25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 23 Ocak 1974 NİlAMFTTÎN î>AYANAMADl AMA AYUÎ AN&A D/fc Dîfc CANBAZ \ İWAT£(İNİN % ASKI İ N TABANıNA... üiAN . 5 J M W 5ANA ANA BtLLETİfcİM B f r u . . |IIH l 0 v/A'ı fcOpO&ütfU !... üuNAHA KASlMfAŞAÜ NİZAMETTıN'E u IN ALLAH5H r SFNÎNKEM ^ l l Kl£lp, Kü?EKL£rît D» Toz Duman Içinde TALİP APAYDIN 121 Bıyıklı genç bırisi, kadın urbası gıymışti. Tarunmamak ıçln burugunü kapa'tı Küçük çocuklar kağnılann ustünde korkarak bakıyor lardı Molla Mahmut Gıdın bakalım dedı Sankı düşman sızın gıthğınız yere gelemez Gıdın, gıdın hadı1 Atı sürdü. Kafıle bıtecek gıbı değJdi Atlar arabalar, kağnılar Yuzlerce ınsan goç edıyordu. Bıraz sonra karşıdan gelen başka bır kafileye rastladılar Onlar da goçüyorlardı, ama karşı taraftan geliyorlardı. Hayrola, nereye boyle? Adamlar şaşkındılar, korkuyorl&rdı. Birisi Düşman geliyonnuş hemşenm, dedl. GoçeVliyoruz Ne yana' Aha bu yana, kasabaya Hunm îyı. Gidin bakalım Güle güle.. Biraz sonra ıkı kaflle karşılaştı: SelaTiunaleykum. Alejkumselam Nereje böyle' Düşman gelıyor ağa, kaçıyoruz. Ne yana kaçıvorsunuz' Aha o yana. BIz de kaçıyoruz e? Siz ne yana' Bız de bu yana. öyle ml, niye' Duşman geldi. Vay, oraya da geldi ha? Geldi he Allah Allah! Dağın başında şaşırıp kaldılar. Haceli arkadan yet'ştı. Nedir bu bal arkıdeş' Şaşkınlık, ne olacak' Rezılllk Klmse ne edeceğinl bilmıyor. Toz dum<ın ıçinde agzına tükürdüğüm Neden böyle oldu DU' Sahipsızlikten. Yol gbstercn yok. Allah bu milleti korusun, ne deyim'' Demek düşman bızim oraiara da geldı Sür hele, çabuk gıdelim Atlan tırısa kaldırdılaı. Şafak sökerken geldiler ki hUU köy ayağa kalkmıştı Fener ışığında, çıra ışığında kağnılar yükleniyordu, çocuklar aglıyordu köc pekler uru uyordu Ne oluyor yavu, ne bu haı' Bızım koylU de goçuyor üaksana' Nereye? Kım bılır Hey Allah, sen bılırsin tbrahım Beyın evının onune vardılar Orada da kağnılar yükleniyordu tbrahlm Bey ayaktaydı, sağa sola errurler verıyordu. Yataklan ıyi sann Şu sepeüer duşmesm çuvala bağlayın Çabuk olun1 Hayrola ağa, dedı Mahmut nereye boyle' Hah geldınız m ' Ben de sızı beklıyordum Ne haber' BUdiğın gibi Düşman kas&baya geldı yerleştı Demek doğruymuş Çabun oıun, ç&buk yükleyın' Nereye gıdıyorsunuz0 Ben gıtmıyorum canım çoluk çocugu gönderiyorum Hadı sızınlulen getır onlar da gitsınler Mahmut şaşkın kaldı Sağa sola bakındı. Emanetlerı getırdınız mı? Getirdik. Parasını ödedım. lyı. Ver de gıt Hemen hazırla Çabuk Olsunlar Yarın duşman buraya üa gelır. Zühtüyle bizlm büyuk oğlan bunları gotursUnler Akşehırde benım bır tanıdık var Ona teslim etsınler Hadı davran1 Iyi atna ağa, bu ı? Hadı sen hadı Onu sonra 7 konuşuruz. Düşman oraya gıdsmez mı Gidemez Buradan geri çevirecegız. Çabuk getlr çoluk çocuğunu. Bizimnllerle birlıkte gitsınler. Paketleri verdi Atm üstünde düşundü kaldı Hadı Molla, çabuk ol' Du>jnecek zaman değıl. Sen beni dime. Fazla eşya falan almasınlar Yanm çuval un, bır kat yatak, o kadar Ellerıne bıraz para ver Çabuk' Molla Mahmut atı sürdü, evın onune geldi Anası, karısı kapıda bekliyorlardı Ana çabuk hazırlamn, dedı Sia de gıdın Ayşa kadın sınirden titriyordu Nereye' Herkes nereye gıdijorsa oraya Ben gıtmem Benım yerım yurdum bura Burada ölürum Kartnla oğlunu yolla istersen «. a Utme ana, düşman gelıyor Bey «4n*hnkılerle bırlıkte gitsinler» dedı. Hazırlan hadı Yok dlyorum Gıtmem. Hıgbır yere gıt. mem' Molla Mahmut attan indl, düsündü, çaresızlık ıçindeydi. Oflayıp pufladı Düşünme, yolla k&nnı O gençtir, başına bır şey gelir. Onu düşman ıçinde koma Ytirü ku 1 Ambardan bulgur al, un al Sandıktakl altını da al Gıt hadi' Ben gitmem. Ben kökümden ayrılamam. Kaç gUnlük ömrum kaldı şurada? ölürsem burada ölürüm. Sen git. (DEVAM1 VAR) BlR SANAT EVl... Atillâ DORSAY Sekiz yıllık geçmişe bir bakı • StNEMATEK, GEÇEN 8 YILLIK SÜBE İÇÎNDE SANSÜRLE SÜREKLt KARŞI KARŞIYA KALDI. BELLÎ DÖNEMLERDE RESMÎ KİŞİLERCE «ŞÜPHELt KURULUŞ» GÖZÜYLE BAKILDI «EMPERYALİST KÜLTÜRLERİN AJANLIĞINI YAPMAKLA» BÎLE SUÇLANDIĞI OLDU. «Gokçe Çiçek» adlı fllrnın ilk gösterisi dolayısı\la Sinematek'e gelen Hiıha Koçnğit. ekır yıl sonra bugun genye bakıldığında, sınematekın gerçekten de kultur \e sanat yaşamımızda onemlı 15ler yapmif oldugu gorulur. Sınema sanatının «klaiakler» dıye ısımlendırılen temel yapıtlarını gormeden gerçek bır sınema kul turu edınüemıj eceğme hep ınan mı?ımdır Sınematek, bu fılmlerın bır haylı genı» bır seyırcı ta rafından gorulmesını sağlamıjtır. Bu konudakı anılardan hangı bııınl StılataMnv* /ryzenştayn'm ün lu cPotemk n Zırhlı^ı.nın Kervan sınemasındakı ük gosterisınde salonu hıncahınç dolduran, yer bulamayıp kapılardan donen kalabalık, hâlâ gozumun onunde. Ülkemızde hıç tadına varılmamı? olan sessız sınema klâsıklerı, Grıf fıth'ın «Hoşgörusuzluk» unden Chaplın ın «Altıns Hucumuna Murnau nun •Şafak»ından Frıtz Lang'ın «MetropoİLS.ıne gostenldığınde, salondan hemen hıç kım senın çıkmamasını anıyonım Sı nematekın çıkış gunlerınde basılmış olan ve şu anda elımde olan broşur, bır sınematekın, dığer sanatlar ıçın bır muıe karşılığı olan onemını ve ı?levmı açıkladıktan sonra, gosterme>ı tasarladığı onemlı fılmlerı sayıyor. Bugun, gerıye bakıldığında, bunların hemen hepsının gostenlebıl mış olduğunu gormek sevındırıcı. Ha>dı, bırkaç ısım verelım. Amerıkan sıneması, Orson Welles'm «Cıtızen Kane>, «Şahane Ambersonlar» gıbı başeserlerı, Chaplın • ın hemen tüm fılmlerı, komedınm, polısıye fılmın altın çağından kal ma Frank Capra Kıng Vıdor, Mıchael Curtız, John Huston' un fılmlerı, Ford'un bellı başlı fılmlerı, Frans.z sınemasından, 1920 lerın gerçek ustu denemelerınden, Abel Gance'ın sessız klâ sıklennden başlayarak, Fe>der, Vıgo, Claır, Carne, Duvıvıerden geçıp, Agnes Varda, Chabrol, Alaın Hobbe Grıllet ve Godard'lara kadar uzanan bır çızgının hemen tum basyapıtları S tana», «Arabulucu» gıbi fllmlerle canlanmıs, ustelık bu film lerın ticarı başarılar bile kazarvma^ını sağlayacak duruma gelmış^e, sinemayı eğlenceliğın dışında duşunduren, eğıten, ya celten bir sanat olarak gorei, ynema uzerinrfe duşunen, tartı^an, Bunuel, Fellinı, Antonionı, Kubrick, Pasolıni, Losey gı bi yonetmenlerin listelere gır mesinı sağlavan bır seyirci kıişagı yetışmısse, bunda Turk Sı nematek Derneğı'nin katkısının büytık olduğu bir g«rçektlr. Burada, 8 vıl sonra bunu takdırle anmak, bu ışın tum onculenne, kurucularına ve ozellıkle sınematekın gelışmesi ugrunda buyuk kişlsel fedakarlıklara katlandığını bildığımız, bır dostunun deyışıyle, «hayırsever bır zengın değıl, bir sı nema gonuldaşı olarak bu işe gırmış bulunan ve oyle de anılmak isteyen» Şakir Eczacıbaşına teşekkur etmek boynumuzun borcudur Bu 8 yıl elbette kı kolay geçme mış sınematek ıçın Sansürle sü rekll takısmaktan, belli dönemlerde resmı kışılerce «şupheli kuruluş» davranışı gormeye, Turk sınemasına ıhanetten, «yabancı emperyalıst kultürlerin ajanlıgını yapmaya» dek çeşıtlı suçlamalara varıncava kadar, çeşıtlı guçluk lerle karşılaşmış Kutlar, bu konuda şoyle dıyor «Sinematek, bugun bile, jasal temellen öngörülmemış bır KUrumdur Bovle bır kurumun bulu nabıtaeeğl laçlııı 'y»ada*duflımIE medığınden, karşılaştığımız guçlukler sonsuzdur. örneğın kanun larımıza gore bir film, ancak tıcaret amacıyle Türkiye'ye girer. Bunun içın de gümrük vergısıne tabıdır. (Bunun tek istisnası, «mu vakkat ıthal» dır kı onun da amacı ticaridir ve çeşitli formalitelere tabidir) Başka ulkelerde ıse, sınematekler kuçuk ve sembohk bır ucret odeyerek, tıcarî prosedure tabi olmadan filmlerıni getırır, gosterır, gerı yollarlar Bız ıse yıllar boyu birçok guçlükle boğuştuk Gosterılerımızın aksamaması ıçin öyle zamanlar oldu ki, bir konsolos dostumuz, uçağa atlayıp bır fılmı getırtmek Içın ülkesme gıtti. Konsolosluklar, sinematekteki canlıhgın da etkisiyle, bize herzaman çok yardımcı olmuşlardır lstedığımız fılmlerın, Dışışleri kanaliyle konsolosluğa gelmesı \e onların kendi kolaylıklariyle filmleri çekıp (san surden geçirtmek kajdıyle) bıze vermeleri, yülar boyu programlarunızın surebılmesınl sağlayan başlıca kolaylığımızdı Ancak 1969' da alınan bır kararla, bu fılmlerın konsolosluk bınasından çıkar tılamıyacağının kendılerme bildınlmesı, programlarumzı geniş olçüde aksatnuştır. Örneğin, tam o sıra soz vermış olduğumuz bır Isveç sıneması gosterısıni uygulayabılmek ıçın, konsolosluğa gel mış olan filmleri gerı yoUamak, yeniden sinematek adına gümrük lere gelmesını saglamak, muvakkat ithal bedeli olarak ta binler ce lira odeylp bunları çıkartmak zorunda kaldık. Bu, bızım ıçın yıkıcı oldu ve o yıl, üyelerımıze karşı güç durumda kaldık. Önem lı sayıda üye sinematek'ten ayrıl dı o yıl Gerçı sonralan çok uğraşarak bu yanlış karan düzelt tik Ama bu bıze bırhayli üyenın kaybına ve konsolosluklann tereddütlü bir tutum ıçinde kalma lanna maloldu » SANSÜR Ezelı dert sansur konusunda da doğallıkla çok dertlı Kutlar. «Sansür, ozellıkle alışılmadık ülkelenn pıyasada oynamayan filmlerıni getırdiğınden dolayı sinematek'e her zaman kuşkuyla bakmıştır Bu konuda bize çok güçluk çıkartmış üstüste 810 filmımızın reddedıldıği, programlarm altüst olduğu gunler olmuştur Oysa dunyanın her tarafında sinemateklerin gösterdıği ve sınırlı ve aydın bır zUm(Devamı 7. Saytada) MALKOÇOĞLU yazan veçiüen.Ayhan BAŞOGLU SÜPHELİ ZAFER Sinemaktek'te hemen bıitün filmleri gostenlmis olan Yılmaz Gflney, bır kokteyl esnasında Sinematek fuayesinde goruluyor. DİSİ BOND Sınema gerçekustuculuk bırleşmesinln ozelllkle Bunuel'de vansnan »Altın Çağ», «Endulus Kopeğı» gıbi orneklen. Alman dışavurumculuğunun, llahan tanhsel gorkemcılığının, kuzev sınemalarının S]östrom, Stıller' ın sessız klasıklerinden başla5ip, Ingmar Bergman ın onem1. yapıtlarına dek uzanan kendme ozgu sınemasınm eserlerı, Rus devnmıvle başlavan sınemasal patlayışın, Ayzenştayn, Pudovkın, Dovçenko ile gelişerek bugunku akademık çlzgıdekı Rus sınemasına uzanan orneklen Sinemasını hıç tammadığımız ulkelerin, Yunanıstan'ın, Polonya'nın, Romanya'nın Japonya'nın, Hındıstan'ın, Çek Macar, Bulgar sınemalarının Guney Amerıka sınemalarından bazı orneklenn ilk kez seyırcı mızın karşısına çıkarılması Unutulmaz bır Antonıonı gosteri si Vıscontı, Fellınl, De Sıca' nın bırçok başeserı ve ozellıkle buyuk heyecanlar yaratan «Se. kiz Buçuk», «Tutku», cYer Sarsılıjor» gıbı gostenler Hıtch cock'un ilk fılmlerı, Cavalcan ti, Carol Reed, David Lean'lı bır Ingılız sıneması gosterisi Çağdas kulturun bu basyapıtlarının bır sinema seyircısinın unutamıyacağı anılarla bırbıri ardma sıralanması, gerçek bır sınema kulturunün, ona bağlı olan yeni bir dunyaya bakışia bırlikte, yaşama yeni boyutlar getiren bır etkinlıkte javaş ya\aş biçımlenmesı Ben, sinematekın 8 vılına baktığımda, bunları göruyor, duyuvorum. Bugun hiç olmazsa buyuk kentlffrlmızde sinema sanatına daha aşına bir seyırcı oluşmus lse, 10 yıl oncesinin çole benzeyen sınema \aşamı bugun bır «Cinajetı Gordum», «2001», «Trıs TİFFANY JONES v > GARTH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear