23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İKİ CUMHURÎYET 25 Eklra 1975 ülejman Demirel'ln önemll devlet işîeri a!dîktan. hele polıtikaya atıldıktan sonra sıilnıp gıden yoksulluğu Turkıye'de ıyı bilınir. Punun yanında, artan servetlen, kardeşlerinin gırıştıği bol kazançl! işler. hemen hemen beş kuruş koyrr.adan devlet bankalanndan sağlanan kredılerle çevrilen mılyarhk «ış.ler, birkaç yıl önce ölmüş olan dedesinin adını öncelerden almış olan yeğen Yahya'nın yürüttüğü hayalı mobılya satışları da gazetelerde epey yazılıp çizildı. S OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Özellikle son seçim kampanyasında er.ine boyuna çekiştirilen bu konuların, seçim ve parti ılgiliîeri dışında, ruhbiiim ve insan kişili§i açısından ele alınıp uzrun uzun ıncelenecek yanları var. Demirel'in Başbakanhğı, bu ıncelemenin içir.e ıster istemez giriyor. Ama bunları elden geldiğmce konu dışı bırakarak, biz insan kişiliğı ve ruhbilimsel yanlarına bakalım. Hıkâye bıkkınlık verecek derecede uzadı. Tlevlet Su Işleri Müdürlüfü'nden sonra bir özel gırışımci olarak ODTÜ'nün su işinı alan genç muhendısın, dışardan getırtilecek okul donatımlarının vergi bağışıkhğından, Malıye Bakanlığı yapmış bır rektorü uyutarak yararlandığı, bu yolla sağladığı kazancın haksız olduğu, yurttaş olarak gazetelerden edindiğimiz ilk bügiierdir. Ereğli Demir Çelik'in lojmanlannın yapımından da buna benzer yöntemlerle bol kazanç sağladığı iızennde çok duruldu. Böylece îslâmköylü Hacı Yahya'nın yoksul oğlunun Türkiye' nin sayılı ve de bol parah iş adamlanndan oluverdıgı gene yazılıp çızildi, hep okuduk. Lyndon Johnsonla kol kola çekilmiş resimlerini yayınlatıp politikava atılması, İnönü hükumetını düşürüp Başbakan Yardımcısı olması, kamuoyuna cÇoban Sülü» gibi adlarla tanıtıhp yoksuiların oy'unu alabilecek bir politika «çare»si olarak pompalanması bunlardan sonradır. Propaganda etkili olmuştur, kendisi 1965 seçımlerinden sonra Başbakan. Adları o güne kadar kamuoyunca niç bilinreeyen kardeşlennin, ormandan egitime, arsadan madene kadar, ne büyük yetenekte birer ış adamı olduklan da hemen anlaşılıverdi. Ortada, atalardan ya da yengelerden gelme bir varsılhk mayası yoktu. Bankalar ayarlanıyor, kredıler sağlanıyor, mılyonluk, mılyarhk demiry°lu arsalan sudan ucuz bedellerle satın alınıp büyük yapılar kuruluyor, devlet ormanlan, devlet banka'.anndan sağlanmış kredilerle alınan BlR KİŞİLÎCİN HİKAYESİ Fakir BAYKURT kamyon katsrlanyle güneyden kuzeye, babdan doguya, büyük çaplı devlet yapüarına, barajlara, deprem şehirlenne taşınıyordu. Kapitalist kurala uygun olarak, küçük para büyük paranın yanında loplanıyor, kapital büyüdükçe büyıiyordu. O zaman Demirel kendini şöyle savunuyordu: «Anayasada özel girişim maddesi var. Herkes gibi girişimlerimi yaptım kazandım. Kardeşlerim de girişimlerini yaptılar, Ben devlet bankalanna gidip bunlara kredi verın demedim. Teleîon da etmedim. Bir yolsuzluk, yöntemsizlik varsa yapanlar soramludur. Benim alnım açık...» Ama açılmak istenen Meclis sorusturmalan Için, çogunluğu oluşturan grubunun oylarını bağlıyordu. başka! Hikâyenin bu bölümü, 12 Mart askeri yargılama ıddianamelerins de girdi, resmen. Türkiye'deki standard İnsan aklına uygun düşen bir savunma biçiml de şuydu: «Bizde çamur, polıtıkada millet hızmeti yapan insan» atılır. Bunlardan yılacak değiliz. Köşemde otursam söylenenlerin hiç biri söylenmezdi!» Bu savunma, kamuoyunun bilgisi dışında köşede bucakta kalmış pek çok yolsuzluk, yöntemsizlik bulundugunu dolaylı olarak dile getirir, »yn. Dedesinin adım alan yegen Yahya, nlç bir ticaret evmde üç gün tezgâhtarlık ya da çıraklık yapmadan, amcaları ve babası gibi, özel giıjşım yolundan işadamı olmağa niyetlenince, amcastnın politik gücıiyle çıkmış bir yasadan yararlanmayı hemen akıl stmlş. Yapilacak, dolajnslyle dö viz getirecek dış satırnlardan vergı geri alma fır satı var. Devletin kılıt noktaları, Demirel'den kor kan, ya da onu çok seven görevlilerle dolu Ama îzmir, Mersın ve îskendemn limanlanndan kolaylık bulamamış, tâ Karadeniz Ereğlisi liroanmdan Kıbrıs'a, Llbya'ya mobilya «yollamış», hazl neye dövlz .kazandırmıs». belgelerınl de almış bunların. îsvıçre'de «Mopar» firması varcnış, ona da mobilya «satrmş>, döviz •kazandırrni'5». almı? bunun da belgelerini. Böylece geri aldığı vergi 20 milyon. Bin mln değil, milyon. Amca Başbakan, bir süre sustuktan sonra bunu da s.w\ınabildi: «Ben o zaman Başbakan degildim, falandı, «uçlu da odur...» Ama bu savunmaya uvmayan bir takım resmî kanıüar, karnuoyunun gözleri öniine, Uç devirli bir tesbıhin taneleri gibi diziHverdi: Yolsuzluk yapıldığmı ortaya çıkaran Ticaret Bak?nlığı Müsteşan Şeref Durugönül hemen görevden alındı, evi dinamitlendi, camlan kurşunlandı, sonra da görülmemiş bir «tenzıli rtitbe» ile Diysrbakır Ticaret Dairesine sürüldü. Teftiş Kumlu Başkanı Şehbender Erein de görevden ahnanlar arasında. «tsviçre'de «Mopar» diye bır firmayı •rayıp bulamıyoruz, o adreste Şeletyan yar!» dıyen Dışişleri memurlan da alınıp Asya, Afrika ül kelerine verildiler. Ticaret Bakanlıgının Isvtçrs'deki önemli danışmanlık memurlanndan birî olan Mediha Demir de geri alınanlar arasında. Bskanlıgın merkezdekl önemli bir evrak memuru da Bursa'ya sürüldü... Isparta, yoksu! Wr yurt parçasıydı. ŞUkUr son dönemde iyi geUşti; su düzenlerl, Uçelere, bucaklara aslalt yollar, gelir getiren, getirme>en turistik kuruluşlar, özel özel özel, birazcıtc da resml fabrtka yatınmları... Yongayı kendi önıln» yon tan keseri halk iyi bilir. Eski çoban. yoksul köylil çocugu Demirel'ln özetledigimiz biçimde, kendini ve ailesinl, devlet olanaklarından yararlanarak varsıllaştırması, bence geçrnişte aileslnin ve kendisinin doyurulmamıs maddl isteklerinln U?te çıkmasına. aşın bir yann korkusuna ve bvm<4 benzer ruhbilimsel etmenlere yaslanıyor. «Madsrn hr sat çıktı, topla topla blriktir adamtmr Doldtır kü pünü snlar akarken. Yanmn ne olacağı belli mi?» Gerçekte bu duygu, yoksulluktan çok çekmlş, halkın bir bölümünde vardır, epeyce de yaygındır. Ama hepsi bunu aynı biçimde dışa vurma/. Ancak kapitalizmden sonraki üretim asamasında yani sosyalizmde yok edilebilecek olan bu auygu ve korkuyu Demirel. hikâyede öıetledigimız biçimde yok etmek tstemistir. Tarthl ve tarüısel ge lişmeyi yeterince bilmediği için. Ama hem yanılmıs, hem de tarih içinde kendini, soyunu. tüm yoksul köylüleTİ onurlandıracak bir olanagı ziyan etmiştir. Öncelikle kendislni yann korkusundan kurtaracak biriktirme Te ^irtşimlere yönelecek yerde, yoksul köylülerl. tasacası bütün halkı bu korkudan ve duygudan anndıracak bir politikamn adamı olsa, zekâsım, gücünü. bilgisini. tilm veteneklerini bunun için kullansaydı, tarihe kitlelerin parlak yıldızlanndan biri olarak peçebilirdi. Ters vol seçmiştir. «B\m\ı da yapan, yaptıran kapltalizm değil mi?» llverek bıpk altından «îülen okurlan da görür gibiyim. Tartışmada haklı çıkmanın bu konuda ftnerc) yok. Neresinden bakarsak bakalım bu hikâye acı, ap acı. Hem de sadece Demirel için degil... TÖS zamanında biz «öğretmenin halkj uyandırma görevi.nden söz ederdik, Demirel de, «Halk uyuyor mu da uyandırmaktan söz edlyorsunuz?» diye kızar. köptirtlrdU. Bu uyku o uyku degiMiHalk elbet uvuruhnustu, binlerce blnlercs etk'.yle, kıyımla. korkuyla yerli yabancı uyuşturucuyla bir uzun uykura yatınlmıştı. Simd! bir Ölçtide bu uyku parçalarirmş. kitleler silkinip kalkmağa başlamıştır. Tıpkı Sabahartin Ali'nin «Sırça Köşk» teM güzelim hikâyelerinden birinde Söyledigi gibi «Artık millet yutmuyor!» dlvebileceüimiz (riinler başlamıştır. Bunun İçin aydınlarm, devrimcilerin, yurtseverlerin daha çok çalışması, rnlkı uyandırması gerekiyor. ÎHRACAT DÜZENİ? O ncekl gün Cumhuriyer'tt yayınlanan Wr hab«r: tlzmır Tütün ihracatçılarının Merkez Bankasmdan âldıkları 1 milyar 250 milyon liralık kredi olanaiı v dıs kaynaklardRn sağladıklan finant.manla. fıreticiden ortalama 30 liraya aldıkları 65 milyon kilo tütünü, resmi verilere göre 52 lira 50 kurusa (3.5 dolar) saUcaklan: türa işleme giderleriyle birlikte (kilo başına 750 kurus,) kilo başına 15 Ura kâr ederek 975 milyon lira gelir saglayacaklan anlasılmıştır. Elde edilecek 975 milyon liranın 900 milyon lirası, en çok alım yapan 20 ihr&ca.tçı iirma arasında bölünecektir.» • Nobel ve Uzerine OKTAY AKBAL Evet Hayır ORMANLARIMIZ YANARKEN ir Ulkenin kalkınması ve dıs ülkelere muhtaç olmaması için yapabılecegi biricik ış, kendi doğal kaynaklannı bilimin ve teknigin gerektirdigi bıçimde işletmektir. Dogal kaynak lanndan ferektigı şekilde tayda.lanamıyan bir ulus, hiçbir zaman dışa bağımlüıktan kurtulamaz, bagımsızhğa kavuşamaz. Turkiye'nin en onemlı doçal kaynagı arazisi ve topraklarıdır. Bu dogal kavnaitımın, bilimın ve teknigin en son metotlarma göre işletmek zorundayız. Kalkınmamızın en önemli ve ilk büyuk adımı bu olacaktır. Ülkemız öteden berı, tanm ülkesi olarak tanınır. Tanm denilince de akla tarta tarımı gelir. Meyilli arazide tarla tarımı yapılamaz. Yapılan topografik haritalar, havadan çekilen fotogrEflar ve ulaşım olanaklarımızın artma sı nedeniyle gezip görebildıgimız yurt parçaları. Türkiye'de duz arazinin çok az bulundu£unu açıkca Köstermek^çdiî, <Şı> J»^*nlerle, ulusca ânzalı a'razîlerden faydalanma metotlarına yöBelmemiz gerektigl sonucu ortaya çıkmaktadır. Tarla ziraatine elverişli arazilerimizden tam değilse de, tama yakın bir oranda fay dalandığımızı söyleyebiliriz. Fakat ânzalı arazilerimiz için bu oran çok düşüktür. Ânzalı arazilenmizi. önce yanlış kullanıyoruz, bu nedenle seller ve toprak erozyonu gün geçtıkçe artıyor. tanm arazileriyle yerleşun alanlan da büyük çapta zarar görüyor, ikinci olaras da, ânzalı araziden saftlavabilecegimiz faydalan sağlamıyor ve yoklugunu çekiyoruz. ömej^in kft gıt, muhtaç oldufeumuz çok önem lı bir kültür aracıdır. Kagrt Uretımimizi arttırmak için, ânzalı arazilerde orman yetistirmek ve verimi arttmcı bakım metotlannı uygulamak zorundayız. Kâğıt üretimini arttıracak başka bir metot henüz bulunmus dejfildir. Diğer orman Urünleri örnejin kereste, kontrplak, kontralit. sun ta levha, reçine, selüloz ve çesit1 kimyasal maddeler için de du1 rum aynen böyledir. Türkiye'de Ihracatın çoğu tarıma dayalıdır. Sanayi 0r0n8 dlyt nitelendlrilen Ihracat maddelerinin bila Ijlenmlj tanm örünlerl olduğunu dü}ünür»»k lüm tanm üretlcilerinln, yanl kSVIO emekçilerln almterini dıs pazara tatan kijlye Ihracatçı adını verebiliriz. Acaba kaç kifldlr bunlar? Devlet verilerlna gBre, 1»7J yılındı TOVklyt'd» US1 Ihr»catçı buiunmaktadtr. Bunlardan bazıları sirket, bazıları klsl bltimindt cahşmaktadır. Toplam Ihracatçıların yüıde M^0"u 10 ilde toplanmıjtır. Îİ52 Ihracatçının 10 llde dağılım Myıları v * oranlan »öyledir: lıtanbul 169» ihracatçıyla birincl g«tmekt«dir, tüm Ihracatçıların yüzde 4£,56'sl, yanl yarısına yakını bu en büyük llimlzde toplanmıştır. Bundan tonra tzmlr 427 Ihracatçı (yüıde 11,M); Kars 1 « Ihracatçı (yüzde 5,34); Ankara 174 lhracalçı (yütde 4,74); içel 125 Ihracalçı (yüzde 3,42); Adana 124 Ihracatçı (yüzde 3,40); Gaziantep 10i ihracatcı (yüzde 2,*0); Hatay 94 ihracatcı (yüzde 2,57); Bursa 75 ihracatcı (yüzde 2,05); Ordu 41 ihracatcı (yüzde 1,67) İle birblrlnl Izlemektedîr. Ihracatçılar arasında kamu jektörünön, yanl devletin orant yüzde 1,61'dir. Demek kl Olkemizln hemen tüm Ihracatı özel sektör eliyle yapılmaktadır. 2.033 kislsrl firma, 659 anonlm, (24 kollektif, 230 limiled, M komandit sirket vardır. Koopcratlflerln »aynı ancak ît'yı bulmaktadır. Bir böliim Ihracatçı, aynı zamanda tthalat da yapmaktadır. Gerek aracı olarak, gerek kendl üretiminde kullanmak Dzer* hammadde, ara malı, teçhlıat Ithalatı yapan ihracatcı »ayısı 1422'dir. 3(52 Ihracatçı arasında sermayesl 100 bln liradan as»5ı elanların sayısı 13(4'tür. 100 blnle 200 bin arasında sermayeli 504 Ihracatçı, 200 binle 400 bin arasında 500 ihracatcı, 506 blnla 1 milyon arasında sermayeli 301 Ihracatçı bulunmaktadır. 2 mllyonla 5 milyon arasında 203 Ihracatçı, 5 milyonla 10 milyon arasında 11i ihracatcı, 10 milyonla 50 milyon arasında sermay»II 171 ihracatcı, 50 tnllyonu aşkın sermayeli 51 Ihracatçı v * 300 milyonu askın sermayeli 2 ihracatcı firma bulunmatrtadır, 3652 ihracatcı arasında *2 firma yabancı sermayt İle ertaktır; bunların 63'ü anonlm sirket blçlmindedir. Yabancı »ermaye I I * ortak olan ihracatçılar büyük sermayeli }lrketlerdlr. • Turkiye'nin yıllık Ihracati ortalama bir buçuk mllyar dolardır. Bu rakam Turkiye'nin tüm ulus olarak çalısıp yarattığı de$erden dışarıya satablldiğldir. Işte bu satı? 40 milyonluk Glked* 3652 Ihracatçının ellnden geçmektedir. Tütün, pamuk, Gzüm, incir, fındık, deri, dokuma; dısanya satablldlğlmlz ne varsa tumünün karı 3(52 ihracatcı arasında payla;ılmaktadır. Daha doğrusu, 3(52 rakamı da aldatıcıdır. Bu Ihracatçılar arajında lermayesi küçük olanlar dışında kalan büyük sermayeli flrup, bir buçuk milyar dolarlık ulusal ürünün satifinda aracılık etmekte; ve aslan payını denetlemektedir. Hem de çoğu kez, ihracatçılar bu satısı yaparlarktn kendl Sz sermayelerinl kullanmaz, halkın bankalarda birlken parasını kredl olarak alıp kullanırlar. Bu da yetmez, Ihracat yapan, ya da vapar görünenlere «vergi ladesi» adı altında ayrıca devlet haıinesinden prim veriltr. Bunun son örnejl tHayali Mobilya lh» racatı>nda görülmüftür. Izmlr'de 20 ıhracatçının 1 mllyar 250 milyon devlet kredlslnl kullanarak 1 milyara yakın k t r sağlamasma bu bakımdan jaşılmaz. Hele dıs ticareti dcvletlejHrelim diyenlere: Senl komünist!. diye saldıranlara da hiç saşılmaz. Buna benzer manzaralar sömürulen yoksul ülkelerln hepslnde görülmektedir. Yabancılar bizi Içerden ve dısardan b«g> layıp kafaları şartlandırmıslardır. Halk; üretlci, emekçi, işçi, ya bu tartlanmıyı kıracak; ya da tömürülüp duracak... B KOMŞUMUZ ARAP ÜLKELERİNDE. İSVEÇ VE NORVEÇTEN GETİRİLEN ORMAN URÜNLERİ SATILIRKEN, BiZaM TOROS DAV N TLARINDA ORMAN B ir fNobeUdir gidlyor. Yıllardır böyle... Palancı Nobel sldı alâcak, bılmem kim Nobel'e aday gosterildi, Nobel Odulünün verilmesinde siyasal nedenler var, >un(ar bunlar... Kilabevleri Nobel dizileri yaparlar, Nobel alan yazarların kitapları kısa sürede tükenir. Nobel Odulu, daha doğrusu ödülleri, özellikle Edebiyal ve Barış Odulleri, çağdaş dunyada üzerinde en Çok konuşulan, tartışılan bir olaydır. YAKMAM1Z ÇOK ACIDIR. Prof. Dr. Tahsin TOKMANOĞLU Nobel Odulleri be* dalda vedlir. Isveç Krallık Bilim Akademlsl fizik, kimya ve ekonomi dalında. Karolinska Enstilüsü Fizyoloj ! ve Trp dalında; isvpç Akadcmisi edebiyat dalında v« Norvcç Parlamentosunun Nobel komltesl barış dalında yılın en başarılı kişislni jeçer. Bari} ödülünü niye Norveç Parlamentosunun bir kurulu verir? Nobel vasiyetnamesinl yazdığı 18Î5 te Isveç'l» Norveç tek bir devletil da ondan... Adaylar nasıl saptanır? Bu, bej ödül verecek örgiitlerin bu konuyle ilgili üç ya da beş kişilik komiteleri vardır. Bu iiyeler dışardan da seçilir. Bu kişiler ilgilendiklpri dallardsk! üelismelerl lılerler, o alanda yapıllarla yakından ilgilenirler. Çeşil'i kıırumlar, örgütler, kişiler adaylarını bu komileyc bildirlr. Komilelerin (alışmaları her yılın fubatında başlar, ödülleri dağıtacak Akademl ve bilimsel kuruluşlar Ise kesin kararlarını ekim ve kasım avlarında verir va dünyaya duyururlar. Ödül töreni ise her yılın 10 aralığında yapılır. Ödülleri İsveç Kralı verir. Yen! Anayauya göre isveç Kralının hiç bir işi yoktur, yabancı elçilerl ve konukları kabul etmek, bir d* 10 •ralıktaki iörende ödülleri vermeklen bajka. 10 aralık Alfred Nobel'ln öldüğu gündur. Pekl, kimdir adı yıllardır dillerden düsmeyen Aflrad Nobel? Dünyada en çok tanman lıveç'lldir bu. Yasamı öylesin* tekdüze geçmiş ki anlalacak pek bir şey yok. Ünii ölümünden sonra ortaya çıkmış, yaşadığı günlerde pek az klmse tanımıs onu. 1»33"de Stockholm'de doğmuş, Scanie eyaletlnden Nöbbelöv köyünden, adt da burdan gellyor. Hastalıklı bir çocukmuş. Kendl kendine yetismiş bir inşaatçı ve mimar olan babası iflâs ediyor, oğluna çalışma gücüniı, zekâsını, hayalciliğini bırakarak... Baba Nobet gider bu kez iş gereği Petersburg'a yerlesir, Kırım Savaşı yıllandır, ep«y para kazanır, ama savaş Rusya'nın yenilglsiyle bitince bir kez daha iflâsa oider. Iki oğlunu Rusya'da bırakır, Alfred'le birlikte Stockholm'e döner. Alfred on altı yaşına kadar murebbiyelerle yetişlırilmiştir, öğrenim gormemiştir. Buna rağmen yirmi yasına girdiğinde kimya alanında ileri bir duzeye eritmiştir, Almanca, Fransızca, İngilizce, Rusça bilmektedir. Edebiyatla yakından ilgilenir, ama bu, iş yaşamına atılmasını önlemez. Patlayıcı maddelerle, özellikle nitrogliserin uzerine çalışmalar yapar. Bu maddeye Kieselguhr maddçsine ekliyerek dinamiti bulur. Yin« nitrogliscrinle başka bir maddeyl, Fulmicoton'u karışlırarak dinamitten de güçlü bir patlayıccyı ortaya çıkarır. 1875'de patentini alır. Işte bütün bu çalışmaları, bulujları ona büyuk bir zenglnlik kazandırır, 1396da da ölür. Klmi zamanlar ortadan yitip gider, bir yerlerde gızlenir, kendl başına yaşarmış Atfred Nobel. fAğaçlar, otlar ve sinlrsel durumuns saygılı, sessiz dostlar arasında» yaşarmış. Daha çok yurdundan uzaklarda, tek başına, bir garip yalnızlık içinde. Hiç bir zaman evlenmemiş bu «Avrupanın en zengin serseriji...» Ölümü da Ualya'da San Remo'da olmuş. Yasamının lek kadım annesil Yaşamını ınceleyenler bir aşk kırgını olduğunu yazıyorlar. Paris'ta tanıdığı kendisinden yirmi üç yaş küçük bir genç kızı sevmiş, onun için yazılar yazmış, onu eflitmeye çalışmış, ama mutlu bir yaşam kurmayı bajaramamı} onunla... Ölümünden bir yıl önce 27 kasım 1895'de Paris'te vajiyetnamesini hazırlar. O gunlerde serveti 31 milyon İsveç kuronudur, biıim bugünkü paramııla yarım milyar lira... Bu paranın yıllık gclirlnin her yıl «insanhğa en çok yararlı İş görmüs kişilere» verilmesini ister. Bu uç yüz sözcükliık vasiyetnameda üç İsveç kurumu ile Norveç Parlamentosu Storting bu ödülleri vermekle görevl«ndirilmıştir. Gençliğinde Shelley'in barışçı fikirlerinin etkisinde kalan Nobel uluslar ve insanlar arasındaki çatışmalardan hoşlanmazdı. Clumünden b.;ş yıl sonra Nobel Vakfı kuruldu. Nobel Ödülleri de 29 hazıran 1900'de verildi. Bu güzel insancıl^ barışçı gelenek de böylece başlamış oldu.Nobel Ödülleri çoğu kez dünyada bflyük tartışmalar yıralmıştır. Işin içinde siyasal hesapların var olduğu ileri surülür sık sık. Nobel Odullerinin kapitalist dunyanın temellerine sımsıkı dayandtğı soylenır. Churchill'ın Edebiyat Odülü almasından, Ihtilalden sonra Sovyeller Birliğinden Paris'e kaçmıt bir Ivan Bunin'in bu ödulle değerlendirilmesirıden, Pasternak'a, Solzenitzin'e dek bir takım yazarların ödullendlrilmesinde politik nedenler, niyetler aramr. Bu yıl Barış Ödülünün Sovyet bilgini Sakharov'a verilmesi bu hesapların en son örneğl sayılmaktadır. Kim Sovyet rejimine karşıysa, iola karşıysa, Nobel Ödülu verilerek baş tacı edilirmiş! Bunu söyieyenler zaman zaman haklı gibi görunürler, ama aynı cdulü daha önceki yıllarda bir Şolohov'un da kazandığı unutulnıamalı... Nobel solcu değildi, dunya kapitalizmine yararlı olmuş bir kişiydi. Kurduğu kimi büyük firmalar ICI gibi bugün de yasamaktadır. Ama iyi niyetli, duygulu bir kişiydi Alfred Nobel. Ortaya koyduğu bulusların barışa değil, savaşa hizmet edtceğini anladı, bu yüzden kazandığı serveti barış uğruna çalısıp ürün verecek insanlara dağıtmak istedi. Tartışılan bir konu da bir Türk yazarının, şairinin ya da bilglninın bu odulu altp almayacağıdır. Yaşar Kemal'in adı sık sık geçer. Gerçekten de bir kaç yıl once Nobel Komiteleri Ya>ar Kemal'in adaylığı üzerinde durmuşlardır, ama o yıl odülü Avustralyalı Patrick White kazanmışlır. Dünyada, Turkiye'ye karşı gizli açık düsmanhkların guçlendiği bir zamanda bir Türk'e Nobel Ödülünün verileceğlni dusunmek biraı hayal gibi gelir bana... Nitekim 1975 Nobel Edebiyal Odulu de 80 yaşındaki Italyan şalrl Eugene Montala'y* v e " riltniştir. Bu konu üzerinde ayrıca duracağım. 1. ü . ORMAN FAK. ÖĞRETÎM ÜYESt teğinln uyar.ması ve artmasıdır. Öbür koşullar daha sonra gelir. Son aylardaki yangınlara karşı vatandaşlanmızın gbsterdıkleri hassasiyet, gelecegimız için ögünülecek bir durumdur. Orman yangmlarmın çıkış sebepleri basit bir kaç nedene baglanamaz. Çok çeşitli nedenler bu olaylarda etkilerıni göstermektedır. Bunların başlıcaları aşağıda .maddeler haiınde sıralanmı^tır: . 1 Orman içinde »» bitışiginde yaşıyan sayılan 9 mılyona yaklaşan insan kutlesinin normal geçim olanaklarından yoksıın oluşu. Bu vatandaşlanmız, jıyeceği besinı yetistirmek ve hayvanlanna yem sağlıyabılmek için ormanı yakmak ve yer açmak zorundadırlar. Kendilerine baska bir geçım yolu göstenlmedigı sürece, ormanlan yok etmeye devam edeceklerdir. Bunlarla ilgılenmek sadece Orman Bakanlıgının görevi ounamalıdır, bütün devlet yetkilıleri Ugilenmelidir. YapUabılecek bır çok işler vardır. Anlatılması uzun sürecek olan bu işler, elbirliği ile yapılmalıdır. Evvelâ ülkemizin yerleşme planını yapmak ve buna göre yerleşmek zorundayız. llmen köy olmaması gereken yerlerdeki vatandaşlar başka yerlere taşınmalıdır. Verimsiz durumda bulunan, 7* da çok az verim saglayan, ânzalı arazilerimizi verimli hale getirecegiz ve bu UrünU isleyen fabrikalar kuracagız. Ulusça benimsememiz ve önemle üzerinde durmamız gereken amaç bu olmalıdır. Komşumuz Bomanya"ya kıyasla birün orman alanından sağlanan yıllık verim, bizdekinin 10 katım bulmaktadır. Sayet orman arazilerimizi, Romanya'daki kadar verimli hale getirebilirsek. yıllık orman ürünümüz 8 yerine 80 milyon m3 olacaktır ve bu ürünü isleyen çok sayıda fabrika kurulacaktır. Orman vetistirilecek özellikle oldugu halde bos duran, ya da venmsiz bir mera karakterinde olan arazilerimiz 20 milyon hektann dısındadır. Örneğin Agn vılâyetimizde halen hiç orman yoktur. Bu ilımızde orman yetiştirilebilecek özellikte bırçok arazilerin olduğıınu yakinen görmüş bulunuyoruz. Komşumuz Arap ülkelerinde, îsveç ve Noneç'ten getirflen orman urünleri satılmaktadır. Bız ise Toros daglarında orman yakıyoruz \ Orman Bakanlığında, politik nedenlerle yapılan işlere ve alınan kararlara karşı çıkan, ilmin Te mantağın, geregini savunan orman mühendisleri cezalandınl makta ve kıyıma ugratılmaktadır. Orman Mühendisleri Odası üyelerinın 1 'Stinün kıyıma ugradıgını açıklamıştır. Bu durum, uygulama alanında çalışanların umutlannı kırmakta ve bedbınleşmelerinfe sebep olmaktadır. 3 Orman arft2ilerinin çok geniş ve arızalı olması, yeteri kadar da yol bulunmaması, kontrol ve ulaşım olanaklannı çok kısıtlamaktadır. Bu durum hem orman köylüsünün devlet otoritesinden uzak kalmasına, hem de çıkan yangınlara zamanında yetişilememesine sebep olmaktadır. Ülkemizdeki 20 milyon hektar orman 1180 bölge sefliği tarafından yönetilmektedir. Bir bölge şefliğine düşen alan ortalama olarak 17.000 hektar tutmaktadır. Bu alan hemen hiç bır yerde blok halinde değildir, küçük parçalar halinde, 25.000 hektarlık bir arazi içersine dagılmış durumdadır. Almanya'da bir orman bölge şefliğinin 2000 hektan geçmediği dikkate almırsa, durumumuz\ın yetersizligt ortaya çıkar. Bölge şefliklerimizin alan2 Milli bir dâvâ olan or larını küçültmek, yol şebekemiman dâvâsı, politik gayelerın a zi gelistirmek ve ulaşım olanakracı haline getinlmemelidır. arttırmak zorunlugu Kendine verılecek bir kaç oy uğ larımızj runa ormanlan peşkeş çeken po vardır. 4 Ülkemizde ksdastro problitıkacılann politik hayatlan sona erdirilmelidir. Bu tutumda leminin çözümlenmemis olması, olan kimseler hiç bir partinin bir çok tapu hilesinin vapılmaiçinde sivrümemelidir. 1961 yı sına olanak sağlamaktadır. Analında çıkanlan Anayasamız, or yasamız, orman arazilerinin alısatılamıyacağım, zamanla man suçlarının af edilemiyecegi nıp ne dair hüküm getirmışti. Poli özel mülk haline getirilemiyecetikacılanmız bu hükmü degiştir ğini emretmektedir. Bu emrin diler ve orman suçlulannı affe^ yerine getirilebilmesi için, Ülketiler. Her seçim arifesinde de ye mizdeki bütün tapulann bangi ni aflar vaad etmektedirlw. Bu arazi parçasına aıt olduğunun ve aflar diğer orman suçlariyle bir büyüklügunün kesinlikıe bilinUkte yangınlann da artmasma mesi gerekir. Ne yozık d henüz sebep olmaktadır. bu olanaga kavuşmuş değiliz. Ne yazık ki politikacılanmız, Bir çok tapu degişik yenerdeki hâlâ oy ugruna ormanlan peş arazilere uydurulabilmektedir, sıkeş çekmektedırler. nırlan oynatılabilmektedir. Böy le tapular sayesinde haz(n§ aransini veyahut orman arazisini elıne geçiren kişiler. parselleyip satabilmektedir. Bu saHrlann yazan, tstanbul tjogazına bakan yamaçlarda ve daha bir çok yerde böyle olaylara 'amk olmuştur. 5 Hukuk ve ceza matıkemelerinde uygulanan JSUI kanunlarımızın, orman stıçlanm önleme bakımından yeterli oldugunu söylemeye de imkân yo^tur. Or man suçu isleyen kimse, suç esnasında vicdanı ile ve ajaçlarla bas baya kalmaktadır. Suçun Işlenmesine tanık olan bir kimse bulunamamaktadır. Kanunlanmızda orman yakmamn cezası 7,5 sene hapistir, fakat bu ceza ülkemizde henUz hiç bir kimseye verilmemişt:r. Çünkü yanpnı çıkaranı suç ışlerken gören en az 2 tanık hiç bır olay da bulunamamıştır. 6 On sene önceki istatistikleW*göşe trrkemizde .25 rtdlj'On keçi yaşamaktaydı. Bugün bu rafcmtaı kaça çıktığını m)miy«ruz, çünkü yeni sayımlar veya tahminler yapılmamaktadır. Evvelce keçilerin kaldırılmaıı için çeşitli çalışmalar yapılırdı. keçlnin millî ekonomiye veoıgı sarar, çeşitli afislerle ve propagandalarla halka anlatılnısya çalışılırdı. Son yıllarda bütün bu propagandalardan v,»i5°eçi]di, köy kahvelerindekı afişle: kaldınldı, keçi davası adeta ıınutuldu. Keçiyi kaldırmadan teknık ormancılık \apabılen b:r ülke dünyada mev<mt değildir. ACI KAYB1MIZ Çorum eşrafından meThum Hacı Ariîag» v« merhum Reşide Eyüboğlu'nun oğlu, Mükrime Eyüboglu'nun kardesı ve Behçet Eyupoğlu, merhum Eşref ETüpoJlu'nun ağabeyisl, merhum Sevim Eyüboğlu, ögretmen Sevgl Eyüboğlu ve Ülkü Erzurumlu'nun babası. Tuncay Erzummlu'nun kayınpeden, özlem Erzurumlu'nun dedesi, Seyhan Velidedeoğlu, Ceyhan Eyüboğlu, Beyhan Ataay, Nurhan Dora'nın amcaları ve Fıknye Eyüboğlu*nun kıymetli eşi; ÎSTİKLAL SAVAŞI GAZtLERtNDEN Emekll Dr. Albay (Röntgen Mütehassısi) Sonuç Giris kısmmda açıkla^ıiıgı U zere, ülkemizin topograî'k yapısı bizleri teknık ormancıiılt yapmaya ve orman ürünıerirıi işleyen sanayiyı geliştırmeyî zorlamaktadır. Koşullanmızın sösterdiğı bu yoldan ayrıldıgımız sürece kalkınmamıza ımlcân yoktur. Raıf EYÜBOCLU 23.10.1975 günü tutuldugu hastalıktan kurtulamıyarak T » fat etmiştir. Cenazesi 25.10.1975 cumartesi günü ögle namazını müteakıp Kadıköy, Osmanağa Camiinden alınav rak, Karacaahmet Mezarlığında topraga venlecektir. Mevla rahmet eyleye. A 1 L E S t Hîankcnlcrl.. TelevizyonSinema Reklam Filmlerinde Fotoromanlarda oyuncu, Afiş Pankart Takvim Broşür Basın Reklamlarında Foto Model, Defilelerde Manken olarak çalışmanızı temin için sizi 750 işyerine tanıtacagız. Geliniz görüşelim. Yangın nedenlerl Her Türk vatandaşı, bu büyük nimetten niçin yeteri kadar faydalanamadığımızı öğrenmek istiyecektir. Orman dâvâsuıın basanym ulaşmasının ön kosulu, va» tandaşlarımızda bu ögrenme ıs âibıl MankenTanıbmMerkezi Osmanbey,Matbaacı Osmanbey Cad.No.51/3 (Vepa MağazasıYanı) Cumhuriyet 8395 VEFAT VE TEŞEKKÜR Î5.10.19T5 günü Hakkın rahmetlne kavusan Emine Refika Tiryakioğlu'nun t acı kaybı dolayıslyle 47 20 06 ÎSLAM CEN AZE tŞLERİNE japmı$ oldugum t«lstonla acılı günümüzde bizlere yardımcı olua. hütün ışlemleri titızlıkle ve nassasıyetla takıp ve deruhte edıp, tıoca, duahiilarına. personelıne, camı ve mezarltk, cemaat vasıtalan, gazete ilânlan ve meftaya i't cenaze merasıminl hassasıyetle sonuna k.idar v&zıfe kılan İSLAM CENAZE İŞOLKİNE teşekkür etmeyi bır borç biüriz. BEYOĞLU VEKGt DAİKLSt MtUÜR ML'AVINİ SIRR1 TtRYAKlOĞLU antik çaglarda insanlar ilkel biçimde saklarlardı paralarını... çağımızda insan.tasarruflannı müştcrilerinc en iyi hizmeti sunan bankada biriktiriyor ve değerlendiriyor. •••••»•••••••••»••••»••»•••••••••••»•»••»•• • • J + • J • SATILIK KİYMETLİ MÜLK îstikîâl Caddesi'nin en mUtena yerinde ATI.ANTİK J adı ile marul lokant&nın bulunduğu bina sahibi eli ile sa• tılıktır. • GÜNDt'Z: 49 00 49 J Cumartesı, pazar ve geceleri: 47 41 26 58 98 87 • ) • •»• • • • •» • • • •• » • • • »» • • • • »• • • • » •• • TÜRK DIŞ TİCARET BANKASf \ n "8 çağdaş bankacıbk anlayışı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear