23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖRT CUMHURÎYET 25 Ekim 1975 KA&NFÎıHuCA, IO.OOÖYH q PA frÖftMEK NİVtrİNPEpi^ Kt*Npili#N| ÎN |?UNA OUipOlMA ABDULCâNBAZ TURHAN SELCUK \,l!l. lliiili Biiyük Usturalar Şakir BALKI 30 MEBfS HtCRANÎTîtN NLTKU! Zamplk Zeynel tam paldır küldür yuvarlanıyonlu M, lslerl tıkırmda olan kodamanlar «Aman efendım sız ne yapıyorsunuz, bundan daha ıjısını bulamajız, bu adama sahıp çıkakm» dedıler de Zampık Zeynel paçasını kurtardı. Kaç gündur duşunup durujordu Bır fconu aklına takılmıştı. Bu konuyu yakınlarından bınne açmak ıhtıyacını dujuyordu. •\kliiia bırden Hasan Basan geldı Hemen ona haber saldı Hasan Basan da uçtu mu ne, pat dıye ll'e gelnerdı. Odasına gırdi gırmedı Bak hele Hasan Bey kardeşim, dedl, daha çok zengin olmak ıster mısın'' tstersın değıl mı? Hasan Basan bu »ozler karşısında dnce şaşınr gıbi oldu, sonra toparlandı. ' Ne aemek Zevnel Bey, bu da soz mu yanı9 Nasü istemem ki daha çok zengin olmayı* Para babası gibi olmak var mı? Elbette ısterım, ne demek efendım1' . Zampik, oturduğu yerden kalkıp sırtmı okşadr Afenn, tuccar kafası dedığm boyle olmalı. lyi yetişmiş8İn aferın \ıne gozume gırdın Ujanık adamsın vesselâm Ama ne var kı ışm ioınde biraz yorulmak da var ha . TUm işler sana duşecek ona gore Hasan Bey' Düşsun canım, işın ucımda daha çok zengın olmak var değıl rrı 7 E'den ge:enı ben ardıma komam Para olduktan kelli, bana her şey vız gelıp tıns gıder Hele hele, ne ışı olacak bu' . Ne ışt olacak öyle mı*. Bıleyım değıl mı Zeynel Bey1 Basit bir ış canım, sen hayali bir şirket kuracaksın, yan Banayı Imalât işı falan Pekıyı ne ımal edeceğız? Kılıf Deme Zeynel Bey, ne kılıfı*. Uzun etme >ahu, bıldıgın gıbi kılıf işte, kılıf de çık lşin lçınden Fazla kuıcalama. Haaa. arladım.. Para işi ne olacak? Para?.. Sen ışın bu vanını hıç duşunme, ben para işıni halledeceftım Bızım Zulkuf u kafaja aldım. Kredı ışını o ayarlayacaK. Onun çok adamı var bılıyorsun. Bu ış oldu ojlejse, haydı hayırlısı Bu işin içinde Zulkilf olduktan sonra, bankalar emrımızde sayılır1 Ama bak ıvı kuıak ver, almış olduğumuz kredi ile başka isler çevırpcegız, başka dolaplar dondureceğız. Bu kılıf ısı, ışın kılıfı canjn. Haaa Bos\er, bu ış oldu sajıhr Zeynel Bev bır sure duşundu. odanın içinde bakmdı: Bılrvorsun kı Hasan Bey, hepımıze çok para lâzım . Mebua oîmak kolav değıl Ona buna znafetler çekeceksın, degıl mı* Bu şlrı parasız pulsaz olmaz Yaıından tezı >ok hemen Sanajı ve Tıcarpt Odasıııa g,t, Cevat beye benden bır selâm sarkıt, .Kılıf» de o anlar Hasan Bjssn'm içi hop hop edıyordu sevınclnden. Ellennl ug"işfunr, ordu durmadan. Sırketın adı sanı olacak tabıi. değıl mı? Ben w a adını sovlejeyım «Kılıfsan», oldu mu? Sagol Znne' Bei sağol. Oldu elbette, hem çok hoşnma git ti bu .Kılıfsan» sozu1 Sağol. Sen de sağol hadı seni görejım Zsmpıt Zevrc' ke\ıflı ke"ifh guldü A Î sonra dışan çıktılar. Bu ışı Konuşa konuîa vüniduler Aradan b'r hafta geçtı geçmedı, sessız sedasız kuruldu Kılıfssn • Partmın ıçı fokur fokur kaynıyordu Zampık Zeynel'i el altırddn Dartı baçkanhgmaan atmak ıstıjorlaraı Bır cadı kazanı ka;Tiı\ordu Ankara\a çekılen tellerden, ^azîlan mektuplardan nıç bır şe\ ckm£\ınca, Zanpık'e karşı olanların paçaJarı tjtuştu Bazı p Tı.ar hazırladılar bszı oyunlar tezgâhladılar. Hajsıyet D'anı u^elen haııl haııl çalı^ınaja başladılar Habıre toplan.p au.avo'lprdı gızlıden gızlıye Kesm karar verme gunu gelıp çatuıca a^lanncn bır hır çıktı Uyenm birı Yooo dı>e ÇIK sf bn adamı aurap dururken partıden at> TIIPU ncgru oeiz'i Zampık Zejnel bızim partmın başına baş oldu, ko,: ırun ,vz ı bırden guldu Yagmurlar başlaaı, seller aktı Kaç a\ai' bır d'ıifn vaçnmr \agmnordj k ırakhktan anamız ağladı. At, a bu aJatn geldı olanlar oldu, ılımız nerede ıse gol olup çıkica^tı Sonraaa bızım fotbolcular, nasıl dıyejım va, habıra n^'ıa'tı KaztTip rakıpl°rımi7i deiık deşık ettıler Yahu bu adam paıtı fj?skanı oMu juzumuz guldu gonljmuz kas\etten kurtu'üiı D"e<p;,T) şu kı ben bu ıhraç ışınde yokum. Bır baska uje bu sorlere pırVndı Sen l:ıınoen vanasın"1 dedı Akhmdpn vcns\ım bırse\ rnı o l d j ' ^ ahu daha ne olsun kı. bellı oldu kımden yana olduğun! Sızın ar,',ni7 o kadar erer Hep bır oldunuz son gunlerds. Toplantı hcvası bozuldu Homurdana homurdana dağüdılar tekrsr toDİ.ınrnc <( uzere. Üve pr Canı Yaptırma Derneğının muhasıbl Sukru beyi beKlunrUrdı B.r deT onu dmleveceklerdı Hacı Kenml bır yolunu bulup d'rlsnı .P dı Alolla Mustaianın da ağzını aramışlardı. S.ndı Su\ u bevır dreceklerını olçup bıçeceklerdl Odanın \c,> duman dumandı Sukru Bey bıraz geç gelınce, Di%an uye«ı I pb; i BPV ona takıldı Yenı gchnler eıbı nazlı davrandm, dedl, yahu gözlerımte \olda pnn'iü» mı? ırakta kaldı1 Az kalsın Zampık'ten korktu da gs empaı cıvecektık. Bmur btuur Kah\e çay* . SuVru B > kızdı ama çaktırmadı. Guldu <\ Korı' "rk rrn dpaı vok canım Isım çıkfı, onun Içln geç k'Hım Cr\ ı«tenm «on>a re ^o^acak^anız sorun, ışım var.. Ha^sıjet Duanından Rıdvan Bey, kaşının Uzerınl bir süre kaşıoı. (DE\AM1 VAR) ÇOCUKLAR BBylece, kaç gün be'll değ 1, Muhterem her gün dukkandan eve, evden dükkâna geldı geldl gltti. Baktı ki buradan bu üstadan aynlamayacak. Vanp dese M, bu sert, bu homurtulu, bu bır tuhaf insana, «Benı yanına çırak al Al da bu senın gerçek hüne rın sersebıl olmasın usta Sen n hunerını ellerden eliere, bu kuçuk eller taşısın » Boyle dıvemezaı Muh'erem ya, bunu daha sonralan Ustadan ogreimıştı Bo\le dı\ebılseydı o da yumuşavı\erseydı. Ne guzel, ne guzel olurdu, defıl mı'' Her gun, her ak«;am, her sabah nıyetlenıjor, Ustava yaklaşıyor, sojleyecek. dıll ağzına sıgmıjor, donmu\or ağzında dılı, soyleyemıjor, vazgeçıp duvann üstüne çıkıp Ustanın hüner11 ellerüıe kendınden geçıp dalıp gıdnordu Derken bır sabah baktı ki, cebınde ne ekmek alacak parası, ne de çav Içecek yirmi beş kuruşu kalmış Kendi kendıne ofkelendı O hiç bır zaman adam olmajacaktı kı.. Ne vardı yanı bu kendı kendme oynayan manyağı, delıjn, bu kendı kendıvle konuşan, demırlerı opup başına koyan, toprağa, sıneğe dua okuyan delıyı sabahtan akşamlara kadar sejret. Işte böyle olur, oh olsun, akılsız başın belasını ayaklar çeker Bu zamana kadar, cebınde parası varken bır i? bulup da gıremez mıydı yanl, Şımdı bıçak kemığe dayanınca, joımurta kapı>a gelınce, karnın açlıktan zıl çalınca, bın duvarın ustune de sabahlardan akşamlara kadar se>ret bakalım Zahıt Ustajn Karnına bır lokma ekmek gırer mı heeeey Muhterem Yoguntaş kı Yoğuntaş . Aynlamıvor, Allah kahretsın, işte bu sabah da ağzına bır lokma ekmek koymadı. Gozlerınl onun ellennden alamıyor kı Zahıt Usta bırden arkasına dondü, bıleklerıne kocaman mengene gıbı ellenyle yapıştı: «Sojle, kımsın nesın, gunleraır benı ızlıyorsun, kımden emir aldın' Soyle bakalun » Muhterem'ın tum kanı çekılmıştı Tıtreyemıyordu bıle Korkudan kurumuş kalmıştı. Konuşamıyordu. Daha gun doğmarnıştı, ortalık alacakaranüktı. Caddede kım yok kimse yoktu. «Soyle ulan, st/yle, kımsin, nerun necısm kı günierdır benım peşımdesm?» Hızla onu dükkana sürüklüyordu. Muhteremin canı acıyordu > a sesını çıkaramıvordu. Dukkanın kapısında geldıler durdular Usta sol elıjle Muhtereml tuttu, sağ elıyle o kacaman paslı anahtan çıkardı. kıhde soktu Anahtar sılme ışlemeydı Gul bılem ışlemışlerdi ustüne anahtarın. Bunlan bu arada gordü Muhterem . Kapı gıcırdayarak açıldı. Usta anahtarlı elıjle uzanıp ışığı jaktı. «Soyle,» dıye bağırdı, «soyle sen mısın' » Muhterem'in dıli nasılsa çdruldu, kekeleyerek, can havlıyle. «Ben ben, benım. Fen, ben. Muhteremım ben . Yofuntaş Muhterem derler bana Ben sana çırak olacağım . Işte . Onun içın her gün senin elıne bakıvorum » Ustanın ellen birden çözüluver dı Şoyle, Muhteremm karşısına geçtı gulmeğe başladı. «Demek, demek ha, bana çırak olacaksın ha, onun ıçm her gun ellerıme bakıyorsun, hahhh Adın Muhterem Yoguntaş naı* Sem çırak alamam ben Ben çıraklan sevmem. tstemem o ıt oSlu ıtlen.. Benım ustam da çırak sev mezdı. ÇıraK sevmeyen ustanm yanmda calışılmaz Insanı canından, durvasından eder. Sonra usta olup da ne olacaksın yanı Tuccar ol tuccar Tuccar OIUT da ne olacaksın \anı Memur ol, mtfdür ol, mılletvekılı ol, Vehbi İNSANDIR YŞR E A AAKML Çlzgıler: Turhan SELÇUK Fotoğraflar: Ara GÜLER Bütün parasını ııstayı seyrede ede tüketmiş ve aç kalmıştı Aman aman, aman ne lor 1rr.ış kapalı bır yerde kalması. Gozlerl elma gıbi dışan fırlamıstı. Hemen geriye dondU. derin denn «oluklanarak. «Benim ustam da bana rıpki bövle yapardı. İçerde işevecek ver bulamaz. kasıklarım patlardı Iyi, iyi Gıt de bır çav Iç Bugun de pevnir vok Sade ekmekle çay iceçeksın » Muh'erem dönünceye ksdar, usta onun ıçin bir iyılık düşünrmıştü. Ellne koskocaman, Muhteremin başından azıcık küçuk bir çekiç verdı Pu, çekıç degıl kUçuk bır baljozdu. «Sımdl» dedi. «Muhterem Yoğuntaş kardeşımiz sız bu çekıçle tek başınıza şu gemi demınni do\eceksıni7 Dovup iır guzel bıçımlendıreceksıniz. Bunu ı>;marlayan lnr kaptan Uç gün içmde istıvor tşte şu demıre tıpkı benzejecek fcte örs, bu orste de sen çalışacaksın Şu küçük örste bendeniz çahsınm. î<;te ocak 1ste korjk i«ste de kttmtirler işte su teknesi. Cazırtabıldıjın kadar cazırdat » Muhteremin yöresinde bir halka çızdı, ona tepeden şrtvle birkaç kere baktı, gulerek goz kırptı • Ben<m ustam,» dedi, «benim ustam da boyle yapardı. Emek ^arsa vemek vardır. Üç ){ün I'çmde tıunu senden tlpkı tıpkısına istıyorum » Muhterem başladı demlri ocağa sokup koruğe asılmaga. Bır vandan koruk çekıjor, bır >andan ustanın ellenne. demir rioğuşlerıne bakıyor, bır vandan da . Kocaman çekıçle kıpkızıl olmuş demın doğmeğe başladı. Demır bir tuhaf bir sev olunca\a kadar dovdü dovdü, üç kere su\a soktu gene dovdü. Muhterem demın elındekl maşavla ıkı elıvle zorla tutuvor ild büklüm sunıklejerek ocağa ancak taşıvor kozlenn arasına verlestınvor. Hele kızarmış demırl orse kadar taşımak bir başka bela Ocaktan orse kadar demirı bırkaç kere vere duşurüp kaldırıvor, ikı büklum. kan ter ıçınde kocaman demıri zorla örsün üstüne koyuvor, bir lkl çekıç sallavmca, maşavla tuttufu demir hemen vere kayıvor, orsJn üstunde tutmaga gucü vetmıvor Muhteremin tekmil kpmıklerl eergınlikten dısanya fırlıvor. Usta, arada sırada. sövle goz ucuyla Muhteremin hallerine perisanlığına bakıvor, vuzıin6" en küçuk bır kıoırtı olmadan kendı ışme koyuluvor. Muhterem bu minval üzre o gun akşama kadar çalıştı. Çali"=M çalıştı elınde kı demir. laret bır turlu vanaa gorülen dort kanatlı çapa^a bır turlü benzemıyordu. Akşam ka\uşurken usta flnlilğunu çıkardı, arkava geçıp terrız gıvıtlerıni venıden pıvmriı, rrRsanın ustune Dir ıki buçukluk bıravtıMan «onra onre Muhterpme. sonra o'sun üstündekl demıre bır goz attr «Lstam da bana böyle vapardı, ınşallah ustesınden gslırs'n de burada kalırsın Bugun üstunden kılıtlemıvorum Ustam da boyle vapmıştı » Çıktı gıtti az sonra da fierive dondü. Muhtereme yaklaştı, gerıldi, balyoz eıbı bır tokatt Muhteremin suratına aşkettı. Muhteremin gozlerlnden kıvılcım'ar saçıldı, ocaktakı gıbi. «Ustam da boyle yapardı » Çıktı «rltti. ATuhterem pantolonun diığmeleri gurlara fırladı. rlinde yüdınm Usrta Muhterem'in çe\Tesinde bir halka ç:zdı, ona şoyle tepeden bır baktı, guldu... «Benim ustam, benım ustam da böyle yapardı, emek varsa yemck vardır» dedı Ve sonunda Muhterem'in düşü gerçek oluverdi, Koç ol. Vehbl Koç olup da ne olacaksın yani. Doktor ol doktor, doktor olup da ne olacaksın yani.» «Ben, ben, ben senin gibi usta olacağım » «Hay Allah kahretsın, musallat be. Vay it oglu ıt vay . Benım gıbı usta olacakmış. Ol be.. Karnın aç mı'» «Aaaaaaç » Örsun ustune bır ikı buçukluk fırlattı usta. Ikı buçukluk orse dusunce donuk bır sesle çmladı «Al da Kendıne ekmek peynır al, kah\ ede de bır çay ıç » «Olur usta » Muhterem hemen fırladı, bakkala koştu. bakkaldan kahveye, bır anda aldıklanm somunnerdı bır bardak cayia, koşarak dukkana ge.dı. Usta onu tepeden tırnağa söyle bır suzdü «Basla,» dedi. «Asıl şu korüge » Muhterem Yoguntaş, usta oır demırcı gıbl agır ağır korüğu çekmeğe başladı Konjk çekenlen gormüstü Avvansaray'da, demırcılerı, onlara çok ıyı bakmıştı Elıne ılk kez Koruk ah\ordu ya, bu ışı bılı\ordu. Usta onun koruk çekışıne şaştı. «Sen daha önce koruk çekmiş mıydm'» «Çekmedım » «Iyi . Gecelen benimle oynayan sendın degıl mı?» karşüık vermedl. körtlge biraz daha hızla asıldı. «Sen beni gorüyordun içerde, aydınlıkta. Ben seni goremıyordum, dışarda, karanlıkta.» «Kusura kalma usta > «Asü sen kusura kalma Muhterem Yoğuntaş Ben içerde, sıcacık. yumşak yatakta uyurken, cart curt, sen dışarda taşlarm ustunde De anlat maceranı da se m bır dınleyelım Muhterem efendı Yoğuntaş » Muhterem kendine gelmlş, bu sert, zalım adama ısınmış gitmıstı bıle .. «Anlatırım,» dedl. Bundan sonra bırkaç gün blre beş katarak Muhterem Yoğuntaş ona afıklı mecerasım yenı baştan anlattı. Usta buna çok duygulandı ya, duygusunu bellı etmedı. «Iyı,» dedi, «ıyi Tıpln Ustan Zahıt Çokdemır gıbısm .. Benm babamı da oldurduler. BaDası oldurulmemıs'er nedense demırcl olmuvorlar. Zor mesle<tır arkadaş ya, guzel de mesle^tır . Iyı, zenaattır . Psdışah zenaatıdır arkad?ş ya, kıjmetını bılene » Tunelın karanlığına daldı, ofla\arak puflayarak kocaman, işlemelı bır cenz sandık çıkardı oradan Sandığı açtı. «tlk olaraktan bu sandıŞın içmdekılen jann sabaha kadar, sana vereceğırr benzır.îe otekı rraden sıücilerle temızlej eceksm. Yarın sabah sana bır san Artık o yuce ustanın çırsğıydı... Zahit ustanın çırağıydı o artık... dık daha çıkaracağım. Oldu mu' Sana bır de battanıye verecegım, bu dukkânda dıledığın gıbı yatacaksın Benım ustam bana boyle yapmıştı. Haydı başla, koftehor » B.r raftan bır surü şlşeler aldı Muhteremin onurıe kojdu. Bır suru de pamjrf, paçavra Kendısı de hıç o yana bakmadan çalışmaga başladı Kocaman, uzun bır Kazma\ı do.oıjor, bıçım lendırıyordu. Kazmayı soğumaya bırakınca bır parmak kalınlığındakı, baş gırecek kadar geriış halkaları bırıbırıne eitlıyordu Bu zmcır uzayıp gıd.yorou tunel'n karanlığına kadar. «Sıl» dıye bagırdı Usta. «Sil koftehor, sıl» Geldı Muhteremin kulağına yapıstı, suratma ustuste ıkı tane tokat japıştırdı. «Benım Dstam böyle yapardı.» Muhterem bır acaıp demırlen, nakışlı dıbeklerı, kahve değırmenlermı sapı kırılan bamr kahve cezie'erını, bakır tepsılen sandıktan çıkarıp çıkarıp oÖğle oldu, usta çıkırunı açtı, içınden bır butün tavuk çıktı, yeşıl soğan, kavnamış patates, kaşar pevnın, ekmek Çıkm çok temızdı sım ışleme eskı bır çıkındı. Kocaman orsun ustune S3rdı, yemegını jemeje başlaaı, ellerr le, tavuğun kemıklenm somara somura. Bır anaa çıkında ne varsa sildl süpürdü attı şuraya Ne bır ekmek kınntısı kaldı orada, ne de bır pevnır sogan. Muhterem onun yemek yı\ışme bakıyor, bır tuhaf duygu, kendmden utanıyordu. Bır ara usta başmı kaldırdı: «Sen jemek yemedın değıl 1 m r Karnın yemek ıstıyor m u ' Muhterem sustu. «Al şunu . Bu kadan veter =ana Buna bır ekmek alacaksın bugun yalnız ekmek yıveceksın. Burası ımaret değıl, ekmek elden su golden. Hıç de iyl çalışmıyorsun.» Bır lıravı verdı Muh'ereme. Muhterem'ın parlattı*!, parlatıp duvardakı rafa cızcıgı oteberılere baktı baktı «Hıç de ıyı parlatmnorsun ahbap » dedı. «Bırkaç gun sonra belkı pe%nırle dometesi hakeder^m değıl mı' Haydı şımdı gıt de eKmeğmı al » O gun akşama kadar durmadan bır tuhaf bakırlar, turçlar, çatallar. kaşıklar sahanlar parlattı Muhterem va, ayakta duracak halı kalmadı. Gece dukkânda kaldı. Dsta ustünden kaoıyı kılıtlevıp gıtmıştı. Çışı gelınce Muhterem nere^e vapacaemı bılemedi, sabaha kadar kendını sıktı durdu Sab a h ^ ın usta kapıvı açar acmaz, Muhterem pantalonun duemeleıı elınde vıldırım sıbi kar'sna, surlara fırladı. Fırlar fırlamaz da dmarın kovuğuna çövdurdu. YARIN: MUHTEKEM MURADINA ERJ)1 TiFFANY JONES
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear