23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 25 Kasım 1974 ir Karasu ilçesi vardır. Bu llçe Hendek, Akyazı ve Bolu'ya doğru uzanan ilçelerln bir parçasıdır. Tann bu toprakları, özenerek yaratmıştır. Dağların, yamaçlann, ovaların üzerine, yesil bir örtü sermiştir. Bu yesil örtu deryasına, soğuk su kaynaklan, akar sular. hatta şifalı havuzlar scrpiştirmiştir. Buralara, yeryüzünün iklim bölüntülerine göre, Bosfor iklimi demlir. Karadeniz ve Marmara iklimieri, bu bölgede kucaklaşır. Hava thmlıdır. Yağraurlar yeterlidir. Topraklar yeşile verimlidir Zaten buralan, kuzeybatı Anadoluda, Kocaeli Bolu cennetinin bir parçasıdır. Ovalarrfa, bereketli topraklar, tatlı raeyilli yarnaçlarda. oya gibi işlenmis yeşi] dağlarda, ruhu saran bir güzellık ve dinlendirid bir hava vardır. Ağlayan Kalıntılar B »enatSrleri yok vcaıt Elbette ki var. Garip Bir Rahatlık Haf tanm rat>oru Karasu'yun, Karayazısı... Şevket Süreyya AYDEMİR şü, zinde varlığından bugün arta kalan, lşte bu kıraç, keleş, çıplak kayalık sırtlardır.. Niçin mi diyeceksinlz, o halde gelin, «u rakamlan okuyalım ve sonra da neslimizin, devletimizin, tan rı armağanı, ama kanlarımızla da sulanan bu topraklanmızın kara yazısına, hep beraber ağlayalım: «Bu topraklarda, 1946'da, 4fl bin hektar (460.000 dönüm) orman vardı. 1964'te bu orman denizlnden, ancak 24 bin hektar kaldı. 197O'te orman, 19 bin hektara tnrfi. Bu rakama lnince, yani orman artık tükenince de, Karasu ilçesinde orman isletmesi kapatıldı.» Yani bu topraklar, bozkırlığa terkedildi Karasu'yu, Hendeki, Akyazı'yı bilmem bilir misiniz? Yani milyonlarca yıllar önee Bosfor iklimi vasfında. yani dünyanın en güzel iklim şartlarında, muradına ermiş yeşil bir gelinin libası gibi, yeşil bir örtü ile yaratılan bu cennet topraklan? Oraları 1000 vıldan beri bizimdir. Selçuklu atalarımızın ılk akmlanndan sonra, Osmanlı atalarımız, vani Oguz boylarımız, buraların « h ı b l oldular. Hatta bu toprak lar bugünkıi adını, oraları fetheden Kayı Bey lerinden. Akçakoca'dan almı^tır Kocaeli aslında, buralara kadar ıızanır. Ama Türkmen Beyi ormanı sevmez. Orman, davarı içın, sürü için tuzaktır. Türkmen beyi ister ki. kendisi şu dağda oturunca, karsj dağdaki sürüsü. gözünün önünde olsun. Bunun içindir ki, Türkmenin ilk saidırısı, on ce Orta ve Doğu Anadolu ormanlan ile, Toroslara, Antitoroslara, Bingöllere, Binboğalara yayıldı. Önce oraları, yeşil giysilerini yitirdiler. He İe son 100 yılda? Çünkü yirminci yüzyılın başında, hattâ Birinci Dünya Savajında bile Anadolu, yine de ormanlıktı. 100 yıl öncesi için, Filipson'un, Çihaçev'in, Teksiye'nin anlattıkları, şimdi bize bir riiya gibi gelir: Eskişehirden Seyit gaziyi de kaplayan, altı tPEK çimenli ormanlar. Eskişehir Ankara arasmda ve şimdiki demiryolu boyunca, 200 kilometre uzanan orman ve diğerleri. Hem düşünmeli ki, 100 yıl önce Ankara, bir orman şehri idi. Orman, Cebeci sırtlarma kadar inerdi. Elma dağı. tdru dağı, doğumuzda Behnam, daha sonra Alidağ, Cumhuriyetin başmda bile, ormanlıklarını gösteriyorlardL Am» biz yine Karasuya gelelim. Yukarıda verdiğimiz rakamlar, Sayın Yılmat Gümüsbaş'ın, bu gazetede çıkan değerli, duygulu yazısmdan alınmıştır. Ve bu yazıda, genç bir orman mühendisi ile Yılmaz Gümüşba», önlerine serilen çıplak bozkırla, eski ormanın gürbüz resimleri, hatıraları karşısında, için için ağlaşırlar. Pekiy ama, geriye hiç bir çey mi kalmamıştır? Ne demek, elbette kalmıştır. Orman yağması milyonerlerü™ Fakat sorabilirsiniz: Bu ilin valisi. bu ilçenin kaymakamı, Orman teşkilâtı, bekçiler. jandarmalar ve nihayet ParUmento'da, bem de aydın olması gereken mılietvekilleri. tşte Tann, kim bilir nice milyonlarca yıl önce, gerçekten özenerek yarattığı bu dünya cennetini, 1000 yıl kadar var ki, övünerek. isteyerek, biz Oğuz Türklerine, yani atalanmıza ve onların çocukları olan bizlere armağan etmiştir. Kullarım, yerleşsinler, faydalansınlar ve bu hazinenin değerini bilsinler diye. Bu mutlu nasibimiz iledir kj biz, i$te 1000 yıldan beri, bu hazinenin sahibiyiz. Ama biz, 1000 yıldan beridir de. yani biraz da dünyanın. en ılımlt iklimin.de. en çüzel yeşillik deryası üzerir.d'e, bu hazineyi tüketmek. tahrip etmekle me<gulüz. Hele son yıllarda, bızim kuşaklanreız bir taraftan bölgevi ula«ıma açarken, diğer taraftan, insafsız, kontrohÜ7. sorgusuz sorusuz saldırılarımızla, bu yeşil örtüyü, tam bir tahrip seferberliği içindeviz. Ne vardır ki, tah rip sefrrbprügi. kısa zamanda, zafere ulaşmıştır Şimdi Karasu'da. düne kadar güneş görulme7, gevıklere. karacalara yol, geçit vermez olan ormanlık dağlarda, artık tanma da yaramayan. ta?lık bir bozkır meydana çıkmı;tır. Bu bozkınn şıırasında burasmda, valnız, bü tün hukumet teskilâtının gözleri önünde kamyon kamyon gnturulen gürbüz ağaçlardan arta kalan bir takım dallar, çalılardır ki. ?ımdl bunlar, milyonlarca yılhk yejil. zinde bir ormanlar saltar.atının ardından. bu geçmişe aflarlar.. Bu olay ve bu sorular bende, eskl bir anımı canlandırdı: 1940'lardaydı. Görevim icabı olarak, bütçe konuşmaları zamanlarında Iktisat Vekâleti adına Bütçe Komisyonu karşısında bazı ızahat içm Meclise çağırılırdım. Bir gün yine Komısyondaydım, kapı açıldı, içeriye Tarım Bakanı Mııhlia Erk men gîrdi. Yüzünde mutlu, hattâ muzaffer bir ifade vardı. Konuşmaları keserek, müjdesini verdi: Arkadaşlar, şu hepimizi aylardır yoran filan orman meselesi halloldu. En son müfettisler gönderdim, raporlan çantamda. Köylüler ormanı kesmişler! Orman gitti, dava da bitti... Vekilin getirdiği bu müjdenin, Komisyona, 8de ta bir rahatlık verdiği aşikâr gibiydi... İyi ama. nlçin biz, Karasu macerasında olduğu gibi, ormanlan tüketmekle rahatlıyoruz da, örneğin komşumuz Bulgaristan'da, Yugoslavya'da, Avusturya'da, hatta Yunanistan'da ormanlar konınuyor. Yine örneğin bir Atına çevresinı ve Tesalya'yı Yunanlılara çıplak terketmişiz. Selaniğin Olımpos daglan eteklerinı de öyle. Ama şimdi Atma'nın çevresı, genç. gürbüz bir ormanlıktır. Sanırım ki Olimposlar da öyle... Patih Istanbul'u alınca ve o zamanın yöntemince, Istanbul'da üç gün talan tzni vermiştir. Ama kesin bir fermanı da vardır: Ormanlar benim! Ormanımdan dal kesenln, başını keserim!... O zaman Istanbul'da ulu ormanlar, Galata surlarına sadar dayanıyordu. Hele Taksım, Pangaltı tarafları, balta girmes ormandı. Kâğıthane ise, bu yüz vılrn başmda bile. sular, ormanlar ülkesıydi... Kısacası, Karasu'nun ve bütün Karasulann macerası böyle... Evet, gerçi ortada, kimsenin «Du:!» dlyemediği bir çete, yani orman milyonerleri çetesi pevda olmuştur. Ama çete, üretici ve koruyucu degil, soyguncudur. Halbuki şimdi Hükümet vapımızda. bir de Orman Bakanlıgı var. Acaba bu Bakanlıfın, artık topraga açıiması, ormana jrayılması zamanı henüz gelmedi mi? Yoksa bugün de vine. şu hazin müideyi mi bekliyoruz: Arkadaşlar! Orman gittl, dava bitti! Zaferimiz mübarek olsun!. SINIRDA.. SADUN TANJU • I rdün sınınnda Beit Shoan Israil kasabası halkının öfI I kesını bütün dünyalılar gibi ben de televizyonda sey" rettim. Filistinli gerillaların cesetlertni pencereden sokağa attılar, ayaklar altına alıp çiğnediler, üzerlerine çalı çırpı yığıp yaktılar. Ertesi gün gazetede Ali StrmenMe kin teraeline oturtulmnş toplumlar üzerine konuşuvorduk. Ali bu konuda bir yaza yazmaga hazırlanıyordu Evrensel nyearlıfın eriştiği son noktada çaçımız ne büyük. ne anlasılmaz trajedyalara sahne oluyordu! Bir sınınn ıkl tarafınrfakı insanlar gece gündüz ölümü bekliyorlar ve daha vahşi. daha dehşet verıcl ölümü birbirlerine sunmakta yarışıyorlardı. Büyük Çıkmaz Yeşil Örtüden Bozkıra Evet, Kara=unun ve bütün Karasuların, ye Bir sınınn iki tarafında ekilen kin ve nefret tohumlarından mutluluk bıçilemez. öyleyse nedir bu hayatı zindan edış? Başkası için hazırlanan korku ve dehşet aslında kendimiz içın değil midir? Kan davası güdüp adam öldüren, o and'an itibaren ölümün gelısini beklemeğe başlamaz mı? öyleyse nedir bu çıkmaz? Bu çıkmaz, kişisel yaşamda da, toplumsal yaşantıda da benımsenir, geçerlı bir kural gıbı uvgulanır iamanımızda. Ünlü Alman sınema yönetmeni Pabst'ın «Arkadaşlık» filmini hatırlamamak olanaksızdır Kin ve nefret ırmaklannın delicesine akıp, inşanlık değerlerinden pek çok seyl sürüklevip eötürdüğü Birinci Dünya Savaşı sonunda, Alman • Fransız sınınn.da bir maden ocagı çöker. Toprafın altında sıkısıp kalmış olan Fransız ışçilerinin kurtanlması, Alman madencilerlnin sının aşlp yardıma eelişlerine bağlıdır. Yöneticiler nerdeyse, rfüşmandan yardım gelecegine, oeaktakilerin ölümüne razıdırlar Ama bu anlamsız kin ve nefretin ölümden başka hiçbir şey eetireraiyeceğıni o anı yaşayan işçiler çok iyi fiörmektedirler ve yöneticileri yardım istemege zorlarlar Sonunda gınır aşılır, havatlar kurtanlır ve ünlü vönetmen Pabgt'ın yaraya parmak bası» <;ahnesi gellr. Yöneticiler yeniden. sının kapatırlar ve «geçis»i kesın denetimleri altına alırlar. İnsanlar sınırsız yasatılmavacakiardtr. Kölelestirme Tutkusu Çagdaş Alman romancısı Max Von Der Grün de eski bir maden işçisidlr. 1964 yılına kadar 13 yıl maden Işçisl olarak çalışmıştır Yazarlıgı, böyle bir ortamda oluşmuştur Grün'ün Ksyçan Toprak adlı romanını okudum geçen gün. Romanın kahramam tanker »oförfl Maiwald, sosyal meskenlerden kurulu bir mahallede oturuyor, kansı bir büyük mağazada çalışıyor, kızı bir çocuk yuvasında geri zekâlı çocuklan egitiyor. Ailece Brandt'ın Sosval Demokrat Partisine oy veriyorlar. Bilinçli bir İşçi Malwald ve olavlar ona nasıl bir sınlrda yasadığını ögretivor. Çalıştıgı, oksijen ve azot ımal eden büvük fabrıkada. isçilerın gızli bir dinleme cihazı ile dlnlendifini anladıgından beri, yöneticilerin çahsanlara bn derece eeemen olmak tutkosu Maiwald'i isyan ettirivor Böylesine bir kBlelestinne ve çalısan insana tösterilen «ayginzhk cezasıı kalmamalıdır. Maiuald artık hep sınırd'adır. Arkadaşları kendisint desteklıvecekler mi? Sendika mücadelpvı sürciurecek mı? Karısı ve kızı onu anlıvorlar mı 7 Yoksa, isinden kn%ulacak ve koyu bir yalnızlı^in, terkedilmişligin, rezilce bir korkakhfın kuyusuna mı atılacak? SAHTESİNDEN OKTAV AKBAL Evet Hayır tâtUrk'U ne denli sevdiğimi bilirsiniz. Ama açıkça bır »ey söyleyeyim mi, Atatürk'e, gerçek Atatürkçülüğe ters düşenleri görrtukçe bır kuçku giriyor içime... Yanlış bir ?ey mi Atatürkçü oldugumu yazmak, söylemek diye! Geçen gün Otyam yazıyordu «Atatürk'ü kullananların: hem de Atatürk'ün A harfiyle ilgisı olmayanlann, onu kendi çıkarlarına göre kullanmakt«n ba$ka marifetleri olmayanların gözlerininn içme baka baka Atatürkçuyüz demeleri yok mu, sizi bilmem ama benı illet edıyor. Onun için diyorum kı Atatürk'un yakasından düşün.» Biri vardı, eskiden Bakanlık etmı? bıri. bir bılım adamı sayılan bıri. Durmaksızm şöyle derdı. «Biz ne solcuyuz, ne sagayız; biz Atatürkçuyüz». Oysa soldan yüz görmevınce saga döndu, sa^cı partilerde görev aldı, yurt içinde gezilere çıkarak Atatürkçü öğretmenleri yerdı, sağcı örgütlerle işbiılıgı yaptı. Ne zaman birısı, «Ben Atatürkçüyüm» dese, hep onu hatırlıyorum. İçime bir kuşku giriyor, işin içinde başka bir is aramaya başlıvorum. Evet. düşün Atatürk'ün yakasından!.. Sizin onu anlamanız olanak dışıdır. Gerçek bir Atatürkçü görmek, tanımak mı diliyorsunuz, ışte Ecevit .. CHP'yi Atatürk'ün özlediği yola, yönteme götüren adam. Yaşasaydı Atatürk de aynı ısi yapardı, ınanın. Ecevit'in yolu, ortanın solu admı verdiğimiz yol. gerçek Atatürkçülerin yoludıır. Bunun dışmda kim ki durmadan «Ben Arerürkçüyüm» der, sizi bizi hepimizi kandnmaktadır. aldatmaktadır. Atatürkçülük durmaksmn, Atatürk, Atatürk, demek degüdir. Ben Atatürkçüyüm, diye söylevler çekmek de değildir. Her»eyi yerli yerine koymalı, gerçek anlammı vermeli... Ne demişti Atatürk «Beni sevmek benim yüzüme bakmak değildir» düşüncelerini uygulamak, benimsemek, bilim yolunda Uerleraek, uygarlıgın gerektirdiği işleri başarmaktır AtatürkçUlük. Bir yabancı gelmiş yurdumuza, her yeri dolaşmış, sonra da anlatmış «Garip bir ülke orası herkes Atatürk, Atatürk diyor, göklere çıkarıyor, övüyor, hatta gözyaşlarını bile tutamıyorlar ondan bahsederken, ama düşüncelerini, öğütlerini. görüşlerinı izlemek diye bır şey yok. Bu nasıl Atatürkçülük, anlayamadım.» Bir bakm çevrenıze, herkes Atatürkçüdür ama herkesin Atatürkçülük yorumu başka başkadır. Beni ar'ık sıkmaya başladı her kafaya göre biçim alan bu Atatürkçülük! En yakınlan tarafmdan bile ^.nlaşılmamış, tanınmamış bir büyük adamdı o. Şundan da belli, ölür ölmez basladığı yapıt yanm bırakıldı. Başladılar devrim eylemini geciktirmeye. Kötüleyemediler, yeremediler. Durmaksızın övdüler, yücelttiler. Ama buruar hep sözde kaldı. Zamanla o ilerici atılımlar teker teker harcandı, önemsizleştirıldi. Örneğin toprak reformu bir türlü gerçeklestinlemedi. Atatürk'ün partisi ağalann, beylerin, zenginlerin elin deydi, etkismdeydi artık. Bunlarsa, yalnızca Atatürk, Atatürk derler, ama onun istediklerini, başlattıklarım yapmazlar, sürdürmezlerdi. Son Atatürkçü atılımlar Köy Enstitülerinin kurulması ve kültür alanında girişilen bir takım olumlu işler oldu. Hasan Âli Yücel'in 1946 yılında Eğitim Bakanlığından ayrılma»ıyla Atatürk devrimının ileri yürü>üşü de kesinlikle sona erdi. özgürlükçü rfemokrası adını verdiğimiz, yalnızca saga açılmak, sagdan yıirümek, vığınlan övüp göklere çıkarıp onların yararına iş yapmamak, hatta yapılan işleri de önlemek, baltalamak, kısacası halk yığınlarını tatlı duşlerle uyutmak demek olan çok partıli düzene girişimizle iyi, güzel, yararh •nlamıyla «Atatürk devrimciliği», yani Kemalizm büsbütün ortadan kalktı. Sözde çok partili bir düzendi, ama hepsı tek bir görüşteydi. Bellrli bir sınıfın çıkarını korumaktı amaç. DP de, CHP de, 1946'dan 1960'a dek belirU göriişlertn, egilltnlerin tartıamasını yaptı. Daha dofrusu belirli kişiler, çevreler, çıkarlardı söz konusu olan... Sen ben. ben sen!... 1960 devrimiyle yeni fikirler. görüşler, inanışlar ortaya çıktı. Toplum bu görüşleri okumak, anlamak, yeni partiler çevresinde kümeleşmek ıstedt. O da geldi dayandı 12 Mart'a 12 Mart •onrasında yeniden «Atatürkçülük» sözcüğü dillerde dolaştı. Her şey Atatürkçülük adırıa yapıldı, adam toplamalar, baskılar, işkenceler, tutuklamalar, her şey her şey.. Atatürk radyods, TV'deydi, gazetelerdeydi, ama ezilenler, gerçek Atatürk devrimcileri, Atatürk'ün temel ilkelerini savunanlardı. Horlananlar işbaşlnd'an uzaklaştınlanlar, kıyılanlar gerçek Atatürkçülerdi. A ACELE SATIL1K ARAZİ Kartal'da A^falt üstünde 13.000 M2.1İÎC ve 8 500 M2 lik 2 ayrı parsel M2.si 150. TL. fiyatla ve bedellerinin 2/3 si peşın l/3'ı bır yıl vadelı olmak şartıyle sahibinden acele satılıktır. Aracılarla temas edllme>ecektlr llgüenenlerin bızzat 53 45 37 No.'lu Telefona en geç 27 Kasım 1974 Çarjamba gunü ıkşamına kadar basvurmalan rica edilir. TEŞEKKÜR Hsyatının en verimli çağında bizl sonsuz acılar Içinde bırakarak feci bir trafik kazasında kaybettiğimu, canımız, herjeyimiz DİŞ TAJBİBİ . . . . . ,: NECDKT AKSKL'in îzmir'den getirilisinden toprağa verılinceye kadar büyük yardımlarını eorduğumuz, Sa\ın Sacit SEVAL, Erturk KIZILIŞIK, Necatı DAL, Canpolat GOKTKKIN, Bülerıt SÜER, Ethem KILKIŞ ve aılelerine Nehahat MUTAFOGLU ve Fuat ÇtFTASLAN'a, ayrıca ısimlennı yazmağa ımkân bulamacfıâımız sevgılı arkadaşlarına, dostlarımıza, cenaze torenine katılan, evlmıze kadar gelen, çelenk gönderen, telgraf ve telefonla acımızı paylaşmak lütfunda bulunan B7İ7 rfost. akraba ve arkadaşlarımıza, Dogan Sigorta A.Ş.'ne en ıçtea mlnnet ve sukranlarımızı sunarız. AN.NESÎ ve KARDEŞt *£ •> "'] " £ ^ ^ C Defterimizde Yazılıdır însanlar hakkında iyi veya kötü hükmü vermenin sın.rında yaşatıyor kahramanını, çagdasım Max Von Uer Grün. Belli, insanları iyi tanıyor. Hepimiz bir sınırdft yaşarız tyilikten kötülü^e jreçiş, sevçiden nefrete dönöş, şefkatten gaddarlıga sıçrayıs vazılıdır defterimizde. Bunları doğustan kazanmıç deSiliz, in?anlan böyle eğitlrler. IMutsuzlnçun kavnagi, haknz sınırlar ve baksıc nnır asmalardadır. Ara Güler Amerika'yı bir baştan bir başa dolaşıp geldı YervÜ7iinun «üper devİPtinrie vatandaslan na<nl kalıplara döktüklerini görüp de geldi. Teknikte üstünlük ve en büyük giiç Iddiası. ama insan yetistirmekte tarihsel sınırlar,. Anl Amerikalı iqerlerde, küçük ktntlerde.. bizlerden farklı olmayan. çok zaman kapalı bir düny»da yaşayan insandır divor Ara Güler. Renkli fotofraflar çekmiş bmlerce.. Sınınn bir ^Sraflnda onlar. bir tarafında biz. Butün halkları gerçeit vüzleriyle göremlyoruı. Gerçek diye, gerçek dısı ne kadar çok »ey biliyoruz. Parlamentonun itiban üzerinde arslan kesilenlere sorunuz: Six sınırcı mıcınıı, değil misiniz? Yaşamda işçi sınıfı var, parlamentoda ben Isçı «ınlfı partısiyim diyenlerl kovalarlar. Ne güzel söyledi Melib O v d e t . siı milletin vekilisiniz, onun «erisinde kalmayı neden hakaret sayarsınız. asıl kızılaeak sey. sizin ille de milletten ileri oldngnnuzn ispatlamağa çalısmanızdır, diye. Blzl nasıl sınırlar içinde yaşattıklannın bir anısı geliyor aklıma. Bülent Eeevltin Çalısma Bakanlıgı sirasında hükümete kocaman bir yasak kitaplar Ustesi getirir yetkililer Ecevit listeyi gozden geçinr, bakar kı. aygar dünyada bu kitapları ya•aklamak ayıptır, arkadaşlarım uyanr ve listenin onanmasını önler Derken arkasından tnönü koallsyonunu devırirler ve yeni hüküraetin Ilk yaptığı lşlerden biri. bu listeyi büyük bir «vatanseverlikle» Snlerine süren yetkılılere ıferin demek olur. Sınırcılar, korkunçtur. (Ajanstür: 5698) 9334 't \ (Cumhuriyet 9342) , f\ İ T *"y * "'.* Acı Kayıp ve Teşekkür Dergimiz yazı ailesinin en değerli kişilerinden, Izmir ve Ege temsılcüığimizi bajarı ile yürütürken 23 kasım cumartesi günü yine görevinı yaptığı sırada şanssız bir trafik kazası sonucu hayata gözlerini yuman canımız, meslekdaşımız (Epotas ...) 9315 İtibarın Sınırları Teknisyen (Teknik Resim) Alınacaktır Başmüdürlüğümüz teknik servislerinde resim işlerinde çalıstırümak üzere 9.12.1974 günü saat 14.00'de yapılacak sınavla teknisyen (teknik resim) alınacaktır. Aşağıdaki şartları tasıyanlann 8.12.1974 günü akşamuıa kadar diploma, nüfus cüzdanı ve bir fotoğrafla Yıldız Posta Caddesindeki Personel Servisimize müracaatlan ilân olunur. İST. ABANAN ŞARTLAR: 1 18 yaşından küçük, 30 yaşından büyük olmamak. (Tayin tarihinde) 2 Sanat Enatitüsünün Makina ressamlığı, Tesviye veya Yapı bölümü mezunu olmak. (Makina ressamlığı bölümü mezunlan tercih edilir) 3 Askerliğini yapmış olmak. 4 Herhangi bir öğrenim kunımu ile ügili olmamak. 5 Smavı kazananlardan işe almanlara Personel Kanununa göre aylık ve 800 liraya kadar yan ödeme verüir. (Basın: 25588) 9328 TELEFON BAŞMÜDÜRLÜGÜ HÜNER ŞARMAN'ın bu zamansız ölümü nedeni ile yakından Ugilenen tüm Izmir basını ve de İzmir'in ileri gelenleri ile Istanbul'daki arkadaşlar ına; telefon, telgraf, ya da gelerek acımızı paylaşmak isteyen okuyucu ve muhabirlerimize tesekkürlerimizi sunarken HÜNERCİĞÎMİZİN kederli aüesine başsağhgı düer, Allahın rahmetinin görevi başında teslim ettigi aziz ruhu üzerinde olması için yaiannz... T.C. ÖZEL MEKTUPLA OTELCİÜK KURSLARI Hayatspor Dergisi Ailesi Cumhuriyet 9343 • Milli Eğitim Bakanlığından onayh DİPLOMA • Avrupa ülkelerinde ücretli STAJ • Turizm alanında dolgun ücretli İŞ İMKANI 9 Meslekte gelişme ve İLERLEME A\1CA\ Korkar olduk, böylesine yapay, uycfurma, içtenllksiz Atatürkçülerden! Kim kı dilinden Atatürk düşmez, ondan kopkar, çekinir hale geldik! Düşünüşü, eylemi Atatürk'ün ilkelerinp, dü^üncelerine hlç mi hiç uymaz, ama adam AtatUrk adına konuşur boyuna. Biz Atatürkçüyüz, biz Atatürkçüler, biz Atatürk yolunda yürüyenler!... Bir de dikkatle bakar»ınız, hangi yol o diye, yalnızca saga doğru yürüyen, yıgınlan ezen, gerçek aydınları kıyımlara sürükleyen; açıkçası Kemalist devrimin gerçekleştirmek istediklerini benimsemiş, özüm«emiş bilinçli halkı, aytfını ortadan kaldırmak İsteyen bir akım. bir yöntem, bir araç olduğunu anlarsınız bu sahte Atatürkçülüğün!... Evpt, Otyam'a katılıyorum: «Atatürk'ün yakasından dü»ün». Halk uyandı, gençlik bilinçlendi, işçi örgütlendi, her şey değişti artık. Böyle uydurma, lçtenlikslz, yapay «Atatürkçüler» günden güne acayip birer yaratık olmaya başladılar. Gülünecek, acınacak blrer garip yaratık... I.T.Ü. Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanlığından Fakültemiz Mimarlık Bölümü Şehircilik Kürsüsü'nde bir ProfesörlOk kadrosu açıktır. 1750 sayılı Üniversiteler Kanununun 23'üncü maddesi ile Üniversiteler Öğretim Üyelerinin seçimleri ve Profesörlüğe yükıeltilmeieri hakkındaki tüzük uyarınca istekli bulunanlann 6.12.1974 akşamına kadar fakültemize bsşvurroalan doyurulur. (Basın: 25644) 9325 Itdşti mesleki eğitim rherkezi ISTANBUL EMNİYET SANDlGlNDAN Sandığınuza borçlu Naam Aydın'a OZEI MEKTÜPLA ÖTELCİLİK KUFİSLARJ Posta Kutusu: 570 Kızılay ANKARA Te» 252595 (Reksun ... / 9331) İlân Yolu İle Teblig Dosya No: 974/2452 GSsterilen Adres: Bakırköy, Cevizlik mahallesi, Hat Boyu Cad. No: 2428 Sandığımız Bakırköy Şubesinden îpa 13397 hesap No. lu borç senedl İle 11^.1973 tarihinde istikraz olunan (15.000.) liraya karşılık; Br':ırköy, Cevizlik mahallesi, Hatboyu mevkii bilft No. lu seneden arsa mahallen gayrimenkulun 8/220 arsa paylı bodrum kat 2 No. lu bagımsız böltimü birinci derecede ipotek edilmiştir. Bil&hare Tapu Sicil Muhafızlığından alınar. tapu kayıt suretinde işbu gayrimenkulün ipoteğin bütün Hukuk ve vecalbiyle tarafınınzdan satın alındığı anlaşılmıştır. Borç vadesinde ödenmediginden hakkınızda 3202 sayılı kanuna tevfikan icra takibine geçilmiş ve gösterdiğinlz adrese gidildiÇinde adresinizi terketmiş olmanız ve halen bulundugunuz yerin de bilinmediği anlasıldığından tarafınıza mezkur kanun hükümlerine göre ll&nen tebliğat yapüması lcap etmiştir. 31.10.1974 tarihinde yapılan hesaba nazaran (18.796.68) liraya bJiğ olan borcunuzun bir ay tçinde ödenmesi lâamdır. Borç müddet içinde ödenmezse Sandığınuza lpotekll bulunan gayrimenkulUnüz mevzuu kanuna istinaden satışa çıkarılacaktır. Bu dhetle borçlu Nazım Aydın tarafindan bülnmek ve lhbarname tebliği makamına kaim olmak üzere ilân (Basın: 25774) 9330 Türkiye Şeker Fabrikaları IA.Ş. Genel MüdürJü£ünden TL. ile Yeni kurulmakta olan Afyon Şeker Fabzikamızda, 22.000.000. (Yirmiikı Milyon.) ılk keşif bedelll: 15 adet 2 katta 4 daireli lojman, 1 adet muvakkat İşçi pavyonu, lnşaatı 1974 yılı birim fiyatı esası üzerinden kapalı zarf usulüne göre şartnamelerimiz esaslan dahilinde ihaleye çıkarümiftır. 1 İhale dosyaları Genel Müdürlüğümüz veznesinden TL. 250. bedel mukabilinde satın ahnabileceği gibi, tnşaat Müdürlüğümüz ve Afyon Şeker Fabrikamız Müdurlüklerinde de lncelenebilir. 2 Yeterllk belgesl alabilmeleri tçin tsteliler şartnamelerde belirtilen belgelerl ihtiva eden dilekçe İle en geç 2.12.1974 günü saat 14.00'e kadar, yeterlik belgesı alan İstekliler ıse teklil mektuplanm en geç 10.12.1974 günu saat 15.0O'e kadar Genel Müdürlüğümüz Muhaberat Mudürlüğümüze vermiş olacaklardır. 3 Postada vaki gecikmelerden şirketimız hiç bır lekilde sorumlu olmayacaktır. 4 2490 sayılı kam:na tâbi olmayan şirketimlz, ihaleyi kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta veya »oı konusu lslerı dîlediğine vermekte serbesttlr. (Basın: İ5573) 9341 TEŞEKKÜR Kardeşimlz Sabriye Yoğurtçu'nun tıastalığmın teşhis edilmesinde büyük emek ve çabası olan, ılerı görüşlü. genç yaçlanna rağmen şimdiden mesleklerinın doruguna çıkmıs; fakat halka dönük, kendılerinden emın, şehırde niçbır doktorun bulunmadığı bayramda, tüm bir günlerım vaşam Jturtarma çabası içinde, içten bir elbirlıği ile çalışarak harcıyan BURSA SSK Hastanesinde görevli: Istanbul Telefon Başmüdürlüğünden Başmüdiırlüğümüzün Sıracevteler Silahjöı Cadden Telefon yeraltı boru şebekesi için kapalı teklU mektubu alma suretiyle yaptırılacaktır. 1 Bu işe ait şartname Gayrettepe Yıldız Posta CBddesindeki Basmüdürlük Malzeme Sennsınden oedeU mukabilinde temın edilir. 2 Geçioi teminat verilecek teklU rıyita uw»rtnden şartnamede yazılı nispetlere göre ahnır. 3 îstekli olanların kapalı teklil mektupıannı «a geç 211975 Perşembe günü saat 14.00'e kadar MaJ».me Servısine tevdi etmeleri ilân olunur. Basmüdürlüğümüz ihaleyi y&pıp yapmamıiiita v«ya dlledığıne yapmakta serbesttir. (Basın. İ5744) 9323 Dahiliye Müt. Sayın Dr. HALİT NÎSAÎYE Müt. Opr. Dr. SAYIN .NCE, ve ameliyattaki titizlik ve özenl amelıyat sonrası da devam ettlrerek bize kardeşimızi kazandıran yardım ve Ugisini hiç bir zaman esirgemiyen yönetmen NEJAT TOLUNAY Opr. Dr. Sayın ERSOY N.YAZİ'ye büyük ner güç durumumuza koşan Başhemşire Sayın Nıgâr YAZICI ve yardımcı başhemşire Niliüer DEMİRBAY'a, hemşire Sevil SANOĞULLARI, Selıme ELMAS. narkoz Teknisyen Sefadiye KORKMAZ, Neclâ KARAASLAN, Nevin VAROL'a ve diğer hemşire ve pansumancılara tesekkürü minnet duygularımızla birlikte ıletirız. ÜLKEMİZ ÎÇİN BİRER DEĞER OLAN BU ELEMANLARIMIZIN BAŞARILARININ SÜREKLÎLtĞtNİ DİLERÎZ. KADRt ÖZTÜRK Cumhuriyet a332 Başhekim Sayın FAİK SÜTMAN'a
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear