Catalog

CUMHURÎYET 19 Ocak 1974 î L JAPöN'üN iHDÎjM BiMKi DMtH ; ı KALfMfAlMtfT'. l '?t/^lL(rteTirl?...Bİ r lTAÖAKCA, İ>ÎK. DiZDi ÎPAAE. iî>Aİsftı PiYt O'^tyKALMAM^ 1 "" 2 rk''ıl'Vl" MAfcUF PffJLK'ANl/«AiM(2 Gı'A (APöti YUMP>JK^ y/f TtKMtC PtHtıVAMLıK KAİjÇtEJîı İ^IŞIMDA DöZUfiÜtUJLÜYöİL 8a AÖAM isrAMM K A 8 A W / M / 5 { IL£ Toz Duman îçinde TALİP APAYDIN 117 Bu paralan nerden aldırt» pekî? At alHıw« silâh aicünız... Kasahadan bize yardım ettller ana. Zengin çeteler var, onlann paraa çok. Bu» yolluyorl&r. Hadi ordan! Çocuk kandırma. Durup dururken kimse kimseye yardım etmez. Bız durmuyoruz, vatanın kurtulmas» lçin çalısıyoruz. Çalışın bakalım. lnsaliah kurtanrsınız. Yürüdü içeri gitti. Molla Mahmut eşikte oturuyordu. Murat arkasından <boba boba» diyerek geidi, sırtına atıldı. Ne oğlum, he. Gel bakim. Koluma dokunma. Boba dâh dah... Öyle mi, gezmeye mi gidelim? Nereya gtttüreyim seni? Dâh dâh... Peki, hadi Hâyvanl&nnusı su» layaüm olur mu? Oluy. Kucağma aldı. îçeri seslendi: Hacer, gel buraya! Hayranlan çıkanyer. Ogiumla sulamay3 götüreceğiz. Muradı'da raı gotürecekstr. kolunu acı. tır. Aeıtmaz. Ata binerim, kucağuna alırım, değıl mi oglum? Çocuk sevindi: Hee .. Hacer önce oküzleri ineği çıkardı ahırdan, sonnt atı yularınd&n çekip getirdı. Dur şimdi, ben ata bineyim, anan senl kucagıma versin, olur mu? Çocuk hıngırdadı. Kendisini bırakıp gideceğini zannetti. Alacağım oflum, »eni bıratar mıyım hiç? Çıplak ata bindi: Hah şöyle, gel «Imdi. Anası kucagına uzattı. ökıizlen önlerina katlılar: Dih! cDih» dedi çocuk d*. Naml iyl mi? He. Biraz daha büyü de, hayvanlanmın ««n sula olur mu? Eh. Atımıra bin, oküzUmuzU, ineiimizl ontine kat, çeçmeye götür. Eh. Konuça konuça gidiyorUrdı Ah bır büyUyiiverten, sekiz on ya»ın» geliversen... Gelecen mi? Gelecem. O raman düşmanlan da koğarız. Koğahm mı? Kovalım. Ne iyi olur o zaman, değil mlT He... BUyüyünce sen de asker olacan mıî Olacam. Aferim. Vatanımızı kurtar eml oğlumT Oluy. Bu kançık günlerde »en nasıl büyüyecekiin bilmem kı. Benim kara yazılı oglum. Başını indirdi, duşünmeye başladı. Hayvanlar çe»meye doğru yurüyorlardı. Halil'in oğlu Mestan toprak setın gerisine yatnu?, Zeyneb'i gozlüyordu. Yerlere aarüıyor, toprakian avuçluyor, «Zeynep Zeynep» diye söyleniyordu. Zeynep hiç farkında degildi. Kurnaya efılmlş, ellndeki bakracı dolduruyor. du. Kendikendine bir türkü tutturmuçtu. Birlsinin «Zeynep» dedığüü duyar gibi oldu. Döndü baktı, Mestan'dı. KoTktu Aa, dedi. Sen burda mıydın? He ya buradayım Zeynep. ölüyorum ben kıız. Bittim valla. Yandım tatujtum. Aman sus, bir duyan olur! Duysunlmr. Yeter gayri. Kaçalım kız M ninle, dayanamıyorum. Nereye kaçacağız? Yonan geliyormuş. Gelsin, bize ne? Bize ne olur mu Mestan? Düşmanın Îçinde nereye kaçılır? Mestan düfündU: Daga kaçarız. Hee, dağa gelemez ml onl&r? Hele şimdilik duralım Mestan. Herkes canının derdinde. Etme Zeynep, duracak zaman degll «He» de. Yo!t yok. Kurban olayım sus. Bir duyan muyan olur. '' Asıl ben »ana kurban olayım kız, o ağızlarını... Bir «he» de, ne olur? Yok. Yonan... Molla Mahmud'u görüverdl. «Amanm...» diyerek yüzünU gÖ2Ünü örttü. Bakraçları alıp yUrüdU hemen. Mestan birisınin geldiğini anlamıstı. Başını indirdi. «Ah Zeynep... diye soludu. Ne zaman kavuşacağız? Yandım bittim. Yonan gelecekmiş, hay Allah!.. Buldun gelecek zamanı. Tam isımizin olacağı suada, tüü... N* ederim ben şimdi?» Baktı, Molla Mahmut hayvanları yanaştırmıç, suluyordu. Kucağında oğlu da vardı. (DEVAMI VAR) MOSKOVA, AZERBAYCAN NOTLARI İbrahim OLGUN Büyükküçük herkes çalışıyor aşkınlığımı bir türlü gideremedim. Bu koca üretim filkesi nasü oldu da canı burnundan gelinceye dek çalifan bu halka, üretim mallarınm bu denli, kaba ve niteliksizini ıunar? İnsanın beğendiği bir şeyi bulup alamaması da bir çefit öz gürlüğunün kısıüanması sayılmaz mı? Fiyatlar, kesin ve her yerde hemen hemen aynı, reklâm, şu bu yok. Fakat paranm ekonomik değeri neye göre saptanmış, bunu bir türlü arüayamadım. Hava»lanındaki Bankada 20 dolar boz durmuftum. 14J0 Ruble verdiler. Sonra farkma vardım ki, bu »uni bir değer. Malların iizerlerin deki fiyatlar korkunç. Türkiye'de ışportada elli kuruşa satılan mavi renkli küçücük tarakları orada 2025 kapike gördüm. Resmi kura göre bizim parayla beş liraya geîiyor. Kendime göre bu paranm gerçek değerinin bizim parayla aneak 810 lirm olabilece ğini kestirdim. Bizim paramızla bir zamanlar dolar resmen 9 lira iken dışarda bir doları 15 TL. na zor veriyorlardı. Şimdi doların bizdeki değeri 15 TL. olduğu hal de gerçek değeri daha agağıdır. S manlard'a XIV. Yüzyıla alt bazı Orta Asya metinleri yayınlan dı. Hlçblrisl oralara ulaşmamış durumda. Onlann da bu alanda yayımladığı kitaplardan çoğu za mın bizim haberimlz olmuyor. îdeolojik ili'ki ba«ka, bilim, gü zel sanat ve kültür bambajka şey. Ben Rusya'yı görmekle kü! türümdeki bazı boşlukları doldurduğuma sanıyorum. Evvelce Avrupa ve Amerika'yı gormüş bir kişi olarak iki âlemi birbiriyle karsılastırma olanağı m elde ettim. Şuna inandım ki, Sovyet bloku her geçen gün biraz daha Batıya yaklaşacaktır. Batı bloku öTa, Doğu blokunun dünya üzerindeki etkisini azaltmak için onlann beğenilecek yerlerini arayacak, yeni bir biçimde kendi insanlarına sunacaktır. Gezilerimden edindiğim lzlenim lere göre bütün uluslann bireyleri birbırlerine yakın ve dost olma yanlısı... Daha çok ınsan tam mak, daha çok yer gezmek, «Jaha mutlu olmak, başkalanm da daha mutlu görmek isteğindedir. Saldırganlıklar, korkudan, kuşku ve gürensizlikten oluyor gibi geliyor bana. Her ulus, kendi bulunduğu bölgede görevini yerine getirir, kendine bir çekidüzen verirse, insanlığın gelecegi üzennde karamsar olmamak gerekir, sanırım. 18 Eylül günü akşamı, dogru Ankara'ya bir uçak vardı. Nesimi için de son toren Moskova Tiyatrosu'nda yapılacaktı. Orada tören yapılchğı sırada ben Ankara'ya doğru havalanmıştım. Uçakta yanımda Güney Yemenli Şeyh Abdülkerlm oturuyordu. Son derece zayıf, çelimsiz bir adam. Yemen millî giysileriyle geziyor. Beline bir de hançer yer leştirmiş. Bu görünüsüyle herkesin dikkatini çekiyordu. Güney Yemen'de Kültür Bakanı ve yazar lar örgütünün baskanı mı neymiş? Onun hançeri yuzunden, bır de paranın gümrükte deklare edilmesi nedeniyle uçak, 25 dakika geç kalktı. Üç saat sonra Ankara'daydık. Ankara yolcusu yalnız bendim. On bir günde kendi insanlarımı. öz vatanımı ne denli özlemişim meğer... B İ TTİ Ycs,^;. ^^...,.,^ ... ^... »u. o ı bir ülke Sovyetler Birliği. Halkın ij saatleri dışmda yöneldiği yerlerden biri de Lenin'in mozolesi.. Fotoğrafta, havanın açık olduğu günlerden birinde Lenin'in kabrinl ziyaret «den Moskovalüar görülüyor... MALKOÇOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU ŞÜPHELİ ZAFER Belki 12 lira dolaylarında. tşte geçenlcrde açıkgözlerin dışardan ucuz toplayıp Türkiye'de bozdur duklarını gazeteler büyük maaşetlerle verdiler. Görülüyor ki, resmî ağızlar paraîarına ne değer biçerlerse biçsinler, ekonomi onun gerçek değerini pek güzel tespit ediyor. Bunları »öylemekten amacım şu: Burada en a*ağı ve güç işlerde çalışan insanlar 60 70 Ruble bir ücret alıyor. Bu gerçekçi bir hesapla £00 TL. kar şılığıdır. Gerçi evi, devlet 810 Rubleye sağlıyor ama yine de 70 Ruble bır aylık kazanç olarak çok gfilünçtür. îşte bu yüzden bu ülkede yediden yetmişe dek herkes çalışmak zorundadır. Bua lar beoım az zamanda edindiğim izlenimler.. Belki tartışılacak yan ları bulunabilir. Bana Azerbaycan'da üç kişilik bir ailenin üçü de çalışarak ayda ancak 200 Ruble civarında bir kazanç sağlayabildik lerini söylemişlerdi. Bu para aşağı yukarı bir petrol mühendisinin bır aylık kazancıdır. Ben Moskova'da otelin restoranmda bir yemek, bir Rus salatasmdan ibaret basit öğle yemeğini 2 Rubleye yedim. Müflonlu bir pardesiiyü 75 Rub leye aldım. Para durumu böyle. Moskova'da, oteldeki odamda bol bol televizyon ı«yretütn. Söylediklerinl anlayamıyordum ama bale ve öbür müzik projramlarından hojlanıyordum. Moskova televizyonu 6 7 kanaldan yayın yapıyordu. Günde en azmdan bir iki kez bale programı oluyordu. Sovyetler Birliğinde, müzik, bale, tiyatro gibi güzel sarvatlar çok ileri. Sovyetlerle özellikle Azerbay>canla kültür ve sanat llişkilerini arttırmakta yarar görürüm Bir de bizim burada yayımla nan birçok önemli yapıtlardan ora bılgınlerinin habersiz olduklarını gördüm. Ben daha çok edebiyat ve tarih alanlarını kas tediyorum. örneğin, rahmetli Prof. Resit Rahmeti Arat butün ömrünü harcayarak Kutadgu Bilig in eleştirili yayınıyle, Atabetü'l hakayık'ı yayımlamıştı. Orta Asya ve Azerbaycan bilim adamlarının hiçbirisinın eline geçmemiş bu değerli yapıtlar.. Prof. Faruk Sümer Oğuşlar adh kitabının ikinci ba? kısını yaptı. Kimse görebilme olanağını bulamamı?.. Son za DİŞİ BOND ZAM4MIN VA V V/İLÜE TİFFANY JONES GARTH lktisat Fakültesi Dekanlığından Fakültemizin muhtelif kürsülerinde açık bulunan kadrolara Yabancı dil sınavlan 26 Ocak 1974 Cumartesi günü saat 10 da, yapılacaktır. tsteklilerin öz geçmişlerinl ve yabancı dilini belirtir bir dilekçe ile 23 Ocak 1974 Çarjamba günü saat 17"e kadar Pakülte Sekreterligine müracaatlan duyurulur. Adcdl Kürsü Adı 2 İktisadl Coğrafya lktisat Tarihi İşletme Maliye ve Mall Kanunlar Malıye ve Maliye Teorisl Sosyoloji Sosyal Slyaset Siyaset îlml (Basın 10403) 455 T A KV İM 19 Ocak Zilhicce 25 Rumî 1389 Ocak 6 Hicri 1393 Güneş 7.20 2.12 Öğle 12.24 7.16 İkindi 14.54 9.46 Akşam 17.09 12.00 Yatsı 18.45 1.36 îmsak 5.38 12.30 AÇIK VE TEMİZ HAVA İLE GÜNEŞ EN BÜYÜK SAĞLIK KAYNAGIDIR. Bü NİMETLEBDEN FAYDALANINIZ Istanbu) Verem Savaşı Derneği Dr. Asistan Alınacaktır Van Devlet Hastahanesi Baştabibliğinden 1 a) Hastanemiz için sinema röntgen tüpü ERG 45/220 ö çift foküslti 10 kilovatlık. b) Haube soketianot c) Haube penceresi alınacaktır. 2 Van Devlet Hastanesinin röntgen tüpUnün 2490 sayıh kanunun hükümlerine göre kapalj zarf usulU İle eksiltmeye çıkanlmıştır. 3 îşin muhammen bedeli 18.500 TL. (Onsekizbinbeşyüz) lira 4 1.387.50 TL. geçici teminatıdır. 5 îsteklilerin teklif mektuplarını 4.2.1974 Pazartesi günü Baştabiblik Odasında saat 14'e kadar thale Komlsyonu Başkanma verilecektir. 8 Telgraf ve postada vâki gecikmeler tcabul edllmez keyfijet ilân olunur. tBasın 10389) 454 •••••••••••••••••••••••: •••••••aaıaak 9