26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 17 Araiık 1973 Çarklar çarpışıyor Parlamento seçimlerinden ionra mahalli sççimier de yapılmıs. bıtmişti. Herhangi bır .nksakhk şikâyeti yoktu. Sonuçlar bellı olmuştu. Iş, Meelis'ir. harekete geçirilme.sine kaimıştı. Bir iıükümet kurulacaktı. îcraya el koyacaktı. Ve iktidar belll olacaktı. Böylece d e devlet ıtıakinesi normal işlcme düzenine girccekti. Ama, işte bu n o k t a d a d ı r ki, parlamento çatıS! Eİtınd'a bütün çarkiar birbirleriyle çatışmaya başladı. Bu çatışma içır.de ise hem yasama hem icra organları işlemez hale geldi. Hem ripvietin nizamı, hem milletin yaşantısı tehlikeli çıkmazlara FÜrüklendı. Böyle olunea da kamuoyunda bir çok siyasi güçler ve organlar itibarlarını kaybetmekte ve güvensizlik, yarın herhangi o t a | a n ü s t ü müdahaleleri f?ya difiplin kuvvetlerinir, sonuçları ne olacağı belli olıtıayan icraatını hoş görecek b i r ruh haline sürükîcmektedir. Bu ise elbette ki, çok partili rejimin veya kısacası demokrasinin memleketimizde sarsılması demek olacakiır. Bu, neden böyle oldu? Cumhuriyetin ellinci yılınrfa Türkiye, neden birtakım çıkmazların içine her gün biraz daha itilmektedir? Niçin parlamento bu çelişkiler içirkde görevini yap^maz ve hatta belki de varlığını sürdüremez hallere sürüklennrek istidadı göstermektedir? • Sonra, ülkede niçin birtakım sorumsuz organlar türemiş ve bunlar içerde ve dışarcla Cumhuriyetin ellinci yılına göigeler ve endişeler düşürmüştür? Bunlar öyle sorulardır ki, hem r u h l a u entfise ile bunaltmakta hem de b u n l a r a cevap verecek güç v e koşullar ortada gorülmemektedir. Olaylar ve görüşler unsurları milli iradeye dayandırmaktadırlar Yani. milli iradeyi, baştan sona kötüye kullan maktadırlar. Oysa. başeğilmesi gereken gerçek nedir; Bu gerçek şudur ki, memlekette bir seçim yapılmıştır. Bu seçim Meclis'e, rııçbir partinin tek başına hükümet kuramayacağı bir sonuç getırmişîir. Bundan da normal biı şey yoktur O halde hükümet bir koalisyon hükümeti o l a . caktır. Bu koalisyonda en çok oy ve koituk kazanmış olan parti elbette hükümet başkanım verecektir. Bu kombinszona katılmaları gereken öbür huysuz parti veya partiler ise, hükümette makul oranlarda temsil edilerek icra o r garunda yer alacaklardı. Bu arada da elbette kı senben dalaşmaları veya ölçüleri ile değil, devlet işlennde programiarının yapısınoan geleTi prensipler dehilinde, asgari müşterekleri o r t a . ya koyarak bunlar uzerinde ;<nhışacaKlardv Milletm karşısına böylece çıkarak üıkeyi hüidimetsiz bırakmayacaklardı. İşte bu u'madı. Aklın ve nizamın, bu emrine uyulmadı. Oysa ki. bugün bu ülkeyi saran ve günden güne ağTİaşan davalar ve sorunlar. öy!e sanıyorüm ki, tahmin ve ifade edilenlerden, kıyasianamayacsk kadar çok çetin ve kanşıkıır. Bunlar karşısında biz: Ey parti şehzadeleri! Siz arenada, hâlâ senben dalaşmasındasınız ama, mernleket bir Jtaos'a. bir boşluğa ve çarkları artık her alanda birtjirlerine çarpan, birbirini yıpratan bir d e ğericr ve müesseseler harcamasına doğru g\diyor. diye haykırırsak saruyorum ki ancak gerçegi ilaüe etmiş oluruz. Haf tanın raporu Ozgürliiğün Kirleri ÖZGÜFTLÜK İÇİN YAPILAN MÜCADELEDE ÖZGÜRLÜĞÜN ÜSTÜNE ÖYLE BİR KİR BÜLAŞ1R Kİ. ÇIKARMAK İÇÎN RAHMETLİ HALİKARNAS BALIKÇ1SI GİBİ KOVA KOVA SU DÖKSENİZ DE. ÇETİN ALTAN GİBt SABAHLARA KADAR KONUŞSAN1Z DA O KİRİ KOLAY KAZIYAMAZSLNIZ. Şehzadeler Kavgası Şevket Süreyya AYDEMİR tUer, bir takım fikirler, sistem kalegorüeri, prog ramlar. hedef ve idealler uzerinde mi savaş halindedirler? Bu sorunun cevabı. açık kesin ve aynı zamanda hüzun ve ümitsizlik vericidir: Hayır! Memleketirr.izde ve pariamento çatısı altındaki partiler arasında hiç bir fikir ve program çatışması yoktur. Zaten böyle bir fikir ve strateji çatışmasının b ü t ü n seçimler sırasında da Ecevit'in ağırbaşlı ölçülü çıkışları dışında tek belirtisi gftrülmemiştir. Programlar, işler ve memlekete hizmet kaygı ve sloganları kimbilir hangi şeytan mağaralarına sürülmüş ve orada u y u m a k l a d ı r l a r . Evet, bu perdenin arkasında oynayanlar tıpkı b i r sokak kavgasının kanşıklığı içinde sadece boğuşmaktadırlar. Ufak ve kırıntı partileri zaten almıyoruz. Son seçimler bunların, radyo ve televizyon konuşmaİBnndaki haykırışlarına, gürültülerine ve g ü r ü l t ü l ü tehlike çaniarına, halkın metelik vermediğini artık açığa vumıuştur. Halkın sağduyusu, demagojiyi, kof çığırtkanlıkları, çerçek dışı yaygaraiarı artık kenara itmiştir. Bu hal. mületin olgunlaşması yolunda sevinilecek b i r işarettir. Seçim sonuçları bunu açıkça ortaya koymuştur. Köksüz suçlamalar, sorumsuz iftiralar. komünizm. anarşizm ve saire y a k ı ş t ı r m a l a n . sjör ü n ü y o r k i , halkı artık kanıksatmıştır. Eğsr böyle olroasaydı, bazı partilerin başkan veya sözculerinin, a r k a l a r ı n c a t a b u r labur temsilcileri i!e illerl, belediyeleri v e köyleri :şgal etmeleri gerekirdi. Millet Meclisi çatısı altına da, a r k a l a r ı n d a saf saf milletvekilleriyle girmelerine şahit olurduk Oysa seçimler sonunda bunların kaderi, sadece arkaya itilmek ve adeta ortadan silınmek oimuştur. Bu sonuç onları u y a n r , vazife bilincine yöneltir ve fonksiyonlarını, çığırtkanlıktan normal hizrr.et alanlarına çevirir mi. bilmıyoruz. Çünkü, onların böyîe bir mantık ve idrak kaöiliyetinden hiç de ümitli cTeğiliz. SADUN TANJU Çetin Altan'la beraberdik geçen gece. Durmadan dünya politikasından, iç poliükadan. insanlar ve toplurr.lararası ilişkilerden bahsstti durdu. Saat sabaha karşı üç olmuştu. Uykulu halimizle alay edip içiniı geçmij sizin b e ! diye öfkelendi. Bıraksak daha saatlerce konuşacaktı. Uzun gur , betten gelmiş aile sevgilisi gibi dinliyoıduk onu. Ne söylese, doğru ya da yanlış olduğunu düşünmeden, hoşumuza gidiyordu. Orada buluninlar yazar çizer takıroındandık. Onun içerde bulunduğu aylar boyunca dışarda olup bitenler hakkuıda bizım ona birşeyler anlatmamız gerekirdi. Fakat o, duvarlaı arkasından bütün dünyayı nasıl i n c e b i r dikkatle izlediğuıin gösterisiyle kendinden geçmiş, ha babam anlatıyordu İçerde muhaiazakâr, dıjarda Doğu Bloku politikayı izleyen paıtiyle, içtrde reformcu dışarda Avrupa politikasını benimsemiş partınin farkında olup olmadığımızı araştırıyorou. Bilmem ksç bin balya pamuğa karşı otomobil ve dikış makinesi satın alırken, otomobil ve dikiş makinesi verip kompiiter saiın alır hale gelmenin aslında sömürüde değisinı olduğunu sövlüyordu. Sen kitabında şu yanlışı yapmışsın. senin son yazında şu tutarsızlık var diye milletin canına okJyordu. Kavga Ama. biz şimdi asıl karışıkhk sahasına. yani çok partili parlamentoda, etkili olmalan ve hükümet k u r m a l a n söz konusu o'.duğu halde, bunu başaramayan bazı huzursuz partilerirj görünüşüne gelelim ve soralım: Önce kendilerini özellikle sağ, yahut vatar» ve milliyet tekelcisı sayan partiler arasında n e seçim mücadelelerinde, n e günlük demeçlerde, ne parti içi ve parti dışı uğraşılarda, hiç bir fikir, program, hedef ve milîl amaç endişesi y o k t u r . Ortada sadece dizginsiz bir b?nlik davası, (sen ve ben) dalaşması görülmekt<»dir. O halde b u karışıklığın ve yetersizliğin manası nedir? Sanıyorum ki buna şöyle c e ^ p verilebilir: Ortada görü'.en bu fikirsizlik, programsızlık, scnben dfllaşması eski devirlerdeki ş e h zadelerin saltanat kavgslarını andırmaktjâır. Şu farkla ki, şehradelerin saltanat kavgslarmda bayrak. sadece saltanat carasidır Ve b u davayı yürüten sadece ihtirasnr. Bizim r^ruk oMugumuz huysuzluklarda senben daiaşmasmda ise kin. garaz, kıskançlık, ou kavgalann asıl iticı gücüdür. A n » , arenada çarpışanlar bu Tanrı Bizi Korusun • Şimdi ne olacak? Olacak şudur ki, şimdi yeni bir seçima gidilecektir. Böyle Dir neticeye VErılmaması ve bir hükümetin k.ıruıabıl.nesi, eibette daha normaldi. Ama olraadı. Biz bu son yolun, biraz da tehlikeli bir yol olduğunu, daha önceki bir yazımızda belirtmiştik. Ç ü n kü bu seçim sonucunda da herhangi b i r parti yeterli çoğunluk sağlayamazsa. o zaman bu sonucur; davet edebileceği hallen şimdiaen t a h min edebilmek. hakikaten zordur. Çünkü bj haller, çok ürkütücü de olabilir. Dileyelim ki. demokrasimızın yerleşme v» rasyonelteşme evrimine, olumsuz eUciler yapabilecek böyle geriye tepmelerden, Tanrı bizı korusun.. Sağduyunun zaferi Evet. denebilir ki ülkede. artık devlet çarklarınm normal nizamına girmcsi. yani Anayasa çerçevesinde oturması için şekil bakımından koşullar tamam olrfuğu halde, ne Meclis ne hükümet. kamuya sükun ve güven verecek b i r düzen ve yerleşme ümidi, göstermemektedir. Bu böyle olunca da çeşitli sorular elbette ki fikirleri işgal ermektedir. Örneğin su sorular gibi: Acaba, jrili ufaklı, gerekli gereksiz ama çok partih parlamentoda, ön planrîa gelen par Sevgiyle.. Hepimiz gülerek, dervişçesine bir susuşla, sevgiyle dinliyorduk onu. Ne söylese hakkı diyorduk. Eşit değildik Çetin'le. Bu çağda. düşünmeııin, söylemenin ve yazmanın prangalarına vurulmuş olarak içerde ömriinün geri gelmez bir bölümünü harcamıştı. Hepimiz adına, kendi h a yatından birşeyier cdemişti. Cepheden dönmüş yaralı asker gibi. başına gelenin •bizim için» olduğunu düşündürüyordu. Biraz daha özgür, biraz daha insan yaşamak için Yazar Bir yazar, gördüğünü, bildiğini, düşündüğünü. yazıyorsa, bunu toplumsal bir fayda için yapıyördur. Benim görevim, duyurmaktır, anlatmaktır, yazmaktır dijre düşünüyordur. Bunu yaparsa, insanlar ve toplumlar daha mutlu, daha insanca bir yaşama yükselirler inancındadır yazar. Yoksa neden başka işler varken ömür boyunca kendisini cephe hayatma mahkum etsin? Vurulmayı, acıyı, ölmeyi göze alıyorsa. korumak istedıği değerleri kendi hayatından da üstün tutuyor demektir bir yazar. O değer özgürlüktür, o değer gerçeğin kendisidir, o değer sorumluluktur, o defer hayata saygıdır. insana sevgidir. Nadir Nad : beyle konuşurken Çetin, dünyada yazarlık diye bir roeslek voktur. ama yazarlıktan baska da tnealek .voktur dedi. Çünkü yazarlık b i r meslek olarak. yapılamaz, bir görev hissiyle yapıhr. Eğer meslek. alın teri el emeği göz nuru b i r geçim yoluysa. yazarlıktan helali d e olamaz. KUÇUK SüRÜMAR! OKTAY AKBAL Evet Hayır ÜNİVERSAL FR£ZE TEZGÂHI elediye Başkanısmız artık. Üstelik Belediye Meclisinde de çoğunluk partinizde. Tam anlamıyle egemensiniz kentinizin belediyesıne. Kaçacak yer yok. Dıyemezsiniz, ne yapayım üyeler beni baltalıyor, benim çalıjmirr.ı önlüyor! Oysa böylesi daha rahattır, hem Başkan olursunuz, nem de yorulmadan orurursunuz koltuğunuzda! Sarayınızm peiiceresinden bakarsımz, halk duraklarda nasıl birikmiş, dolmuşlann ardından nasıl koşuyor. hele yağmurlu, karlı havalarda nasıl acı bir zevk alıyor bazı şoför arkadaşlar sizin ayakta dikilip taşıt beklemenizdcn. Burnunuzun dibindeki sokaklarda çöp dağ gıbı yığılmış. Çıkıp biraz dolaşjanız göreceksiniz. Hep şaşardım. şu Bay Atabey evinden işine gidip gelirken hiç görmez mi kcntin gerçeklerini dıye. Hiç vapura binmez mi, hiç taksi tutmaz mı. evinin çöpleri ne oiuyor sormaz mı, içtiği süt ne biçimdır öğrenmek istemez mi, su. et, ekmek, daha bir sürü iriü ufaklı dert içindeki kentlinın halini görmez mi?.. Nasıl ilgisiz, kayılsız kalabılir kişi? Hadi. en basitindrn bir örnek vereyım size; şu taksi saatleri Belediye nasıl seyirci kalabilir? Kentlinin her derdi, her sorunu Belediye tarafından benimsenmemeli mi? Bindin bir taksiye, aç desen saati, açan kim, hepsi bozuk! Sözde bozuk! Peki kim salar bu'bozuk saatleri, dai a doğrusu kim yurda getirir para kazanır bu bozuk saatlerle? Her taküinin saati olacak, ama açılmayacak! Niye? Bir Belediye Başkanı bilecck, duyacak, görecek bunu, bana ne diyecek! Biliyorduk Istanbul Belediye Başkanlığına Sayın Ahmet İsvan'ın seçileceğini.. Öyle de oldu. Şimdi CHP Istanbul Belediyesine tam anlamıyle egemendir. Artık Istanbullunun derüeri, sorunları CHP'nin sorumluluğu altındadır. Isvan madem ki halk çoğunluğunun oylarıyle seçıtmiîtir, öyleyse önce halk çoğunluğunun yararını. az gelirli yığınların çıkarını düşünecektir. Büyük yatırjmlar, gösterişli. göz boyamaktan öteye gitmeyen işleri bir süre bir yana itip gündelik yışamın aksayan noktalannı. bozuk yönlerini cözümlem«:k zoıundadır Nedir bunlar? Önce taşıt derdi, sonra çöp derdı, su. süt. elektrik, ekmek, yol sokaklarm pisliği. çukurlar, birikmiş inşaat kalmtıları vb. Bunların düzeltilmesi çok zor şeyler değildır. İjiniyet. istek. çoğunluğun yararını ön piâna almak, betırli çıkar topluİLklarının keyflni kaçırtıcı k a r a r r lardan korkmamak yeter bir takım .olumlu işler yapmaya... Evet, büyük kentlerde belitlı çıkar toplulukları kentlinin yazgısına egemendir. Gangster çetelerine benzor bunlar. Kibar gangsterierdir, adam öldümnezleı, yoi kesraezler, incelikle. kurnazlıkla görürler islerini. Her vere adi.mlarını koyarak, ona buna para yedirerek... Sorumlu kişiier de «banu ne. şu birkaç yıllık görev uğruna ne dive bunca güçlü kişiyle araro ^çılsın» der susar, görmezlikten gelir.. Istarbul dört milyonluk bir kenttir. Halkının büyük bölümü sabah akşam işıne. okuluna. göıevine gidecek gelecek. Neyle? Otobüsle, troleybüsle, vapurla, trenle, dolmuşla, minibüsle. Örneğin şu dolmtışçuluk kadar •keyfı» bir iş yoktur yeryüzünde! İster gider ister g!;mez ister kalkar ister kalkmaz. Sen beklersin o bomboş gelir durur, ya da geçer gider Ne ilgili memur karışır ona. ne başka kimse... Araba benım değil mi. istersem dolmuş yaparım.. Oysa her dolmuş arabası görevli memurlann istedigi yere, istediğı yöne gidebilmek zorunda oîmalıdır. Cağaloğlu'na gitmem. Sirkeci'ye gidfrim, Taksim'e çıkmanı Galatasaray'dan dönerim. Belirli ücreti aldın mı gideceksin oraya. buraya, her yere... Beledİ3'e dolmuşçuluğu bir düzene koymak zorundadır önce... Şoförler Derneğinin yetkilileriyle bu konuyu tartışarak... Taksi saatleri konusunda da böyle: Kaç liradan saat açılacak. kaç metrede kaç lira yazacak saat? Şoförıerin işine gelen nedir, gelmeyen nedir? Bunlar ksrşılıkh görüşülür. bir karara bağlanır. Yurttas bir arabaya bindi mı sonunda kavga mı çıkaracak diye heyecanIanır.a7.' Çöp isi. su işı. süt, bilınem ne bilmem ne hep boyle!.. Gerçekte küçük işler değil bunlar. Belki göstsrişli yapılar, geçitler gibi anıtsal değil, ama şündelik ysşamını sürdüren kentlinin sabahtan akşama dek savaşıdır bunlar, üzüntüsiidür, sıkıntısıdır. Başkan İsvan'nm önce bu «küçük> sorunlann üstune eğilmesini bekliyor kentli... Gerisı, daha sonra... B Özgürlüğün Tadı O ?ece, Çetin Altan, dojTilfnaz konuskanlığı ile özgürlügün tadmı ç ı k a n r k e n , gözlerimin önünde., bir vaz ikindisi, sürglin yeri olan Bodrum'a varan Halikarna<r Balıkçıst'nın 25 k u r u ş aylık kirayla tuttuğu rieniz ker.arındaki evin sofa taşl a n n ı yıkayısı vardı. Mavi Sürgün'de, O v a t Şakir. o akşam üstünü ne içten kelimelerle anlatırdı. Karakoldan karakola teslim edile edi'.e. her vardığı yerde yeniden vola çıkmak için mapusanelerde sürüne sürüne, ikibuçuk ay mı, üç ay mı geçer, hep düşüncesinde o korku: Beni Bodrum'd» kaleyc mi hapsederekler. yoksa buakacaklar mı doeamn kucağında yaşıyayım? Ve kaymakam, Bodrum'a vardıgi ğün, kasabada serbestçe yaşıyabilirsiniz deyip de sahildelc: o evin kiralanmasına yarriım edince. sıvavıp kollarını bacaklannı Balıkçt, kuyudan %e denizden çektigi kova kova sularla. taa ortalık karanncaya kadar döker de dbker «uiân. ytkar da en üstün kaliteen yiiksek verim Fabrika, atetye, tamırhane, kalıphane veya saç işteme tesisleriniz fçin aradığmız hassas, üstün vasıfh ve yüksek verimli tezgâhJar», zengin STANKOIMPORT çeşıdi arastnda muhakkak bulacaksınız. yıkar taşlan... ' ; •j • Sarursınız ki, özgürlügün kirlerini yıkayıri aklatacak..: Çetin de öyle. özgürlüğün kirlerini akıtıyordu konuşarak Bizim İşimiz.. Konuş be kardeşim, konuş be arkadaşım, konus b« dostum! Yazarhğm haysiyetinden. doğrulann söylenmesınden, insanhk görevimizden konuş... Anlıyordum kı, bu b i r ferahlsımadır. b i r öz hesaplaşmadır, bir çeşit tapuımadır. Eşyalarını almak için cezaevine gittiği gün, Doğan'ın ko$arak koguşa gidip bavulunu getirişini bugulu gözlerle anlatıyordu. ö k s ü z gibi kaimıştı Doğan Kologlu içerde ve rüce ^ z a r . nice şair, nic" aytiın şu vaşanası dünyan!n süzelliği uğruna, ömürlerinin birer b ö l ü i ı ü n ü kapatıyorlardı zindanlara. Cao'ın Adana mapusanesinden sesi Relmiyordu ne zamandır. Erdost'lar, Ege'ler sessizce çekiyorlardı cezaterını. Kitap yayımlamak olan cezalarım..., Ççtin. onlarsız dışarda yaşamarun mutsuzluğunu hepımizden fazla du>oıyordu. çünkü içerden geüyordu. Do?ar."ı sanki kurtarmak elimdcvmis d e kurtaramamışım gibi bir duv^u divordu. Bizim işimiz budur. İçeri afmadıklan zaman. içimizdeki mapusanelerde zincirlerimizi şantırdatarak dolaşır dururuz. STANKGIMPDRT MOSKOVASSCB • ÜNİVERSAL FRE2E TEZGÂHLARİ • RAOYAL MATKAPLAR VARGELLER • HİDROÜK SAHH TAŞLAMA TEZGÂHLARJ SlLfNORtK TAŞIAMA TE2GÂHLAR1 • ABKANT PRESLERt YATAY OELME VE FREZELEME TEZGÂHIAR» • TAKIM VE KALIP FREZELERİ • HİDROLİK PLANYALAR • PNÖMATtK ŞAHMERDANLAR • DİŞLİ AZDfRMA FREZELERf • TAKIM 8İLEME TEZGÂHLARl • MEROANE TEZGÂHLARl v.s.v^. HAKKI DEVRİM ve NEZİHE ARAZ yeni bir ansiklopedi hazırladılar: Oerhal tesHm • ttdemede koiaylfk • Bakrm servisi rnuiivı: AİVSİKLOPEDLSİ Bu yayım, HÜRRİYET ve KAYNAK KİTAPLAR işbirligiyle gerçeklesti Memur ve Daktilogral Alınacaktır İstanbul Şubelerimızin iiıtıyacı ıç:n aşagıda beltrtlien ş a r t l a n üaiz kisiler arasından sınavla memur ve dastılograf alınacaktır. A) MEMURLUK ÎÇİN ARANAN ŞARTLAR: a) Use veya Ticaret Lisesi mezunu olmak (Dengi lar Kabul edilmez) b) 18 yaşmı bitırmış. JV yasmı geçmemış oimak. c) Erkek müracaatçılar ıçın HSkerîıginı yapmış , B) DAKTÎLÜORAFLIK İÇİN ARANAN ŞARTLAR: a) En az Ortaokul mezunu olmak b) 18 yaşmı bitirmış, 30 vaşını geçmemis olmaR c) Erkek müracastçılar için. askerliğını yapmış olmak, d) On oarmak usulüyle daktiio vazabılmek Her ikı sınav için d e müracaat edeceklerîn 25.l2.iW7a tarihine kadar diploma vey8 mezunivet öelsesı nüfus hüvivet çüzdanı ve fotograflı bir dilekçe ile şubemi7 PERSONEL servisine şahsen başvurarak sınav sirîs oelselermı atmaian rica olunur. Msmurluk sınavi 26.12.1973. Dakttio^rafiık stnavi 28.12. l ^ S taribinde saat tf.üO da şubemızde I X ZİKA4I İSIANBLL (KAKAKOV) >l HKKİ (Biisın 2T253 104451 DİSTRİBÜTÖRÜ: İSTAN8UIANKARA 19Ş31073 •Ş: . I I I c o (îlâncılık: 4151) 10429 •••••••»•» v T. C. Ziraat Bankası GENEL MÜDURLÜÛÜNDEN B a n k a m u c a Baymdır. Eceabat. Çayırova Gebze, Abana. Tu7paznrı • Bursa, Mardin, Hakkâri, Finike, Bartın, Viranşehir, Domanıç, Bingöl. Haymana, Konya. Bitlis. Yarımca. Söğüı, Beykoz tstanbul. Hacıbektaş, Nusaybin, Aksaray Niğde, Samsun. Yenişehir • Bursa, Kordon Çan a k k a l e . Gelibolu Ycşilırmak • Çarşamba, Balıkpazarı, Milas, Afyon, Kırşehir, Şarkışla, Yozgat, Uşak, Manavgat. Bigaaiç, Bursa, Gürsu • Bursa, Suluova, Eynesil. Ergani, Sanayi Çarşısı • Sıvas. Kurtuluş Istanbul, Tekırdağ, Çayeli, Soğuksu Zonguldak, Kaman, Ardeşen. Çanakkaie. tskenderun, Akçaabat, Kırkağaç. Muğla, Altıparmak Bursa şubelerimize plexc!as örtülü ışıkh reklâm teSİ5İ yaptırılacaktır Bu işe ait umumi ve hususi şartnameler Genel Müö*ürlükte (Halkla llişkiler Müdürlüşünde), I s t a n b u l ' d a : Karaköy ve tzmir'de; tzmir Su'ueleritr.izden alınabilir. Teklifler kapalı zarfla ve sartnamelerde isteniîen belgelerle birlikte 20/12/1973 Perşembe günü saat 12.0O'ye kadar Ankara'da Genel Müdürlük (Halkla llişkiler Müdüriüğüne) tevdı edilecektir Bankamız 2490 sayılı Arttırma. Ekşiltme ve thale Kan u n u n a tabi olmadıöından ih^ılevi toptan veya teker t e k e r yap.p y a p m a m s k t a ve di]ert"iğine vermekte serbeesltir hak Poitada \i<ki olacak gecikmeierden dolayı herhangi bir iddıa edilemez. fBasm: 27533) 10437 * Menkul Satış Ilânı X . MİLANO ? „ « * •* * İSTAN8UL * . * • * • ' & • « •» men (Manajans: 3440)10424 • • İST. 7'NCİ İCRA MEMLRLLGUNDAN: No: 972/7736) Sağlık ve Sosyal Yardım MüdUrlUğünden Cinsi Büyük Tip Baslıklı Boş Oksijen Tüpü Miktan g Adet Muhammen Bedeli Lr. Kr?. 17.600.00 Muvakkat Teminat thale Saati 10.30 * • Mahcuz olup satılmasına k a r a r verilen 40.000. lıra • değerde 7 adet yatak odası • takımı. 1 Gardrop, 1 Kar « yola, 1 Tuvalet, 2 adet • komidin, 1 püf, şilonyer J ve halının birinci satışı < 19/12/1973 günü saat 16 « 16.30 arası Şişli Silahşör J Caddesi No: 47, kat 5 d e sa « Ulacakür. • 8 g o a a a a g • Lr.Krj. 1.320 00 1 tlimiz Devlet Hastanesi ihtiyacı olan yu«anda yazılı Oksüen tüpü kapalı zarf usulu ile eksiltmeye konulmuştur. 2 EVsiltme ve ihale 15.1.1974 Sah günü Çorum Sağlık lacaktır. Müdürlüğünde saat 10.30'da yapı 3 Teklif muhammen bedelden •« nisbetlnje temsil gösierilmek suretiyle verilecektir / 4 Isteklilerin 1973 yılı Ticaret sicil belse.eri ve geçici teminat mektupları ile kanuni şekilrle hszırlayacfklan teklif mektuplarını b e ü r ı gün ve saatierden bir saat evvel makbuz karl komisyona vermeleri, Posladaki geciknelerin kabul olunmayacağı ilân ohınur. (Baın: 117637 10448) • * • • ^ 4 * • 5 t ••••••••••••••••••••• X O gün verilecek bedel muhammen kıymetin 0ıı75'ini bulmazsa ikinci satışı 20.12. 1973 günü aynı yer ve saatte yapılacaktır ve en çok artırana peşin para ile ihale edilecektir Alıcılar adres ve 150 kuruşluk posia pulu gönderdiklerinde şartnamemn b i r sureti adreslenne gönderilecektir. Isteklilerin mezkur gün ve saatte mahallindeki memunımuza müracaatlan ilân olunur. J 4 • * • J (Basın. 86S2 lulııj)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear