28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHimîYET 7 Aralık 1973 umh'jriyet'in ellinci yı! dönümü dolayısiyle, Türk etfebıyartının ve Türk sanatının bu süre içindc ulusal ve özgCn (orijinai) bir nı'eliğe erip ermediği konusu. düşünürlerimirin, sanatçılarımızın, yazarlarımızın bashca sorunlarından biri durumunu almı? gibidir. Gerçi edebiyatımızın, genellikle sanatlanmızın hem Turk, hem Batıh, dünyalı olması konusu yeni değildir, ta Ziya Gokalp'ten beri işlenegeimiştir. Ziya Gökalp «hârs> ve «medeniyet» aynmı ila soruna temelli bir çözüm yolu buldugu kanısı içindeydi; «hars» ulusaldır. «medenîyet» is« evrensel, Syle ise «içerik» ulusal olTnalıdııy «biçim» ise uygarlığm mah olduğu için dışardan alınabilir. Böylece Batılı bır^sanat kalıbı içine, ulusal özü döktüniiz mü. çıkar size yapıtlann hem en güzeli, hem de en çok İstencni. Ulusunuz da begenir sizi. dünya da. Oysa konunun bunca rahat, bunca kolay bir buluşla çözümtenemeyeceği şu elll yıilık dönera içınde, bir çok denemelerden ve deneylerden geçilerek anlaşılrnıstır samnm. Nıtekim fon günlerde okuduğum kimi yazılar da bunu göstermektedir. Hem ulusal, hem özgün bir sanat yapıtının nasıl, hangi yoldan yaratılacagı sorunu yine de tartışmahdır. Yo, bu tartışmalar bir an önce bltsin de. gerçeği öğrenelim, nasıl sanat yapıtı yaratılscağını bilelim, demek istemiyonım. Bir sanat yapıtı yaratmanm formü!ü bulunduğunda. ortacfa bu kez sanat diye bir şey kalmaz. lyisi mi, bir yandan yaratadurâlım, bir yandan bu konu tartışılsın. Öyleyse neye yarar. diyeceksiniz belki. Düsünce eyleminin ne zaman, hangi işe yarayacağı baştan kestirilemez. C Olaylar ve görüşler ULUSAL SANAT Melih Cevdet ANDAY leksi içinde bulunduğumuzu ilerl sürüyor. Orijınai düşünceden yoksunuz, bu yüzden de Atatürk'ün özlediği yaratıcı Kültür Cumhuriyeti değiliz. «Atatürk'ün ozledigi, tasarladığı yaratıcı Türkiye gerçekleşmecfi. Çepeçevre bir kültür seferberlıgine girişemezsek daima bir güzel hülyadan ibaret kalacak. Ama Atatürk Kültür Cumhuriyeti gelişip dünyaya örnek olabilirdi.. meye çah?ıyor. Gerçi her iki yana da bir 51çüd'e haklıiık tanıyor ama sonunda da kımi sorular sorarak, kimi olguiara dikkati çekerek kendi görüşünü belirtmek yolunu tutuyor. Sözgelişi, onca «bölgesellikB yabancılaıı ilsilendirmektedir. Özellikle Batılılar .gerçekten de, geri bildikleri ülkeler sanatlarında kendi izlerini gorünce burun kıvınrlar. Buna çokça önem vermeli mi? Bir genç ressam, Nurullah Berk'in yazdığına göre, bu tutumu, Batılıların sanatta bile «şij kebap» aramalan ile benzeçtirmis. Eessam Üren'in bir sozünü anıyor yazar, «Ben Türk kelimesi ile sanatı hiç bir zaman birleştirmemişimdir» demiş Eşref Üren Nurullah Berk, geleneksel Türk motiflerine tabloda baş köşeyi vermekle uiusal olunabileceği inancına değinirken. «Süsleme ve klâsık sanarlarımızm tümü eoyut usluplaştırmaya vurulmuş degil midir ve bu tutum çağdaş sanatın çeşitli eğilimleri ile saşılacak yakınlıklar göstermez mi?» sorusunu soruyor. Yazar şöyle özetlemekte: •Belki de çağdaş resim sanatımızda Türkluk karakteri artık aranamaz.» Bunun nedeni olarak diyebilirız ki, resmin dayanakları uluslararası bir karakter karanmi?tjr artık. Bunda da üzülccek hiç bir yan yoktur. Cumhuriyet'in ellinci yılı dolayısiyle özel blr sayı yayımlayan Türk Dili dergisinde ise, Gerçek yayınevınde basılmış olan «Türkiye Sanatı» adlı kitabında ulusal sanat konusuna değinirken bence gerçekten çok ilginç ve yararlı dü?ünceler öne süren Yüksek Mimar Prof. Doğan Kuban'ın «Sanatta Ulusal içerik Czerine> başlıklı yazısı, «oruna yeni açılar getirmektedir. Prof. Dogan Kuban, «Çağdaş ve Ulusal'ı tutarlı olarak sadece Atatürk tanımlamıştır.» derken, gerçi Talât Sait Halman'ın özlemıni çek tlği «Kültür Cumhuriyeti» fSrüşüne yakla?rnaktadır, fakat Kuban, Halman gibi karamsar değildir hiç de. Prof. Doğan Kuban, Anadolu Türk toplumunun en *on sanat sentezinin Os^ manh çağında gerçekleştiğini söyledikten ve ou sanata ulusal sanat diye bakmamızın doğru bir tutum olduğunu belırttikten sonra şu sözleri ekliyor: «Fa4cat bizim ulusal sanat olarak baktığımız bu marfdî kültür ürünleri bir ulus bilınci içinıie mi gerçeklestiler? Osmanlı insanı için bir ulusal sanat sorıınu olmadıgını saptamak gerekir.» Bu çok önemli noktaya parmak basan Prof." Doğan Kuban'ın en ilginç çözümlemelerinden biri de şudur: «Bir yoruma göre, ulusal o!an, Eeçmişle gerceklestiri'ecek bir süreklitık içınde meydana gelir; bir başka yoruma söre ulusal olan, ulus duyarlığına hıtap eden, onda yaııkl uyandıracdır.» Haram Rey... I alk arasında geçerli bir şaka varÖı'' I T Hişt bar.a bak! . • Sana Belediye bak«ın! Oysa Beledıyerıin 'degii halka bakacak. kendine bakacak halı yoktur . Ye/yuzünrie başıboşluk ve «orumsuzluk .üstune.bir yarıçma düzenlense. bizim Belediye birinci gelir. ai'kışl,ar aras'ında taç siyer tki cihanın buhıstuğu verde bir seh'ri Sİanhulum'.ız vsr kı. kapanın elinrfe kalmakta, çalanın cebine girmektedır. Yeal tepenın. ü\ ooyutun. da orman yasası geçerltrtir Sahah ışiıie gitmek'lçto evln. den çıkan sehirlinin tlk kavgısı: • T"'.."\* " , Acaba ışime vanabilecek miyim? , ır.,İkinci 'kaygiM ' • ^ ASşama evirr.e dönebılecek raiyihi? • Ekmcğı bbzuk ve eksik besin maddeleri pi' ve pahalı. trafiği madara ve arspsaçı. hırsızlıgı bol, rüfvetı bereketli bir k'enttir («tanbul Güzellikie dünyanın »ncisl. ısvede beş kıt'anın birincısi bu cânım sehrin hangi hızmeti doğru dürüst yörfirY Tann göstermeüin bic hemşen hastalansa dâ cankurtaranla hastarveye lı<ınnn«ı g«rekse, yollar kesiktir: varamazsın dnktora .. Masal bu ya, diyelim Istanbul'un jıoförii, arabaya' Uç baba torik! dedi de caddelerin Csttinden a«ıp hastane kapısır.a dayandık. Bulunıır mu boş yatak? Hastaınız kan kavbından. vürek rarpıntısından. nefes darlığından^sitmezse. bu kez sinir bunalimındart dogru tahtalı köve: hem trafik Mkınlıcına uğramadan... Ölrrek kolay ?ma, yasamak zordur bu kentte. Mezarhklar Müdürlüğü'nün Trafik Müdörlüğünden eksik midir sorunları? Hangi toprağa gömecek«in ölüvü? Karaborsaya haraç ödemeden. binbif kırtasiyeden geçıneden nereye? Istanbulumuzun ekmeSi hamur. Belediyesi mahmur, zengini mamur sokaîı çamur. ver Allahım ver bü susuz . kente vajniur Bir vağmur ki. bir katresi düsmez susuz evlere... Güçlünün £üçsüzü baştırdıîı, sululuğun susuzluıgu aştıiŞı, yoksulların birerle kol nizamında Cesmebası balp«irie katıldıgı «ehirde kim memnun? Hangi hizmetten , nasibini almış? Saghk hizmeti? TrafOt hizmeti? Su hizmetiT Elektrik hizmeti? Imar hizmeti? Çöp hizmeti?. Isınma. aydınlanroa. taşıma birbirinrfen beter Bir şehir kı. vedi tepe«inin Cç. boyutuyla denizlere va>=lanmıs. o sehirde denizler halka kapah. Bir sehir ki kanallzasvon sıfır. Veyoksul semtlerinde lâSımlar açıkta akar Bir1 sehir ki lüküste masallah, yok.=uHukta neuzibillah Bir sebir ki Belediye#i boynu eğiklere ceza yazıp. e/i'esi kalınlara elperiçe divan durur. Bir şehjr ki boydan boya pislfkter». çamurdan geçilmez. Bir şehir ki, Belediyenin kencfiji yok sararı »ardır. BİT şehfr'^c!, Beledy.'e Ba'şkanı ha, vardır. ha yoktur. m '.""... '.' ,Ve o şehrin duvarlarında bir afia:. .«Helâl rey4 . . • . ' : ;.• , Atabey» . • \ '•'K'f '^ ' ' Kişi noksanını bilmekgibi irfan olamazmış: T'tanbullunun irfanı yok mu ki Belediye Baskanını bilmesin? Bu • ha var. h,a yok Beledive Baskanı böyle bır kentt« saklanacak yer arayacajıra tek'ar seçilevim diye duvar afişlerint tirmanıyor. GüzehSn Istanbul'u lstanbul'da yasayanlara Vısfram. evledikteh sonra heiâl rey istiyor. Ne ayıp sev! Bazı ise yaramaz derneklere bir fahri ba«kan seçer' ler. Bu fah*j baskanlar rta hiç blr Işe yaramaz. sadece adı geçer topjantılarrfa. Bizim Belediye Başkanı FaTıri bey • de işte'bu' tür fahri başkanlardan... Istanbul'un güniük kareasasmı yıllardır ellerini kavuçturmuş «eyrediyor . • Üstad vaktivle .Zevnep Kâmil Hastanesi Başhekimi imiş, orada vatanrlasifin dogurtmaya •alışmış: vîllardır Istanbulluya dokuı doSurtuyor Vazgeçsin bu i?ten artık. Vatanda=ın en7Ür>rt»n'düşrnüşken seçim afişlerine tırmanmaya ne gerek var? H Sivri Kemer! Görüldüğü gıbi konu böylece biraz daha açıklığa kavuşmakta. Batılıların bizde neyj a. rarfıklarını şimdilik bir yana bırakırsak. kencü kendimize hesaplastıgımız zaman, yukardakı. iki tutumdan binni, benimsemek zorunda kalı' rız. Ancak, «her iki?i içm de içerigin vere! olması gerekivor.» Burada yazar. çok haklı clarak, geçmişle kurulacak biçimsel bafilaT konusunda hiç bir denemenin tutmadıgını söylemektedir: «Hece vezninin ya da sivri kemerin her kullanılısında ulusal sanat yaratı'dığı ınancı • bugüne dek sürmü?tür.» Sanat yapıtı ıle ulusal duyarlığa seslenmck konusuna gelıice, Prof Kuban sövle rfemektedir: «Yunus Emre Oratoryosu bütün temaları ile Anariolu'nun bağrından kopmuş olsa bile, bu duyarlığa aynı yoğunlukla hitap edebilir mi? Şimdi biz Saygun'un yapıtı ile ulu* bilincini yo|urabilir mlyız? Onun vapıtının ulusal rviteliği, ulusal duyarliğa hitap etmesindei ötürıi mü, yoksa mevdana gelme sürecinde'n ötürü mü?» •' Bence bu soru. Ziya Gökalp'len ben tartışılan bu konuda sorulmuş soruların en ılgincidir. Kuban kendi görüsünü söyle özetliyor: «İçerik ya da biçım kavgalarına gırmeden. Atatürk çağıntfa, evrenşele katılma seklinde uygulansn sanat artlayısı. kanımca, çağriaş ulusal'ı yaratacak bir tutum niteliğini hâlâ taşıyor.» Resim Alanında. Aynı dergide Ressam Nurullah Berk. «Resim Üstüne Tartışma» basJıkh yazısında. «tam aotamı ile aktüel» saydıgını belirttiği konuya resim açısından ve çeşitli görüşleri sıralayarak ele alıyor. Ama daha başlangıçta. «Edebiyi'ı düşünürsek ulusallık. yöreselük bir tuhaf geüyor» demekten de kendint alamıyor. fiesim konusunda onun için «biçimin, çizginin, rengin Fransız'ı, Rus"u, Türk'ü olamaz.> Ben de bir yazımda benzeri düsüneeml açıklarken, ük V«z gördüğümüz bir resmin «milliyetini» saptayamayacağımızı söylemiştim. Biz yine dönelim Nurullah Berk"in yazısına .. Cnlü ressamımıza göre, «Plastik sanatların fonkaiyon, nirelik bakımindan gitgıde bir uluslararasılığa eriştiği dönemimizde, ulusal resim sorununu örneklerle çözmek hayli çetin bir iştir.» Böylece de Türk resmini savunanlarla, sanatın evrenselliğini benimsiyenlerin göriişleri ayrı ayrı ele alınmaktadır. " " Peki. nasıl bir sonuca vanyor Nurullah Berk? Bence çok yerinde bir yöntemle. bu alanHaki olayları ve eğilimleri inceliyor, bu eğilimlerin ilerde ne biçimlere gireceklerini kestir Eski Kültür Bakam Talât Sait Halman, Varhk dergisinde yayımlanan «Atatürk Kültür Cumhuriyeti» başlıklı yazısında, «Modem Türkiye, ikinci yarı yüzy.lına girerken, Atatürk'ür» sağlamağa çalıstığı evrensel başarı ölçüsündeti, yeryüzü medeniyetine katılmak ve katkı yaprr.ak amacından o kadar uzak ki...» diyerek umutşuz ve karamsar bir yaklaşımla ele aldıjjı konuyu. Batı taklitçiliğini yerip, ulusal olanı yaratmaktaki başansızlığı açıklayarak işlivo. «Batıyı taklit eden sanatçılarımızın çoğu, Batının daima biraz geri?inde, yüzeyinde, aşağısında kalmağa mahkum .. Yeni. ileri. devrimci sandığımjz nice eserlerimiz. aslinda Batı'nın kötü kopyalarıdır ancak. Bazılan yabancı dillere çavrildikçe değersiz taklitler olarak kuCümsenmekte. alay konusu olmaktacîır» diyor. Bunun nedeni oîarak da, kendi kültür değerlerımiz bakımindan berbat bir asagılık komp IIALhl ALDATMADAN, OKTAY AKBAL Evet Hayır Koalisyon mu, Azınlık Hükümeti mi? ıçınde bulunduguhukumet buhıaru ile I ilgili o'&TUt • nay» çirjar» güçlük ve kötülük odur ki ne koalisyon, ne de azınhk hükümetleri birer hal çaresi gibi görünmektedır. Sag koalisyon bu ülkeyı, zaten ne zamandan beri yönelmis bulundugu şeriat ortamına ve OrtRçag karanlıkla nna biraz daha daldıracak ve batıracaktır. Sağ psrtilerin CHP ile ittifakı, bu partileri kendi seçmenîeri nezdinde sol» kaymış gibi gösterecefinden, güç ve hatta imkânsız ve nihayet yararsızdır. Aralannda düşünüs uçurumu bulunan partiler için koalisyon hayalden ibarettir. Ayni uçurum azınlık hükümeti sistemine de imkân verme* niielik gSstermektedir. **ürt3y«••mizi» mutsuzluğu her zaman ıçin çaresizlikler karşısında kalmış olmaktır. Çaresizliğe çare bulmanın tek yolu yurtsever duyguları müspet akıl rehberliğıyle kaynaştırmak ve buna biraz da bilgi tuzunu katmaktır. Oysa ki bunlardan hiç biri en asgarî dozda da olsa sıyasi partilerimizde var göriinmenıektedir; vsr görünenı ise tek başına bırakılmış durumdadır. stanbul Belediyesinde yeni kan dolaşımı gerekiyor. Dinamik bir atılım, bılimsel bir çalışma. her şeyin basmda azınlık için de|il büyük çoğunluk için yapılacak işler... Istanbul dört müyonluk bir dev kenttir ffmdi. Birkaç yıl sonra beş milyona, alü milyona çıkacak nüfüsu. Sorunlar birken beş olacak demektir bu. On yıl önce, yinni yıl önce de su> çöp. kanalizasyon, tasıt daha bir sürü dert kenüiıun basındaydı. Bildim bileli gazetelerde karikatür, yazı, haber, makale olarak Belediye dertlerini görürüm, duyarım, okurum. Yazanlar da bilirler bunlann oriadan kalkmayacagını yazmakla, çizmekle! Iş olsun diye yazarlar. konu kıthğına mı düştün. ahr kalemi veriştirirsin Belediye'ye! Bu yüzden de toplum sorunları yoğunluk kazanmca, işin temelinde yatan konular ortaya çıktıkça. Belediye dertleri bu kez yazılmaı. anlatılmaz oldu. Hatti ayıp gibi bir şey sayıldı. Bunca ör.emli sorun varken sen kalk lstanbul dükahğının mutlu azınlığını ilgilendıren bir konuyu yaz, kamuoyuna duyur! Yurt yalnız Istanbul mu? flj^şnlerde''Mı"t«^trâf gönderfâefî Dol|u J&ttoîitnm'^ bir kafib&ıhdan. Bir Öfretmen dost;" büyük kentlerde *Vasajtianın zorlaştığını. kişinin bir küçük köyün ıssızlığını arar duruma düîtüğunü yazmıstıro ya... «Size bir bilet göndereyim gelin bir süre burda j'asaym. yasayabilirseniz!» diyor. Haline bin «ükret gibilerden:... Haksız değil. Ama tam haklı da değil. Anadolu lstanbul ayrunı eskisi gibi değil artık. Çünkü lstanbul'da birçok Anadolu kasabası, köyü yasıyor şimdilerde. Kent dört j'andan Anadolu'nun kuşatmasmda! Tepeler, vadiler köycüklerle doldu, köy yaşantısı sürüp gidiyor Ittanbul'un yörelerinde... Bir sürü yoksunluklar. güçlüklrrle boğuşuyor Istanbul'daki Anadolu insanlsn. Büsbütün ezüiyorlar büjük kentin acımasırlığında... Ama Anadolu'nun uçsuz bucaksızJığında. terkedilmisliğinde, yoksunluğunda yararsız yere çırpınmaktan iyidir lstanbul yakmlannda yaşamak!... Öyleyse. lstanbul Belediyesinin görevleri, sorumluluğu büyük. önemli. Bu pazar günü Belediye Başkanı seçilecek. Belediye Meclisi üyeleri seçilecek. Bu konu üzerinde durup düfimmek lstanbul için yararlı olacak... Önce Başkan ad.ıyları üzerinde duralım. Ufak partileri bir kalem geçin. îki önemli partinin, AP ve CHP'nin adaylan arasında geçecek çetin çarpışma Bilirsiniz 1965'te ve 1969'da lstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerini AP adaylan büyük farkla kazandılar. Ama hukukî yönden kusurlu bir durum ortaya çıktıŞı için 1965'te lstanbul Belediye Baskanlığına CHP'li tşcan getirildi. AP'li çoğunluğa sahipti Beledije Meclisi, başkanı ise CHP'liydi! İşcan'ın butün başarısı bu dengesiz düzende iş yapabilmek oldu. 19«9"da APIi Atabey başkan seçildi. Bu kez de Belediye Meclisi üyeliklcrinde çoiuniuğu kpzanan AP. yine bir hukuki yanlışlıktan bütün sandalyelerini yitirdi. Tam tersi bir durum ortaya çıktı: Başkan APIi, Meclis CHFliydı' Atabey. îşcan kadar tecrübeli. yönetim islerinrien anlar bir klmse olamadığmdan son dört ^Idır Belediye işjeri yerinde saydı. Şımdi, yeni seçime bu durumda gidilmektedir. Atabey yine AP"nin adayı... CHP ise bir tarım mühendisini, Epevifin güvendiği yakm arkadaşı Ahmet Isvan'ı çıkardı aday olarak... Ünlü bir politikacı değildir Isvan. Batı kültürü almı;, aydın bir iş adamı... «lstanhu'Iunun özlemlerini ve Belediyenin ağır sorunlarını biliyorunı» diyor. Bunlarm çözümlenmesi için Belediyede yeteneklı, sorumlu'.uk duygusu sağlsm. erdemli kadrolara ihtiyaç vardır.» Evet. önce bir kadro işidir bu. Belediye Başkanı hangi partidense Belediye Meclisindeki çoğunluk da o partiden olmalı. Başkan giristiği atıhmlarda sonuna dek desteklenmeli. İsvan'ın dedigı gibi «Istonbul B»lediyesinin sorunlan yalıuz Istaııburun degil. bütün Türkiyenin sorunudur. Çünkü toprak yetersizliğı vr baska geçim kapılarının yokluğu nedeniyle >ılda 120 bin. yani günde 330 kişi IstanbuJ'a göçetmektedir.» Son seçimde IstanbuVda yarım milyon oy alarak AP'ji iki yüz bin oy geçen CHP özellikle Belediye sınırları içinde geçecek bir seçimde daha da büyük fark yspacaktır. Öyleyse lsvan'ı daha şiradiden Istanbul Belediye Başkanı sayabiliriz. Aday olarak yaptıfı konuşmalarda haika verdıği sözleri noktası noktasına uygulayacağma, hiç değilse uygulamaya çalışacağına güveniyoruz. Bü>ük kalabalıklar yararına tem?l sorunlara eğilecek... Kendisinin de söylediği gibi, «Istanbu! halkı haklannı koruyan, hizmetleri hakkjyle yapan yapamadığı hızmetler için çareler arayan, halkını aldatmayan, memurunu ezmeyen, göz boyayıcı tedbirlerle gösterişle halkı avutmayı kabul etmeyen, güler yüzlü ciddi bir Belediye btiyorur» Evet önce aldatmayan. avutmayan... ı H alen SEÇİMLERE GİDİLMEZSE, YA DA GİDİLECEĞİ ZAMANA KADAR CHP NİN YA KOALİSYON, YA DA AZINLIK HÜKÜMETİ İLE ÜLKE YÖNETİMİNİ ELE ALMASI, EN ÇIKAR Y O L D U R. recekler arssındaki eşltsizlik de recesini tayin ederken partilerin karşılıklı ğüçlerinı, siyasi yelpazedekı yerlerini ve nihayet iç yapılanru hesaba katmak gerekir. öbür partilere göre güçlil "olan müttefik, hükümet ittifaklannda, her zaman için hikim du ruma ginnis olmaz. özellikle müfrit partiler arası ittifaklarda ılımlı partilerin, müfrit müttefiklerden zayıf da olsalar. genellikle üstünlük ve egemenlik sağladıklan görühnektedir. Üçlü koalisyonlarda ise merkez partisinin iki müfrit arasmda tabiî bir hakem rolü oynadığı ve genellikle Ustün bir durum sağladıği izlenmektedir. Prof. İlhan ARSEL mek ve hükümet istikr»rsıılıkla nnı yaratmak. İttifakların siyasî cofrafyasına gelince: Partilerin siyaset yelpazesindeki yerlerine göre durum değişir. Sağ partiler reya sol partiler kendi anüannda veva merkez partileriyle birlikte koalisyon kurabilirler. Zıt müfrit partilerin birleştikleri de görülen seylerdendir. Ve nihayet millî birlilc hükümetleri, bir başka hal çaresidir. nin bir tür «tek parti hükümeti» olacağı endişelerı yersizdir. Zi^ş hükümetin öz yapış^^onu tot«Iiter olmaktan kĞrur . ve eğiUmletde ve fikir tesahürlerinde çeşitlilik yaratır. HSJ var ki, gerek Batıda ömeklerine rastlanan müfrit partiler arası koaüsyonda ve gerek milli birlik hükümetlerinde partiler arasındaki görüş. zihniyet, ideoloji ay nlıklan tas devri ile modem çağ arası farklılıklar niteliğinde değildir. Aynlıklar bu nitelikte ise esasen ne koalisyon ve ne de milli birlik hükümetleri kur ma şansı var demektir. (Ki durum ne yazık ki bizim için budur). «Hazreti Mühammet devrini geri getireceğiz» diyerek 1400 yıl öncesinin yasamlanna özlem duyan ve bu Ulkeyi şeriat bataklığına sürUklemek isteyen partilerle Atatürkçü düşünceyi, yani müspet aklı ve çağı temsil eden partilerin bir araya gelip hükümet kurmalan ak lın alacağı ve memleket çıKarla rının hoş karşılayacağı bir şey değildir. Aym hususu azınlık hükümetleri konusunda da tek rarlamak mümkündür. Çözüm Yollarl^ Kim, Kiminle... Millet Meclisinde 48 ve 45 Uyeliklerle yer alan MSP ile DP'nin siyasi hukukun bu belirt tiğimiz kanunlarından yararlanmak isteyeceklerı muhakkaktir. Mutedil veya merkez parti niteliğinde olmaktan çok uzak bilunmalarına rağmen yulnrdaki kurallann kendi lehlerine işleme si yollarını zorlayacaklardir. Ve bu zorlama en ziyade AP ile ittifak halinde tehlike yaratacaktır. Çünkü unutmamak gerekir ki CHP'nin Uç rahat ihtimal içerisinde koalisyon kurması mümkündür: CHP (185 Uye) ile AP (149) arası ittifak, ve ya CHP (185) 4 MSP (48); veya CHP (185) 4 DP (45) arası ittifak. Bu ittifaklardan hiç birısi CHP'yi parlamento karsısında öbür müttefikin kaprislerine kurban etmez veya etmeyebilîr. Gerek parlamento ve gerek millet önündeki durumu ve son seçimdeki olağanüstü başarılan nedeniyle CHP boynu bükük bır tutumla koalisyonu sürdürecek değildir. Fakat AP için durum hiç de böyle görünmemektedır. AP için. CHP dışında bir tek koalisyon ihtimali vardır: AP (149) 4• MSP (48) 4 DP (45). Fakat AP için böyle bir koalisyondaki koşullar, CHP'nin yukarda belirtilen koşullanndan çok fark h ve çok uygunsuzdur. Bu ne • denle denilebilir ki, seçimlere gidilmediği veya gidileceği zamana kadar CHP'nin ya koalisyon ya da azınlık hükümeti şeklinde ülkenin yönetimini ela almasından başka çare yoktur. Şüphesiz ki bu koalisyonlar (hiç • değilse yeni bir seçime kadar) bır «Ehveni şer» olacaktır. Her • re kadar Atatürk «Ehveni şer, • ŞER'lerin en kötüsüdür» demişse de bu en kötüyü denemekten başka çaremiz bulunmamaktadır. ÖZEL PERSANESİ . OBHT KURUCU öâRKTMBNİN • A« ARIİUE VÜRÜTTÜÛÜ Ilânen Tebligat KARTAL İCRA MEMURLUĞUNDAN lstanbul Faüh Akdeniz Caddesi Halkperes Sokak Ege Aparüman» No: K Daire 7 iken adresi meçbul kalan borçlu Mehmet Kırdök'e: Alacaklı HUnıi Bujtüner Vekili Avukat Fikriye Yılmaz tarafından aleyhinize yapılan 16 000.00 TL. alacağın Tahsili zımtnmdaki icra takibinde takıp kesinleşmi; ve dairemizin 1971/1133 Esas sayıiı dosysda fazia olarak tahsil edilsn ve tarafınıza iadesi gereken 6774 lıra 15 kuru$ üzerine 7.8.1973 tarihinde haciz konulmustur. Halen adresiniz meçhul buiunduğundan l.t. Kanununun 103'üncü Maddesinde Zikrolunan tebligatın ilânen tebliğ edilmesine karar verilmiş olJuiundan isbu ilânın gazete ile nesri tarihinden itibaıen Kammi Süıeye 15 gün ilâvesi Suretiyle 18 gün içindc hacre bir di>eceğîniz varsa dairemize bildiımeniz ilânen tebliğ olunur. (Basın: 8393) 10114 Dosya No: 1972/363 Aynı eğüime yönelmis partilerin ittifak kurmalan kolay ve normaldir. îki zıt partinin Şu günlerde kendi kendimize ittifakı ise, ya belli bir konu sorduğumuz soru şudur: Neden iizerindeki fikir birliğinden vebaşka Uikeierde koalisyonlar ya seçim hesaplarından ilerı geveva azınlık hükümetlen kuru lebilir fakat genellikle yapıcı bir labilir ve ülke gül gibi yöneti nitelik taşımaz. Millî birlik hükümetlerine gelinoe, bu cins lir de bizde bu olmaz? Basınımızm değerli yazarlan bir yan koalisyonlar büyük bir millî dan koalisyon ihtimallerini Batı tehlike nedeniyle, gayretlen bir örnekleriyle desteklerlerken öte leştirme zaruretinin hasıl oldugörüyandan tsveç, Norveç. Finland: ğu olağanüstü hallerde Iür. Dernokratik ülkelerde buya gibi özellikle kuzey Olkelerinden azınlık hükümeti gelenekle na savaş sırasında ba$vurulmak rine özlem duymaktadirlar. Fa tadır .Bans zamanlannda da milli birlik hükümetleri sisteöte yandan koalisyon yarata kat öyle görünüyor ki ne koa mine yönelen ülkeler yok delisyon sistemlerı ve ne de azın ğildir. Belçika 1919 1939 ara Cak ittifaklar konusunu mütlık hükümeti uygulaması ko sında çoğu zaman bu usule git tefıkler arasındaki güç dengesine göre de gözönUnde bulunnusunda gerçek bılgılere sahip miştir. Milîî birlik hükümetîeri durmak gerekir. Koalisyona gideğiliz. Koalisyon hükümetlennin özelliklerinı Anayasa huku ^IIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIinnillllllllllNIIIIIL kunda değil. fakat siyasî hukuk kavramlartnda aramak gerektiğı olaymdan çoğumuzun haberi yoktur. Bundan ba$ka siyasal bilımler bakımindan koalisyon S Değerli varlığımız ~ . .kümetlerinin, siyasal partiler " arasındaki ittifaklar sonucu doğ duğunu; fakat. bu ittifaklann çeşitli faktörlere dayandığını hastalığı süresince tedavisini yapan Hacettepe Hastanesi 75. S (örneğın seçım ittifakı, parla S ^ ve 54. bölüm doktor, hemşire ve hastabakıcılarına, hastanede ~ mento ittifakı, veya hükümet ^ ziyaretine gelfjı dostlarına vefatı dolayısiyle evimize kadar ittifaklan; ittifaklann siyasi coğ ~ geleıek veya telgraf.. telefoo ya da mektupla acımızı payla E rafya&ı; partiler arası ilişküer, ~ şan dostlanmıza. cenaze türenine katılan ve / veya çelenk ^ vs.) pek düşünmeyiz. bilmeyız. S gönderen başta sayın Mukadder Öztekin olmak üzere İçiş Bilmediğirniz halde isteriz ki S leri Bakanlığı mensuplarma, Ankara Valiîi saym Şerif Tü hazır elbise örneği hükümetler ^ ten'e. Sivil Eraekliier Derneği Başkan ve üyelerine, ve aile Ş çıkıversin ortaya. Şunu hatır ~ mizin bütün dostlarına ıçten teşekkür ederiz. = latmak yararlı olacaktır kı, çok = A 1 LES İ E parti rejimlerinde ittifaklar, iki parti rejimlerindekınden farklı ?iıııııııııııııııiMMiMimınıııııııııııııınıııııifiıııııııııııımııııuıııııııi; olarak istisna değil kuraldır. Cumhuriyet 10119 Çunkü partilerden bir tekinin tc'. başına mutlaka çoğunlukla MecHse gelmesi güçtürr pek naaırdır. Gelmış olsa dahi çoğunluk partisinin. iktidann sorumluluklarına ötekl partileri kRtmak araaciyle, koalisyon hükümeti kurmalc istemesi olağandır. (1948'den sonra Italya'da olduğu gibi). Seçim sisteminin ittifaklar üzerinde önemli sayılaEğin esrafından Merhum Hasan Tahsin Bey'in ve Merhume Münîre TTanunm oğlu. bilecek etkisi vsrdır. tki turlu Merhum N'ahit Talisin Pekcan'ın kardeşi. \ur Melâhat Salor'un ağabeyı, r'evha Akbay ' basit çoğunluk sistemi, güçlü Doç. Dr. Ziya Akbay, Y. Müh. Tunç Pekcan Leylâ Pekcan'ın amcaları, Günsunan Bilittifakların kurulmasmı kolayge Y. Müh. Ömer Bilge'nın davıian, ^üknye Pekcan ve Merhum Dr Hüseyin balor'ur laştınr. Tek türlü basit çoğunkayınbiraderleri, eski Kütahya MilletTekiUerinden \e eski T.C. Ziraat Bankası, Sümerluk sisteminde de çok güçlü itbank, tller Bankası ve T.C. Turifm BanKası Umum Müdürlerinden. T.C. Merkez Bar.kası tifaklann sağlanması mUmküneski Idare Meclisi BaşkaıJanncıan ve B2%bakanlık Yüksek Denetleme Kurulu üyeugindeD dür. Nisbi temsile yani bizde enıekli. Mülkiye Mektebi 1922 yıb mezunlarutıdan uygulaıunakta olan seçırn sistemine gelince. bu sistem parti lerin seçim esnasında anlaşmalanna gerek bırakmaz. Buna karşılık, seçimlerde mutlak çoğunlugu sağlamak biç bir parti için kolay olmadığından (ve bu 5 Arslık 1973 tarihinde vefat etmiştir Cenazesi 7 Araiık 1973 Cuma günil öğle namazmdan sonra Şisü Camiinden aiınarak ZincirUkuyudalü Aile Kabristanına tevdı ecülenadiren vuku bulduğundan) cekür. parlamentoda partilerarası ittifaka vanlması zorunluluîc yaAİLtSl ratır. Nısbî temsil sisteminin en büyük sakıncası da esasen budur: yani parlamento koalisyonlarının kuruluştınu Güçlükler ÜNİVERSİTE HAZIRLAMAFBNKURSLARI M UO.LOİIU airMNI ItTMIUL Ifl: 2 2 2 l 5 B ,. f t j (C.ummjriyet 10120) ISTANBUL 2. İFLÂS DAİRESİ İFLÂS t İÖARE MEMURLUĞUNDAN | TEŞEKKVR \ GAYRİMENKUI, 5ATIŞ İLÂNI üosra M İflâs tasfiyesi sebebîyle Sîsli. Duatepe maliaılesı Kuyulubağ sokağı 28/31 sayıiı gayrimenkulün 1/i «jissesı Ist Adliye Sarayı 3 iflâs D.since : açık artırma üe saulacaktır. Tapn Kaydı: Gaynmenkul ŞişlıTSM'nin Duatepe mahallesi, Kuyulubağ sokağı eski 20. .yeni 29/31 iap., Mr patta, 124Ş ada, 58 parseünde kârgir apartman olup. swn nıs • ' •se:|i satılacaktır; üzerinde* haciz ve ipotek şerbjprı vardır. lmar Dunımo: i s t Beıedıyest İmar MUa 'nun 24.u.9tı9 gün 291 yazıstnda 17.2.954 gün tasdikli 1/SOtıu nssotr cıana göre bitişık nizam, bina yüksekliğı 15 50 m. ( i Kat.' çau yajylarriaz)' olup 1973 tstrihli tasdik ile ımaı d^runu av. nıdır. Vataflar: 3 kat ve çatı Katı; tam ıcârgın K m x;ephef 16.80 derinlik mevcuttur. Caddeden demiı kap> ıle gınlen antre zemiru karo mozayik. Ginş daircsı Antrt moîayıls zemin, ufak hol, solda caddeye baKan anşap doşeıtıeJ aj M2.1ik salon. U) M2. hol, sağda 1 m enınOe hol ve mjtfat (fayans tezgâh. altında dolaplar) MutfâKtan ayrünl;»a l M2. çöp balKpnu, koridorun sonundB bahçeye bakan 14 M2. ve 12 M2. ahşap zeminli 2 oda, koridor sonunda 6.M2.' banyo (küvet lavabc klozetj yen mazoyık. ofu?ar tavuns,bitişifinde alaturka WC; Koridorun sağında aydınıîğa bakan 6 M2 sandık odasi vardır.. ' Birinci kat giris Kaım aynı: ana glriş gnesanaeı ılâvosiyle salon 33 M2 olmuştur. İkinci kat da bırirn^nın avnıdın her iklsinde arka çepheye bakan 9 cm eninde oaıU . kon vardır. Arka bahçe 5. m uzun ve 7 25 m. «en;syr; 4 aöet kömürlüğü havıdir çatı katı cepheden 3 m çenilip inşa edilmiştir. tavanı normal katlardan alçaktıı DeğeTlendirme: Rayıce göre gaynmEnkuıUn taraamın» TL. 570 bin ve artırma konusu 1/2 bisseye İKİ* ÜZ SKK: SEN BES BlN I^RA biçilmiştır. . • , Satıs Şartlan: Şatış Sultanâhmet. Adliye, Saıayı 2 tflâs Dairesinde 11 dcak 1974 Cuma günü IO.ÜO lü^U aras'ı açık artırma ile yapılacak, biçilen değerin ',o /5'ı butu^ursa ihale vapılacak: bulunmazsa en çok arüranın taahrrüa<> baki kalmak şartiyle 21 Ocak 1974 günü saat 10.ÖO 103ü arası aynı yerde ikinci artırma yapılacaktır. Venterv pedel V tercihli, alacaldan ve masraflan geçmek şartiyle gavrjmenkuJ bu artırmada en fazla verene iljale edilir Artırroaiara katılanlar biçilen değerin % Nttı Vnisbetinde oey akçesı »eya miIU bir bankanm temintt mektubunu vereeekür. Artırmaya katılanlar gaynmenkulO Rörüp ınceıemis va' sıflan ve dosyasmı ve şartlan kabul etmis sayılırlar. Fazla bilgi isteyenler Oairemlzde bu dosyayı inceleyebilirler. • t M. ASIM TÜRELİ'nin ( | • I • • • VEFAT • HAMÎT TAHSİN PEKCAN • • (Moran: ^658) 10İİ3 •••»•••••••••••••••••••••••4 ••••••î (Basın • 3333/10097)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear