Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURIYET 4 Kasım 1974 Tarihin Bir Kanunu uzeydeki komşumuz. 7 kasım günü, eski Çarlık Rusyasuıda iktidara elkonusun, yeni bir yıldönümünü kutlayacaktır. 7 kasım 1917, eski Rusyanm, 20. Yiizyılda yaşadığı üç ihtilil asamasından biridir. Ve gerek imparatorluk nizamı, gerekse bugünkü rejim için. son ve kader tayin edicisidir. Ama bu böyle olduğu kadar, aynı zamanda 7 kasım, çağımızın da serüveninde, dünya kapsamında etkileri olan bir sosya! olufjumdur. Bunun içindir ki: onun, şu veya bu yönleri hakkında, lehte veya aleyhte, binbir türlü yoruma ve binbir açıdan binbir değerlendirmeye girişebiliriz. Ama, çağımızın bu çok etkili oluçumunu görmemek, onu inkâra çahşmak, olaylann akısına gözyummak ve çağın dışmda kalmak olur ki, tarih içinde bu tür çağdışı kalışlan ve kendini aldatıfları, önce tarih affetmez. Hele biz ki, kuzeydeki komşumuzun sınırda5iyız. Onunla bundan sonra da sınır komsusu kalacağız. Daha eskilere gitmesek bile. en az bin yıldan beri de. kuzeyde olup bitenleıle, kuzey güney aıasındaki karşılıklı akınların, kuzey güney arasmda karsıhklı esen rüzgârların içinde ve kucağında yasadık. Düşmanlıklarımız ve dostluklarımız oldu. Örneğin, yalnız Osmanlı Devleti kuzeylilerle 12 büyük savaş hali yaşadı. 1920 de başlayr.n Milli Kurtulus Mücadelemiz aşamasında ise kuzeyde ve güneyde kurulan iki devlet. birbirlerini ilk tanıyan, aralannda dostluk andlasmaları imzalayan devletler oldular. Stalin Molotov ikilisinin. Ikinci Dünya Savaşı baslarken, aradaki bu dostluk anlaşmaİaruıı tek taraflı olarak kaldırmak ve savaşm sonunda Türkiye'den üs ve toprak istemesi. çağımızın belki de, en şaşırtıcı hatalarından biriydi. Ama ne var ki, kuzey komşumuzla yine de sınırdaşız. Bir KUÎ atasözüne göre. Tanrı bize, komşulanmızı seçmek hîJckını vermemistir. O halde. yanyana yaşayacağız. Milletler arasında ebedi olan, dostlııklar ve düsmanlıklar değil. sadece ilişkilerdir. Bu ilişkileıi. her iki tarafın yaranna vürütebilmek için iik koîul ise, komşuların birbirlerini yakından tanımalarıdır. Bundan ürkmemek. sanıyorum ki, bu tantmanm da ilk koşulu ve tarihin bir yasasıdır. Şimdi de biraz. Rusya'da 7 kasım 1917ye varan, ya da onun oluşlarında izlenen olaylara bakalım. K Kuzeydeki Komşumuz Şevket Süreyya AYDEMİR lan geçici hükümetindir. Bu ihtilâl, Rusya'nın, 20. Yüzyılda yaşadığı ikinci ihtilâldir. Birinci ihtilâl, 1904 19O5'te Uzakdoğuda başlayan ve Rus kara ve deniz ordusunun Ha^ılması ile sonuçlanan Rus Japon savaşını izL en genel çözülüş ve anarşidir. Başkentte bile iki iktidar yanyanadır: Çar yönetimi ile Amele Asker Şuraları (Sovyetler). Karısıklık iki yıl kadar sürer. Arada büyük ve unutulmayacak bir cinayet de işlenmiştir. 22 ocak 1905'te, Çardan ekrnek ve merhamet dilenmek için Gabon adında bir papazın arkasında Çarın kışlık sarayı meydanma doluşup, diz çöken, yalvaran halkm üzerine, saray muhafızları ve kazaklar ateş açarlar. Sonra da kıhçlarla saldırıya geçerler. Ölenler binlercedir. Işte bu dökülen kanlar da, gelecek ihtilâli bes leyecektir. Sonunda Çar, işi yatıştırmak ister. 30 kastm 1905'te, Rusya'da meşrutiyeti ilân eder. Duma (parlamento) kurulur. Birinci Dünya Savaşı sonunda, yani Çan tahttan düfuren ihtilâ] başladığı zaman, 4. Duma meclisi sflrüyordu. Fakat sa\L'Ş, artık Rusyayı tüketmişti. Halk aç, ordular bit kindi. 12 martta iktilâl başlayınca. Çar Dums'yı feshettiğini ilân etti. Ama Meclis bunu dinlemedi. Toplantı yeri olan Tavrit Sarayını terketmedi. Saraya ycrleşti. İmparator bu hava içinde düştü. Çünkü Başkente ve Meclisin üzerine sevketmek istediği alaylar da ihtilâlcilere katilıyordu. Geçici hükümet bu hava içinde doğdu. Ama, bu da ömürsuz olacaktı. Mecliste güçlü olarak Kade Partisi (Burjuva Soylular ve mutedil reformcular) ile. Kerenskinin basında bulundugu Sosyal Revolusyoner (Toprak ıslâhatçıları» ve kısmen Sosyal Demokratlar vardı. Hükümet Başkanı Prens L'uvov. büyük toprak sahibi ve reformlara karşıydı. Bir süre sonra onun yerini, 42 yaşında bir avukat olan Kerenski aldı. Ve birden NapolyonlajDaha 1825 aralık aymda tuhıklanan ve hayatlanru veren Dekabristler, ihlilâlci bir aydınlar grubu idiler. F. Dostoyevski <1821 '881) yine ihtilâlci bir aydınlar grubu ile ölünv. mahkum edil mişti. Fakat infaz, son dakikada duıduruldu. Zaten 19. Yüzyıhn ikinci yarısı, ihtililci hareketin yaygınlaştığı evredir. Imparator tkinci Aleksandr, 1881 martında öldürüldü. Lenin'in kardesi de ihtililci kurbanlardan biridir. Sosyal Demokrat nazariyeci Plehanov daha 1889'da. dünyada ilk sosyalist ihtilâlin Rusya'da olacağını haber vermistir. Karl Marks bile, 45 yaşında Rusça öğrenmeye girişti. Büyük romancı Turgenyev Bir Avcının Hatıraları» eserinde. hatta gelecek ihtilâlin bir sahnesini bile tasvir eder. Hele 20. Yiizyılda. bütün kozlar adeta açıkta oynanır. Başbakan Stolipin, kurbanlardan yalnız biridir. Anarşistler, son güçleıini harcarlar. 1914 ağustosunda Rusya savaşa girerken, îçişleri Bakanı Maklakov, savaf kararnamesini ağlayarak imzalar ve «Bunun sonu ihtilâldir» diye haykırır. Genelkurmay Bajkanı Sohumlinov ise. baştan sona 1914 1918 harbine karşıdır. Sebebi yine, kaçınılmaz gördüğü ihtilâldir. Hatta azgın Papaz Rasputin bile ihtilâ Ii, Rusya'nın kapısında sayar ve Imparatoriçeye, durmadan ayrı barış telkininde bulunur. Ama Rusya sarayı ve müfrit emperyalist grup; Rusya'nın tükenişi, açlıklar ve ordunun eriyişi pahasına, harbi sürdürmeye çalışırlar. Fakat Türk ler Çanakkale'de îngiliz ve Fransızları yendikleri için, Rusya'ya yabancı yardım ulaşamaz. 1916 da ise. sarsıntı son haddine varmıstır. Nihayet 12 mari 1917'de, Petrogratta fLeningrad) beklenilen ihtilâl patlar. Çünkü açlık ve savaştan bıkkmlık. son haddine varmıstır. 16 martta tmparator Nikola II. tahtını kardeşi lehine terkeder. Ama kardeşi Mihailin çarhğı da, ancak bir gün sürer. O da tahttan çekilir. Artık söz, 15 mart 1917'de kuru tı. Son zafere kadar harp naralan île, batı cephesinde orduyu, toplu imha akıbetlerine sürükledi. Böylece de Kerenski beklenen demokratik ihtilâlin şar.sım tamamen eritti. İşte bu hava içindedir ki Bolşevik partisi, halkın «Ekmek ve barış» şeklinde olan istek ve eğiliminin öncüsü ve icracısı olarak sahnedeydi. Bolşevikler. 1890'larda kurulan Rus Sosyal Demokrat Partisinin, 1903 kongresinde Bolşevik <ço funlukta olanlar) ve Menşevik (azınlıkta olanlar) şeklindeki bölünmesinden sonra gruplaştılar. Lenin ilk fivrilen şef olarak görünüyordu. 1907'de Rusya'dan Avrupaya kaçtı. Isviçre'de yerlesti. 1912 Prag kongresinden sonra ise, lider mevkiinde partiye hakim oldu. Bir Masal Böyle Bitti.. SADUN TANJU ıllarca önce Istinye doklannda bir işçiye raslamıştım. Kara ırktandı. îşsizdi. Yansma kadar ıçilmis mavi ispirto şisesini ceketinin alüna saklayıp fcaidınma uzanmıştı. Gün öğleye yakındı. Yaz'dı. Takılıp kalmıştım bu kara adamın başında. üyansın diye beklemıştim. Yolun karşı tarafındaki bakkal «Dürt efendi, tenbelin tckidir, dürtmezsen gözierini açmaz» demişti. Omzuna dokunmuştum. Kıvırcık simsiyah saolan tozluydu. Siyah derisı terden ıslaktı. Yavaşça araladığı gözlerinin akında kırmua çizgiler vardı. önce beni eörmüş. sonra ürkek truşkulu bir davranıs yapmıştı. îşte o sırada ellerini görmüştüm. Ne kadar büyüktü! İş gSrmek için yaratılmış ve tşsiz kalmış elleri olafanüstu büyükhiğfi tle dikkatini cekfyordn insanuı. Maksadımı açıklayan birkaç söz söylemiştim gülerek. Anlamışü ki onun keyfini kaçıracak vetlrililerden değilim, dost olmuştuk. Mebruk'tu adı. Ceddi Blnçazl'den gelmişti. Ben o sıralar Sait Faik'in hikâyelerindeki insanlan şehrin orasında burasında arar dururdum. Ne kadar yıl geçmiş üzerinden... Oylama ve Yeni Iktidar Birinci Dünya Savaşında Çarhğın hesapsız tutumları, Şubat îhtilâlinden sonra geçici hükümetin yetersizliği ve halkın beklediklerine cevap veremeyişi, zamanın akışını hızla Bolşevikler lehine çeviriyordu. Içeride idare ise, artık devamlı bir iç savaş halini almaktaydı. Nihayet 1917'nin sonuna doğru ise, Lenin'in deyimi ile, Rusya'da iktidar, artık sokağa düşmüştü. tşte o günlerdedir ki Lenin: « Ya şimdi. ya hiç bir zaman» derken. gerçeklerin zorunluğunu dile getiımiş oluyordu. Nitekim, 7 kasım 1917'de ve geçici meclisin bir toplantısında. öbür partiler salonu terkedip rneydanı Bolşevik fraksiyonuna bırakınca, Bolşevik liderlerinden Kamenev, sükunetle kürsüye yiirüdü. Ve Rusya'da iktidarın Bolşeviklere geçişini oya koydu. Salonu, hatta koridorları dolduran taraftarlar, lehte el kaldırmea, iktidar değişmiş oldu. 7 kasım 1917'de Rusya'da. daha sonra yıllarca sürecek iç savajlardan da geçmek üzere. bugünkü rejimin ve iktidarın doğuşu, işte bu hava içinde oldu. Kuzey komşumuzun, 7 kasımda kutlayacağı, fakst sonuç ve etkileri, yalnız Rusya için değil. çağımızın serüveni için de çeşitli şekillerde etkili olan olay budur. Bu olaylar cereyan ederken, o zamanki başkent Petroçrad'da fLeningrad) en hareketli yer, Simolnski tnstitüt'tü. Burası eski bir kızlar kolejiydi. Ama ilk yapıya sonradar. aynı sırada pek çok binalar eklenmişti. thtilâlde bu binalar siyasl merkezler haline geldiler. Bolşevik Partisinin ve Lenin'in bu yapılarda merkezi 84 numaralı oday dı. Binalann belki de en küçük odalanndan birl. O zaman öğrenci olarak, oralardakl ziyaret günlerimi hatırlıvorum. Odada bir küçük tahta masa. bir kaç sanrlalye ve kapır.ın açıldığı holde, arkalıklı tahta bir sıra. Bu durum ve görünüs, beni çok etkilemişti.. Y GÜÇSÜZ YUMRUKLAR Carşamba sabahı televizyonun başında Foreman * ırtuharamed Ali boka karşüaşmasını seyrederken İstinye'deki o kara işçiyi hatırladım. Mebnık'un yumruklan ne kadar büyük ve ne kadar güçsüzdü! Ve İşte İki kara adam, yumruklannın dünyanın en güçlü yumruklan olduğunu göstermek için, döğüşüyorlardı. Aslmda. kendilerlne ait olmayan bir gücün üstünlüğü yan.şındaydılar. Biraz sonra, kazanan «en büyük benim» diye bobürlenecekti Sen bir karıncadan başka nesin, kara çocuk? BİR YILDIZ DOĞUYOR Bu çocuklardan blrl 1942 yı lında Amerika"mn Kentncky eyaletlnde doğmuş. Babası, geçimi yerinde, muntazam yaşayan bir afiş ressamı lmlş. Oğluna, 1860'da Amerika'mn Rusya'daki büyükelçisinin yanında sadakatle hizmet eden büyük dedesinin admı vermiş. Cassius Clay Jr. muş dedenin adı. lyi gıda alarak büyümüş küçük Clay. 12 yaşına geldi#1 zaman, güçlü kuvvetli, gösterişli bir çocuk olmuş. Louisville'de oturduklan mahallede bir gün bisikleöni çaldırınca semt karakoluna gitmiş ve polis Joe Martin ne zamandır düşündügü şeyi söylemlş bu tri çocuğa: «Sende tam bir boksör vücndu var. Kısa zamanda yfikselirsin.» Yükselmeyi, kendini göstermeyi bir 8zlem olarak İçinde saklayan çocuk, altı hafta sonra LonisvUle televizyonunun tertiplediği «Yannın sampivonlan» programında görününce, yılrfızının parlamağa başladıgını anlamış. 1960 Roma Olimpiyat Oyunlarınd» ajır sıklet şampiyonu olunca, iki gün madalyasını boynuna takarak yatmış. O!impiyat dönüşü New York'tan aldığı pembe Cadlllac'la evıne dönerken, geleceği pesbembe tjörüyormuş. Ortaokulu 391 kişi içinde 376 olarak bitiren genç Clay için birinci olmak, en önde olmak zevki sarhoş edici imlş ve hemen kendine bir mcnajer aramış. İlk kontratını 10 bin dolara yapmış. İhtlâle Çıkan Yol Önce şunu kaydedelim: Eski Rus Çarlığı 19. Yiizyılda, geıek içerde, gerek dısardaki aydınlar arasında. hen.en her vesilede. ihtilâle en yakın, hatta ih'.ilâle gebe bir ülke olarak tanmmıştı. "Veni bir dünya,, rasıl kurulur? OKTAY AKBAL Evet Hayır «Yeni bir dünya» kıırulacak mı? Kolay kurulur. yaratılır şey midir «Yeni bir dünya?» İr.önü ABD'nin baskılanndan bunalınca şu sözü söylemişti: «Yeni bir dünya kurulur, TUrkiye de o dünyada yerini alır.» Olmadı, olamadı. Inönü seksen yaşından sonraki iktidar günlerinde, bunca deneyine, bilgisme, görgüsüne ragmen kuramadı o yeni dünyayı, TUrkiye'sn de sokamadı kuramadıjh o yeni dünyaya... Sımdi yeni bir dönemin başmdayız. Ona benziyor. Benriyor, diyorum. çünku hiç belli olmaz sonuç. Dünyamın yftneten bilyük güçler var, admı koyamadığımız, bilmediğimiz... Haydi Mafiaiar diyelim. bir ad olsun diye. Bu Mafiaiar dünyanm diimenini elinde tutuyor. özellikle az gelişmiş ya da hiç gelişmemis ülkeler bunlann oyuncağı. Bulunduklan yerden bir telefonla. bir telgrafla, o da olmazsa bir adamlannı yollayarak işi hallediveriyorlar. Bir hükümet çıkarlannı mı bozuyor, bir lider mi çıkmış, başka bir yol mu tutmak üzere; ne yapıp yapıp onu deviriyorlar, ttirlü silâhlan var bu iş İçin. Basta para, sonra yine para. yine para... Geçenlerde bir film seyrettim, ABD'ye sığınan bir Sovy«t casusuyle ilgiliydi. Bu arada ünlü CIA örgütünü de ayrıntılariyle tanıdık. Bunca gücüne, parasma, adamlanna, bilim alanındaki en ileri tekniğine ragmen yine de oyuna geldi CIA, Sovyet casusu üstün çıktı. Çünkü o da CIA kadar geniş, ysypn, zengin, güçlü bir başka haber alma, kısacası casıısluk örgütüne dayanıyordu. Karşılıkh oyun oynuyorlar büyük casusluk örgütleri! Birbirlerine karsı saygılı! Nerdeyse casusluk sanatının inceliklerini uygulayabildikleri, birbirlerini aldatabüdikleri, atlatabildikleri oranda da sevgilü... «Dünya Casusluk Ansiklopedisi»ni okuyorum son günlerde. Dört cildi de tamamlanan bu ilginç yapıtta CIA'ya aynlan sayfalan dikkatle okumak gerekir. Hani filmler görürüz, casuslar bir takım araçlar kullanırlar. akla hayale sığmaz bir taktm ölüm oyuncaklan, bunlan hayal sanmayın, uydurma kabul etmeyin, büyük devletlerin casusluk örgütleri bilimin en son asamasjrun, elektronik tekniğin en ileri yaratılannm araçlannı kullanmaktadır. Filmlerde gördüğ'imUı hiç kalır bunun yanında... Bir açıklama yaptılar, ABD diplomatlannın dörtte birt CIA ajanıymış. Bu arada Ankara'da bir Arnerikalı diplomatın evi kurşun yağmuruna tutuldu. CIA'nm Ankara'daki bir görevlisi oldugu söylendi bu kişinin. Kimdi ateş eden, ya da künlerdi, bilinmez. Böyle seyler kolay kolay açıklanmaz. CIA konusunda yeni çıkan bir kitap elçiliklerdeki görevli ajanlann «yedekn memur sayıldıklarını yazıyor. Bu tür diplomatlar dünyanın her yerinde pek çokmuş, baksanıza Dışişleri görevlüerinin dörtte biri kadar! Dev örgütlerin dünyayı avuçları içinde tuttuklan bir gerçektir. Silâh onlarda, para onlarda, her türlü güç onlarda, nasıl tutmasınlar az gelişmiş, hiç gelişmemis ülkeleri avuçlarının içinde? Hem o ülkenın sayıları bir iki yüze varan politikacılarını kazandılar mı o ülke avuçlarının içinde »ayılır. Siz istediğiniz kadar karşı çıkın, para etmez, sızi yöneter. kişidir önemli olan... Az gelişmiş ülkelerd'e CIA her zaman başan kazanıyor. Şili'de Allende'yi deviren güç CIA idi, bunu herkes biliyordu, sonunda kendileri de açıkladılar. Nerde ABD çıkarlanna karşı bir tutum, bir davranı», bir sertleşis, bir kar?ı koyuş varsa. CIA orda hemen bir «devrim» yapıverir. Kimi zaman gerici, kimi zaman da ilerici görünümdedir bu devrim. Asıl önemli olan ABD üe dostluk, işbirliği politikasının yürürlükte olmasıdır. İnönü, Kıbrıs konusund'a ABD Başkanından «ileri gitme, benden izin almadan ne yapıvorsun?» diye mektup alınca ulusal kurtuluş savaşlarının ilkini yapmış bir komutan olarak karşı koymuştu önce.. Bay Johnson'a hak ettiği yanıtı vermiş, dünya kamuoyu önünde de şu çıkışı yapmıştı: «Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de o dünyada yerıni alır.» Sonra bir de baktık, bir ABD generali gelmıs Ankara'ya, yeni bir başbakan arıyor. Derken tnönü yurt dısındayken düşürüldü. Karşımıza, «yeni bir dünya» sözü etmeyer» bir iktidar getirildi. ABD ile dost olmayı her şeyin başmda tutanlar is bajınd^ydı artık... Şimdi ABD, Türkiye'yl yeniden «yeni bir dünya» kurma* ya doğru itiyor. Nerdeyse zorla!.. Sözüm ona «yardım»ını keserek. Ne yardımıydı bu? Türkiye'nin çeyrek yüzyıldır NATO'nun beicçiliğini yapması için deği! miydi bütün bu «yardım»? Kendi çıkarlan, kendi yararlan için degil miydi? Kim kime yardım etmiş acaba? Onlar mı bize, biz ml onlara? Bunlan biliriz, söyleriz, ama yeni bir dünya kurmaya gelince, bunu başarabilir miyiz, orası belli değil. Dev örgütler var dünyayı yöneten. Adlan belli Örgütler. Bir de bilinmeyenleri, hepsinin üstünde olanları var. Dünya onlann avuçİarırun içinde bir oyuncaktır. Kurarlar, kırarlar, bozarlar, yaparlar... Bizler de bütün bunlarda kendlmizin bir payı, katkısı olduğunu samnz! azımızın başlığını Prof. Dr. Mübeccel B. Kıray'ın 1972 yılında yayımlanan ve lzmir'm iş hayatı yapısını ve yerleşme düzeninı ınceleyen yapıtından aldık (1) Kıray, «Örgütleşemeyen Kent» diye nitelediği tzmir'i yorumlarken, kalıplaşmış ele alışlann dışında yepyeni bir bakıs açısıyla 1970'ler Türkiyesindeki kentlerin genel yapısı ve bu yapıyı ohısturan etmenleri de açınlamaktadır. Değerli toplumbilinv cimizln söz konusu arastırması, yalnızca kendi ugraşı alanındakilerin değil; kent plâncılan, bölge plâncılan, karnu yöneticileri ve yersel yönetirn sorumiulannın yararlanacaklan bir temel yapıttır. Karar vericilerin kesenkes ve sindirerek okumalan gerekir bence. "ÖRGÜTLEŞEMEYEN KENT,,LER Y NÜFUSU FAZLA KALABALIKLAŞAN TÜRK KENTLERÎNİN BUGÜNKÜ GÖRÜNÜMÜNDEN KİMSE HOŞLANMAMAKTADIR. YAKINMALARIMIZ DA YÜZEYDE KALMAMAU, ÇÖZÜMDE KÖKENE ÎNMELtYÎZ. Önder ŞENYAPILI Mesken G. Müdür Yardımcıs» Yakındığınuz kentler Kıray, kent sorunlanna yeni tartışma boyutlan getirmektedir. Günlük konuşmalanmızda yaşantısını paylaştıgımız kentten yakmmalarırnız oldukça çoktur. Kimimiz, işportacılar, ayak satıcıiarı olmasın isteriz. Klmimiz, dolmuşlar olmasa yollann tıkanmayacagını öne süreriz. örneğin, Istanbul'da debbagların hâlâ kent dışına taşuıamadıklarından yakjnırız. Toprak spekulâsyonu; günden güne sayılan çoğalan gecekondular; enerji, su, kanalizasyon yetersizligi; ulaşım güçlüklerl; sokak ve caddelerde oynamak zorunda kalmış çocuklarımız, v.b., öteki konuşma konularından bazüandır. Kentlerimızin gün geçtikçe çirkinleştiklerine ıüşkin kanı ise artık yaygınlaşmıştır. Sıralanan ve sıralanmayao tüın aksaklıkların, eksikliklerin, çarpıklıklann giderümesi yolunda polisiye önlemlere, yasaklamalara, devlet yetkisini kanıtlayıcı sıkı izlemelere, v.b. gidilmesi genellikle paylaşılan çözümlerdir. Arna, hep bir ağızdan şu da söylenir: «Türkiye'de yasaklar iki gün sürer.» Elbette!.. Sızdıran musluk sökülüp atılırsa, açıkta kalan borunun ağzından fışkırır su. üssal bir önlem değildir mus lugu söküp atmak. Onarmak ya da yeni bir musluk takmak keser sızıntıyı. etkinliklerl İçin »rsa ve bin» kirası ödemeyıp maliyeti en aza indirerek kazanç oranım yükselttiklerini belirtiyor. Daha Onernlisı, çarşı ürgütlenmesi ve yerleşiminde perakende satışın alıcının satın alma gucurje göre hiç farklüaşmamıs olmasınırj ve ucuz maJ arayan kentlinin dükkânlara girmeye cesaret edemeyip aradığı ucuz rnalı gene ana perakende satış ların yapıldığı yerde ama, dük kân dışında bulmasının ışportacüarı beslediğini söylüyor. Demek ki, işportayı yoketmek için, oriun etkinliğine talebj bulunan geniş bir alıcı yıgınınm da ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu tür alıcının dükkâna girme cesaretine kavuşmasını saglayacak bir satın alma gücüne kavuşturulması gerekiyor. tstersemz, biraz önceki örnek le bağlayalım: Işporta musluk, ucuz mal arayan alıcılann talebi de tazyikli sudur. tşportayı söküp atınca, fışkıran talebi ne yapacağız?!.. Yeni bir musluk bulma zorunluğu kaçinılmazdır. tarıma dayaiı oir yapıdan, dıs dinamikler ve özellikle tarıma baglı dış tecim yoluyla işleyimsel (sınai) bir cağdaş kent yapısı na geçmekte olan her toplurn için geçerli bir ortak özellik niteiiftini d s taşımaktadır Sömürüye açık iş dalları Arslan Baser Kafaoğlu yatay ve düsey nüfus devinimlerini inceleyen bir yazısında, (2) «bir yere dogru dürüst yerleşmemiş bir insan, sömürürülmeye en elverişli durumda bulunan insandır» demektedir. Kaiaoğlu'nun savı Kıray'ın bulgulanna uygulanınca, büyük kentlerimizde perakende küçük satış ve küçük yapım ve onanm gibi boşunda «yüzer» durumda bulunan iş dallanndakilerin büyük ölçüde sömürülmeye açık olduklan sonucuna vanhr. Kıray'ın esnaflar diye andığı küçük satıcı, yapımcı ve onanmcılann, kentlerin en çok sömürülen top lulukları olduğu ortaya çıkmaktadır. Nitekim, bu sömürülmeden ötürüdür ki. «yerleşme bedelioni ödeme gücü elde edilememektedir belki de tzJene gelmiş ekonomik siyasa, yatırıma ayrılabilecek bir artıkazanç getirecek optimum büyüklükte is türlerinin gelismesini sağlayamamaktadır. Oysa, kentsel toprağm aşın ölçüde değerlenmesini ve büyük kazanç (kâr) sağlamasına olanak vermektedir. Bu durumda, çarpık bir bosun biçimlenmesi safcınılamaı bir olgu olarak çıkmaktadır ortaya. leşmenin önlenmesine, çarpık bir kent gelişimine ve küçük esnafı yaşatmak amacıyle kullanılan kamu kaynaklannın israfına göz yumulup yumulmadığının iyice düşünülmesi ge rekmektedir. Böyle bir koruma siyasasının benimsenmesiyle, kent yapım maliyetlerinin gelecekte çok yüksek değerlere ulaşmasına yol açılıp açılmadığının araştırılması zorunluğu varrfır. Ne nedenle olursa olsun, örgütleşme engellendikçe, çarpık bir kent gelişlminl ve kötü bir boşun düzenlemesinl önlemek olanağı yoktur gibi gö zükmektedir. Bir de şu önemli soru var: Acaba «esnaf>ı sömürülmekten korumanın gerçekçi yolu örgütleşmeleri engellemek midir, yoksa onlan örgütlenmeye, Srgütlenmis işlerin üyeleri olmaya özendirmek, giderek bunu sağlamak mıdır? Degişen toplumun sundugu koşullara, yarına dönük sagllklı degerlendirmelere bakılarak verilmelidir bu soruya değgin karar. SOKAKLARIN DEHŞETİ Diğeri 7 yaş daha küçük Clay'den. Teksaslı fakir bir demiryolu işçisınin yedl çocuğundan biri. Düzensiz, yoksul bir aile yaşamı içinde sokaklarcfa büyümüş. okulu sekizinci sınıfta terketmiş, sokaklann defaşeti olmuş; lçiyor, kavga çıkanyor, kınp döküyor. 1965'de 16 yaşındadır ve iş bulma kurumunda marangozluk öğrenmeye başlamıstır. Işle beraber büyük bir değişiklik olmuştur genç Foreman'ın hayatında, kendini sokaktan kurtarmanın »evındnı duymuştur. tlerki vıllarda, şampiyon olunca etr»fını saran gazetecilere «gelecek hakkınds bir tey dasündflSiim yok, şimdi tek düsüncem maballeye ıritmek ve sokaktaki çocnklara benim gibi kendilerini knrtarmayı ögiitlemektir» diyor. İKİ KARA KARINCA t özdeşleşen sorunlar Nüfusu hızla kalabalıklaşan TUrk kentlerinin bugünkü görunümünden kimse hoşlanmamaktadır. Ancak, buraya dek yürütülen tartışmalar da gös termiştir ki, yakınmalanmızda yüzeyde yaklaşımlarla yetinmemek, kökende neden yakındığımızı ayrıntılamak zorunluguyia yü z yüzeyiz. örgütleşememek, öteki bir anlatımla. üretim ve tüketimin eşgüdümünü sağlayan ara kuruluşların dogmaması, (3) işleyimin yeterli ge lişmişliğe ulaşmadiğırun göstergesidir. İşleyimleşememek, örgü'lesememek. sağhksız ve kötü biçımlenmis kentler doguracak tır elbette. tmar mevzuatı, yasalar, tüzükler yönetmelikJer önleyemez bunu. Sosyoekonomik yasalardır her şeyi olduğu gibi kentlerimizj de biçimlendiren. Kent sorunu deyince geniş mı geniş bir içerik vardır önümüzde. Ve herhangi bir kent sorununa bulduğumuı çözüın, til kenin karşı karşıya olduğu gene! bir soruna bulunmus çöztimdür. Bugün, kent sorunlanyla ülke sorunlan özdeşleşrniştir. Biri, içinde taşıdığı ihtirasın kanatlsrryia nçan, diğeri, yoksulluktan kurtulmanın minnetiyle dopdolu bu iki kara çocuk nasıl bir gücü teınsil edebilirler? Onlar ikl küçük karıncadan başka nedirler ki? tnsanm bflyfik maklnenln leinde kiiçücük bir vida oluşunu düşünüyordum. televizyon ckranlarında kocaman birer devmiş gibi gösterilen bu kara kanncaiarm döğüsünü seyrederken. 1892'de. on yıllık şampiyon John Sullivan, yeni şampiyon adayı James Corbetne döğüşmetc için organizatörlerden 25 bin dolar istiyordu. Şimdi yenseler de yenilseler de bu iki kara çocukten her biri 5 milyon dolar alacak ve onlann dögüsü 500 milyon llralık bir büyük iş niteliği taşıyacak. Bosıınn öğünme en büyük benim diye, bn isln İçinde en küçük sensin! Bflylesine kantnc getiren bir isi pazarlıyanlar. işin içine şbhret hırsı ve yoksulluk korknsu da girdi mi, insanla boncak fibi oynarlar. BİZ ISTERSEK Ama bakıyordunuz gszetelere, maçın sonucunu, tek tn« sanırı gücünü sınırsızlaştıran. insanı ilâhlaştıran bir heyecania veriyorlardı. Ali, Hazreti Muhammed aşkına Turrnuf ve kazanmıstı. Kazanan, ben Allah'ın yumruguyum demişti. Inanç, inançsubği yenmişti. tnsan gücünün taferini alkiflıyanlar vardı. Fiıiki güçle birleşcn akıl'uı zaferl diyenler çıkıyordu. Kimse, bu iki kars çocuğu ringe çıkaran, onlan döğüftüren ve ticarl kazanca göre yenenle yenileni önceden planlıyan asıl gücü görmüyordu. Sanki tannlan yaratan bbs değildik ve biz istersek bütün güçlü tekieri devirebilirdik. Boşunda yüzenler Kıray, azgelişmis bir sentl gelişmişinden ayııt etmek için iş hayatı yapısının çözümıemesini üç ana ekonomik kesime göre yapmak yerine daha başka özelhklerin aranması eereklıli^ini öne sürerek. degişmevi gösteren en etkin özelliklerin ıs vapısında (arklılasma, uzznanlasma ve örgtltleşme olduğunu bildirmektedir Bu görüşe vasladığı araştırmalarımn sonucunda çarpık gelisen ekonomilerde. uzmanlaşa mayan ve örgütleşemeyen küçük perakende satıs ve küçük vapım ve onarım Ribi iş aallarının boşunda (mekânda) vüzdiiklerini belgelemekte; buna karşılık bankalar. işleyim (sanayi). toptancılar. vb. gibı örgütleşmis etkinliklerin ise yerleşme açısından böyle yüzdüklerinin gözlenmediğini açıklamaktadır. Başka özelliklerle birlikte bu durum. Kıray'a göre. İzmır'e azeelişmis bir büyük kent kimlifi verirken. İNSANLARI AVLAMAK Kimse, ticarî bir organizasyonun insanlan avlamak Içto etrafa serptiği yemleri görmüyordu. Vietnsm'a gönderilmesin£ karsı çıfanıştı kara adam, koskoca Amerikan devletio* meydan okumuştu. Vietnam'da haksız bir savaş yapılmasını protesto etmijti. Bütün bu soylu düşünce ve hareketlerin arkasına. Clay gibi şov yapan bir sahne yıldızı üzerine yapılmış yatırımların bir kurşunla ziyan olması korkusu ne de güzel saklsnmıştı. Eristiyan dininden çıkmış MUslüman oımustu Kara adarn. Böylece, kazançlarını mistik bir ortamaa dana da büyüteceklerine inanan organizatörler. saba rürü din vayıeıhğında yeniden kullanma iddiasının almazlıgın» aldırmadan, reklâmın etkinliğine ««nlmıslardı. Onu kara Afrikada geziyt çıkanruşlar. asiında uygarlıfın oeton "îğmları arasınaa ilkel kalmış kaialarda bir din ulusu nayâl. varatmıslaraı. Kendi kıırtuiusunun minnetiyle ner Istenilem vapan kar» adam'dan topluluklann kurtulusn gSrevlni (ülüenfnls blr lider hayâlj varatmak marifeti, dotrasu kâfümsenemesdi. îşportacılarla savaş Daha ilişkili bir örnek vere lira. Belediye, işportacılara açtığı savaştan hep yenik çıkmış tır. Neden?!.. Kıray, anılan yapıtında açıkhk getiriyor soru ya. Kökende bu tür tecimin yal nızca tanm işleyim (sanayi) ılişkileri düzenli gelişmeyen bir bölge . kent bütünlesmesinde ortaya çıktığıru ve dUkkânlarda satılan mallardan daha düsük nitelikteki mallan daha ucuza satan isportacılann bu Küçük esnaf nasıl korunur Belleklerde tazeliğini yitirmemiş olan çok yakın geçmişteki küçük esnaf X büyük mağazalar tartışmalannda, yanıımıyorsak. sorun bu açıdan ele alınmamıştır. Büyük mağazaların oluşumunu engellemek yo luyla küçük esnafın korunduğu tezi ne ölçüde tutarlıdır? Gerçekte, kentlerdeJri büyük bir vığının sömürülmesine. örgüt (1) (3) (3) Mübeccel B. Riray: Orgfitleşemeyen Kent, Sosyal Bilimler Derneği Yayınlan, Ankara 1972. Arslan Başer Kafaoflo: «Ekonomi ve Dinamirm», Cumhuriyet, 6 ağustos 1974 Türkiye'de Kentlesme, Mimarlar Odası Ankara Şubesj Yayını, Ankara Ocak 1971 7 M.SLİ KAZANÇ Sahnede olmanın büyüsü ile sarhos olmuş kara aduma, ra Afrikanın ortasında t>ir Uikede maç va,oarsa. ırıcının ve dininin uğruna Ririştifi mücadelenin daha oüvuk otr anlanı kazanacagı kolayca kabul ettirilmişti. Oysa, mena.ier Don King'in kalasmdaki oian, rincin Zalre'de degil dünyanın ortasında kurulmuş nlacagı idi ve kapalı devre televiayon geliriniı. büyüklüğünü sevinçie görebiliyordu. 1963'de Liston Patterson maçından elde edilen 4.7 milyon dolarbk celirin 7 oıisU sağlanıyordu bu kara Afrik» masalı ile... Ve bir masal daha bitti Uyusun ınsaniar. naiirıanı yor onlara daha nice masallar.. İNEKHANESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN: • • • • Sığır Satılacaktır 1 Kurumumuz yetiştirmesi (62) bas muhtelif dogum lu Montafon ve Siyah Alaca inek, düve ve erkek dana açık arttırma ve pazarlık suretiyle satılacaktır. 2 Satış, 14.11.1974 perşembe günü saat 10'dan itibaren Kurum merkezinde yapüacaktır. 3 Satış muamelesi peşindir. Şartnamesi Kurumda göriilebilir. i İhaleye iştirak edenlerden 30ü lira teminat alınacaktır. 5 İsteklilerin belirli gün ve saatte Kurumda hazır bulunmaları ilân olunur. (Basın: 2464Û 8631) Tunceünin Ovacık ilçesine bağb Arel Köyünde 27 ağustos salı günü saat 12 sıralarmda Şahin Tokat adlı bir köylü inti har etmıstir. Alö çocuk sahibi olan ve daha önce ölmüş olan ağabeyisınin beş çocuğuna da bakan 35 yasındaki Şahin Tokat intihardan bir gün evvel Ovacık ilçesine inerek veresiye un aramıştır. Bütün çabasuıa ragmen bir çuval unu ilçe tüc earlarından elamadan eve dönen Şahin Tokat, çocuklannın «bize ekmek getirdin mi?» sözleriyle karsılasınca bu yoksulluğa artık dayanamayarak intihar etmiştir. Olay çevrede üzün tü yarattı. Çevre halkı yetim kalan çocuklarma bağıs yaparak olayın verdiği üzüntüyü paylastı. Kamuoyuna, topluma, vicdan sahiplerine (varsa) duyururuz. Mehmet Blter Öğretmen OKUYUCU MEKTUPLARI Ekmek Iş Müfettişlerme bulamayınca.. yeniden imtıhan tjlkemizde çahjma hayatını düzenleme görevini yüklenmiş olan Çahşma Bakanlığı bu konuda en ağır yükü taşıyan iş müfettişlerinin bir bölümünü türnü ile haksız ve keyfi bir kararla teşkilâttan «saf dışı» etme durumundadır. Bakanlık, kasım ayında iş müfettişliği için açtığı yarıçma sınavı ilânlarında ve Bakanlığa yeniden dönmek gerekçesiyie dilekçe veren yedeksubaylığını bitirmis daha önce iş müfettişliği olarak görev yapanlara verdiği cevaplarda yeniden sınava girmekten söz ermektedir. Yedeksubaylık için torunlu bir nedenle i; müfettişliginden ayrılanlarla herhangi bir nedenle görevden aynlanlan aynı kapsam içine slmak ne derece haklıdır?! Kaldı ki şu ana dek yürütülen uygulama yedeksubaylık nedeni ile aynlan ları kadro uygunluğu durumuna göre göreve yeniden «lınmaları yönündeydi. İs müfetti; liği için yeterli kadro vardır. Çünkü bof kadrolar için sınav açılmaktadır. Geçtiğimiz eylül ayı içinde Bakanlık merkez ve taıra personeli atanması için yayınlanan yönetmelikte bu konuda bağlayıcı bir hüküm yoktur. Yeniden sınava girmeleri gerektiği bildirilen yedeksubaylık için aynlan ia mü fettişleri adı geçen yönetmelikte yer slan konularda sınava girmiçlerdir. Yönetmeliğin getirdiği yeni bir sınav konusu yokttır. Daha önceki sınav ko(ullarının yeni sınav kosulla* rı ile synı olması adı geçen kişilerin yeniden sınava tâbi tu tulmalan için yeni yönetmeliğin gerekçe gösterilmesini çürütmektedir. Çalışma Bakanının bu haksız tutumu önleyeceği inancı içindeyiz... Adı Saklı Biı Miifettis Çamurdan qecilmivor Blzler Bakırkfiy Bahçelievler Nureddln Paça soKaktfl oturuyoruz. Sokak. Ünverdi Sineması İle llse ve ortaokul arası oluyor. Hep?i 350 metre uzunluğunda. Altı ay önce Belediye sağ olsun kanal da yaptırdı Gelgelelim yine çamurdan geçilmivor. YaŞmur yağınca sokak geçi» vermiyor Okul çocukları çok zahmet çekiyorlar. Belediyeden çok rica ediyoruz yolumuzu yapsınlar. Yan snkaklar vapıldı. en mühim «okak ihmal edildi. Sokak saklnlert adına Adnan Dik MEVLİT MUessif Dir traiik kazasında bizıeri sonsuz acılara garkederek aramızdan aynlan evlâtlarımız, kardesımız, enistemiz anne ve oabamız GULER ÇAKIN FARUK ÇAKIN'IN vefatlarının kırkıncı günü olan S kasım 1974 salı günü öğle namazından sonra Kadıköy Osmanafta Camıınae okunacak Mevlidı Seriie arzu eden akraba, dost ve arkadaşlarının teşriflerinj rica ederiz. (.LNGÖKEN re ÇAKIN AİLELE8t Cumhuriyet 8634