Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHUBÎYET 9 Mayıs 1974 • • lkemizin «Köklü Reformlar» aşamasına yöI I neldiği günümüzde devlet ve devlet kurtı™ luşlarımn temel hedefi «Türk köylü ve köy. lülerine hizmet götürmek» olmalıdır. Anayasa' nın öngördüğü reformlar silsilesini gerçekleştirmek eğiliminde olan hükümetler şu yada bu rcformu tekil düşünüp herhangi birine öncelik tanıyan eylemlere yönelerek «Köklü reform» anlayışının temelinde yatan «Bütünsel tfüzen değişikliğini» zedeleyici atılışlara girmemelidir. Önemli olan, reformlan birbirleriyle ilişkili bir bütün olarak ele alabilmektir. Bu reformlar çerçevesi içerisinde kalkınmamızın temel dayanaklarından olan eToprakTarım Reformunun» bazı gruplarca soy«uzlastırılmağa engellemeğe çalı?ılması Türk Ziraat Yüksek Mühendislerinin gözünden kaçmamaktadır. Ülkemiz koşullarında tanmımızı ileri aşimalara götürmek, tarımsal prodüktiviteyi yükseltmek, ileri tarım tekniklerini köylüye aktarabilmek ve bunun temel şartı olan «Toprak Somnu nu daha ileri bir tarıma uygun şekilde çözümlemek yönünde nyasi tercihini yapmış bir devrimci hükümeti desteklemek, ona yardımcı olmak Ziraat Yüksek Mühendislerinin ön görevlerindercfir. Bu yönde topluluk saptamış olduğu bilimsel teknik ilkeleri ile gerekirleri uygulayıcılara sunmak, sonra da bu atılışa karşı olanları bastırıcı bir kamuoyu hazırlamak ödev ve sorumluluğunu duymalıdır. Bu bakımdan ülkemizin hemen hemen her noktasma yayılmış Ziraat Yüksek Mühendislerinin bu reformdan anlaşılması gerekeni, tarımsal aşamanın ne olup ne olmadığım, uygulamada mesl?ğin görevlerini ortak bir esasa dayanarak homojen bir şeküde anlatmaları gerekir. Bu şekilde aydın, çiftçi, ağa, yönetici kanatlartnria yaratılacak bilinçlenme hükümeti güçlendirecek ve çahşmalan kolaylaştıracaktır. Ziraat Yüksek Mühendisleri Oda?ının bu amaçla düzenlerfiği teknik kongreler, komisyon çahşmalan, Ziraat Fakültelerimizde yapılan arastırmalar Ziraat Yüksek Mühendislerinde «Ortak Fikir ve Davranışlar» yönteminj gerçekleştirmektedir. Köklü bir topraktarım reformu ile çıkarlanndan bazı kayıplara uğrayacak gruplar ön tedbirlerini alarak kayıplarım azalt Olaylar ve görüşler Tarımcıları Bekleyen Görev Doç. Dr. Baha Galip TUNALIGİL ma olanaklarını yaratmaya yöneleceklerdir. Ayrıca bu gruplarm reformu soysuzlaştırıcı yönde halkı yanıltan. reformu yanlış bir şekilde ortaya koyarak kuşku yaratıcı atılışları genişleterek «Reform Engellenmesi» sağlanmak istenmektedir. Toprak Tarım reformunun ülkemiz siyasal, sosyal, ekonomık ve teknik çıkarları vönünden faydalan tartışma götürmez bir şekilde açıktır. 1 Çiftçi celirleri ülke gelırlerinin yarısı değerindedir. Çiftçi başına rfüşen gelir çok düşüktür, 2 Ülke topraklarınm <> 53'ü nüfusumuT zun °'o 13'ü elinde olup toprak dağılımı dengesizligi büyüktür. 3 Çiftçi nüfuşunun 1'4 ü kira ve ortakçılık yaptığından kendi toprağını işlememekten doğan güvensizlik ve çalışma hırsı kısıtlığı vardır. Bu durum şehirlere göçü. gizli işsizliği arttırmaktadır. 4 Mülkiyet düzensizliği ve giivensizliği siyasal bilinçlenmeyi kısıtlamakta, demokrasimizin işleyişinde gerçek halk iradesinin teşekkülünü sınırlamaktadır. 5 Tarıra kesimindeki düzensizlik ilkel tarım düzeyinden sıynlmayı geciktirmekte, verimliliği düşük kılmakta. çiftçinin alım gücünü düşürmekte ve sanayileşmeyi engellemektedir. Bunlar ve bunlar gibi sayıları arttırılabilinecek nedenler Toprak Tarım Reformunun yapılmasına dayanak olarak sıralanabilir. ToprakTarım Reformunun uygulanmasına ilişkin temel illceler yönündeki çahşmaların tamamlığa yaklaştınldığı günümüzde uygulayıcıların bu çalışmalardan faydalanacaklannı ummak safdillik olmayacaktır. Anayasa yönünden mülkiyete fliskin sorunları, kamulaştırma ve gerçek değer esaslarıru, dagıtılacak arazi varlığı ve dağıtım esaslannı, toplulaştırma, kiracılık, ortakçılık, kadastro, tapulama, vergileme esaslannı kapsıyan çalışmalar ileri düzeydedir. Beformun mall, cezal uygulama yönlerine ışık tutan bu teknik öneriler köye hizmet iletiminin kooperatifleşme, mekanizasyon, tarım arazilerine yapılacak devlet yatınmları kredi gibı unsıırlara bağlı olduğunu açıkseçik ortaya koymaktadır. Faşizm ve Cami aşızm üç ayaklı bir darağacıdır. Bu ayaklardan birtnclsı sermaye sınıfı. ikincisi ordu, üçüncüsü kilisedir. Özgürlükler bu darağacında sallandınlır... Yunanistan'dan îspanya'ya kadar her yanda bu kutsal üçleme'dir faşizmin temeli... Kiliseye yaslanmıyan bir faşzm icat edilmedi henüz, 1930'lara doğru Benito Mussolini a.<zı köpürerek nutıık atıyordu: « Din düsmanlannca İleri süriilen laylklik, yozlaşmıs mantıjıyla can çekişmektedir.» Oysa o sıralarda Atatürk Türkiye'si layiklik devrimlne gabeydi. Hilafetin kaldınlmasını. din ve dünya lşlerinin bırbirinden aynlması izleyecekti. Nitekim Anayasa'ya yazıldı layiklik, ve ödünsüz uygulandı tek parti yönetlminde... Çok partili döneme geçildiği zaman, devrimlerl lçine sindiromiyenlerin, siyasal yaşamda seslerini duyurmaya baslamalan doğaldı. Toplumsal yasalara göre, etkitepki serüveni, bir zincirin halkalan gibi blrbirl ardından, birbirine bağlı ve içiçe yaşanacaktı. Lariklik ilkesinden ödün üstüne ödün verüdiği yıllar birbinni kovaladı çok partili dönemde... tsmet Paşa, koskoca öğretim Birliği devrimini bir kalemde siliverdi nıtuculara şirin görünmek hevesiyle ve o saysıdeger devlet adarru ciddiyetiyle Adnan bey sürekli gülümsemesiyle Türkco Ezan'ı Arapça'ya çeviriverdi bir gün... Sülevman bey ?.?çim gezilerinde oruçsuz iftar sofralarma oturup abdestsiz namazlar kılarak siyasî nutuklar attı... Cevdet bey, Cumhurbaşkanlığı andını ictikten bir saniye sonra dini politikaya ftlet etmek marifetini Meclis kürsüsünde göstet ıverdi. Sermaye sınıft politikacısı, kazdıgı kuyııya bir gün kendisınin düşeoeğini düşünemeden yoksul halkın din duygnlanm sömürerek, iktidarını pekiştirme taktiğini somma dek tcullandı. tkinci Dünya Savaşından sonra. kapltalistmüte^alllbe ortakhfı, gerine gerine, şişine şişine yayılmıştı iktidar koltuğuna... Düşünemezdi ki. bir vakit gelecek, kullandığı silâh elinden kayacak, başkasının işine yarayacak... O vakit şimdi gelmiş midir? Olmemişse sermaye sınıfının sadık sözcüleri neden kı«yorisr Necmettin beye? Neden layiklik avukatı kesilmişlerdir birdenbire? Erbakan, sünneti şerife üzerine kırpılmış bıyıklarıyla televizyonda görünüp, gözlerini devire devire konuşarak: Fikir suçu Unımıyoruz.. dediği zaman fena mı ediyor? •Sermayecl sınıfının dinl imanı paradır, çıkardır. Din, sermavenin çıkarlanna hizmet ettigi zaman kutsaldır, etmedijfi zaman gericlliktir. Simdl cümlesinin Necmettin beye öfkelerinl yağdırması bundan... Demokrasinin boyutlannı Batı örneklerine göre genişletip Türkiye'yi fikir suçu ayıbından kurtarmak isteyenlerle lşblrliği yapan MSP' ne veryansın ediyor kapitalizmin sözcüleri ve gözcüleri... BunUnn arasında tehdit savuranlar, göz korkutanlar da Savunucu Güçler Ülkemiz tarımsal kalkınmasını tarım kesimindeki düzen değişikliğinde bulanlar güçlü ve prodüktif tanmı varatıcı vontemleri uygulamaya aktarmak gerekirini gözden kaçırmamaktadırlar. Böylesine bir degişikliği varatacak Toprak Tarım Reformunu sercekleştirmek. köye iletilecek en büytik hizmetlerden olacaktır. Bu hizmetin gerçek sorumlulan Ziraat Yüksek Mühendisleri. konulanna giren her türlü vozla$tmcıya aldırmadan, tanmsal kalkmmamızi gerçeMeştirici vöntem ve evlemleri köye götürmelidir. Tanm ve yöntemlerine iliskin konularda zurnacılann bile konustu°u ülkemizde artık konunun gerçek sahioleri köye hizmet götürücü püçleri hareketlendirmeli'lirler. Toprak Tanm Reformunun ciltleri kaplavan uygulama yollan, ilgllilere aktarılmı$tır. Önemli olan bu yönde yasasal. ekonomik, siyasal ve teknik yozlaştırmanm durması ve engelleyici şüphelerin yarattığı aldatmalann anlasılmasıdır. Türkiye bu reformist aşamadan bu defa da faydalandınlmazsa ekonomik kurtuluşu sadece «Umııd» olarak kalır ve kuşaklar boyu seri kalmıslığin verdiği eziklikten sıynlamaz. Büyük kitlenin bilinçlenmesini, gelir kaynaklarının. yaşama seviyesinin vukselmesini isteyenler Ziraat Yüksek Mühendislerinin bu çabalannı desteklemelidirler. Türk köylüsü savunucusunu bulmuştur. Onların getirecekleri hizmeti ülkenin gelişmesi yolunda, kendi güçlerinl kalkınmaya aktarma uğrunda didinerek bu ülkeyi gert kalmışlıktan kurtarmak gerekmekte» dir. Bütün reform aşamalarının aralanndaki İI15ki, gelişim ve uygulama bu temel hedefe dönük kılınabildigi oranda ülkemiz silkinecek, gelişecek ve gelecek kuşaklara gtiven verici bir seviyeye ulaştınlacaktır. F Bilimsel Saptama Toprak tarım reformunun temelinde yatan Türk köy ve köylüsüne hizmet götürücü, onların emeklerini değerlendirici, kalkınmayt güçlü kılacak tanmsal geiir artışım vükseltici, dolayisiyle ülkemizi sanayi düzeyine kaydırıcı ana hedefler, tersine gösterilerek bilimsel bulfular yadsınabilir. Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri ilkel tarım düzeyindeki ülkemizi ileri tarım ve sanayi düzeyine götürücü temel ilkeleri bilimsel seviyede saptamıştır. Bu saptamaların gerekiri olan tarımsal aşamalara yör.elmek artık geciktirılemiyecektir. Yıllarca önemsenmiyerek, sorunlarıvle başbaşa bırakılmış Türk köylüsü kendisine hizmet getirici eylemleri görecek, sonuçlardan faydalanacaktır. Türk çiftçi?inin sorunlarina sahip çıkan Ziraat Yüksek Mühendisleri artık kendilerini çeşitli yönlerde engelliyerek bu hizmet aktarmasım geciktirenlere karşı bir baskı grubu olmak savaşma girmiştir. Bu savaş ergeç kazanılacak ve tarımımız ülkemizi doyurucu, kalkınmamıza kaynak olucu düzeye ulaştınlacaktır. ŞU YÖNETİM KURULLARL OKTAY AKBAL Evet Hayır Istanbul Ulaşım Kongresinde... stanbul'daki Mühendi» v« Mimar Odalarının düzenlediği ve üç gün sürecek Istanbul Ulaşım Kongresl dün başladı. Bu yazlda, kamuoyunu yıllardan berl llgilendiren bir sorunu ele alan Kongre'nin kap samını tanıtmak, bir yandan da sorunun temelin.de yatan bazı öğeleri incelemek istiyoruz. Şimdiye kadar konu sürekll olarak hep bir trafik sıkışıklığı ve bunun doğurrfuğu bir sorun olarak ele ahndj. Ta?ıtlann hareketiyle ilgili olarak düçünüldü. Oysa Istanbul gibi. bir yandan denlze açık, bir yandan iyi kötü bir banliyö servisi olan bir kente olaya daha geniş bir açıdan. bakmak gerekirdi. Sorunu kişilerin bir yerden baş ka bir yere gitmeleri sorunu olarak düşünmek zorundaylz. Sorun bir trafik sorunu değil, bir ulaşım sorunudur. Karayolu taşıtları, rfeniz taşıtları, tre ni. yayaları, otobüs ve dolmuş larıyle geniş ve karmaşık bir sistemin sorunu. Bu görüş bir bakıma Kongre'nin niye bir «ulaşım» kongresi olcTuğunu açıklıyor sanırım. Ne yazık ki, şimdiye kadar içiçe girmiş küçük küçük sistemciklerden kurulu olan bu genis sistemi, bir bütün olarak ele alamadık Tür kiye'de; alışkanlıklar bizleri hep sistemin yalnızca bir açıdan, basit bir açıdan görünümü olan. trafik sorunu yaklaşımı ile meşgul etti. Kamuoyuna bu geniş sistem görünüşünü bir türlü maledemedik. Kongre öncelikle bunu yapmaya çahşacak. Öbür yandan, ulaşım sorununu tek başına, soyutlayarak, ba ğımsız bir sorunmuş gibi ele almanın da olanağı yok. Toplumun sosyal, ekonomik ve politik öğeleri ister istemez, ilk I alanca resmi kuruluşun yönetim kurulu değisanıır Ali gider Veli gelir. Önemli birer haber diye vayınlar gazeteler. Dikkat ederseniz görürsünüz, giden esKi iktidar partisinin yakınıdır, gelen de yenisinin. Boşuna dememişler ha Ali Veli. ha Veli Ali. F Hiç düşündünüz mü ne işe yarar yönetim Kuruiları dıye? Bir anhğına bırakın bütün önemli sorunları da nedir bu yönetim kuruiları, ne iş yapar yönetim kurulu üyelerı, Daşkanı? diye kendi kendinize arayın bu sorulann karşılıgını... Evet çok hızlı yaşıyoruz, vakit yok ayrıntılarla ugraşmaya, bir anlığına gözünüz takılır, aklınız kanşır, sonra unutuverirsiniz onu. Hatırlayınca da «bana mı kaldı düzeitmek. neme gerek» der geçersiniz... Her bankanın, her işletmenin, her ortaklığın. her iktisadi devlet örgütünün bir yönetim kurulu, bir denetçiler kurulu vardır. Özel girişim ortaklıklan konumuz dışı, b'inlar bu kurullara en güçlü ortaklarını ya da ortaklann uygun gördüğü kişileri seçerler. Kimse karışamaz onJaıa. Yok yine de kanşan var, hiç değilse genel kurul toplantiıarma hükümet komiseri gelir azıcık karışır. Birtakım nitelıkler aranır yönetim kurulu üyelerinde. Özel girişime ait kurullaı' konumuz dışı. Ne yaparlarsa yaparlar, bu üyelere ne ücret verirJerse veririer, özgürlük var, işlerine ktmse karışamaz. Ama devlet örgütlerinin yönetim kuruiları hepimızı ilKilendirir, ilgilendirmelidir. Ulus parasıyle kurulmuş, ya da ulusun parasıyla desteklenmiş bankalar, genel mudürlükler şunlar bunlar. Böyle yerlere herhalde yetkili uzman kışiler getirilir sanırız. Bilmem ne genel müdürlügüne va da falança bankaya... Oysa tam tersi olur çoğunlukla. Eski mılletvekilleri, bakanlar, generaller, iktidarın vakını poııtikacılar. Kazeteciler, tüccarlar bilmem neler... Her iktidar partisinin bir sürü yakını vardır, elinin altında tutması geteken kımseler. Aday olmuşlardır kazanamamışlardır, ya da aday oımalan önlenmiştir böyle bir yönetim kurulu üyeliği sözüyle. Hiç bir iktidar bundan kurtulamaz. EorsaK a^klamalarını, «partınizden kimleri yönetim kurulu üyeliklerins getirdiniz?» diye; bir yanıt veremezler. Oysa çekinmeden yanıtlamalan gerekir. böyle bir soruyu. Ben madem ki Darti olarak yurdu yönetmekle görevliyim, öyleyse her yere güvendigim adarru koyarım, benden olanları, berüm çizgimde olan. ları. Türkçesi «kendi adamlanmi!» Bundan da doğal bir şe? yoktur. Falanca bankanın yönetim kuruluna Ali'nın yerine Veli"j'i seçmişsera Veli'nin Ali'den daha yararlı olacağına. iktidar programımıza daha yakın bulunduğuna inancUğım ıçindir. İktidar bir bütündür, koskoca bir makinenin minicik bir vidası yerinden çıkarsa. ya da gevşerse, ya da dönmez olursa sonuçsuz kahr bütün çabalar. Bir iktidar da her yere kendi göriişlerine bağlı, ilkelerine lnanmış göreviileri getirecektir. İstediginiz kadar buna partizanhk deyin, böyledir bu En önemli nokta, bu yerlere, bu görevlere getirilen, atanan kimselenn gerçekten o yerüı, o görevin ınsaulan olup olmadığı... Hatır için, yalruzca «bizden biri» diyerek seçilmeleri! Hem «bizden» olacak, hem de o görevin adam.' olacaK... Ne çare ki şimdiye dek hiç bir iktidar bu nitelik.e «aaam» bulamadı. Hep kendi partizanlannı atadı çalışmadan para kazanılacak görevlere... Nedir bunlar? Yönetim Kurmu üyeliklerü... Adam ne bankacıdır, ne havayolcudur. ne suyolcu. ama atanır, gelir oturur o koltuğa sanki o konudan arJarmıs gibü... Yönetim Kurulu üyesi olarak alır oturum ücretlerinı. ayhklan, ödenekleri. Aydan aya uğrayarak, bir de beürli günde yapılan toplantılara katılarak. Duyuyoruz falanca bankanın, filanca işletmKnin yönetim kuruluna yeni iktidarın birtakım yakın kişileri atandı oiye. Hatta iki bankanın yönetim kurulunda bile görevli eski po. litikacılar varmış!.. Doğru mu bu söylentiler? Elbette ki söylentileri ortadan kaldırmamn en iyi yolu böyle «yönetim ku. rullan»nda kimler üyedir, ne zaman atanmıştır, bir bir açıklamaktar. Ama bunu kim yapmış, yapabilmiş ki bugünkü iktidar yapsm?.. Bir şey söylsyeyim mi size, tüm yönetim kurullarını kaldırmalı.. Yerinde b:r iş yapılmış olur. Ya da böyle görevlerdekilere büyük para ödenmemeli. O zaman işin uzmanıan getirilir o yere, ayrıca ulusun parası ona buna armagan edilmez bol keseden... Pek mi aykırı bu dediklerim? Kıme aykın düşüyor, herhalrte size bize değıl, bu çeşit kapılann var olmasından hoşlananlara, bugün olmazsa yarın bize de açılır Döyle bir kapı diye umutla bekleşenlere... TRAFİK KONUSUNDA BUGÜNKÜ S I KINTIMIZ, YARIN DOĞACAK SIKINTININ YANINDA HİÇ KALIR. SORUN'A SAHİP ÇIKACAK KADRO VARDIR. YABANCI UZMAN YERÎNE BU KADROYA GÜVENİLMELİDİR Atilâ ALPÖGE Istanbul Ulaşım Kongresi Yürütme Kurulu Baskanı bakışta göze çarpmasa bile, olayı etkiliyor. Kentin gelişmesi, arazinüı nasıl kullanılacağı konusunda verdiğimiz ve ver«ceğimiz kararlar olayı biçimlendiriyor. öbür yandan da, sağladığımız ulaşım olanakları kentin yapısını etkiliyor. Görülrfügü gibi girişimler içinde. yığınla yan etkenin baskısı altında ve aynı zamanda bu etkenleri de kendi etkileyen bir olay var karşımızda. Kongrenin yaklasımında, temeldeki bu ilişkileri açığa çıkarmak tasası da var. Kongrenin başka bir amacı da, ulaşım olayını ele alırken teknik ve bilimsel bir konu olarak ele alınması gerektiğini ifade etmek; yani sokaktaki adamın günlük sıkıntıları arasında yaşadıgı ve ilgilendiği bu sorunu teknik bir düzeye oturtmak. Aslında bütün dünyada, ulaşım olayınuı yarattığı sorunlara teknik bir açıdan yaklaşmanın gerektiği bundan aşağı yukarı bir yarım yüzyıl önce anlaşılmıştır. 1924'te bir Amerikan kentinde konuyu teknik düzeyde ele alacak, konuya bütünüy le sahip çıkacak bir teknisyenler örgütü kurulmuştu; bundan elli yıl önce. Biz bugün, 20 yıldan beri gittikçe şiddeti artan bir sorun yaşadıgımız halde konuya sahip çıkacak bir örgütü kentlerünizde bir türlü oluşturamamışız. Hatırlanm, Istanbul Belediyesinde bir zamanlar, belki 15 yıl önce bir kaç kişiden kurulu bir ünite mevcuttu ve görevi ntrafik» sorunu ile ilgilenmekti. Oradaki arkadaşlanmızın çabala riyle konuya bir ölçüde sahip çıkılmaya çahşılmıştı. Dağıldı gitti o kişiler de. Hatta içlerinden biri şu anda Amerika'da trafik mühendisliği yapıyor. Daha sonra gelen kişilerin çahşmalan da gereken ilgiyi bir türlü görmedi. Üstelik eski Belediye Başkanı Atabey zamanında ünite toptan dağıtıldı. Sorun sahipsizdir. Sorunun sahipsizliği, ükemizde konuya sahip çıkacak bir kadro olmadığından değildir. Bu kadro vardır; az sayıda da olsa vardır. İşin mantıksızlığı şuradadır ki, sorunun şiddeti arttığı ölçüde tek niK kadrolar küstürülmüş, görevden uzaklaştınlmış, ya da göreve asla çağnlmamıştır. Bunun yerine bazı yabancı uzmanlardan yar dım umulmustur. Türkiye'ye gelip kısa bir süre kalan. böluk pörçük izlenimlerle yargılara var maya çalışan yabancı uzmanlar dır bunlar. Kendi tekniK kadrolannı göreve çağırmayar bir ülkede. bir sorunun sahipsiz kalmasına saşmamak ee'ekır. î TEŞEKKÜR £ Aramızdan ebediyen ayrit lan ailemizin büyüğü kıy• metli varhğımız II. Balkan, t 1. Dünya, Çanakkale ve Ist tiklâl Harbi Gazilerinden, £ • i t £ £ £ £ * Em. Tuğbay (330/79) 5.5.1974 Pazar günü yapılan cenaze merasimine katılan, telefon, telgraf, mektup ve bizzat evimize kadar gelerek unutulmaz acımızı paylaşan silâh arkadaslarma. yardımlannı esirgemeyen Sayın Orgeneral Doğan özgöçmen'e, Merasim Kıtasma, Bandosuna ve İnzıbat Kıtasına, Em. Korgeneral Naci Asutay, Em. Tuğgeneral Rahmi Özpinar'a, akraba, komşu, dost ve arkadaşlarımıza, Kuleli ve Vaniköy Camii hoca ve din adamlanna teşekküre teessürümüz mâni oldugundan gazetenizin tavassutu ile teşekkürlerimizi, minnet ve şükranlarimızı arz ederiz. Evlâtlan ve Kardeşleri (Yeni Ajans: 1168 3674 Geçenlerde bu kongrenin hazırlıgıyle ilgili olarak konuyu yıllardan beri öğreten bfr profesörümüze tebliğ hazırlamasını rica etmek için gittığim zaman bana «ne anlamı var, yıllardır yazıyor ve söylüyoruz. Ne sonuç elde ettik ki şimdiye kadar» demişti. Kongre bu küskünlügü, bu kirgınlığı sriderecek vasıflı teknik kadroyu derleyip toparla yacak bir fonksiyon vüklenmektedir. Kongre yerli teknik kadronun konuya sahip çıkma istegini ifade eden bir forum olacaktır. Başka ülkelerin 50 yıldır sahip çıktıkları bu sorunun Tür kiye'de başıboşlugu ortada iken önemli bir karara vanlmıs ve otomotiv endüstrisıne kapılar açılmıştır. Bu kaçınıimazdı, bili jorum. Bir zaman gelecek ve otomotiv endüstrisi şöyle ya da böyle Türkiye'de de bütün ağırlığıyla kendini gösterecektî. İşin korkunç tarafı. bu endüstri nin yaratacagı sorunlar (başka ülkelerdeki gelişmelerden bilindiği halde) hiç bir ön tedbir £lınmamış, hukuki boşluklar ol dugu gibi bırakılmış, örgütler kurulmamış, kadrolar göreve çagnlmamıştır; otomotiv endüstrisi ile ilgili açık seçik bir politika ifade edılmemiştir. Eonuçta gerçek oir anarşinin kol gezdiği bir ortamın doğmasma göz yumulmuştur. Park etmenin, otomobil kullanmanın, oto büse dolmuşa binmerun keyfîliğe terk edildiği bir durum yaratılmıştır. Kongre bu başıboş lugu, bu bozuk düzeni, bu düzensizligi çeşitli vönleriyle sergilemektedir, sergileyecektir. ÎKemal GÜNDOĞDU'nun Somut Bir Çahşraa Alanı Bu arada kongrenin bütün bu hedeflerine soyut bir planda değil de, gerçek, var olan, yaşanan bir ortamda vaklaştığını görüyoruz. Bu ortam Istanbul kentimizdir. Durmadan katlana katlana büyüyen. sokaklarında in sanların taşıtlara binmek için itişip kakıştıgı, yağmurlu havalarda saatlerce dohnuş kuyrukla rında bskleştiği, kaldırımlarında bile rahatça yürüyecek bir karış yeri zorlukla bulduğu. kimi zaman trafik hızının vaya hızuıa indiği, taşıt kervanlannın kenetlenmiş ve bloklanmış olarak • £ • • £ £ £ BAŞSAĞLIĞI Devrimci arkadaşımız ERCAN ATASOY 7/5/1974 günü geçirdiği trafik kazası sonucu ölmüştür. Üzüntümüz sonsuzdur. Ailesine ve dostlanna baş sağlığı dileriz. JEOFİZİKÇİ ARKADAŞLARI (Cumhuriyet: 3682) kitle halinde llerlediği, ana cad delere Dile otomobillerin umursamazca park ettigi Istanbul'umuz. Sokaktaki adamın «Trafik ışıklan geldi, yollar daha tıkanıyor» dediği Istanbulumuz. Sokaktaki adam haklı mı acaba? Her kavşağında bir altgeçit yapılması önerilen tstanbul'umuz. Bunu önerenler haklı mı acaba? Çalışanlann yüzde 7'sinin özel otomobille, yüzde 34'ünün yaya olarak, diğerlerinuı de kitle taşıt araçlanyla işine gittigi tstanbul'umuz. Kitle tasıt araçlannın durumu nedir? Şu anda bir ulaşım etüdü yapılıyor; ne durumdadır bu çalışma, neler getiriyor, sonuçlan ne zaman alınacak? Yukarıda sıraladıklanmız gtbl, somut sorunlann tartışılacağı, yukandaki sorulara cevapların aranacağı bir platform omıa durumunda bu kongre. Ote yandan hukuki, örgütsel çaresizliklerin kamuoyuna açıklanacagı bir olanak. Yabancı ülkelerin 50 yıldan beri adım adım lzledikleri, gelişmiş teknikler ve ince miihendislik yöntemleriyle sürekli tedbirler aldıklan bu sorunun karşısında zaman zaman düştükleri çaresizlik düşünülürse, bizim bir avuç özel otomobil ile bir o kadar dolmuştan, birkaç vüz otobüsten kurulu taşıt filomuzla yarınlara ne kadar hazırlıksız olduğumuz daha bir anlaşıhr. Bugün sokaklarda kımıldamaktan aciziz. Bir yandan da her hafta yüzlerce yeni otomobil katılıyor bu çılgınhğa. Istanbul'un bugün yaşadıgı, yann yasayacağının yanında bir hiç kalacaktır. Ankara ve Izmirde de bir ölçüde duyulan sıkıntıların yanında diğer büytik ken^ lerimiz daha şimdiden gelecekteki sorunlann tohumlarını eke eke büyüyorlar. Adana. Bursa, Gaziantep, Eskişe hir gibi kentlerimiz şu anda fazla hissetmiyor nereye doğru yollandıklannı. Alınmayan tedbirleri, uy gulanmayan yöntemleri, kurulmayan örgütleriyle Istanbul'da yapı lan hatalar o kentlerimizde de tek rarlanırsa, yazık olacaktır. Bir ba kıma sonucun ne olabileceğini an lamak için Istanbul'un bugünkü yaşanmaz, ulaşılmaz, yürünemez haline bakmak yeterlidir. Kaçırıl mış bir trenin peşinden elleri ve ayaklan bağlı bir durumda koşup da yetişmeye çalışılacağına (ki Is tanbul'da durum şu anda böyledir), daha tren gelmeden tedbirle rini almahdır büyüyen kentlerimiz. Örgütlerini kurmalıdır, tek nik kadrolanna olanak sağlamah dır. Hem de mümkün olduğu kadar çabuk; çünkü tren geliyor, oralara da geliyor. Istanbul Ulaşım Kongresl dafınık bir teknik kadroyu toparlaya bilirse. küskün ve kırgın bir kad roya yeniden bir heyecan verebi lirse, sorunlan çok değişik boyut lanyla derinliğine sergileyebilirse ve üzerinde anlaşma olmasa bi le gerçek çözüm yollannı tartışa bilirse basarıh olacaktır. Ama esas başarı sürücüsünden yayası na, yedisînden yetmişine bu sıkın tıyt yaşayan Istanbullunun (ken dilerine bütünüyle açık olan ve ancak onların katkısıyla zenginle şip renklenecek olan> Kongre'ye sahip çıkmasıyla sağlanacaktır. Prof. M. AKSOYTTN BİR AÇIKLAMASI: Dünkü yazimda söziinü ettiğim Satır'uı 14.9.1969'da Şadi Alkılıç için adli tıp müessesesıne çektiği telerafı aktarırken. yazıişıerimiz sadece Cumhuriyet gazetesinl ele alarak bir değişiklik yapmıştı. Ben ise, bu telgrafı nakleden Akşam gazetesinden aynen alıp, «... Dr. Satır dün Adli Tıp Müessesesi Başkaniığına bir telgraf çekerek fikir suçlusu Şadi Alkılıç hakkında. .» denildiğini bildirmekteydim. Bu deyimin Satır'ın telgrafında yer abp atmadığını bilmiyorum, ancak Akşam gazetesinde telçraf bu şekilde verilmiştir. Aslının nasıl olducu. Satır'dan öğrenilebilir. Ancak 14.9.1969u izleyen günlerde Akşam gazetesinde. Kemal Satır ın «Ben telgrafunda Şadi Altntıcı fikir suçlusu olarak nitelendirmedim» diye bir açıklamasına rastlajunamaktadır. Necmettin bey, böyle gidersen sonu kötü olur! Peki ama ne yapü Necmettin bey? Öğretim Birliği devrimini mi yıktı? Türkce Ezanı Arapça'ya mı çevirdi? On yılda ülkeyi imam okullan ve hafız kurslanyla mı donattı? Hiçbirini yapmadı. Yaptığı şey, şimdiye dek ekileni biçmek birayı alkollü içki saymak ki alkollüdür takkeyi kafasına, ihramı bedenine yakıştırmak... Ama Necmettin beyin yaptığı başka birsey var kl sermaye sınıfı gözünde çok büyük suç... Erbakan cami'yi büyük sermayecilerin elinden koparmıştır. MSP'nin oluşmasıyla camiler istendiği gib! kullanılamaz oldu. Oysa faşizm burjuva diktasıdır; Batı'da kiliseye muhtaçtır, Doğu da camiye... Şimdi Türkiye'de camiyl de karşısına alacat bir faşizm denemesl ne sonuç verir? Sanınm bu berbat ekonomik ortamda CIA bile bizimkilere böj'lesini tavsiye edernez. Camiye veya kiliseye dayanıruvan faşizmin olanağı kıttır; hele bizdeki gibi cılız bir sermaye sınıfı ve gürül gürül artan nüfusla hangi faşizml yürüteceksin genis halk kitlelerini de karşına alarak. TOrkiye'nfn Düıeni'nden sonra yeni DEV esert Doflan Avcıofilu'nun MiIliKurffuluşTarihi Üç kltap176O sayfa 3Ollra Birinci kitap: Türk Aydınının Aymazlığı ve Tam Bajjımsızlık Ikinci kitap: Sovyet Devrimi Karşısında Törk Devriml DçOncO kJlap: Devrimin Sınıf Yapısı ve Kurtuluştan Sonra Türkiye BOIIra Genel dağıtım : Tekln Yayınevl, Cağaloğlulstanbul (Cumturiyet: 3676) 30llra ILÂN TCDD Eskişehir Lokomotif ve Motor Sanayii Müessesesi Alım Satım Komisyon Reisliğinden (80 kalem Cem'an 7998 adet Standart Kesici Takımların (Morslu Spiral Matkap) satın alınması hk.) 1 îhtiyacımız olan 80 kalem cem'an 7998 adet Standart kesici takımlan (Morslu Spiral Matkaplar) Teknik şartname ihtiyaç listesi, Eksiltme şartnamesi ve Tip mukavele'ye göre kapalı zarfla teklif alınmak suretiyle satın almacaktır. 2 Eksiltmc 23. Mayıs. 1974 tarih perşembe grünu saat 14.00'de Müessesemiz Alım Satım Komisyon Reisliğinde yapılacaktır 3 Muvakkat teminat 75.000. TL. dır 4 Talipler muvakkat teminaflan ile kapalı teklif mekruplannı eksiltmenin yapılacağı gün ve saate kadar Komisyonumuz adma göndermeleri veya bizzat getirmeleri gerekmektedir. 5 Eksiltme saatine kadar Komisyonumuza teslim edilmlyen veya muvakkat teminatı bulunmayan teklif mektuplan geçerli değildir. « Teknik şartname ihtiyaç listesi, Eksiltme şartnamesi ve Tîp mukavele bedelsiz olarak Komisyonumuzdan temin edilebileceği gibi istenildiğinde taliplere posta üe gönderilecektir. 7 ELMS. Eksiltme veya arttîrma mevzuunu teskil eden işi ihâle edip etmemekte veya kısmen etmekte ve tercih ettiği talibe ihâle etmekte tamamen serbesttir. (Basın 14057) 36o5 VEFA Merhum HtSETİN KİZm PAŞA ile merhume NURtyE hanımın kızı. Y Müh. ZtTA SO>reR'in eşi Y. Muh. ORHAN SOMER. Prot Y. Müh. SELÇLK SOMER ve tNCl BA*SAL'm anneleri, VRENY SOMER, CLKü S ( » I E R ve Y Mün FARl'K BAY'SAL'ın kayuıvalideleri. METİN, MURAT, TURGAN. ATlLLA ve BABÜR SOMER'in oabaarjı^leı ıLMKt ve LE1LÂ BAYSAL'ın anneanneleri. HAŞMET ve KÂZIM, iŞIN'm halaları, ERİP ve JERFİ SI'KÇA'nin teyzelen ACI KAYIP Devrimci arkadaşımız, Jeofizik son sınıf öğrencisi trafik kazasında kaybettik. Ailesine ve tüm dostlanna başsağlığı düeriz. ÇEMBERLİTAŞ KIZ ÖGBENCİ YURDU ÖĞRENCİLERt Cumhuriyet 3683 KATTP ÎETT kartımı ve şebekemi kaybettim. Hükümsüzdür. tSMAtL ÖZER Cumhuriyet 3679 ULVİYE SOMER 3 Mayıs 1974 cuma günü vefat etmiştir Cenazesi 9 Mayıs perşembe günü (bugün) ögle nanıazını Camünden alınarak Zincirlikuyu mezarhğınâa toprağa verilecektir. müteakip, Teşvildye Ercan ATASOY'u AİLESİ (Cen Ajans: 41U/3649) 50.000 lira muhammen bedelli 3750 iira geçıcı temınatlı Y.S.JE. Müdürlüğüne ait 250 H1"V; Aliis Chalmers oaıetiı traktör 23^.1974 Perşembe sünü saat J5'de 2491) sayılı «anunun 31'nd maddesi çereğincs kapalı zart usulü ıle İl Daı ıı Encümen saionunda satılacaktır. tstekluerırj oel» gün ve saatt« ihaleye iştirak etmeleri ilân olunur (Basın 14525) 3654 ÎLÂN | Elazığ Valılığinden | » g 5 Ş $ 5 §