25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 Evlül 1974 on Kıbııs bıınalımı v» aria üzerindeki «5k»rî girişım Tüıkiyeyi, uluslararası önemde bir 5orunun taraflarından biri olarak dünya önjne çıkarmıştır. Kıbrıs krizi. Türk Devletinin, yakın geçmiş döuemdeki ve gelecekteki dış politikasının yöneüşleri üzerinde düşünme oianağını vermesi bskımından ayrı bir özellik taşıyor. Yunan cuntasının kolay zannettiği bir olup bitti ile adayı Yunanstan'a bağlama, Megalo idea'ya bir adım dsha kazandırma niyetinin. Türk Hükümetinin ve 5ilâhlı Kuvvetlerinin enerjik girişimleri ile önlenmesi, dış. dünyada anlayışla karşJanmış ve s:c.ı< bir onay görmüştiir. Fakat bilinen nedenlerle cua tanm devrilmesi ve Vunanistana Karamanlis ba«kanlığında bir sivil yönetimin getirilmesi Kıbrıs •orununu, kosulları çok daha başk» bir arenay» getiriverdi. Yunan sivil yönetimi, cuntanm yüzüne ırözüne bulaştırdığı Kıbrıs bunahmından iç ve dış poliukada faydalanma taktiğine girişince, anlaşm;jzlığın âdil, barışçı ve sürekli bir çözüme bağlanuıajı elasılığı da iyiden iyiye azalmış oldu. Tüıkiyçnin ikinci askerî girişimi, bunun doğal bir sonucu olarak ortaya çıktı. Ve böylece dünyada Türkiî'eyi işgalci. saldırgan bir devlet biçiminde gösteren yoği'n Yunan propagandası başladı. Sorun, henüz belirli bir berraklığa kavuşmamış olmakla birlikte, ilk günlerin görüşü engelleyen toz bulutlsrı dağılmağa başlarmştır. He!e, Kıbrıslı soydaşlarımıza karşı yürütülen toptan imha hareketlerinden sonra. Yunanistaıa açıkça arka veren Fransa'da büe ciddt basın organlan. Kıbnsta iki toplum arasında bir coexistence biılikte yajam*. nın olanaksız olduğunu yazmaktadıılar. S böyle davranıjlarm dofrudsn ilişki içindeki. taraf devle*lere hiç bir faydası dokunmadığj örnekierle kanı'Janmıjtır. Dünya Önünde Türkiye Dr. NİHAT TÜREL Tiirldye, bajırnsız bir Kıbrıs devieti temeii nanistan kaisisında ihtiyatlı bir hıturn •akınacajı belli olmuştur. ;~~ Onurlu dış politikanın. bir itt'fak içinde olmak ya H olmamakla da bir ilişiği yoktur. Uluslararası a ilişkilerde. barışçı. gerçekçi ve eşitlik ilkejine dayalı onurlu esr.eklik günümüzde dış poiitikanın le melidir. Bizi Tanımıyorlaıl teden beri dünyanın bizi tanımadığından. ya da yanlış tanıdığmdan yakınır dururuz. Batı'ya gidenler başlarından geçenleri büyük öfkeyle anlatırlar: Kalıvede iki Türk lıoşbeş ediyorduk. Yanımızdaki masada oturan itdam. konuşmalarımızı ileiyle diııledi, dinledi: en sonuııda dayanamayıp sordu: «Rağışlaym beni ama anlayamadım. haııgi ulustansınız'.'» Biz «Türk» deyince herif önce sırıttı, hayvanat bahçesinde i!k kez gördüğü garip bir yaratığı seyreder gibi uzun uzun ikimize de baktıktan sonra dedi ki: «Ya.. Aman ne kadar üginç. Ömrümde hlç Türk görmemiştim. Kaç knrınız var?Binı bir paradır bu tür öykülerin. Batı'nm bizi barbar, fesli. çok karıh. salvarlı tanıdığmdan çoğu yazarımız, gazetecinıiz. ayaınımız ömrü billâh yakınmıştır. Kendi^nizi Batı'ya tanıtmak için çırpınır uğraşırız. Ama nafiledir. Dünyaya bir milyon işçi serptik. Fransa'dan Avustralya'ya dek emekçi gönderdik. Gene şu işi beceremedik. Eskiden Batı'ya gidenler «Avrupa gönnüş adam» dıye parmakla gösterilirdi. Şimdi Avrupa'mn sokaklarmı biz süpürüyoruz. Hem Ortak Pazardayır. hem NATO'da; sma Baıı bizi tanımıyor. Batılı olamadık. İsveç, ne NATO'da. ne de Ortak Pazar da... Ama Batılı! Na biçim iş bu? Biz Batı basmında Almanya'daki Türk işçisinin alafranga aptesaneye tünemiş karikatürlerini gördükçe utanıp sıkılarak: Tuh ulan! Memleketi ele güne karşı iki paralık ediyorlr.r. dıye hep öfkelenecek miyiz? Tuhaf bir öfke bu Anadolu'daki sptesane'.erin rezilliği, kciyde ve kasabada çok karıyla evlenmenın geçerliği bizi rahatsız etmiyor da Batılı birinin iki çift lâfı kanımızı tepemize sıçratıyor. Çileden çıkıyoruz. Bir yanlışlık yok mu bu işte? Hiç kuşkusuz var. Bir kez şu gerçeği belirtelim ki, Batı'nın dünyayı yöneten çevreleriyle gerçek aydınlan bizi iyice tanımaktaaır. Eğer Amerikan kodamanları hizi bizden iyi tanıınasa. Türkiye'ye gelen her Amerikan generali, havaalanına iner inmez. çevresini saran gazetecilere: Türk askeri cesurdur. kahramandır. biz komünizme karşı Türklere giiveniyoruz.. diye demeç vermez. can damarımııa basıp bizi gönlümüzden aviıyacak nutuklar atmazdı. Batı bizim iyi ssvaşçı olduğumuzu bilir. Ama İngiliz Lordlar Kamarasınm Nepalli Gurkha'lara baktığı gibi bakar askerimize Batı seımayesınin görünür ve görünmez imparatorluklarını komünizme ve sosyalizme karşı korumaya gelince. Batıh. hepimizc iyi bir perdaiı çekip «kahraman Türk askeri» simgesini islerreye başlar. Kıbrıs'ı mezbahaya çeviren Rumlara karşı Tüxk ordusu harekete geçti mi. bu kez Bau basmı: Aşamamız Çeyrek yüzyıldır bilinen. fakat iç politikamızın iktiriar alternatiflf ı ince «nla^ılamayan bu gerçekler. ssnırız artık tartışmasız bir ilke gücüne erişir hale ?elmi?:ir Dünya önünde bugünün Türkıyesi şimdi böyle bir uluslararası aşamaya erişmiştir. Uluslararası ilişkilerde ideolojik nedenlerin, Hcvlet olmanın krndine ozgü özeilikleri içinde en riikle'.i ve önerr.sizleş'.ikleri bir çağda yaşıyoruz. İdooloii ve devlet. kaışılıklı ödünlere dayalı bir çe şit nikâh iliskLsi içinde bulunıırlar. Devletin dışa dönük girişimlerinde. ideolojik yapıdan çok. devieti devlet yapan çok bs^ka faktörlerin ön p'ânda jer aldıeı, sadece günümüzün değil, başlı başına siyasal tarihın, bir gerçeğidir. Bugünkü Türk dıs politika.=ı yalnız hükümeî seviyesinde değil, önemli devlet kuruluşları bakımindan da, onurlu bir barışçılığın ve vok yönlülü ğün bilincine varmıştır. Hiç bir dış nıacera içine girmcden uluslararası r.azik vc bölşesel den?eyi bozabilecck her tür'ü GavraniMn riışında kalarak önce komşuları ve (!ot ülkclcrle srmra df. baııjtsn yana bütün devletlerle sıkı ve gerçekçi ilişküer dış politikamızın ana hedefi olacağa benziyor. Dünya önüne böyle çıkaa bir Türkive. sabırla, entrika diplomasisinin kısa süreli engellerini ıaşabilecek. bundsn da ötede ulusuna çok daha güven!i. dcvletine çck daha itibarlı yarınlar hazırlayabilccfkür. O üzerinde, âdil ve gerçekçi, iki topluma aynı zamanda eşit gelişme. yaıama ve güvenlik çağlayan çözümlere hazır olduğunu açıkça tekrarlamıştır. Fakat Yunan Devletinin üzerindeki ENOSİS yükü. Yunan Hükümetlerinin sağlıklı ve olumlu bir tutum yansıtmalarını engellemektedir Yunan d\% politikası, geçen yüzyılın Doğu sorunu koşulları vaımışçasına, geleneksel şunanklığı içinde bazı B.itılı koruyucuları ıle eski piyesleri sahneye koym» scvdasına kapılrmş görünüyor. Sayın Ecevıt'in çağdışı olarak r.itelendirdiği bu tutum, çağ içi uluslararaaı değerleri iyi değerlendirmesı fanı ıle, Tüı k i j e önünde tutunamıyacaktır. Yunanistan, devlet olarak kuruluşundan beri göt düğümüz, eski Yunan uygarhğının mirasçiM rolıi içinrie. Batılı bazı ülkelerde sahte bir mcrhamet «ömürücülüğü yaparken, NATO nun askeri yapısın dan a y n l m a k nedeni ile de başta Sovyet Rusya >!mak ürere sosyrlist ya da bloksuz îilkeleri dııygusal yönci* etkilemek istemıştir. Fakat bir Bat.iı yorumcunun drdiği gibi, Türkiye ile daha sağlam ve tutarlı iligkiler içinde bulunan Sovyet RUSVAnın. üeride ne gibi entrikalsıla nasıl bir yönel.i göjtereceği bugünden pok de belli olmayan Yu Kıbrıs kunusunds Türkiye. günümüz'in uluşlarsrası değerlerine ve devictler hukuku anlaniıiıda h;:k \e ncialet ilicele! :ne ayk;rı bir davran:ş ve göriiş sahihi değildir. Yunanisisnın konuyu, önunıüz dcki günlerde loplar.acak o!an Birleşmb Milletler Gtnel Kuruluna gotürmesı. aslında saldırgan olmayan ve bciiıştHn yana olan bir Türkiye için kor kulu rüya olmajacr!;tır. Yalnız ?u da bilin:nekteriir ki. uluslarsrası konularda ve anlaşmazlıklarda, Füclece haklı olmak yeteıli sayılmamaktadır Hak lıhîî kabul ettirmck için çoğu kez ulusîsrarası oir itıbar vc bunu yaratacak politik esneklik ve uz^k göıüşlülük gerekmektedir. Son yirmibş vı da, Türkiye'nin büyük dış politika yanlışhkları, haıala rı olmuştur. «NATO müttcfikimiz gücenir» gerekçesiyle Cczayir kurtulusuna karşı gelmemiz, Vietnamdan Sü veyş bunalımına kadar henıen her uluslarsrası anlaçmazhkta kralrian fazla kıalcı davranışlarınıız, bası kıımda bir deve kuşu politikasının üzücü £0rünümicri idi. Hiç bir pratik dcğeıi olmayan İ7.nîe bir •Tanı b3jıms:z!ık ksvramı ne ise. onursuz bir ittifakçılık ve tek yörliilük politikası da odur Ve Gerçekçi Tutum Bunalımın başmdan beri Türk Hukümeti bu perçeği açıklamıştır. Başbakan Sayın Ecevit, Türk Ordusunun adayı isgale gitmediğini. zor yolu il« çıkar sağlamak gibi bir niyetinin olmadığmı söyle miş durmuştur. ÇIKMAZDAN ÇIKTIK! Oktay AKBAL Evet Hayır TÜRKİYE'NİN DİNAMİK YAPISI rçen yazı'srîtnizda (fi ve 13 Agustos günlü) Türkıye'n:n nüius ve yerleşme yapısi açtsından büjült bir degışîklik ve dinamızm içınde bulıınciuğunu anlatmaya çahşmıştık. Sonra araya daha güncel konulsr g:rdiği içır. bu çok önemli jazı dizilemesini yanda bırakmak zorunda kaldık. Şimdi bu diztyi sürdürecegiz. 6 ir çıkmaz sokakts uzun boylu yüıüyemezsiniz. Hiç ummadık bir ancla duvar çıkar karşını^a. Bırden kafanızı çarparsınız, anlarsınız nerde olduğunuzu. CHP MSP oıtak iktidarı daha bssından beri bir çıkmazdaydı. Kaç gün. kaç ay süreceği belli olmayan bir yo.du bu. Daha mayısta. MSP'lüerın af yasası oylamasmdaki yan çızişleriyle iyice bell: oldu so.nun başlangıcı. Belki o anda ıpler kopacaktı. Kopmadı. ortaklık adına göz yunıuldu, bu verdiği sözü tutmama, irazaladığını uyguianıama oyununa. Ardınoan Kıbrıs olayları derken çıkarma. derken savaş.. Bütün bunlarm ardındun da Bülent Eccvit ;n büyük devlet adamı kişıliğinin yuıt içinde ve dışında belinmesi... B Bilirsiniz. ne ben. ne de •Cıımhuriyet» Kcmalist devıimlerin bir tekini bile benimsemeyen. ilk fıısflt;^ hcpsin: ba^a^ağı edecekleıi bilinen bu MSP'lileri, başta Mılli Nizani Partisinin eski Genel Başkanı Erbakan olmak üzere. hiç birini tutmadık. Bülent Ecevit'in ve partisinin böylesine çağdışı bir parüyle işbirliği yapmüsının en azından bir talihsizlik olduğunu, bundan yararh sonuç lar beklcmenin olanaksızlığını belir'tik. O günlerde bir hükümst bunahmı vacdı. her şeye rağmen Türkiye'de bir hiıkümet kuru^malıydı. CHP Genel Başkanı Ecevit'in. ıekâ?ı. inceliji. anlayışh da%Tanışıyle bu çağdışı ortağını lıiç değilsc biıkaç ay için olunı!u bjr yone jötürcbilcceğini unıduk. Erbakan'ın liderliğindekı part:nin de çajın gerçeklerı karşısında yavaş yavas sağduyu yoluna gclebıieccğıni... A'na bu çok karsnlık bir uvnuttu. umut bile değil. bir dilek. bir özlcnı, bıı hayalrii. Bazı sajcı solcu'laıımır,n. MSFyi iktisad alanındaki görüşleriyle «olda. bir paıti savmslanna katılmadık elbet: Atatürk'e ve lemel devrimlerine kaıçı çıkan iişiler. anlayışlar hiç bir zarr.nn ne solcıı olabiliıdı, ne de çağdsş uygarlığa yakiFabilirdi. MSP 14 ekinı gunü AP'ye vcrilıneyen oyların bir bölümünü almıştl. geçici olarak y^anm milynh »Cimenin dcstpğini kazanmıştı. Ne var ki bu yannı olmayan bir başanydı, nitekim bir iki ay sonra il genel meclisi seçimlerinde oy s^yısı yarı yarıya azaldı. Bugün yapılacak bir seçimde o sayıyt da bulursa şaşmalı derim ben... Bülent Ecevit basına verdiği demeçte, Erbakan için şöyle diyor: «Bir devlet adamı olarak, bir hiıkümet üycsi olarak Sayın Erbakan ker.dmi millete doğruları söylcmekle. geıçekleri söylerr.ckle yükümlü sajmayan bir hükümet ve siyaset anlayışındadır.» Ecevit'in bu tanılaması (teshi«i>. politika yaşamı süıesince Bay Erbikan'm üstünden ayrılmayacaktır. Yedi ay süıen bu zoraki oıtakiık; Ecevit gibi olaun, saygılı. sonsuz sabırh bir kişinin en sonunda \ardığı bu sonuç. verdiği bu yargı. belki de Erbakan'ın VF MSP'rin mnu olacsktır. M'I'cte doğruları söj"lemcyen, jerçekleıi soylenıekle kcndini yükümlü saymayan bir kişi heie bir pohtıkacı. ne dcmektiı? Durmaksı/'.n halkı aldatsn. yalanlars dayannp., sozü özü bir olmayan. güvenilmez bir kişi!.. Bunu çoğuırıuz önceden de biliıdik, yazardık. yedi aylık bir iktidar deneyinde verdiği sınavlaıda üst üste başarısızlık gösteren Erbakanla paıtisi, bu ağıı yargıyı tarıh ve ulus önünde kesinleştirmiî oldu. . Zsmînıydı değildi. şuydu buydu. Ama Türk ulu.«u Erbakan çıkmazından çıkmışur sonunda. Rahat lıir scluk almıştır Her dediği ters, her sözü güven uyandırmayan. Türkiye Cumhuriyetinin bütün tenıel devrimlerine, ilkelerine aykııı düşen bir poiitikaeı böylece bir yana itilmiş oîuyoı. Biı daha da. en küçük iktidar tandKİyesine yaıım yamalak da olsa ilişemeyeceği mulıakkaktır. Çağmm dışında. gerisinde kalmıs ksfalarla bugünkü uygarhğa uymayanlaı. yet:;emeyen!er, Türk u'usunu yönetmek savını taşıyamazlar. Türk seçmeni ilk genel feçımde Ecevitin verdiği ağır yargıyı oylanyle de onaylayacak. Erbakanı ve onun gibi kimseieri politika dünyamızdan uzaklsştıracaktır. Şimdi ne olacak? Dönüp dolaşıp bu noruyla karşı karşıya kalıyoruz. Yaşam dediğimiz de hep böyle sorulara yanıt arayıp bulmak deeıl midiı? Ha biıey olarak, ha toplum olarak... Ne mi olacak? Kendı yazgısına sahip çıkan ulusumuz kendi yöneticilerini kendi eliyle seçecek, işbaşına getirecek. Bu son yedi aylık dönem, hele «on Kıbrı* olayları Türkiye'de yeni ve güçlü bir bilinclenme yarattı. 14 ekimde seçmenin büyük bir bölümü oylarını beiirli bir yoncie toplamayı başarmıştı. Önümüzdcki ilk genel seçiırılerde Türk seçmeni dünya önünde başarılı bir sınav daha verecck: ças'nın önünde yiiriimek istediğini. çağın uygarl'Eina yskıştığmı. bir taüıın fo^illeîmiş kafaların uyduımalarına yalan sözlerıne, aldatmacalarına kapılrnadığını, kanraadığmı gösterecek, dosla düjmana... Evet Türkiye'de nüius heın do. gumlarla ölümler arasındakı far.c dolayisıyie dinamiktır ve hem de köylerden orta tıp kentlere or«dan büvük Kentlere ve süper kentlere doğru hareket halnıdedir. Hattâ bir süpeı kent ıçındeki nüius da hareket halindedir. ömegın Istanbul'da, kente dışardan gelenler eski Isîanbulda konarken eslcı Istanbullula: daha yüksek gelir dilzeyleri sayesinde Levent e Etiler'e Mecid:yeköy ve bunların en zengınlerı de Boğaz sırtlanna yerieşmektedirler. Ankara'da da durum aynidir. Kentın Hacıbayram, ülus, Samanpa^arı ve Hamamonü gıbı eski kısımlanndaıı, lıattâ Cebecı ve Babçelıevler gibi Cumhuriyet dönemınde kurulmuş kısımlaıından Çankaya tepelerine dog! ru bir akın vardır: Böylece riü•fusun durmsdan yer ve konut değişlirmesı Türkiye'nin hem zayif ve hem de gUçlü yanıdır. Güçlü yanı oluşu, talebin nüfus artışı ve gelir artışı ile ilişki kurulamayacak kadar degişıklıkler göstermesidır. Gerçekterı yapıİan talep pro.jeksiyonlan daırr.a (bazı alanla r dışında) talebm gerisinde kalmaktadır. Bunun sonucunda, Türkiye'de ne sanayii kunılsa alıcı buimaktadır. Ama bu Türkiye"nin aynı zam anda en zaytf yamdır Olur olmaa kapasıtelerde, olur olmaz konularda kurulan endüstrılerle piyasada bir fırma enflasyonu dofmaktadır Bu fırmalaı en ku(,uk ekonomik ölçünün de altında kaldığından, vapay o.arak talebin şişirilmesı. enilasyon Türkiye'nin değişmez kaderı olmaktadır. Enflâsyonun degişmez kader oldugu bir üıfcede de par*ı üstüne ticnret 'tefecıhkı, kcnt arsası tıcaretı alıp şKiiümekte; enflasyun, ekonomının yo ur.fitn saprnasına da yol açmaktadır. Elbette bu yurdumuzda başvurulan pari genişlemesının sr.dece bir yöntemıdir. En çoic rasclanan enilâsyon çeşidı de budur. Ancak akıliı bir devlet yönetirni, bu dınanıik yapıyı ?ararlı değil faydalı yönde işletmeyi başsrabihr. Önce kesin olarak kent lere bu denlı nüius yığmlaşmdsınm gereğıne bakılmalıdır. Son ra da madem k: «ne yapılsa kâr edilen» b:r ekonominm içine g;rılmıstir, o halde firma karhlıgı bir ölçü olmaktan gıkmışt:r, toplumsal yarara gırme zamsni plânlama ve ekonomı poütıkasından gelmiştır. Bunun da yolu gerek nüfus hareketlerini düzene sokacak ve gereks© kârlılıgı bir etken olarak devreden Çikaracak fiziksel planlamadır. Önce nüfus çoğalması ve nüfus hareketlerini düzenleyen yolun ne olacağını incelemeye başlayahm. Bizim çıkar çevreleri ve bazı yönetıciler.miz akülarını nedense nüfus planlamasına takmışlardır. Nüfus artısını azaltmak ve düzenlemek gıbı batı toplumlarmda çok moda olmuş ve az gelişmişlerin dünyanm başına musallat oldugu saplantısına dayanan akii ögretmeler bizde epeyce yanta bulmuş, bunun için fonlar aynimış, örgütler kurulmuş, paralar harcanmıştır. Bize göre doğırm kontrolü konusunda önemli tek nokta ananın ve çocugun sağlıgı ve iyi beslenmesidir. Türkiye'de üretımın ımalat endüstnsıne gidemej'iş nedenlen daha çok bu durrnadan süregelen yerleşme ve konutlas ma hareketinin meydana çıkardığı ek yatınm ve tüketim harcamalarından ileri gelmektedır Türkiye'de hele şu son 20 yılca bir tek evde oturan ınsanların ev degiştirmemiş kişılerın sayı«: ve genel nüfusa oranı son derece azdır. O halde her şeyden önce Türkiye yerleşme giderlerinı en aza mdirme zorundadır Ama bu ko !ay ulajılacak bir amaç değ.l dir. Bunun ıçm kademelı o'.arak en az nüfuslu verleşme yerlerinden başiayarak yukanya doğru üretim birimİPrini planlsma gereği vardır. Böyle bir plânlama da yetısmis ve yetışmemış ınsan Kücünün belli 'büyiüt kentlere deg:i fakat bütün Türkiye'ye y«yolması, datıtıiması en önemll TÜRKPHILIPS SANAYİİA* ELEMAN ARIYOR İstihsal plânlama kısmı, dökümantasyon departmanında istihdam edilmek üzere: ^ En az lise veya dengi teknik okul mezunu, İngilizce lisanına vakıf, erkek eleman aranmaktadır. (Daha üst tahsil vı tecrube tcrcih nbıbidir.) Isteklilerin LEVENT'de bulunan fabrikamızın personel müdürlüğüne yazı ile veya şahsen müracaatları rica olunur. (Propıgandı: 143) 7*23 neylerde, Tüıkiye'ye göre şu eks.klikler vardı: (T) Bugünkü yayın organlan (Radyo, TV.' o zamanlar da yoktu. Halk bu nedenle dünya ve ül ke sorunlarını bugünkü kadar bil rr.iyordu. Taşıma araçlan da bugünkü kadar yeterli olmadığınaan büyük kentlerle taşra arasındski bağlantı zayıftı. Bugün Türkiye'de durum böyle değildir. (f) Bugün bir dışardaki işçiler etkeni vardır. Bu isçilerin dışard.s aldıkları ücıet toplamı 15 milynr markı bulmaktadır. İyi izlenen bir dış propaganda ve inantün bir ekonomivi ağır ve tsşınıl amaç nlnıalıdır. Bir kez de, bir nııma kampanyasiyle buradan kac; yıl içinde bu sonuca varıiamaz maliyetlere götürüı. halk ?ektörünü H.vakta tutacak nuyabıiu, ancak bir konuda ıse ciıç para sağlanabilir. Bu etken Uyulması Gerekli başlatııak onu bıtırmeye yakın eş hhtıda o deneyler sırasında yokdeğerdedır. Türkiye kısa Zdmantu. da yatmmlarını bu yola sevkeKonacak kurallar sadece kamu Hükümet ayrıca dağınık köylederken, öte yandan bütün yerleşke>imi için değil, bütün ekonomi r\ uzıın sürede birleştirebilir ve me u sanayıleşme planlarını alt için zorunlu vc uyulması gerekli koykentler kurabilir. Bunu ayrıust eden arsa spekülâsyonunu olınahdır. Burada serbest ırade ca inceleyeceğiz. Böylece nüfus önlemelidır. Bu sayfada birçok ferdin karar ve ışyeri scçme özhareketlerinin maliyeti en aza in kez va^dığımi2 gibi burtun yolu gürlü^ü de söz konusu edilemez. ciırilince ortaya öyle bir yatırım arsa satışlarını dondurmaktır. Çiinkü bir endüstri tesisı yurt ça kspasitesi çıkacaktır. Böylece da Eu ya kent ıçx arsalarm devletpında önem taşır, kişisel tasarruf nüfus hareketlerinin yarpr geleştınlmesı yolu ile olur, ya da lar ve hareket serbestlıği arkn t rdiği. a=la zarar getirmediji orbir belli günden sonra yapılan p!ânda gelir. Önce düjünülecek Vya çıkpcsktır. Konuyu sürdürfl satışlardan sonra arsaların el şey toplumsal yarardır. Sonra, ceğiz. Halk Sektörü ve köykentle değıştirmesıne smırlar konur. • kâr ettikçe her yerde kurarım» zi ttrtifacağız. ^Şunıı açıkça belirteum, Kj >jsa cUHÜncesı|dj yafifeCrj. Çünkü goe '' > ımülkiyeti başka, konut ve işyerı d^jğümüz gibi bu 'ortam içinde •mülkiyett başka şeydlr. Arsa kârlı olmsyan ış yoktur. Maksat mülkiyetinin devletleştırilmesifırma kârını. soâyal yararlar ve nin konut mülkiyetinj etkilemeger.el plân .yönlendirmeleri ile mesi için güvenk. uztın sürelı bırlikte yürütmcktir Bu da fizik«arsa kira» sözleşmelerı yapılab;sel plânla olur Ancak. Devlet l'.r. Yatırımları ve nüfusu yurt Plânlama Teşkilâtı da bu anlayı yüzeyıne yaymanin bir başka ş.ı gelmelidır. Bir çoğunu yakınTarih Kurumu Başkanı sayın aracı nitelikli ışgücünü yerleştidan tanıdığımız. yetişme yılları Prof. Karal'dan aldığımız aren merkezlen yurda yaymaknı izlediğimiz Devlet Plânlama hariç) tır. Ssnat okullan ve enstırüleTeşkılâtı uzmanları ve yönetici çıklamayı (ek belgeler ri, teknik okullar, teknik öğretkadrosu bu işlerin hakkından ge aynen yayınlıyoruz: «Cumhuriyetin ö Eylül 1974 men okulları yurt içine yayıldıklecek yetenektedir. Ama en hurtsrihli sayısındi ikinci sayfada ça, buralarda yetişen elemanlar da iş bile bu teşkilâta getirilip, Dr. Rüstü Ergun imzasiyle çııllâ büyük kentlerde iş arama burası esas ijlerinden uzağa çekan «Bir Türk bilgini Biruni» aLışkanlığından sıyrılacaklardır. kilmektedir. ba$hklı yazıda Kurumumuza Bu sıyrılma Türk iş hayatımn Özel mülkiyeti büyük kentler bazı târizler yapnmaktadır. Koteknik elemana bağlı kesımlertnı nunun Kurumumuzca nasıl ele den dışarıya yaymanin bir yolu Anadoluya çekecektir. alındiğını ve neier yapıldığını da «Halk sektörü" diye anılan, üsırasiyle bildiriyorum: zerinde epeyce tartışma yapılmak Yatırımları yurda yaymanin la beraber bir sonuca bağlanama 1) Büyük Türk bilgini Beyrubir baçka aracı özel tasarrufları ni (bu isim önceleri Birunî diyan .Halk sektörii«dür. Aslında yurt yüzeyinde değerlendireçek ye yazılırdı. Topkapı Sarayında kapitali halka yayma konusu ye crganiza5yonları kurmaktır İşte ni ve bize özgü bir iş değildir. Da ki el yazması eserinde harekeli burada ve bu ölçüde fiziksel plan olarak Beyruni biçiminde yazılha önceleri de Fransa, Almanya lama ve halk sektörü uygulamala ve hattâ kapitalizmin kalesi o d.ğından biz de iki yı 1danberi s işin işine girecektir Fiziksel Beyrüni imlâsını kullanıyonız.) lan Birlesik Amerika'da •kapitapiânlamada ilke şu olacaktır: Tü lıstsiz kapitalizm» özlemiyle çe ile Kurumumuz 1935 yılmdan ketim endüstrileri küçük yerlerşitli kuruluşlara gidilmiştir. Al beri ilgilenmektedir. Atatürk'ün oe de (nüfusu az yerlerdeı kuru sağlığında iki büyük eserini Amanya'daki çeşitli özellikli koope h'bilir, bunlara ara malı üreten rapça'dan Türkçe'ye çevirttik. ratifler, Fransa'da bazı ütopik ya da yedek parça yapan üniteler Bu eserlerden birı basılmaktasosyalistlerden etkilenen atölye • iketim endüstri üniteleri arasın. dır. kuruluşları ile de uygulamaları da merkezi bir yerde ama ulaş2) Büyük bilginin 4 Eylül görüldü. Bunu Amerika'da «Halk * rma olanaklarının bol olduğu1973 tarihine rastlayan 1000. dokapitahzmi» denilen, halkla ilişyerlerde kurulmalıdır. Kitlesel ükisi olmayan düzenle karıştırma ğum yıldönümü için Kurumuretim gerektiren ağır endüstri ya mahdır. «Halk Sektörii» Türki muz 1969 yılında harekete geçtınmları ile, otomobil ve elektro ye'ye özgü bir şey olacaktır. Ka miş ve 12.IX.19S9'da üyelerine nik gibi sürekli kullanılan bübir genelge ile bunu bildirmisrar mekanizması bu girişime ka yük değerde mal üreten endüsttir. (Ek 1). tılan kiş'lere ait olacaktır. Bstı rilerde ise kuruluş yerlerinin se3.' 15 Eylül l<Wda UNESCO ülkelerinin geçmiş uygulamaları çimine ne kadsr özen gösterılse Türkiye Milli Komisvonu Başbizi bu konuda rahatsız etmemeli apşer. Bu ünitelerde yapılacak kan'ıgına yazdıgımız bir vazı idir. C'inkii B..trd» eirişılen deyer seçme hatalarının yükü büle. BeyTiini'nin büımsel Jrişiliği ve eserleri hakkında bilgi vererek, 4 Eylül 1973'le 1000. doğum (rününün dünya ölçüsünöe H E R 10 G Ü N D E B İ R törenlerle kutlanmasi için UNESCO Genel Merkezi katında firişime Eeçmelerirü istedik. (Ek 2). 4) Sayın Dr. Rüştü Ergun ARASI NAKLİYAT HİZMETLERİNİZDE söz konusu yazıda da belirttiği gıbi, kendisinin oir yazısı üzerine bizim Beyrunî ile ilgilenmemizi ısteyen zamanın Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Sayın Cıhad Alpan'a 22.IX.1970'de s.p.a. verdiğimız cevapta bu vıldönüSocietâ Itoliana rii Trcscorti n,ü için yaptıklarımızı ve yapaCONTAINER SHIPPING LINE caklarımızı bildirdil. (Ek 3). 5) Türk Tarih Kurumu 1970 Genel Kuruluna sunulan 1969 yılı çalışma raporunda da bu girişimlerimiz avrj bir bölümde SERGIO C. COSTANTE gösterümiş ve bu rapor Belle TURKEY «. MIDDLE EAST AREA REPRESENTAT1VE. ten'de vaymlanmıştir. (Ek 4). PEYKHANE CADOESi NO. 1 * . ÇEVB£RLI AŞ • BTANBUL TLRKEY 6) 25 Kasım 1973'de Kunrm Cabic : Telen«ws btanbul Ttl. : S t3 04 merkezinde düzenlenen bir törenle Beyruni'nm lnOO. doğum TAM ÇÖZÜMLÜ BİR ULAŞTIRMA Künü kutlanmıştır. Bu törende YÜKLÜ (CONTAINER) GEMİLERİ yapılan konuşmalarîa ayrıca haTÜM Mamullerinizi HAYDARPAŞA veya İZMİR limarırlanan arastırm&lar 19 makale halinde 300 sayfayı aşkın bir enından, İtalya Ravenna limanına 4 günde ve Ravenserde «Beyruni've A.mağan> ana'dan 48 saatte BLOK TREN VEYA TREYLERLERLE dı altınaa oasılmıştır. Bu eser KAPIDAN / KAPIYA (DOOR TO DOOR) Servisibugünlerde satışa çıkarılacaktır. mizle Bütün Avrupa'daki alıcı merkezlerine istenilen Bu girişimuniz de Kurumun günde uiaşmasında bizimle temas kurunuz. Size ay1973 çalışma raporuna aiınmış, bu rapor da 151 sayıiı Belletenrıntılı bilgiler sunmakla faydalı olacağımıza inanır de yayınlanmıştır. (l£k 5). ve bundan kıvanc duyarız. Görülüyor ki Türk Tarih KuTürkiye Genel Acenlemiz : rumu bu alanda gerekenleri yap mıştır. Beyruni'nin başka milKOÇTUĞ DENİZCİLİK VE TİCARET A. Ş. ietıere mal edilmes] gerçek dışıdır. Çünkü Beyrunî bu eserinMerkezler : Telefonlar : Teleks de. Sayın Dr. Rüstü Erjrun'un 444615 22522/23/24 istanbul da yazi.s:nda belirtti&ı sıbi r.e 52268 iznnır 32506 Arapça'mn. ne de Farsça'nm 1 1444 67152 Mersin kendi ana dili oimadıâın . açık126246 42322 Ankara ça vazmış. hattâ Farsçanın bilim diii olamıyacağını söylemişTelgraf. Kocluğ Butun Türkiye tir.» Manajans: 2229 • 7426 Prof Dr. Enver Ziya KARAL ÜLKEMİZDE. HER ŞEYDEN ÖNCE YERLEŞME GİDERLERİNI EN AZA ÎNDÎRMEK ZORUNDAYIZ. EUNUN İÇİN. KADEMELİ OLARAK KÜÇÜKTEN BÜYÜĞE DOĞRU ÜRETİM BİRİMLERİNÎ PLÂNLAMA GEREĞİ VARDIR. Arslan Başer KAFAOĞLU Barbarlar.. diye koroya baslar. Harem, fes, şalvar, barbar vesaire üstüne kurulu bir aşağılık duygusuyla kendimizi Batılıva beğendirmeye çalıştıkça, bir kör kuyuda çırpınır dururuz. Bu aşağılık duygusunun temelinde Sovyetleri, Çin'i ve tüm Doğu Avrupa'yı Batı saymamak gibi koca bir yanlış yatmaktadır. Marks ekonomi politiğe 19'uncu yüzyılın yarısında, yuvarlak rakam 1850'de girdi. 1974 Türkiyesinde 1850 Avrupası hâlâ yasaktır. Bu yasak sürdükçe biz nasıl Batılı oluruz? Yoksulluk ayıp değildir. Ayıp. milyarlarca yoksulun yaşadıgl şu dünyada. sömürü düzenlerini yürütmeye çabalayanlara düşer. Ayıp. Bangladesten Habeşistan'a dek milyonlarca çocuk açlıktan ölürken yilâh ticaretinin saltanatını süren ve sürdürenlere düşer. Feodal dönemin kalıntıları Türkiye'de Batı'dao dahs yoğunsa: bu, Türkiye'nin emperyalizmin tuzağından kurtulamsyışı nedeniyledir. Emperyalizmin tuzağıysa, Batılı kapilalist düzenlerin dışarıya yansımasından oluşur. Avrupa"da alafranga aptesane üzerine tüneyen Türk köylüsü. daha dün Feodal Batıda aptesanesiz kıral saraylarınıa pencerelerinden oturakların döküldüğü bir dönemde taharetlenmesini biliyordu. Çağ değişir; dünya dönüşür: insanhk kav« ramının ne olduğu anlaşılır; sömürüye paydos denir; Batı kapitalizminin tümden gerici ve tutucu işlevi sona erer. İşt« O zarr.an ilerici Batılı. uygar Tiirkiyeyi ve Türk'ü tan'.r. P.iz emperyalizme başkaldıramadıkça, Batı bizi tanımıyacaktır. Biz de «Batı bizi tanımıyor» diye bilinçsiz bir hayıılsnmanın kederinde çırpınacağıı. Tarih Kurumunun açıklaması Diyarbakır Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığından: Fakiiltemiz Sağlık KolejTne CGRENCİ ALINACAKTIR Fakültemiz Sağlık Kolejine 197475 öğretim yılı için otuz yatılı kız ve yirmi gündüzlü kız ve erkek öğrencl ahnacaktır. Müracaat şartlaıı aştğıda belirtilmişlerdir. Duyurulur: 1 Yatılı kız öğrencüer, koleiimizin «Hemşirelik Bölümünne, gündüzlü öğrencüer «Laboratuvar Bölümünne kaydedileceklerdir. 2 Öğrencî adaylannın devlet ortaolrul veya muadili bir kurulusun diplomasma sahip olmaları, bir üst okula devam etmiş iseler belge almamış bulunmalan, 3 Hemşirelik bölümü için yirmibeş yaşını. Laboratuvar boiümü için onsekiz yaşını bitirmemiş olmak, 4 Evli. dui veya boşanmış olmamak. 5 Yatılı öğrenciliğe kesin kaydı yapılacaklann, mecburi hizmet yükümünü kabul ettiklerine dair müteselsil kefaleti haiz senet vermelen. 6 30 eylül 1 7 < tarihine kadar kendi el yazılan ile ya9zılmış bir dilekçe ile Sağlık Kolejimiz Müdürlüğüne müracaat etmeleri. bu dilekçeye ilişib olarak: a) Diplomasının aslı veya tasdikli suretini veya mezun olduğu okuldan, mezuniyetini bildirir bir belgeyi, b) İyi hal kâğıdı (Yeni mezun olanlar mezun oldukları okuldan, öğrenimlerine ara vermiş olanlar muhtarlık ve Emniyetten), c) Öğrenimlerine ara vermiş olanlardan meşguliyet belgesi (Çalıştığı yerden. çalısmıyanlar mahalle muhtarlığından\ d) 6 adet 4,5X6 eb'adında fotoğral, e) Sağlık Raporu (Tek tabip tarafından; yatılı seçilenler. bilâhare sıhhi kurjla sevkedilirler), f) Tasdikli nüfus sureti örneği göndermeleri, 7 Müracaatta bulunan aday sayısı, kont«njanı aştığı takdirde yanşma sınavı yapılacaktır. (Basın: 22716 7416) TÜRKİYEAVRUPATÜRKİYE ÜRKİ ÜRKİ GOTTARDO RUFFONI T EVINİZE GELEN ÖĞRETMEN FOIMO O ALMANCAFRANSIZCA MUHASEBESTENODAKTİLO İLAN Dolayoba Belediye Başkanlığından: Belediyemizin yeni yapılmakta olan Elektrik tesisi OG.A.G. şebeke ve trafo merkezlerin ışletme ve onarım işlerinde istihdam edilrr.ek üzere tecrübeli elektrik teknisyeni ve hat bakıcılanna ihtiyaç vardır. llgililerin Dolayoba Beledıyesine müracaatları ilân olunur. (Basın 22fi<13) ı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear