25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 15 Ocak 1974 PARİS MEKTUBU 1974 bunalımında Fransızlar tedirgin Edebîyat sohbetleri lümünün üçüncü yıldöniimü içm . Cumhuriyefın düzenledıği savgı sayfasında rahmet1; Doğan Nadi için «Alim Unutmuş... Kalem Unutmarruş» demişi.Ti: «Bazı bölgelerde «Â!em unutmamış» biK. DAPONTE ımutmuş, kalem atasözü. Bana çimindedır bu göre hemen hemen aynı şey: Fransızlar, Noe! ile Yılbaşı arasmdaki «Geceslerinde kaç ton Ne kadar benzerfiz olursa olsun tek insanm belleğı de, ne kadar kaz ciŞerı ezmesı. kaç yüzbin ıstridye yedikleriru ve kaç şıse şamyaygın olursa olsun kamunun orpanya ıçtıklennı hesapladıktan sonra 1974'te kendilerini bekleven tak anıları da bir yerde yitirir sürpriziere kapılanr.ı açtılar. Başta Devlet Başkam Pompidou ve gücünu. Kıtap. belçe, kişisel iztüm yetkilüer. «Büyük Tıkınma»dan çıkan vatandaşlannı uyarmalenimlerden daha çok yasar. Yaya ve yumusak inişe geçirmevp çabalıyorlar.... zınm tartışılmaz üstünlügıidur Bunalımın basından beri Fransa'da da duyulan «sıkıntılar», her ne kadar Ingiltere veya Hollanda'dakı kadar «gerçek. va da burada behrtılen gerçek . A5I0ian kıtaptır. İnsan insanla yaşayapma» bır abarrma ölçüsünde değilse de, özelükle Fransanın şımaz: düşuncelenyle, yerine gemank çncuklan sayılan Parislılerin kevfini kaçırabilir. Havagan tirriiği goreviyle, kamuya mal okısıntısına uymavanların gazı kesilecekmiş. örneğin. Petrol bunalan yarısıyie yaşar. Or.un için lımını Avrupa'dakj ortakları arasında en hafiften atlatan Fransa Do*an Nadi'nm anısmı dost yuşimdi. Cezayir'rien aldığı havaçazının «teknik bir ânza» nedenivie reklerin acısında, aıle gözya«ınkesilmesinden snnra vafandaşlarını «fedakârlıga» çağırıyor... Havada. arkadas gönüllerinde bırakgazı fmnmda belâlı yemekler piçirmeyin, düdüklü tencere kullanın. mamalı rierim. Her namuslu'yaSteakTartare rFransızların çıg köftesi) yiyin. şofbeni kısarak sızar gibi onun da annı kendi kacak *u.u da idarelj kullanın. Bir de Fransızların vazgeçemediği «talemmin ürünlerine emaret ed'.iyınları» bifte!. bile Ocak avında '0 7 zamh. «Biftek de petrol komeiı, kitapları yayımlanmah. kuyor» diyor, işın alayında olanlar... Benzine de zam gelivor bu Cumhuriyet bunu yapabiür, yaphafta. malıdır, umarım yakında yapaPopuler olmavan bu denli tedbirlerin uyg^ılanması için de. Francaktır. O zaman dileklerimizle usa'da alışılmış olduğu pibi, bır bürokrat da bulundu. Adı Monsieur mutlanmızm hızında gelısmeyen L'Energıe! Sevımsiz tedbırlen açıklayan. uygulamayı denetleven. toplumumuzun son yirmi beş televizvona çıkan bay enerji boylece Bakan ve poiitikacınm presyılma, mizah ve nükte açısmdan tijini de kurtanyor. bakmış bir yazı yogunluğunun usta!ı?:na kavuşacak, bugunleri de yeniden ve daha iyi değerlenFransız DsvİPt Baskanı Georges Pornpıdou. 1972 sonlarına doğru şöyle demiştı: «İ!âhi. sevgili Fransa! Nefis Fransız mutfagı. şampanyaları, Foües Bergere% şen ve şakrak Parıs sokaklan! Bütün bunlara paydos! Fransa'da büvük bir endüstrı devrimi yapılmıştır. Pransada, ABD. Almanya. îngiltere ve Japonya'nın gittiği yolu izleyecek ve sansyileşmc koşullarım gerçekleştirecektir.» Fransa'nın «başarılı bir üretim ve tüketim toplumu» olarak övgüsünü yapan General De Gaulleün halefi, refah ölçüsünü adam başına otomobıl. buzdolabı, çamaşır makinesi ve televizyonla veriyordu. Kusku?U7. Mart 1973'te Pompidou'nun etrafındaki çoğunluğun kazandıjı genel seçimlerin kampanyası böyle bir propagandayij gerekli kılmıştı. ' ] Fransız Akademisi'nin 1973 yıh 1973un biiânçosunu yapan ve 1974 sürprizlerini tedirginlikle ' Roman Büyuk Ödülü'nd Michel açıklayan Georges Pompidou. bu kez tilketim toplumunun kendine Deon'un «Un Taxi Mauve Mor göre ele>t:rmesıni de yapmaya çalıştı: «Fransızlar, inanılmayacak Taksı» adlı romanı kazanmıştır. kadar güzel bir düsten uyandıklan için kaygılı... Şimdi üreticinin de, tüketirinin de birlik ve beraberlik içinde kendilerini rahata Roman Büyük Ödülü'nün bu yakoyvermeden kuvvetli bir Fransa için işbirliğini sürdürmeleri gere . pıta verilmesı, eleştirmenlerce kecek...» bir bakıma, «yeni roman» alanındaki araştırmalardan bıkan okurların «dcyı« ustalığına dönüş» ısteklerını yansıtması şeklinde yoBirçok yorumcu ve gözlemci için Batı kapltaüzmi, tarihinin en rumlanmıştır. Gerçekten de Micafır buhranlanndan birini geçiriyor. Parisliler ıse son bunalımı hel Deon, yapıtlaı^nda bıçimden yayan enerji krizinin, Batı Avrupa'yı kandırmaya matuf bir «yar.çok oze ve deyış». onem veren lışlıklar komedisi» veya «damşıklı döğüs» olup olmadığını soruyor. «Yaşasın Araplar, vaşasın bunalım!» dıye sevinecek Amerikalıiara ' klasik tutumdaki yazarlar arasında içerleyen bu Fransızlara göre, eski «ömürgecilifcın cünâh VP ci da yer almasiyle tanmmaktadır. 1919 yılında Paris'de dogan nayetlerinin sorumluluğunu da boynunda taşıyan Avrupa, o günlerde Michel Deon. genç yaşlarda edehiç olmazsa göz boyamaya da bakardı. Ovsa bugünkü komedi veva biyat alanına atılmış, şiirsel ve dramı ovnavanların. dünyada açlık. sefalet ve cehaletten kırı'.an yoksulları düşünmedikiçrini gizlemeye bıle çalışmadık'.arını belirtiyor ; hüzünlü bır anlatımla kaleme allar. I dıgı «tAdieu a Sheila», «je ne Bazılan da, «dolu midelerln yaptığı felsefe, yftslanmış toplumJa . veux pas oubüer», «les tromperın felsefesidır» diyor. : • , uses esperances» gibi yapıüar yayımlamıştır. : Motorunuza deve koyun! " ~ 1958 yılından beri Yunanistan ve Irlanda'da yaşamakta olan Arabalannın motoruna, kaplan değil deve koymağa hazırlanan Michel Doon, bu ülkelerden esinbazı Avrupa başkentlerine uyan Paris'in de sürati kjsarken benzin lenerek «Le Balcon de Spetzai»; tasarrufundan çok güvenliği ön planda tuttuğu görüldü. Yılda 16.000 «les poneys sauvages», «Un Taxi (yazı ile onaltı bin!) vatandaşın trafik kazalarında öldüğü Fransa'Mauve» romanlarım yazmıştır. da büyıik petrol darlığı olmadığı halde, alınan tedbirlerin yollardaki ÖU sayısmı azaltmak amacını güttüğü anlaşıldı. Fransız Hu1 Michel Deon, daha önce de, kümeti ilk günlerdeki gösterişli tedbirleri arasında otomobil yanş«Les poneys Sauvages» adlı rolarını da yasaklamıştı. »»manivle 1970 înterallie Ödülü'nU alnrotı. Bu yanşları duzenleyenlerin arkasındakfTniyillk^lomobil fabflfc^ lan ağırlıklarını koyunca bu yasaklar H gevşetildi. Otomobil ctıdüsa trisinin patronları şimdi sürat tahdidinin de kaldırılmasında diretiyorlar. O ANILARLA ÖLÜLER yeniden giln ışığına çıkanlabilecek bir derleme yapılabılir. İlhan Tarus'un olümü 8 Ocak 1967. Hikâyelerinin, romanlarınm, oyunlarmm basılmış olanlaNecatigıl'in «Edebiyatımızda rı bulunabihr, sanırım okunmak îsimler Sözlügü'nde bu ayın ölütadır da. Benım yandığım, kitaplen: 3 Ocak, Ali Şir Nevai öldü laşmamış eserlerinin gazete ko (1501). Oktay Akba!, gezi gözşelerınde ve dergi sayfalannda lemleri arasında aciına düzenlekalmış olmasıdır: Samanpazarı (Dünya. 1954), İki Ağızlı Bıçak nen büvük törenîeri ayrıntılarla (Son Havadıs, 1955), Orman anlatmıştı. Bir de bugün eserinin (Halkçı. 1954'.. Yasal mirasçılaayd:nhkta oluşuyla sevinebilirız rımn gölgeda kalmıs bu dağınık Agâh Sırrı Lever.d'in emeğiyle ürünleri toplayıp yayınevlerine hemen bütün ürünleri elimiz altında: A Şir Nevai U cilt, Ha teklif etmelerini diiemeli. Ya U yatı. Sana'ı ve Kişıîıgi. 1^65; II. da Bilgı Yayınevinin Osman Cem»l Kaygılı (18909 Ocak 1945) cilt, Divanlar, 1966; III. cilt, 'nın eserine ilgı duyup basımına Hamse, 1967; IV. cilt, geri kageçmesi gibi, Tarus'un bütün lan eserleri, 1968; hepsi Türk Dil ürünlerıni toplamaya niyetlenen Kurumu yaymı). Aynı günün yitiği Şeyh Galip (1737 1799). Di bır ılgınin doğmasını. van şiirinin temsilcileri araşında ders kitaplannda, divanı ve mesnevısı basılmış, eseri üzerinde yapılan incelemeler de yajimlanmıştır (Dr. Sedit Yuksel, 1963). öliimünün onuncjj yıldönü 4 Ocak. Süleyman Nazıf'in münde (9 Ocak 1964) Halıde Edip ölüm yıldönümü (1927). Ahmet Adıvar'ı gereğince anmak için Haşim'in «Son Şarklı» diye nı bütün olanaklar elde. Hikâyeleri, telediği Süleyman Nazif, çağının romanlarmın yeni baskıları, anıdıl yanılgısmdan kurtulamadiğı lan, çevirileri.. Bir de uzun yıliçin eseriyle bugünlere uzanamılar öğretim görevinı yürüttügü tngiliz Filolojisindeki kitaplığı. yor pek. Otuza yaklaşan eserlemasası, adı verilmiş anfısi. Buruıin kendi günündekı etkısı ne kadar onemliyse, ölümünden son günlerde Üniversitedeki bu anı rakı zamana yansıyan anısı o ka odasım ziyaret ederek Adıvar'dan kalmıs özelliklere bakacagım. dar zayu*. Yarmın gereklerini vaktinde göremiyen güncül yanılgılarm anlamlı bır örnegi. Büjuk çogunluğu bir daha tekrarIanmamış eserlerinin basımı harf devriminden öncede kaldigı için yeni kusakların belleğinde zorunlu bir ders konusunun yükü şimdi. Elbet bizim de unutkan nankörlüklerimizin izi olmalıdjf bu ımutuşta. Belki dikkati: b;r eme ğin seçımi ve sadeleştırmesıyle direceğiz.» (Cumhuriyet, 6 Ekim 1972). UZAK GEÇMtÇİMtZtN «MEÇHUL İKLİMLER» GİBt GÖLGEDE KALAN ESERLERINİN ÇEŞtTLl EMEKLERLE GüNÜMÜZE İLETİLMESt. SEVİ\DİRİCİ BÎR ÇABA. BU ARADA, SORUMLV YAYINEVLERtNtN YAKIN GEÇMİŞÎN DAGINIK üRÜNLERtNÎ DERLEME tŞÎNE YÖNELMELERİM UMMAK VE DİLEMEK GEREKÎR. YİTİKLERİMİZÎ BU KADAR ÇABUK UNUTMAMALIYIZ. yepyeni bir talihleri, BrnOrlert oluyor. Ahmet Hamdi Tanpınar hocamın onaylattıgı gibi. 25 Ocak !962'de on yıl önce ölen Tanpınarın eserleri (makaleler, denemeler, romanlar..), bunu bir namus borcu sayan öğrencisi Profesör Mehmet Kaplan'm dikkatiy le yeniden kitaplasırken vaktinde hakkı verilmemiş bir sanat toplamının hayraniığını yaratıyor. «Huzur» un Tercüman yayınlan arasında çıkışıyla başlayan ilgi, «Sahnenin Dışındakilerntn yayımiyle güçlenivor; makale ve deneme derlemelerinin kitaplaşması, yıtirdiğiniz insanm ne büyük bir toplama eriştiğinin en açık kanıtı oluyor. RAUF MUTLUAYEdebiyatımızın bu yığit kadınının, yaşadığı raman ve ortam ıçınde yüklendiğı önemli görevleri nasıl başardığını herkes bılıvor. Sanırım eserleri üzerinde de gerekh bılimse! çalışmalar yapılmaktadır. En >aşlı çağında bile beni tramvaydan atlatmamak için yaptıgı bastonlıı çekismeyı, önünde herkesin eğildiğı otorüesini unutmadım. Şükür kı eserinin toplamı, ad;nı veterince yaşatacak güçtedır. 13 Ocak, bu yazının yazılış günü. Sabahattin Eyuboğlunun bırinci ölüm yıldönümü. Daha kabuk tutmamış bir yara, acılar taze. Ne var ki anısına bağlanan yü reklerin çoklugu, eserine eğilen meraklann yoğunlugu bir teseili. «Yeni Ufuklar». 19341972 donemini kapsayan emek ürünlerinin Cem Yayınevince yakında çıkanlacağını müjdeliyor.. Ben en çok vaktiyle Varlık'da yayımlanmış olan «Paris Mektuplamnı (19471948) bekliyorum. Ama biliyorum ki Eyuboğlunun tek satırı bile yitirilmiyecek; bir odak noktası halinde çevresine merkez olan kişiliğinin bize getirdıkleri hiç unutulmayacak. (1944). Tam vaktinde ortaya çılnşının büyük onurunu tasıyarak «Milli Şair», «Türk Sairi» diye nitelenmişti. Ulus bilıncimizi bulmamıza ve edebiyata yansıtmamıza ön ayak olan emeği, sanat ve ozel eksikliklerine karşın. tarihsel önemiyle güçlenerek unutulmaz bir toplama erişmiştir. Türk Tarih Kurumu yayınlannda Fevziye Abdullah Tansel'in hazırladı£\ şiirlerinin karşılaştırılmah bas kısı yayımlanmıştı; arkası nasılsa gelecektir. Bütün lise öğrenimi sırasında îsmail Habib Sevük'ün kitaplariy le yetişmiştik. olümünün yirminci yıldönümünde (17 Ocak 19.M) hâlâ eski kitaplariyle yetiniynruz. Cumhuri^t savfalarında çok zen gin bir toplam yatıyor. 19401951 koleksiyonlannda. «Edebiyat» ve «Edebi Sohbetler» sütunlannda yayımlanmış o güzel ürilnlerin de kitaplaşması Eerekli. Aynı dllegi Nahit Sırn örik için de tekrarlamalı. Basılmış eserlerinin dili sadeleştirilebilir, dergi sayfalannda kalan hikâyeleri, anıları, izlenimleri derlenebilir. OCAK YİTİKLERİ GEÇMİŞE ÖNEM Tanpınar Hocamın otuz küsur yıl önce dikkatimızi çektiği bir eserin de bu vıl ortaya çıkışı sevindirici bir kavuşma yarattı: «Kitapsızlıktan o kadar şikâyet edilen bir memlekette Ebuzziya' nın kitabı kadar alâka verici nice kıtapların meçhul iklimler gibi durması. üzerinde ehemmiyetle düşünülecek bir meseledir» demişti (Edebiyat Üzerine Makaleler. 261 • 265, Unutulmuş Bir Eser). 27 Ocak 1913'de ölen Ebüzziya Tevfik'ın «Yeni Osmanlılar Tarihi»nin iki yayınevince birden bu yıl çıkanhsı. geçmişimizi daha derinden araştırma gereksinimfnin açık bir ışareti olmalıdır. Bir insanı anmanın en iyi yolu da. onu eserleriyle yasatma çabasıdır sanınm. Bu yüz den Hümi Yücebaş'ın hazırladığı Neyzen Tevfik'in anı kitabı (öiümü 28 ocak 1953) bsşinci baskıya ulasmakta, eski yazımızds kalmis eserlerln yeni kuşaklara iletilmesl calışmasuıa daha bilinç le girişilmektedir. Genç ölü Ziya Osman Saba'nın (191029 ocak 1957) şiiri yeter yaşatmaya anısmı. Ama Recaizade Ekrem'in (184731 ocak 1914) çabuk eskimiş eseri de, jüklendiği tarihsel görevin anısıyla yeni kuşaklara daha yakmdan tanıtılabilir; bunun için de yapılacak şeyler vardır. Eski Paris çılgınhklan.. Mfchel Deon Roman Büyük Öd ülü'nü aldı ADIVAR EYÜBOĞLU YURDAKULSEVÜK 14 Ocak. Mehmet Emin Yurdakul'un otuzuncu ölüm yıldönümü TANPINAR'IN GÜCÜ ÇUnlcü yeni baskılarla okur ltarşısına tekrar çıkan eserlerin «Yanlışlıklar Komedisi» mi? SERGÎ Sennur SEZER Bir seçkin çizgi sar.atı olan karıkatür, gündelik gazetelerle yıllık sergiier dışında izlenemez yurdumuzda. Kisisel sergiier açmaz genellikle tarıkatürcülerimiz. Pek azı kankatürlerini bır aıbümde toplar. Bu vüzaen nıce güzel çizgi, dergi ve gazetelerüı sayfalannda kalır Zeki Beyner'in .KeşkülÜ F u . kara», Erdoğan Bozok'un «Çizgiler» ve «Modern Çag», RatiD Tahir'in «Karikatürcünün Şakalan», Turhan'm «Hiyeroglifni Salih Erimez'in «Tarihten Sayfalar.ı, Nehar Tüblek'in cBeygirname» ve «Pasanamensi. Ramiz' in «Ramiz», «Tombul Teyze». «Harp Zengini», Tonguç"un «Sülünamensi, Cemal Nadir'ın «Aracabey.i, Togonun. Zahir Güvem li'nin, Nezih Danyal'ın, Sururi' nın albümleri karikatür sanatımızın başlangıcından bugüne çlımızde olan albümlerln hemen hemen tümüdür. Sait Faik Hikâye Armağanı Bir takvim yılımn en başarılı hikâye kitabma verilmekte olan Sait Faik Hikâye Armağanı, bilindıği gibi Sait Faik'in ölürn yıldönümünde (11 Mayıs) açıklanmakkazarftn eser 7500.^*liralık ödiil ve 1000 liralık kitap alımıyla değerlendırilmektedir. Anası Makbule Abasıyanık'ın vasiyetini düzenle gerçekleştiren Darüşşafaka Cemiyeti'nin, Sait Faik'in 20. ölüm yıldönümü olan 1974'de daha zengin bir tören ve anma programmın hazırlıklanna ginştiği bildirilmektedir. 12 Ocak 1974 Cumartesl günü toplanan seçiciler kurulu ise, merhum Tahir Alangu'dan boşalan üyeliğe oybirliğiyle Tahsin Yücel'in getirilmesini kararlaştırmıştır. Doçent Dr. Tahsin Yücel (Doğ. 1933). «Haney Yasamah» kiUbiyle 1956'da. Sait Faik Hikâye Armağamnı. «Düşlerin Ölümü» eseriyle 1959 Türk Dil Kurumu hikâye ödülünü kazanmış bir sanatçı olduğu gibi Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Fransız Edebiyatı bolümünün öğretim üyelerindendir. Bu yıl armağana adaylık için başvuran ve seçiciler kurulunca aday lık için önerilebüecek eserleri tanıtan yazıyı, perşembe günkü «Kitaplar» sütununda bulacaksınız. RAUF MUTLUAY'IN KONUŞMA DİZİSt TUrkiye Sanat Severler Demeği ile Istanbul Lisan ve KUltür Derneğınin ortaklaşa düzenledikleri program gereğince, her ayın Uçüncü perşembe günü Amerikan KUltür Merkezi Kitaplığında, «Rauf Mutluay ile Bir Roman Okuyalım» adlı konuşma tartış ma toplantılan yspılacaktır. önceden belirlenen ve dmleyicilerce okunan bir Türk romamnı yazanmız Mutluay tanitacak, açıklayıp yorumlayacak, gerekli bölümlere dikkat çekecek. sorularm cevap vererek oturumu yönetecektir. İlk toplantı 17 Ocak Per«embe günü saat 18.30'da Yusut Atılgan'm Bilgl Yayınevince çıkarılmış «Anayurt Oteli» tlzerinedir. Bundan sonraki toplantılarda konu edinilecek eserler, Mutluay'm teklifiyle toplantıda kararlastırılacaktır. Yeni şarkılar.. Petrol krizinin dünvadaki etki re tepkileri >ayıldikça. Arap po litikası nedeniyle •imtıyazlı» ulke olarak geçinea Fransa'da da endüstri sektörünün bu arada lokavt, teknik işsizlik ve yeni durumlara ayak uydurmak gibi <tedbirlçre» başvurduğu gözden kaçmıyor. Paris borsasında altma ve dolara «hücum», ve paranın falzi yâni kirası da tepelere fîrlarken şu yorumlara raslanıyor: «Dünya servetinin geçmişe kıyasla daha eşit bir dağıtun eğilimiri gosterdiği şu günlerde dünyanm sonu geldiği, açlığa ve sefalete düstüğümüz gibi karümsarlığa kapılmamalı. İnsanlığın yenıden neşeli yannlar görmemesı için sebep yok. Ancak bu yeni neşeli şar ı kılar, uzun bir süredir repertuvarmı değişürmeyen politikacı korosunun tekrarladığı şarkılardan değişik olacak. Buna da zaman lâzım.» MİCHEL CEGRETİN MARCEL PROUST'U ANLATACAK Michel Cegretin, yarın Fransız Kültür Merkezi tarafmdan düzen lenen bir konferans verecektir. Kdnuşmacı, Marcel Proust'un «Le Bonheur Mutluluk» adlı yapıtını yorumlayacak, Marcel Proust üzerine bir konuşnra yapacaktır. Cegretin, ünlü yazann yapıtını günümüz koşullan içerisinde değerlendirecek, bunun yanısıra psi kolojik yorumlarla günümüz yaşantısında etken olan çeşitli prob lemleri de örjıekler vererek açık layacaktır. Istanbul Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çeşitli çalışmalan da bulunan M. Cegretin, bu konferansını yarın saat 18.00' de Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi salonlannda sunacaktır. Konferans halka açık olacaktır. Osmanlı İmparatorluğunun kıymetini bilmeyenler.. Muhaiazakâr <he Figaro» gazetesinde Philippe Erlanger, tRomantik ve milliyetçi burjuvazinin, devirmek için çabaladığı eski muhteşem imparatorluklarm vıkıhsından> yakuıırken, şunları ekliyor: j «Franz Joseph'in Avusturya Macaristan İmparatorluğunun, lâ ı netlendiği kadar eksikliği de duyulmuştu. Bugün ise ışıklarımızı söndürüp, arabalarımızı yavaşlatırken Osmanlı İmparatorluğu lehinde de böyle bir duygunun varlığı mantıklı olacaktı. Türkler onyedinci yüz yüın sonunda Batı için bir terör unsuru olmaktan çıkmıştı. 19. YY' da ise, başlarında büyük devlet adamlan bulunan Fransa ile Ingil tereye verdiği garantiler değerlendirilmiş ve mubaiaza edilmiştir. «Hasta adam», yanlış bir şekilde kundaklanan yüksek ateşiyle dıinyanın durumunu da kurtarıyordu. MoldoValaklar, Mısırlılar, Bulgarlar ve Araplar her ne kadar şikâyette haklı (olmıyan mület var audır?) olxnu9 olsalar bile, împaratorluğun giderek yumuşayan yönetimi alünda banş içinde yaşıyorlardu Dünyanın haküni Avrupanuı ise ne denli bir intihar içgüdüsü ile kendi gücünün yıkımını hazırlaması gelecekte ibretle izlenecek. Bohemya'dan Ortadoğu'ya, Dantzig'den Saygon'a kadar, amacına ulaşmak için elinden geleni yaptı.» Çatışma Oysa ünlü Fransız yazarlarından romanct Gilbert Cesbron, «Kusmak»"baslxkh bir yazısında, Batının sakatlığı Ue «ilerleme» kavramı ^ arasmdaki çatışmanm bir kez daha karşılastığını belirterek, cHerjeyi bütün incelikleri ile öngörebilen bilim adanu, maliyeci ve politikacıların, her şekliyle şantaj silâhmın kendi imparatorluklan için bir numaralı düjman olabileceğini sezemediklerini» belirtiyor. > • Cesbron şöyle diyon «Kuşkusuz her zaman için, dev bir maJcineyi sekteye uğratabilecek bir avuç insan bulunacaktır. Bu da çogunlukla hayırh bir iş olacaktır. Mantık ölçülerine göre yitirilmiş görüren böyle bir kavgaya girişerek ölümü tercih edebilenler bulunmasay dı ne işgal altındaki topraklar kurtulacak, ne sömürgeler bağımsızlığa kavuşacak, ne de işçiler haklı davalarmı kazanabilecekti.» Batı Avrupa daki sydınlar takunı geçmişteki nesillerin günahlarını çıkartmak için kendi «muhasebelerini» yapadursun, ne denli gelişeceği henüz kestirilemeyen bugünkü bunalımın faturalarının cninde sonunda yine yoksullara mı ödetileceğini merak edenler de var.. «Zavallı Batı uygarlığı, Batı toplumu, meğer ne kadar çelimsizmİ5> diyenlere «dostlarımıza dikkat; Enerji krizinin nedenlerini iki süper devlet arasındaki bir komploda arayanlar» arasında bocalayan bazı yorumcular, iki yıldır «kalkınma hızını sıfıra indirelim» diye nefes tüketen Ortakpazarın eski baskanı Hollandalı Sicco Mansholt'u anmaya başladı. «Sahi, Dr. Mansholt bazı uyarmalarda bulunmuştu, değil mi?» Mansholt, tüketim toplumunun çılgınhğma dikkati çekerek Batı kapitalizminin, kendi pislikleriyle kirlettiği çevrenin içinde batıp boğulabileceğini söylemiyor muydu?.. •Bugünkü bunalım Batı toplumu için hiç olmazsa uyancı bir alârm düdüğü olursa, bunu da atlatabilecek» sonucunu da iyimserler çıkarıyor.. Erzincan 1li Amblem Yarışması Erzincan Belediyesiyle ETzincan tli KUltür ve Eğitim Derneti, Erzincan'ın tarihı. coğrafi. trtiltürel ve mahalli foiklör özelliklennden birim veya tamamım sembolıze edeceic, rozet yapılabılecek ve üretim mallan Uzerıne basılabileoelt •şekilde bir amblem yarı$ması düzenlemıslerdir. Jürinin yapacaği seçme sonunda; Birinciye 10.000 TL, tkinciye 5.000 TL, Üçüncüye 2.500 TL. ödül verilecektir. llgilenen herkes. vanşmaya 35x50 ebadmda yaglı. sulu boya veya kara kalem eserle katılabllirler. Eserlerin engeç 1 Mart 1974 tarihinde. Erzincan tli Kü^ tSr ve Eğitim Demeği. Ankara, Yrnisehir. tnkilâp Sokak 3'3 adresine Rönderilmesi gereklr. Fazla bilgı tçın de aynı adrese müracaat edilebilir. Cumhuriyet 330 DENİZ KUVVETLERI KOMUTANLIGI Seyir Hıdrograü ve üşinografi bildirilmıştir. Daire Baskaruıfmdan » » • • • • • •» • » •• • • •• • • •• < •• • • • • > »• •• » • • • » • • • » • > Teknisyen Almacaktır Denizcileıe ve Havacılara 174 sayılı Bildirı AKDENÎZ Başmüdürlüğümüz Servis'lerinde DO? r e boşalacak teknisyen kadrolarmın doldurulmasını temınerı 2fc.l 1974 giinü saat 14.00'de yapılacak sınavda kazanamar arasından yeteri kadar eleman almacaktır. Aşağıdaki şartlara haiz olanların sınava gırebılmelen için nüfus cüzdaru, diploma ve 1 adet fotoğTafıa rjırlıkte Gayrettepe Yıldız Posta Caddesindeki Personel Servısımıze şahsen müracaatlan ilân olunur. ISTANBUL TfeLtFON BAŞMCDÜRlCGÜ 1 Sanat EnsdtüsU Elektrik, Elektronik Radvo, Motor, Yapı veyahut Tesviye Bölümü mezunu olmak. 2 35 yaşından büyük olmamak, 3 Askerliğini yaprruş olmak. »»»»••»»••»••»»•••»••»••••••••••••••••••••o (Basın; 10066/324) 21 ile 22 ocak 1974 tarihlerinde saat 0$ Jü ile 17.C0 a r a sında aşağıdakı noktaların birleştiğı saha içinde seyretme, demirleme, avlanma ve bu sahamn ıi! cCO meireye kadar olan yüksekliğı can ve m a l emniyetı bu^mından tehlikelidir. İ S K E N D E R U N K Ö R F E Z İ AÇ1KLAR1 36 derece 19 dak.k". Kuzey Enlemi 1 nci nokta: Boylamı 35 derece U8 dakuta aotu 36 derece 19 dakina kuzey Enlemi 2 nci nokta: derece 3 dakma U do?u Boylamı 35 36 derece 04 d a k ı r a suzey Enlemi 3 ncü nokta: 35 derece iı daxjk<> aoğu Boylamı Enlemi 3d derece 04 dak'n.kuzev 4 ncü nöJrta? Boylamı 35 derece 08 dakıi'a aofu. Denizcilere ve Havacılara önemle duyuru.ıu (Basın: 28326y326) f Son günlerde bunlara iki yeni albüm katıldı: Asrileşen Köy ve Çizgili Dünya adlı iki albümü daha olan Ferruh Dogan'ın «Sergissiyle, Raşit Yakah'nın «Çizgiyle»si. Raşit YakaU, 1943 yılında doğmuş. Semih Balcıoğlu'nu usta seçmiş kendine. İlk karikatürü 1963 yılında yayımlanmış. 1969 yılından beri gazete karikarüristi. «Çizgiyle» ilk albümü. Ortalama yüz karikatürün yer aldığı albüm, saglam bir çizgi dünyası Ferrnh Dofan'm rünümüı olsylan açısmdan gttncelliünl ritirmegetiriyor. yen Türk aidınının çilesini dile getiren karikatürlerinden biri. Ferruh Doğan, çizgisi kadar dünya görüşüyle de ilginç ve sağ lam bir sanatçıdır. Yurt dışında aldığı ödüllerin en yenisi 1973 yılında ttalya (Bordighera) da aldığı Altın Palmiye. «Sergi» yasadığımız günleri, gelecek günlere en sağlam objektiften, sanatçı göÖFKE REStMLERt luetinde çalısanlann yer alrfığı zünden devredecek bir kitap. Istanbul. Aıi Atmaca, son yıllarda adıHer çıkan yeni karikatür kitabı nı çok ettiren genç bir ressam SOTLTLA DtNEN bir sevinç venr, karikatür izleyıoidu. Koy çocuğuydu. Resme cisine. Gönül ister ki KarikatürHETECAN olan yatkınlığını kendi kendine cüler Derneği de, yıllık sergileriBeyoğlu Şehir Galerisinde bu gelıştirmişti. îçınden gsldıği inni geçen yıl oldugu gibi her yıl günlerde yer alan uçüncü sersanların sorunlannı çizmek ebir albümde toplansın. Hem kagi, Makbule Necdet'in. O da, rikatürümüzün yıllık gelişmelerireğindeydi. Resmi, teknik ekNilüfer ve Atmaca gibi kendi ni belgeleyelim. Hem de serginin sikliklerin yanında, içinde yakendine yetişmis bir ressam. ulaşamadığı jurt köşeleri karişadığı insanların dertlerini yaDaha önce yurt dışında sergiier katürümüzü izleyebilsin. kınma biçiminde yansıtmak giaçmış. Bu, Türkiye'deki ikinci bi bir yanlışı taşıyordu. Atmasergisi. Makbule Necdet, cmisca 3 Ocakta Beyoğlu Şehir Gatık» bir hava taşıyor resimlelerisinde açtıgı yeni sergıde nnde. Renk ve leke düzeninı daha başarılı görünüyor. Hiç «heyecan ve üzüntüleri soyutla olmazsa köyünun, yurdunun ındindirmek» diye tanjmlıyor. Bu sanının dertlerini yansıtırken. tanım bana, bir süre önce koHarman dövenlere, hamallara, nuştuğum Fahrinüsa Zeyd'in sobayram günü çocuklarına te!c yuttan portreye geçişini anlatır ekmekle dönebilene bakarken ken yaptığı bir tanımı hatırgereksiz bir acıma değil, öfke lattı. Zeyd «Soj'Ut resim büyük ve acı duyuyorsunuz. bir heyecanla yapılabilir. Bir Atmaca, resminin bu dönesevinç duyar insan. Ama üzürv minde çizdiği insanı coyunbotü ve keder insanlara başka zan» diye niteliyor. Zorla oynaşeyleri, bir başka biçimde söytılmak istenen role, ezilmcye, lemek gereğini duyuruyor. Bu sömürülmeye karşı çıkan ve yuzden portreye başladım» desahneyi terkeden bir insan bu. mışti. Renklerin sertliği yanında, baNECDET KALAT zen bir tek el hareketiyle, baNecdet Kalay, «soyut figüzen bir bakışla, çözümlemiş Atratif» diye nitelediği renk leke maca söj'lemek istediğini. düzeniyle Anadolu insanının Atmaca'nın bu davranısı, «ingoçlerini ve Istanbul'un Anadosanımızın dıştan çok içe cfonuk lu'ya yakın köşelerini, garları. olduğu; öfkeden çok ağıtı seçibalıkçı kayıklarmı, gecekondıışiyle Atmaca'nın resminin bu duruma ters düştüğü» kınana ' lan başanyle çizen genç bır ressam. Son sergisi 3 Ocakta Abilir. Ama sanatçı, olanı değil merikan Kültür Merkezinde aolması gerekeni gosterdiği, yan çildı. Son günlerde yurt dışınsıttığt, duyurduğu ölçüde bada baçarılı bır sergi turnesinşanlıdır. den dönen Kalay'ın bu sergisi ÇALIŞAN ISTANBUL de başarılı. Göç katarlanna halk Nilüfer Ermiş de ilk sergisin: oyunları da katılmış bu kez. geçen yıl açmıştı. Akademi eğiBir alev gibi oynak yanflgürtimi görmemişti. Ev kadınıydı. lerin oluşturduğu «Silifke EkiAnlatmak istedlkleri için «sobi. serginin en akılda kalacak yut» denebilecek bir yöntem resmi. seçmiştı. Bu yıl ikinci sergisınKalayı bekleyen tek tehltke de insana, çalışan lnsana eğilyurt dışında ilgi çektiği için bu miş. Beyoğlu Şehir Galerisinde sergide de yer verJiği yöresel 3 Ocakta sergilenmeye başlayan portre bence. resimlerinde daha çok Anadolu'dan gelip Istanbul'da çalı«BtRLEŞtK SANATÇILAR» şanları işliyor. Yoğurtçuları, «Birleşmiş Ressamlar ve Heyyufkacıları.. ke'.traşlar Derneği»nin 8 OcakNilüier, eğitim eksikliğinin ta Taksim Sanat Galerisinde getirdiği teknik yanlışları, çoaçtıkları sergi, «Sanat anlayışcuk resimlerini andıran içteniilarında ortak yönler bulunan, yalnız sanatlarıyle değil, kisi ğlyle örtüyor. Birçok ressamıolarak da birbirlerine yakınlık mızın bilinçli olarak özendikleduyan, ya da belü bir bildirt ri çocuk ve halk resimleri özelçevresinde anlaşan »anatçılar»ı likleri, onun resminde «kendibir araya getiriyor. liğinden» yer alıyor. En başanlı, en umut veren resmiyse si50 sanatçı katılmış lergiye. 23 OCAK'A KADAR AÇIK OLAN SERGİLER Selim lleri, «Kısa Hikâye Sinema» ilişkisi üzerine konferans verdi Genç hikâyeci ve senaryo y«zan Selim İleri, 11 Ocak Cuma günü Ankara Sinematek Derneğinde bir konferans vermiştir. Ankara Sinematek Dernegl konferans programında yer alan ve saat 20.00'de başlayan konusmasında Selim lleri, «Sinemada Kısa Hikâye Tekniği ve Türk Sineması» üzerinde durmuştur. Daha çok bir hikâyeci olara'< tanınan ve son yıllarda yazdığı hikâyeleri filmlere konu olan Selim lleri'nin konferansı Ankaralı sanatseverlerce ilgiyle Ulenmiştir. ERCÜMENT ÖZÇAKIR'IN «ŞEKİLLER VE IŞIK» SERGİSİ İLGİ UYANDIRDI Ankara'da ilk ke« sergi açan Ercüment Özçakır'ın «Şekiller ve Işık» adını verdiği fotoğraf yapıtlan, ilgiyle karşılanmıştır. Sergisinde. daha zıyade «duygu ve zekâ» yoluyla şekiller ve ışık görüntüleri sunan genç sanatçı, fotoğraf sanatının yanısıra, gTafık ve sınematoğrafi araştırmaları da yapmakta ve Ankara'da 1966 yılından beri bir stüdyonun sahibi bulunmaktadır. Ercüment Ozçakır Ankara'da 1947 yılında doğmuş, Iktisadl ve Ticarl llimler Akademisi'ni bitirmistir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear