25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 23 Mayıs 1974 emokrasi en üstün ve en güç rejimdir. Başarıh olması büyüi: düşünsel çaba ister, açıklık ister. Eğer bir ülkenin halkı toplumsal sorunlarda aydınlatılmışsa. onlar o ülkenın «vatandaş»ı, aydınlatılmamışlarsa sadece «tab'ausıdırlar. Fikirce «yasak bölge» kurmakla yetinileceği yerde, her fikir akımı, objekttf olarak, karşıti akımlarla birlikte anlatılsa, en büyük güvence sağlanmış olur. İnsanlan inatçı fikirden kurtarmanın tek yolu «diyalektik düşünce»yi topluma öğretmektir. Bir ünlü düşünür «mademki düşünüyorum, o halde vanm» dediğine göre «düşünmüyorsam» veya «düşündürülmüyorsam» sonuç nedir? Bunun, anlamca ağırlığını en çok «ekonomik düşünce özgürlüksüzlüğü»nde görmek mümltündür. Şu söz Voltaire'indir: «Eger kral tstemezse düşünemezsiniz». Kral yerine herhangi bir kuvvet geçmiü olabilir. Fakat bu kuvvetin düşünce özirürlüğü aleyhine çalışmaması lâzımdır. Türkiyemizde «özel sektör güçlerinnin kurduğu fiill düzen, hissettirmeden «ekonomik düşünce özgürlüğüımü kısıtlamıştır. Fillî ekonomik düzen, halk iradesinin onayladığı bir düzen değildir. Bu nedenle Anayasal temelden de yoksundur. «Özgürlükler sınırsız degildir», «Herkesin özgürlüğünün sının, başkasının özgürlüğüdür» deyimleri doğrudur. Fakat ekonomik düşünce özgürlüğünde, «başkasımn özgürlügü» adı verilen sınır gittikçe darlaşan bir çember haline gelmiştir. Yeni bir ayarlamaya ihtiyaç duyuluyor. «Ekonomik kamu düzeni» kendini bu açıdan da kabul ettirmiştir. Ekorvomi biliminde bir akım «otomatizm» fikrinı savunur: Ekonomik olaylar bir sistem ıçinde sürüp gider. Denge bozulmamalıdır! Bafit bir örnek verelim: Piyasada bir mal «lalep»i karşılamaz hale gelirse «fiyat»lar artar, üretici daha fazla üretmeye, tüketici daha az tü D Ekonomik Düşünce Özgürliiğü Prof. Dr. Faruk EREM ketmeğe yörvelir. Bütün ekonomiyi böylesine bir otomatizm sayalım. Sonuç ne olacaktır? Öneri şudur: Bir yerine dokunmayın, yıkılır (Sauvy A. Con.ioncture et previsıon. Parı<, 1969, s. 5), O halde. korku, özgürlüğü daraltmada araç haline getirilmiştir. Bu anlayışa, insanın düşünme alanı dışında kalan cbilinçsiz ekonomi» diycbiliriz. Kon.u böylesine ele alınır^a «gözetim altında ekor.omik düşünce özgürlüğü» sorunu ortaya çıkar. Çağımızda irısanin otomatizminden faydalar sağladı, fakat onun kendisine hükmetmesine rıza göstermemektedir., Bu nedenle ekonomi rie otomatizm anlayışı, insanm her şeyi anlamağa çalıştiğı çağımızda ona güvenenleri koruyamayacaktır (kşz. Sauvy, s. 6). şünce özgürlüğü için mücadele etmiş olanlar, hiç şüphe yoktur ki siyasal özgürliiklerin öncüleri olmuşlardır. Bruno veya Galilee clmasaydı, ınsanlık ne Rousseau'yu. ne de Voltaire'i tanıyabılecekti» (Laski) Şimdi kuşkusuz «özgür düşünce tarihi»nde üçüncii dönem başlıyor. «Bütün yrrvi hakikatlar, önce yalnız bir tek adamın hakikat sandığı fikirler olarak doğarlar». «Uygarlık vaktiyle lnsanların fevkalâd'e mükemmel telâkki ettikleri sistemlerin harabeieri üzerine kurulmuştur» (Laski). Toplumun cekonomik konuları takdir yeteneği» arttırılmakla hukuk devleti>ne dönüşümü hızlanır. Bu yeteneğin saglanması için tek çare «ekonomik düşünce özgüılüğü» ortamını sağlamaktır. «Yönetmek. öngörmekrir» denir. O halde yönetmekte öngöımek yeteneği aranacaktır. Özellik le «gelecegın ekonomik teşhisi» gereklidir. •Plan. kavramı bile önpörüden sonra gelir. Sadece olana bakarak «ekonomik plan» kurulamaz. Plan, resmi öngörüşün ve buna ulaşma yollarmın saptanmasıdır. Konjoktür bu günü yansıür, bu gü nün «teşhis»idir, açıklayıcıdır, yapıcı değfl. Ekonomik açıdan geleceğin teşhisi zaruridir. Yürür lükteki ekonomik düzenin ne olduğu halka açık lanmalıdır ki. ekonomik öngörü (geleceğin teşhisi) önerisi ha'kın oluruna sunulabilsin, oy biünç kaz^nabilsin. Eğer ffüçlö ekonomik mihraklar eko nomik düşünce özgüriüeünün gercekiesmfini en gellememiş. brttâ aldatmamıs oisa idi, Türkiyemizde «ekonomik fdemokratik> kamu düzeni» çok tan kurulurdu ve halkımiz daha üst soruntannıtı çöziim çaresini arama. belki de başarma dönemine girerdi. Fkonomik Hüsünce n?pürlü=rıi ieinde < a topMn lumlar da nnüÖTneH» hpta edehilirler Öneörmede ı'tshminde gözönünde tutmada> daima hir «ha ta payı. yer alır Fakat Laplace'ın dediği gibi hayaiın büti'n önemli «orunlarınm çözümü tahmi ne dayanır. Öngörü (tahminl insan için yasantısında solnk almak kadar zaruri ve doğaldır. Fak^t öneön'î tnnlnm Pdın^ nlnnca pek büyük bir ön**m v*e sorıtn kaz^ntr. t*:tp b'inun için «pkonomik dü"'ince özs'irüijü.nün fferçek durumtı ve olanağı ile toplumlaııp mutluluğu ters orantıh degildir. A Çekilmek Veya Yürömek? olitika yaşamında geçerli bir söz vardır: «tktidar olsn yıpranır» derler. llk bakışta doğrudur bu düşünce... Zamanla eskımek, aşınmak, yaşlanmak, doğal bir yasadır. Bir siyasi parti iktidara geçti mi, isteristemez yıpranmaya baslayacak, enınde • sonunda yerini muhalefete bırakacaktır Ne var ki ılk bakışta doğru görünen bu söz; çok partili bazı rejimlerde bir çesit aldatmaca'nın da formülüdür. Böyle düzenlerrie birbirine benzer siyasî partiler ve poütikacılar. avnı oyunun oyuncuları olarak nöbetleşe sahneye çıkar, rollerini birbirlerine devrederler; halk bir siyasi partinin yerine bir yenisi geçtikçe: Oooh... dive bir nefes alıp rahatlar. Oys3 aldanmıştır. • Bir örnek verelim bu olguyu açıklamak için: Süleyman Demirel, gazetelerin yazdığına göre 91. vaş günü nedeniyle Celâl Ba> ar'a bir sepet çiçek gönderip üstüne İliştirdiji kartvizıte sunlan yazmış: « Bir nefer çibi emrinizde ve hizmetinizdeyim.» Me»er Süleyman bey, Hükümet BaşkanıyKen bır nefer gibi Bavar'ın emrino'e ve hizmetinde çalışıyormuş. Oysa oîaya dışardan bakan biri ne dü«ünüyordu? Bayar yıpranmıs, düşmüş, yerine yeni birisi geçmişti. Bu aldatıcı çörünümün ardmdaki gerçek nedir? Süleyman bey Celâl b?yin emrınde ve hizmetinde bir nefer değildir; her ikisi rie sermaye sımfının emrinde ve hizmetinde birer neferdîr. Nöbetle=e yer değiştirirler; halk oyalanır biri gitti başkası geldi diye... Ferit bey. Naim bey, Nihat bey, Celâl bey. Süleyman bey ve rfaha nice beyler aynı takımın birer neferidirler Bir ülkerie çeşitli partiler olabilir. ama rejlm sola kapalıysa söz konusu olan çok partili demokrasi değil, örtülü faşizm'dir. Şimdi Türkiye'de ilk kez sola açık. fikir özgürlüğünü serçekleştirroek isteyen Ecevit'in CHP'si hükümete geç'iek olanağı bulmuştur. Bu ülkemiz icır! bir değişimdir Ama, CHP'si iktiriarın ortaüı olur olmaz. geçmişin mirasını hemen kendisine ödetmek isteyenlerin faturalarını masanın üstünde bulmuş; faturaları ödemek için zam yapmak zorunda kalmıştır. Bunun üzerine sermaye sınıfı hemen eyleme geçip propagandaya başlamışlardır tşte göriiyorsunuz ya. bu siyasî partilerin hepsi ajTiıdır; al birini vur ötekine!... Bu propaganda üstüne bir de koalısyon tökezlevıncs bazı CHP'liler haklı olarak telâslanmışlardır: Hemen çekilelim!.. Bu koşullarla iktidarda kaloıkça daha fazla yıpranınz . Çekilmek isteyenler haklıdır. Ama Dir savasta orduyu en elverişli koşullarda en az zararla geriye çekmek oe bir sanattır. CHP'nin dört yıl iktidarda kalma olanağı yuksa ki öyle görünüyor ve Senato çoğunluğu muhalefetin elinde bulundukça kanun çıkarma yetkisi elirden alınmış' sa ki öyle görünüyor bir süre sonra gerçekten yıpranması bir yazgıdır. Ama iktidarı ele geçirmek hükümet ederken mı oaha kolaydır. muhalefetteyken mi? sorusunu da ıyice düsünmek gerekir. Bir scl parti hükümetteyken genış nail» <n%ınlarını sevindirecek kararlar alamaz mı? Bu kararların yapısal değişimler, ya da köklü reformlar gibi aşılmaz duvarları zorlaması gerekmez. Elinde döviz rezervı oulunan hükümet bereketli bir yılın hasadım yapmaya hazırianıyor. Seçimlere dek ekmeğe zam yapmıyacaK bır tıükümetin buğdaya yapacağı dikkatli bir zam çok şeyi değıştirebilir. Kıdem tazminatı'nı emekçilerin istemlerine göre ayarlamak; asgarî geçim indirimi'ni yükselterek dar gelirlilert kazanmak da varılabilecek amaçlardandır. Bu köşeye sıgmayacak kadar çok bir dizi iş de yapılabilir. Yapılacak işler ekonomiyi çıkmazdan kurtaramaz; am« CHP'yi ve solu bugünkü durumundan kurtaraoilıı. Bazan iktidarın iktidarda kazanıldığıru unut.navalım. P Örgütlü Gizlilik Ekonomik siyasette hataya, başka ülkelerde dr ra«tlanmi!=tır Ncdcnleri şunlardır: Ekonomik •Araz»j derleyecek, saptayacak araçların 'kuruluşlann) yokluâu ve çıkar nedenleri ile idarecilere vanlış bil?i vermek. dolayısıyle toplumun kuşkusunu geciktirmek. «ekonomik düşünce özgürii'*ii>nü çnresİ7 kılmak Türkiyemizde ekononıik gerçekleri yansıtan ne resmi. ne özel yayın. «bilgi verici bağımsız organ» yoktur. Ekonomimiz karanlıkta bırakılmı? tır. Devlet dahi Türkiyeyi idare eden fiill ekonomik durum ve claylara vakıf degildir. Gizlilik. örgütlenmiş ve kenetlenmiştir. Nereye gittiğini ve nereye sürüklendiğini anlayabilip. idare fdenlpre yön verehilen toplumlar, başarılı demokrasfler kurabilmislerdir. Ortam Sağlanmalı '' Özgürlük bütün halinde yaşayabilen bir kavramdır. Bir alanda özgürlük kabul edilirse başka alanlara sıçraması önlenemez. Bunun aksi de doğrudur. Belli bir alanda yok edilirse, başka alanlarda da özgürlük yok olur. «Teoloji veya doğa bilimleri alanında tfü KONFİÇYÜS İLE MAÜ... OKTAY AKBAL Evet Hayır Zamlı Buğdaydan Zamsız Ekmeğe.. Nisan başında dört sayfalık bir mektupla «Buğday f;yat sorununa kolay bir çözüm yolu konusunda» bolgemin tnılıetvekılle rinden bazılarına Daşvurdum. Mektubumda özetle şunu belirttim: Buğday zammı, demır çimento, bez ve hatta şekere yapılan zamma benzemez. Aman dikkat' Bütün uçlar buna bağlıaır. 1974 nısarunda yurdumuzun fter yerinde halkın alıştıgı, kabullendıg. bir ekmek graman ve tiyatı vardır. Bu fiyat ve gramajı degiştirmeden de Duğdaya zam yapabilirim. Hem de şimdıye degın yapılmadığı bir o: anda: ", 0 35 40 fark verereK. Konusunu ettigim mektubun yakın Rünlerde Easbakan Ecevjfe verildigini, ilgi gösterileceğini ögrendim İnsanlanmız için gereıdı başhcı gıdamız ekmek üstüne hiikiimetimiz buğdaya nasıl bir tıyat verecek? Halkımızın büvük çoğuniuğunun yararı dogrultusunda mı, yoksa bir süredır Adana, Konya, £ge bölgcıennüen Baştakan'a çekilen vt taban fıyatlarının 300 kuruşa kadar saptanmasını isteyen çıftçı dernek başkanlannın telgratlar: dogrultusunda mı? Pekı bu üo3o30 zam nasıl olacaktır? H=m de tüketım yılında ekmek fiyat ve grarrıajlan değişikliğe ugratnmadan!.. Sıkıyönetim uzatmaiarında olf.uğu gibi, af kanunu baitalamasında «bakın işte!» diyerek. Halkın bilinçlenmesinı engellemek için gösteriıen ağraşlar, halkın şamarıyla yere serilmek korküsunu gözönüne atebilecek kadar ileri gitmekte.er Onlar da bilirler kı «ölmüş e«ek kurttan korknıaz.» Bu noktadan, bu düşüııüşten hareket eöerek son vurgunun, son kara yazılarını okurken kafamda, dev çalmanın oyunu ı>,'ndc.'eı. Devrim rimlerimize, yasalanmıza gösterFeodal düzen bır vığır. >can dödiğ'.miz ilgisizlik örnekleri can külmesine narsırı yuıc oe ayakYasaları landı. ta duramamıştır S:ms:lu saİki örnek vermekle yetinece nldıkları geçmişin bu gerçeğini ğim: Yeni Devletin, Cumhuriye hatırlamamak ne «azandırır onUygulanmalı tin kurucuları, 1934 yılında, 2590 iara. Biz gençlik olarak körküKafası her zaman genç kalabi sayılı yasa ile (hanım, hanımefen tük sarhoş olmadığımızın Diiınlen Sayın Velidedeoğlu «Düşün di. bey, beyefendi v.b.) ünvan ve cındeyiz. mek tatilde bile güzel şeydir» di lâkaplan Devlet dilinden kaldırKıjkırtıcı ajan taktığını tekmışlardır. Uygar Batı toplumlayor, 19 Mayısta Tatil Düsünceleri rar yemenin geriye aönüş, hiç nnda olduğu gibi, kişilerin, ad adlı ya?ısında. değilse bir duraksama olduğunu Aslında, düşünmekten ayrilma ya da soy adlarırim başına Ba anlamıyamn Kalmaaığını görii sı olanaksız olan okumak da gü yan, Bay saygı sözcükleri getiri c'önmüş sermaye çevreleri, uluszeldır. Aynı günkü Cumhuriyette lerek belirlenmesini öngörmüş lararası işbirlikçiler oile çoktan Sayın Nadir Nadı'nin, 19 Mayıs lerdir. Ne yazık kı, uygulamada ögrenmiştir. başlıklı yazısında, genç yaşında titizlik gösterilmemesi bu iki söz Ulusun uyumasına neden olan cüğün daha çok yazı dilinde kulyitirdiğimız Atatürkümüzün din uyutucuları sermaye çevreakıllara durgunluk veren basarı lanılması sonucunu dogurmuş leri, gizli işbirlıkçiıer suçsuz dolarınm özetıni gören. öiümünden tur. Öte yandan yasanın önemi lasırken, ileri ;ı çevrenin suçlu sonra da «bize armağan edilen ni kavramış olanların konuşma {.ezmesinin ne büyük suç olduOevrimleri bile tanınrrutz duruma dilinde bu sözcüklerı kullanma ğunu bilenler gün geçtikçe artgetirip yozlaştırdığımnı» aklma sı, öteki yurttaşların da yasakla maktadır. nan sözcükleri kullanmaları yügetıren, insan düşünmelıdir. Ezilen, norlanan ögretmene zünden toplum eskısinden daha Sayın Şinasi Özdenoğlu'nun, karıjı:; bir sesleniş durumunda karşı, imamı koruyan; işçiyfl 1973 mayısından 19'ı2 .nayısma Bayramlar ve Gerçekler, adlı ya kalmıştır. Hele Radyo Televiz karşı patronu föylüye kaışı kadar bugdaya devletın halk ekzısmdakı (Bir kuşak, kendisın yon yayınlaruıda bu yasaya bağ ağayı, ilericiye karşı genciyi meklik ihtiyacı için verdigi fiyat den öncekilerin özverilerine fekoruyan bir düzenin en azından 125 kuruştur. Mayıs 1S74 ayı ser dakârlıklarına kahramanlıkları lılık gösterilmemesi, Ulusal Eği çağdışı, insanhk dışı bir düzen tım Bakanlığı ile hazırlandığı best piyasa buğdav fıyatlan ise na hak kazanmadığı zaman, bay söylenen okul saatlerinde küçü olduğunda bilinçlenen tüm inortalama 250 kuruştur. Bugün ramlarım kutlamaya da hak ka cük yavmlara öfretmen Bey.. de sanlık ortak görüştedir jurdumuzun hemen ner yerinde zanamaz) yargıyı okuyan düşü dirtilmesi durumu daha karmaÇağdışı olmuş sanunlara sahalk ekmeklik ihtiyaç buğdaynür. Sayın Oktay Akbal'ın, 19 şıklaştırmaktadır... Hoş görülme rılmalar, anayasa aeğiştirmeler ları yüzde yüz Ofıs tahsislerin>Iayısı Vaşamak. adlı yazısından, yen bir tutumdur bu. boşuna... Boşuna bu uğraş... nen karşılanmayıp, üçte iki Ofis, Sivas Kongresine Tıbbiyeliler üçte bir serbest piyasadan kar adına katılan Tıp öğrencisi HikÖzgür KORKMAZ Rüştü EBGUN şılanmaktadır. Haıkımız bu aymet'in Paşa'ya (..manda düşüncelarda bu fiyatla ve eramajlarla Hekım Istanbul lerıni siz kabul ederseniz, sizi de Nev|ehir ekmek yemeye aiışmıştır Bir istemez ve Mustafa Kemal Paşa'ilimizin ekmek durumunu örnek yı Vatan Kurtarıcısı değil, vatan Boşuna Uğraş olarak ele alalım: batıncısı olarak adlandınrız), demesine karşıhk, Paşa'nm çev Ankara'mn günlük ekmek ihDefişmck ınsanhkli başlamışresindekilere (Arkadaslar, gençli tır. Insanın var olu^undan yok tiyacı için gerekli buğday ViM ton olsun. Bu 1000 ton tugdsyın ğe bakınız ve Türk Ulusunun ya olusuna dek sürecek bir gerçeküçte ikisı olan 666 tonlak feısmı pısındaki temiz kanm söyledikle lıktir bu. Bunu engellemeye inher giin ofislerden 125 kuruşluk rine dikkat ediniz) dediğini ögTe sanlığın gücü vetmediği gibi, fiyatla, 334 tonluk kısmı da ser nen, düşünür. tankının topunraı aa eücü yetbest piyasadan 250 kuruşa temin Düşündüren bir yazar da Sa miyecektir. Evrim ve devrimle edilerek fabrikalaröa kırdırılmai: yın llhan Selçuk'tur. Ancak dü bu oluşum sürecektir Tüm uğta, un yapılmaktb ve fırınlara şüncenin bir kafada kalmasının raşlar mutlu bir toplum içındir. verilmektedir... Ankarahlar sfib Düşünce suçlarıu alfetmemek hiç bir önemi yoktur. îyi düşünton ofis bugdayı için her giin celerin yararlı olabılmeleri, yay de boşuna oir uğraştır. Koalis832.500 TL., 334 ton serbest buğ gın olarak benimsenmelerine ve yon ortağı MSP'nin samimiyetday için de 83S.000 TL., toplam uygulanmalanna bağlıdır. Bu da siz tutumudur ancak kmanacak olarak 1000 ton buğday için olan. Çağdas dpğişme onları da 832.500 + 835.000 = 1.667.500 TL. eğitimle olur. Gelişme sağlanmca tasfiye edecek. bu yazılar da boşa yazilmamış ödemektedir. Yani beher kilo Türkiye'de olduğu gibi ne geolur. başına 166 kurus 7ö santım. Böy Bir de Sayın Avcıoğlu'nun zen rici yönetimler ne komando sal lece mevsim başmda 120 125 kuruş olan buğday ü.?te iki ofis, gm belgelerle süsleyip öz Türkçe cırıları bu kesın dogruyu çürüAlleudtf'nin üçte bir serbest oiyasa fiyat kasözcüklere büyük ölçüde yer ve tfcmez. Şili'de bu gerçeğin başım bilinrışımı ile bugün zaten °o 35 zam rerek hazirlamış olduğu yazı di yiyenler bile / cindedir. Bilirler ki, sosyal uyagbrmüş ve halen yenilmeKte olan zisini ilgi ile okuduğumu belirt r.ışta geriye dönüş oımaz. Yeni fiyatla ekmek gramajır.a alışıimeliyim. Bu güzel yazı dizisi ciuşacak devrim daha keskin nuştır... 1973 mayıs ayı içinde toplumumuzun çok yararlanacagı daha güçlü olur. 120125 kuruş oiaraJt saptanan bir tarih dersi niteliğindedir. Yurdumuzda bir 1^ Mart 01buğday fiyatları DU bolluk yılı Örneğin, «Avrupa'ya her alanda r.ıustur. Bu olay kargaşacı. düiçinde °.o 3540 oir zamla 17U175 kapılan ardma kadar açmaktan zensiz vönetimin ciurdurulmasın kuruşa kadar çıkarılırsa ekmek yana olan uyducu Tanzimat Batı dan başka bir şey degildir. Kenfiyatları değişmiyecektır. Bol cıları» ve «Avrupa ile her alan ca kendine ters düşmenin de er bir üriinle de serbest piyasa fida eşıt düzeye gelme savunucusu bü>*ük kamtıdır. Türkiye'de sayatları ofis alım ve canzim sa Tanzimat Batıcılan» ve «Avrupa dece ilericilere ders vermek. getışları karşısmda kolay kolay ile her alanda eşit düzeye gelme ncilere güç vermeK olarak sonuyükselme olanağı bulamayacak. savunucusu millîcüer» arasında cunu bulmuştur. Uvgulayıcıları ofis çok sıkı bir alım kampan«Hükümetin yerli kumaştan elbi karşı olduklarının savunucusu yasıyla 1972 >ılında olduğu gibi se gıyilmesini» öngören bir ka koruyucusu olmuştur. hem halk ekmeklik ihüyaçlanm bol bol karşılayacak, hem de ser nun tasarısı üzerine, ilginç tarSosyal uyamşın ekcnomik getışmalar olur. Karşı çıkanlar, «Bu Uşimi geçmesinden best piyasaya buğday satabılekorkarak yıl sadece askerin yerli malı giy üstelik Atatürkçü gecirıip Atacektir. mesinı zorunlu tutalım. Yasak türk'e ters düşerek anayasa yıkoymazsak sonuna kadar yaban kılmıştır. Türk halkı ıse en aYazımm başlannda Konusucı malı giyeriz» diyenlerin tartış 7indan belirli oir sosyal uyanışa nu ettiğim ve .Başbakana sunulmalarını özet olarak büe izlemek erdiğini son seçimlerds gösterduğunu öğrendiğim mektup da yararlıdır. miştir. içte bunian söylemeHtedir. Hele, «Devrimcilik Anlayışları» Böyle bir dörıemden, güç alaAdana. Konya, Ege Çiftçileri başlığı altında yazılanlar ne den rak çıktığı kanısında olan seric; Dernek Başkanlarırun üretimi li düşündürücüdür. Geçmişin bir çevreler. sermaye güçlerinir, teşvik meselesi ayrı bır konudur. çok olaymda görüldüğü gibi, gü cümeninde harekrte geçmişlerÜretimi teşvik, salt fiyat arttırnümüzün davranışlarında da n dir. Karşılaşmalarmda onlar kanıakla nasıl olur? Hükümeün pa tıp izlenebilirler. dar aşağılık olmıyacak bir gençvakit geçırmeden bu konuyu da, 1 Bu yazarlarm Cumhurıyet'tekı liğin varhğını bile bile... önemle ele alması, buSday üret .cisini tıpkı pancarda olduğu gi=11 bi kontrollü, bilinçlı kredili, araçlı ve gübreli calışm&ya sevketmesi gereklidir. Çıltçimiz bu yolla «Tanrı verdi. şükürler olsun...» «Tanrı vermedi, no yapalım?» alışkanlığmdan kurtarılabilir. Ama, 300 kuruşluk bir t?ban fiyatıyla Bkgünlere umut olmuş "o 80'i tüketici olan köylü Yeni parti hesap makinelerimiz son derece müsait fiişçi, esnaf, dar gelirlı gec«konyatlarla satışa arz edilmiştır. dulu halkımıza ekmegi oasta büyuklüğünde ( !) değil pasta taSHARP mini, cep tipi: 1900. TL dında yedirmen zorunda deği! SHARP 124,12 haneli: 2900. TL. miyiz? «Size yapılmasmı istemediğiniz bir jeyi siz de başkasın» yapmayınız.» Hümanizma deyin, insanhk deyin, özü budur, burdadır. Gerçek sağtöre, yani ahlâk da budur. Öyle bir söz ki, herşey var içinde. Kapsamına girmeyen yok. Kitaplar yazılsa, yonımlar yapdsa gereksiz, boş. Yetiyor bu kadarı. Zengin de yoksul ds aptal da, bilgisiz de bilgili de anlıyor onu. O denli yalın, sağlam, katı, etkili. Sen dayak yemekten hoşlanır mısm, hayır, öyleyse sen de başkalarını dövme! Seni falakaya çekseler, sana elektrık işkencesi uygulasalar «aman ne güzeU der misin, öyleyse böyle şeylerı nasıl başkalarına yapıyorsun, yaptırıyorsun, ya da seyirci kalabiliyorsun? Bugünlerde Konfiçyüs'ün bazı sözleri düşündürdü beni. Hani durup dururken değil. Biliyorsunuz Çin'de Konfiçyüs yasaklandı. Vatan haini ilân edildi. Bir o, bir de eski Savunma Bakanı! îsa"nın doğumundan beş yüz yıl önce yaşamış bir Çin düşünürü kendinden nerdeyse iki bin beş yüz yıl sonra yaşayan bir yurttaşı ile birlikte «hain» sayUıyor! Bir zamanlar Tevfik Fikret'i aramışlardı zararlı bir şiiri yazmış olmakla suçlayarak! Demek Konfiçyüs'ü de 'Vaşayan biri» sayıyorlar Çin'de. Etkili, güçlü bir kimse... Büyük atıhmları durduıacak, ters yöne çevirtecek kadar önemli biri. Hem de zamanmdan iki bin beş yüz yıl sonra! Çin yeni yeni deneyler yapıyor kendi toplumunda. Mao hiç kuşkusuz ilginç bir kişi, Çin halkma büyük değişiklikler sunmuş biri. Çin'i kısa zamanda dünyanın en güçlü bir devleü yapmayı başardığına göre çağa damgasını basmts, kendini kabul ettirmiş. Değişik yollardan başarmış bunu. Önce «bin çiçek» kurammı savunmuş. Çeşitli beğeniler, görüşler. anlayışlar olabilir bir toplumda. demiş. Sonra çekilmiş bir yana, bırakmış ^îktidarı güvendiği arkadaşı Şao Şi'ye, sonra Kültür Devrimini başlattırmış, geçmişe karşı bir tutumu benimsetmiş gençlere. Bin çiçek gitmiş tek çiçek gelmiş!. O kadar ki, Çin'in ünlü düşünürü Konfiçyüs bile kurtulamamıs bu büyük temizlikten.... Konfiçyüs diyor ki: «Çok dinleyin, kuşkularınız azalsm. söylediklerinize dikkat edin, gereksiz söz söylememiş olursunuz. Yaptığmız yanlışlıklar azalır.» Atalarımız da demişler «Söz gümüşse sukut altındır» diye... Yalnız Konfiçyüs, hep susmayı, yalnızca dinlemeyi öğütlemiyor Ince bir ayrım var arada. Az konuşun, daha çok dinleyin, diyor. Gereksiz gevezeliklerden yana değil, o kadır. Durmaksızın konuşanların bundan alacakları dersler var. Hem bugün Konfiçyüs'ün düşüncelerini yasaklayan Mao bile çok şey öğrenmiş bu sözden. Mao'nun yerli yersiz konuştuğu hiç görülmemiştir. Daha çok dinler, düşünür, çok çok az konuşur! İşte Konfiçyüs'ün iki bin beş yüz yıl önce verdiği bir dersi en iyi benimsemiş, yaşamına katmış bir öğrencisi... Başka bir öğretisi de su Konfiçyüs'ün... Bunu da benimsemiş Mao. Hem de herkesten çok: «Inançsız bir kişi ne işe yarar bilmem. Tekerleksiz bir arabaya benzer, ileriye gidemez.. Bağlandığı görüşlere bağlıhk, tuttuğu yola inanç Mao'da da yoksa, kimde var tşte bu da bugün yasaklanan Konfiçyüs'ün bir öğretisi... Daha daha niceleri... • Üstün insan söylediklerini eylem haline getirebilendir. Sonra da eylemlerine uygun biçimde konuşan...» Bu sözü de önce Mao'ya uygulayahm. Noktası noktasına uyuyor.. Söylediklerini yaptı. Yaptıklarına göre konuştu yaşamı süresince. Ya şu ölümsüz gerçeği Mao kendine ilhe edinmemiş midir? «Her yerde sevinç vardır, çıkartmasını bilmek gerekir onu.» Mao da yüzlerce milyonluk bir ulusun en gizli yerlerinde saklı, duran nerdeyse unutulmuş. yok olmuş sayılan bir yaşama sevincini, bir tür mutluluğu çıkartmadı rru ortalığa. bunu bütün ulusuna b»nimsetmek savaşını vermedi mi? Öyleyse... Öyleyse zordur anlamak Mao'nun ustası Konfiçyüs'e niye böylesine düşman olduğunu? Konfiçyüs'ün büfün öğretisine uymuş. Gençliğinden yaşlUığına dek... Usta bilmiş, önder bilmij onu... Şimdi vatan haini saymak. saydırmak neden? Bunu anlamak zor. Bu konuda bir sey de söylemiyor. Açıklama yapmıyor. Az konuşmak, çok dinlemek ilkesine uyarak... Ama Çin halkı, gençliği sormuyor mu kendi kendine, bu çelişkinin nedenini? Kapalı bir dünyadır Çin. Gitseniz de görseniz de anlamak, derinine inmek olanaksızdır. Düzeydekileri görmek, anlamak degildir bir ülkeyi, bir ulusu!... Konfiçyüs'ün ölümsüz bir sözüyle bitireyira: «Adaletsizlik bir şey değildir, unntulabilirse...> demiş büyük usta... Sanki gelecekte uğrayacağı bir haksızlığı önceden sezmiş... Hem de en yakın bir öğrencisi, düşüncelerini yaşama uygulamada en büyük başarıyı gösteren Mao Çe Tung'un böyle bir haksızlığı yapacağmı bilirmişcesine! Evet, adaletsizlik büyük bir şey değildir, unutulabilirse!... Ams ne var ki adaletsizlik unutulacak şey değildir, demek ki dünyada adaletsizlikten daha büyük, daha önemli bir «şey» olamaz... Konfiçyüs'ün zaferi de burda işte, Mao'ya karşı en iyi öğrencisine karş kazandığı... tki bin beş yüz yıl sonra... EKMEK FİYATI VE GRAMAJI DEĞİŞMEDEN BUĞDAYA ^ 35 40 FARK VERÎLEBİLİR CHP MSP ORTAKLIĞINDA YANILGI DÜŞÜNDÜREN YAZILAR VE DEVRÎM TEŞEKKÜR Uzun senelerden beıi eşim Füruzan îlbasan'ın çpkmekte olduğu rahatsızlığı teşhis ve kısa zamanda tedavi edip eskı sıhhatine kavuşturan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Cilt Hastalılüarı Kliniğı öğretim Üyesi, Sayın; DOÇ. DR. Agop Kotogyan'a tesekkUrlerimi sunarım. E Ş İ : N. Osman ILBASAN (Gumnurivet: 4140) |.!iııııııııııiMi:ııiiiıııiiiıııııııımnııııııııtııımıııııiMiıııııııiHiıiMiııııııııımııııııiHiıııııııııııııııııııımııııııiM Etibank Genel Müdürlüğünden İ H = ğ ğ H S g = g Ş Ş = 1 5 Ş 6 = = = Ş 3 ş E Nakliye Yaptırılacaktır 1 1 Kırka Işletn.emiz stok sahasından Bandırma Boraks 3 ve Asitborik Fabrikasına ve Bandırma Limanındaki H stok sahalanna kamyonla 55.000 Ton Tinkal cevheri 1 naklettirilecektir. = 2 Bu nakliye ile UgiH şartname Ankara'da Gene) MU = dürlüğumüz Satınalma Şubesinden, Istanbul'da Bankaş mız Alım Satım Şubesi Müdürlüğünden Bandırma = Boraks ve Asitborik tşletmemizden ve tşyerl Kırka = Boraks Tesis Miidürlügünden temin edilecektir. = 3 İhaleye iştirak edecekler. şartnamede mevcut lstenl= len belgeleri Ue beraber veterlik belgesi almak üzere = (28.5.1974) tarihine kidar Ettbank Genel MUdUrlüğü| ne müracaat edecekler. (3.6.1974) tarihinden ttibaren | yeterlilt belgeslni Satınalma Şubesinden alacaklardır. g 4 İsteklilerin (8.6.1974) (tünü saat KTa kadar teklit mek = tııplarını Genel Müdürlügtimüzde bulunacak şekilde = postalamalan veya bu saate kadar Muhaberat Servisine 1 vermis olmaları lâzımdır. Teklif zarflan ayru eün saat = UOO'de açılacaktır. İ 5 Bankamız 2490 sayılı Kanuna tabi olmayıp ıhaleyi ya = pıp yapmamakta; lusmen veya tamamen dilediğine = yapmakta serbesttir. ^ 6 Postadn vaki gecikmeler nazan ttibare almmaz. (Basm: = ı>M!M"llll<Mlllllin!llllimilll^ 15235) 4 1 2 8 •S nilllllllUIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIIIİIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIUIIIDIIIIHIıllılllıiMiHi i Ncdret GÜRCAN Un Fakrikatörü n t NA R ORHAN ÇIRAGAN: Büyükdere Cad. No • li Sışıi T E L : 47 22 46 is.' ıcı.ık: 967 4122) Basın 14775 4131
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear