25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CTJMHURÎYET 13 Ocak 1974 T U ^ H A H $£LCUK Toz Duman İçinde TALİP APAYDIN 111 Cıw cıvv... Bey haklıymı?, eıvv... Gözetliyor ateş nerden geliyorsa orays atıyordu. Imam Ziver efendl don paça koşup gelmış, bir evın köşesine eğılmiştı. cHımm, hımm...« yapıyordu kendıkendıne. Köyün sokaklarmda bir at dört nala koşuyordu. Köpekler peşine düsmüştü. Bu tarafa geldiğini duydu, şaşırdı. Ne yapacağım bılemedi. Sonra bir gübrelige saklanıp eğildi. At önünden geçerken baktı, üstünde kimse yoktu. Birısi elinden kaçınnıstı demek. Biraz sonra Ibrahim beyin evinin arkasmdan bir alev direği yükseldl. Hah, evi yaktılar, dedl. Gerıye çekildl. Alevler ortalığı aydınlatıyordu. Bir iki el daha silâh attılar. Sonra kesıldi. Köylüler gittikçe çoğalan yangmı söndürmek ıçin koştular. Eamanlığm dammdaki ot yığını tutuşmustu. Çoluk çocuk korku içindeydı. Kımisl bakraçlarla su taşıyordu. Kimisi kazma kürek almış koşuyordu. O sırada geriden bir alev daha yükseldi. Molla Mamıd'ın evı yanıyor! djye bağırdılar. Kalabalık bu sefer o tarafa koştu. Evin saçakları tutuşmuştu. Kimisi son. diirmege çalışıyordu. Kimisi içerden eşya ta. sıyordu. Sandıklar, yataklar, yorganlar dışari5'a çıkarılıp atıldı. Hacer gelın yetişmışti. Alevlerın içine gırdi çıktı. Ne var ne yok, kurtarmaya çalıştı. Başortüsü tutuşmuştu. Atılıp söndürdüler. Bir an başı açık kaidı. Elleriyle örtmeğe çalıştı. Bir kadın peştaınal uzatu. Pestamalı örtünüp tekrar girdı. Kapkacak geUrdı. Ayşa kadın da gelmişti: Gırme gayri yeteer! diye bagırdı. Yeter, yansın bırak! Belinden tutup asıldı. Aşır da koşup gelmişti. Yangını söndtfrmeye çalışıyordu. En çok o gayret ediyor, oradan oraya koşuyordu. Aiura girip öküzleri çıkardı, ineğı çözdii. Ulen kım bu alçaklarl I\e bu rezillik? Allahtan korkmazlar, ne istersihlz? Ulen kim bu ıtler? Buluruz buluruz, dur sen . Yaşhlar, gençler, önüne gelen bağırıyordu. Imam Ziver efendi koşarak gelmişti. Herkesten çok o bağırmağa başladı: Allahtan korkun, Allahtaan! Çoluk çocuk var içinde Allahsızlar! Ne yakarsmız bir müslümanın evinii! Münafıklar, karadınlileer!. Aşır evın üstünden baktı: Hay Allah... diye söylendı. Başjnı salladı. Yangına toprak atmaga başladı. Her şsy karmakarışıktı. 27 MOSKOVA, AZERBAYCAN NOTLARI İbrahim OLGUN Ikindi sonu «Toplaan! Hazırlaan!» emıi verildj. Duyan fırladı. Duymayanlan uyandırdılar. Çabukça kuşanıp hazırlanıp ata bindiler. Şöyle toplanın! Sıraya girin, berkea emrini alacak! îri yarı bir adam, eliru boru yapmış yüksek sesle bagırıyordu. Haceli sordu: Hüsnü bey bu mu? Yok ulen, Hüsnü bey yaşü. Aha o öadeki adam. Ufak tefek, kır sakallı bir adamdı. Ba?ına İbrahim beyinki gıbi kalpak gıymisti. Altında güzel bir at vardı. Yerinde duramryordu, saga sola yekinip duruyordu Herkes sıraya girdi. Bir o knldı ortada Bir de arkasında yaveri gibi, kara bir adam vareU. HUsntl bey atınm UsrUnde dogruldu: Beni dmleyın arkadaşlaar: diye bağırdı. İçerden gelen, boğuk fakat etküi bir sesl vardı. Herkes sustu, gözler onda toplandı. Bir atlar kımıldıyordu. Sağ tarafta bir at kişneyecek oldu. Bınıcisi hemen gemı asıhp susturdu. Düşman yurdumuza saldırdıı! . Köttl Yonan toprağımıza gırdıı . Adım adım ilerliyoor Uzata uzata söylüyordu. Vaaz eder gibiydi. Vatanımızı, canımızı, ırzımızı korumak için birleştiik! Duşmana baskın yapmağa gıdiyoruz! Düşmanı Alaşehır'de karşılayacağız! Gerekırse öleceğiz, ama bu tarafa geçırmeyeceğiz! Geride ordu hazırlanıyor. Bizım vazllemiz duşmanı oyalamak! Başıbozukluk yook! Emre gore hareket edeceksiniz. Başımızda bin başı Kamıl bey var. Onu iyi dinleyin. Allah hepimizin yardımcısı olsun! Sağool! Elıyle ışaret etti. Kendisi yana. *öfru siirdü. Binbası üâmtl bey ortaya galdi.. . . Arkadaşlar! diye başladı. Daha kalın, gür bir sesi vardı. Rahat konuşuyordu. Hepiniz vatansever insanlarsınız! Bu. raya kendi gönlünüzle geldiniz. Fazla bir şey soylemeye gerek yok. Çogunuz askerlik yapttnız, bılirsinız. Savaşta karışıklık, başıbozukluk yerıilgiyle sonuçlanır. Vereceğımii emrl tam yaparsanız, başarmz. Bu gece düşmana iyi bir tokat atanz. Yapacağız! diye bafırdı Dirkaç kişL Bin başı elini kaldırdı: (DEVAM1 VAR) Herkesin elinde bir hesap aracı ve kâ&ıtkalem var... ra da hemen her yerde bitip tükenmeyen kuyruklar. Bu konuTiirk şairi îmadeddin Nesimi' lara ilerde yine değineceğim. Aeroflot bürosundan biletimi nin doğumunun 600. yıldönümü dolayısiyle Azerbaycaa Hüküme ayırttım. L«nın Müzesi hemen oracıktaydı. Ziyaretçilerden girış tinin davetlisiyim. Dışişleriyle temas... Pasaport, için bir ücret almıyorlardı. Gıre» vize işlemleri... 8 Eylül 1973 Cu nin çıkanın haddi hesabı yoktu. martesi «aat Hİ5'te <Jnc8 Is Yatılı asker ve sivO okul öğrentanbul, sonra Moskova'ya hare cilerl tabur tabur getirlliyor ve ket. Atılmış pamuklar gibi bu bu müze herkese gezdiriliyordu. lutlar üstünde 810 bin metre Üç katlı, yürüyen merdivenlerla jükseklikte yol alıyoruz. Güneşi inilip çıkılan katları, odalan, saçıplak, engelsiz görebiliyoruz. lonları çok büyük ve tavanları Saat 19.45 de Moskova havaalan çok yüksek bir bina. Yüzlerce larından birine inişe geçeceği kişi burada hızmet ediyor. Tumız zaman artık güneş batmı? ristler için çeşitli dillerde konutı; kocaman şehrin bitmez tü şan rehberler var. Bu müze Ihtılâlin canlandırılmış tarihi gıbi kenmer ışıklan görünüyordu. Uçakta Moskova'da havanın r7 bir şey. Pek çoğu Lenin'e ait olmak üzere liderlerin boy boy rederece olduğu bıldiriliyordu. simleri, heykelleri. Yaşlı hanım Hava alanmda asker gibi gi turistlerden oluşan bir gruba Injinmiş kadın ve erkek gorevü gilizce konuşan genç bir kız her ler kontrollarını tamamladılar. yeri gezdirerek bilgi veriyordu. Sonra întourist bölümünde bek Bana göre o denli ayrıntılara giledik. Programa göre beni ha riyordu ki yarım saat dinlediğım va lanında karşüayacaklardı. Ko halde bir odadan obürüne ancak ordinasyon eksikligl yüzünden bu geçebildık. Bu tempoya göre mtiolmadı. Sonunda o geceyi ö zeyi ancak akşama kadar geze'oıbur aktarmah \olcular gibi ben lecektık. Ben alelâcele öbür odade întourist otelde geçirmek zo lan kendi başıma dolaştım. IIrunda kaldım. gıülarögle paydosuna gırmeden, Her yerde Batı dillerinden bi ayırttıgım uçak biletimi aldım. rini az çok büen bîrf ' Tahatça Sonra Moskova'nın ünlü metrosunu gördüm. Bu konuya Azerişini görebilir. Bu kural Moskova için geçerli degildir. Burada yal beycanla ilgili notlarımda aynca nız Rusça bilmekle işinizi gore değineceğim.. bilirsiniz. Çok az sayıda olan daİşçi kadınlar ruşmalarda, bir de Aeroflot Sovyet uçaklannın bürolarında Batı Sabahleyin bir hayü orken kalk dillerini konuşanlar bulunabilir. tığım için bana kaîelerya çolc Bunun dışında dilsiz oyunu oynamak zonmdasınız. geç açılmış gibi Keinıifti. l}çi ka dınlar, kafeteryayı, uzun zaman temizlediler, masa ve sandalyele ri yerleştirdiler. Neden sonra saat 8 oldu ve kapıları açtüar. Içe ri ilk girenlerden biri ben oldum. Bizim su bardaklarından daha da iri bardaklarda itinasız bir çay la, yanında biraz da peynir gotirdiler. Bunun dışındakiler benım yiyeceğim $eyler değildi. Ya nıtna sarışın genç bir işci oturdu. Önce, sofraya hemen her zaman getirdikleri o sarı şerbetten biraz yudumladıktan sonra, ardından sarap içmeğe başladı. Benimie ko nuşmak, ahbaplık etmek ısliyordu. Fakat anlaşamadık. ılızmet eden kadınlar, yorgun, bitkin ve bakımsızdılar. Gelişi güzel aşağı ijlerde çalışanlar, yaşlan daha çok geçkince olanlar... Koşuşmaktan bitkin duruma girmijler, hepsinin de canlan burnunda. Bizim Büyükelçilik Cumhuriyetin 50. Yılı için olacak yeniden yapılırcasına onarılıyor. Bu amaçla Türkiye'den birçok sanatkâr işçi ler gönderilmiş. Canla ba$la uğraşıyorlar. Yapının dışında çamur karan ve içeriye girme izni olma yan kaba saba gıyınmı? birtakım işçiler gördüm. Çoğu altmı? yaşını a^mış, tulum giymiş perişan kadınlardı. Burada erkekle kadın arasında tam eşitlik olmalı! Erkekler hangi işleri görürse kadınlar da hemen hemen o ijlerin hepsini yapıyor. Öğle yemeğini bizim vatandaşlarla birlikte otelde yedik. Kâh taksiye binip, kâh yflrüyerek oldukça güzel bir sonbahar gününü değerlendirdik. Sonra onlar Tokyo'ya, ben de Baku'ya git mek üzere, birer taksiye binerek ayrı ayn hava alanlarına gittik. Moskova'da uçak alanlarına geniş ve iki yanı alabildiğine koruluk yollardan ve herhangi bir trafık sıkışması olmadan gidildiği halde yine de bir saatten önce varılamıyor. Çoğu yerde gidij v» dönüs yolları ayrı. Her biri yirmi yirmi bes metre genişliğin de. tertemiz bakımlı iki yönlü yollarda istediğiniz hızda gidebıli yorsunuz. Parklar ve korular Bundan on yıl önce Amerika'ya gittiğim zaman 18 eyaleti gezme olanağmı bulmuştum. O zaman ki gezi notlarımı yayınlamamıştım. Orası için biraz da özenüli bir cümleyle not defterime junları yazmışım: «Burada insanın gözleri ye?ille yorulur, yeşille dinlenir.» Moskova ve Baku için ne diyeyim bilmem ki?.. Parklar ve koruluklar diyan. Amerika'da da aynı şeyi görmüştüm. Her şeyde ölçüler gayet büyük tutulmuş. Yapılar büyük, caddeler büyük, ağaçlar büyük, kurumlar büyük... Üç saatlik bir hava yolculuğundan sonra Baku'ya vardık. Burada Nesimi JUbilesiyle ilgili iyi bir örgütlenmeye tanık oldum. Hükümet, Parti, Yazarlar Birlıği, Üniversite, isbirliği yapmışlar. Hemen hemen hiç açık vermeyecek bir program hazırlamişlar. Dünyanın dört bucağindan Nesimi ile ilgili bılginleri, yazarlan çağırmışlar. Havaalanında karşılayıcılar, bizı bulmakta güçlük çekmedıler. özel arabalarla dogru deniz kenarında ilk konuklan olarak bizi kabul eden Yeni Azerb8ycan ya da întourist otele götürdüler. Otelın restoranında agırladılar. Azerbaycan'a varınca geniş bir soluk aldım. Artık burada hemen hemen herkese derdimı kolayca anlatabiliyorum. Çevremdeki ev sahibi bılim adamları, konuk rehberleri bize hiç yabancılık çektırmemeğe çalışıyorlar. Butün Azerbaycan'da îmadeddin Nesimi'nin Anadon olmasımn (onlar «dogmuş» yerine bu deyimi kullanıyorlar) 600. yıldönümii kutlanıyordu. Basın, televizyon, radyo vb. yayın araçlan sanki bu jübile için tutulmuş. Kitap sergileri, resim ve heykel yanşmalan, çeşit çeşit armalar, roze t ler, hatıra pulları. caddelerds şaınn boy boy hayali resimleri... Bilgınler, sanatçılar, yazarlar, hatta politikacılar bu Jübile İçin seferber olmuşlar. Baku şehri büyük şalrlerl adına dikilmiş heykellerle, meydanlarla, caddelerle dolmuî. Nizamt Meydanı, Nizaml heykeli, Nizaml adına Edebiyat Enstitüsü, Puzulî şehri, Fuzulî meydanı, Puzulî heykeli . Eskiden yeniye, Nizami'den Hakani'den Sabir'e dek heykel, meydan. cadde, müze, enstitü alabildığir» sürüp gidiyor. Şimdi de Nesim! için biri Baku'de, öbürü Şamahı'da olmak ürere iki heykel dikiliyor. Akademi'nin Dil EnstitüsU'ne ve Baku'de bir reyona Nesim] adı verilmiş. YARIN: B A K Û ' DA Baku'ya nasıl gidilir? O gece otelde bizimle birlikte, Japonya'ya giden bırkaç TürK arkadaş vardı. Bir de nereden belirdi bilmem, bizlere yardıma hazır, bir süre Istanbul"da yaşamış, Bulgar göçmenleri şivesiyle çok iyi ve rahat Tiirkçe konuşan biri işlerimizi bir hayli kolaylaştırdı. Ertesi sabah da işi varmış, uçakla erkenden Leningrad'a gitti. O gün pazardı. B:r yolunu bulup Baku'ya gıtmelivdım. Danışmadaki bayan bana öbur benzerlerınden degışik olarak elinden geldiğince yardımcı o!maya çalışıyordu. Ona derdimı arüattım. Baku'ya gitmek için nasıl yer ayırtabileceğimı, uçak biletıni nereden sağlayabilecegimi iyice öğrendim. Sonra biletimi almak üzere bir taksıye bindim. Metropol Otel'e gittim. Rusyada taksiler her şey gibi devlete ait. Şoförler 10 «kapik» le saati açıyorlar, isteditiniz yere gidiyorlar ve saat ne yazarsa onu aliyorlar. Taksıde çalışan otolann büyük çogunluğu «Volga» marka. Pek çok olmamakıa birlikte Fiat fırmasiyle ortak olarak çıkardıkları, bizim Murat'ıar dan da var. Jigolo dediklerı bu otomobilleri daha çok özel araöa olarak kullanıyorlar. Rusya'da bir evle, bir araba özel mulkiyete gırebiliyor. Ancak, kendilsri için ev yapanlardan devlet aylık sembolik bir arsa kirası alıyor. Burada her şeyın devlete ait oldugunu unutmamak gerekli. Köşe başmda satılan dondurma ve gazeteden tutunuz da, herhangi bir büfeye varıncaya kadar her şey devleün. Herkesin elinde pratik bir hesap aracı ile kâğıt Xalem var. Hiç durmadan yazmak ve hesaplamak. Kimi gördüyseıu işi gücü bu! Tek bir elden çıkmış gıbi el yazıları, çeşitli kalitedeki kâğıtlara basılmış makbuzlar. 1si gün içinde ceplerim okuyamadv gım yazılarla yazılmış kâğıtlarla doldu. Bürokrasi, bürokrasi. Son ISTANBUL 3. tCBA HÂKtMLİĞtNDEN: (Dosya No: 1973.766 Istanbul, Sultanhamam, Mahmutpaşa Caddesı No: 228 de Ali Balcıoglu ve Ort. Koll. Ştı.'nin vâki konkordato talebi hâkimlikçe kabul edilerek 10,11/1973 tarihinden itibaren iki aylık konkordato mehli verilmiş idi. Bu kerre konkordato komiserlerınin talebi ile mehlin bitim tarihi olan 10/1/ 1974 tarihinden itıbaren iki aylık daha mehıl verılmıştir. îşbu mühlet karartnın ilan tanhinden itıbaren yedi günde her alacaklının dılekçe ile ıcra tetkık merciine itiraz edilebileceği ilân olunur. (Basm: 167 274) DİŞİ BOND MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU SÜPHELİ ZAFER TİFFANY JONES Nepeye *k •••••• GARTH HAyiQ. BEU DE DtSEC <ADOJIAB 6fBİ SJEV1LAAEI<: ISTEyEWEM A<f P BENIM CG M t LÂ N Istanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünden Istanbul Defterdarlığına sınavla BEDRI TİMUR'A Almış olduğunuz burstan dolayı mecburi hizmetle yükümlu bulunduğunuzdan Bakanlıkça istifanız kabul edılmemıştir. İlân tarihinden itıbaren 15 gün zarfmda göreviniz başına donmenız, aksi takdirde burs bedelı tutarının ^ 50 zammı ve % 5 nizamî faiziyle birlikte şahsınızdan ve kefillerinizd'en tahsili cih»tine gidilecegi anlaşılmıj olup keyfiyet ilânen tebliğ olunur. Sicil: (40247 sayılı 3/1/974 gunludür.) (Basın 10237) 281 Daktilo Alınacaktır Defterdarlığımızda münhal bulunan kadrolara atanmak üzere; 18 yaşını bitirmiş, 35 yaşını geçmemi?, askerliğini yapmış, ilkokul mezunu Baylar ve Bayanlar arasında yapılacak sınavla daktilo alınacaktır. Sınav, 21/1/1974 Pazartesi günü saat 13.30'dadır. Müracaat süresi, 19/1/1974 Cumartesl gunü saat 13.00'* kadardır. Defterdarhk SicU Bürosu Şefligi'ne (Cagaloglu) müracaat edllmeti rica olunur. (Basın 10236) 280
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear