25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 29 Temmuz 15 Vurda Sahip Olunca? eçen pazartesi bu »ütunlarda tTrakya'ya yayıli}« başhklı bir yazımız yer almııü. Bu yazida. Trakya'nın genel problemleri ile, şim di bu topraklara açılan ilk sanayileşme hareketle. rine ve bu hareketlere hâkim olan plansızlığın ve •ahipsizliğın yarattığı meselelere değinmişf.k. Evet, plansızlık ve sahipsizlik! Yurdun bütün fcent lerinde, kıyılarında, köşe bucaklarında olduğu "gibi. akılaimaz bir plansızlık ve sahipsiziik, s'mdi de Trakya'yı sarıyordu. Halbuki. Avrupa karasmdaki bu son topraklarımızdan disarıya daha Ilk adımlarımızı atarken karşılaşüğımız ilk gerçek, bütün yerleşme ve sanayileşme hareketlerın» hâkim olan bir imar ve iskân disiplinidır. Çünkü o ülkelerde toprağın, bir sahibi vardır. Toprağın bu sahibi. kentlerde, kıyılarda, köşelerde, i.ucak larda. bütün yerleşme, imar ve iskân işlerinı. bu sarsılmaz bir disiplin altında devletin kontrolüne bağ]am!şt:r. O ülkelerde devlet, ister Yunanistan'da olduğu gibi demokrat kapitalist, hatta faşist, isterse Bulgaristan ve Yugoslavya'da olduğu gibi, memleketçi sosyalist. hatta komünist olsun. orada toprağa açıhş ve yerleşiş hareketleri, devletin, yani en üstün otorite olarak kamu temsilcisinin, ilk ve müsamaha kabu! etmez görevidir.. G Olaylar ve görüşler tivml teşkfl ederler. Halbuki mesela Edime'de, çehrin kenar mahallesı demek olan Hacılar Ezanmda, şimdiden geniş bir fabrikanın, beton karkaslan yükselmektedir. Halbuki, çagda$ anlamda şehlr demek, evvelâ şehir p'.anınm sınırlan, sonra Belediye planmın sınırlan. sonra da şehrin gelecekteki inkişaf, yahut gelişme alanları demektir. Ama, o kadar da değil. Bir de, bu gelecekteki genişleme veya inkişaf sahasını çevreleyecek yeşil çember. yahut nefeslenme sahası eelir. Bu basit. ama çagdaş ve kaçımlmaz şemayi kflğıt üzerine dökersek, o zaman görürüz ki, çimdi Edirne'nin kenar mahallesine ve mahallelerine atılan fabrika temellerinin. şehirden en ta, 2530 kilometre Batı'ya çekilmesi gerekir. Hatta bu alanlara, ETÎ Şehirler bîle derler. ÇunkU Edirne'nin Batısına. valnız şehrin gentşleyecek mahalleleri değil, fakülteleri. kitaphklan. yurtlan, parkları, spor alanları, tören sahaları. sıhhat ve arastırma merkezleri yerlestirilecektir. Geniş ve yeşil yüksek eğitim müesseseleri. yüksek meslek okullan düseoektir. Onlann tşgal ertecekleri saha hatta, ikinci bir Edirne kadar genis olaeaktır. Yeşil. temiz, intizamlı ve Türk topragına Trakya'dan Uk adım atan yabancıyı. Edirnenin eşsiz anıtlan kadar duygulandıraeafc bir uygarlık alanı. O alanm bitîiği verden. ise. Trakya'mn yeni sanayi sahalan başlayacaktır. Bıınlar. hep«i de çagdaş, vesil planlar icinde. Edirne 'den İstanbul plâ.iları denilen mezbeleye kadar. biribirini izleyecektir. Zaten. Balkanlanrı altyapısı hızla defişmekfedir. Balkan ülkeleri şimdi. topyekun bir sanayileşme seferberlig! içindedir. Onlara da ayak uydurmalnaz. Edirne'nin batısım, yani şehirle Bulgar sınırı arasındaki dar sahayı ise, ssnayı tesisieri ile bogmamak en doğrusudur. Bu Rüzel alanda, sıhhl tesisler, turistik tesisler ve tanmsal kültür istasyonları, en elverişli çekilde yeralabilirler... Şehrin Küneyindeki veşil söfiiitllik. fcoruluk bölgelerde ve Meriç kıyılarında. eskı kır kahvelenni. kır gazinolarını, aynı zamanria gezi yeri olan sebze bahçelerini körletip, buraları Dabakiıanelere bagışlayan zihniyeti ise, Edirne'den. derhal ve insafsızca kojmalıdır... TRAKYA'YA YERLEŞMEK Şevket Süreyya AYDEMİR dar mteail yoktur. Çünkü oralarda insanlar, topraklarının sahipleri olarak yaşarlar ve hükümetler, halkın adına, mülkün koruyucusudurlar. kelerin Insanlan, hem tilkemizin halkı lçin mglayacegi sagüic ve menfaatları ıdnlanaırmaya çalışmışızdjr. Ama bugün ne oldu? Bugün olan şudur fcl, bu Inyı getolarından geçen verli ve vabancı yolcular oralardan geçerken, biraz da Durunlannı tı kamak zorundadırlar. Hatta Atakö\ kıyılaTin da bile.. Bu sefaletin sınırı ise hergün biraz daha gemslemektedir.. Halbuki, Bat'mızdfe Yıınanistan kıyıları, kentleri var. Karauenize Bulgaristan, Romanya sahilleri açıln. ıvieselâ Varna. meselâ Sinaya plaj ve turistik kıyuan »ibi. Oralar niçin öyledir ve biz kıyılanmırı niçin harcarız? Bu scrunun cevabı, bizim için sanıyorum ki, tektir ve kesindir: Bize sahipsizlik ve mallı bir sahipsizlik hakimdir... • V ELEMAN ARANIYOR 1 Elektronik Bilgi İşlem ve Servis Büro merkezinde çalıştttılmak uzere aşağıdaki vasıfları haiz elemanlar alınacaktır. 1 Sistem analist programcı. (Disk assembler ve RPG programlama dillerine vakıf) 2 Şef sistem operatörü. (Bir miktar programlama bilen) 3 Delgi operatörü. ( Asgari bir sene iş tecrübesi o l a n ) İstekiilerin kısa hal terciimeleri ile talep ettikleıi ücıeti yazılı olarak engeç 8 Aıjııstos 1974 taıihine kadar Neyir Örme Saııayii ve Ticaret A,Ş. Leveııt İstanbtıl adresiııe postalanıaları Müracaatlar Qizli futuiacaktır. Hayal ve Hakikat Kmların yağması ve sefaleti ise ülkemizd"e, sözün tam anlamı ile. utandırıcıdır. Meseli Istanbul'un Yedıkule ve Çekmeceler sahillerinden, şimdilik Silivri'ye kadar yayılan, ama Tekirdağ'a, Şatköy'e doğru yürüyen kıyıîardaki, hem utandırıcı, hem yüzkızartıcı kıyılar yağma?ma bakalım. Bu yagmacılik alanlannda, içiçe, kucak kucağa ve herbiri diğerinden daha çirkin bir inşa ve yığınlaşma sefaleti göze çarpar. O akıl almaz ve sıhhatsiz izdiham ki, Istanbul'un devamı gibidir. Ve biz buralara, plâj siteleri deriz. O siteler denilen pislik ve sefalet alanları ki, Istanbul'dan Avrupa'ya her adımını atan( yahut her uçakta kanatlanan devlet büyükleri ve sorumlular, evvelâ bu manzarayı gö rürler. Ama görmemezlikten gelirler. Halbuki bu kıyılar boşken, henuz yağma edilmemisken, bu kıyılarda duruıu, oraıann ya kın gelecegini düşür.en ir.san yaıın buraların. bütün merkez ve Kuzey Avnraa ıçin de nasıl cennet. plaj ve kurort verlen ol&câgıiıi dü?ünürdü. Ben bir eski elçimizle oralarda, böyle bir hayal sahnesi yaşamışımdır. .ıavalımizde bu cennetlerüı, yarın. hem güneşe muhtac ül Onun içindir ki bu ülkelerde kıyılar yağma edilemez. Kıyılar kamunun nefes alma alanları ve ülksnin malıdır. Nehirlerin, göllerin kıyılannda yerleşme. hükümetin kontrolündedir hükümet, bu sahiplik görevini, halkın adına ve menfaatin» yapar. Ülke topraklarının güzelleşmesi, korunması onun görevidir. Endüstri tesisieri ve bunların kuruluş yerleri. yani Ştandortf ise, ayn ve bilimsel bir problem midir? Hiç kimse sokak aralanna, mahallelerin, kentlerin kıyılarına, şehirlerin gelecekteki yayılma alanlarına atölyeler, fabrikalar kuramaz. Kır«al yerlerde bile fabrika kuruluşu. fabrikaya yer tayini, binbir şarta bağlıdır. Meselâ bizde olduğu gibi, kıyılann incisi olan Hereke'nin üstünde, buram buram kül ve duman saçan bir çimento fabrikası kuramaz. Afyon'da, Konya'da, Bahkesir'de olduğu gibi, iehirlerin ortasında denebilecek çimento fabrikalannın, Atlantikten, Çin'deki Sarıdenize k« Gene Trakya Bahsi Geçen pazartesi yazımua komı kıldığımıı Trakya topraklarımızda, yerleşme ve sanayileşme bakımından aynı sahipsizliği, her gün, biraz daha kendini hissettirmektedir. Türkiye'nin bütün şehirlerinde olduğu gibi, Trakya şehir ve kasabalarında da şehir planlan. şehir plancılığımn alfabesi demek olan bazı şartlardan yokstındur. Şehirlerin yarınkl problemlerı. bir kalemde çalışmalann dışma itilmiştir. Meselâ sanayi alanları ve sanayiin yerleştirilmesi problemlerl, sehirlerde yarınkj gelişmenin. mihver perspek (Radar Reklâm: 712) 6 BİR GAZETECİ ANLATIYOR... OKTAY AKBAL Evet Hayır ONURLU BIR DIŞ POLITIKA mperysJiz'nin generallerlne belli ki tarıh okutmarr.ışlar, belli ki uydurma kurmaylar bunlar, ne savaş tarihl bıliyorlar ne de en yakınlanndaki ulusun askersel nıteliğinı. Aslında emperyalizmia bu kukla generallenne hak ver direcek tutumumuz yok değildi yakın geçmişte. Yülarca bir Amerika turküsu söyledik adam lara, dış dünyaya bu türkünun uyutucu ezgılerı içinden baktık. Ulusal bağımsızlık savaşı veren uluslara karşı «Ömürgeci güçlerden yana oy kullandık. Kimi kez emperyalist maşası ülkelere araçlık yapar gibi göründük, örneğın Arap halklarını aldık karşımıza. Öyle gün geldi kı, az gelişmişler kurtuiuşun yollannı aramak için düzenlediklerj toplantılara bızi çagırmadılar, çünkü daha önce çağrılı olduklarımıza katıl mamıştık. DUYURU TÜRK DÎL KURUMUNDAN Türk Dil Kurumunca «TDK yeni binası 1. kısım inşaah» «.000.000 TL. yaklaşık keşıf bedeli üzerinden kapaiı zarf içinde teklif alma yoluylâ ve pazarlıkla ihaleye çıkarılacaktır. E Gazeteci olmak bır ayrıcalıktır elbet. Bajka mesleklere benzemez de ondan. Sabahtan akşama dek masa başında gelen giden evrakı imzalayan bir memurun, ya rfa yaşamını derj vermekle geçiren bir öğretmenin de iİRİnç gözlemleri, anılan vardır. Zaten görmesini, duymasını bilen her kişi kendi özel yaşantısında nice nice unutulmaz anı saklar. Gazeteciliğin alanı hem daha yaygın, hem daha derin, hem de çok hareketlidir. Bir bakıma özdemir Asafın ünlü dizesine benzer: «Üzerinde durduğum nokta yerınde durmuyor..» Öyledir hem sen ko";up durursun, arastınp, inceleyip bir şeyler bulmaya, cfuymaya. gnrmeye çalışırsın, hem de «ana malzeme olan toplura durmaksızın değişir, yöneticileriyle, sorumlulariyle, ilgilileriy1« ilgisizleriyle... Ayhan Hünalp'ın «Dağlara Giden Yollar» adlı kitabını okurken bunları düsüıvdüm i?ter htemez. Hünalp, çeyrek yüzyılın gazetecisi, yazarı, çairi... Kısa kısa anılar, gozlemler, eleştiriler, izlenimler... Son yirmi yılın güncel olaylannı yakından yaşamıs bir gazeteci herşeyden önce... Duyarak, anlayarak, derinine inmeye çalışarak... Kitabında ünlü kişiler resmî geçit yapıyor gözümüzün önünde: Inonü, Bayar, Gülek, Ecevit, Gögüs, Gür.'Pİ, ökmen, Kabibay, Esin, Baban, Kapanlı vb. Yazarlar, sairler: Sait Faik, Yaşar Kemal Ataç, Altan, Tanıu, Soysal, Tirali, O. Kemal, C. Sıtkı, R. Halit. Otyam vb. Hepsi yasanmış şeyler. Birinl bile yıydurmımu... Tanıklar gösteriyor bu arada beni de! * "~ tfnce~çürtrkluk anılandır bellekte canlı kalan!.. «O yıllann Ankara'sı büyük bir şiirdi. Geceleri dogal bir parfümdü. Biblo gibi tertemiz bir sehirdi. Herkes birbirini severdi» diyor. Hasan Âli Yücel'in Bakanhk günleri. Lise, üniversite yıllan, Sğretmen o!uj, ama gazeteciliği yegleyis. Hünalp bu i?i benimsiyor, seviyor. Ismet Paşa'nm, Gülek'in pek çok gezisine katılıyor, nlayları içinden yasıyor. Ünlü kişileri oldtıklan gibi görüyor. lşte îjmet Paşa: «İnönü memleketimize demokrasiyi getiren adamdır hiç şüphesiz. Ancak bunun bütün kurallarını uygulayan adam mıdır? Bu sorunun cevabı tereddütsüz hayırdır. Daima «Ben» olarak çıkmıştır ortaya. lleriye atılışları daima «Ben.dir thtilâle giden DP'Hlere «Sizl ben bile kurtaramam» demiştir..» lşte Menderes: «Savunmalarında ise ezilip büzülmeleri ile alnı yere değecekti. Kendini korurken hiç bir zaman Zorlu'nun mertliğinl gösteremedi. özet, Menderes'in Yassıaoîa'daki görüntüsü, çok karanlık ve de karmakançıktı.» Yasanmış deneylerden geçilerek verilen kesin yargılar... Hünalp'ın kitabındaki en ilginç «ayfalar gazeteciliği ele»tlren bölümler. Büyük tiraj gazeteleri nasıl haber cüretirler», nasıl «olmayan» bir olayı «olmuş» gibi gösterirler? «Atlatma» uğruna yapılan kötülükler nelerdir? Bütün bunlan da belirtiyor bir iki örnekle... Kendini de ayırmıyor bu eleştiririen. Bir bakıma kendi özeleştlrisini de yapıyor su sözlerle: «Ben de yalan yazdım. Ben de yirml küsur yıllarunm avareliği içinde her hafta bir yalan haber yazardım. Bu değismeyen haberim: her hafta dış hatlartfan dönen Denizcilik Bankasına ait yolcu gemilerinde külliyetli miktarda kaçak eşya yakalandığına dair olurdu ve maalesef tahkik etmeden yazdığım bu haberler de hiç bir zaman tekzibe uğramaz, bilâkis tniktarlarda daima az yazdığımı gorerek meılekî bakımdan »zap çekerdim..» Olaylar anlatıyor Ayhan Hünalp, Hava Kuvvetlerinden bir kurmay albay gizli bir haber verir, yazılmamasını özellikle dileyerek. 1956'da Karadeniz boğazından geçen iki Rus lava? gemisinin resmini Türk uçakları çekmiştir. Haberi öğrenen gazeteciler söz verirler yazmamaya, ama içlerinden biri bu «atlatma» haberi yazar. Bu yüzrfen de o görevli mahkemeye verilir, geleceği körlenir. Hünalp, «Gazeteciliği herhangi bir maceranın dışında ideal olarak alanlar, gazetecilik oynamak istemeyenler, yazılmayacak haberlerle, haber kaynaklarına karsı olan •orumluluklarını unuttukları anda, gazeteciliği bırakıp işportacllık yapmalıdır. Gazeteci vardır, gazetecilik oynayanlar vardır, bundan ötesi hikâyedir» diyor... Büyük tirajh gazetelerin 1955'lerde «ürettigi» üç haberi •nlatıyor daha sonra. îstiklâl Caddesinin bir tarafındaki binaları onar metre geriye almak için altlarına tekerlek konup çekilecekleri haberi büyük bir gazetede birinci sayfada dört sütunluk bir haber olmuştur! Marmara"da bir Bulgar denizaltısı yakalanrfığına dair uydurma bir haber de başka bir büyük gazetenin ilk sayfasında çıkmıştır. Oysa denizde görülen boş bir gaz bidonudur! Bunun gibi bir başka «uydurma» haber de şudur; Bir Türk eri Rus sınırmda 80 metreden bir bakışta Rus nöbetçilerini bayıltmaktadır Bu da, başka bir büyük gazetede yayınlanmıştır!.. Evet, ayrıeahkh bir uğraştır gazetecilik. Unutulmaz anılar kahr kişide. Acılı tatlılı . Bir hareket içinde geçmi?tir o yıllar. Koşturmayla, konuşmayla. yazmayla. aramayla... Ayhan Hünalpın şu sözlen yetiyor herşeyi anlatmaya: «Ben hayata bin defa dogsam bininde de gazeteci olurum Ancak cfüşmanımın bile gazeteci olmasını iftemem Bu meslek büyük bir fedakârlık ve feragat işi olmasmın yanısıra insanı genellikle perişan eder. bir yarım kalmış şarkı gibi herhangi bir yere savuruv'erir. Insanogluna ömür boyunca gülmez. Özet, hiç bir mesleğe benzemez o...» TÜRKİYE, ARTIK BAĞIMSIZ VE ONUN BİLİNCİNÎ SOMUT OLARAK ORTAYA KOYMUŞ BİR ÜLKEDİR. HAŞHAŞ OLAYI VE KIBRIS KONUSUNDA UYGULANAN POLİTÎKA, BUNUN AÇIK KANITLARIDIR. BU TUTUM, TÜRKİYE'YE SAYGINLIK KAZANDIRMIŞTIR Faruk ERGİNSOY ve evrensel ilkelerinden kaynaklanıyor, halkı sömüren güçlerl tarihin gerisınde kalmadan sınıflandınyor ve çeıişKileri dosdogru vorumluvordu. Çünkü çagdaş dünyada temel çelişK.1 u'usal sınırlard&n laşmış ve ulus lararası bir olatforma verleşmişti. Bütün iç çelişkiler. başta çalışan ile çalıştıranlar arasın^ ş fcn«*"ewre bu teve evrensei celişkinın ulusal crtama vansımalanydı. Bu nedenle tam bağımsızlık kazanamayan az gelişmiş ülkenin sorunlannı kendi halkının çıkarlan doğrultusunda çözümleyebümesine olanak voktu. Türkiye yakın geçmişte işte bu gerçegi yadsıyan dış poütikası ile ve süper güçler arasında seçme yapma. seçilen ülkenin uydusu haline gelme yolunu tuttuğu için öz*llikle dış politika sorunlannı çözümleyemedi. Oysa bu davra. nış kendine yandaş olduğumuz güçlerin bile sempatisini kazanamayacak kadar zavallı hem de gereksizdi. Yıllarca önce Türkiye'nin bagımsızlığını ülkülük (slogan) ya pan gençlerin belki kuramsal t« mellerini yeter açıkhkta ortaya koyamadıkları için kimi devrim ci çevrelere bile yabancı gelen davranışlan şimdi asıl değerini bulmuştur sanınz. Slyasal kavramların. özellikle devrimcl sloçfegidekHM» yorum, güzel bir örnektir biz» göre. Demokratik sol, «allt getirdigi yeni siyasa ile değil. siyasal yollannı devrimci gelişimlere açık tutan özgürlük anlayışı ile de yaşadıgı mız günün simgesi olmuştur. Ama bugün gıtfiş değişti: Yazılanlara nak verdırecek bır =ütş politikanırr'dnliria düjij'ine ulaşmış durumdayız: Diinyanın gıpta ile baktığı, dost sayısını çıg gibi buyuten bir dış politıkamız var artık. Onu bağımsızhğın gullerl ile taçlandır mışız. Ulusal gururumuzu, kişisel ilişkılerle başlayan oduncü bir dış polıtikanın dağlarından aşırmışız artık. Bu nedenle haklıdır Başbakan Karaoğlan, «Bugün evrende yenı bir Türkiye var. derken haklıdır ve Mustafa Kemal çizgısindedir Türkiye bugün. Barış ıçın savaşmanın tarihe geçecek orneğıni yazmıştır kitaplara. Kıbns zaferi ile yenı bir Türkiye fışkırmıştır onurlu geçmişınden. oüyük bir askersel ve «iyasal za fer kazandı. Bu yükselişin bizce en anlamlı anı, onun yaratılmasında başrolü oyna\an Sayın Ecevit'in, çıkarma ertesinde Büyük Millet Meclisinde yaptığı konusma olmuştur. Saym Ecevit kişl sel saygmlığın doruğuna çıktıgı o söylevinde Kıbrıs olayını «De mokrasinin diktaya karşı kazan d:ğı zafer» biçiminde nitelemiştir. Savaşta bile demokrasi göze ten, silfthın başansını bile demole rasi ile yorumlayan bir anlayış çağdaş lnsan'ın ulaşabileceği en tist düzeydir ve görülüyor ki in«anlar o düzeye ancak demokra tik sol bir sîya&et anlayışı ile va rabilmektedirler. Bütün sollan il kel bir mantıkla karalayanlar, bütün sollarda demokrasi ve öz gürlük için kaygu duyanlar ya da varlıklarını bu yolda yaratacakları yanılgı ile sürdürmeyi amaçlayanlar dileriz ki tarihin şu onurlu gelişiminden kendilerine bir pay çıkarabilsinler. ^ T ü r k i y e t r t ı k bağımsus bir Haşhaş olayı İle başlayan ve Kıbrıs zaferi ile somutlaşan bu gelişim kuşku yok ki yakın tari himizin en mutlu döniim noktaaıdır. Çünkü Türkiye'nin bağım sız bir Ulke olması salt ona dış politika saygınlığj kazandırmakla kalmayacaktır. Gerçi bu saygın lık tek başına bile çok seydir, sonuçlan da görünmeye başlamıştır. Amerika'nın Türkiye'y» karşı izlenen politika'daki yanlış ları düzeltmek için Dışişleri Ba kanının ağzından verdiği söz, Arap dünyasının, Batı ulkelerinin ve bütün bir sosyalist blok'un davranışlan deginilen sonuç'un açık örnekleridir. Bugüne değin hiç bir sorunumuzda (hem da Yunanistan'a karşı!) arkamızda böylesine bir uluslararası destek bulamamıştık. Ne var ki bu kadarla kalmayacaktır. Gitgide iç ekonomik ilişkilere de bağımsızlık ıikesl egemen olacaktır. Önce dış güçlerin, emperyalist çıkar çevrelerınin içimizüeki utıfakları kınlacak. sonra da ulusal çelişkiler hem daha kolay hem de demokrasiden ödün vermeksizin çözülecektır. Çünkü bağımsızuk ilkesi ulusal ve sıyasal bir kavram oiarak geçerlik kazandıktan sonra engellenemez, zamanla ulu sun bütün bireylerini kucaklayan gelişimleri ardmdan getirir. Yani siyasal kavramlara. özgürlüge, demokrasiye ve tüm insan haklarma ekonomik içerikler ka zandınr. binası bitışiğidir. 1 tTDK yeni binası 1. kısım inşaaü»nın yeri: «Atatürk Bulvarı No: 221 Ankara» adresindeki Kurura 2 Bu ihaleye katılmak için yeterlik btlgesi almak isteyenler, ihaleye girebilme koşullannı kapsayan bajvurma bildirilerini çalışma »atleri içındt yukarıdaki adrest«n dilekçe ile alabilirler. 3 Kuruma dilekçe vererek yeterlik belgesi almak i»teyenler başvurma bildirisinde belirtilen bilgi ve belgeleri 29 ağustos 1974 günü u a t 11.00'e kadar aynı adrese yazı ekinde vermelidirler. 4 Belgelerin incelenmefi sonunda ihaleye katılman uygun görülen isteklilert gerekli duyurma yapılacak v« ihale dosyası verilecektir. llgililer» duyurulur. (Ha»: 972 6080) TÜRKİVE BİLİMSEL VE TEKNİK ARAŞTIRMA KURUMU Demokrasi'nin Zaferi ve Bağımsız Türkiye Türkiye tam bağımsızlık llke«ini gözeterek sürdürdügil dış po litika sonucu Kıbns'ta gerçekten Üniversite ve Lisans Üstü Bursları /ÜNİVERSİTEYE BU YIL GİRECEKLER İÇİN Türkiye Bilimsel ve Teknlk Araştırma Kunımu, müsbet blllmlerin temel ve uygulamalı dallannda öğretim yapan fakülteler ve yüksek okullann matematik. fizik, klmya, blyolojl, leoloji. mühendislik, tap, veterinerlik ve hayvancılık, tarım ve ormancılık bölümlerinde ve bunlarla llgill ara di«iplinîerde öğrenime başlıyacak olan Ustün kabillyetll oğrencilere ayda 600. TL. karşılıksız destekleme bursu verecektir. Bu burslardan üçü Türk Eğitim Vakfı tarafından lh«las edilbfl Cumhurbaşkanlığı burslan olarak verilecektlr. Burslann dağıtımı lçin aşağıdaki şartlar konulmuştur: A. Türk vatandaşı olmak. (Türk asıllı olup, memleketimtzde okuyacak olan yabanci uynıklu öğrenciler bu durumlannı belgelendirmek şartı ile bursa müracaat edebillrler.) B. 1. Klftsik program uygulayan liselerde lise bitirme anavında fen kolunda matematilc ve fizikten (8) sekia ve daha yukan not alarak 1974 Haziran döneminde lyl derece lla mezun olmak. 3. Modem program uygulayan liselerde: Lise TI. sınıftar. III. sınıfa geçerken ftsft nntviıuU (8) seklz ve daha yukan not almak, Lise oitirme sınavmda Tabii Billmler kolu lçin ktav ya ve biyoloîiden, matematik kolu için matematik ve kimya'dan (8) sekiı ve dah» yukan oot alarak 1974 Haziran döneminde lyl derece Ue mezun olmak C. Yert ve tarlhl daha sonra bildirilecefc nnavlarda basan göstermek. llgililenenlf rln Kurumdan, mezttn olduklan lise müdü> lüklerinden veya Milll Eğitim Müdürlüklerinden temin ede> ceklen (TÜBtTAKBAYForm Ü lu74) MUracaat Pormunu doldurup, tas^ik ettirerek en eeç Siyasa Bilimine Göre Bütün bu rfeğerler ve onları var edenlere sevgımizı, duygulanmızı belirttikten sonra olaylan siyasa bilırru duzeyıne çekerek dusunehm bıraz. Gerekli dersı çıkarahm Ou olaydan, çıkarahm ki bu onurlu yükseliş giderek bır dü$ olma»ın. Türkıye de ard arda sıralanan olaylar arasında rastlantı ile açıklanması olanaksız bır bağlantı var. 1973 yıhnda yapıian genel ve yerel seçimlerde halk oyu ile somutlaşan bu gelişim, CHP'nin haziran ayı içinde yapılan Tüzük Kurultayında tam bır açıklığa kavuşmuştur. Bilindiği gibi, bu kuıuitayın halkoyunu özellikle ilgilendiren yeniliği cdemokratik sol» kavramının sıyasal bir belırleyıci olarak CHP tüzügüne yazılması olmuştur. Neden gerek auyulmuştur «demokratik sol» kavramının CHP tüzügüne yazılmasma? Çünkü Türkiye'de gerçekleşen kıvanç verici değişimi sımgeleyen bır kavrama gereksinim vardı Ve demokratik sol sözcüğü işte bu gereksinimi karşıhyordu. Bütün bir ulusun ortak zaferi Oian olayları ıç politıka kavgalarında kullanmayacak kadar dikkatli ve bilinçlıyiz. Düşünmü yoruz böyle bir şeyi ama, tutarlı kalabilmek için gerçeklerı bilımsel bir dayanak üstünde yorumlamak görevinden de kaçamayız. Bu nedenle demokratik sol sözcüğünü kitabına vazan bir kuruluş ile onu yönetenlerin biçimlendirdiği bir dış politıka arasındaki ilişkiyl açığa çıkarmak zorundayız. Kıbrıs zaferi öncelikle bağımsızlık anlayışımızın çağdaş yorumunu veriyor bize. Türk halkına demokratik sol bir siyaset anlayışı içinde hizmet edenlerin bağımsızlık konusundaki tutumlan Kıbrıs zaferi ile somutlaşıyor. Düne kadar soyutta kalan, kuramsal bir vaklaşım olarak eeğeri belki yeterince anlaşumayan demokratik sol ilkelerın örneğin dış polıtika konusunda başarıyle uygulanması sonucu ortaya çıkan durum, aynı llkenin iç politika ve özellikle ekoncmilt sorunlarıa ilgüi uygulamasınm yakın gelecekteki sonuçlarım da gösteriyor inssna. Bundan kıvanç duymamak olanaksız. Türkiye'de demokratik sol ülkenin kendine özgü koşulları için de biçimlenmiş çağdas bir yöntem olarak gelişti. Gerçekten ds bir yöntemdi ctemokratlk sol, bir ö&reti deSildi. Sol'ua temel İLAN Türkiye Demir Ve Çelik Işletmeleri İskenderun Demir Ve Çelik Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğünden 1974 1975 yıh ihtiyacımıza binaen yurt içinden OEMİR CEVHERİ SATIN AL1NACAKTJR Bu işle ilgili olarak hazırlanan ihale dosyası, 29.7.1974 Urihinden itibaren 1 a) tskenderun'da Müessesemiz Ticaret Müdürlüğünden b) Ankara Tunus Caddesi, No: S3 Kavakhdere adresindeki tevsiat Koordinasyon, c) Müessese Müdür Muavinliğinden 500. TL. bedel mukabilinde temin edilebilir. 2 thale 6.8.1974 salı günü saat 15.30'da lskenderun'da Müessese Müdürlüğümüz Satınalma Komisyonu huzurunda y»pılacak olup teklifler aynı gün saat 14.30'a kadar muhaberat ve arşiv şefliğine tevdi edilmş olacaktır. 3 Belirtilen gün ve saatten sonra verilen teklifler lle postada vaki gecikmeler kabul edilmiyecektir. 4 Müesse<=emiz 2490 sayılı kanuna tâbi olmadıgından üıaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmskts tamamen serbesttir. (Basın: 201T9) 6088 Yarının Türkiyesi Türkiye, aemokratık sol anlayışı ile nasıl bır geleceğe yöneldığinin ılk belirgin ömeğini Kıb ns zafen ile vermiştir. Bu zafer bü'ün ulusa, bütün az gelişmiş ülkelere kutlu olsun. Demokrası ile solun evrensel ilkeleri gerçekleşiyor işte. Dogmatizmde dıreneniere güzel bır cevabı mız var artık. Zaman zaman soruyorlaruı, «Demckrasi ile solun evrensel ilkelerinin gerçekleştiğine örnek var mıdır?» diye. lşte ilk örnek, aynen ulusal bağımsızlık savaşında olduğu gibü... ' j ' • ' ' '. 14 Eylül 1974, Saat 13.00 de aşağıdakj adreste bulundurulacak şekilde eöndermelerl g«rekmektedir. Postadaki eecikmeler dikkate alınmaz. Türkiye Bilimsel ve Tektıik Araştırma Kurumo Bllim Ariamı Yetisttrme (;nıbn Sekreterllği, Atotfrk Balvan No: 225 Kavaküdere ANKARA ngllilere duyiîrulur. MAYIS 1974 (Basın: 15233) 8038 VEFAT Merhum Nedim Ince'nin refikası, Fahir Ince ve N'adir Ince'nin sevgili anneleri, Mülhime Ince ve Nebiye înce'nin kayınvalideleri, Sera tnce, Mür»ire Arıkol ve Nedım Ince'nin babaanneleri, Füsun lnce ve Ali Mahir Arıkol'un büyük kayınvalideleri, talihatı nisvandan MÜHENDİSLİK APARAUARI ihraelt«ı>> : 38000 Ton Gübre Naklettirilecektir ? 1 Bandırma Gübre Fabrikasmdan tesellüm edilecek 38000 ton kimyevi gübrelerden 13000 tonu Ankara, 7000 tonu lstanbul 2000 tonu Manisa, 10000 tonu Eskişehir. 5uüO tonu Aydın, 1000 tonu Kastamonu bölgeleri ve teşkillerine şartnameye göre tahmil tahliye dahil naklettirilecektir 2 Şartnameler kurumumuzun Balıkesir, lstanbui. Eskişehir, Manisa. Aydın. Ankara, Kastamonu Bölge Müdürîüklerimiz ile Bandırma Şube Müdürlüğümüzde mesai iaetleri dahil inde görülebilir. 3 Teklifler belirtilen muvakkat teminat üe birlikte Bandırma Çube Müdürlüeümüze 5.8.1974 jünü saat 10.00'a kadar verilecektir. Postadaki vaki gecikmeler nazari dikkate alınmaz, 4 Kurıımumuz 2490 sayılı kanııns tâbi değildir. Ugüiiere ilân olunur. intermed export import VoUcseıgener Auftenhandelsbetrieb dor Deutschen Demokrotischen Republik DDR 102 Berlın Schıckl«rstra(i« 5,7 PO.B.17 O«mokr«t Alman Cumhuriyttl Türklye MUCT>«»III: NÜVEYRE İNCE 27/7/1974 Cumartesi günü vefat etmiştir Cenazesi 29/7/1974 Pazartesi günü öğle namazını müteakıp Şışli Camiinden kaldırıiacak ve Erenkby Sahrayı Cedit aile mezarhğma defnedilecektir. Allah rahmet eylesin. Cumhuriyet 8082 A.ALBERT SALTO TaMakalt, C«dıt Hın, 37. lıtanbul T«l«fon . 22 89 28 T»ljr«f : SALTOLUK TÜRKİYE ZtRAİ DONATIM KURUMU Balıkesir Bölge Müdürlüğü ] I 1lü ( B a s ı n : 2U176) 608J (Basın: 32343) bO75
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear