29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 8 Mayıs 1P74 ASDULCANBAZ TURHAIU SELÇUK Wfol VAHüL. 8te İDEM (A I LA&...VÖlWl> / NELER YAPMADIK! ŞAKİRBALKI 1 1 Sen şlmdl fazla tır»? etmeden konuş. Bu (feliyi kaça satacağız? Vallahi kancığım, bllmem ki?., Gidip birine damşsan! Kîme danıjayım? Sonr» bu lşl fazla dallandırıp budaklandırmaya gelmez haa?.. Başımıza iş açarız... Herhalde bin llraya latılmaz, değil ml Hacı Efendi? Yoo, çık, çık gitsin. Beş bin nasıl?... Ben ne diyorum blliyor musun, bu i«i biraz nazlandırayım. Naza çekeyim. Anladım ki bu adam Bahri beye çok lâzımmıj! Naza çek gitsin canım, kas kendini. Yenl nallanmış tay gibl... Dediğin dogru, araa benim kafamı kur cilayan bir konu var. Ya bu deli bizim evde basılırsa? Mahalle bir ayaklanırsa: «Sen ne hakla evinde rfeli bulunduruyorsun» diye? Eh vallahi «en bllirsin, ne yaparsan yap da ucuza deliyi latma. Benden soylemek. Odanın içlnde llert gerl dolaşmaya bajladı Hacı. Kansı mutfaktar» bağırdı: cHacı Efendi. bu Sarraf Bahri Bey bu deliyi alıp ne yapacak? Tımarhaneye mi teslim edecek, yoksa ona bir iş mi yaptıracak?...» Hacı düîündü, düşündü: Bakalım ben bunu bir Bğreneyim de ona göre para isteriz. En iyisi de bu, elbette bir bildiği vardır. Kansı otfaya glrdi: Adam altın l?i m! yapıyor, enların hesaplanna seytanın bile aklı ermez.. Ayol esnaf milleti, kazın geldiği yerden tavuğu mu esirgevecek?.. Bende Öyle dtiçUnUyorum. Dedlğln çok doğru... Hacı Yakup Efendi yatmadan önce asağı inip Paspal Zülüf'e balrtı. Paspal oturmuş M tap okuyordu. Hacıyı görünce güldil. Hemen yukan çıktı Hacı. Soyunup y«tağına girdi. Az sonra kansı odaya girdl, ısığı söndürdü. Sabah olup da günes davetsizca odajra glrlnce, Yakup Efendi «Yahu kan be, dedi, saka maka ben sabah namazını k&za ettlm 7a, e hayırlısı...» Kansı bu sözlerine kulak vereceğir», omuz verdi! Hac; Yakup Efendi sok&ğa çıkarken, kapmın ağzında Haliç Tersanesinden Tornacı Emeklisı Halim ustayla selamlaştı. Caddeye doğru yürüdü. Çemberlitaş'ta otobüsten indi. Kapalıçargırdi. Kapalıçarşı yine ana baba günü gibiydi. Turistler, satıcılar, alıcılar... Hemen Bahri beyin dükkânına girdi. Güleç blr yüzle: Merhaba.. dedi. Sarraf Bahri bey onu görünce toparlandı: Buyrun efendim. buyrun... Hacı bey oturun. Yerimiz de dar ama... Buyrun.. Çay, kahve?.. '»eldigmize sevindim!.. Teşekkür ederım, sagolun... Bızim Selman beyle anlaşamamıssınu, ha?... Ha. evet.. Dik bir adam canım. Onu güzüm hiç tutmadı. Yalancı da tistelik. Canım bizim yalanla işimiz mi olur ki? Hemen öraşa başladı! öyledir ama her saman degll, Haa Efendi!.. Yoo. ben insandan çok lyi anlanm, hırt bir adam. hırtın biri... Tam bu sırada içeri Selman bey girmez ml? Hacı Yakup onu görünce, hemen toparlandı: Aman beyefendi, şimdi slzden bahsedlyorduk. Aklı evvel bir adamsmız! Nerede esld beyefendiler?.. Ah efendim, eski terbiye kalmadı sımdi. Sizi çok beğendim, kibarsınız vessettm!... Selman Bev tabureye oturdu. Sarraf Bahri bey havayı bozmak istemedi: Bu satır. i$i nasıl olacak, Haa Efendi?.. dedi. Vallahi hiç bflmiyorum. Bu işi burada sağlam kazıga baglayalım da olup bitsın gayn. Sey önce siz bu adamı ne yapacaksınız?.. HB, bu adamı mı'.. Akrabamız oluyor. Akraba ne yapılır?.. Yo, eğri oturup dogru konusalım! Benl kandırmayın canım! Kafasından yararlanmak lstiyoruı, »lındi oldu mu? Bakın bu oldu! Tamam.. Kafasından mı yararlanacaksınız?. Canım siz işi hep uzatmak istiyorsunuı. Kaç bir kâğıt?.. Hele biraz düşüneyim de öyle.. Ver $u elini Hacı Efendi! Yahu Bahri Bey kardeşim, at pazannda beygir satışı mı yapıyoruz ki? Hele bir düşüne yim. Memlekette düşünme hurriyeti yok mu? Hele... (DEVAM1 VAR) ISTANBUL... ISTANBUL... Röportaj: Nevzat ÜSTÜN Fotoğraf: İsa ÇELİK (tfPLİK YESİLKÖY'E doğru tayı yolundan giderseniz, surlann ora da inin. Bir yığın martı görecek sıniz. Ak martılar, çığlık çıglığa bir yaşam. Denizin üstüııde yüzlerce martı, beıki de bmlerce... Yaz aylan olsa, oraları bilmeyen biri olsa, yanında sevgılisi olsa hemen yönelir o yana. Denize ve martılara doğru .. Çok gidemez ama, on beş, yirmi metre yürü. meden geri döner. Bız, bile bile gı'tik Sağ yanımızda, evler lokanta. lar, sol yanımızda deniz, martılar ve akıl almaz. burna sığmaz bir koku ve binlerce ton çöp. Yurüdükçe. denize vaklaştıkça miğdem bulanıyor. Tutuyorum kendimi... Çizmelerim gomülüyor. Göğsiim daralıyor. Paletll bir traktör gurültuyle geçiyor ya nımdan. Cöpleri basîırıvor Kau çuğun üstunde gidermıs gibi olu yor, geçtiği yerler venıden kabarıyor. llerliyoruz. Abartmak için söyıemiyorum. Gerçekten kendimi bır başka «yer»de sanmaya başıadım. Nası! bir yerde mi? O"nu anlatamam. Bir baska ülke aeğıl. bir başka «yer». îçerıye doğru gıttık ce koku çoğalıyor. Ekşimsı. iğrenç bır koku .. tleride bir duman tütüyor Bir şeyler yanıyor olmalı dive geçirıyorum aklımdan. Bir çöp tepe sıni dönüyoruz. Evier.. Evet evler var. Issız dıye bilmen bir adaya çıkan gemiciler bile karşılannda insan görünce Döylesine şasırmazlardı ıerhalde. KALKAR T BİR Kt Ş UÇAR GİDER ÖNCE KATA İKEN ATAKLARI SONRA BCLUT OLUR. n.O. Şaşkmlık MALKOCOĞLU yazan ve çizen.Ayhan BAŞOĞLU MAGLUP KAHRAMAf ŞAŞK1NLIĞJ bölüsnıek istiyorum. İki çocuk venşiyor yardıma. Çöplerin arasından çıkıp gelıvor lar. Gözleri hep yerlerde bir şeyler arayarak yürüyorlar bıze doğru. Kır mi? Hayır!.. K;r değil. ellerindeki vüzlerindekı Yenı bir deri ya da ellerinı vüzlerinı sanp sarmalamış plâstik bır madde .. Adm ne?.. îsmail!.. Senin adm ne?.. Ah!. Nerelısınız? Sıvaslı?. Burada mı vasıvorsunuz? Evet!. Kaç kisi var bu evlerde? Yetmiş kadar vanz. N"aparsınız burada?... Çöplükten öteben toplarık!.. Ne gibi öte beri?.. Ne olursa gayrı. şıse, mişe teneke münuke kutu. ekmek fa lan!.. Ekmek ml? He ya!.. N'aparsınız ekmeftiî Yerik. Yenır mi hiç burada bulunan ekmek?.. Birbirlerınin yüzüne bakıvorlar, neden yenmezmış gıbilerden. Yığmla vanl duruyor orta yerde. İçleri seçme çöplerle dolu. Plastik oyuncaklar. kollan bacaklan kopmuş, gözünün tekı oyulmuş oyuncak bir bebek, varil'in içinden bize bakıyor tek gözü ile... Ne kazanırsınız bir ayda?.. Üç yüzü neyi bulur a, belli olmaz. Nedpn belli olmaz. Ne büiyim, belli olmaz. Bıldır bir ay altı yüz kayme aldıydım ben!.. Nasıl geldiniz buraya?.. Düştük işte abi!.. Nasıl düştünüz?.. îsmail duruyor, bir şeyleri anımsamak ister gibi duruyor. Sıvastan kaçtım. Kaysen'ye vardım. Orada imamlık eden bir uzak emücemiz vardı. Yanma dıkıldım. iki ay gader ne kaldım orada. Başıma bir iş geldi, oradan da kaçtım, buraya geldim. Kaç yaşındasm? On altıma basıyom ellaam.. Hep burada mı kalacaksın? Bilmem!.. Ali yerden bir şey buldu. Eskl bir paraya benziyordu. Nedir o Ali? Bi bog deel.dedi. Bir çivi ile umutsuzluğunu ka«ır gibi paraya benzeyen şeyi kaDt§ TABtBt zımaya başladı. Kaldırdı attı sonra!.. Martılar durmadan donuyorlardı tepemizde. Nerede bir martı gorsem akhma hep Halıkarnas Bahkçısı gelır.. Ak martılar gurültü ile saga sola uçuşuyorlar. Dalıyorlar çöplere, bir ekmek parçası mı, başka bir şey mi, ne bulurlarsa birden yükselıyorlar. Burası yeşil saha olacakmış, diyorum. Ne olacakmış? Yeşıl saha, burayı bastıracaklar da üstune toprak serpecekler sonra da çim ekecekler. Ali ile îsmail bakışıyorlar. Yüz lerinds tuhaf bir kuşku. Ben çöplügün ellennden gıtmesine üzülduklerini sanarken, Ali: Olmaz. Diyor. Neden olmazmış? Kışın burayı deniz alır gider. Hele bir lodos oldu mu. ta asfalta dayanır deniz. Nağatlak torpak dokerlerse doksünler, olmaz. Yüz metre öteden, arabalar geçiyor. Hızla geçiyorlar. Görmüyorlar bızi. Kurşun gibi geçiyorlar, dursalar da bakmıyorlar. Bak salar bile, martılardan ötesini gö remezler. Orta Anadolu'dan bu pisligin içıne kadar gelen çocuklara bakıyorum, Allaha ısmarladık deyıp ayrılıyorum. Ellerıni uzatmıyorlar. Bilmediklerınden değil, uzatamadıklarından, çunkü ellerinden utanıyorlar .. • Asfalt'a doğru hızla yUruyorum. BÎR B4ŞKA DüNYA VE O DÜNYANIN tNSANLARI... îsa martılann fotoğraflannı çekıyor daha... Kaçıyorum, düpedüî koşmaya başlıyorum yoksa ögureceğım. Asfalt'a gelınce, bir başka dünya kuruluyor hemencecik. Çabucak, hızla, kesinlikle kuruluyor. Surlar onarılmış.. Karşıda büyükçene yapılar. Geriye bakınca, martılan görüyorum. Güzel kuşlar denizin kıyısında uçusuyorlar. ler var. îçleri taşlarla örülmüs. Sankı tarihe açılan pencereyi ör. müşler... Sur kovuklannda yasayanlaria konuşsam mı?... Hızla geçiyor elektrik tren. Kumkapı'da meyhaneler. Sarhoşlan sevmem. Çakırkeyif olmuşlarla konuşmaya bayılınm. Kumkapı ötedenberı, yasamın lçinde genişçe yeri olan bir semt tir. Kör Agop'ın meyhanesi, horoz döğüşleri, balıklar... Meyvacı dUkk&nlan... Çiçek Pazarını da, Kumkapı'yı da ilyaz sabahlan severım. Güneşin yakmadan ısıttığı sabahlarda, mahmurlar gelırler. Mahmurluk açmaya, afyon patlatmaya... Rakının Şarab'ın yerı yoktur o sabahlarda, olsa olsa bıra içilir... Kahvecilerin çalıştığı meyhanecüerın dın lendiği saatlerdır, o saatler... Kör Agop sever horoz döğüştürmeyi... Hint horozlan, kırmızı tırtıllı ibıkleriyle döne döne dolaşırlar ortalıkta. Pençelerinin arkasmdaki ters mahmuzlar çok kursak parçalamıştır... ••• Kederle sevinç. iki ikiz karde? gibidır, Kumkapı meyhanelerinde. Sofranın en tatlı yerinde, kapıdan bir adam girer içeri, üst baş dökülmektedır. Rakı kadehi elinizde öylece kalabilir, eğer duygulu biri iseniz. Bir kız çocuğu girer, sözüm ona «çiçek» satacaktır size... Almak istediğiniz tad, hep kopuk kopuktur. Bir yerde kesilir, kesildiği yerden yeniden başlar... Bu yalruz meyhaneler ıçin böyle değildir, günlük yaşamda da böyledır. Dlkkat etmez olmuşluğumu? yüzündendir, bir parça da olsa güle oynaya yaşamamız. Zenginlik FltL çekimi açısından, dünyanm en zengin dillerinden birıdir Türkçemiz. örnekleyin; şöyle bir sözcük ortaya çıkarabilir. «Kurtarılınabilirmiymişiz» «Kur Urabilirmiymişiz» «Kurtulabilinirmijiniş» v.b. Bu surlarda yatan tarihin değeri ne kadardır dıye düşünürüm kimi zaman. Değer ölçüsü nedir günümüzde? Para!.. Kaç para eder bunlar acaba?.. Surlara gömülüp kalmiş mermer pencere Y A R I N : Yurt dışından eelme iki işçi. DİŞİ BOND BUBAOASABVfN Sl Samsun BeJediye Başkanlığından 3,3 tonluk Bedfort marka kamyon şasesl Uzerine personel taşıyıcı karisör yaptınlması lşl tanzlm olunan çartnamesl dairesinde 2490 Sayılı Kanun hükUmler) gereğınce 25.000. lira mııhammen bedelle kapalı zarf usulu ve eltsılt. me suretıyle vaptınlacaKtır. Geçıcı temlnao 1.875. lıra olup eksiltme ve ihalesı 253.1974 Salı günü aaat (l.OO)'da Beledıye'de Beledıye Encümen) buzurunda ıcra edıleceutir. Kapah zarf teklıl mektuplanna geçıcı teminattao başka 1974 Vılı Ticaret Odası Kayıt Belgesi konuİ8caktır. Kapalı zarf teklil mektuplarmın mezkur gün en gec saat (lS.OO)'a kadar Belediye Encümenl Başkanlığına tevdii sarttır. Şartnamesj mesal saaUeri dahilinde Encümen Kalemlnde görülebillr. (Bann 14362) 3631 İLÂN Istanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Başkanlığından Açajıda ımıfı, derecesi ve adedı gösterilen kadrolar için 657 Sayılı Kanunun 1327 Sayılı Kanunla değişik 48. maddesi gereğince iratıhan ile [ELEMAN ALINACAKTIRİ îsteklilerin 10 Mayıs 1974 günü «aat 17.00'ye kadar Akarfemi Baskanlığına muraeaat etmeleri nca olunur. Imtihan gür.ü: 14 Mayıs 1974 Salı günü saat 14 OO'de. Sınıfı Derecesi A dedi Teknlk Hlzmetler 9. 8 Genel Idare 10. 1 (Basın 14484) 3625 ORHANTÜZÜN Saat I3J0 1930 Svnatya Cad. No: 400 a n a
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear