22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 18 Eylül 1974 Dünyada Bugün Ford: "Nixon'ı affederken hiçbir art niyet gütmedim, WASHtNGTON Baskan Pord, eski Başkan Nixon'ı affederken hiç bir art niyet gütmediğini söylemiştir. Başkanlığından bu yana televizyonda yayınlanan ikinoi basın toplantısında Ford, önceki gece halka yaptığı açıklamada Nixon'ı Watergate Ozel Savcısı Leon Jaworski'nin on ayn suçtan mahkum ettirmeye çalıştığını öğrenmesi üzerine bagışladığuu bildirmiştir. Ford sözlerine devamla eski Başkanın sağlık durumu bakkında hergün bilgi aldığım, ancak Nijton'ı affetmesine sebebin sadece «ulusunu iyileştirmek amacı» oldugunu söylemistir. Ford «Richard Xixon'la bu konuda ne bir gizli pazarlık, ne de anlaşma yaptık» demiştir. Ford bu arada Şili'deM dunıma da değinerek Amerika'nın Şıli'nin bazı işlerıne müdahale ettığini kabul etmiş. ancak Devlet Başkanı Salvador Allende'vi deviren darbede parmagı oldugunu şiddetle reddetmiştir. Ford bu konuda şoyle demiştir: «Amertka sadece Âllendenın ölümünden önceki yıllarda muhalefet partileri ve onlan destekleyen eazetelere yarriım etmiştir. Bu, Şılı'mn ve tabi kı ulkemizın çıkarı ıçin yapiımıjtır.» Ford merkezi haber alma örgütunün <CtA) Şıh'nin iç işlerine karışmaya hakkı olup olmadığı yohındaki bir soruyu ise «bu faaliyetlerin uluslararası jasalarca meşru sayılıp sayılmadıgir.ı sdvlemeyecegim. Ancak bu tıir faaJiyetlerin tarıh boyunca ılgih ülkenin her zaman çıkarı içın j'apıldığını belirtmek isterim» şeklinde cevaplandırmıştır. Senato Dış tlişkiler Komisyonu, CÎA*ya 19701973 yıllan arasında Şıli'deki faalieytlerı için se kiz milyon dolar verildiği yolundaki gerçeğın ortaya çıkması üzerine bu konuyu incelemek üzere toplanacaktır. CAjanslar) Aramco, Suudi Arabistan'a petrol için daha yüksek fiyat ödeyecek NEW YORK «Aramco» da pay sahibi olan Amerikan petrol şırketlerinin, geçen 1 Ocak gününden bu yana Suudi Arabistan hükUmetinden satın aldıklan petrole öngörülenden da ha yüksek bir fıyat ödemek zo ruada kalacakları saıulmaktadır. Önceki gün kendisinden New York'ta bilgi istenen «Aramco» sözcusu, bu şırketlerin (Exxon, Mobıl, Texaco ve Socal), satm aldıklan bu petrolün her bir va rılı için odemeyi düşündükleri 10,83 dolar (11,65 dolar,ık afişe fiyatın yüzde 93'ü) yerine muh temelen 22 sent fazlasıyla 11.05 dolar ödeme zorunda kalacakları yolundaki haberleri doğrulamıştır. Bu ise, uzmanlann açıklama lanna göre, Amerikan petrol şır ketlerinin Suudî Arabıstan hükü metıne, hesapladıklarmdan yak laşık 260 milyon dolar daha faz la borçlu olacaklan anlamına gel mektedir. Sözü edilen 11,05 dolarlık fiyat. afişe fiyatın °o 94,9 u olmaktadır. Amerikan petrol şırketleri, ge çen 1 Ocak gününden bu yana Suudî Arabistan hükümetınden günde ortalama 4,8 milyon varil petrol almaktadırlar. Bu petrolün fıyatı şimdıye dek belirlenmemiştır ve göriıse göre, sadece afıse fıyatın yüzde 93'ü üzerınden sözlü bir anlaşma yapılmıştır. (a.a) Diplomasidc kulis BM Genel Kuruluna doğru ÜMİT GÜRTUNA ANKARA'dan vazıyor 1960 devriminia bajı, Orgentral rahmetli Cernal Gürselin aramızdan syniışımn 8'inci yüı geçcn gün doldu. Mütevazi, msancıl Cemal Gıır^elır gizli kalmış anılarmdaki bir davranısmı Kıbnsta 20 temmuzda başlayan ılk harekât devam cderken bir helikopterden Ada'ya ınaiğimız zaman nedense hemen hatırlamiftık. Olayı kısaca sizlere de ileteiırn: «1964'de Türk jetleri, alınan bir istihbarat üzerine, Ada'nın gEn« yındeki Türkleri (denize dökmek* için iki bin kijıye yatdaşan bir Runı konvoyunun yola çıktığını öğrenince o zamanın diliyle poüs harekâtı yaparak bu konvoyun önemli bir kısrnmı yoketraışlcrdi. Bunun üzerine başta, zanıanın ABD Başkanı Johnson olmak üzere birçok ülke hderi Türkiyenin karşısına dıkilmışti. Aynı gunlerria de Sovyetler Birliğinin Ankara Büyükelçisi Cumhurbaşkanı Cemai Gursel'i zıyaret ederek ülkesinden Türklerin Kıbrıs'a müdahalesi kesınlikle reddeden ve tehditlerle dolu bir nota getirmişti. So\yet Büyükelçısinin notayı getirişi sırasında görüşmede hazır bulunan Cemal Gürselin Özel Kalem Müdurü ve şimdiki Dışışleri Bakanlığı sözcüsü Büyükelçi Semıh Akbil'den bir sohbette dinledlğimız bu görüşmede rahmetli Gürsel, notayı inceledikten sonra Sovyetler Birliğinin tutumunu sert bir dille yerer ve gerekirse Tiırkiyenın Kıbrısa askeri müdahale yapacağmı ve Sovyetler dahil buna kımsenin engel olamıyacağını söyler Bu çok sert çıkış üzerine Sovyet Büyükelçisi, bir sigara çıkartarak ağzına koyar, çakmağını v?ka cağı sırada da usulen (musaade eder muiniz?i dıyerek çakmağını <i girasına gotürmeye çalışır. Cemal Gürsel de Büyükelçiye thay.r. mii saade etmiyorum, dışarıda içersiniz) diye karşıhk verir ve şaşır%a Büyükelçi, konuşmanın bittığini anlayarak dışarıya çıkar.> Rahmetli Gürselin bu tutumu belleğimızde çok canh bir anı şeklın. • kalmış olacak ki, Kıbns'a vardığımız zaman bir yandnn > Johnsuiı mektubunu, bir yandana da Cemal Gürsel'ın tutumunu hatırladık. Ecevit hata mı etti? aşbakan Bülent Ecevit dış politika açısından kritık sayılacak bır dönemde, istifa etmeye karar vermekle ac&ba hata mı etmiştir? CHP'nin Kıbns polıtıkası son derece açıktır. Ada'dakı kahcı ve adıl bır çdzüm yolunun coğrafi federasyondan geçeceğini, bu çözüme ulaşmak için ıse Türkiye Yunanistan ve İngiltere'nin masa başma oturarak görüşmelere başlaması gerektığini. gerek Bülent Ecevit gerek diğer yetkılıler defalarca açıklamışlardır. Ancak, bır hukümet krlzinin soz konusu olduğu anda acaba Turkiye görüşme masasında za yıf kalmayacak mıdır? Diğer bır deyişle, Ankaranın deiegelennin temsıl yetkilen karşı tarafca tereddütle karşılanmayacak mıdır? Daha bu soruya cevap vermeden önce, Turkiye ıçm Ç°k büyak dıplomatık bır koz olan Issandınav ülkeleri gezisinın suya düşmuş olmasının sakıncalarını da hatırlatmakta yarar vardır. Ne var ki, Bülent Ecevit ı Iskandınavya gezisinın ertelenmesınden dolayı kınamak mum kün değılctır. Evet, ıçerde bır anlaşmazlık vardı. Ancak, eger Erbakan ye dı ay sureyle ışgal ettiğı maka mın sorumlulugıır.dan bir neb zecık olsun nasıbini almıs bulunsaydı, bu anlaşmazhğı, önem li geziyi erteleyecek şekılde kul lanmazdı. Ne yazık ki, anahtar partısmın lideri, yedi aydır sür dürdüğü sonımsuz tutumunu kendisini ulus önünde de çok güç dunıma dıişüren büyük bir gafia noktalanuştır. Türkiye'nm bir hükümet bunalımı sırasında, Yunanistan'ı masa başma oturmaya r a a etmesindeki güçlük ve Ecevifin ulusu temsıl yetkisme gelınce: Gerçi demokrasilerde, aaınlık hiikümetlerinın ya da yenl iktıdann goreve gelmesıne kadar geçecek süre içinde işbaşm da kalmiş bulunan hükümetlerin temsil yetkileri daıma kuş kuyla karşılanmış, bunlann ge rek ıç, gerek dış politikada ömenli sonuçlar doguracak gırisimlerden kaçindıklan görülmüştür. Ancak sonına biçimsel »çıdan bakmak da yanlış olur. Yukanda sözünü ettiğımiz gelenek, aslında gerçekten temsil yetkısini yitırmış iktidarlar içia soz konusudur. Genellikle bu hükümeöen olu$turan partj va da partilerin, seçmenlerin güvenini kaybetmesinden doğan bir dunımun sonucu olarak ha reketsizlik doğar. Oysa, CHP ve özellikle onun lideri Bülent Ecevit'ın bugün 1973 seçünlerinden önceki dönemden çok daha fazla sayıda seçmenin tam güvenine ve des teğme sahip olduğu gerek yerli, gerek yabancı gözlemciler tarafından oybirligiyle en ufak bir kuşkuya yer birakmayacak şekilde kabul edilmektedır. Bu durumda, ne Yunanistan ne de lngiltere Ecevit Hükümetinin Kıbns sorununu çözüme götürmedeld yetkisını tartışma konusu edebilir. Kıbns sorununun Bırleşmiş Mllletler G. Kurulu'nun toplantısından sonra gorüşme masasına getirümesıne Yunanistan' ın da razı olması bektenmektedir. Böyle b i r dönemde, Türkiye'nin ister bir azınlık hükumetı, ister bir seçım hükümetı tarafından yönetılsın, özellikle KJbrıs sorununda aralarında önemlı goniş aynlıklan bulunan ikl başlı bir ıktidann yönetiminde olmaması da son derece yararlıdır. Çoğulcu sistemlerde, tnuhalefet ana öğelerden biridir. Ancak oyunun kuralı muhalefetın parlamentodan gelmesini gerektinr. Oysa MSPCHP koalis yonunda muhalefet hükümeti oluşturan din partisi kanadından gelmekte buna karşüık, gerek DP , gerek CGP Kıbrıs sorununda Ecevit'e hükümet ortagı Erbakan'dan daha yalcm görünmektedirler. Bütün bu nedenler, Ecevifin koaiisyonun noktasını koymak la büyük bır hataya düşmedigi m göstermektedır. Unutulmaması gereken husus krıtık dönemlerde, cıddıyetin, normal zamanlara oranla daha da büyük bır önem kazandığı dır kı, bu ciddiyetın bir zerresını büe ne yazık kı, yedı aylık iktidar ortakkğı sırasında, Sayuı Erbakan'da gormek mümkün olmamiştır. B Iranlrak sınır çatışması: 4 Irak'h asker öldü BEYRLT Irak haber ajansırun bıldırdığıne göre, oncekı gün Iran Irak sınınnda meydana gelen çatışmada 4 Irak'h asker ölmüş, dördu de yaralanmıştır. Irak haber ajansı, açıklamasında İran Kuvvetlennin Irak sını nna «tecavuz ettiklerini» ileri sür naüştür. Irak Ordusu uç hafta kadar önce Kuzeydekt Kurtlere karşı şiddetli bır saldmya geçmesınden bu yana, iki ulke arasındaki ilişkilerin sureklı gerginleştigi ve sınır çatışmalarmın sıkiaştığı dikkati çekmektedir. Son oiarak 10 gun önce, Irak uçaklannın bir Iran köyünü brım balamaları. on bej kişinın ölümune yolaçmıştı. (Ajanslar) o "Patronlar işçilerden daha sıhhatlL •»• LONDRA «The Financial Tımesıı gazetesinın bildırdığine göre, Ingıltere'de yapılan bir araştırmadan sonra yazılan raporda, patronlarm işçilerden daha sıhhatli olduklan belirtilmektedir Rapora göre, hemen hemen tüm hastalıklar işçı sınıfını, patronlardan daha çok etkilemefcte ve daha büyük tahribata yol açmak tadır. Bugiutkü durum Ancak aradan 10 yıl geçti ve ülkelerin kendi çıkarlanna uygun tutumları da değışti. Sovyetler Birliği ve bu kez Türkiye, amtibılc harekâta başlamadan hemen once Türkiyenin Kıbrısa çıkarttığı ;ıskeri kuvveun iki misline yakın bir hava indirme kuvvetini alârma geçırerek Türk müdahalesini bır çeşıt garanti altına aldı. Amerkt, Güvenlik Konseyinin ateşkes karanna rağmen Türkiye ıçın ç^ic önemli olan ilk harekâtın son gününde. ilk operasyonun sona ermesine kadar kimsenin dıçardan Ada'ya müdahale eüneyeceğıne ilısj kın garanti verdi. Günler geçtikçe iki süper gene kendi çıkarlarma uygun olar^ık oyunlarını surdürmeğe başladılar. ABD, Kıbns sorunımun bır tn önce çözüme bağlanmasmı, dolayısiyle NATO'nun Güney doğu kanadındaki çoküntünün onarılmaii için zaman kazanmağa çalısırken Sovyetler tam tersine sorunun mümkün olduğu kadar ulushrarası bir platformda görüşmesini sağlayarak siyasl çözüme utqş;lmasını güçleştırmek ve NATO'daki çoküntünün bir hastalık şeklmde devam etmesini sağlamak için çaba gösteriyorlar. SoNyetlerıa kendi çıkarları açısmdan gayet akıllıca ortaya koymak istedıklori o>una sahne olarak Birleşmij Milletleri seçmeleri boşuna bir ıstek değildir. Inönü zamanmda, hatırlanacağı gibi, konu B. M. Genel Kunjluna getirılmiş ve burada Türkiye aleyhine büyük bir çoğunlukla bır karar çıkmıştı. Bu tarihten 1968 yılına kadar da taraflar ma.sa başma oturamamıjlardı. 1968 görüşmeleri 1967'deki katliam sonucu ortsya çıkan gelişmeler sonunda başlayabilmiş ve son harekâttin hemen önce hiç bir sonuç alınmadan kapanmıjtı. Yani kısaca, B!rloşmiş Milletler Genel Kurulunda ya da Güvenlik Konseyinde *tınan kararlar Ortadoğu olaylarında da görüldüğü gibi çözıime gidıci değil, oyalayıcı, hatta engelleyici nitelik kazanmışlardır. So^etler, NATO'nun Güney doğu kanadını çökerten, Batı ülkelerini görui ayrıhkiarına surükleyen, en basit bir omekle, Yunanistan ile ABD'yi birbirine düşüren, Türkiye ile İngiltere ve Fransa *rasındaki köprüleri atma noktasma kadar getiren bugünkü durum dan en çok yararlanan ülke olduğu için bu anlaşmazlığm devam etmesini istemektedir. ABD Ue, yıllarca Yunan halkına ısürap lı günler yaşatan faşist cuntanın isim babası olduğundan doloyı ödeyeceği faturanın djha da büyümemesi için Kıbrıs sorununu derhal bir siyasal çözüme bağlayarak Türkiye ve Yunanistan '.e »rini »eaMBB duzenlemek gereksinmesini duvmakta (FRANSI2 KARİKATÜRÜ) YARINKİ ÇEKİLİŞİ UNUTMAYINIZ YARIN TOPLAM OLARAK TAM MÎLLI PİYANGO Fransa, AET'nin zengin Arap ülkelerinden 2 milyar dolar borç almasını önerdi ! j 9 milyon 548 bin lira dagıtıyor. \ (Basm 23187) • 7391 Ş nnnınınnıınmniiijutHU! nınnıırafnıtnıırnınnıııiHnHiıaıııuıınııirınınumüinnuim iH!mmniHniinwııı^nnnnnH»ıiHimt)intf ııııınııııtııiHtıııtıııuıı^ llllllllll özellikle romatizma, damar bozukluğu I sertligi ve deveran BRtKSEL Fransa, Avrupa \ hastalıklarınin oranı tşçi smüında, işverenîere kıyasla çok datoplulugu üyelerinin odeme den gesinin düzeltılmesi için zengin ( ha yüksektir. Buna karşı migren Arap ülkelennde iki milyar do | ve kansere işverenler arasında daha çok rastlanmaktadır. larlık (38 milyar TL.) kredî alın masını önermiştir. Rapora göre, bir doktor taraFransa Maliye Bakanı Pıerre fından hastanej'e gönderilen her Fourcade, topluluğun Maliye Ba 10 hastadan birisi romatizmalıkanlan toplantısında yaptığı ko dır. Ve bu hastalığa, işçiler aranuşmada zengin Arap ülkelerin sında, işverenîere kıyasla çok den beş üâ on yıl vadeli olarak j daha sık rastlanmaktadır. iki milyar dolarhk kredi alın [ DIŞ HABERLER SERVlSt masını önermiştir. (a.a.) ı Maliye Bakanlıâmdan 1 Maliye Bakanlığınca geçmiş yıllarda çıkarılmış olup henüz itfa edilmemiş bulunan Devlet Iç Istikraz Tahvillerinin yıllık faizi % 11'e yükseltilmiştir. 2 Yeni faiz oranı, geçmiş yıllarda çıkarılmış tahvillerin 9 Eylül 1974 tarihinden sonra gelecek ilk kupon vâdelerinden itibaren uygulanacaktır. 3 Tahvil sahipleri diledikleri takdirde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası ve Türkiye Iş Bankası merkez ve şubelerine müracaat ederek tahvilleri üzerine yeni faiz nispetini gösteren kaşeyi bastırabilirler. Z Millîfler Genel Kurulunda Türkiye eskisi kadsr yalnız değildir. Bu hafta çalışmalanna başlayacak Genel Kurulda belki az b;r farkla Türkiye aleyhine bir karar çıkarabilir. Amı bu karar aslında Türkiyenin aleyhine değil, kararın arkasına saklansrak yitirdikleri savajı gizjemeye çalışacak Yunanistan yöneticilerinin, Yunan halkını kolayca kandırma aracı olarak kullanmaları durumunda, kendi yoneticileri tarafmdaa zaten kişıliğiyle oynanmıj Yunan halkının aleyhine olacaktır. Peru basını polıs baskısma karşı kampanya açtı LİMA Peru basını polis baskınına ve özellikle karakollarda tutuklulara işkence yapılmasına karşı yoğun bir kampanya açmıştır İşm ilginç yö Ford, Mısır ve Israil'e nükleer reaktör verme kararını destekliyor WASHİNGTON Amerikan Dışışlen Bakan Yardımcısı Joseph Sısco, Başkan Ford yönetiminın Nixon iktidarı döneminde alınmış olan Mısır ve îsraıl'e aynı zamanda nükleer reaktör verme karannı destekiedığıni açıklamıştır. Temsilciler Meclisi Ortadoğu İşleri Alt Komısyonunda ifade veren Sisco, Meclis üyelerinden Demokrat Bella Abzug"un «Artık nükleer güç delisi haline geldik. Ustelık de nükleer yarışı insanlıfm aleyhinde geliştınyoruz» sözlerine karşılık «kuşkusuz nükleer teknoloji Mısır ve Israil'de de yerleşecek, bunun ekonomik bakımdan sağladığı faydalardan yararlanılacaktır. Mısır ve Israü nükleer reaktörler sayesinde enerji darlıgı çekmeyeceklerdir» demiştir. Sisco aynca Amerika'nın Mısır ve Israil'e nükleer reaktörleri aym zamanda vererek bolgeye nükleer teknolojinin dengeli bır şekile girmesini sağlayacağını da sözlerine eklemiştir. (THA) nü, Lâtin Amerika'daM askeri diktatörlüklerde hiç rastlanmadık biçimde hükümetin de bu kampanyayı desteklemekte olmasıdır. Peru'dakı askeri yönetimın bu üımlı davranışı yabancı gözlemcilerin dikkatini çekmıştir. Hükümetin gazetelerınden «La Cronica»da çıkan bir yazıda, karakollarda sadece adi suçlulara değil, siyasî iuçlulara da işkence yapıldıgı belirtilmekte ve suçlulardan itirafname alabilmek için «barbarca yöntemlerin» kullaruldıgı ifade edilmektedır. Gazetedeki yazıda, «Peru'da gerçekleştinüğimiz insancıl dev rım bu tür çağdışı yöntemlerle bağdaşmaz» denmektedir. Soruna Peru Cumhurbaşkanı Juan Velasco el koymuş ve geçen hafta Emniyet Genel Müdlirttaü işten uzaklaştırarak, yerine yeni birini atamıştır. Bu arada Içişlerı Bakanlığı da tutuk lulara işkence yapan dört polis memuruna karşı kanuni işleme geçmiş tir. (DIŞ HABERLER SERVtSÎ) Göknıı ve Feridun SEStGCR Kizlan GATE'nin doğumunu müjaelerıer. (Basın: 22578 7396) lilll Ali SİRMEN % 11 FAİZLÎ «BARIŞ HAREKATI BORÇLANMA TAHVlLLERλ || M || S = ^Ş = ^ ^ = = zz: = ^ ^ = =s == = =S ^s = ^= ^ ^ ^ Petrolcü Arap ülkeleri Afrika'ya yapılacak yardımı görüşüyorlar KAHİRE Petrol üreticisi 8 Arap ülkesı temsılcilennin Afnka ülkelerine yapılacak mali yardım konusunu görüşmek üzere toplandıklan, Arap Bırliği Genel Sekreter Yardımcısı Sayyid Nofal tarafından açıklanmış tır Yapılan açıklamaya göre, top lantıya katılan Arap ülkeleri Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşık Arap Eınırlığı, Katar, Ceza yir, Libya, Irak ve Umman'dan oluşmaktadır. Nofal ayrıca, çeşitlj Afrika ül kelerınden yapılan yardım ıstek lerının Arap Birlığinin Afrıka Bırliği Organızasyonu (OAU) ile yapacağı temaslardan sonra kar «ılanacağını ifade etmiştir. 9 Eylül 1974 Pazartesi günü bütün yurttaki banka şubelerinde satışa sunulmuştur. Bu tahvillerin faiz ve ana para ödemeleri her türlü vergi ve resimden muaftır. Bu tahviller • sahipleri dilerse, üzerinde yazılı değeri kadar her zaman paraya çevrilebilir. Erken alanlara ek yarar sağlanmaktadır. Değeri kadar devlet borcunu gösteren bu tahvilleri satın almakla bir yandan tasarruflarınızı emin ve kârlı bir biçimde değerlendirir, öte yandan, ekonomik kalkınma savaşımıza katkıda bulunursunuz. (Basın 22579) • 73S7 Avrupa nın gözde dolmakalemi şimdi Türkiye'de illlllir. İlâaCLuH: llllllllllllill c
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear