23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CTJMHTJHIYET 21 Elrtm 1974 üleyman Demirel. büyük siyasal nüktelennden birislni daha yaptı. «Azınlık Hüküme• dıye birşey Anayasada yokmuş?..» Daha ı önce de bu konuda aynı derecede yanlış, fakat boyle özdeyışlerden sayılmıyacak bir görüş ılerı »ürmüştü: «Azınlık Hükümeti demokrasiyle bağdaşmaz» demişti. Şimdiki cümlesi. Süleyman Demirel'm zaman zaman siyasal guldürü edebiyatına armağan ettiÇı cjmlelerden birisi olduğu için. konunun cıddl yanından baska neşeli yanına da deginmek ısterız. Çok kerre sanılır ki, «Aziz Nesırun aklına geien şeytanın bile akhna gelmez.» Aslında. dünya ölçüsündekı bu büy.;* guldürü ustadının vaptığı, toplum hayatımızdaki olaylan ve sözlen biraz abartarak yansıtmaktan ibarettir. S Azınlık Hükümeti Prof. Dr. Muammer AKSOY kategoriler çerçevesinde düzenlemiş olduğudur. Anayasada ilkeler, ana kurallar, dile getirilir. Bu ilkeler, ana kurallar, özel durumlardaki somut çozümlerin hukuka uygun dusüp düsmedığım belli ederler. Anayasamızın bir tek yerinde «koalisyon» sözcüğıi ya da çozJmu yer almış mıdır? Ne birim Anayasamızda ve ne de başka Anayasalarda buna yer verılmemıştır. Faicat, parlamen ter sısterrun mekar.ızması, bu çözümü kendilığmden ortaya çıkarmışfır. Buna karşılık btr çok halde geçerli (hukuka uygun) olarak akla gelebilecek çeşitlı çözümlerden birçoğu reddediliyorsa bunıın nedenı, o çozümlerin Anayasava ters düşmesı değıl. çeşitli siyasal batamlardan sakm calarla dohı olmasıdır. Ve yine siyasal hayatta belli bir anda öyle durumlarla karşılaşılır ki, soyut olarak gözonunde bulundurulduğu zaman sakmcalarla dolu saydığımız bır çözüm bile, gerçekle;tırılebilecek olanaklar ıçinde «en az sakıncalı (ehvenışert» sayılabılır: bu nedenle de o çözümü benimsemek gerekebıhr. ve taraisızlann, (hükümet bunalımmı gider1 mek amacıyle güveno>aj vermelen normaldir ve her zaman beklenebılır. Su halae Cumhurbaşkanıiun vaimz C'HP'lı»erden kuru.u b:r tıukumet hstesıru onavisnrıası. Anayasanın so^üne olduğu g;b; ruhuTs mantığıaa. felsefesine de tamamen uyguij düşen bır davranış teşfcl eder Çunkü. hele busünkıı gıbı nS?ık bir anda uzun süren bir hüKumet bunahmm aan sonra CHP dışındaki birçok nriilletvekılinın vesitli yasal b&skı gruplann.n agırhklarını, nattâ seçmenın vereceğı notu he3aba katarak. Pürtılerinın davranışından ıarn. hareicet etmeieri. hiç değılse güvenoyu oturumuna katılmaları beklenebılir. Hattâ bazı kiiçült partiıerın daha cncekı dıremşlerıne rağmen pr^gran osunmasından sonra hükürnet için olumlu oj kullanma .an da normaldir. Ve bundan ottinj HSÜ böyle oJumiu bır olanağ. deneysız bırakan bıı Cumhurbaşkanı, hukuksal ve siyasai vonden eleştirilecektır; asıl bugünkü durumda .azınlık hukünıetı lıstesıci onaylamamak. Anayas» ve memjeket yararlanna ters düser. tğeı Anayasamız bir Anayasacının sandığı fribi önceden çogunluğu sağlSkyamaysn bır hükümet listesımn onay:*>nmasının pesmen reddedilmesın] ıstemış olS2ydı, örnegin 1946 Fransız Ana^sasrnda (mad oc 46) olduğu gibi, Bakanlar Kunılu listesinın Meclisten güvenoyu aldıktan sonra Cumhurb&şKanınca onaylanması çözümUoü bemmserdi Özdeyişler! Demirel'in sözleri. siyasal alandaki guldürü edebıvatımızm yıllardan ben en verimlı kaynaklarından bınoır. Onttn yüzlerce siyasal özdeyişini bir araya getırip okuma mutluluguna ulaşan her kişi. Aziz Xesın"in bîrçok buftıslanmn p?k de olağanüstü bır yaratıcı muhayyileye dayar.ma zorunluğunda olmadığını teslim eder (•) Gerçekten biztie mızah başyapıtlan yaratabiimek ıçin ssdecp gozlemek, izlemek ve bunlan saptayıp bıraz abartarak aktarmak yeter de artar bile. tşte Azız Nesm'm yıllarca önce Akbaba'da vayınladığ' bir yazı, «Seyyar Köftecıler Talimatnamesı» başlığmı taşıvordu. Yazının doruğunda baıı siyasal adamlarımızı hatırlatan bir kişi, «Anayasada kofte möfte yok. göster bakalım nerede köfte maddesı?» dıye karşı çıkar. Yıllar sonra Sayın Demirel, bu yazıdakı nükte yaratıc. kısıye nazıre olsun diye «Anayasada azınlık htUrümeü diye bırşey yok, bu neder.le azınlık hükümeti Anayssaya aykırıdır» demek suretiyle. hetn son günlenn s:yasal hayatındaki olağanüstü cıddihğin gevşemesine hizmet etmiş, hem de Azız Nesinie boy ölçusecek guldürü gticüne sahip olduğunu kanıtlamıştır. Ajmen Aziı Nesin'in kahramanı gıbı, sayın Demirel de sanmaktadır ki. «Seyyar koftecller yönetmeliğinin geçerlı veya Anayaçaya aykın olması», ya da «Aaınlık Hükttmetınm geçerlı ya da Anayasaya avkın olrr.ası», Anayasada bir «köfte maddesi» veya bir «azınlık hükümeti maddesi»nin bulunmasına bağlıdır. Eger bovle oSsaydı, Anayasanın kapsamı binlerce maddevı aşardı. Demırel'in ve benzerlerimn öteden ben kavrayamadığı gerçeklerden biri, özgürlükçü demokratık düzende «yasak olraayan ber çözümün caiz o!duğu»dur. Mejer kı. idarenin kışı haklarını kısan kararlan söz konusu ola. Or.lsrda durum tersınedir: tdarenın kararlannm geçerli olraası îçin, bir kanun hükmüne dayanması gerekir. Yıne Demirel ve benzerlennın kavrayamadığı başka bir hukuksal gerçek de, Anayasanın toplum hayatına ilişkin çözümlerı, sadece genel Anayasamızın Hiçbir Kuralına Ters Düşmez Anayasamızın açık hükümlerine ve benimsediğı parlamenter sisteme gore, hükümet kurmak'.a gorevlendırilen kişinin Cumburbaşkanma sunduğu lıstenin onaylanması ile bakanlar atanmı$ ve hükümet kurulmuştur. Ancak, bu htikümetm avakta kalabilmesi. Mıllet Meclisince güver.oyunun verılmesıne bağlıdır GUvenoyu otunımuna katılan milletvekıllerinin çoğunlugunun o!umlu oy vfmıesi. güvenoyu için yetmektedir. Bu toplantıva 447, 380 veya 300 miLletvekili katılabüecegı gibı. sadece 236 milletvekili de katılabilir. O zam?n 114 milletvekilinin olumlu oy vermesl bile, bu hükümetin (226 oy gerektiren bir güvensızlik kararına kadar) yaşaması için ye tecektir. 300 milletvekili katıldıysa 151, 380 katıldıysa 191 milletvekilinin «EVET» demesi kafidir. HükUmete katılmayı kabul etmediği halde, CXîP veya DP Hükümete beyaz oy verebilecegi gibi, her partiden baa milletvekillerinin de başlanna birşeyler gelmesinden çekinerek Kendi baskanlarının başkanlıgmda oıı hükümet kurulmasını isteyememeleridır Veya «çoğunluk partısı liderinın başkanlığında oir hükumet kur manın söz konusu olup olmadığı» ga^etecilerce kendisine sorulan bir babanın «Benı eüldürmeyoniz!» diyebilmesidir. Eğer Demirel «bu durumların Anayasayla Dağdaşmaz» olduğunu biıdirseyi. haklı çıkard. Ovsa bunu söyleyememış; Erım Melen ve Talu hükümetlerine ıstemeye ıstemeye güvenoyu vermiş ve verdirmiştir. Evet AP'mn yalnız başı r.8 hükümet kuracak kadar sandalyesı vaTken Demirel, bu hükümetlere oy vermesıron «Anaya sayla ve demokrasinin mantığıvla asla bağdaçan^dığını» hatırlıyamamıştır. Bugün vaktiyle gerektiği zaman söyleyemediğini. şinıdi veri ve ge regi yok ıken söyliyerek Komi* dunıma düsmek tedir Heıe azınlık hükumetinin bütün Batı den.okrasılerınde yıllardan Berı eerekınce uysnılanagelen bir çözüm olduğunu da natırlarsak sözlerinin güliinçîüğu bıraz aana artar Elbette kı bir azınlık hükümeu cıddi ışleı »öremez, cesur kararlar alamaz ötekı Dartıîerin ıytediklerı acda 226'yı bulup. hükümeti alaşağı edebileceklen meydandadır. Ancak boyle bır ha'de, o partilere düşen görev hükümeti kendı .erinin kurmalarıdır Bunu vapıntzlarsa. derhal seçime gitmeyı kabul etmelen gerekır. Hem • âzınlık hükümetine oy vermemek» nem «kendı aralannda bir hükümet kurmay! kabul etmemek» ve hem de «derhal seçımiere gitmeyı reddetraek», rejımı kundaklamak demektir Demok ı^tik rejimı ışleyemez, çıkmazlara sürüklenen rır rejim gıbı göstermeye. hıcbıı Dartııun ve kişiuir. hakkı düşünulemez! Anavasaya ve onun ruiıuna aykırı düşen, hattâ devle^ kavramı ile bile b&ğdaşmayan tutum ve davran^ «a'.ternatıflenn hiçbirisini kabul etmiyerek, sıvasai hayau çıfcmazlarla karşı karşıya oırakmakliır Hele dışta «'lâhlı bır çatışma lçlnde bulun'iutumuz bu gün ierde... Böyle bir tutum ıçine gıren kişilerln ve oartilerin «demokratik cumhuriyet» vetan milıet'» dıye nutuklar atmaları. aslf ciddıye alınamaz. «Ciddiye alınmamak» ne söz, düpe düz gü lünçtür! <•) örnek olarak SfHeyman D«nirelin WTkaç sivasal özdevişini aktarmak isteriz: «Parkta oturmakla memleket meselelerl halledilmes. öyle olsavdı, bü>ük bir park yaptı rır, hep bersber otururduk» (Cumhuriyet, 17.7 196»): «Birbirimid ve' mir*Mm; birbirimizi yiyerek kamımın doyuramayız» (Cumhuıivet. 19.7.1969): «MeBeltleri pencereden defil. binanın te pesinden seyretmek lâzınıdır» (Cumhuriret, 30.7.1969); «Kabinede değişiklik ys pılıoca, defijiklik vapümıg olur» (Com hurrjrt. «.4.1968): «Dış borçlar Tfirkiye'nin itibarım gösterir» (Cumhuriyet, iiHaftâmn raporır Cennetin Anahtaılan.. SADUN TANJU Demokrasinin temel kuralıdır özgürlfik diye yazıyor Başbakan Bülent Ecevit Bayraın gazetesınde. Sonra da ösgürlüklerin lcisisel ve toplumsal yarar yönünden sınırlandırümasma de«inerek. Uti temel ösgürlüğun sınırsı» kullanılmasından kımsenin zarara uğTamıvacağmı ortaya koyuyor. Birincisi. düsünce inanç ve anlatım özgürlüğü; ikincisi örjcütlenme özrürliiğü. Ecevit, bu özgürlüklerı herkesin kullanabilecefıni ve kimsenin bu yüzden başkasıru engellivemiyeceğini söylüyor. Çasdas gelisımı, bu öegürlüklerın en geniş şekilde kullanılmasına bağlı görüyor. ÖZGÜRLÜK CENNETİ Bu anlayışta bir siyaset adamının, topluma özgürlük cennetı anahtarlarını uzatmasını yadırgamıyor insan. Tarüv sei gelisimin acılarından üzülerek bugüne ulaşmış bir toplum, yaşanılan çağa ve uygarlığa kavuşmanın müjdelenni almalıdır. Daha bır yıl öncesmin kapkaranlık, özgürlüksüz yaçammdan kurtanldığına inandınlmahdır insanlar ve toplulukîar. Artık bilmeliyizdir yazj yazmaktan. kitap cevırmekten, kitap okumaktan. kendimızi kanunlaruı güvenlıği altında sanıp açıkça örgütlenmekten başımıza birşey gelmıyeceğmı.. ömrümüzün zindanlarda geçmıyeceğıni, ocağımızın sönmiyeceğini.. YASAK KİTAPLAR LİSTESl Bundan 11 yıl önce, Ecevifin çalısma bakanı olarak görev aldığı hükümete bir liste sunmuşlardı, yasaklanması gerekli görülen kitaplar.. Ecevit listeye şöyle bir Oakmış ve hükümetteki arkadaşlarına kitap yasaklamanın ne denli saçma, cağ dışı bir davranış olduğunu anlatmayı başarmıştı. Kendilerinı devleti korumakla görevlı sayıp tehükeli, zararlı kitaplan ortadan kaldırmak gibı yüce bır vatanseverlık duygusuyl» dopdolu yetkililer, seri çevnlen lısteyi ne yaptılar bilıyor musunuz? O hükümet düşer düşme*, yeni hükümete aceleyle sunup. llk icraat mrasına sokturriıılar. Bugün Başbakan d&sünce İnanç ve anlatım 5str3rlöğfl üinırsnca kullmnılmalıdır, bundan toplam ancak (ayda göriir anlayışındadır ama, kimbilir nice yetkililer «deli mi bu adam. memleketi batırmak mı istiyor?» dıye nasıl bır telâş içindedirler? Seyirci Kalmak! Çoğunluk saklanamayınca. oıı tek partinin kurduğu hükümetin başka. paTtilerin oylarıyla desteklenmesinin, Anayasamıza ve demokrasıye aykın düşen hiç bir yanı yoktur. Anayasamızın nıhu ve sistemiyle asla Dağdaşmıy&cak olan tutum, bir çoğunluk partisi varken ve bu çoğunluk partisinin beşkaru Başbakan olmaya can atarken, bu çoğunluk partisi mtlletvekillerimn Kendi gerçek iradelerine aykırı olarak hiç de islemedikleri bir kişinin kurduğu (partilere dayanmayan) bir hükümete oy vermeleridir. Demokrasiye ters düşen, çoğunluk partisi milletvekilJerinın, baska yolda hareket ettikleri takdir SİZE SUNULDUĞU GİBİ... Çetln Altan, dördüncti baskısı yapılan Onlar üyamrken kitabmın gınşınde bır anısını yazıyor. 1971 Mayısında sabaha karşı evini basıp arama tarama yapanlar, boyna soruyorlarmış: «B«kın doğro söyleyin, Onlar Cvanırken kitabından bir tane bile saklarsanız sonra çok kfttfl olarsnnnz.» Kendi yazdığım bir kitabın kendi evlmde bile bulunmasmı reden bu kadar sakıncah görmüşler, pek anlıyamadım dog rusu diye alaya alıyor o olayı Çetin. C^sa arama tarama ve yasaklama nedeni açık: Kimse sosymllsmi basitçe 6ğreten bu kitabı okumavacak, kimse nasıl kotü vönetlldftinl ve nötnürüldüğünü öğrenmirec«k; kimse yasamı kendJ aklıyla vasamıracak ve ancak kendisine snnnldnjhı e<bl kabul edecek! Devleti korumak, halkı korumak dedıkleri, vatanseverlik dedikleri de bu.. DIN, BUGUN, YARIN.. Oktay AKBAL Evet Hayır Bunalımdan Beri Petrol Sorunu etrol sorunu, lsrail Arap savaşı dörduncu safhasının 6 ekim 1973 günü baslaraasıyla beraber bir bunalıma dönü;tü. önce, özellilde, Birleşik Amerika'ya yönelik sevkiyata ambargo konuldu. Lâkin, bu tedbirden, Amerika'dan çok Avrupa etkilendi. Gerçi, bu yılın mart ve temmuz aylannda Viyana'da ve Kahire'de alınan kararlar uyarmca önce Amerika ve sonra Hollanda üzerinden ambargo kalktı. Bunun sonucunda, günlük yaşam nisbeten rahatladı, fakat uzun vadeli sorunlara çare bulunamadı. Artık petrol bulmakta biîyük güçlük çekilmiyor ama, bunun için yüksek bir bedel ödemek gerekli. Çünkü eylül ayında 3 dolar olan varilin afişe fiyatı, 16 ekimde ve yü sonunda yapılan zamlar sonucu, 1 ocak 1974'ten itibaren 11.65 dolar oldu. 1947 yıhnda bir varil petrolün satışmdan sağlanan gelirle, 1973 yüına nazaran daha çok mal alınırdı. Bu hal ve doların devalüasyonu, petrol üreten ülkelerce, fiyata yapılan zamlan haklı gösteren yeter birer neden sayıldı. temler üserinde görüf ayrıuklan beUrmektedir. Dünya Bankası genel müdurii McNamaraya göre, geiişmekte olan ülkeler ekonomisinin ciddî sarsıntılardan korunması, endüstri ülkelerinin, çeşitli kısıntılara başvurmaksızın, enflasyon ile mUcadelede saglayacaklan başarı derecesine baglıdır. Eylül ayında Detroit'te toplaSelman GÖRKEY nan Uluslararası Enerji Konferaasında konuşan Amerika Hazine Bakanı William Simon, yürürlükteki fiyatlann dünya ekonomi düzeni için bir tehdit teşkil etnmın ihtiyaç gösterdiği bu de kati çekmektedir. tigini söylemiştir. Suudi Arabisrece önemli işlemler için europiÜreticiler, bundan önce Kito* tan Petrol Bakanı Yamani ise, yasasınm bir çözflm yolu teşkil da olduğu gibi, yalnız aidata üretici ulkelerin, fiyatlann âüs ' edemeyisinden meydana gelmek degil, şirkeüerce ödenecek yer mffiioc meydan vermeyecek şe • gilere de nîrn yapmak suretile, kilde uretimlerini tedir. ayarlamağa Petrol açıklarının finansmanı kendi gelirlerinl tümü itibarile devam edeceklerini belirtmiştir. »o 3 5 artırmayı kararlaştırmısmaksadıyle, Milletlerarası Para öte yandan, Birleşmiş MilletFonu (MPF> nezdinde teşkil olu lardır. Suudi Arabistan eski kalet Teşkilâtında görüşünü açıklaranndan vazgeçerek, petrol Ure yan Amerika Dışişleri Bakanı nan kredi fonuna Yakındoğu'daki petrol üreticilerinin yatırmayı ten ülkelerce aidat ve vergilere Kissinger'e göre, yüksek petrol kabul ettikleri fonların toplamı bindırilen ' o 3.5 zammı 1 ekim fiyat lan ekonomik faktörlerin ise, bu yıl 3,4 milyar dolardan ö den itibaren uygulayacağını A bir ürünü olmayıp, fiyatlan sunî RAMCO şirketıne hissedar olan teye gidememiştir. bir düzeyde tutmak için üretimi dört Amerikan sirketine teblig kısmak niyet ve azminin bir soBunun nedeni, petrol üretici etmiştir. nucudur. lerinin, endüstri ülkeleri aynı 1 ocak 1975'den itibaren ihracatAmerika Dışişleri Bakanırun, şekilde hareket etmedikleri süre çı ülkeler petrol fiyatmı endüstce, MPF'ye önemli tutarda kredi ri ülkelerindeki enflasyon oranı petrol için bir «âdil fiyat» sapPetrol fiyatmın gecen yü kısa açmak istemeyişleridir. Hele, uzun tanmasından yana olduğu hatırbir süre içerisinde dört misline vadeli plasmanlar sözkonusu olun na göre ayarlamayı hedef tut lardadır. Nedir, «âdil üyat?» yakın artnnlması sonucu, petrol ca, borç verecekleri sermayeler maktadırlar. Bundan önce, şubat ayında WasEnflâsyonun, büyük bir kısmı üreten ulkelerin gelirleri dur için teminat aramaktadırlar. Ayrıhington'da toplanan Enerji Konmadan çoğaldı, tüketici ulkelerin ca, petrol üreten ülkeler. tüketi itibarile, petrol liyatına yapılan feransında yaptığı kor.uşmada beSdeme açıklan da gittikçe arttı. ci endüstri ülkelerinin kendileriy zammın bir sonucu oldugunun lirttiği üzere, yalnız üreticılerin Örneğin. Küveyt Ticaret Odası le smaî işbirliği Uişkileri kurma bir kez daha petrol tüketen ül değil, aynı zamanda tüketicilerin konferansında nın rakamlarma göre, petrol üre larını ve sanayileşme üıtiyaçla kelerce Beyrut de çıkarlannı nesaba katan bir ten Arap ülkeleri bu yü, kendi rmı ciddJ bir surefte dikkate al ortaya atılması üzerine, taraflar fiyattır. Kissinger'e göre, bu fiarasında kısır çekişmeler ceregelişmeleri ıçın gerekli olan meb malarını şart kosmaktadırlar. yan etmiştir. Bilâhare, Cezayir'm yatın. savaştan önce. eylül ayınlâğlann dışında, 54 milyar dolar Hanı petrolün afıse fiyatlanna Endüstri ve Enerji Bakanı Ab daki düzeyden yüksek, fakat şimbir gelir fazlasına sahip olacakdüdnden aşafı bir noktada belirlardır. Altı yıl sonra, gelir faz gelince. mart ayında Viyana'da desselâm. bır demecinde. petro lenmesi yararh ve mümkündür. 38. toplantısını yapan OPEC ül lün enflasyon oranındaki payılası 94 milyara yükselecektir. İOysa, harcı âlem tüketin} niâlran'm ise, 1974 yılında petrolden keleri, uygulanmakta olan fiyat nın °o 2'yi geçmedığinı belirtlan üretenler kendı ürünlerinin 25 milyar dolar gelir sağlaması lan 1 nisan'dan itibaren 3 ay için miştir. dondurmuşlardır. Dunyada büküm süren enflas fiyatlannı düşüremediklerine gööngörülmektedir. Ekonomi ve Ma Haziran ayında Ekvator'un ba? yon, geiişmekte olan ulkelerin re, OPEC üyesi ulkelerin petrol liye Bakanı Ansari'nin ağustos ayındaki açıklamasına göre, tran kenti Kito'da yapılan toplantıda, ekonomüeri Uzerinde yüacı etki fiyaüannda indirimler yapması dış ülkeler lehine 1 ocaktan beri fıyatlann yükseltilmesine taraf ler meydana getirebilecek nite söz konusu değildir. Fiyatm, yirmi otuz ham maddenin fiyatlantoplam 10 milyar dolara yakm an tar ihracatçı ülkelerle, fıyat ın liktedir. Aynca, petrol bıınalımı laşmalar imzalamıs bulunmak diriminden yana olan Suudî Ara bu ulkelerin dış ticaretini etklle nı kapsayan bir endekse göre hesaplanabilmesi haiinde ise, bır mektedir bıstan arasında bir uzlaşmaya tedır. Enflâsyonla mUcadeleyi önce dünya petrol fıyatanın saptanmavanlamadığından, fiyatlann 1 tem Petrol tüketicilerine gel'ınce, sı için tran ciddi müzakerelere endüstri ülkelerinin bu yüki öde mtız ile 1 ekim arasında aynen mu likle surdürmek gerekliği çoğun girmege hazırdır (Şah'ın açıklame dengesi açıklan toplamının 40 hafazası kararlaştırılmıştır. Afişe lukla kabul edilmekte, fakat yön ması). milyar dolar dolayında olacağı fiyat 11,63 dolar olarak bırakılSONUÇ: Şimdiki koşullar de> OECD örgütü tarafından teyid o mış, fakat aidata 1 temmuzdan ğişmedikçe örneğin, petrol tüitibaren *k Z zam yapünustır. AZUHAL lunmuştur. Yalna ttalya ve tnkeUml gonüllü olarak kısüabiRAMCO sirketiyle yeni anlaşmagiltere'nin açığı, GSMH'nın O'o5 ile llr dünya petrol flyatlannda ları yapmak için müzakereler sür ine eşit olabilecektir. kayda deger bir düşüş beklemek ÜMÎT YILDK düren Suudi Arabistan bu tedbiÜçüncü dünyaya gelince, zam re katılmayacağını açıklamıstır. yersizdir. lar, kendilerine endüstri ülkelekızlan ŞEVHAB'ın doğuEkonomik sıkıntılann hafifleOPEC'in, Viyana'da eylül ayınrince yapüagelen yardımın hemen tilmesi, güven altına alınması ismunu akraba ve dostlada yapılan olağanüstü toplantıhemen tümünü alıp götüreceğintenen petrol gelirlerinin tüketici rına müjdelerler.. den, daha nazik durumdadırlar. sında, ham petrol fiyaüna 1 ekim ü'ıkelere düzenli bır şekilde kreden itibaren °'o 3,5 oranında zam Çünkü bu hal, onlann gelişmesidilemesinl saglayacak bir mekayapılması kararlaştırümıştır. Dörne sekte vuracaktu. nizmanın kurulması ile mümkün Petrol açıklarının finansmanı düncü üç aylık süre için kararlaşolabilir tınlan zammın. endüstri ülkelesorunu ştoıdiye kadar çözülemeBu sonucu sağlayacak yeni yönrinde hüküm süren enflasyon oradiği için, Batılılar ile Arap ülketemlerin bulunması ise, kuşkunının yüzde 25'ine eşitliği dikCumhuriyet 8316 •iuz, uluslararası işbirîiğine ihtileri arasında derin anlaşmazlıklar meydana gelmiştir. Tâkin, Bayaç gösterir. tılılar somut çözüm yollan göstcremiyorlar. Arap sermayelerinin bir kısmı New York ve Londra yolunu tut makla beraber, önemli bir kısmı europiyasasına ycnelmeğe devam etmektedir. Böylece, bankalar ken dilerine kısa vade ile yatınlan mevduatla uzun vadeli girişimler de bulunmak yolunu tutuyorlar. Bu rizikolu kambiyo işlemleri yüzünden son aylarda bir kaç banAkademinıiz 1765 sayılı Üniversite Personel Kanunu uyaka iflâsa sürüklenmiş veya büyuk rınca (Ayrıca 3. derece kurulu? ve gelisme güçlüğü ödenir) ekonomik sıkmtılara düsmüştür. Sorun. ticaret açıklan finansma P «İnandığım yolda mücadele ediyorum». Bu soıu sbyleyen emekli bir generaldir. Yakın günlere d?k en onemli duruşmaların yapıldığı, idam kararlannm verıldi*i bir Sıkıyonetim Mahkemesinin başkanhğı görevinde bulunmus bir kısı. Dün de ınandıgı yoldaymış, bugün de!. Ordunun yuksek rütbeli bır uyesı olarak üzerine aldığı işleri >apmış. Buna dlyecek soz yok Peki simdi? Emekli olduktan sonra? Yine aynı yolda mı yürüyor? Nasıl yürüyor? Hangı yöne? Önemli olan budur Bugünkü mücadelesiyle dunku mucadelesi arasında bir koşutluk kurmaktır. Sayın Elverdi. ün sahibi bir kısidir. Bu ünü TaUt Aydemlr olayında kazandı ilkin. Radvodaki bir yayını durdurup, kerr*vspsiyle başka bir yayın yaparak... Bu arada Aydemir'ciletın âÜınc tuisak olup Harp Okulune getirilisi, orada genç<•• Harbiyelilerin. elincfen Aydemir tarafından zorlukla kurtarüışı kitaplarda yazılıdır. Sonradan terfi ederek general olmuj, 12 Mart eyleminin yeni bir yön kazanmasından sonra sert bir yargıçlık görevi yapmıştır Uç gencın. Gezmiş, Inan ve Aslan'm idam kararlarını veren mahkemenin başkanıdır. Bu üç gencin idamlarında da hazır bulunmuştur. Tarih bu olay için ne diyecek, nasıl bır yargıya varacak, bunu şimdiden bılmek olanaksızdır. Siyasal suçlardan dolayı ölüm cezalan vermenin sakıncah, yanlış, hatta tehlikeli olduğu uygar dün.yaca anlaçılmı^tır. Bugün idama mahkum edilen kişinin başka bir zamanda. başka bir mahkeme önünde aklandığı, hiç değilse hapis cezasına çarptınldıg!. bir süre sonra da özgürluğüne kavuştugu görülmüştür. Ama Elverdi'nin başkanlığ.rdaki mahkeme bu üç genci idama mahkum etmiş, daha hafif bir ceza vermekten kaçınmıstır. Şimdi bu mahkemenin başkanı, 12 Mart hukukunun en ünlu uygulayıcılarından biri, emekli olur olmaz bir siyasî partiye kaydoluyor, politika yaşamına atılıyor. Ostelik de «.nandıâım yolda mucadele edıyorum» diyerek dün. nasıl chışunuyorsa bugun de aynı çızgide olduğunu belırtiyor. 12 Mart hukukundan yana bir asker, her seyden once 12 Mart eyleminin AP'ye ve onun genel başkartı Demirel'e karsı yapıldıpını bilır. Böyleyken Bay Elverdi kendini AP saflarına atmıştır. AP'yi kendı kafasındaki düşünceye, inanca uygun bulmuştur. Bunun bir anlamı vardır. Gdze batacak kadar açık olan bu anlam da şudur: 12 Mart, Demirel'in AP'sine karşı yap.lmıştır, daha doğrusu öyle başlamıştır, ama bir süre sonra 12 Mart eylemi AP'nin polinkasına dönüsmüş, AP'nin çızgisine gelip yerleşmış. bu partinin iktidardayken yapamadığı işleri, örneğin Anayasanın deği=me?i, ^ol akımların ezilmesi. AP'ye karşı olan aydınlann gcrülmedik bir biçimde cezalandırılması gerçekleştirmiştir. Akla gelen, '? Mart hukukunu uygulayanlardan biri olan emekli asker lAprdi'run dana o günlerde de AP nın «felselesi«ne yakm bir k s' olduğudur. Yan tutan bir gftrevliymiş demek o yılların .~ikıyönetim Mahkemesi Başkanı Elverdi... AP nın çizşisinc'pymiş. yanı sağcı bir kalada, solun en ılımlısına bile karşı refornıcu eylemlerin, düşünceîerm hepsinı bu yurt. bu ulus için zp.rarh g*iren bir kişi . O üç genç de bır talihsızlik sonucu t~yle bir kişinin başkanlık ettiğı bır mahkemeye düşmüşler. Bbşka bir kişinin yönetimındeki mahkeme belkı de onlara oöylesine ağır, geriye dönülmez bir cezayı, ölüm cezasıııı vı rmeyecekti. Bay Elverdi bugün sürdürmekte old'igu mücads>y: o gün bu üç gencin yagnlamasında da uygJİamıştır. Enıeİ: ye ayrılır ayrümaz AP'ye üye olmakla bütüa bu düsünce'erin, kuçkuların gerçekliğini Rös'prmekten de çekinr.emiştir. Evet, geçerüfrae de yazdım, herkes yenni almaiı, diye. Bafcn İstanbul Kımya Fakültesi Dekanıyken fakülte koridorlarında asılı A'artrk resimlerini söktürüp attıran Karadeniı Toknik Ünivers.tesı Rektörlügü sırasında da sosyal demokrasiden yana. K?malizmden yana gençlerı baskılarla bunaltan bır bayan proferör de tuttu MHP'ye girdi. Daha ba*ka kisiler de var kafalaj'nn, yüreklerinin gerçek yüzlerini sonunda gösteren. Bugün ar>yabiliyoruz dünkü davranışlarımn nedenini nıçininı .. O gü;erde, bu gibi kişilerin yaptıkları ışler ona buna ybnelttiklen suçlamalar konusunda kuşkularımızı. güvensiziıklerimizi belirtirken yanılmadığımız ortaya çıtayor böylece . «tnandığını coloa mücadeleye devam ediyorum» diyor Bay Elverdi. 1yı ki, snyle yaptı, böyle davrandı, böyle konuştu. 12 Mart sonrası o^remınde olup biten işlerin. olayların, bir takım savların. v^ıplann kesin kanılarm gerçek görünüşleriyle açiğa çıkmasınria vararlı oldu. Bu da bir kazanctır. Ne demişti Atatürk, »Du"ü unutma. bugünü daha iyi anlarsın». Ben de şunu eklemek ı'erirc «Dünü unutma; bugünü daha iyi anlarsııı, yann. di. 1i r a saŞlarn, daha güçlü kurarsın...» ŞİMDİKİ KOŞULLAR DEĞÎŞMEDÎKÇE, DÜNYA PETROL FÎYATLARINDA, ANMAĞA DEĞER BÎR DÜŞÜŞ BEKLENEMEZ. ULUSLARARASI ÎŞBÎRLtöî TEK ÇIKAR YOLDUR. TEHLİKELİ MADDE: AKIL! Bir Başbakanın, üstelik yeniden hükümeti knrmakla görevlendirilmiş bir politikacırun bir bayram gününde en büyük mutluluk müjdesi olarak sunduğu düşüncelenn sevincine katılırmış gibi yığınla kitap birildverTniş masama. Can Yücel, Bir Siyasinin Şiirleri'ni yazmış. Onun gibi sevgı dolu bir yazann bir şairin «tehlikeli» göriilüp zındanlara atılması ve şu mutlu gelişun olmasaydı Türkiye'de kimbilir belki de yıllar yılı içerde kalabilecegi düşüncesl yok mu, ne kadar sarsıcı! Ve ne kBdar snlammı derinlestırıyor Ecevifin sözlerinin.. l.te Nâzım Hikmet, «Bu Memleket Bhsim» demi» ve bu memleketln kimın olttujunu öğretmlsler ona, hiymnetl vatanlye suçundan memleketteki mapusaneleri dolastıra dolaştıra. Hasan Hflseytn. «Kelepçemin Karasında Bir Ak Güvercin» kitabıyla, özgürlüğe vurulan kara kelepçenın acısını duyurmak istiyor; mapusane seni yapan kör olsun derken. şiiriyle bir umudu yesertivor: Dügüncesi, inancl, yazısı ve sözü yuzünden kımsenin kapatılmayacağı mapusanesiz bir dünya.. Basaran, Tonsuç Yolu kitabında devrimci bir ejitim denemesınin cümle zindancıları nasıl bir coşku ile ayağa kaldırdığını anlatırken. dıgurlüge vurulan prangaların aslında yaşamı mapusaneye tıkmak olduğuou belırtmeğe çahşıyor. Fakir Bayknrt, tçerdeki Ojful'da, ayrfınlık ve güzel işler yapmayı amaçlamış bir köy enstitülü aydının çağdışı olaylardaki taoıklığını yapıyor. Düşünme ve anlatım özgürlüğü olmasaydı, bütün bu şair, yazar ve düşünür Türklerin kitaplan yazılmayacak ve okunmayacaktı. Onlann tanık olduklan, ögrendikleri. yaşadıkları olaylar bilinmeyeeek, çağdas bilinç olgunlaşmıyacaktı. AKLIN YOLLARI Ve Marki de Sade'ın, bundan iki yuz yıl önce yasamış bir aydının «Erdemle Kırbaçlanan Kadın»ı elimde. Sade ı o çağtfa. aklın yollannı gösteren bir ışık olduğu için söndürmeğe çalışanlar, nasıl da başan kazanmışlardır halka onu lânetli göstermeğe! Çünkü Sade, toplumsal yasalara karşı kişide yaratılan tartışmasız saygının kimlerin işine yaradıgını, tanrısal vetkinin bile ezenler ve somürenler adına kullanıldığını aklın açlklığı ve inandırıcılığı ile söylerdl ve halk bilincinin uyandırılıp oluşturulmasından büyük zarara uğrayacaklannı görenler bu çılgm şeytanı halka kolayca taşlatırlardı: Marki de Sade bir kâfirdir, insanea deferierin hiçbirini tanımıyor, her seyi süphe ve inkânn çamnra ile kirletiyor, erdem'i yok ediyor, Marki de Sade insana hnznr ve motloluk veren bütün düşünee ve duT/rulann cellâdıdır! DAYANILMAZDI.. Bugün bile, İki yüz yıl sonra, bir devlet adamının verebileceği en büyük müjde, kimsenin düşünee, inanç ve anlatım özgürlüğünden dolayı cezalandınlamıyaca|ıdır. Marki de Sade, 1814 yıünın 2 aralıgında ölürken, «benl toprag» gSmdükten Muıra ficerime palamnt tohnmlan serpin, mezanm bir ormanın ağaçlan altında kaybolsun, benden bir işaret halmasın, adım tnsanlann bellejHnden silinsin» diye vasiyet etmişti. Böylece aklın yüce pınltısını, insanlığm gelişmesini köstekleyen yasalar ve yargılarla örtmeğe çallşanlara tariht görevlerini sürdürmekten geri kalmasınlar diye yol gösteriyordu Aslında, aklın ve Szgür düsüncenin toprağında vetışen ağaçlar bir mezarın yerini kaybetse de, bir gerçeğı gözden saklıyamaz: Akıl ve özgür düsüncenin ormanları olmasa, yaşam kuraklığına dayanılmaz. Eskışehir Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Başkanhğından ÇOKACI BİR KAYIP Merhum Ekrem ve Fevziye Nural'ın kıymetli oğullan Günsel Nural'uı sevgili eşi, Samim ve Sema'nın biricik babalan, Cahids ve llhan'ın sevgili kardeşleri, Şemsi ve Fethıye Törün"ün damadı, Cumhur, Sabiha ve Yüksel Törü"nün eniştelerı Muammer ve tlhan'm kaymbıraderi. Kıymetli, iyilik tünsaii, büyük insan Nurma Tesisat ve Ticaret firmasının kurucusu, Asistan Alınacaktır İNŞAAT BÖLÜMÜNE: TEŞEKKÜR 11.10.1971 tarihinde vefat eden sevgili annemiz ve büyükannemİ2 MAKtNE BÖLÜMÜNE: Motorlar, Termodinamik, Malzeme ve Olçme Teknigi, Makine Elemanları, Mekanik ve Mukavemet, Isı Tekniği ve Buhar Kazanları Kürsüleri. Mühendislik Mekaniği, Masif Yapılar, Hidrolik ve Su Yapılan Kürsüleri. 1 Müracaatlann özgeçmiş ve bir fotoğrafla 25. ekim. 1974 tarihine kadar ilgili bölümlere yapılması, 2 MüracaatçUann en az Yüksek MühendU olmalan, 3 1184 sayılı kanuna ve ilgili yönetmeliğe göre durumu uygun olanlann ve isteklilerin Öğretim Görevlisi veya Öğretim Üyesi olarak müracaatları duyurulur. (Basm: 23939) 8308 D U L B A Y A N Lusi Topalyan'ın cenaze merasınıine bizzat katüan, mektup, telefon ve teîgrafla büyük acımızı paylaşan, çelenk gönderen, Türk Eğitim Vakfuıa ve hayır müesseselerine bağıjta bulunan bütün akraba ve dostlarımıza en derin minnet ve şükmnlanmm sunanz. EVXATLARI: Heroıini Nlsanyjı ve evlatlan. Anl ve Ara Kuymncıyan ve evtodı TORUVC: Ari vs Linda Kuyumcıyan Becidyan: 44 12 29 48 09 98 M. Ilhami NURAL 19.10.1974 Cumartesi günü ellm bir trafik kazası neticesl hakın rahmeüne kavuşmuştur. Cenazesl 21 Ekim 1974 Pazartesi günü öğle camazını mütealdp, Şisli Camlnden kaldınlarak Zincirlikuyu kabristanına delaedilecektir. Tann rahmet eylesin. EŞt ve ÇOCUKLAR1 Cumhuriyet 8317 MAK. YÜK. MÜHENDtSt
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear