaşlannı mı gözalde? tına almıslar? Çoklan beri gözalKadın tirkek Ürkek başıyle b« tında ya da tufukluymuşlar. lyitı yönünii imledi: ce bir kurcalayıp, yazacağım o Manastıra gittiler nu. Ne zaman? Vedat Türkali'yl görünce, CHP îki saat önce.. MSP ortaklığının bozulacağı sıra florina yoiunda söyled'kleri geldi aklıma. Şöyle de> misti o zaman: Hiç düşünmeden kadının gfia terdiği yöne doğru dörtnala ka] MSP, Demirel'in karşısında bir dırdı atını. çeşir işporlacılık yapıyor. CHP ile Kuskusuz o gidişle bir saat« ortaklıkta olduğu sürece, kendisi o rarmadan arabayı yaJcalayabüirkadar zararlt olamıyacağı gibi dı de Ama Ofkesi bir yana hiî sermaye cephesini yıpratıyor. Ama de Komıtacı Sadettin Kaptan gi bu ortaklık bozulursa,: MSP de bi davranmamıştı bu olayda. Sa cephenin yanına geçebilir. rıgöl yolu üstündeki bekleyişle Eh, bir bakıma öyle oldu. MSP, ri Kaylara gıdısi. Sangölden Kiz işportacılığı bıraktı. Şimdi, Süleyistedi&i dillerdeydi. Duyurmuştu man beyin açtığı dükkânda cicraı yaptıklarını. Düşmanlannın beksanal» eyliyor. Süleyman bey de lediğı günü nazırlamıştı böyla memnun bu işten. likle Zolenın tayfalanndan yeCumartesi sabahı panzerler, Akdisı Florina voij üstünde. dar saray'ı kuşalmışlardı ncrdeys*. bir geçıtte ousudaydılar. SarıTOB DER, yürüyusl<rini ertelemlsgölden gelen yatak vorgan yükti. Bu panzerler niye? Öğretmenlü, yeşilli turunculu arabayı gör ler, sâldıtısız bir gösteri düzenledüler önce. Arabayı çeken adamislerdi. Bunun zarnanlı, zamansız mı, arabanın gerisındeki kansı olduğu kendi içinde, kamuoyunda Kızı oğlu ile. btraktılar geçsin. tartışılmaktaydı. Ama, buntlan Aradan vanm saat eeçmeden koIçişleri Bakanma neydl kl, yapılmıyakta vankılanan naJ sesiennl yan bir yürüyüş için toplum poişittiler. sadettin tayı üstündo lislerinı, panzerlerl yığıyordu ortadağ yolurıu döne döne dört nala lığa. Kışkırtıcılığın en büyüğünü geliyordu. Sagını solunu niç yapmaktdydı atlmds müteahhilllkkollamadan sürüyordu atını. Bel ten gelme Içişleri Bakanı Oğuzhan lı KI önden seçen arabaya vetı$ Asiltürk. Müleahhiflfği sırasmda, mekten başka niçbır şey vokkaymakamların yanına, öğrttmtntu aklında. Pusuya jliz adım kal lerin yanına çok ama çok saygılı dığı yerde. Kaaların arasınrtan bir tifade» vermede/ı yüzüne, {ri>euzanan yeaı mavzer birden patmiyen Oğuzhan Asiltürk, şlmdl Jadı. Bınıcısı üstUnden vıkılan Içişleri Bakanı olarak, öğrefmen dorutay ürkerek şahlandı. Kiçkarsv.ına oanzer çıkarmakta. Pannemesiyle daS taş yankılandı.. zerleri kullananlar da köylü ço
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear