16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 15 Nisan 1973 HİKMETAİÜFBEVE OtLME^ *,AM$$IUlKOlpU.» ulERİNPE HAU 6RAA. EDÎİi 1 6iB/toMAiP ^fHıZİ)E HJt # Mi AKiJ BAfyuDA, Bîm $£V üzîİMTÜ.lf üzîİMTÜl kPAATl, PEVAMlPtfîtlEM v/£ MANTIK YÛLU îtt {ClME&t, N£VE V£ KÎME HilMET 0 E YIĞÎTLÎK DESTANLARI ALİ Katerina, güzel s e söz, güzelden de guzel blr kadındı. Tanrı, guzellıkle birlıkte akıl da vermışti ona ki, Petro'nun dar Mımanlannda verdıği akıllsrla, oau güç durumlardan kurtanrdı. Akült olduğu kadar da çalışkantfı. Yureklıliği de dlllere destandı. Savaşlarda Petro'yu yalnız bırakmazdı. Işte Prut Savaşında da onun yanındaydı. Işlerin sarpa aardığını görünee, Katerina, kocasına ve 1leri gelen generallere, Baltacı Mehmet Pasa lle hlç vakit feçirraedfen barıç yapılmasını soyledi. Deli Petro'nun da istedlğl buydu ya, barıçın nasıl yapılacağım, Baltacı Ue bağlantıyı kimin sağlayacafım dÜjündükçe, uykulan kaçıyordu. Kat«rina'mn banş yapılmaıı öntıitl üzerine, «Ben de düşündüm bunu» dedi. «Barış yapılfin, yapüaın ya, nasıl? Şu ana baba gununde Baltacı'nın gadırına kimi gönd'erebiüriz ki?» Katerina, şöyle bir gülümsedi o vakit, «Siz lşl bana bırakın» dedi, «Baltacı Mehmet Pasa* nın çadırına ben gideceflm. Banş istegimlzt bildireceğlm. Barışla döneceğim size.> Deli PetrO, çok sevındi buna. «Katerina» dedi, «sen, gerçekten bulunmaz bir kadınsın .. Ordunun çelik sungüsüyle çozemediği bu isi sen kadınhğınla çözeceksin. Güvenim Tar buna.» Katerina, hemen o gece işe koyuldu. Ke kadar takısı, altını varsa bir çantaya doldurdu. Sırtına bir asker kaputu giydi. Kendlsinl kimse tanımasın diye de kaputun başlığını başına iyice geçirdi. Yanına da Türkç» bılan birini alıp, Rus askerlerinln «raltndan gtçtttlc, gecenin karanhklanna d'aldı. Bir silre, bir fenerin kbr ışığında düşe kalka yürüdüler. Az sonra da Baltacı Mehmet Paşa'nın ileri karakollarından biıinin önüne geldiler. Birkaç karalhnm gelmekte olduğunu gdren nobetçı, «Kimdir o?» diye bağırınca, Katerina'nın yanmdaki adam Turkçe olarak karşılık verdi: «S«bayınızı çağırın... onunla görüşmek istiyoruı. Kendısine söyleyecek çok önemli şeylerimız var.» îleri karakolun subayı, birkaç askerle birllkte geldi. Katerlna'nm acfamı ona, «Yuce çarımız, kendisinin en yakımnı komutanınıza gönderdi. Çok aceîe göruşmeleri gerek» diyerek, yanmda duran kaputlu askeri, yani Katerina'yı gosterdi. Subay hemen, koşup Baltacı Mehmet Paşa'nın çadırına gıtti. Paşa'ya işi anlattı. Baltacı, hiç beklemediği böyle bir olaya bir anlam veremedi. Petro'nun güç durumda olduğunu bilıyord\ı, biliyordu ya, bu olaya PÜSKÜLLÜOÛLU 12 PlCASSO İLE HAYAT... Çalışmada ruhla beden ayrıhğı.. Aramızda bir kaç yıldır devam eden beraberliğe ragrnen, ben Parıs'te gene büyükannemm evmde kalıyor, buluşmak ıstedığımız zaman da Pablo'yu evın de zıyaret edıyordum. Ama artık bu durumu da değıstırmenın zamanı gelmişti. Hem bir suredır bu konuyu Pablo ile karşılıklı tartışıyorduk. Evıne taşınmarra ve artık hiç aynlmadan birlikte yaşamaznıa ıstiyordu. Sonunda bim de karanmı verdım. Aılemle bağlanm zaten kop muştu. Yaşü büyukannemi ıkna etmek ise benım ıçın güç olmıyacaktı. Her şeyi tatlıya bağlıya rak buyükannemın evinden ayrıldım ve hem hocam hem de sevgılım olan Pablo'nun evine taşmdım. baska bir adrese taşındık. Boylece muhtemel tatsız karula?malardan da kurtulmua olacaktık. sını isttyordu. Birkaç gün sonra, ParU'teki Poloaya Elçıliği' nden gelen meraurlar, Pıcasso' yu Kongre'ye dâvet ettüer. Bu yolculuğu üçakla yaptnası gere kecektt ÜsteUk soğulc savaş ne denıyle çözümlenmesi gereklı t>ır alay pasaport ve vize ışlemı de vardı. Bütün bunlarm yanısı ra, Pablo yolculuk yapmaktan nefret ederdı. Hele uçak yolculuğu hayatta en çok korktuğu şeylerden bırı idı. Düsunmek bıle tuylerinı ürpertiyor, kendini ölümün eşıgino gelmi» gibl hıssedıyordu. Polonyalılar Pıcasso'aun bu yolculuga katlanmak niyetinde olmadığını anlamışlardı. Bunun Ü2erine peşine elçüik memurlanndan bir kadını taktılar. Kadın gecegündüz Plcasso'nun pe şinden aynlmıyor ve kendisinl bu yolculuğa ikna etmeğe uğraşıyordu. Nıhayet yenilgisini kabul etti Pablo ve bana; «Bu kadından kurtulabllmek içın yolculuğa çıkmaktan başka çare yok» dedi. Yazan: Françoise GİLOT Türkçesi: Şevki önce Pablo bana her fırsatta yazacağını vaadetmlştL Oysa Polonya'da kaldıgl surece kendısm den bir tek mektup alablldim. Buna kınlmadım da. Pablo gibi biri, daha dogrusu bır daha, genç aşıklar gltrt günlerlni ask mektuplan yazmakla geçlremezdL Banş Kongresi bıter bıtmez Pablo leltrar Parıse döndu. Kongrede olup bıtenlerle fazla ilgüı gorunmüyordu. Kendısinı hava alanında karşıladıgım zaman gülUmseyerek bana dogru ilerledı ve «Hlç degismemi&sin Françoise» diye bagırdı. Yanak lannı okşadım ve kendisini özlettlglnl soyledlm. Ho?lanmı?tı bundan. Bütün erkekler gibi aranmaktan, dzlenmekten gurur duyardı. Eve geldiğimiz zaman gene de kendimi tutamadım ve; ADALI şaştı yine de. «Petro ı m u mı dlleyecek acepT» dıyordu içlnden. «Teslim olmayı lstese, böyle gece karaıüığında mı i«ter? Bu haberi getir*> cek kurulun gündGz gelmesi gerekir.» Bir yandan bSyle dü>ünüyor, blr yandan da, «Bir iş olmasın bu lşin icinde?» diye ku?kuya dtişüyordu. Sonra, «Gelen adatnlan buraya getıriniz!» buyruğunu verdl. Subay, Katerlnâ'yı allp Baltacı Mehmet Paşa'nın çadırına getirdi. Katerina, Baltacı'nın çadırına glrine« nrtından kaputunu, başından bajllgını pkardı. Butun güzelliğıyle ortaya çıktı. Baltacı, bu gCzel kadınuı Ruı Çan Petro'nun karısı Katerina oiduğunu o saat anladı. Katerina'nın güzelligini, ününü duymuştu. Duymu$tU ya, onu bütün giizelliğiyle Snilndo görunce, şaştı da k&ldı. O şaşıp kalaJursun, Katerina, elinde tuttuğu çantayı Baltacı'nın •raklan dlbln» attı. Açtlan çanUdan dSkfllmı takılar, değerli taşlar, altınlar, şamdan ışığında goz kamaştırmaktaydı. Tam bu sırada, Katerlna'nın agzından, daha Snce BJrendiJİ ıu Türkç» »Szler döküldüî «Oetlrdiglm bu haılneyle birlıkte ben de seninim ..» Kimi tarıhçiler bunları uzun uzadıya anlattıktan tonra, der ki, «Erteti gün barış goruşmelerl başladı...» Klml tsrthçllcr boyle der ya, kimflcrl de Baltacı ile Katerina aratında boyle bir olay geçmemiştlr derler. Ruslar doğrudan doğruya b*n? isteylnce, Baltacı Mehmet Paşa'nın, «Aman dileyene kılıç kalkmaz1» deyip, barış yaptığını yazarlar. Dahası, Baltacı'nın Rusları kıakıvnk yakaltenışken, onu, devlet re ordu ileri gelenlerlnin banş yapmaya roriadığını da söyterler. Prut Savaşında Türk ordusunda bulunan, bu «svaşt başından sonuna de|in görmuş olan Kırımlı Hacı Abdulgaffar, Klrım hanları ile ilgıli bir tarlh yazmış re bu kıtabın bir bolumund* Prut Savafinı enlne boyuna anlatmıştır. Onun anlattıgına göre, Baltacı Mehmet Paşa, aman dileytn Ruılara kılıç kaldırmamıştır. 23 Temmuz 1711'de banş yapılmlş ve ' bu anlaçmaya tarihlmizde «Prut Antlajması» denılmiştir. Bu antlaşmaya fiöre, yenilen Deli Petro, Kınm kıyısındaki Azak Kalesi'ni bize verecek, oteki kalelerrfeki askerî hazırlıklarını durduracak, topları soktürecekü. Bize sığınmı? olan Isveç Kralı Demirbaş Şarl'ın yurduna donmesine engel olmayacaktı. Polonya'nın iç işlerine karısmayacak, toprak butünluğunü tanıyacaktı. Savaşlarda tutsak ettıği Turk a«kerlerini geri verecekti. (Devamı var) «Bır daha beni günlerce melc tupsuz bırakacak olursan, yüzU ne baianam senın» dedlm. Cevap bile vermeden bana Polonya'dan getırdıgi derl manto yu çıkardı valizinden. Mektup yazmayışını sltemH e kilde söylememe rağmen cevap vermeyişine kırümıştım. Sonra ne kadar hatalı hareket ettığimi anladom. Ondan sonra ne zaman bırbınmızden aynldıysak, Pablo bana hiç degılse gunde bir melc tup yazmayı unutmadı. İW tur kadın okluğuna ınanırdı Pablo: Tanrıçalar ve paspas cinsınden olan kadınlar. Benım binnci gruptan olduğumu kesinlikie an» lamıştı artık. T A R I N : Pablo'nun stili üzerine bir tartışma Banş kongresi 1948 yılında Sovyetler Birliği' nin en ünlfl yazarlanndan, Fran sa'da da çok iyı tarunan llya Ehrenburg'dan, Picaeso'ya bir mektup geldi. Ehrenburg bu mektubunda Picasso'dan, Polonya'da Wroclaw'da toplanacak olan Banş Kongresl'ne katılma Tannça, ya da paspas~ Birkaç gün sonra da Pıcasso, Fransız Komünist Partısı üyesi ünlu şair Paul Eluard ile uçakla Polonya'ya gltti. Gıtmeden Pablo 'nun modeliyim Taşınmamdan bir ay sonra, sıfatlanma. bir de Pablo'nun modellığı eklendı. Artık sadece birlıkte resim çalışmalan yapmıyor, kendısine aynca yapacagı tablolar içın modelhk edıyordum. Bugun Pablo'nun en unlu tablolanndan bıri olan «Çiçekkadın» o gunlerın esendır. Bu eserınde Pablo, bır çıçeğm taç j apraklarından bınnın ıçınde be nim bir portremı yapnuştı, Bu tabloyu yaparken ararnızd* geçen konuşmayı hiç unutmam: «PâblO. hemen her gün saatleroe ayakta durarak reslm yapıyorsun. Yorulmuyor musun böyle çalıjmaktan?» «Ressamların uıun ömürlU ol malarının sebebı budur. Ben çalışırken vücudumu stüdyomun dışında bırakırım. Muslumanlar «fibl. Onlar d* eaffliye glrerken ayakkabılarını çıkanp kapının önüne bırakırlar». Böyle dlyordu ama gene de biraa aonra, aötlerimin etkisi ai tında kalmış ki, bit Sandfllyeye oturarak çahşmaja başladı. Htvyat, savaşın sona ermesinin de etklsiyle, aâkin bır şeküde akıp gidıvordu. çevremiz Uımamen ganatçilardan olusmuştu. StUdjoda çalışmaktan yorulunca, Pablo Ue birlıkte onun yakm dostlarının bulundu|u tah%elerden bırıne gıderdlk. Cn sevdığı dostu, unlu heykeltraş Gıacometti idı. Fakirdi ama dun yaya metelık vermezdı Giacomettı. Aramıza devrın ünlü yrıarları, ozanları re reMarnl&rı da katılırdı. MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU KILIÇ Vallaarif, PaUma ve La OalUlıe Ublolan/lc. Françoise ve Picasso, Fin Vilato ile., DİŞİ BOND Kansı ve sevgilisi Benım bır derdim de, Picasso' nun kanun nazannda hâli evli sayıldığı, fakat yıllardır »yfl y» çadığı eşı Olga ıdi. Yaşlı ve sert yuz hatlarına sahıp bır kadındı Olga. Pablo bana ondan daha once bahsetmiştı. Yıllardır Parıs' te, Pablo'nun evının bulundugu sokaktan bıraz ilerıde bır evda oturur, Pablo tatıl ıçın sayfıye kasabalarından bırıne gıdınce, kendısi de gıder ve Pablo'nun kaidığı otelden bir kaç yttz tnetre oteki bajka bir Otelde kallrdı. Bır gun Paıis'te Pablo lle, amaçsız, vakit fTeçirmek için dolaşırken Olga ile karşılaşmıştık. Olga benım kocası ile ıhşkimi tabil ki biliyordu. O gün daha önce yapmadıgı bir şeyi yaptı ve bir anda beni kolumdan yakahyarak, kocaunı bırakmıyacak olursam her tUrlü kbtülügü yapmaktan Hftçınmıyscağını söyledi. Sokak ortasında bafınp duruyordu. Şasırtniftım, Sonra Pablo sakin bir aeküd» yanımıza geldi: «Daha ileri glderten pollt çağıraca|ım» dedi. Olga blrden *nkinle»tl. Yapscak $eyi olmadığınt anîamıa insanların çaresizllğl lçtnde uz»klastı yanımızdan. üzülmüştüm ama, benlm de ellmden baaka $ey gelmezdl. Daha sonra Olga' dan uzaklaşmak içın, Paris'te TİFFANY JONES GARTH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear