22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
MHP Gençlik Kurultayı ardından sökün eden olayların öyküsü «Bize yapılanlar büyük bir politik oyunun küçük parçalarıdır. Amaçlan anarşi ortamı yaratıp kamuoyunu tedirgin ederek, jstikrarı dikta yönetiminde arar hale getirmek..» gençlik topluluklannın btr yüksek öğrenim kurumuna saHır.ya geçecegi önceden duyuruiuycr. Ona ragmen gerekli ^jvenlik ted birlerı ^amanmda alınmıyor ve» ya almamiyor. Saldırıya uğray?cağı bilinen vüksek oğrenım Iru rumundaki gençler canlannı ve okullannı korumak için binalann içine girip kapılan kapatıyorlar. Bir süre sonra güvenlik Inıvvetleri geliyor. Saldırganlar Kaçıp da ğılıyorlar. O zaman sırf canlannı ve okullannı korumak ıçin okııl binalannm içine girip kapılan kapatan öğrenciler ışgalci gibi gösteriliyor. îşgalci "nuame.esi görüyorlar. Bu oyunlan çeviren İerin ve bu saldırganlıklan yapan ların ve onlann akıl hocalannın iddiası, devleti korumaktır. Dev letin gü\enlik kuvvetlerine ait olan bir görevi kendi fis'lerine almak pozundadırlar. Orçekta he devleti işgale kalkışmaktadırlar.» Ümit Erdal ADYODden aiınarak 6 gün gözaltmda nıtuıan öfrenciler 10 aralık günü ögleden sonra serbest bırakıldılar sevk edildikleri mahkeme tutuklama için sebep eörmemisti. Serbest bırakıldıktan sonr» altı günlük gözaltı vaşamlarını: derneklerinin aranmasmı, götürülüşlerinden baslayarak ankttılar. «ADYOD'e baskın vapsrafc zorla içeriyı arayan, arama emrı sorduğumuzda böyje tur ernir gösteremedıği nalde (komutanlığın emri var) diye tomsonlu pohslerin tehdidi ile üzerımizi arayan ve bizlen arabalara doldu rup götüren ümit trdal'dı. Ümit Erdal 12 Marttan sonra işkence ekibinde görev almıs. adı bütün mahkeme zabıtlarında, tutanaklannda hatta Avrupa'da yayınlanan gazetelerde Tilrk ve dünva kamuoyunda teshır olunmus işkenceci başı bir rjolis komseridir. Şimdi de polislerin başında dernek baskını vönetivor..» Saçlan kazınmış bir Fen Fakültesi öğrencisi aldı sözü«Bizleri arabalara doldurup Emniyet Sarayına pötürdüler. Burada Ümit Erdal sonruya çektı bizi. Sorular sunlardı: Polise mukavemet ettm mi», Yürüyüş yaptın mıV. Poltsin elin den fotoğraf makinesini alıp kırdın mı?.. Teker teker DU sorulara cevap verdik. Daha sonra fotoğraflarımız çekildi. Darmak ızlerimiz slındı. Yani teker teker tislendik..» Günümüz sanıklannın görünümü: Ankara Devrim cl Yüksek öğrenim Derneği üyelerinin de, parmak izleri alındıktan sonra saçlarının kesilmesi ibmal edilmemiş... Oğrenciler baskıların anlattılar ANKARA, (ANKA) 28 kasım günü Arikara'da MHP Gençlik Kollannın tfüzenlediği Gençlik Kurultayında bazı kararlar alınmıştı. Bir kısım gazetelerin «Gençlik Kurultayı solculan ürküttü». «APden AIi Naili Erdem ve Murat Br.vrak. MSP'den İsmai] Müftüoğlu. Kurultayda konuştular». tGençler haykırdı: Ideolojimiz rnilliyetçilik. doktrinimiz 9 ışıktır»... gibi başhklarla verdiğı bu Kurultayda varılan sonuçlar ve alınan kararlar da yine ayns gazetelerde kamuoyuna açıklandı.. kararlann ışığında tutulan yol? MHP Gençlik Kurultayından sonra yayınlanan bildiride istekler şöyleydi: a Türk Milli Eğitimi genç. liğimize Türk milliyetçUiği dün. ya görüşünü esas ölçü verecek şekilde düzenlenmelidir.. b Türk gençliğlni nemelâzımeı ve eyyamcı ideolojilerin tuza^ına hazır kültür kölesı ha line getiren kültür emperyaliztnine son verilmeüdir. c Polis, diğer güvenlik yet kilileri ve üniversite yöneticileri silâhlı zorbalnrın terörüne son vererek kanun hakimiyetini sağlamalıdır. Yetklli ve ilgililerin bu husuj lara riayet etmemeleri, mevcut zihniyeti devam ettlrerek Türk gençliğini birer kobay olarak görmeye devam etmeleri halinde, aynı hususların yerine ge tirilmesi ve mutlaka bütiin Türk gençliğini içine alacak bir şekilde uygulanması görevini ve mücadelesini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milliyetçi harekct yüklenecek ve şerefle yürüteeektir.» MHP Gençlik Kollannın ve Ülkü Ocaklarının bu mücadelelerinin o çüne kadarki kısmı ve niteliei ise, kamuoyunca bılinmekteydi... Hacettepe baskını... Ortadoğu O günden sonra olanlar da baskını... vs... gazetelerden, bildirilerden ve öğrencilerin atılımlannda izlenirse «mücadele»ninı nasıl yü rütüldüğü anlaşılabilir... 12 Mart döneminde sanıklann görünümü: Tiyatro yazarı Vasıf öngören ile arkadaşı tiyatro oyuncusu Erctoğan Akduman'ın tutukluluk günleri... öğrencileri olayların nasıl başlayıp nasıl geüstiğini anlatırken ba ZJ konular da aydınlanıyor: • Bızim fakültedeki olaylar. bir «günlük hadise» değildir. Bir süre dir bizler derslere, hattâ okula gi remiyor. girsek de devamlı tehdi! baskı altında tutuluyorduk. Ülkü Ocaklılar okulda gruplar halinde dolaşıyerlar. hepimize karşı kıskırtıcı, olay çıkarıcı davranışlarda bulunuyorlardı. Yanımızdan ge cjeıken omuz atıyor. küfredlyorlardı. Bu durumu Dekana bildirmeye gittiğimizde. Dekanın kapı sı önünde birJere silâh gösterdiler. Bütün öğ"*enciler bir olsak. yine de silâhlı kişilere karşı koymamız olanaksızdı. Bu yüzden okula pek gitmiyosduk. Geçen gün bir arka daşı dövdüler. Bııgiin de okula git tiğimizde topluca üstümüze yürii düler.' önce gerekli yerlerden izin aldık. Altında Derneğimizin imzası olan, yasal ara uygun bildiriyi dağıtırken: öğrenci yurdunda kalmakta olan bir grup Ülkü Ocaklı, taşlar ve sopalarla üzerimize yürüdü lpr. Atılan taşlardan yaralananlar oldu. bu arada bir arkadaşımızın da gözü patladı. Silâhlı saldırı sı rasmda Demek Başkanımız baca ğından vuruldu.» Ve aynı gün öğleye doğru polis, Ankara Demokratik Yüksek Öğrenci Derneğini bastı. içeride bulduğu 162 öğrenciyi arabalara doldurarals Emniyet Sarayına gö türdü.. Ziraat Fakültesinde.. Olaylar ve yaşayanlar 4 aralık sabahı Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde olay lar çıktığım, ssğcı ve solcu öğrencilerin birblrine girdiğini bil diriyordu ajanslar.. Bu olayları bir de daha önceki deneyler nede niyle adlannı vermek istemediğimiz oğrenciler anlattılar... Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Kararlar Neydi alınan kararlar ve bu Di! Tarih'teki olaylar bitmeden aynı giin Dışkapıdan başka ha berler gelmeye başladı.. Ziraat Fakü!tesir.de bildiri dağıtan Ziraat Fakültesi Öğrenci Derneği üyelerinin dövuldükleri ve yaraland.klırı bildiriliyordu. Dernek üyesi oğrenciler, olayları şöyle anlatıyor: 'Biz Dernek olarak bir bildiri hazırladık. Bildiriyi dağıtmadan DEGİŞİK DAVALARDA DEĞİŞİK SANIKLAR HEP AYNI GÖREVLİYÎ Öğrencilerin. Ankara'daki olaylar sırasmda polisin baskınını yönettiğini söyledikleri ve İşkence uzmanı» diyerek suçladıkları Başkomiser Ümit Erdal'ın adı, 12 Mart sonrası Sıkıyönetim Mahkemelerindeki dunışmalarda da sık ıık gepniştir. Değijik davalarda, değişik snnıklar. gördükJeri işken celeri anlatırken, Ümit Erdal'ı suçlayan ifadeler vermişlerdir. O duruşmaların zabıtlarına geçen bu ifadelerden bir bölümü özetle şöy ledir: ALt BASPINAR: lAnkara 3 Nolu Sıkıyönptim Mahkemesî yazılı sorçusundan) •Gece saEt ll'den sonra Emniyet Müdürü'nün odasına götüriil düm. Burada Fahka yeniden başladı. Buradaki işkenceyi Birinci Şube Müdür Vekili thsan Parlak ve Bcşkomiser Ümit Erdal yö netiyordu. Ümit Erdal iseni buradan biz sağ çıkarmayız. Muhak kak bir hücreyi kabul edeceksin. Burada işkence masasmda ölür. sonra pencereden aşağıya 1 nersin. Ve sonra intihar etmiş olursun) dedi. Gece saat Ol'de ara verdiler. Sırtıma birisi binerek tuzlu su üzerinde yarım saat koş turdular. Saat O2.'de ümit Erdal başta olmak üzere beni MİT men suplanyla biriikte onbirinci kata çıkardılar. Burada kollanma uzun bir tahta bağlıyarak yere yatırdı lar. Ayağıma falaka sopasını geçirdiler. Daha sonra iki kablo getirerek bir ucunu sağ el parmağıma, diğerini sağ ayak parmağıma bağlıyarak elektrik vermeğe başladıiar...» SEDAT KEStM: (Dev Genç Davası Yatriı Sorgusundan) «Ertesi gün öğleden sonrs benl 6. katta kapısında (Girilmez) yazan boş bir odaya götürdüler. Bu rada bana bir gün eyvel işkence yapanlarla birlikte Ümit Erdal isimli Baskomiser bekliyordu. Kol larımı uzun bir sopaya bağlayıp yere yatırdılar. Ve ayaklarıma fa laka sopasını taktılar. İki kablo getirip sağ el, ayak ve serçe parmaklarıma bağladılar. Ve elektrik vermeğe başladılar. îşkenceyi Ümit Erdal yönetiyordu...» FERtT ILSEVER: (Ankara 3 No. lu Sıkıyönetim Mahkemesine verdiği dilekçesinden) «... Akşama doğru buradan Nergiz Savranla beraber Emni yet Birinci Şubeye götürüldük. Burada geoenm geç saatlerine kadar içlennden Birinci Şube Müdürü Şükrü Balcı, Ümit Erdal, Komıser Fahrettin Benli ve polis memuru Kemal Eyüpoğlu olduğunu tesbit ettigim j'eni ka labalık bir grup aynı lşkencele re devanı ettiler...» PERİNÇEK: Ankara 3 No. lu Sıkıyönetim Mahkemesine verdiğı dilekçedenı «... MİT'e götürüldüğümün ilk Polisin açıklaması ve akla gelen sorular Ertesi günü Ankara Emniyet Mü dürlüğü bir açıklama yaparak. olayları anlattı. Emniyet Müdürlü ğü Birinci Şube Müdürü Muharrem Bart'ın açıklamasında, «TStP' in devlete ait bir fotoğraf makinasını görevli memurun elinden alıp kaçan ve kendisine sığınan bir öğrenciyi sakladığı, gözaltına alınan 162 öğrencinin Sıkıyönetim makamlarına teslim edildiği. DTCF'deki olayları hazırlayan ve yönetenlerin büyük çoğunlufunun bu okulun öğrencileri olmsdığının tssbit edildiği, göı«itın» alınanlardan üçünün lise öğrencisi, ikisinin Denizli Ziraat Bankası soygunundan. ikisinin de THKO' nun çeşitli eylemlerine katılmaktan daha önce Sıkıyönetim Mahke melerinde mahkum olmuş kişiler den olduğu. 12 kız öğrencinin de olaylara karıştığı» »eri sürülüyor du. ADYOD baskını sırasmda da suç âleti sayılan çeşitli malzemeler ele geçirildiği bildiriliyordu... Bu açıkiamalan dinleyen ve olaylan yakından ialeyen gaze'ecı ierin kafalarmda pek vok sDru oluşmaktaydı: 1 Fotoğraf çeken sivil poUsin elinden fotoğrat maiıinasırun alınması olajı DTCF'den iüO met re kadar ıleride olroustu. Ualbu ki ADYOD basıldığı sırada k<ipı sı kontrol altına alınan TSIP bi nası Sümer sokaktaydı. Ankira' yı bilen kişiler, bu iki yer arasın daki uzaklığın bir Kllometreden fazla olduğunu oilırıerdı. Fotog raf makinasını alanın öınliği biUnmediği ve takip etiilmediği hal de polis, TSIP'm bu öğrenciyi sak ladığını nereden çıkarmakıaydı? 2 Açıklamaya göre, JTCPde ki olaylann sorumlulan sczaltı na alınan kişilerdi. Oysa bu göz altına alınan 162 öğrenci, olaylar sırasmda ve olay yerinden değil, çok daha sonra Ankara'mn bir başka yerinde bulunan ADYOD binasından götürtllmüşlerdi. SUÇLAMIŞLARDI deceğiz) tehdidi bunların en fcüçügüydü. Korkut Erhan'a işkence yaparken bana dinlettiler. Bs na işkence yaparken ona kapıdan baktırdılar. Halimı görmem tçin yüziime ayna tutuyorlardı. Bütün bu işkenceler bovunca Ümit Erdal mevcuttu..» St'KRAN KU5IRAL (TBMÎfne ulasmayan dilekçesinden) : c... Bana Ankara Emniyetinin altıncı katındaki işkence salonunda gözlerim baglı olarak, kol larımdan ve ayaklarımdan sopalara baglanarak, el ayak parmak lanmdan ve sag kolumdan elektrik verildi. Aynı zamanda ayaklarım da falakadan geçirıldi. Ayaklanma jopla vuran polis memuru Riiknettin Sorgun'u gözlerimdekı bantın altından gördum. Sorgu odasına ahndığımda gözlerimi Ümit Erdal açtı..> FERAÎ ÖZİPEK (TBMM'ne ulasmayan dilekçesinden 1 : «... Elektriğı parmaklarımdan verdiler. Jopla bir iki defa dövdüler. Sarkıntılık. çeşitli nakaret ve tehditlerde bulundular Hakaretler bütün Kız arkadaşlara yapıJan asagılık isnat ve tehditlerdi. Çengele asma ve elektrige götürme ile çeşitli defalar tehdit edildim. Ümit Erdal (Artık sizi Dirbirinize dövdürü yorum (vur) diyorum vurmazsa ne olacagını rta anlatıvorum O da işkence görmemek fçln vuruyor. Bu sırada da resminı çekiyorum. M&hkemelerde işkence dediniz mi göstereceğim. Biz değiı. onlar birbirleıini dövüyor diyeceğim) dedi. Sonra da elindeki jopla Korkut YıgitaİD'ı dovmem içın rjâskı \aptı...> MEHMET YÜKSEL (T.H.KJ1 ve Cephesl Sanığı) «...Daha önceden tanıdığım yal nız 1. Şube Komiseri Ümit Ercal ın ismini verebiliyorum Dıgerle ri bir birlerine yüzbaşrm, binba şım, yarbayım gibi rütbeleriyıe hitap ettiklerinden, isimlerini bil miyorum. Fakat bana günlerce işkence yapan bu şahısların yüz lerini hiç bir zaman unutmam mümkün değildir...» KEMAL KABAKL1 (TJÎ.K.P ve Cephesı Sanığı) «... Ayaklarım havadaycîı. Pinbaşı dedikieri, iri yarı kumral biri (bunun sonradan Birmci Şubede Komiser ve MÎT'te bin başı olan Ümit Erdal olJuğunu | öğrendim) tabanlarma ialm ve sert bir jopla devaml] vuruyor du. Bu işi zevkle yapıyordu. Bü tün faşistler gibi sadistti. .» FEY\'AZ KURŞtNCtl (T.H.K.P ve Cephesi Sanığı) «... Yani 12 gün MITin ı^Kence kampında kaldım. Emniyet'te ka! dığım iki gün içinde MfT'te bana ve arkadaşlanma işkence eden binbaşı diye hitap ettikleri şahsı gördüm. Ve ısmınm Umit Erdal olduğunu öğrendim...» Fişlenmenin sonuçlan Bir diğer vüitseJt okul öğrencisi bu fişlenmenin doğuracagı sonuçlan anlatmaya çalışıyor: «Simdi vürürlükte olan Yurtlar Yönetmeliklerıne zöre bir öğrenci vükseK ögrenim vurdunda kalmak icm ooliste kaydı olmadığına ilıskın kâgıt eetırmeıc zorunda. Bize artık oolis böyle bir kâğıt vermeveceğine eöre, vurtlarda da kalamavaca^ız > Açlık ereTİertnl aniı»tıyor bir başkası: • Bize vapılan naksıziıfı. oolisin taraflı tutumunu protesto içın Emniyet Saravında açiık eTe vine başladık. 30 saat agzımıza su ve sıgara daniı hiç bir şey koymadık. Zaten gece de betonlarda vatıyorduk tcimi7/1en has talanan. fenalaşanıar oldu Yedi kişi revire kaldınldı. Daha sonra fcepimizi vine arabalara doldurup Mamak'tala Askerî Cezaevi ne götürdüler Burada saçlarımız kazındı. Koguşlara bırakıldık. 4 gün sonra da tutuklama mahkemesine jıkarıldık Askerl £avcı ilademızı alrradı Bizi kimin tutuklamas üzere mahkemeye sevkettiğinı de anlayamadık. Tutuklama taıepien reddedılince de serbest bırak'Idık..» Doğan KATIRCIOĞLU günü ilk deîa Işkenceye yatın! dığım zaman, odaya kalabalık bir merakiı toplulugu doldu. G02 lerim bağlj oldugu ıçin, sayılan nı bilmiyorum. tçlerinden bazı larına (paşaml şekllnde hitap ediliyordu. Ve bir daha görmedigim bir (paşa) özellikle Cemal Madanoğlu. bazı CHP ilerı gelenleri, bazı MBK üyelerı ve profesörlerle ilgili ifade vermem için baskı yapıyordu. Bu ilk ışkencede bulunanlardan yal niz birini ismen tanıyorum. Ken disj gözüm açıldıgı sırada ortadan kaybolan ve bir daha MÎT' de görmediğim Birinci Şube Baş komiserlerinden Ümit Erdaldır Bumumun yarattığı boşluktan faydalanarak yerde vatarken ba şımı arkaya egmek suretiyle bak tıgım zaman kendisini görmtiş Him...» ALÂADDtN SEVİMLİ: (Ankara Sıkıyönetim 3 No. lu Mahkemesine verdiği (Niçin sorgu vermiyecefini) açıkliyan dilekçesinden) «... îlk ifademl 2930 nisanda ajTU yerde Siyasi Şube komıserîerinden Ümit Erdal'ın da katılmasıyla aynı kişilerce başlatılan 2 mayısta gözlerim bağh olara1.; götünildüğüm Gtivercuılik semtınde Jandarma Komant"o Taburu lçindekl MÎT Ankara Bölge Başkanlı|ı sorgu merfeezınde avnı kişiler ve diğer işkence uzrnanlanncs her türlü işkence, maddi ve manevî baskı lar altında alınan 5 mayıs tarihli ifademi reddedıyorum..jı HÜLAGC BUMll'Ç: (T.HİCP. ve Cephesı Davası sanığı) «... Adının (Ümit Erdal) olduğunu sonradan öğrendiğim işkence yapılan yerde binbaşı diye hitsp edilen işkenceci ile albay ve şürekası tekrar geldiler. Üzerime saldırarak sille tokat, yumnık ve tekme ile tekrar falakaya yatırdılar beni. İlgili ve sorumlu kişilerin tabiri ve açıklaması olan (Tabana birkaç sopa» verilmesi saatlerce sürdü..» FATMA GÜNES ERKAN 'TBMM'ne ulasmayan dilekçesinden) : «... Ankara Emnıyetinin altınc katında günlerce baskı ve işl'enceye maruz kalaım. El. ayak. vüz, kulak ve dudağımın kenarından elektrik verildi. Jop ve yumnıkla meydan dayagına çekil dım. Bayılana kada: dövdüler. Bu arada sayısız küfür ve hakaret yapıldı. (Cıniçıplak so>up nişanlısının yanında tecavüz e ADYÖD kapatılıyor Gecekondu tapulama işlemleri yürümüyor Şükran KETENCİ Yasalar dtizenin sağlanması amacı ile hazırlanırlar. 775 sayılı Gecekondu Yasası da, hızh bir şehırieşrrenin tlogurduğu ve ç«{itli sosyal nedenierle yıktınlamıyaca'< olan gecekondulann, yasal düzen içine alınmalan amacı ile çıkarılmıştır. Yasa 30.6.1966 tarihinden önce yapılmış gecekondulara, arsalannın belediyeye mal oluş f.j'almdac bedelleri ödenerek. tapu verümesin' öngörmektedir. Yasanın yürürlüğe giri$inden bu yena 8 jıldtn fazla bir zaman geçmijtir. Ancak yasaya göre tapu almas: gereken yüzbinlerce gooekondu sahibi, ı'en tapu alabilenle rin sayısı halen binlerle sayılabili yor. Gecekondu ıslah bölgesine gi ren alanların büyük çoğunluğunda henüz tapulama işlemleri başlamıj bile değil. Oysa yasadan bu yana IstanbuTu çepeçevre kaplayan (fecekondtı aJanlan en az iki katına ulaşr..ış duruında. Eski gec»kondu %'anla'inda ise şe<"ekon du sayi1» hitkaî katma ulaşmıs. Bundan sonra yapılacak tapulama ijlemlerınde yasaya göre tapu almaya hak kazanmış olanlarla. diğerleri nasıl ayrılabilecek? Ya da ayrüsa bile, aynı mahalledeki evlerin bir kısmma tapu verip dı ğerlerine vermiyerek o mahallenin düzenlenmesi (ıslahıl nasıl tîerçekleştirilecek?. Belediye yetkilüerinin verdikleri bilgiye göre, yasanın öngördüğü işlemler sürdürülerek yapılan tapu dağıtma işlemleri, bugünkü galışma düzeni içinde 11.5 yüda en fazla 90 bin rnetrekarelik bir alanm, bir diğer anlatım ile 350 kişinin tapusunun verilmesine olanak sağlıyor. Yet kilüer, her ferct için, tapu veri lcbilmesı işleminde, b:r başka evinin olup olmadığını öğrer.mek amacı ile 67 ilin tapu kadastro lanna soru soruîması zorunlu luğunun doğduğunu. tapuya hak kazanmanm saptanması ile ilgil; arsa üzerinde yapılan çahşmala rın çok zaman aldığım belirtmektedirler. Yasaların boşlukları ve uygulanmalarının güçlükleri sonucu 8 ytlı ne giren bir mahallenin 8 yılı bulan uğraşısının kısa öyküsü... Ankara asfaltı üzerindeki Hasanpaşa. Tuğlabaşı. Taşocaklan mahallesi sakinlert, mahallelerinüı gecekondu islâh bölgesine girmesi üzerine, yasadan hemen sonra bir demek kurarak, tapu işlemleri için çalışmaya başlamışlar. Başta Belediye ilgi li şube mildürlüklen ve ilgili 34 Bakanhğın. ilgili daireleri olmak Uzere. resmi yazışmalar, gidip gelmeler sürdürülmüş. Aylar, yıllan bulurken, tapu dağıtımı için Belediye görevlileri gerekli haritaların çizilmesı işlemlerine koyulmuşlar. 1 ve 3 No. lu parsellerde. o zaman yapılan sapfamaya göre tapu almaya hak kazanmış 93 ev görülmüs. Derken 3 nolu parselin, gecekondu yasasından 1 yıl sonra Hazineye intikal ettiği ve Hazine müDciyetinde olduğu görülerek bütür işlemler durdunılmuş. aşan uğraşıya rağmen, durumu belli olmaj'an Taşocakları mahallesi oluş bedeli ile arsayı gecekon du sahaplerine satmak amacın da ımiş. Ancak parası olmadığı için tmar Iskân Bakanlığırıdan para ıstemış. tmar tskan Bakanhğı böyle bir parayı ver m«ye razı olmamış ve gece kondu sahiplerinin bu parayı önceden aralarmda toplamalan önerısinde bulunmuş. Ancak Hazine metrekaresine 150 lıra isteyir.c: tekrar aniaşmazlık çık mış. Gecekondu sahipleıi örneğin Zeytinburnu'nda, hemen yakınlarmda bulunan Öncül maiıaJlesm de, tapulama işlemicrinın 3'>40 liraya çıktığım söyleyerek. kendi lerinden alt yatırım ır.asraflrn ile birlikte 150 liranın üzennde bir para alınmasına karşı çıkmış lar. Ve yıl 1974, Aralık sonu, Taşozaklan mahallesi ile ilgili dügisen hiçbir şey yok. Besmı işıom ler açısından eD ufak bir ılerleme görülmüyor. Sadece mahalle sakinlerinin 250 hane olduklannı belirtmelerine karşın, vıllar önce Belediye'nin yanda Ireimış bir çalışmasınds tapu verilmesi uygun görülen ev sayısının 93 ol ması dikkati çekiyor. Ve yine geceknndu sakinleri mahalle fadı na görevlendirilen Dernek vöneti cüerinin, tapu için en az haftada bir kez Ankara'ya gittiklerinden, hiçbir sonuç alamamaktan, vollannın, sulannın, elektriğin olmamasından. çöplerin alınmamasmdan, Belediye yetkililerl ise ya saıarın yetersizlijfinden yakınıvorltr... Yasada hüküm yok 3 nolu parsel üzerinde Hazine ile bir şahıs arssında eskı tarihlerde açılan dava 1967 yı lında Ha:;ne lehıne sonuçlanmış. Gecekondu yasası, yasanın yürürlüğe giriş tarıhınden son ra Hazineye intikal eden alanlarla ilgilı nasıl bir işlemin uy gulanacagı yolırnda herhangı bir hüküm getirmıyormuş. So nuçta Belediye söz konusu ala nı Hazmeden satın almak isteITOŞ. Sstın aldıktan sonra, yasa hültmüne göre, kendisina mal Taşocakları mahallcsi Ve yasanın bu tür lşlemesınin sonucu gecekondu Islah bölgesi öğrenciler çıktıfclannda derneklerine eitmlşler ve dernek binalannın ooıisin aramasından sonraki halini eörmüsler. aniatıyorlar: «Duvarda asıu olan ve faslzmt sergileyen panomuz yırtılmış «Bağımsız Türkiye» yazılt pankart yerlere atılmıştı. BUtün kitaplanmız fcâğıtlanmız yırtılmış, yerlerde sürünüyordu. Bu sırada demegimizir. de Sıkıyönetim tarafmdan süresiz kapatüdığı bildirildi.» Saçlan kazınmış bir Fen Fa3 ADYOD, Ankara ,da bulu kültesi öğrencisi şöyle yorumlunan çeşitli yüksek okuilann öğ yor oîaylan: renci demeklerinden oıuşan bir «Aslında bize yapılanlar büfederasyon niteliğinae olduğundan, bu demekte bulunan kişile yük bir politik oyunun küçük rin, Dil Tarih Coğraiya Fakülte parçalandır. Bir anarşi ortamı ya ratarak kamuoyunu tedirgin etsi öğrencileri olması gerekraiyor mek. böylelikle herkesi bir dikta du. yönetiminde istikrar arar hale ge* Demekte yapuan arama sı tirmek istiyorlar. Faşıst cunta rasında ele geçirilen suç aJetleri özlemcilerı uzayıp giden hükünin resmini de bir gazeteci çvk met bunalımı ortamında küçük mişti. Bu suç aletlen bu saç por burjuvaziyi iyice tedirgin edetakal sandığı tahtası. ıki uç tor rek, dikta eğilimlerini canlandırnavida ve bir de plastik nortum mak ve kendilerine yandaşlar bul dan ibaretti. O halde gerçeb ney mak için çalışıyorlar. Ülkü Ocakdi? Polisin açıklaması nakJanda lıların saldmları, gazetelere yankafalarda beliren sorulara bir bil sıyacak olaylann çıkması İçin diri ışık tuttu... düzenleniyor. Olay çıktıktan sonra yurtsever devrimci gençlere CHP Gençlik yükleniyor suçlamalar. Bu arada bir taşla iki fcuş da vurulmuş Kollannın bildirisi oluyor. Hem memlekette bir aA.vnı gün, CHP Gençiik Kolla narşi ortarm doğuyor glbl gösterilerek kamuoju belli yerlere çen Başkanı Zekı Alçın da, oir bil diri yaymlayarak. Ankara Ziraat kiliyor; hem de yurtsever gençFakültesi'nde ve Dil Tarih Coğ lik baskı altına alınıyor, fişlenirafya Fakültesi'nde silâhlı ko yor. Bizler bu oyunu görüyoruz, biliyoruz. Ancak Uzerimize salmandoların halkçı, devrimci gençliğe saldırdığını söylüyor ve dmldığı zaman kendimizi fcorumak zorunda da kalıyona. Çünşöyle devam ediyordu: kü bizleri Kendimizden başka «Bu olaylar sırasmda devletin koruyanımız yok.» polisi de tarafsız olmadıfı izisni mini uyandırmış ve son olarak Ve böylece olaylar zlnclrl nzahiçbir gerekçe göstermeden An yıp gidiyor. Her gün gazetelerde kara Demokratik Yukselî Ogıe okuyoruz. nim Derneği'ni izinsiz olarak bas «Komandolann yaraladıklan mış, buradaki gençleri toplannş CHPIi genç dün de komadan tır. Polis teşkilâtı 12 Mart erte kurtulamadı.» sindekl uygulamaya benzer bir «Ege ÜniversltesindeM olaylar uygulamanın içindeyrruş ızleıümi sırasmda başından yaralanan öğni vermiştir..» rencinin saglık durumu ciddiyeO günlerde CHP Genel Ba^ka tinl koruyor.» nı Bülent Ecevit de olaylann si«Galatasaray MUhendislik Yükyasal yönünü şu sözlerle açıklasek Okulu bir grup komandomaktaydı: nun okul kantinine yaptıklan baskın Uzerint: 9 aralık gününe «Sag partilertn tüm'J açıkca kadar kapatıİTiıstır.» saldıraan gençlik gruplarından birinin ardından bir ıttifak cep«Atattlrlt Ogrend Siteslnde hesi kurmuşlardır. Silâhlı sag kavga çıktı, İki kisi yaral&ndı.»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear