01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 9 Kasım 1974 DlMnuKiyLC AKKAÇAÜKuA.OftTAYA Çf ABDULCA EfcitfKİzH •Poc|<rAMİEl, HAU'Npf YAJA.il | lUfoLApj!» AyNiZAMAM^ "POiyAN^'E: ,HAWD£ yAJApiLAA, V f OrUAK fOO/KU* "tittKE5W{0t u İ u M OLAAAK. KA8ı/t £P(Lpı... DAGLAR KRALI Yazan: Edmond About DAĞLAR KRALI ULCSAL ÇfRKETt FAALİYET RAPORL 185856 çahşma jnlı. Kralın karargâhı 30 nisan 1856 .Bavlar îslerinizi yönetmekle görevlendirmek serefinl bahşettıginız ybnetici, butfin ondördüncü PORTEKİZİN BAHÇELERl ÜRÜN NE SÖYLESÎN DURGUN BtR ÖLÜ TOZUN TOPRAĞIN C ÖYLESÎNE BIRAKILMIŞ ÇOK UZAKLARDAN GELÎYORSUN BELLÎ BAK DOSTUM ÜRÜN VERMEZ BU AĞAÇ N.Ü. Nevzat ÜSTÜN Çeviren: Ali Sirmen 15 1955 1 mayısından 1830 30 nisaıuna fcadar, brüt gelirlerimız 261.482 frank olmu?tur. Glder tablomu» İM şöyledir: Kilise ve manastırlara ödenen geienek8 e l T e r g i 8 0 b a n n r o a ^ ^ ? î f h ~"V^hi«V y e m e k v e BÜROKRASİ GELİŞTIKÇE EŞİTLİK SAĞLANIYOR! lisla falan uğraşmsk yok bSylece... Şikiyet etaıeyeceğime füveni tam. Yapacak bajka hiç bir jey yok. İyi yolculuklar dileyip aynlıyorum. Bir kilometre ötede bir başka kaza görüyonız. Ucuz atlatılmamış bir kaza. Cankurtaran, polisler ve üç beş kiji... Dur muyoruz. Avusturya sınırından geçtik. Küçük bir köyde üç günlük bir mola. Avusturya topraklaruu. A\usturya köylerini se\meyene hiç rastlamadım ben. Doğa'nm v« t« mizliğin yanyana olduğu aessiz bir güzellik. oyunu ile yönetiliyor. Adlarına hep kazanu gibi oiurken yîrirtnearutlar dıkiliyor, küfürler ediliyor, lerin olujrurduğu bir tarih adamları öldürülüyor. Eski arena • ların yerini ahyor yavaj yavaj. O gece Münihte çok eski tarap Hiç bir politikacı futbol'a bojvere ların satıldığı bir meyhaney* ait miyor artık. Konuyu Urtifmak bi tık. On sekizinci yüzyıllardan kalle olanaksız. ma bir mahzen. Su gibi şarap içl Ben futbol se\mem. Şimdiye ka liyor. Kalabalık bir masanın, büdar ya iki kezr ya da üç kez git yükçe bir masanın bir ucuna da tim. Ama se\ mi5 olsaydım bile, biz oturduk. Bir yığın kemerlerin bundan böyle aevmezdim. olusturduğu çok geniî bir yeraltı İtalyan futbolcuları yarı kaçak salonu. Yüksek sesle konufuyor girmişler kendi ülkelerine. Ölüm herkes. lerine ferman çıkaranlar bir süAlmak. re aramışlar onları. Öldürmek iOrtak bir sözcük bu. Yalnuca çin aramışlar. Suçları mı, suçlan çok büyük, o iki aptal direğin ara almaktan söz ediyorlar. Bir yeni Almanya sından, o sersem yuvarlajı geçire otomobil, daha yeni bir televizMünih'e girdiğimiz gün, dünya memek. yon, daha daha yeni bir çamajır kupasının son maçı oynanıyordu. makinesi, daha daha çok daha Özellikle az gelişmij ülkelerde, yeni, yepyeni bir oda takımı.O nasıl bir tutku öyle. Yer yerin yığınların toplumsal sorunlarla Üretmekten. bir şey yapmaktaa den oynuyor. Zar zor bir otelde yer bulduk. Bir dostumuz. Kenan uğri|mamaları için, yoksulluklan söz eden kimsecikler yok. Sanki Ormanlar gelip bizi otelden al run nedenierini araştırmamalan i o ülkede hiç kimse, hiç bir «ey dı. Koca Münih'in sokakları bom çın yâni sömürülmelerinin devam üretmiyor, hiç bir şey yapmıyor. boş. In cin top oynuyor. Maça bi lılığını sağlayabilmek için halkla Bütün bu makineler, »ucuklsr. bi let bulamayanlar televizyonlarının n ayaktopu oyunu iie bajbaja bı ralar ve tavuklar gökyüründen başma çöreklenmişler. Sanki bir rakmaktadırlar. karşıhksız yağmakta... yel esmi; de, bütün insanları soOyun bittL Bir bakıma bu da doğru.. Çünkü, kaklardan silip süpürmüş. Binler Almanya kazandı. ce araba oldukları yerde öylece Münih'in lessiz sokakları birden insan makinenin küçücük bir par duruyorlar. Çıt çıkmıyor ortalık bire çıldırdı. Nerden çıktı o ka çası olmuş. Tek başma bir »ey ta... dar adam, nasıl döküldüler sokak yaptıgını söyleyebilecek durumunu yitirmiş. Değil otomobil k»mSpor dostluklan füçlendirirmiı!. lara?.. Şafkmhkla ve bir parça da ^yon, bir ^unduray^ bile yH»ı> kerku*i^. ııİjyorunv,3>T nyvQ1ia )gqr. PastaoJ»* pasta Kesinlikle yalan. Yenik düşen İtalyan takımı. ken Tc!zWulnaasr ile atılabilecek cips " Dondurmrfârim ^ ^ di ülkesine dönemiyor. Öldürül ten çığlıklar değil bunlar... Samekten korkuyor. Gol atan ülke vaj çığlıklanna daha çok benzi sabah fabrikalardan fıçılarla ya lerin oyuncularına golü yiyen ül yor. Aklı başında kalmış, kalabıl da kuhılarla geliyor. Şekerlemekenin insanlarmm ettikleri küfür mi« olan bir Alman şöyle diyor: ler öyle. ekmekler öyle... Kijilıgi lerin yakasını daha birkaç kuşak Biz keşke ikinci olsaydık. yok edilmis bir üretim biçiıni... açamaz. Kin, böğürtü. kızgınlık Çünkü bize zafer yaramaz. Ne za Yaptığı ile övünemeyan intaaa, toplumları geniş kapsamlı bir çıl man bir zafer kazanjak ya da ka kala kala aldıgı ile övünmek kalgmlığa doğru iteliyor. Futbol bir zanır fibi olsak, ardından her je mış... spor değildir artık. Politik bir ey yi yitiriyoruz. YARIN: Her yer lemdir. Özellikle Güney Amerika Dütünüyorum. Tuhaf ama doğülkeleri futbol denilen bu ayak ru. Gerçekten de Alman! tarihi gezginci dolu mçbir rarnan bu yılto kadar büyük engTeHerle karşüasmarmş. işlennin yürütülmesmde boyle«ne güçluklerın üstesinden selmek zorunda kalmamıstı. Bir yabancı istilâsı ve düsman de B «nkans.ıtast* Teb yolunun unan I Ç ın S?^n£r Lrinrf. Tu^^tm^" y ü k y o I l a r u a e r " v»i,hü"m«™rı«n l n d e *"***«• a M ' n ım ulusal olan kuruluşumuz, islenni muntasam şeküde yurütmek zorunda kalmntır. Pire as ^ K ! e .•*' ^murlara dagıt.lan te? p n n u 2S lceri bakundan işgal altında olduguna ve Türk »ının şımdiye kadar gorülmemış sıkı bir şeküde korunduğuna göre. kurulusumuzun faaliyet alanı gayet dar hudutlar ıçinde kalmış, smır t&rumaz enerjünizin meyvalarım verme olanağı kısıtlanmıstır. Bu sınıra alan içinde de gelirlerirmz, kıtiık, nakıt para yoklugu mah eulün yetersizllgi yüzünden daha da düşmüstür. Zeytinlikler umulana vermemiş, tahıl üretimi pek kısıtlı kalmış, bağlar ise zaraTlı böceklerden hâlâ kurtarılmadığı için, yeterU ran dıman verememiştir. Bu kosullar altuıda, yetkilllerin hoşgörilsünden ve hepimizı kanatlan Bltında barındıran yakınırruz hükümetln yumusaklığından gereği kadar yararlanma olanağı bulunamamntır. Kuruluşumuz ülkenln ulusal çıkarlarına öylesine sıkı S'kıya bağlıdır ki, ancak herkesin bolluk içinde yaşaması halinde gelişebilmektedir. Şiritetimiz, toplunısal felâketlerin bütün etkilerini yakından hissetmek tedir. Zira hiçbir şeyi olmayandan hiçbir şey Blınmaz, ya da çok şey ahnabilir. îlgtleri Kraliyetimiz için çok yararlı sorünmez olmuşlardır. Pentelik yolu üzerinde durdurulan iki Amerikalı jse ficye vermeden kurtulanık, kunıluşumuzu ön«nli bir kârdan etmişlerdir. Bazı îngıliz ve Alman gazetelennin ülkemiı hakkmda güvensizlik duygulan B T OP L A M 135.483 u meblâg brüt hasılatımızdan düsüldügunde eleto edllen net kir 1M.O0O Kurulus olarak anlasmamıza uygun olarak sözü geçen kir şu şekilde dagıtılmaktadır: Atina Bankasına yatınlan ihtiyat ak800 C881 ° Vöneticiye verilen Uçte bir „... 40.000 Hissedarlara dağıtılacak meblâjj 80.000 Yukarıda dökümü yapüan gelir gıder cetreli sonucunda her hisse scnedine 333 Ir 33 düşmektedir. Bu 333^3 franka 50 frank kanuni faiz ve 25 frank ihtiyat akçası eklendikten sonra elde edılen raeblâğ hisse senedi bajına 408,33 fr olmaktadır. Böylelikle parsnızın bu yıl da yaklaşık olarak % 82 getirdiğl Börülmektedir. t «I?t« baylar son yılın faaliyeti ve gelır * b l o s u ^ ^ ^ Şimdi aşslerden. ülicmian T« yazaınrken. notlanm K r a l me )ctubunu kanşürmak gereglni duymuyor, rakamlar üzeuygun sözcükleri bulr i n d e h i ç î a Ş ırmıyor, m a i t a h i ç b i r güçiükle karşılaşmıyordu. O yaş^ b i r ihtiyann bu denh kuv\etli bir bel'leği S teslim «ttltınu sermayeniz. lS tedıgim ölçüd. değılse bile. diğer hiçbir kuruıu?ta olmayacak kadar büyük olçüde gelişmıştır. Bu konuda daha lazla konuşmayı gereksu: buluyor ve sozu rakamlara bırakıyorum. Bildiğiruz gibı rakaralar. Demostenden büe daha fazla belagat sahlbidirler. . Onceleri 50.000 frank gibi pek mütevazi bir meblâğ ile sınırlı olaın sosyal sermaye, birbiri ardından üç kez çıkarılan 500 franklık hiase senetleri üe 120.000 franka yükseltilmiştir. Devlet kâtip vekili günlük yazışroanın bir kopyesini çıkarıp, arşive yerleştirmekle uğraşırken, o da günlük işlerinden dönen küçük rutbelı subaylannı kabule bajladı Bu adamlaherbiri «ır»ları gelınce Krah, sag ellerini rın gögüslerine gotürerek selâmlıyor ve karşısma oturarak. kısa ve kesin cümlelerle raporlannı veriyorlardı. . (Dersmı v»r) kentlerden ürkmey» kaçmaya başlıyor. Bu gidişle; kentler'in çerresinde bir takım yasama bölgeleri çıkacaktır ortaya, ve her sabah binlerce aracın taşıdığı insan, kentleri gündüzleri bUyük Bir garip hızla geçiyorus Tu bır işyeri gibi kullamp aksamlagoslavya'yı. Çabucak bitsin isti rı yaşama bolgelerine dönecekyorum bu yol. Bitip tükenmek tir... Kent'ten kentlesmeden kaçnedir bilmeyen kazalardan ötürüdür belkl de bu istefim. în mak, şimdiden bir çok insanın sanda ürküntü uyandıracak ka kafasında yer ettneye basladı. • dar çok kaza var. öliimle yaSabah sekisde yola koyulduk. şam'ın boylesine yanyana olmaTemmuz ayınm baslannda; gidiş sı tuhaf. az oluyor. Yolumuz açık. ögleye y yatan girdik Zagreb'e. îşçüerımiz yurtlarına dönü• yorlar. Bu gövdeîerde, basan ve Maribor*a dogru yöneliyoruz yeniklik aym güçle at surer. İki yanunız orman. Özellikle Zagreb'den. Maribor'dan sonrası yeni bir sınır. BelgTat'tan sonrası öyle. Bulgarlar bana ajacı çok ser Devletler ve sınırlar var oldukmelerinde Türklerin büyük kat ça, klmi seyler kolayca elde eoıkıları bulunduğunu söylemişler lemezler. Yasam'ın daha iyi olmadi. Peki biz şlmdilerde nerelere sı ile ilgili ne kadar tasarı *arsa hepsi de suyun Ustunde >ükoyduk o güzelim sevgiyi... zen tahta parçalan gibi bır o yaBelgrad'a gırmiyoruz. na bir bu yana gitmekten ıcurtuOn beş yirmi kilometrelik lamazlar. Çünkü; devletler ve Belgrad'ın dışından geçen oto sınırlar var olduiça oyunbaıiıkyol'dan sürüp geçiyoruz. En iyi lar bitmeyecektir. Bitemez de si yol üstU motelleridir. Kendl Çünkü: Hiç bir sınır, içinde yalerl glbi, öyküleri d« içten ve •jattıgı insanlarm tüm gereksinyalmdır. melerine karsılık veremea. AlVermek gerekh ge*eklidir. Çoğu kez, bu ahp vermeler kan'la süslenır. aç insanlann oldufunu Bürokrasi gittikçe gelisır. Mazor. Fınnlarda ekmek piştikçe, şallah günümuzde bürokrasıier işler kolaydır. Çok kolaydır. So turp gibidirler, sağlamdırlar ve run fınnların agzı kapandıktan gittikçe de güçlenmektedirler. sonra başlar. Bir kâgıt okyanusu toplumları ve Kaldığımız motel, Belgradla hatta devletleri aşmaktadır.. Gün Zagreb arasında. Beş on kışı an geçtıkçe çofalan yasalar yasaklaca var. Bu yol üstü motelleri, malar insan'ı raflara yerleştirübizim kervansaraylann damla miş paketlere benzetmekted:r. lan. Damlacıkltn. Daha yapıhr Tanıdığım bir Batı'lı aydın söyle ken yıkılmaya hazır şeyler. Hiç dıyordu: «Küçümsemeyın bürokbir şey kalmaz bunlardan gele rasiyi o'nun sayesinde bir takım cege. haksızlıklar ortadan kalktı. şinıdi Tüketim ekonomisi kendisinl hepimiz eşit oranda kazık jiyoyapılarda da gösteriyor. Küçük, ruz, eşıt oranda soyuluyoruz. Fayalın ve rahat konutlar. En sulya konservesine yapılan üç !ebüyük «insan ambarlamnda bi nıklik zam. bütün ülkede aym le aym yöntem. Güven vermi anda uygulamr!.. Tam bir esnyor. On sekiz katlı yapılara ba lik (!) . » Evet, teknolojınin geliştigi ülkıyorum, betonarme yapılar. yıkılıverecekmiş duygusunu veri kelerde sömürüde eşitlık çagı açılmıştır. yor. Kentler gittikçe yukanya doğÖlümün yanmdan ru çıkıyor. Kentcil bir yaratık olan insan, kendi çogalttığı bu geçtik MALKOÇOOLU yazan veçızen.Ayhan BAŞOĞLU BANYA LUKA'NIN TOPLARI DİŞt BOND TİFFANY JONES Maribor daha çok, bir Avusturya kentıne benzıyor. Sınırlara yaklaştıkça da köylerin kışilıklerinde bir benzesmedir başlıyor. Belgrad'da, «room» ya da «zimmer» sözcükleri size yabancı gelebılır, sınıra yaklaştıkça bu yabancılık kalkar ortadan. Sınıra beş on kilometre mi ne kalnuştı. Önümüz boştu. Sol yanımız dolu. Birden bir araba çıktı. Karşı yandan gelen bir ara ba, önce kendi sagındaki çukura girdi ve oradan bir yıldırun hızı ile sıyrıldı ve bize doğru yöneldi. Ölüm'ün şakası olmuyor. Şimdi açık ve seçik olarak anunsanu yorum, anımsayamıyorum nasıl kurtulduğumuzu. Bizim sağ yanı mızdan çukura gittiğini gördüm, ben direksiyonu sola kıvırırken. Bizim işçilerden biri. Öykü hep aym, uykusuzluk ve yorgunluk. Ölümsüz atlatüdı kaza. Kıl payı kurtulduk. O da biz de. Kendisi ile konuştum sonra, üzüntülü göz lerle bakıyor ezilmiş arabasına. Üzüldüğü tek şey gecikmek.. Anlatmak istiyorum anlamıyor. Gitmesi gerekli imiş! Sevindiği tek nokta benim de Türk olmam, po ^••••••••••••••••»••^ İST. 12. SULH MUKVK HAKÎMltfitNDEN : 974/91 A İstanbul, Beyoğlu, Tarla • başı, doğramacı sokak, 17 '2 * de ikamet etmekte ıken • 22.2.974 tarihlnde vefat eden • ve terekesine mahkememız ^ ce el konulan 31/7795 sayılı • ikamet teskeresi hamıli Yu • nan teb'ah Müteveffa Evan 4 tıya Helmi hakkmda verilen • karar gereğince: J Müteveffa'nın menkul ve 4 gayrimenkul terekesi olup • olmadığmm tahkik edilmek J te olduğundan kanuni mi 4 rascılarmın M.K'nun 538"nci • maddesi gereginee 3 ay içer J linde vesaikleriyle birlikte • mahkemeye müracaat etme • leri, aksi takdirde terekenin ^ hazıneye ıntikal edeceği hu • sus ilân olunur. J 5.11J74 X (Basın: 8559) 8775* ILAN •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear