25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 10 Ocak 1974 TBB Genel Kurulu Türkiye Barolar Biriiğinin bugün Ankara'da toplanacak ve üç gün sürecek olan VII. Genc' Kurulunda, Türkiye Barolarından gelen deiegele rin, bu kez önernli konuları tartışacaklarını sanıyorum. Nitekim Genel Kurul için hazırlanan Başkanhk raporunda ve Yöne.tim Kurulu raporunda savunma hakkı, özgürlükler ve işkence iddiaları ele alınmıştır. Yurdumuzda olağanüstü bir dönem aşılmış ve seçimler de yapılarak olağan bir d'öneme geçilmi.ştir. Bu nedenle. geçen dönemde hukuk uygulamaları yönünden gerekü eleştirilerin bu kongrede yapılacağı doğaldır. v i görüşler HUKUKUN ÜSTUNLÜĞÜ Av. Merih SEZEN kimlerle yetkiii mahkemelerin özgürce çalışmalan gereklidir. Idare ile kişinin karşılaştığı yerde kişi haklarının korunması kısacası, kişinin güvence altında bulundurulması cfengeyi meydana getirmektedir. Hukukun üstünlüğıi dendiği zaman Anayasaya uygun kanunların bagımsu hâkim ve yetkili mahkemelerce uygulanması şartı akla gelmektedir. Yasatarın uygulanmasında e.şitlik ilkesi esas alınmak lâzım gelir. Kişinin hak ve özgürlükleri temel hak olarak korunmahdır. Ancak bu suretle kişi İdarenin karşısında RÜvence altında bulunur. Gelışmekte olan toplumlarda sosyal ve ekor.omik haklar da kişiler açısından korunmaktad'ır. 10 Aralık 1948 günü însan Hakları Evrensrl Beyannamesinin Birleşmiş Milletler'de kabulünden bu yana ça°daş demokrasilerde Anayasalara kesinlikle tnsan Hakları ile ilgili hükümler girmektedir. Bu memleketlerde kişinin temel hak ve özgürlüklerinin somut olarak korunmasına da çok önem verilmektedjr. Temel hak ve özsürlükler korunurken kişinin bu hak alanına, iktidar taşmalarının önlenmesi gereklidir. TBB'ni» bu konuda yapmış olduğu olunılu çalışmalar varoTır. Ancak yurdumuzda, bu yolda daha da etkin çalışmalara ihtiyaç vardır. Kişilerin bahis konusu güvenceye sahip oldukları oranda hukukun üstunlüğü kavramına inanılabilir. Memleketimizde «hukukun üstünlüğü», «hukuk devleti», kâğıtta kalan ya ria konuşmalarda söylenip unutulan cinsinden deyimlerdcn deği!«e davranış ve uysulamaların üzerinde ciddiyetle durulması gerekccektir. Türkiye Barolar Birüği'nin Genel Kurulu bu dönemde önemle savunma hakkının kısıtlanması ile ilgili konuları ele alacaktır. Anayasa'mızır» 31. maddesinde «herkes meşru bütün vasıta ve yollardan faydanlanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkma sahiptir» hükmü yer almaktadır. tddianın yapıld'ığı yerde savunmaya da yer verilmek Uzım gelir. Hukukun ana kuralları bunu gerektirmektedir. Savunmanın en geniş bir şekilde yapılabilmesi olanağı Anayasamızda kabul edilmiştir. Ancak bazı yeni yasalarla savunma hakkının kısıtlanmasına doğru gidildiği görülmektedir. Uygulamalarda da savunmanın kısıtlanması yönünde işlemler yapıldığı bilinmektedır. Sanıkların hazırlık soruşturmalarmda da savunma hakkı gereği avukatın huzurunda ifade vermeleri uygun bir yol olur kanısındayız. Bu hakkın bir kanunla sanıklara tanır.ması mümkundur. Gunümüz küsullarına göre hiç olmaz?n hazırhkta alınan ifadelerin geçerü olabilmesi için yetkili bir hâkimin önünde alınmış olrnası şartiDin bir an önce hukukunıuzda yer alması gereklidir. Bir İlke Hukukun üstunlüğü kavTamı çağdaş hukuk sistemlerinde yer almaktari'ır. cHukukun üstünlüğü» deyiminin yurdumuzda ycr etmesine, Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) önemli katkısı olmustur. Ancak bu kavramın kâğıt Üzerir.de kalmamaşı gereklidir. Bu kavramın yaşayan hukukunıuzda yer alması için hukukçularm ve avukatların ve onların en üst kurulu?u olan TBB'nin devamlı çalışmalarına ihtiyaç vardır. Hukukun üstunlüğü kavramı 23 yıidan beri yurdumuzda hukukla ilgili toplantılarda tekrar edilir hale geldl. Bu kavramın özünd'e bulunan hak ve denge düzenine kısaca değinmek istiyorum. Bilindiği gibi toplum yaşantısınm dengede tutulması amacı ile hukuk kuralları meydana getirilmiştir. Çağdaş demokrasi ve devlet anlayışı. insan haklanna dayalı Anayasa hükümlerinin eksiksiz olarak uygulanması geregini ortaya koyar. Bir devletin Hukuk Devleti •a syılabilmesi için uygulamada hukukun üstünlüğüne yer verilmesi sarttır. Idare ile kişilerin karşı karşıya gelmelerinde hak dengesinin korunması günümüzün önemli bir problemidır. Kanunlarm uysulanmasında kişinin özgürlüğü ve temel haklarının korunması çağdaş demokrasilerde titizlikle ele alınan bir olaydır. Bir ülkede hukukun üstünlüğünden bahsedilebilmesi için o ülkede insan haklarının korunduğu bir Anayasanın bulunması ve özgür seçimlerin. yapılması sonucu meydana gelen parlamentolarca kanunların çıkanlması ve bağımsız lıâ Culan fle başbaşa ve müdahalesiz olarak görüşebilmeleri icap etmektedir. Savunma süresinin kısıtianması savunma hakkının özünü zedeler. Bu kısıtlamalar adaletin oluşumunu önler. TBB, savunma hakkının korunması yönünden bugüne kadar yapmış olduğu olumlu çalışmalarına daha fazla önem vermek dururr.undadır. Hazırlık soruşturmalarmda sarnklarm her türlü savunma yardırmndan yoksun bulunduklarına işaret etmiştik. Yurdumuzda sorgularm İnsanlık dışı yöntemlere başvurularak yapılmış clduğu iddiaları son zamanlarda yaygın bir şekil almış bulunmaktadır. Anayasamızda «kimseye eziyet ve işkence yapılamaz» hükmü yer almaktadır. Böyle bir davranış varsa Anayasamıza aykırı olduğu gibi çağdaş uygarlığa, insan hakları evrensel beyannanıeMne de bu tııtum tümden ters düsmekteriir. Hukukun üstunlüğü ilkesi bu şartlarda ortadan kalkmış olur Bu konuda TBB'nin gerekli girişimlere başvurduğu bilinmekterfir. Politik davranışların tamamen dışında bulunan TBB kuruluşu. Hukuk Devleti oluşumuna ve hukukun üstunlüğü ilkesinin korunmasına en büyük katkıyı yapmak durumundadır. Bu önemli konuda TBB, savunma görevini almış olan avukatlardan gerek'.i bilgi ve belgeleri toplamalıdır. Elde edilen hilci ve belgelerin değerlendirilmesi somıcunda TBB. itfdiaları doğrulayıcı sonuca varırsa gerek kamuoyuna, geifk ügililere durumu açıklamalıdır. Ayrıca TBB. bu gibi işlemlerin bir daha tekrarlanmasını önlemek amacı İle gerekli tedbirlerin alınması yönünde de çalışmalara girişmelidir. Çirkin yöntemlerle elde edilen ifadelerin hukuk sistemimize göre geçersizliği kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay Birinci Ceza Dairesinin bu yolda verilmis bir kararı böyle bir içtihatın belirmekte olduğunu kanıtlamaktarfır. Sonuç olarak özetle şunu belirtelim: TBB1 nin çalısmaları, zaman zaman olumlu etkiler yapmaya başlamıştır. Normal bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu dönemde birliçin daha etkili önerlleri olacağına ve bu yolda kanun tekliflerine esas olacak taslaklarm hazırlanmasına girişileceğine inanıyoruz. Hukukun üstünlüğü ilkesinin yurdumuzda yaygın Te uygulanır bir hale gelmesinde TBB'nin payına önemli çalışmalar düşmektedir. Kişinin temel haklarının korunamadığı bir yerde hukukun üstünlüğünden söz etmeye imkân yoktur. Tarzan'ın ideolojisi arzan. Türkiye'rie çok sevilir. Hatta ülkemizin çeşitli böigelerinde Tarzar. yetişiı Bunların en ünlüsü Manisa Tarzanı'ydı. Şimdi sarırım Bursa Tarzanı var. Ayağında hayvan postundan don. elinde bıçak. daldan dala sıçrayan Tarzan, keyiflendisi zaman nara atar. Aaaaaaaaaaaaaaaa... Tarzan'ı beyaz perderle seyretmiyen vatandaş kalmamıştır. Romanları, resimleri seıüvenleri elden ele dolaşır orman adamının Cocuklar Tarzan'a bayılırlar. Beyaz acîamdır Tarzan, güclü kuvvetüdir, maymunlar kralıdır, zencileri yerden vere çalar Balta sirmemiş ormanlarda üstünlüğün simsesiriir. Zavallı zenciler Tarzan'ın çıglıcını duydular mı, oldukları yerde titremeye başlarlar. Beyaz kral öfkelendi mi kosknca zencı kabilesinin hir başından girer. öteki başından çıkar. dağıtır yüzlerce karaderiliyi... I İskence Adaletin dağıtımıncla iddia makamı kadar savunma makamınm da önemli bir yeri vardır. Savunmanın herhangi bir şekilde kısıtlanması çagdaş hukuk anlayışında kabul edilemez. Avukatların tam ve özgür bir biçimde savunmalarını yapabilmeleri şarttır. Tutuklulann savunu PEMBE KONAK ART1K BOŞ OKTAY AKBAL Evet Hayır HALKA AÇIK ORTAKLIKLAR konomik kalkınmayı amaçlayan büyük yatırımlar için halkın ve yurt dışındaki işçileriminn küçük tasarruflanndan yararlanılması ve bu yolda gerekli hukuki düzenlemelerın gerçekleştirilmesi sorumlu kamu oyunda on yılı askm bir zamandan beri tartışılmaktadır. Bu konuda önerilen hukukî çözüm, halkın elindeki dağınık tasarruflann halka açık anonim ortaklıklar çatısı altmda toplanması ve yatınm alanlarına aktarılmasıdır. Anayasamızda belırlenen ekonomik diizen açısından bu yolun elverişlüigi konusunda kuşkulu olmamak gerekir. Ancak, halka açık anonim ortaklıkların ne biçim düzenlenmesi gerektigi, getirilecek teşvik tedbirlerinin niteliği ve hangi ortaklarm halka açık olarak teşvik edilmesi gerektigi, halkın sermayesinin yatırım alanlarına yöneltümesi bakımından devletiii.^jgjçejfleri gibijönemli s«jrun^ larîç tartısılmasr ^tİreklıgir. • E anm jüzyıl bitmek üzere. Mayıs ayında gazeteniz «Cumhuriyet» tam elli yaşında olacak. Türkiye'nin en eski, aynı zamanda en yeni gazetesi. Belirli bir anlam çizgisin:. Atatürk Cumhuriystinin temel devrimlerinin çizgisini sürekl; biçimde izlemiş. gtliştirmiş, yorumlamış, bir iki geçici süre dışrnda hiç bir zaman yolundan, amacından aynlmamış bir gazete... tki yıl önce «Cumhuriyet»ten uzaklaşmak zorunda kalmıştım. İstemeyerek... Son yazımda bir cümle vardı «Cumhuriyet hiç bir zaman mürekkepli kâğıt parçası olmayacaktır.» Bir yıl kadar uzak kaldım Cumhuriyeften. Yalnız değilüim bu aynlıkta, Cumhuriyet'i Cumhuriyet yapanlar vardı. Nadir Nadi, Ilhan Selçuk. daha başkaları. genç arkadaşlar, hepsi. Evet, elli yıldır Atatürk devrimi yolunu en büyük inançla ızleyen, bu devrimi geniş yığınlara tanıtan, sevdiren, toplumda aydınlığın öncülüğünü yapan tek gazetedir bu. Geçerı gün eski koleksiyonlan karıştırriım. 1930'lan, 40'lan, 50'leri. İlkokulda okuduğum günlerdeki Cumhuriyet'leri yeniden okudum. O günlerin habcrlerini, yazılannı... Hep aynı anlam var. ileriye dönük olmak, toplumu çağdaş uygarlığa doğru götürmek, aydınlığı yaymak ülkeye, pash geçmişten koparmak topluırıu, büım. sanat, kültür alanlarında en yeniye, en. üer.ıje. en olumluya götürmek... Olanak bulunsa da, elli yıllık koleksiyonlardan bir seçmeler yapılsa. ciltler halinde yayınlansa... Makalelerden, fıkralardan, inceleme'.erdcn, röportajlardan, karikatürlerden, haberlerden bugünkü okur için en önemlileri, en değerlileri... Hepsini «Elli Yılda Cumhuriyet» başlıkh bir dizide toplayvp sunsak bugünün okuruna. Bu, hem Türkiye Cumhuriyetinin elli yıllık tarihinin bir çeşit anlamlı özeti o!ur, hem de Cumhuriyet gazetesinin bu yanm yüzyılda Türk toplumuna, halkına neler getirdiğini, sunduğunu, kazandırdığını gösterir. «Cumhuriyet» denildiğinde akla Pembe Konak gelir. Ittihat ve Terakki Fırkasmın genel merkezi olan konak. Pembeliği yitip gitmiş zamanla, merdivenleri gevşemiş, tahtaları çüıümüş bir eski yapı. Bir yıldır bu konagm en üst katındaydı yerim. Cagaloğlu güvercinlerinin, kumrularının toplaştığı bir tahtaboşa bakan pencereden seyrederdim çevreyi. Kuşiar gelir attığımız kınntı ekmekleri yerlerdi bir anda. Durup durup öpüşürlerdi birbirleriyle güneş altında. Dalardım, yazı makinemden bir an uzaklaşarak... Kalkar dolaşırdım salonda, öteki boş odalarda. Bir İmparatorlugun yazgısına egemen olmuş bir yapı. Biraz da o İmparatorluğu kurtaralım derken batırmışlar. Işte şu banyoda, şu lâvaboda ellerini yıkamış o günlerin en güçlü kişileri, bu pencerelerden bakmış, belki de bu altmış yıllık koltuklara oturmuş, sigara içmiş... Talât Paşa, Ziya Gökalp, öteki «Merkezi Umumi» azaları. Y SERMAYE PİYASASININ DÜZENLENMESİ İÇİN 1969 VE 1970 YILLARINDA PARLÂMENTOYA SUNULAN TASARILAR BAZI ÇEKİŞMELERDEN KADÜK OLDU Doç. Dr. Erdoğan MOROĞLU 1STANBUL HUKUK FAKÜLTESİ ÖĞRBTİM ÜYESİ İki Tasarı Sermaye piyasasının ve halka açık anonim ortaklıkların düzenlenmesi çalışmalarının başlamasından bu yana geçen süre içersinde, daha çok konu ile yakmdan ilgili bulunan özel sektör ve onu temsil eden kuruluşlar ve kişiler tarafından toplantılar düzenlenerek. uzmanlar görevlendirilerek, yayınlar yapılarak ve beyanatlar verilerek kamu oyuna yön verilmeye çalışılmış ve bu arada hazırlanan iki kanun tasarısı da, 1969 ve 1970 de, zamanın hükümetlerince Mil let Meclisine sunulmuştur. Ancak, bu tasarılar, sunuldukları Meclislerin yasama dönemleri içinde kanunlaşanıayarak kadiik olmuşlardır. Bunda özellikle, ihtiyaç duyduklan yatırım sermayesinj sağlamakta bankaları aradan çıkarmaya çalışan sanayiciler ile mevduatlarmın azalması endişesi içinde bulunan bankaların gizli çekişrneleri başlıca neden olmustur. Devletin yetkili organlannm, tasarılartn hazırlanmasmda yeterlj bir denetim ve müdahalede bulunamamış olmalan ve baskı grupları arasmda bir o tarafa bir bu tarafa meylederek adeta çekişmeye seyirci kalmış bulun maları gözönünde tutulursa, bu tasarıların kanunlaşmamiş olma larına fazla üzülmemek gerekir. Ancak, sermaye piyasasım ve hal ka açık anonim ortaklıkları halk yararına düzenleyen bir kanunun zamanında yürürlüğe konulamamış olması ve gelişmelerin arkasında kalınması çok sakıncalı olduğu gibi, ortaya çıkan boşluk da özel girişimcilerin veya sanayicilerin değil, halkın ve ulusal ekonominin zaranna sonuçlar doğuracaktır. ortaklıklar kurma» girişimlerini topluca baslatmışlardır. Bu durum karşısında, küçük tasarruf sahibi halkın çıkarları ile kamu yararım bağdaştıran ve özel yatırımcılann gereksinmelerine de cevap verecek bir tasarının hazırlanarak bir an ön ce kanunlaştmlması zorunlu bulunmaktadır. Qrtad§, hukjimdşrı düşmüş (kadük) de ösa, uzun çalışrnalar soaucu fhazırlanmi^?iıulunaB» ve bazı yönlerden oldukça yeterli bulunan eşki tasarılar vardır. Bu bakımdan, çıkarılması zorun lu olan kanuna ilişkin düşüncelerimizi bize verilen smırlı olanaklar ölçüsünde fsalt hukuk tekniğine ilişkin açıklama ve aynntılardan kaçmarak> bu tasarılar açısından genel olarak beürtmemiz, yapılan çalışmaları değerlendirmek ve ileride yapılacak olan değerlendirmelerj ko laylaştırmak bakımından daha yararlı olacaktır. Yönetime Katılma Eski tasarılar, halka açık anonim ortaklıklarda sadece küçük tasarruf sahiplerinin yatırımlannın güvenlik içinde olması yönünden yeterli bir düzenleme getirmeyi amaçlamışlar ve halkın elindeki yatırım gücünün özel girişimcinin veya sanayi kesımınin öncülügünde ve mutlak hakimiyetinde yatırım alanlarma yöneltilmesi gerektigi düşüncesın den hareket etmişlerdir. Böylece, halka açık ortaklıklar sadece parayı verirken halka açık oıtaklıklar olarak düşünülmüş, ta sarruf sahiplerine yönetim ve iç denetime etkili bir şekilde katılabılme olanağı sağlanmamıştır. Halka açılan veya haika açık olarak yeni kurulan anonim ortaklıklarda, küçük tasarruf sahiplerinin yönetim ve denetim organlanna etkili bir şekilde ka tılabümelerinin sağlanması ve bunun için bir kontenjanın tesbit edilmesi ve bu kontenjana girecek kimselerin seçiminde de hakim olan veya fiilen hakırmyet kurabilecek önemde sermaye sahiplerine oy hakkının tarunmaması gerekir. Küçük tasarruf sahiplerinin kâr payı hakları da eski tasanlarda yeterli bir şekilde duzenlenmemiştir. En az °o 15 kâr da ğıtılması zorunluluğu kanunda öngörülmeli ve aynca genel kurulun olağanüstü yedek akçe ayırma hakkı, otofinansman ola naklarinı bertaraf etmeyecek şekilde sınırlandmlmalı ve yedek akçelerin kanunla saptanacak belli yüksek dilimlere ulaşmaları halinde, belirli yüzdelerde ek kâ r dağırtmı zorunlu kılmmalıdır. Okuma yazma öğrenir öğrenmez «Cumhuriyet»ti ilk okuduğum gazete. Harfleri tek tek sökerek. Sonra her gün aldıftım bir gazete oldu. İlk gençlik, gençlik... Orta yaşa doğru yazarlan arasına girdim, 1961'den sonra arasıra yazılarım çıktı, 1969'dan sonra da sık sık yazmaya başladım. Şöyle böyle iki yı'.dır da hemen her gün... Bir şair arkadaş demişti ki «Bir yazarın Türkiye'de ulaşacağı en son nokta Cumhuriyet yazarhğıdır. Daha ötesi yoktur». Bunu bana dikkatli olmam, bu onura yakışmam için söylemişti, biliyordum. Genç kuşaklar için de böyledir sanırım, ama bizim kuşak için Cumhuriyet en önemli gazeteydi. Haberlerine inanılan. yazılannı son satırına kadar dikkatle okumak gerekerv.. Kendini yazarlığa adamış benim gibi bir genç içinse Cumhuriyet yazarı olmak, ulaşılması düşlenen bir amaçtı. Okurlanm bu duygulanmamı hoş görsünler: Elli yılını bitirmeye çalışan bir gazeteyle yaşıt olmanın da verdiği bir garip duyarlık bu... Şimdi Pembe Konak boş... Elli yıllık hareketli, canlı. gürültülü yaşamı bir anı, uzaklaşan bir anıdır artık... Odadan odaya muhabirler haber koşturmuyor, sekreterler telefonla konuşmuyor, yazı işleri müdürü başyazanr» odasmda günün olaylarını tartışmıyor, yazarların daktilo sesleri o yüksek tavanlı odalarda yansımıyor... Pembe Konak dinleniyor, kendi amlarını taşıyor sessizlik içinde. Karşıdan bakıyor «Cumhuriyet»in yerleştiği yeni modern yapıya. Bizler de bu yeni yapının aydınlık camlarından bu eski dostu seyredîyoruz akşamlara dek. Evet, gazeteniı «Cumh«riyet»in yeni evi var artık. Elli yıl sonra oldu bu, Cumhuriyet gazetesi ellinci yılında yeni bir çalışma yerine kavuştu! Bu da Cumhuriyet'in ne denli ülkücü bir gazete olduğunu kanıtlamaz mı? Birkaç yıl içinde görkemli yapılar, allı morfu basan en ileri tekniğe sahip makineler, büyük zenginlikler elde edenleri de gördük, elli yılda yeni bir yapıya kavuşabilen Cumhuriyet'i ö*e!... Demek, gazeteniz görkemli görüntülerden, toüyük kazanç hesaplanndan uzak, insanlann, düşünce özgürlüğiinü, toplum yararına gerçekten benimsemiş, savunmuş insanlann gazetesi... Başyazanndan muhabirine, dizgicîsine, makinistine dek. Yeni yapının bir küçük odasındayım şimdi. Ahşap konağın tahtaboşuna, penceresine bakıyorum arada. Alt kat pencerelerine... Elli yıl geçip gitmiş işte. Bir insan için önemli bir sayıdır elli. Ama bir ulus için hiçbir şey. Bir ulusun yazgısında etken olan bir gazete için de öyle... Ama biliyorum «Cumhuriyet» bu elli yıla yeni bir elli yıl ekleyecektir. Bizlerden sonraya, yarının kuşaklanna rfa seslenecektır. Hep bu devrimci, çağının önünde koşan kişiliğiyle, anlamıyle, gençliğiyle... Eski tasarılarda, bir anonim ortaklığın halka açık sayılması bakımından getirilen kıstaslar yetersiz ve görünüşte halka açık olan ortaklıkların kurulmasını âdeta teşvik eder niteliktedir. Özellikle, çıkarılacak pay senetlerinin en az % 51 kadarının hamiline yazılı olmasının öngörülmesi, vergi yönünden yj^ açjKağı ,kayıplar •• b i ^ yana. ^ukatuda belirtiien mn«.. \"8Baa »akırtCBsınt" meicut iiğef" hükümlerle birlikte daha da arttıracak bir özelliktir. Böylece, küçük tasarruf sahipleri için tanınacak çeşitli kolayhklardan halkın değil, büyük sermaye gruplarının veya sahiplerınin yararlanmaları sonucu doğacaktır. Eski tasarılar görünüşte halka açık, aslında güç lü özel girişimcilerin veya ho'.tfinglerin hakim ve sahip oldukları ortaklıkların kurulm^sını desteklemekte, hemen lıemen sadece anılan kişi veya kuruluşlara ucuz yatırım olanak ları sağlamayı ve onlara (eğer verebilirlerse) halka verecekleri tahvil faizinden daha az bir kâr karşılığında, öngörülen teşvik tedbirlerıyle devlet kesesinden daha büyük yararlar sağlamayı amaçlamaktadır. Aslında, yukarıda belirtilen sakıncalar, eski tasarılarda. halkın ve işçilerin elindeki sermaye birikintilerinin yalnız özel girısimcinin ve sanayicinin öncülügünde ve hakimiyetinde yatırım alanlarına aktarılmasınm hareket noktası olarak kabul edilmiş bulunmasından doğmaktadır. Buna karşılık, halkın ser mayesinin ellerine verilmesi ön goıülen güçlü girişimcilerin veya holdinglerin halkın parasını ulusal ekonominin ve halkın zararına, özellikle halka açık ortaklığın çıkan dışında kenciı özel çıkarları için kullanmaları tehlikesıne karşı denetim ve tedbirler tasarılarda veya yan bir düzenleme olarak öngöriilmemiştir. rasında bir ayırım yapılmamış bulunmasıdır. Sonuncu tür anonim ortaklıklar, halka «çılırken doğal olarak kendi özel çıkar hesaplan ile hareket ederler. Halka açılmak gibi ortaklığın ekonomik çıkarlan yönünden büyük önerr. taşıyan bir kararın halkı düsım mek, ona kazanç sağlamak gibi duygusal nedenlerle alınması düsünülemez. Kendisinin veya ailesinin tek hakimi bulundugu bir veya birkaç anonim ortaklığı halka açan. kimse. bir kısım pay senetlerini halka satarken hem ortakhğa ve hem de başka yatırımlan için kendisine yeni finansman olanakian sağlamak: toplumrfa dikkatleri üzerine çekmemek veya resmî makamlara karşı daha etkili olabilmek için yonetim üzerinde etkili olamıyacak küçük tasarruf sahiplerini paravana olarak kullanmak; «fukta ekönonSık ^rtların rjjkieri, ha^kalann veya dağıtmak gibi çeşitli öz^l nedenleri gözönünde tutar. özel teşebbüs yurttaş çıkanna hareket eden, kendisini halka a d v mış bir kurum veya kamu yararına bir dernek değildir. Varlığı ve gelecegi kendi özel çıkar hesaplarınt iyi yapabilmesine bağlı bulunan bir anonim ortaklığın bazı özel nedenlerle halka açılması doğal o'.duğuna göre, halka açıltyor diye, gerçek antamda halka açık ortaklıklarla aynı olçüde teşvik edilmesine olanak yoktur. Aksine bir tutum, yukarıda da belirtildiği üzere, görünüşte hal!;a açık olan anooim ortaklıkların ortaya çıkmasından ve devleti boş yere zarara sokmaktan başka bir sonuç vermez. Bu neden le, yeterli teşvik tedbirleri. kim tarafından kurulursa kurulsunlar, kimsemn sermaye hakimıyetinde olmayan gerçek halka açık anonim ortaklıklar İçin ön Eörülmeli, halka açılan diğ»r anonim ortaklıklarda teşvik tsd birlerinden kural olarak küçük tasarruf sahipleri yararlandırıimalıdırlar. Düşünüyorum: Siyah Afrika'nın binlerce sinemasında Tarzan filmlerı nasıl «eyrediliyorV Zenciler alkıslıyoriar mı beyaz orman ariamını? Kimbilir! Bizler televizyondaki «Görevimiz Tehlike» scrisini na=ıl heyecanla izliyor?ak. bilinçsizliğın karanlı^lnı daha da yojunlaştırıyorsa televizyon ekr»nı. CIA aianlarınm dünyadaki marifetlerini Devletin TRT'sinde nasıl alkışlıyoısak, Afrlka'nın zencileri de Tarzan filmlerini öylesine alkışlıyorlar. Tarzan bir Lordun çocugudur. Ve bu soylu Ingilız çocuğu. balta girmemis ormanlarda büyür: vahşi hayvanlara karaderili kabilelere «özünü riinleterek nrmanlara egemen kesilir. Tarzan'ın babafi Lord Greystoke'un Afrika'ya düşmesini Tarzan romanlarının yaratıcısı Edgar Rice Burrouehs. şöyle anlatıyor: «tnsiltere Sömürtte Bakanlıgının arsivinde herkes eidip okuyabilir: John Clayton. eenç Greysloke lordu. tizli bir görevle Afrika'ya dogrn yola çıktı. John Clayton'un verine *etirmek icin vola çıktıîı jorev çok eizli ve önemİivdi. Çünkü Sömürje Bakanlıii dost bir Avrupalı devletin Afrika sömüreelerindeki huzurlu ve rahat srlismrvi bo/maya çalıstüını haber almıstı KauçuU ve tildişinden büyük pay alan hu müttefik devlet. IneHi* Krallıeına savgı dnyacarı yerde verlileri devrimci fikirlerle kıskırtıyordu. Tüfek ve tabanca kullanmayı öjreterrk zorlnkla mrdenilestirdikleri yerliler de hoysnılasmaya başlamıslardı bile.» İşte Tarzan'ın ideolojisi budur. Afrika sömiirgelerinrte hiiTurlu ve rahar gelismeyi kundaklamak irteyenleri hizaya getirmek. verlileri"devrimci fikirlerle kışkırtanlan cezalandırmak için Afrika'va vönelen sömürgeci Lord cenapları, bir talihsizlikle balta girmemis ormanlara eşiyle birlikte düşer. Tarzan bu Lord'un ogludur. Maymun'.arla yaşasa da, daldan dala sıçrasa da. ormandaki yaratıklann hepsinden ba?ka ve hepsinden üstündür. Damarlanndaki mavi kandır, üstünlügiinü yaratan; aşağılık zencilerin hepsi de beyaz adamın Ustünlüğil karçısmda dize selmiştir. • Cocuklanmız, büyüklerimiz. Tarzan'ı beyaz perdede seyreder: romanları, serüvenleri elden ele dolaşir. Türkiye'de hiçbir savcı. sömürgecıliği ve ırkçılıgı savunan Tarzan'ın peşine düşmeyi düşünmez. öylesine benimsemiş öylesine sevmişizdir ki TarzBn'ı, bu vazıvı okuyanlann çogu: Aman canım Tarzan'ın da ne zaran var? divebılirier. Evet. Tarzan'ın bir zaran voktur Bevaz adamın fistünliigünü. sömürgeciliğin erdemini anlatan kitaplann çoğunu tatlı tatlı okuruz. Ama işçi smıfının üstünlüğünü, ve işçi sınıfının esemenliğini savunan bir kitap okumaya görelim... Hemen işlemeye başlar mekanizrna, okuyanın başına belâ yagar; evi altüst edilir. ve ertesi (rünü radyoda: Yapılan aramada ideolojik yayınlar bulunmustur.. diye cihana il&n edilir. Biz bu yazıyı ideolojiden, hele işçi sınıfı ideloiisınden bunca korkanlara. Tarzan'ın da bir ideolojisı olduğunu ispatlamak için yazdık. Hiç olmazsa ideloji denen Kavram üstünde biraz d«ha kafa yormalannı «ağlamaktır amacımu. fasikül çıktıl İS.FASİKIİLLE 3.CİLT Boyilerinizden isteyiniz! YENİ İstihdam Sorunu Eski tasarılann diğer bir eksikliği de, yatınm ortaklıklarını yeterli bir şekilde düzenlsmemiş olmalarıdır Bu ortaklıklara, yönetime hakim kurucular tarafından sermaye olarak konulacak pay senetleriyie bu kimselerce vönetime hakim bulundukları anonim ortaklıklardan satın alınacak pay se I netlerine defer biçilmesi konusu tasanlarda yeterli bir şekilde düzenlenmemiştir. özellikle bu boşluk, yatınm ortaklıklanna istirak edecek küçük tasarruf sahipleri yönünden çok tehlikelidir. öte yandan, sanayi kesiminin önde gelen temsilcileri tarafından halka açık anonim ortaklıklar kurma konusunda son günlerde yapılan girişimler. daha çok yatırım ve pazaılama or takhkları kurulması yolundadr. Bu tür halka açık anonim ortaklıklar, yurdumuzda önemli sorun olan iş alanı yaratma çabalarına önemli katkısı olmayacak ve daha çok kuruculannın veya vönetime hakim bulunan gerçek veya tüzel kişilerin ortaklık dışı çıkarlarına yararh olacak ortaklıklardır. Bu eSilim. halka açık anonim ortakhkların. çeşitli bakımlardan ulusal ekonomive ve halka vararlı aianlara yöneltümesini sağlavacak veterli bir rfüzenlemenin de kanunda ihmal edılmemesi gerejini ortaya çıkarmış bulunmaktadır. Başanlı bir kanun. kamu çıkarı ile diğer çıkarlan dengeü bir biçimde bagdaştırabilen bir kanundur. Hükümden düşmüş olan tasarıları bu bakımrtan başarılı saymaya görüşümüzce olanak yoktur. İOO Sayfa 10 Lira ,Genel dağıtım BATEŞ (Bateş Reklâm: 4) 173 ANSİKLOPEDİSİ Devletin Görevi Tasarılarda, halkın tasarruflarının yatırım alanlanna halka açık anonim ortaklıklar aracılığı ile aktarılmasında devlete d*e önderlik görevinin verilmemesi ve bu hususun ayrıca düzenlenmemesi önemli bir eksiklik olmustur Devlet yatırım bankaları veya diğer devlet bankalarının öncülügünde veya kurulacak özel kurumların aracılığı, yardımcılıâı ve müşavirliği yoluyla, temel sanayi kuruluşlarının gerçekleştirilmesinde halkın tasarruflarından yararlanılması olanakian da hukuken düzenlenmelidir. Yabancı teknoloji ve sermayenin katılmasının zorunlu veya verimli olduğu yatırımlarda da, devletin öncülügünde kurulacak halka açık anonim ortaklıklar aracılığı ile halkın tasarruflanncfan yararlanılabilir. Bütün bu durumlarda kliçük tasarruf sahiplerin.in yatırımlarının ve asgarî bir kâr yüzdesinin devletçe garanti edilmesinin de bir anlamı olabilir. Bu düşünceler, işçllerimizin yabancı bankalarda yatan tasarrufları için de geçerlidir. Finansman Güçlüğü Nitekim, kendi açılanndan bir değerlendirme yapan başlıca sanayi kesimi temsilcileri, halihazır finansman güçlükleri ve beklenen ağır ekonomik şartlar kar şismda ve sosyal yönden yapılan bazı hesaplarla, «kanun arkadan gelsin» diyerek, «halka açılma» ve «halka açık anonim Erzincan İli Amblem Yarışması Erzincan Belediyesıyle Erzincan İlı Kültür ve Eğitim Dern^i, Erzincan'm tarihi. cograH, kültürel ve marıaJli folklör özelliklerinden bırirü veya tamamını sembolize eflecek, rozet vapılabıleceç ve ürettm mallan üzerine basıiabilecek şekilde bir amblem yanşması düzenlemışlerdir. Jurinin vapacaği seçme sonunda; Birinciye 10.000 TL. İkinciye 5.000 TL. Üçüncüye 2.500 TL. odül verilecektir. İlgilenen tıerkes. yanşmaya 35x50 ebadında ra£h sulu boya veya kara kalem eserle katılabilirler Eserlerin engeç 1 Mart 1974 tarihinde Krzincan İli Kültür ve Ejntim Derneği. Ankara. Yenisehir İnkilâp Sokak 3/3 adresine Rönderilmesi gerekir Fazla bilgl ıçin de aynı adrese müracaat edilebilir. Cumhunvet 186 DESİNATÖR ALINACAKTIR Başmüdürlüğümüz servislerinde boş ve bo şalacak Desinatör kadrolannın aoldurulmasını teminen 25.1.1974 günü saat 14.(X)'de ?apılacak sınavla yeteri kadar Desinatör alınacak. Aşağıdaki şartlara haiz olanıann sınava girebilmeleri için nüfus cüzdanı, diploma ve 1 adet fotoğrafla Gayrsttepe Yıldız Posta Ca<1desindekl Personel Servisimize şahsen müracaatlan ilân olunur. ISTANBUL TELEFON BAŞMÜOL'KLÜGO 1 Sanat Enstitüsü mezunu olmak. 1 35 yaşından büyük olmamak. 3 Askerliğini yapmış olmak. SÜMERBANK YÜNLÜ SflNflYİİ MÜESSESESİ MİJDÜRLüCÜNDEN DUYURU Fakültemiz Teorik Matematik Kürsüsünde ri) Profesörlük ve (1) Öğretim Görevlisi kadrosu ile Jeoloji Kürsüsünde (2) asistanlık kadrosu münhalcUr. İsteklilerin 16.1.1974 işgünü sonuna kadar dilekçe ile Dekanhğa müracaatlan dujru:ulur. E. Ü. FEN FAKOLTESt DEKANLIĞ1 (Basın: î. 2 10082/182) \ (Ekmek Almacaktır) Defterdar fabıikamuın 1 senelik ekmek ıhtlyacı 18/1/ 1974 Cuma günü saat 14 UO'de müessesemizde yapılacak açık pazarlık suretiyle satın alınacaktır Taliplerin şartlannı ogrenmek ü/ere Müessesemlz l'iraret servteine müracaat etmelerı ve 3U0U, TL.Iık temınatları ile pa/arlık günü saat HIKI'rie fabrikamızda Bulunmaları rica olunur MCessesemiz İhalevt vapıp yapmamatcta veya riiledıfiine yapmakta seıbesttir. (Basm 2Kİ55) Vt Halka Açılma Halen hükümden düşmüş olan tasarılarda, gözden kaçınlan önemli noktalardan biri de, gerçek anlamda halka açık olan anontm ortaklıklarla. kjşi!erin veya ailelerin mutlak hakim bulundukları anonim ortakhkların halka açılmaları a (Basm: Iuü51 lssU) YARIN : HALKA AÇILMA POLİTİKASI Yazan: Zeki KURUCA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear