Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHUHÎYET 11 Nisan 1974 mayasa kuramı (teorisi) yüz yıldan berl, burjuva ya da liberal hukuk devletinden söz etmede sakmca görmeye baslamıstır. ÇünkU burjuva toplumu ve onun siyasal iktidarı kavraını. bır değişme göstermeye başlamıştır. Bır başka deyişle, 1776 1789'larda, Atlantik'in her ıkı yanmda, klâsik burjuva toplumlan tam olgunluğuyla meydana gelmıştı. Bu yüzden Birleşık Amerika'da ve Fransa'da iki siyasal devrim, bu burjuva toplumlannı kütüğe geçinnişti (tescil etmisti). Onlan, siyasal iktidar sahibi kılmıştı. 1806larda da. Almanya'da, bu kez bir sosyal reform. burjuva toplumu ile siyasal iktidan bütunlemiştir. Burjuva toplumu nedir? Onun klâsik anlamı ne idı? Bunu, çağlarımn devrimsel görüşü olarak şu nitelikler içinde gösterebiliriz: a) Burjuva toplumu: kültürel, ve özellikle ekor.omik alantarda «kültürel ve ekonomik yaratma»ya, devletın kanşmadığı bir toplumsal düzendir. Bu nedenle de, burjuva toplumu; kültüre! ve ekonomik yaratma alanlannda «bıreynin kendi başına, «ve bizzat karar verme hakkı»nı elde ettiği bir toplumsal çatıdır. b> Böylece burjuva toplumu; kültürel, ve özellikle ekonomik yaratmamn sürecini, serbest bır verun yarışmasına (rekabetine) bırakan; bu sürecin tüm bireysel olanaklan, böyle bir yanşma içinde kendiliğinden düzenlemesine elveren bır toplumsal ilişkiler örgüsüdür. A Siyasal îktidar Yenileşmesi Prof. Bahri SAVCI ma'.varlıklanna ve eğitim olansklarına sahip bir yeni toplumsal tabakanm üyelığine kavuşturmacıhktır. Bireyi, bunlardan alıkoyan eski ayrıcahkların kaldırılmasma yönelmiş dinamik bir toplumsal hareketçıliktir. İşte, burjuva toplumunda siyasal İktidar dediğımiz olay, bu toplumsal düzene, böyle bir toplumsal harekete göre biçimlendirilmiştir. O zamana kadar siyasal iktidar, merkezsel krallıkların ellerinde toplanmış bir yasama yürütme yargı merkezciligi ve mutlakiyetl idi. Birleşik Amerika'yı yaratan, Fransa'yı değiştiren siyasal devrimlerle, Almanya'yı geliştiren bır sosyal devrimin sonucu olarak siyasal iktidar, şimdi artık, «kuvvetler aynmı» ile bu merkezleşmeden kurtulmuştur. «İnsan hakları doktrini» ile sınırlanmadan dolayı da bu mutlakiyetten soyulmuştur. Böylece siyasal iktidar; bir yenl sosyal modele göre yukarda söylenen burjuvalaşmış toplum modeline göre modernize edilmıştir. Bu yeni toplumsal tabakanm yararına olmak üzere, topluma amaçlar çızen, bu amaçlar içinde bu yeni toplumsal sınıfm yararma veğlemelerde (tercıhlerde) bulunan, bu yeğlemeleri gerçekleştirecek bır devlet duzeni kuran ve ışleten, bu duzen içinde ancak, bu yeni sosyal kategori yaranna işlemlerde bulunan bir güç olmuştur. Boyle bir güç olarak örgutlenmiştir. Bu yeni siyasal iktidar modernizasyonu ile: Bireyin, eski ayrıcalıklann sahibi olan saray toprak eğitim kültür soylularının egemenliğinderı kurtulmasına (eşitliğe) vanlmıştır. Birey, böyle bır kurtulmuşluktan gelen serbestlık içinde, kendisinin ve toplumun kaderi içın bagımsız olarak karar verme ve bu karan uygulama olanağına (özgürlüğüne) kavusmuştur. Devletın, ona bunlan sağlaması, ve başkalannm da buna engel olamaması için gereklı bır siyasal örgütlenmeye, uygulamalara, yatırım gücüne (müeyyidelere) geçmesı yolu (güvencesi) açılmıştır. Kültürel ve ekonomik yaratmalann tüm mal sonuçlarını tüm kendisine maletme olanağı ile (mülkiyet ile) hak sahipliği kılınmıştır. İşte, burjuva toplumu (klâsik anlamı İle) bu nitelikte bir toplum olmuştur. Onun sivasal modernizasyonculuğu da, bu anlamlarda eşitliközgürlük güvence • mülkiyet temellerine dayanmıştır. Zamar.la da klâsik burjuva toplumu. modern enrfustri devrimınin kendine getirdiği olanakların merkezleşmesi sonucu, bir zümrese! tekelcilik düğümü üzerinde bır endustri toplumu yaratma yolunu açmıştır. Bu endustri toplumu, bir yandan, Ueri tüketım olanaklan yaratırken. bır yandan da, sos yal yoksullukların artmasına da yol açmıştıı. Siyasal iktidar ise, zümresel tekelcıliğin aracı halinde kalmakta lürup glderek, yeni sosyal ekonomik kültürel gereksinmeler içinde bulunan ve gittikçe varhklarl tehlikelere çarpan yeni tabakaları korumağa yetmemeye başlamış tır. Burjuva toplumunun, esitlıği özgürlüğü güvencesi mülkiyeti, «hukuk devleti»nin gos terdlği tüm gelişlmlere karşm, zümresel tekelciliğın değerleri ve kurumları olmağa donuşmuş tur. öyle ise, yeni endustri gelişimlerine 8zgü bır toplum sıstemi, ona uygun bir ekonomı kültur örgütlenmesı doğmalı idi ve bcylece de yenı bir siyasal iktidar mocTernizasyonculuğuna varılmalı idi. Çağımızda dünyanın ve Türkiye'nln bunu aradığını sanıvoruz. Şimdi artık, eski hukuksal siyasal değerler yeni anlamlar alma yolundadır. Biz. araşt'.ncı bir bakışla baktığımız zaman, bu yeni anlamlar konusunda olmakta olan değişimi söyle görüyoruz: özgürlük; artık, bireyin, kendi olanaklan ile yetinlendirilerek, toplum ıçindeki zayıflığı ile bırakılması serbestliği değıldır. özgürlük; ınsanın. kendmi kateeorisi içinde ve kategorisiy le birlikte «ınsa» etmesı serbestliğidır. Dolayısı>le, kategorisinin, geleceğin siyasal iktidarı ol mak üzere gerekli hareket rahatlılığını kazanmasıdır. Böylece özgürlük; tüm ekonomik sos yal zavıflıkların gıderildiğı bir ortam içinde, ın sandan ve sosyal kategorisinden, sömüru teşkıl edebilecek hiçbir «ivaz»ın almmamasıdır. Eşitlik; artık kanunsal bir soyutlama değıldir. Çoğulcu toplumun içmdeki yoksul kategorilerin, bunlardan kurtulup kendi kotegorilerının siyasal gücunü kurmada, endustri toplumu devletıne katılmada, avnı olanaklara sahıp olmasıdır. Güvence; soyut bireyin ve toplumsal hareketin varlığım sürdürme örgütlenmesi o*eğildir. Tüm sosyal kategorilerin; karar sürecini etkilemesi, karar verme yerine doğru yöneliş olanağının ışlerliği, devletın de bunu kefalet altına alacak yolda örgütlenmesidır. öyle ise yeni siyasal iktidar modernizasyon culuğu; sırf burjuva toplum yapısım koruma hususunda, hele onun zümresel tekelciliğini ko ruma hususunda bir «karar uygulama • denetım» süreci değildir artık.. Yeni siyasal iktidar modernizasyonculuğu; doğan ileri endustri toplumu içinde, bunun «çalışma» süreci içinde bütünleşmiş kategorilerin dinamizmini demokratik yolda kurma, ve onu toplumu gelıştirme ışine yansıtmadır. «iktidar» olayının buna gore bir hukuksal siyasal kurumlaşmasıdır. Ikiz Kardeşler S kiz kardeşlerden biri Yunanistan, ötekı Israıl. I Aynı yumurtaaan çıkmış ikızler <ıbı tenz;yorlar blrblrI lerine . Bakınız nasıl: BIR: AYSBERG GİBİ... Her !kı ülkenın de su üstünde görünen yani küçük, su altındakı görüıımıyen yani büyüktür. Yunanh kapıtalıstler dünya demz ticaretmde söz sahıbidırler. Yahudı mültımılyonerler yeryüzunde büyük çüçtürler. Siyonizmın ör?üsu içinde İsraıl avuç ıçi kadar kalır; ürtcaoks EiJi2esa örgu:u Yunan sınırlarıru aşıp ülkelere yayılır. IKİ: MITüLOGYA DÜSKÜNLUGU... Yunanıstan'ın geçmişe dönük yüzüne Grek Hırlstlyan mitolojısinın göigesi vunır. İsrail, Tevrat'ın vaşantısını canlandrmak ıster Yırmınci Yüzyııda.. Hurafeierıe gerçeklen, masallarla güncellıği birbirıne kanştınr ner üa ülke; ve başkalarının toprağ.na karşı hırslarju mitolojton mantığıyla meşrulaştırmaya çabalar.. L'Ç: HILÂLE DÜŞMAN... Yuzlerce yıl Osmanlı Imparatoriujunun bıjyrugunda yasamıştır her ıki ülke... Gerçı bu geyr.uştfc bir İsraıl devletı yoktur ama, «Kutsal Topraklar» üstünde Müslüman egemenliğuıin anısına bile tahammül vok'ur Vunan.stan Trakya'da Ege'de, Kıbns'ta, ve İsrail Sunye'df, Dilıstin' de, Sına'da Müsıüınanlarla boğaz boğaza dış dışeaır: ve her ıki devlet de yonetımi altındakı Müslüman azınj^gı ezmektedır. DÖRT: EMPERYALİZMİN RAMPASI... Ortadoğu petrol savaşında Amerıkan emperjaıızmınül ıki guvenlı rampasmdan bırı Yunanistan, :iuncıs Israıl'dır Her ıkı ülke Avrupa'dan uzaklaştıkça uzak^asmışıar Amerıka'ya yaKlaştıkça yakiaşmışlardır. Her ikısi d > Washıng< ton'a bağlıdırlar sıkı sıkıya. . Amensa da îse hıçbr aday, Yahudi ve Yunan cemaatlerinı dıkkate aımadan Cumhurbaşkanı seçilemez. BE$: ASKER EGEMENLİĞİ... Yunanistan askeri dikta rejimi albnda yasar. Israil'in ise yönetiminde askerlerın ağırhğı her düşünceye ağır basar Isıaıl'de Butçenin yüzde 4O'ı askeri haıcomaıara sıder ve savaş üstüne kuruımuştur devletın maiitı£ı... Yunanistan her gün Kıbns ve Türkiye topraklanr.a saıdınnm emelleııyle dolup tasan askerlerın yönetimıniedır. AI.T1: DtN ETKENÎ... Yunanistan'da ürtodoks kılisesi ve Dapazıan doğrudan doğruya polıtikamn içindedir. Amerikadar, Istanouı'a dek Ortodoks lcıliseleri, politika örgütlenaaesının şubeıeridır. Patrikler, piskoposlar, kulıs yaparlar her üikeae /e tıt'acm.. İsrail daha Kurulmadan Sıyonızm sınır.uz ve topransız btr devletti. Ahdi Atık'e yemınli hahambaşılar egemencur devletin tomel felseıesuıe... Ve ürtodokslukla Musevuık gücünden gelir Ege'ye va Doğu Akdeniz'e dulaı yardımı... Y£DI: KAPİTALIZM KAYNAĞI... Her iki ülke yeryüzunde uluslararası sermave aınıfının gözdesıdir. Beynelmilel kapıtalizmın parababalarıru &âyd'ğınız zaman üç ısimden bırı, ya Yunandır, va Ya^adı... Mitoloji, dın, hırs vs para, Müslüman dunyasır.da saıyangoj satan petıol krelıaıının ve korsan armatörlerin mesleğ^e ve meşrebine biçim verir. Bu gayrı resmı örsriitltrm, devlet biçımındeki resmi görüntüleridir îsrail ile Yunanistan SEKtZ: KUTSAL AMAÇLAR... Bırisi Ayasofya'ya kavuşmak ıster, ötem Kuuüs'ü eıe geçırmek . Birıncisi henüz rüvadır, ikmcisı geıaekleşmıştir. Bin Megalo îdea'nm peşındedır, öteki Mev'ut 'lopraklar'a yayılmıştır. Her ikisi de banşın değıl. savajın ateşmi körükler Ortadoğuda .. Geleceğe değil, geçmışe df.nüktür yüzlerı . Her ikısinin de bağnazdır kafalan . İnsanı ve insanlığı seven kışı, Sıyonızm'den drınmış bir İsrail, Megalo Idea'dan arınmış bır Yunan'stan ıster. Çünkü halklar, ancak bu tür hastalıklardan arınmış çagdaş devlet yönetımleri altında rahatça ve uısanc«ı yaşaılar. Ne var ki bugün Türkiye, Atina Lefkoşe Tel Aviv mıhverine itilmektedir.. Bu mıhvenn mantığına sıgdığı za man, Türkiye ulusal çıkarlanndan uzaklasn^ak zorundadıt. c) Burjuva toplumu, öylesine toplumsal bir derinim içindedir ki orada kültürel ve ekonomik y?ratma; «kendiliğinden düzenleniş»e bırakılmıştır. Bu düzenleniş içinde en yüksek venm düzeyine çıkılabileceği umulmaktadır. Böylece de «karar verme hakkımn sahibi» küınmış olan yenl bır toplumsal tabaka yaratılmıştır. Bunun yaratma sürecini ve olanaklannı gereği gibi verimlendirebilmek içın eski toprak sahipliği düzeniyle ayncalıklı durumlann kaldırılması ve tüm malvarlıklarıyle eğitim olanaklannın bu yeni toplumsal tabakanın sahipliğine açık tutulması kabul edilmiştır. Böylece burjuva toplumu; klâsik anlamı ile, kültürel ve ekonomik yaratma alanım «devlet kanşmazcılığıdır». Bu yaratmayı karar verme, karar sürecini yürutme evrelennde «bireye bırakmacüık»tır. Bireyi; bunu yapabilmesi için, tüm TEHLİKELİ OYUN OKTAY AKBAL Evet Hayır Halk Sektörünün Siyasal Temeli azı buyük şirketlerin «halka açılnıa» bıçımınde adlandınlan girişimleri son günierda ılginç tartışmalara konu oldu. Gırişım sahıplerı bu davranışı «Türkiye'nln içinde bulunduğu koşulları gözeterek küçük tasarrofları değerlendırmek ve halkı kârlanna ortak etmek» ama. cıyle açıkladılar. Söylenenlere bakılırsa, Turkiye'de halk sektorü ancak bu yoldan vanı buyük şırketleri halka açan gırışımlerle gerçekleşecektır. Sorun toplumcu çevrelere yabancı değildir. Halka açılma olayı ardındaki gerçekler yeterince soylenmiş ve bu şırişımın oncelikle tekelci senrayenın karşılastığı kaynak sıkıntısından sonra da halkı ortak ederek sermaye içın sosyopolitik bır güvence yaratmak aüşüncesinden dogduğu açıkhğa kavusmuştur. Halk sektörü'nün halka açılma di\e deyimlenen girişımle benzerliği oUnadığı yolundaki göru,sier de özellikle.etocnomik açıdan sağlam gerekçelerle belgelenmış. tir. Ancak, halk sektörü önerısı salt ekonomik kaıakter taşımadığı ve siyasal düzen değisikliğı programınm temel ögeleri arasında yer aldığı için konuyu bir de bu niteliği ile ele almakta hem yarar hem de zorunluk vardır. B iz savaş görmedık. Yanm yüzyth dolduran kusaklar savaş nedir bilmez. Kıızlı günler geçirdik. soğılk savasm her yönünü tanıdık, dünya savaşına girdık gıreceğız heyecanmı duyauk hatta çok uzaklardakı bir Kore savaşına kalabahk b'rlikler göndererek katıldık. Ama ulus olarak savaşa gırmedık, savaşmadık. Tam elli yıldır Bır zamaıılar «Türk ulusunun erkeklığını öldiırdü» dive çatanlar çıktı tr.önü'ye! Savaşa girmeliymisız 1940 45 arasırda! Peki kimin yanmda? Orasmı söylemezler. Almanların tnı, yoksa Ingilizlerin mi? Hatırlarım Almanlar Kafkasya'ya dayandığı ?aman «Kaf dağındaki bayrak» coşkusuna kapılanlar savaşa Almanların yanında girmemizi doğru görürıerdı Kaîkasya'yı, Irak'ı, Suriye'yi, Batı Trakya'yı bütür Ege adalarmı alabilırmişiz! .. Çok eleştırdıler İnonü"yü bızi yoksun kıkiı dıys bunca ganimetten! Sanki savaş sonunda Almanya bozguna uğramayacakmış gibi. Kimi de, Batılılar yanında savaşa katılmamızı ıster dururdu!. Sonradan ortaya çıktı, İkincı Dünya Eavaşına katılmamız her bakımdan olumsuz sonuçlar verecekmış yıırdumuz için. Har.gı yanda olursak olalım. . Bu, oldurülen erkekhk oavarı. ları bıle anladılar sonunda dünya uluslarını birbiıine katan ı(bır ger.el savaşa katılmamızm yanlış bir şey olicagını .. Bize ıııçbir şey kazandırmBvacagıriı . . " " ' «.:•\ Savaş istemeyiz hiç bir zerBahl'AtatürS'ttft koldı biz». «Yurtta banş, dünyada barış» ılkesi . îstemeyiz ama savaştan kaçmak anlamma da gelmez bu. Türk ulusu banşçıdır, savaşmaya zorlanınca dünyanın en üstün savaşçı?ıdır. Bir günde geçeriz biz barışçılıktan savaşçüığa, bır anda .. Bunu dünku düşmanlarımız çok ıyı bilirler. Hele son savaştığımız ulus olan Yunanlılar herkesten de daha ıyı.. Yunanistan'a hıç gıttinız mı? Bır ıki kez geçtim Atina'dan, Pıre'den. bir günlügüne, bır kaç saatliğine .. Kendinizı hıç yabancı bir ülkede saymamışsınızdır. İnsanları yaKınaır; bıze berızer, bızden kişilerdir. Yüzyılların bur yakınlığı vardır. Yemekleri benzer, oyunlan benzer, şarkıları, türküleri benzer. İnsan bakar bakar da çevresuıe, «Biz bu insanlarla nasıl gırtlak gırtlağa gelmişız, bu ınsanlann babalan, dedeleri nasıl gelmis yurdumuzu kana boyamış?» dıye düşünekalır, inanamaz tarınin gerçe.tlenne .. Şimdi Yunanistan'da bir dikta yönetimi var. Yıllardır var. Papadopulos'luydu bu yönetim, yavaş yavaş düzelir gibiydi, birden Gizikis çıktı ortaya! Tam bir faşist yönetim bu. Ne partiler var, ne halkoyu var, ne düşünce özgürlüğü, ne insan hakları... Böylesine bır geri. ülke Sokrates'lerin eski yurdu... Zaten Sokrates'm, Aristo'nun, Platon'un Yunanlılarıyle bu Yunanlılar arasında hiç bır ilgi de yoktur. Bazı batılılılar eski Yunan uygarlılığını boş yere aramıslar Yunanistan'da za man zaman. Topla aydınları adalara sur, en güçlü bestecilerinin ezgilerıni yasakla, kitap toplat, yazar tutukla, sanatçı ez, aydınları kır durmadan... Sonra da «biz eski Yunan uygarlığının mirasçılarıyız» de. Dünya guler buna. Nerde o hoşgöru, o ustun beğeni, ileri anlayış... Hepsi binlerce yıl öncede kalmış... Bugunku Gızikislerle Yunanistan, en geri, en ilkel bır toplumurfur yeryüzunun... Halklarına karşı çıkan, kendi halklarını ezen yoneticilerin tek umutları dış tehlike korkusu, kâbusu yaratmaktır. Hatta kendilerinı birtakım tehlikelı serüvenlere atmaktır. Gizikisler de Türkiye'yi duşman belletecekler ezdikleri halka. TV yayınlan, gazeteler, radyolar'a... Sonuç ne olur diye düşunmeden... Ajakta kalabilmeleıinin ancak surekli bir huzursuzluk. bir korku, bir savaş örcesi havasına bağlı olriuğunu büdlklerınden... Evet tehlikeli bir oyundur bu. Türk ulusu barışcıdır, savaş ıstemez. Evet, böyledir. Türk ulusu dunkü duşmanını, duşmanlarını bağışlamıştır. Eski gunlen unutmuştur. Hatta bugünku faşist dikta altında ezilen Yunan ulusuna acımaktadır. Ama bu hiç bir zaman savastan kaçmacağımız anlamına gelmez. Tarih göstermiştir ki, Türk ulusu bir ayağa kalkmasm, «sen bana düşmansan beıı de sana düşmanım oyleyse» demesin, kimse önünde duramaz. Dünyanın en büyük guçleri karşısına dıkilseler de önleyemezler onun şahlanışını... Evet çok tehlikeli bir oyundur oynanan... Yunan ulusu, faşist yöneticilennin buyruğu altında ezilen Yunan halkı için çok çok tehlikeli... Bizim için değıl... B Bağımsızlık tçin Türkiye'nin özgür yapıda bir az gelişmiş ülke olduğu bilınmektedir. Yme bilınmektedir ki az gelişmişlikten kurtulmanın on koşulu tam bagımsızlık kazanmaktadır. Çağımızda tam bağımsızlık «insanlığı sömüren ideolojik güçlerın etKi alanı dışuıa çıkmak» biçiminde tarumlanabiür. Gelişen teknoloji sağ ve sol sömürücü güçleri bir uzay randevusunda buluşturmuştur. Artık çıkar çelışkisine düşmeyen bu güçler, az gelişmiş ülkelerin sömürülmesi esasına dayanan emperyalıst bir ittıfakı gerçekleştirmişlerdir. Bu nedenle çağunu zm temel çelişkisi, teknolojik gehşimle bırbirine yaklaşan komünıst ve kapitalist emperyalızm ile az gelişmiş ülkeler arasındadır. Yukanda değinilen çelişkinln açığa çıktığı örnekleri, süper güç lerın bu çelişkınin savaşa dönüş tüğü süreç ıçindeki bencil tutum larmı ve çıkar üişkisinin ideol» jık yaklaşımdan daha etkili oldugu gerçeğini ayrıntılara mertk aniatmak gerekmez. Bu konu yaşanmış, sınanmış giderek bütün çıplaklığı ile ortaya gıkmış uıı olayaır. Ne var ki az gelişmiş ülkeieri emperyalizmin kucağına atan sosyal • siyasal nedenler yeierince incelenmiş değildir. Özellikle sosyoekonomik düzenin yani DSnimsenen model'in bu konuda ne denli önem taşıdığı anlaşılmamış gibidir. Oysa empervalızme sömürü gücünü sağlayan oge' ler arasında model benzerliginın yarattığı yakınlıklar önemli bır yer tutmaktadır. Sömürü mekanizmasının işlevişi incelendiğinde, kullanılan Uk tekniğin sömürülen ülke'ye emperyalist ülkedeki modelin kabul ettirilmesi biçiminde belirdığı go rülür. Daha açık bir deyışle, emperyalist ülkede yürüyen model' ın az gelişmiş ülkede uygulaınaya konması ile sömürü olanaklan somutlaşmaktadır. Bu gerçekleşım elberıs sait sıyasai .lış kilerin ya da dostluk baglantiıaruıın sonucu değildir. Bu gerçek leşim öncelikle bır topium^aı nıo deli işleten dinamıklerle yaratılan sosyoekonomik benzeıükıeıaen doğmaktadır. Çünkü her n;uıie;;n kendine benzeyen modeı il« kuru lacak ılişkileri kolaylaştıriii do ğal sosyolojik bir yapisı vardır. Sorunlann çözümü için tutulan yol, gelışim için kullanılan dı^v lar ve kullanış yöntemi, kısacası ekcnomik kalkmmaya verııîn anlam ile belırgınleşen özlemier (aynı düşüncelere sahip insar.ia nn kolayca dost olmalanru andıran bir oluşumla) modeller aıasında önce yakınlık giderek na ğımıılık doğürur. Bu tür yaKUilık VP bağımlılıkların, özellıkıî sömürüye elverışli alaniarda, gıiçlü'nün giıçsüzü egemenîık altına almasıyle sonuçlandığı da tı»rınsel bir gerçektir. lirginleşen halk sektörü sosyo ekonomik açı'dan. klâsik hak ve özgürlüklerle ekonomik hak ve özgurlüklerın dengesıni kurmayı amaçlar. Bu nedenle, siyasal hak ve özgürlükleri soyutlayan, eko nomik güvenceden yoksun bırakan kapitalist model ile kalkınma uğruna anılan hak ve özgürlükleri kısıtlayan komünist model teknık olarak bir halk sektörünün oluşmasma olanak sağlaFARUK ERGİNSOY yamazlar. Çünkü her iki modelde ekonomik ve siyasal iktidarlar halk dışındaki güçlerin elınde toplanmakta ve bunun sonucu sağ ya da sol nitelikte bir Demek ki az gelişmiş bir Ulke1 özlemlerin değerlendirilmesinden de ulusal kalkınmayı ba$aıabil şu sonuç çıkmaktadır: Türk hal dikta. doğmaktadır. Anılan dikta kapitalist modelde özel sektörün mek için ön koşul tam bağımsız kı hızlı bir ekonomik kalkınmayı ekonomik gücü ile devletın siyaUktır ve bağımsızlık kazanabıi siyasal hak ve özgürlükleri kısıt mek için öncelikle emperyalıst lamadan gerçekleştirecek ve eko sal gücü arasında kurulan ittifaktan; komünist modelde ise güçlerin etki alanı dısında kai nomik sömürüyü yok edecek bir her iki gücün devlet tekelinde mek gerekmektedir. Degüulea yeni düzen istemektedir. Yani si toplanmasından doğmaktadır. Şu emperyalist etki gücünü büyük yasal hak ve özgürlüklerle ekono halde halkın, demokratik ve ekoölçüde model benzerliğınin sağ'a mik gelişme arasında bir denge dlgı olanaklardan aldığma go.e kurulmasını gözeUemekledir. Bu. . .aonuk .özlemlerine birlikte cevap ıııııııııııııınmiHmınıııiRimııııııııııııııııuıııııııııııiııııııııııııııiMj: b i etktyt yok etmenin koşullaıı nitelîîftf c.ljif. 4ü.zenin oluşumu ı verecek yeni^bır düzen devletHn başında yeni bir model yaralına çin gerekeh yapısal değişiklik ile siyasal gücünli halkın ekononfik | ; zorunu yer almaktadır. yukanda değinilen «yeni bir mo iktidan ile dengelemek ılke'sine Halk sektörünü işte böyle bir del yaratma» zorunu arasında çe dayanmak zorundadır. Böylece zorunluluk nedeniyle düşünülen lişki yoktur. Ve işte bu nedenle, elde olunacak siyasal sonuç, paSevgill eşim, canımız babamız, S çözüm olanaklan arasında değer son tahlilde, Türk halkınm bütün zar ve plan düzenlemeleri arakıymetli kardeşlm S lendirmek gerekir. Böyle olduğu seçme ve özlemlerini «tam bağım sında kuracağı denge ile, salt isteğine dayandırmak pazara ya da salt plana dayanan için de halk sektörü ancak onu sızlık» emperyalist modellerden ayıracak mümkündür. Ve yine bu nedenle düzenlerin karşılaştığı ekonomik bir karakter yapısını öngören giri Türk halkı ulusal kalkınma yo çıkmazları aşabılmeye de olanak simlerle kurulabilir. Bu gerçeğe lunda siyasal yönetim için bir en verecektir. ters düşen giderek komünist ya da gel değildir. Kaynağı değisik dık Vefattnın 40. günü münasebe= kapitalist modellerin temel özel ta yöntemlerinin bizim için getiyle 12.4.1974 Cuma günü lkınS SONUÇ liklerine bağlı kalan girişimlerle çersiz olduğu ve demokrasinin ül dı namazını müteakıp (Bebek ^ bir halk sektörü oluşturulamaz. kemizde sağhklı biçimde yaşayıp Camiinde) aziz ruhuna ithafen = Halk sektörü, yukarda kısaca gerekçesi Şu halde halka açılma diye nite gelişebileceği sav'ının memleketimizin en güzide mevlithanlarından Hacı Nus= lenen ve fakat özünde kapitalist de işte bu yorumdur. Zira demok değinilen sosyo ekonomik ve ret Yeşilçay, Hacı Zeki Altın. îbrahim Çanakkaleli, Hacı E birikimi yoğunlaştırmayı amaçla ratik usullere dayanan çözümler giderek siyasal düzen değisikliAziz Bahriyeli ve Hacı Saadettin Evginer taraıından okuS yan girişimlere halk sektörü eti ancak sosyolojik özellikle halk ğı programının bir maddesidir. nacak Mevlıdi Şerife akraba ve dostlarımızla bütün din Ş keti yapıstırmak sahtecilikten ba? özlemlerinin uygunluk halinde ol Onu gerçekleştırecek girişımleri kardeşlerimizin huzurlarını rica ederiz. duğu bir ortamda gerçekleşebilir. tartışmaya başlamadan önce bu ^ ka ?ey değildir. özellığinı iyıce anlamak gerekir. = ler. . A 1 L E S 1 = Halk Özlemleri SlllllimilllllllllllllllllllllllllllMMIIIIIIIIHIIIIIIMIIIIMIIIIHIIIIIIIMIl!? Demek ki halk sektörü Türkiye Bılmek gerekir ki halk sektö için kurulu düzen açısından ödün Cumhuriyet 2891 Dr. A Z t Z Ç ö L rü önerileri bir ütopyadan doğ cü bir öneri değildir. Ve onu bu muş da değillerdir. Aksine, halk niteliğe düşürecek gırişimler dev ORTUCtDİ v« sektörü önerileri bağımsızlık ka rimci bir özlemi yozlaştırmak ça TRAVMA1ULUJÎ zanabilmek için aranan olanak bası olmanm ötesinde hiç bir an MÜTKHASS1S1 lar arasında belirmış gıderek Tür lam tasımazlar. Osmanbey Halaskârgazl kiye açısından kendine özgü bir Çad. 279/1 bedet Apt. anlam ve karakter kazanmışlarSosyoEkonoraik Açı Tel: 47 4'. »3 dır. Çünkü Turkiye'de, gerek ku rulu düzenin eleştirisinden gerek Siyasal yönü ve demokratik Çok acele Banka teminatı ile verilecektir. halkm siyasal seçimine temel olan yaşantımızdaki yeri böylece beCumhurivet 2894 • (Şahsen müracaat şarttır.) HALK SEKTÖRÜ, TÜRKİYE ÎÇİN KURULU DÜZENİ EN DEMOKRATİK YOLDAN DEĞÎŞTtRÎCİ GİRÎŞİM OLACAKTIR. BU NEDENLE ÖDÜN VEREREK YOZLAŞTIRILMAMALI... ^ ^ MEVLlT f A. TEVFİK Zorlu ) Faizsiz 4 milyon ADİL ARASLI Tokatlıyan Işhanı 2/2 Beyoğlu. İLÎ SİLÎVRİ BELEDİYE BAŞKANLlClNDAN 1 Belediyemlze verilecek, 5,5 tonluk btınınsuz Ford markalı kamyon şasesi üzerine tekniK ve hususi şartnamelen geregmce VidanıörArazöz tertibatj kapalı zarf eksiltme usulü ile yaptınlacaktır 2 Belediyemızce yaptmlacak Belediye siteslnin lnşaat alaıu takrıben 2250 m2, otel, mağaza, büro ınşaatı alanı takrıbrn 2500 m2 gazlno lnşaat alanı takrlben 400 m'i.'dır. Taknbı alanlan yukanda gösterilen inşaatlann katl avan pro.İeleri ve ayrıca otel, mağaza ve büro inşaaü tatbıkat projeıerı hususl şartnamesi (tereğince kapalı zart eksiltme suretıyle yaptınlacaktır. 3 Birinci maddede yazıll lşln keşil bedell 125.000. Ura olup geçici teminatı 7500. liradır. İkmcı maddede yazılı olan projelerın keşif bedell 75.000. lıra olup geçici terninatı 4900. liradır. 4 îhaleleri 25 Nisan 1974 tarlhine rastlayan Persembe günu saat 15'de Beledfye Encümenl huzurunda yapılacaktır. 5 İsteklilenn ıhaleden enaz 3 gün evvel müracaatla kanuni vesıkalannı ve şartnamede yazılı vesıkalan lbraz ederes. belge almaları. 6 Talıplilenn tekllt mektuplannı mezkur günde saat 14'e Kadar vermeleri, postadaki vSkl gecikmeler dıkkate alınmıyacağı. 7 Bu ışlere ait şartnameyi görmek isteyenlerin mesal günlert ve saatlerinde Belediye Başkanlığma müracaatlan ilân olunur. (Basm: 13125/2885) NECÎP USTA SERİSİNİN BEKLENEN KİTABI Fransız Mutfak Sanatı Sof ra ve Servis Bilgileri ÇIKTI Hizmetinizdeki dieer kitaplan eklâmcıhk: 656/2877 I LA N TCDD ESKİŞEHİR LOKOMOTİF VE MOTOR SANAYİİ MÜESSESESI Alım Satım Komisyon Reisliğinden (6 Adet Kurutma ve Vernik Pişirme Fırım'mn Satın Alınması Hk.) 1 İntiyacımız olan 6 adet Kurutma ve Vernik Pişirme Fırın; 2200x2800x15U0 mm hacimlı tır n ıçir 1 No 'u ıfeknik şartname, 1400x3200x1700 mm. hacimli fınn için II No. lu teknik şartname ve 1400x2(XH)xl5<J0 mm fıacimU fınn için de III No. lu teknik şartname, eksiltme şartnamesi ve tip sözleşmeye göre kapalı zarfla teklil aiınmak suretiyle satın almacaktır. 2 Eksiltme 7 Mayıs 1974 tarih Salı günü saat 14.00'de Müessesemiz Alım Satım Komisyon Keisliğinde yapüacaktır. 3 Muvakkat temüıat 50.000 TL'dır. 4 lalipler muvakkat temınatlan ile kapalı teklif mektupiarım eksiltmenin yapılacagı gün ve saate kadar Komisyonumuz adına göndermeleri veya bizzat getirnıeleri gerekmektedir. 5 Kksiltme saatine kadar Komisyonumuza teslim edllmljen veya muvakkat teminatı bulunmayan teklit mektupiarı geçerli değildir. 6 Teknik şartname, eksiltme şartnamesi ve ttp sözleşme bedelsiz olarak Komısyonumuzdan teının (\ıu»n fceği gıbi istenildiğinde taliplere posta ile gönderilecektir. 7 E.L.M.S. eksiltme veya arttırma mevzuunu teşkll eden ışı ihale edip etmemekte veya kısmen etmekte ve tercıh ettiğı talıbe ıhale etmekte tamamen serbesttir. (Basın: 12977/2884) Cumhuriyet 2896 TÜRK MUTFAK SANATI TÜRK TATLI SANATI FRANSIZ PASTA SANATI GENEL DAĞITIM BATEŞ CAĞALOĞLU IST.