Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 13 Araiık 1974 aşbakan sayın Irmak geçen hafta, iddia edildigine göre bir demeç vermiş, bütün erkeklerin «poligam» olduklannı »öylemis. Gerçi Bakanlar Kurulu, Meclisten güvenoyu alamadığı ve bu yüzden istila etmi? durumda devlet işlerini eğreti olarak yüriitmekte bulunduğu için bu demecin sorumu geniş bir temsil alanını kapsamaz; ancak Bakanlar Kurulu içlnde düşün btrliğl bulunmadığını göstermesi bakımından gene de cidd! bir durum yaratmaktan geri kalmadı. (Oysa yokmuş böyle bir demeç. dün yalanlandı. Ama yine dte tartışmalar yarattıgı için ben sözüme devara ediyorum). Neden derseniz, Kültür Bakam sayın Bayan Nermın Neftçi. Başbakanın bu savına karşı çıkarak onun söziinü «hafif meşrep» bulduğunu söylemiş, erkekler poligamsa. kadınlann da poligam olduklarını ortaya atmıştır. Arkadan Prof. Bülent Nuri Esen, terimleri yerli yerine getirmek için kadınlann poligam değil poliandr olabileceğini sövledi. «Hafif meşrep» deyimi, gerçi anlaşılamadı, ama üzerinde durmayalım. Burada şuncasını söylemekten kendimi alamıyacağım, Bsşbakan bu siyasal bunalım günlerinde kabinesine bayan üye almasaydı, böylesine bir düşün aynlıgı olayı tfa çıkmayacaktı ortaya. Ancak tartışmanın kabıne içinde kalmayıp, topluma, aılelere yayllmıs duruma gelmesı, yaşadjğımız siyasal bunalımı bir ölçüde unutturmeka gene de yararlı olmuştur denebilır Siyasal bunalımlar geçer. kurulamayan hükümetler bir gün kurulur ucuzluk olur, bolJuk olur, ama kadm • erkek iliskisinin tartıjmalı konusu tazeligini hiçbir zaman yitirmez. öyleyse nedir Başbakanın yol açtığı yeni tartısmanm özelliği, ona bir bakalım. Konunun ileinç yanı şuradadır ki, erkeklerin poligam oldııklan savı. bilimsel bir tartışmaya yol açaca»ına, bir çeşit kadırı erkek çekişme.«ini sonuçladı. Başka bir deyişle, kadınlann erkeklerle eşit olmaları, özellikle ülkemizde her türlü hakkı elde etmis bulunmalan. Bajbakamn ortaya attığı savla sarki sarsılmış oluyoTdu. Erkekler çok karfınlı i*eler. kadınlar da çok fkpkli olup çıkarlardı efendim geri kalamazlardi bu yarışta. Bir onur sorunu çıktı ortaya. «Sen yaparsan, ben de yapanm». yok mu va! Bana kalırsa bu tepki. monoeami dışmdaki bıitün aüe ve eirı«el iliski biçimlerinın doğaya da, ?h!Ska da aykın oldugu inancından doğmaktadır. Gerçekte de, geçen yüzyılın ortaların B (tedbir)dir Ha, anlanm, poliandriyi bulan kadmlar da hep bir erkekle kalmaktan zehırlenriiklerini ilerı sürerlerse, o zaman bu konudaki an laşmaziıi: kendüiğinden çözülmüş olur. • J =1 » H ^ 1 * KABİNEDE BUNALIM Melih Cevdet ANDAY da aile tarihi üzerindeki ara?tırmalar ilk ortaya çıktığmda. en uygar Batı ülkelerinde bile ahlâk alınganlıkları, klzgınlıklar. yadsımalar baş gösterdi. Oysa bilim, olaylara ahlâk açısından değil, nesnel yöntemle bakacaktı. însanın cinsel iiişki tarihinde, bırakın poHgamiyı, poliaıvdriyi, bir «mırsız ve engelsiz cinşel birleşme dönemi bulunduğu savı karşısında, insanlığı böyle bir ayıptan kurtannak isteyenler, hayvanların yaşayışından örnekler ge*irerek toplumun ahlâkını korumaya kalkmışlardı. ahlâksal aile biçimi olduğu noktasmda düğümlenir. Bunun dışmda kaian başka çeşıt aile ve cinsel iiişki biçimleri ayıplanır; demek ki onların bir zamanlar birer gerçek. sadece gerçek defil aiılâksal da sayıldıklan bilmezlikten, anlamazlıktan gelinir. Başbakanın poügamlık üstüne olan sözlerinin kadmlanmızda uyandırdığı tepki işte böyle bir duyarhktan dogmaktadır. Gerçi iadınlanmızın bu duyarlığı. bize özgii bir toplumsal durumun «özönüne aiınması ile de açıklanabilir; şöyle ki. bir erkegin birkaç kadmla evlenebılecefi anlamuıa gelen poligami yasaianmızdan kaldınlmadan once. demek Cumhuriyet dönemine degin, erkekler fizyolojik durumlarının özelliğinden defü de, toplumun onlara tanıdıfı yasal hakla birkaç kadıni bir arada alabiliyorlardı; bu gerçek, burün erkekle eşit durumda bulunan Türk kadınmın belleğinde korkunç bir anı olarak kalmıştır. Poligaminin her hangi bir biçimde savunulmas: onlarda böylesine rahatsız edici bir ansımaya yol açıyor olmalıdır. Ama sayın Irmak, kabinesine ille btr kadın Uya almakla Atatürkçülüğünü göstermek isteyen biri olarak, çok kadınla evlenmeyi canlandırma yolunda konusmuş olamazdı. Onun poligamhk dediği, bir çeşit gizli. terbiyeli poligamlıktı, «Çapkın olmayan erkekten hayır gelmez» anlayışına dayanıyordu. Onun, ögrencilerine, «Hep bir kadınla yetinirseniz zehirlenirsiniz» dediği bile kulağıma çalınmıştı. Demek oluyor kl, hukuksal bir savla değil, fizyolo.Uk bir savla kar?ı karşıyayız. İmdi kadmlanmızın buna bir hak, hukuk gonınu gözü ile bakarak duyarlık göstermeleri en azından tutarsız düşmektedir. SağHk sorunu başka, hak sorunu başkadır. Burada söz konusu olan. zehirlenmeye karşı bir önlem Büyük Ödül Söz gelişi. Letourneau admdaki bilgin. bu türlü sınırsız ve engelsiz cinsel ilişkı biçimlerinin ancak en aşağı hayvan türlerinde görüldüğünü belirtmişti. Fıkralı hayvanlar çiftleşme sırasında uzun süre monogam kalıyorlardı. Bu gözlem ortaya atıldığmda. bunun kuşlarda dişinin kuluçka sırasmda korunması gereği ile açıklamasına gidildi. Monogamhlc o kerte büyük bir erdeın ise, en büyük ödülü. her halkasindaki erfceklik ve dişilik organ'.arı yüzünden bütün yaşamında kendi kendi ile çlftleşen solucanın alacağını ileri sürenler de oldu. Gerçekte hayvanlar arasında kartşık çiftleşme, poligami, monogami gibi bütün cinsel ilişki bicimleri buhınuyordu, onlar yalmzca bir kadının bir çok erkeği olması anlamına gelen poüandriyi bilmiyorlardı. Demek bizi hayvanhktan kurtaran kadınlar olmuştur. Diyece*im. ister kadınerkek çekişmesl, Ister :nsanhgı bir ayıptan kıırtarma biçiminde olsun, tarihte değişik aüe çeşitleri bulunduğu konusı ve bu konudan çıkan tartışmalann tümü gelir monogamik ailenin dolcunulmaz, üsttta, en Kaldı ki. tartışma, bir aile biçimi olaran poligami konusunda yüriitüldügünde de fcadınlar yanmdan duyarlık gösteril.rıes: (buna alınganlık demek daha uygun düşer > vanlış olsa gerektir Poligami, poîiandrı, :nono«amı, sanıidığı gibi tarihsel sıra ile birbirlerinı ızlemiş değiilerdir, aralarında bir bag buıunmaicsızın yau yana duruyorlardı. Batıda genellikie mono^ami doğuda genellikle poligami, Tioet\e Doıiandri aynı zamanda vardılar. Ahlâk ou durumda görece kalmayacak mıdır? Gerçekten de bilinmeyen eski dönemlerde cinsel ilişkı hak.mmdan kanşık bir düzenin süregelmiş oldugu, sadece bir erkegin bir itaç icadınla değil Dir ncadının bır kaç erkekle cinsel :lışkide bulunması düzerıinin ahlâka aykın sayılmadığı biünmektedir. Her halde anaerkil ailenin ve o aile huktıkunun babaerkil aileden ve o ailenin tıuinıkundan daha eski olduğu bilimsel bir gerçekir. Ondan da eski olarak gruplu evlenmeîer dönenünın ıbugün bunun bırtakım Batı 'iikelerinrip venider canlandırıldığını duyuyoruz) yaşandığı varsayıl maktadır: Kardeşleı arasındq kadınlar ortaktı. kızlar da kızkardeşlerinin kocalannuı dogal olarak kanları sayılıyorlardı. Daha da garip adetler vardı: Babil kadmlan yılaa bir kez tapınakta kendilerini vermek sorundaydılar. Akdeniz ile GanJ arasında yaşamıç topluınların çoğunda kız, evlenmeden önce istedigi ile yatardı, bu bir dinsel adetti. Trakyalılarda. Keltlerde, Malezyada, Okyanus adalannda, Amerika'nm bugünkü verlilerinin bir çoğıında kızlar. evleninceye değin çok genis bir cinsel ihşki özgürlügüne sahiptiler. Anaerkil ailede çocuklar analarını tanırlardı. bu ise normal bir kuraldı. Aile eskiden çok geruşti, zamanla darala darala kimi yerde monogam aüeye dek geldl. Bilginler bunun mülkiyet düzenirıdeki degişmenin bir sonucu olduğunu söylemektedirıer. Yoksa monogamik aile, Tanrının kutsadığı oır aile bıçimi olarak gökten inmemistır: leı şe» gıbi o da, tarihsei koşullar içinde değişe değişe olagelmiştir. Danlacak, alınacak, kızboak bir sev yon bunda. Aile tarihi alanındaki çahşmalann ortaya çıkardığı bu gerçekler, görüldügu gibi, «Sen yaparsan ben de yapanm» maııtığı ile uzaktan olsun ilişkili değildir. Garip Adetler Japon Askerleri nlatacagım 8vWJ içtn tıîrSaç Japon adı "ereVH bana... Söylenişi kolay olsun. Uydurma da olabiliı TokoYana. TanaKima. KoşoHimo gibi şeyler... Japonlar yaman askerlerdir. İkinci Dünya Savaşında bir kez daha ispatladılar bunu... Okyanusta Amerika ile giriştikleri savaşta akıl almaz işler yaptılar. Amerifca iki atora bombasıyla Tokyo'yu dize getirdi ama. Okyanus adalannm balta girmemiş ormanlannda ve sarp daglarında Japon birlikleri savaşıyorlardı Banş gercekleştikten yıllarca sonra bile dövüşü sürdüren Japon birliklerı ve askerleri bulundu. Düşünün bir kez, tkinci Diinya Savaşı biteli nice zaman gecmis. Amerika'da Japon malları. Japonya'da Amerikan kumpanyalan fcapitalizmin ortaklığında al güJüm VT erülüm bir yaşamm ticaretindedirler. Ama Büyük Okyanus'un kuytu bir adasında ormanlar arasında savasını sürdürüyor TOkoYana ile TakaKima... Askere alındığmda yirmi yaşındaydı ikisi de; artık elliyl aşmışlar. Saç sakal beyaza dönüşmüş. <emerde otuz yılhk el bombası; Omuzda paslanmış silâh: belde patlayıp patlamıvacaSı kuskrılu mermiler . Potsllar çtirümtls. dişler dökülmüş, üniformalar erimiş... Ama ormanın kuytular.nda düşmana karşı her an tetikteler. Sanınm geçen yıl. bunlardan sonuncusunu Fllipinler*de kuş uçmaz kervan geçmea cangıllarda buldular. Adı KoscHimo olsun diyelim son savaşçının. tnanmamıs dövüşün bit> tiğtne KoşoHimo. HiroHito'nun askeri KoşoHimo'ya demişler ki: Savaş bitti, Japonya teslim oldu, bans Imy'yvitj Amerika üe artık dostuz. İnannıam.. diye cevap vermiş. Yemin etmişler. yalvarmışlar, dil dökmüşler; ama Koşo Himo silâhını bırakmıyor: Yüzbaşım gelsin, söylesin. Yüzbaşıyı bulmuşlar, getirtmisler, Koşo Himo anlamış savaşm bittiğini. dünyanın değistiğini, lMOnarda değil. 1970'lerde rasadığını.. Dünyada garip işler o!ur böyle... Degisir dUnya. Ve bakarsın:z degişmiyecek sandlğınu! şeyler değişir. Hiç kesilmiyecek sandığınız Amerikan yardımı ia nesiliverır Dost sandığınız düşman olur, düşman sandıjınız dost olur. Şasırmamak gerek. Simdi Amerikan askerî vardımı kesildiğinde. şaşıran vs gerçegi bır türlü nazmedemıyen yüksek dlplomatlarımız, açıkgöz politikacılanmız tuhaf konuşmalar yapıyorlar. Çeyrek yüzyıllık uyduluk politikasında dumura uğramış kafalardan akortsuz sesler çıkıyor. Çeyrek yüzyıl uluslararası toplantılarda Amerikaa temsilcisinın iki dudağı arasına bakarak davranan kisiler için ne sürpriz!.. Kapitalist dünyanın ağababasuu öylesine <baba> beUemişia M, vesayetini Ustümüzden hiç eksik etmiyeceğine inanmışız. Amerikan di4 politikasını elestıren aydınlara «komünist» demişiz. Bir yurtsever ve onurlu kısi: Ulusal ısvunmı kaynaklarının tümüyle Amerika'ya bağlanması ulusal ordu kavramına aykırıdır. Bağımlı politikanın göstergesidir. Aman bu durumu düzeltelım... dediği İçin mahkemelerden mahkemeler, mahpushanelerden mahpushaneler beğenmiş... Değişen diinya ortasında değismeyen bir politika izlemeyi marifet saymışız. Hâlâ Soğuk Savaşın en ateşlı askeriyiz; hâlâ içsrde ve dışarda «komünızme ölüm. naralanyla politika palasmı sallamaktayız. Çogu politikacımız ve diplomatımız Okyanusyanın uzak adalarında «avaşın bittiğini kabul edemeyip savaşı sürdüren Japon askerleri gibidir. Çürümüs üniformaları, kokuşmus fikirlerı. paslanmıs silâhlartyla cangıllann ortasında düşman kovalıyorlar. Ama değişti dünya... Moskova'da Amerikan işadamlan gökdelenlere sıSmıyor ve New York'ta Sovyet dıplomatları ışbillr tüccarlar gibi ellerini ojusturuyor. Amerika Turkiye'ye askeri yar» dımı kesiyor ve blz dlrenmekte devam ediyoruz: Diş polirikamız değışmeyecek... Aman değişmesin! NATO diyelim başka bir şey demi> yelım Amerika diyelim secdeve gelelim, komünizm dıyeHm «kahrolsun» diye ekleyelim, mazlum ulusların aıeyhinde oy kullanalım, Soğuk Savaşı tek Oaşımıza lürdürslim sosyalist bloka karşı, Okyanusyadaki cangıllara çekılen Japon askerleri gibi... A BİR DİRENMENİN ÖYKÜSÜ OKTAY AKBAL Evet Tartışma SORUıNLAR ve GÖRÜŞLER Diş Hekimliğimiz «KalV: »yhSa! EMer \ukan.» Reni tabancasıyle te^dit ediyor ve se'oest kalmı? eliyle pijamamm pantalonurm yırtıyor Simdi çıp'agım Diz çök diye emrediyor. Itaat etnıiyorum Döv onu! Hemcn ehne keıepçe vurulsun! Hayır havır «Kllerı yukarda oıs'in! Hayır. onde göğsünün üstünde olsun1 Vnr\e ıyisi... Hayır E! eri sırtında olsun! Evet, tamam! îyice de rjaflaym. Canı yaryın..» î'nlü Yunan bestecisı Teodorakis'in cunta asKenerı tarafmdan yakalanış sahnesidir bu. Anlatan da kendis'. Bır süredir saklanmaktaaıı. Gizli polis öğrenir bu yeri, birdenöire oasarlar. Şoyle anlatıyor Teodorakis: «Askerler, uyudugum zaman gelıp bani tutukıadı. Beni soydular ve diz çökmenı emrett!:er. Sonra, Amer kahların Vîetkong tutsaklanna yaptıklan %\o: kollarınıı dirseklerimden sırtıma baâladılar. Maria ıçeri f girdig] zaman utandım ve onlardan donuınu giydirmelerini is aim Donumia puntalonumu giydirdüer. Ayaklarım çıplaktı v 3 .Maria'< > ? : ayajtkabılannıı giydirmesini söyledim. Önür.de egıidı ve • •' bağcı:<lar:mı bağlndığı anda tıp.a fısıldadım «Cesaret Msrıa.» A!bay:ar ilk iş o^arak Teodorakis'in şarkıternı vasakladılar. Mutluluk veren, güç veren sanata dü^miındılar Umutu kaldırmak istiyorlar ortadan! Ünlii besteci bir si.rıge/aı, umud'a, «üveın, halkın gücünü belirleyen bfr sirhge. Söy}f df? öna bir polis yetkilisi: «Öyle ise, sen de emin ol. idam ed.leceksin» Korkuiirıak yıldırmalc, ezmeic, bıktırmak, önce sanaisuarını. aydıniannı, yazarlarım sonra da halk yığınlarını... Am'» ^üyük sanatçlar. yazarlar bilirler kendi giiçlerini. Teodorakis de kpndisini korkucmaya çaîışan polis görevlisine şu v'inıtı verir: • Siz beni öldüremezsiniz Biraz düşünün, kac yıl, Kaç milyon insan benim müziğimı dinleyecek ve şöyle dıyec;k, t u adam. albaylar, Emniyet tarafından öidüriilmüstür. Hayır ben jfücümü büıyorum..» Teodorakis'in «Direnme Günlüğü»nü gerçek^ı bir romrjı gibi okumah. Uydurma yok, hayal jrok, yakıştırma yok Hepsl vaşanmış, du>uimuş şeyler... Müzik şiir bırakmıyor unu tutuklarevinde, niicrede bile!.. Yalnızlık nedir bilmıyor. Kendi kendine şarkılar besteliyor, çiirler yazıyor: «EsKiden ne idiysen yine olacaksm. Ülman gerek. ağlaman gerek Çöküşürj tam olmah Daglarm köklerine kadar her şevin alınmalı» diyor kendi kendine. Bir hesaplaşmadır tutukluluk. kendi kendiy.e, çevresiyle peçmişiyle. Teodorakis eski bir sosyalisttir, lM5'ten sonraki iç savasa katılmıştır, o zaman da tutuklanmışt'.r, dövülmüşti'r acılar çekmiştir. Cuntacı albay İonnidis'i tanır dafla 194o yüır>dan. O zaman da solu ezen subaylardan bıridiı cınTîcııarın polis şefi. Soldaki bölünmeîer ihanetler birbirıni yemeler, şunlar bunlar besteciyi sol kavgadan kopanr bir s'ireıigine. Ciider Paris'e. uzun zaman kalır orada. Ama şark.lar. müzıği bütün Yunan halkınm dilindedir, vüreğinfiedir, kajasındadır. Cunta düzeni gelip yerleşince ilk boy hedefi oıacı^lardan biridir o, solcu bir milletvekili daha da çok haıkın sevdiği DÜ sanatçı olaraVc <tİki k:5İyiz, iki kişiyi2, saat sekıze yaülastı lşışı sönftiir, nöbetçi vuruyor. akşama yıne gelecekler tki vuruyorlar üç vuruyorlar, bm üç vuruyorlar Sen acıyorsun, ben acıyorum. ama kim daha çok acıyor? Vakti gelıp oizc söyleyecek îkıyiz. üçüz. bin üçüz Zamanın üstüne bir at gibi binmişız vağmurla kan yarayı donduruyor Acı çivi oluyor. yol gösterici. Kurtancı oluyor. İki kişiyiz Üç kişıyız, bin on üç kişiyiz Biri önde. biri önde, ötekiler arkadan gelıyor Sonra sessizlik. bilinen aynı sürü geliyor peşimden..» Tutuklulıık, ışkence, acı utanç bir noktaya dek ındıriı insar.ı. O noktadan sonra yücelme başlar... O işkencecl.er. dayakçılar. yasacı geçinenler çok çok aşağılarda k^iır. Teodorakis de «Mezbaha» şiirini yazarak acıları aşıyor. acıyı vaygınlaştırıyor, ölümsüzleştiriyor: «Öğle vakti dairede dövüyorlar, \Tiruşları sayıyorum Kanı sayıyorum. Ben kurbanlık nayvanım Büroya kapatmışlar beni Bugün sen, varın ben. akşam üstü terasada Andreas'a vuruyorlar Darbeleri sayıyorum, sayıyorum acıyı.» «Duenme Güniüğü» okuruna güç veren kitapıardan. ükunması gereken, anlamlı, çagımızın tanıgı bir kitap G eçenierde bilimsel olarak Diş Hekimliğin^n Ulkemizdefcl başlangıcının 66. yılını kuıladık. Türk Tıp tarihi üzerındeki araştırmalar, dişhekimlıgi konularımn Türklerde Uygurlara kadar uzandıgını. îslâmıyetın Sa v.s.) mala eklenmek suretiyle diş mediği takdırde zuhuru muhtebulünden sonra da Selçuklu va hekımlenne ıntikalıne çalışılma mel bölünmeler meslefin manevî Osmanlılarda bu ışe önem veril lıdır. Şunu da belirtelim: çatısında lamiri mümkün olmadigini göstermektedir. Hatta A Diş hekimlifı insan sağlığının yan yaralar açılmasına sebep omasyalı Serafeddin Ali'nin Cer aynlmaz bir parçası oldueu hal lunabilır. rahiyetül ilhantye adli eserinde de, bu ışin en yüksek organı duBugün bir çok eczane esta fidişhekimliği ile ilgilı bölümlere rumundaki Saghk Bakanlığımızrastlıyoruz. Modern, bilimsel da ne yazık kl bir müdürlükle bi yath ilâçlan ihtiyacımn çok üzeanlamda dişhekimliğinın temeıı le temsil edüememektedir. Yıl nımca bir tek çıkış yolu vardır: 22 kasım 19U8'de rahmetll Cemit larca yüksek Saghk Şurası top Eczacılık hızmetlerirü topluma en iyi bir şekilde intlkal ettirme Topuzlu'nun (Operatör Cemıl lanıp, dişhekimlerinin problerine mizdir. Paşa) Rektörlüğü döneminde a iyikötü değinilirken (hatta kaYıllardjr r,ofc hstalanıra2 L oltılmıştır. rar verilirken) bu Şuralara bir rinde stok ederek bu eyleme uPenvill dişciler ve yw'»ı *ı*~ «3^dt» hmwrt<< tnitei, oiarak 'ztfrîesnbir ifttmâh âayanâbilmck ofalan sorunu: çagnlmadı. Tabii bunun adaletsiz lanağır.ı saglamıştır. Ecza de?^İnsan sağiığı ile direkt ilişkisi sonuçları oldu. Bu nedenle larım boşaltmışlardır. Maddi :molan bir tıp dalında örneğin diş Sağlık Bakanlıgımızdan bu a kânlan az. dar bir çerçeve ıçerihekimliği becerisinin konu ile il daletsiz ve garip duruma der sinde çalışan meslektaşlanmız gili bir yüksek ögrenirn kururaun hal son verilmesi için gereken ise dayanma güçlerinin az olacadan belgeiemeyen kimselerin hassasiyeti göstermesıni dıliyo ğı nedeni ile ödeme güçleri de afaaüyette bulunması her zaman ruz. zalacak, bu halin devamı kaışıDr. GüngSr ŞATTROGLL' için bir problem olmuştur. Nisında bu mesleğe ümit ile bağTürk Diş Tabipleri Cemıyeti tekım 1925 yılında konuyu diş lanmış istikbâl bekliyen meslekIkıncı Başkanı tabipleri cemiyetinden muallım daşlarımızı iflâsa surüklüyecekHalil Salih Bey o zaman Dr. Retir. fik Saydam'a anlaîmış ve haklı Yabancı sermayeye dayanan görülerek permili dişçilik dediilâç fabrikaları ile yerli lâborağimiz çözüm tarzı bulunmuştur. tuar ve fabrikalarımız için de uyBuna göre Türkiye'de o tarihczane kâr hadlerinin düsürül ni şey düşünülebilir. Bu işin \ılerdeki diş hekiminin azlıgı gbz mesı karşısında mesleğinılzın zaması halinde henüz gelismekönünde tutularak, diş nekimliği gelecegi yönünden duyduğu te olan ve iftihar ettiğimlz yermezunu olmayan dişçiierin bir mıu acı ve endişeleri yüksek nok li İlâç sanayimiz hangi istikamesınavdan geçmesi zorunlu kılm taya geldiği bir geçektir. Göste te yönelecektir? Bu da düşünnıış ve başaranlara bir kereye rilen tepkinin de bu endişsiere dürucü değil midir? Kökü dısanmahsus olmak üzere çalışma bel bağlı olciugy beilidir. da olan ilâç firmalannın bu eylegeleri verilmiştir. ı'Dişçi adıyla Bugün tedbir olarak bütün ec me senelerce dayanabilmesi tşt»n icrayı sanat eden kimseler işte zacılann kân az yeni fiyatiı uâç bile değildir. bu statüden yarariannuş olan lan satmamalan önerilmiş, bu Eczacılığın geleceği, gelişmelardır.) Fakat günümüzde hâiâ hususta Türkiye çapında bir eysi ve bilimsel bir arastırma yabuna benzer protez kalfalan so leme (öncekl güc> geçürrusür. pabilecek diizeye gelebılmesi runu vardır. Büyük Kentler dıAncak, haklarm elde edilnıesinde şında yoğunSaşmış ve büyük kent ve hedefe ulaşabılmek için a>a maddi olanaklannın gelişmesi gerçekleşebilecektir. îerde de poliklinikierde faalıye: ğıdaki hususlar üzerinde dıkk3t sayesinde Biz eczacılarunızı bu mesleğt ilegösteren bu kimseler sakıncalı ie durulmasmds fayda olacağı riye götürebilecek atılımlar tçeçalışmalarını tamamen ortaya inRncındayım: risinde görebtlrr.enın özlemi lçeri ko^mıaktadırlar. Ama ne yazık ki Toplumun büyük bir kısmı he sindeyiz. Aksi halde bir anba1219 sayıh tabiplikle ilgili daUar nüz eczacının dâvâsuun, nagduhakkır.daki kanun geregi gibı iş riyetinin farkında bile degıldir. laj sanayii olmaktan ileri gidebılmemiz hayaldir. lemekte, ne de meslekdaşlanmız Böylesine hassas bir dâvâda kakonuya gerefince ilgi göstermek muoyu oluşturulmalıdır. Mernur eczacılık cazip hale getedirler! Karumızca meseleye en Türkiyede bütün eczacılan ay ttrilmeü. ilerisı İçin yetenekli iyi çözüm yolu, Protez kalfaları nl düşünce ve sorumluluk çevre eczacı yöneticiler de yetistirünm sağlık memuru ebe, hemşi slnde toplanmalan temin edilemesi sağlanmalıdır. re, lâborant vb. yardımcı sağlık •»» •••••••••••••••»••••••••••••••••• personeli gibi bir okuldan çık ••' malannı sart koşmak ve bunu titizlikle uygulamaktır. Esasen 1928 tarihini taşıyan 1219 numaralı kanun günUmüzün koşullan içinde son derece geri kalmıştır. DtŞ HEKİMLÎĞÎNÎN YÜKSEK SAĞLIK ŞÛRASINDA TEMStLÎ SAĞLANMALI. ECZACILIK 30 YIL ÖNCEKİ İTÎBARINA KAVUŞMALI, ECZANELER DEMOGOJtYE KURBAN EDİLMEMELÎ. Haklanmız kısıtlanmıştır. Kamuştur. Otuz yıl önceki itibanmızı kazanabildiğimız gün tıer şey kendüiğinden hallolacaktır. Bu otuz yıl içerislnde gerek hekimlik gerekse eczacılık raanen çok kayıplara uğramıstır. Bu manevî değerleriu tekrar kasamlması yanında kaybettiğimia maddi kayıplann sözü bile olamaz. Necati ERK Eczacı • DEVEIJ ilâç sorunu ve demagoji İlâç Sorunu ve Eczacılar E İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESt j: Makine, tlektrık ve în^aat Yüksek Tekoıkeri ve TeknıkerJeri AliDacaktır Bir başka sorun: Diş araç ve GENEL SANAT YÖNETMENÎ: ATDIN GÜN % gereçleri büindigi gibi ülkemizde gerek kamu, gerek özel tıp 21 aralık 1974'den itibaren kurumlanna, hekim arkadaşlara P.I. Caykovsky tıbbî cihaz ve malzemeler depoculan tarafıadan satümaktadır. Tıbbt iş bir ticaret konusu olduÎLLEfl BANKASI GENEL ğundan dünya piyasalannda fiyat artışlan, işçi ücretlertnde diş ülMÜDÜRLÜÛÜNDEN: Bale 4 Perde kelerdeld zamlar vb. etkenlerle • bunlann fiyat 1 an gün geçtikçe Canan Kobaner • Özkan Aslan Tülin Karabel Tükselmektedir. Buna bir de biAyla Ünal Emel Alper Ender Savaşkurt Semra zim satıcılann kârlan eklenince Denker Semra Maytalman Meral Öge Barlas Koözellikle genç ve yeni meslekbaner Nügün Kuçani Selçuk Borak Nil Kutval daşlanmız için muayenehane açCem Ertekin Sönmez Tuygun ümit Gökhan Figen mak tmkânsız denecek kadar zorEtüs Figen Tanju Atilla özen. laşmaktadır. Bu durumda bu arkadaslar bazı poliklinikierde düKOREOGRAFÎ şük ücretlerle çalışmak zorunluM. PETÎPA L. ÎVANOV luğunda kalmaktadırlar. DEKOR ORKESTRA ŞEFt: 1219 sayılı kanuna göre hekimbankamız teşkılâtında teknik Hizmetler Sımfında çaPİNO TROST EMİN ÜÇEK ler (tabii dişhekimleri de bu kap • hştınlmak üzere aşağıda yazılı şartlara haız olanlardan SAHNEYE KOYAN: sama giriyorlar) ticaretle uğraşa657 132? sayıh Kanuna göre, aylık ve aynce yan öaerae GtLOYA GÜRELLÎ madıklan ve dolayısiyle Ticaret verilmek suretiyle Maıtine. Eiektrik ve lnsaat Yüksek TekOdalanna kayıtlı bulunmadıklaBiletler satıştadır. niker veya Teltnikerleri almacakur. nndan bu araç ve gereçlerin fi • GİŞE TEL: 49 19 00 ARA.N'AN SARTLAR: yat lannın belirlenmesinde etkili (Basın: 268709937) olamamaktadırlar. Esasen bunun • 1 Türk vatandaşı olmak, sakıncası şurda ortaya çıkıyor: » • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • » 2 Kamu haicîarından yoksun olmamak, ••••••»••••••••»••••• Tıbbî araç ve gereçlerin özelliği 3 Askerlifinı vapmış olmak, insan sağlığı olduğu için ticari 4 Herhangı bir müesseseye karşı mecburî iılssmetle yüamaç güdülünoe yüksek fiyatla küınlü bulunmamak, ithalât bazı yedek parçaların 5 Görevıru yapmağa manl bir hastaufı oLmaaıgını tam bulunmaması gibi problemier teçeKKÜllü Devlet Hastanesinden alacagı raporla tevsık doğmaktadır. Üstelik dışandakl etmek fiyatına göre ülkemizde çok yük6 40 yaşından yukan bulunmamak, sek satılmaktadır. tşte bu neden7 Yapılacak mülâkatta başarılı olmak. Fakültemiz, Psikiyatri KUrsUsünde Profesör kadrosu lerle araç ve gereçlerin ya Devlsteklilerin Bankamız Personel Dairesı Reisüğıne bl«açıktır. let eliyle ithali sağlanmalı, ya da zat veya yazılı olarak müracaat etmeleri nususu duyutstekülerin, en geç 17 Aralık 1974 Salı gunü saat 16.00ya Tabib Odası v.b. meslek kuruluşrulur. kadar Dekanlığa basvurmaiari duyurulur. lan araalıgı İle geUrtilerek «a(Basın: 3S82«) 9918 dece diş ticaret finansman gider(Basın: 26572) M07 lert (akreditif, banka harçlan 1 KUGtJ GÖLÜ j| İ Duyuru İstanbul Tıp Fakültesi Dekanlığından ir süredir kamuoyu. ilâç fiyatlan ve eczane kâr hadleri ile meşgul edümekte ve konu, meslekle ılgisı olajj veya olmayan kimselerTe insafsızca, bilgisizce eleştiıilmektedir. Eczacı teşekküllerinın yönetim kurullarında bulunan genç arkadaşlarımızın çabalarına raj* men konu; gerek Bakanlık yetkililerine, gerekse kamuoyuna iyi anlatılamamış, haksız tenkitlere cevap verilememiş vt bu günkü karışık ortama gelınmiş tir. önceki gün de bir protesto eyleminde bulunuldu, eczaneler satıj yapmadı. Durum tartıjılıp aydınlanmalıdır. Eczane sahibi depocu ve im» by a foreign company with experlâtçı ne ısteraektedir: İlâç fiyatı üç unsurdan teşekkül • ience in the agricultural chemical f ield der: Hammadde, tççillk glderFluency in English, driving licence leri, ambalâj malzemesi. and completion of military service lliç hammaddesinin hemen are essential. Application in English tümü dı; ülkelerden ithal edllmektedir. Hammadde mençe fito "Agronomist" P.K. 1 76 Sirkecilst. yatlan bütün dünya devletleri İçin aynıdır. Yaklastk olarak 10 yıl önce; Türk Eczacıltn Bir liğinin çabası ile fiyat etvdeksi (llâncüık: 9646 9930) için kartoteks sistemi bazırla+»•••••••••••#•»••»••»»••••••••••••••»••••«> nıp Saglık Bakanlıgına tetlim edilmiş; Bakanlığın ciddt fiyat kontrolüne temin hatırlanmış ve sömürüye, dedlkoduya imkân bırakmıyacak, hammıdde Bayram BÜrüerinde yurdumuzun her yerinde okuyabilefiyat kontrol sUteml ortaya çık ceğiniz gazete. İSTANBUL BAYRAM GAZETESÎ'dir. mıştır. Bazı hammadelerin, tlân vererek yüksek tirajından yararlanabileceginiz yegâfahiş fiyatlarla ithal edildigi ve ne gazete OFSETbaskılı İSTANBUL BAYRAM GAZETESİ'dir. yurdumuzun sömürüldüğü idAdres: Gazetecüer Cemiyeti Cağaloğlu Istanbul dialan; geçersizdir, yanlıjtır. Tftl: ZZ 12 H 26 80 46. Son bir yıldır men»e hamCumhuriyet 9928 madde fiyaUarı, lsçillk giderlerl; atnbalij malzeroesi fiyatlan hızla arttı, buoa rajmen ilâç fıyaüannda bir artışa gidllemedl. Sanayicilerin flyatlann arttınlması ıçin yaptıklan müracaat» lar, Sağlık Bakanlığı Eczacılık ümum Müdürlügunce haklı buYazfşma kadromuz icin en az ortaokul lunarak, üç fiyat unsurunu kapbitirimlı.on patmak sen oaktılo yazan sayan endeks fiyatlan ilin edllbayan elemanlar ahnacaktır Adayların di. sahisen müracaatlan rica olunuı. Yeni endeks fiyatlan ile hazırlanan ve %30 %50 zam getiBİLTEZ HOLDİNG A.$ ren fiyat beyacnameleri tasdlk Yenicarsı cad No 40 Biltez Han için Bakanlığa gönderildi ve kaGalatasaray Tel.44 75 00 bul edildi. Bu işlemlerle depoeuntm da eczane sahibinin de hiç ilgisi yoktu ama Sağlık Bakanlığı yet(Cumnurıyet: s»13) kilileri bu zammı verdikleri an»•••••••»••••••••••»•»»••»•••••••••••^ da, durumlannm zayıflayacağmı düşünmüş olacaklar kı, ecza depolarınin ° o olan kârlarını /9 'vT'ye, eczanelerin %30 olan karlarmı da %16'ya İDdirdlklerini bildirdiler. îşte bu haksız tutum depo ve eczane sahiplerini infiale sevketti. Vapüan müracaatlar olumlu neticeye varmisprdu. OsTÜRKİYE DEMÎR VE ÇELÎK ÎŞLETMELERÎ • telik, Sajia Bakanlık yeüdlileri zamlan kamufle etmek düşüncesiyle her fırsatta ecza deposu GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KARABÜK • • ve eczane kârlannı; halka daha • pahalı ilâç sattırmamak için in1 îşletmelerimiz tarafından 20 000 ton pik ithal edile dirdik; diye bsyanat vennekteycektir. Bu ışle ilgili şartnameler ; diler. a) Karabük'te Genel Müdürlük Miheme îkrr.al Müdürlüğü Konu demogojiye çok yatkınDış Alımlar Servisinden, dır ve eczaneler bu demagojiye b) Istanbul'da Lamartin Cad, kurbau edilmektedir. Doğu Palas Kat 4'deki Şu anda ecza depolan ve ecIstanbul Mümessilliğimlzden, zaneler yeni fiyatiı ilâçlan alıp c) Ankara'da Karaniü Sokak No. 30/7'deki satmamakta ve kâr hadlerinis trtibat Büromuzdan, düzelmesini, kendilerlne yapılan çok haksız ve insafsız tutumun bedelsiz olarak temin edileblllr. ueğiştirilmesini bekJemektedir2 Teklifler en geç 14/1/1975 Salı günu saat 14.00> değin ler. Zira eczanelerin artao kira Karabük'te Genel Müdürlük Haberlesme ve ArçJv ücretleri personel masraflan, Müdürlüğüne tevdi edilmis olacaktır. geçim masraflan eski kâr had3 Genel Müdürlüğümüz 2490 sayılı lbale Kanununa Uleri ile dahi tanammUl ediloıez bl de&ldir. seviyeye gelmiştir. (Basın 26819) 9919 SelaiuUtin BADDR & > • • • • • • •• • • • • » • • • • • • »» < • • • • • • • » • • • • • • • • • • •» Eoaacı tstanbul B agronomist required ! BAYRAM GAZETESİ ! SEKRETER ARANIYOR 20.000 Ton Pik İthal Edilecektir