26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet BASIN AHLÂK YASASINA ÜTMAÎI TAAHHÜT EDER. Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NAZİME NADİ Sorumlu Yazı Isleri Müdürü: OKTAY KCRTBÖKE Basan ve Yayan: CUMHURÎYET MATBAACILIK ve GAZETECtLÎK T.A.Ş. Cağaloğlu Halkevi S k . N o : 3911 BÜROLAR: ANKARA: Atatürk Bulvan Yener A p t Venisehir Telr 120920 120544 ABONE ve İLÂN Yurl İçi I 3 6 12 Aylık Aylık Ayhk Aylık 22.50 67.50 135. 270 İZMİH, Fevzipasa Buıvarı Afsaruftiu Istıam l'ei: 31231) 24709 GÜNEY Î I İ E H Î , Kuruköprü 34 sokak No. 40 ADANA Tel: 4550 3934 \ url Dışı Adi Poeta 45. 135270.540. Basllk (Maktu) l ve / ncj sayfa ıSantimi) 3 uncu sarfa (Sanîunit 4. 5. 6 ncı sayfa (Santıml) Ntsan Nikâh. Evlenme Dojum Ölüra. Meviid. Tesekküı 15 Sm ) Olüm. Mevlid. Tesekkür 23 iincü (5 Sm.) 35(1 Ltrs 100 7S ıno 150 SAYIS1 75 KURÜŞ Böyle bir ortamda (Baştarafı 1. Sayfada) köy alanlannın uçak kalkış ve inişlerine elverişli olmasma ve bütün başka seferlerin yapümasına rağmen, toplantunıza uçakla yetişebilmenin imkânsız hale gelmesi, olağan sayılamayacak koşullar altında oldu. Akşama kadar bekliyeeeğim; akşam uçak kalkarsa, partünizin Istahbul'da düzenlediği gece eğlencesine yetişerek, hiç değilse o toplantıda bir fcısım partili arkadaşlarınnzla beraber olmaya çalışacağım. CHP'nin siyasal toplantısına yetişemediğim için yapamadığım korıuşmamın özetini demeç olarak basına veriyoruin.» glrişimin en Ust tabakasına» tabsis etme politika»ı ızlemek isteniyor. CHP, özel girişimin sanayi alanında, ihracatta, turizmde teşvikine karşı değildir, fakat özel girişimi teşvik bahanesiyle, Türkiye'nin birkaç tröst arasında parsellenmesine karsıdır. Yapılmak istenen budur. Bu yeni teşvik tedbirtertoden her «anayici, her firma yararlanamsyacalctır. Yatırıma geçme* isteyen halk toplulukları yararlanamayacaktır. Daha çok 5 milyon liranın üstünde, fakat ası) 100 milyon liranın üstünde yatırım yapabilecek güçte olanlar yararlanacaktır. Bu kadar büyük sermayeyi bir araya geürebiîecek olanlara yeni tasarıyla tanınnjak istenen haklar, bagışıklıkJar 10 yıl için geçerli plabilecektir. örnegin bunlar, 10 yıl için, yeni veya ek yatırımlann getireceği kazançlar üzerinden devlet» bir kuruş vergi ödemeyeceklerdir. Geîir vergisi de kurumlar vergisi de ödemeyeceklerdir. Ayrıca yatınmda kullanacakları mallann bir çoğundan istihsal vergisi düsülecektir. Banka va sigorta işlemlerinde vergi, resim ve harç bağışıklığı tanınacaktır. Elemanlanru efitmek gerekçesiyle yurt dışına gönderdikleri zaman, bu amaçla yaptıklanm iteri sUrecekleri masraflar devletçe kendüerlne ödenecektir. Yani bir dar gelirli memur veym işçi, çocuguna ytikselc ögrenim yaptırm»k lsterse devlete her yıl binlerce lira para ödeyecektir. Fakat milyoner, milyarder bir iş adamı yanında çalıştırdığı kimscleri vey» yakınlarmı yurt dısında eğitznek isterse onlann egitlm masrafını devlet karşılayacakür. Ayncm cahştırdıklan personelin yüzde 2'si oranında yabancı personeli serbestçe çalıştırabileceklerdir. Onlara ödeyecekleri pararun da yarısmı devlet karyılayacaktır. Bu büyük firmalara elektrik, halka ve başka isletmelera uygulanandan daha dusük tarifede verilecektir. Bu olajanüstü teşvik tedbirle rinden yararlanabilecek kadar büyük yatınm yapabilecek güçte firmalann çıkaracaklan hisse senetlerini alanlar, bu hi«se senetlerinin getireceği kazanç üzerinden hiçbir geür vsrglsi ödemeyeceklerdir. Ihrac rnallarınds kullanacakları ürünlerden, kamu kuruluslannca üretilehler. Maliyeti ne olursa olsun, bu büyük özel firmalara diinya fiyat ortalaması üzerinden verilecektir. Kendllerine kredi verilebilmesl için devlet bütcesinden özel kaynak aynlacaktır. î ç ve dış «ermaye piyasasından temin edecekleri kay haMar için kendilerine hazine teminatı Bağlanacaktır. Devlet, bu teşvik tedbirlerinden yararlanabilecek kadar güçte firmalann ürettikleri mallann, Artırma ve Eksiltme Kanunu hükümlerine bağlı kalmaksızın «atın alabilecektir. Bir yılda en az 15 milyon lirarun üstünde ihracat yapanlann, kazancından hjı; bir vergi alınmayacaktır. Kendilerine diledikleri kadar döviz tahsis edllecektir. GeTekirse yatırım projelerini bile devlet parasız haarlayacakttr. Bunlar yeni teşvik tedbirlerinden başlıcalandır. Aynca yürürlükteki esM teşvik tedbirleri de işlemeğe devam edecektir. GörülUyor ki, bu tedbirlet da \ ha çok yatınmı değil, çok kaza j nanlarm daha çok kazanmasını teşvik edecek niteUktedir. Bu kanun çıkarsa Türkiye'de artık, çok kazanan çok, az kazanan az vergi ödemeyecek, tersine, çok kazananlar hiç vergi ödemezken az kazananlar daha çok vergi ödeyecektir. Birkaç büyük Holdingin dısında kalan firmalar, teşebbusler ya ezilip gideceklerdir ya da buyüklere teslira olacaklardu*. Devlet gelirleri bUyük ölçüde azalacağı için ya da devlet hizmetlert yapılamayacaktır ya da halkın, esnafın, Kiiriiif ve orta sanaylcinin omuzlanna ta?ıyamayacaklan kadar agır yeni vergiler yükienecektir. Zaten dikkat edilirse bu konudaki eleştirilerimiz için bize karşt saldtn kampanyası açanlar hep zlrvedeki büyük işle^ melerin. sözcüleri veya yakınlandır. Diyorlar ki, birçok batı ülkelerinde de bunlara benzer teşvik tedbirleri varmış. Bu kadannın hiç bir özgür ülkede bulunması söz konusu değfldlr. Kaldı ki, batı ülkelerinde sanayi firmalan ortalama yüzde 5 kâr ederler, bizde ise büyük sanayiciler yüzde 50'nin altında kâra kâr demezler. Gene diyorlar ki, bu gibi tedbirler, Trinidat gibi, Tobago, Senegal gibi Çat veya Kongo gibi Ulkelerde de uygulanırmış. Bunlar yarı sömürge durumlan sürdürülen ülkelerdir. Bu örnekleri ileri sürenler, Çat'daki, Tobago 'daki, Kongo'daki modern sömürü düzenini Türkiyede de kurmak istedıkierini açığa vurmuş oluyorlar. Hiçbir bagımsız ülkede ve demokratik rejimin kuralları içinde halkla yüzyüze geiecek hiçbü parti, büyük sermayeye bu yağma olanağını sağlayamaz. îşin iç yOzü aydınhga çıktıktan sonra, yalnız biz değil, yalnız nalk da değil, en büyük sermaye grup iannın dısında kalan küçüklü büyüklü birçok gerçek sanayiciler bile bu oyuna karşı çıkacaklardır. Böylesine bir yağma imkânını, bir avuç imtiyazlı sermaye grup lanna veren siyasetçiler, ömür leri boyunca, bunun hesabını miliete veremezler... O imtiyazlı gruplann dısında kalan iş adamlanna bile veremezler bunun hesabını.» CHP Genel Başkanı bundan sonra, CHP'nin öngördüğü sana yileşme ve teşvik politikasını ay Fiyatlardaki (Bastarafı ı. Sayfada) Prof. Yalçıntaş, konuşmasma devamla, 1955 yılı sonuna dek ülkemizde 1314 milyon kişiye yeni iş sahası açüması gerektiği ko nusuna değinerek, «Oysa, yeni planda istihdam sorununa bir bölüm bile ayrılmamısür. Dönem basındaki issizlik, dönem sonunda daha da artacaktır» demistir. Yalçıntas, yüzde 38 oranında öngörülen marjinal tasarruf oranının da gerçekte çok yüksek olduğunu öne sürmüş, bu öngörüyü gerçekleştirecek mekanizmanın ge listirilmediğini ifade etmiştir. Konferansın üçüncü konujmasını yapan Dr. Emre Gönensay, Üçüncü Beş Yülık Planın bütünü ile bir verimlilik kavramuu getirmediğini ve yeni bürokratik kararlara yol açacağuu söylemiştir. 1973 yılında özel sektör kesiminin görev ve sorumluluklan konulu bir konusma yapan Istanbul Sanayi Odası Başkanı Ertuğrul Soysal ise, bugünkü Türk müte şebbisinin halkı ihmal pahasma saltanatm sürdürülemeyeceği biüncine vardığını belirterek, «Ülkemizde sanayii teşvik kararlanna karşı çıkarlar var. Bunlann başında CHP Genel Başkanı Bülent Eeevit de bulunmaktadır. Oysa, şunu hatırlatmak isterim ki, halen uygulanmakta olan teşvik tedbirleri gelişmis ülkelerinkinden daha azdır. Ve mevcut teşvik ted birleri de sayın Bülent Ecevit'in Çalışma Bakanlığı döneminde alınmış kararlardır. Öte yandan yeni planda yapılan tariflerle kamu sektörünün yararlı olmadığı be lirtümekte, ancak yine de bu kesime ağırlık vcrümek istenmekte dir. Bizim, özel sektör olarak istodiğimiz ulufe değil, sadece çalıiabüeceğimiz olanaklardır.» Daha sonra söz alan Demokratik Parti Genel Baskanı Ferruh Bozbeyli, 1973 yıhnın Türkiye için önemine değinerek, Cumhurbaşkanlığı, genel ve mahalli çunlerin hep bu yü içinde yapılacağını söylemis, sanayii teşvik tedbirlerinin arttınlmasını istemistir. Bozbeyli, aynca ucuz ve zorlamasız kredi kaynaklan kurulmasını, sermaye piyasası ka nununun öncelik kazanmasını iste nüf, Kurumlar Vergisini arttırmanın ülke aleyhine olacağmı öne «ürmüstür. Bozbeyli konusmasuıda özel sek töre ağırlık verilmesini de önerraiş, «Kısa (ürede gelen toplu söz lesmelerin sanayici üzerinde doğurduğu sinir gergjnliklerini asgariye indirici tedbirler geürilme lidir» demistir. Daha sonra Cumhuriyetçi Parti Genel Baskanı Kemal Satır söz abnıs, «Özel kesim emniyet, imVân, e|itlik ister. Bu sartlar tahakkuk etmezse özeî sektörden beklenenler de tahakkuk etmez. Kalkınmamız, karma ekonomi dü zenine bağlandığmdan, sektörlerden birine tukaka demek, başansızlığa yol açar. Aynca, sanayi cilerin bugünkü bürokratik sistemlerden yakınmalan da yerindedir» demistir. Millî Güven Partisi Genel Başkanı Prof. Turhan Feyzioğlu ise hür teşebbüsü bir nevi Nuhun Gemisine benzeterek şöyle demis tir: «Hür tesebbüs Nuh gemisi sayüabilir. Çünkü onun olmadıgı, her nimetin siyasi hükümet tarafından dağıtıldığı yerde, yani hür teşebbüsün battığı yerde diğer bütün hürriyetler de batar. Bugün artık Türk sanayicisinin ve iş adamının siyasî istikrar ve güvene Ihöyacı vardır.» Demeğin yeni dönem yöneticiIeri seçimini eski yöneticiler kazanmışlardır. Sayıma göre Türk Sanayicileri ve İş Adamları Dernegi yürütme kurulu şu kişilerden oluşmuştur. Pteyyaz Berker, Can Kıraç, Ergun Başkan, Korkut Beriker, Oğuz Dağdelen, Muzaffer Gazioğlu, Melih ö n k a t , Selçuk Yaşar. StYASÎ HAK <Rastarafı l. Sayfada) Anayasa değişikliği ile birleşmesi için bir sebep mevcut değildir. Eski DPIİlerin siyasi haklanmn verilmesi konusunda partilerin pek farkı yok. Hepsi istiyor, aslında siyasî affm esasına kimse karşı değil. Hatta Silâhlı Kuvvetler de karsı, degil, Insanî yönüyle. Ama, zamanı iyi seçilmemiştir.» sonra, basın lehinde bazı kararlar almdı. Basını tehdit eden her hanei bir kanun çıkmadı. Ne oldu basına? Kâğıdını alabiliyor. Mürekkebini alabiliyor, yazabiliyor, her türlü yardımı göriiyor.» Başbakan, son yıllarda en fazla gazetecinin tJtuklandığı ve yargılandığı dönemde bulunulduğuna dair iddialara ilişkin bir soruva da şu cevabı vermiştir: «Gazeteciliklerinden dolayı değil, yani o sıfatlan dolayısiyle değil sanıyorum. Şimdi siz gazetecisiniz. Ama gider, bir adamı öldürürseniz, bu kimse gazeteci idi, diye cezalandırmıyalım, denebilir mi? Zannediyorum, haklarında takibat yapılanların cofu, pazetecilik suçlanndan değil. baska suçlardandır. Degil mi?» Başbakan bazı gazetecilerin fikir suçundan ötürü cezalandınldıgı yolundaki iddialarla ilgili bir soruyu da cevaplandınrken, şöyle devam etmiştir: «Şimdi fikir suçunda anlaşalım. Fikir suçu deyince. yani yazar her yazdığında serbest mi olmalı? Rahathkla hakaret etmeli, sövmeli, ondan sonra da ne yapayım ben gazeteciyim, demeli mi? Bu, fikir suçudur dlyebilir misiniz?»' Başkalannın serefiyle oynamalı, diyebilir misiniz? Bir memleketin rejiminin temeline, yazarak dinamit koymalı. bu, fikir sucu mu diyeceksiniz? Sonra bunlar yeni değil. Bunları suç sayan kanunlar, bugünün kanunlan da değil. Komönizmi bizim Anayasa yasaklamış Bir basın mensubu gazeteainde. broşüründe, kitabmda komCnlzm propagandası yapars». bu fikir suçu mu diyeeeğiz. Bunu yasaklayan benlm Anayasam... Dün bir minetvekiU MeelisHe bahsetmij. Bunian eezalandıran eskî kanunlar. CHP iktidan zamanmda kabul edilmis kanunlar Ben yapmadım ki, Ferit Melen suçlu olsun bundan.» 'asl 14 milyon kişiye iş Hukuk Devieti (Basmakaleden devam) garlığına yaluşır bir anlayışla hazırlanması, «fikir suçu» diye uyrar filkelerde çoktan tarihe kanşnus bir deyimden gfiç alınarak yazarlara, çizerlere, duşünürlere nygulandığına sık sık tanık oldnğnmuz yasa maddelerinin kaldınlması gerekmektedir. Barolar Birliği'nin 6. Genel Knrnl toplantısında bu konnlar flrerine sayın hnkukçalanra» bakalım ne diyeeekler! Maraş'ta ögretmen drarrı (Baştararı !. Sayfada) Arzulanna boyun egmediğiniz gün, menfaatlerine karşı bir davramşm içine girdiğiniz gün süriim süriim süriinürsünüz. Tıpkı gözaltuıa alınan öğretmenler gibi, öfrneciler gibi.. Örneğin, siz bir ögretmensıniz. Bu kutsal görevinisd tam bir dürüstluk anlayışı içinde sürdürmeye çalışıyorsunuz, Atatürkçü bir görüşle Cumhuriyet Ukelerine bağlı bir aydmsuıız. Ve taviz vermiyorsunuz hatıra gönüle.. Çirkin politikacının ve onun işbirlikçileri olan gericinin, nurcu yobazuı şerrinden kurtaramazsmız kendinizi. Ve en acısı destek beklediginia yanınızdü olacağına inandığınız amirlerinizden idarecilerinizden de ıki küreginizin ortasına birer hançer yersinia. Tıpkı Maraşta oldugu gibi. Maraş'tan kaçan kaçana Mustafa'nın babası HüsnU beyi Maraş'ta herkes tanır. Herkes tanır ama herkes sevmiyonnuş demek ki. Sebebi ise malum. Hüsnü bey. gerici değil, Hüsnü bey yobaz degil v» hele el etek öpen dalkavuklardan hiç değil Böyle olmayınca da simşekleri Uzerine çekmiş tabi. Fırsat bulunca da can evinden vurmuslar Hüsnü beyi. Mustafa'sına yapılanlar onun için bUvük bir darDe olmuş. Ve şimdi Hllsnü bey Maraş'ı terke hazırlanıyor evcek «Bir grup yobaz nurcu drtt ptıvor «»nrsi'ts YılInrrtenbPrt kimsede huzur bırakmadılar bunlar. Kendilerine raro olmay3n memur olsun, işçi olsun, esnaf olsun menfaatlerine alet olmayan herkesi lekeliyor, yıpratıyor ve sindirmeye çalışıyorlar. Maraştaki aydın, dürüst ve namuslu vatandaş devamlı olarak bunlann baskısı altında. Bu yüzden kimse durmuyor Maraş' ta herkes fırsat buldugu en kısa zaman içinde terkediyor bu rayı. Biz de gideceğiz. Hazırlık yapıyoruz. Mustafa'ya bir dülckân açtık Antep'te Ne yapalım baska çaremiz yok. Bizirn gücümüz yetmiyor bunlarla uğra*mak için. Daha do&rusu onlann seviyesine inemiyoruz Onlann silâhlan ile mücadele etmeye tenezzül etmîyoruz.» diye dert yanıyordu HUsnü Yüzbasıoflu . Hüsnü beyin. Mustafa'nın, Enver Çam"ın yanından blr sürü kanşık duygular Içinde aynhycrum. Tam kapıdan çıkacakkrn Mustafa'nın tatlı sesi kulaklanmda yeniden yankılanıyor: «Biliyordum Cumhuriyet'in bizimle ilgileneceğini Bu haksulığa parmak basacağını biliyor ve bekHyordum. » Sıkıvönetlm ve basın Başbakan Melen, basın özgürlil ğü konusunun son günlerde Meo lis kürsüsüne getirilmesi ve bir gazetenin Adana ve Hatay illerinde yasaklanması uzerine fikrini soran gazetecilere sunlan söylemiştir: «Biz. hükümet programımızda basın özgürlüğü hakkındaki görüşlerimizi açıkça beyan ettik. Bir seyi gözden kaçırmamak lâzım: Sıkıyönetim var bazı illerimizde. Sıkıyönetim, adı üzerin6"e, bazı hürriyetleri gerektiği zaman kısma imkânı veren bir müessesedir. Kanunî müessesedir. Anayasa müessesesidir. Onun için biriki tedbir ahndı diye, hemen, basm hürriyeti Türkiye'de yokedildi, kaldınldı seklinde bir iddiayı ortaya atmakla insan haklı olraaz. Son olayd'a bana intikal eden bilgi şudur: Sebebini araştırdım. Operasyon devam ederken, bu haberin orada çıkan eazetelerde yazılmamaa istenmiş. operasyona zarar verir, anarsistler faydalanabilir düşüncesiyle öteki gazeteler yazmamış. Veya hiç olmazsa, oraya giJen nüshalanna koymamışlar. Ama o gazete, bu dikkati göstermemis, ondan olmus. Bana intikal eden bilgi bu, ama, ötekiler de, hayır bize bu ihtar olmadı. demektedirler. Hangisi doğrudur, bilmiyorum.» Başbakan. «Bugün Türkiye'de tam anlamıyle bir basın hürriyeti var mıdır?» sorusuna da şu . cevabı vermistir: «Bugün dediginiz, kanunda. rejimde bir degişikltk var mıdır? Kanuni rejinıde yani basın kanunumuzda, ceza kaııunumuzda, anayasamızda. basın hürriyeti bakımından geriye götürücü herhangi bir değişiklik olmuş mudur? Olmadığına göre, basın hürriyeti vardır. Ama dediğim gibi, sıkıyönetim tatbikab, mevcut olduğunu da unutma yalım. Bu geçicidir. Sıkıyönetimin devamı süresince. devam edecektir ve sıkıyönetim de, bu memlekette hürriyetleri ortadan kaldırma için değil, bilâkis, hürriyefiere kasdetmiş olanlan cezalandırmak için ortadadır. Bu, demokratik rejimi (füçlendirmek, kuvvettendirmek içindir. Onun İçin ilân edilmiştir. Tatbikatj da Elde uçak yokmuş THY Uçuş Plânlama Uzmanlığı ise, yaptığı açıklamada CHP Genel Başkaru Bülent Ecevit'i Ankara'dan IstanbuTa götürecek uçağin. «kasıtlı» değil, «Elde uçak olmaması teknik nedeniyle kaldınUmadi#uu» bildırmışlerdir. NADİR NADt Ecevit'in konuşması CHP Genel Baskanı, ancak saat 16 15de uçakla Istanbul'a gelmiş ve partisinin «Büyük örgüt Toplantısımın yapıldığı gazinoya gelerek Ankara'da demeç olarak verdiği komışmasını yapmıştır. Eeevit, konuşmasında rejim sonınlanna değinirken, şöyle demiştir: «Seçimsiz demokrasi olmaz. Fakat sadece seçimle de demokrasi olmaz. Gerçekten demokratik «eçimler ancak bazı czgürlüklerin tam islediği bir ortamda söz konusu olabilir. Oysa simdi ünivertitelerin teıl kısıltnak isteniyor, demekieria toplum lorunlanyle ilgilenmesi (»iyaset yasak) bahaneflyle önlenmek isteniyor, olaganüstü mah Ege Üreticiler Kurulta/ı bugün toplanıyor MANtSA Ikind Ege Oretl ciler Kurultayı bugün Mamsa'da yapılacaktır. Birtncı Oreüciler Kurultayı YUrüttDe Kurulu Başkanı Menmet Ab Orta, dün bir açıklama yaparak, «Tekel'in tütünde destekleme alımlarını tam anlamıyle yürütebilmesl için Bakanlık emrine 1. mllyar Ura verilmesi gereklidir» demistlr Tücoann böyle bir chırum ka^ şısında tütün Uretlcisini ezemeyeceğini bildiren Menmet Ali Orta şöyle konuşmuştur: «Tekel Bakanlığı destekleme alırruan için 1 milyar lira ayırdığı taktirde, Uretıcl bu yıl emeğinin karşılığını alacaktır. Çünkü Tekel'de para olduğunu gören tücc3r düsük fiyatla tütün almayacaktır. Böylece tütün yok fiyitına satılmayacaktır.» Mustafa'nın öyküsü Mustafa Yüzbaşıoğlu'nu tanımazsınız. Ben de tanımıyordum. Maraşta karakola almanların, işkence görenlerin arasuıdaydı Kendisini görmeye gittiğimde yoktu. Babasına ait fotofraf atelyesinde otururken tesadüfen geldi. Tanıştık. Otaydan sonra Gaziantep'e gitmiş Mustafa Yeni Useyl biürmiş gencecik bir delllıanlıydı. Onu da karakola almışlardı bir gece. «Karakolda bizi falakaya yatınyor, dövüyorlar, göğsümüzü tek meliyorlardı. öfretmenler, öğrenciler ve başka sivtller de vardı. ögretmenlere dokunmuyor biz gençieri sira ile alıp dövmeye götürüyorlardı. Dayak esnasında bize daha önce hazırlaıımış biribirimizi suçlayıcı Ü"adeler imzalatılmak isteniyordu. Yap madığımız, işlemediğimiz bir suçu itiraf etmeyisimiz ise polisleri sinirlendiriyordu. Oç gece kaldık nezarette hiç kimse ile. en yakmlanmızın, polislere bizi görmek için yalvardlklannı duyuyor kahroluyorduk. Ben, kalfamız Enver Çam, öğrencilerden Kurettin Çivici. tekstil işçi r si Nurettin Akçul en çok dayak yiyenlerdendik. îçimize bir de Sanat Enstitüsü öğrencisi blr Renci ajan olarak sokmuşlardı Polisler ona iltifat ediyor yemek getiriyor parasını kendileri veriyorlardı. Hatta son gün ona para bile verdiler.» fcemeler kurulmak, hatta seçime Bikıyönetim mahkemeleriyle gidilmek isteniyor, TBMM üyesi lşçi llderlerinin bile düşünce özgürlüğü baskı altına ahnıyor, dergiler, gazeteler sorgusuz nualıiz kapatıhyor. Seçimlere böyle bir ortamda gidilirıe, açıkça löylemek gerekir M, seçimlere gölge düsürülmüş olacaktır. Son gürvlerde dergi ve. gazete kapatmanın bazı ilginç örneklerini gördük. Bir haftahk dergi bir süre için herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin kapatıldı. Türkiye'nin en büyük gazetelerinden biri ise, resmi makamların bizzat açıkladığı ve devlet radyosunun büe yaymladığı bir haberi verdi diye kapatıldı. Demokrasiyi kurtarmak istiyorsak hepimiz birbirimizin 8zgürlüğüne sahip çıkmalıyu. Kendi düîüncelerimize karşı olanlarm bile düsünce özgürlüğüne sahip çıkmalıyız. Böyle yapmazsalt bir suskun toplum oltfr çıkanz. Denebilir ki hüzur için, banş fçin, millî birlik için katlanmak gerekir bütün bunlara.. Fakat bir toplum u susturarak sağlanacak huzur, demokrasiyi yaşatabilecek buzur değildir.. Herkesi rindirerek, özgürlükleri kısarak sağlanacak banş, demokratik banj değildir.. Hele bütün dOşünceleri bir kalıba dökerek kunıiacak bir reiimin demokrariyle hlçbir fliçiği olamaz°.« Eeevit, Türk halkının da. Türk Ordusunun da demokrasi istediğini ve halk yaranna, toplum yararına reformlar istediğini fakat gerçek demokrasiden uzakîaşüdıkça böyle reformlar yapılamıyacaeını ileri surmüs ve demokrasiden bir ölçüde uzaklaşılan bir reiimde toplum yaranna reformlar şöyle dursun, tam tersi yönde adımlar atmanm kolaylaştığını belirtmiıtir. Bıma bir örnek olarak Eeevit, bu dönemde. sözde «Reform Hükümeti» tarafından yüksek öerenimin paralı yapılmak istendiğini, oysa demokrasinin tam işlediği bir' ortamda en tutucu bir parti llrtidarmın bile böyle bir şeye cüret «demlyecegini söylemiştir. Seçimler yılı EcevıYi (Baştaran l. Sayfada) «Şimdi halkın önüne daha açık almla çıkıyoruz» demistir. Istanbul örgütünden bugüne ka dar 700 kisinin aynldığını, buna karşılık 11.955 kisinin kaydedildiğini, böylece üye sayısının 57 bin 937'ye yükseldiğini de »özlerine ekleyen Topuz, Istanbul sorunlannm çözümlenmemesine tek sebep olarak Belediye Başkamnı göstermistir. Topuz, bu arada, «Is tanbul'da Belediye Başkanı »ekil olarak var, fiiliyatta yok» demis ve Belediyede yardım adı «ltında rüsvet almdığı iddiasını tekrarlamıştır. Ü Başkanı, öteden beri kullanılan «Para venneden, rüsvet venneden Belediyeden iş gecmez» sözünün şu anda «Yardımda bulun, işini yaptır. şekline döndüğünü belirtmis ve »UBları sövlemiştir: Planh, programlı çalışma fle mahalli hizmetler aksamadan yü rür. Bugün Istanbul, susuz, elektriksiz, kanalsız, hatta tasıtsız kahna tehlikesi ile karşı karşıyadır. Buna kim çözüm yolu bulacaktır. Belediye Başkanı var mıdır? Vardır ama sekil olarak. Ona iş yaptırabilmek için yardım adı altında rüsvet vermek lâzımdır. Nitekim Taksimde, Eftalipus Kıraathanesinin imar durumu için kendisine 200 bin lira verilmiştir. Sorduk ne yaptuı bu parayı diye. Verdiği cevaba bakın Hilton Ue Divan otelinin arasmdaki yolu yaptırmış. Geri kalan 100 bin liranın hesabı yok. Buna benzer 15 milyon lira toplanmış. Bize güvenln, kanunsuz uygulamalar, sizlerin gözü önüne getirilecektir.» îl Başkanı sözlerinin son bölümünde Istanbul'da 60 bin kaçak inşaat bulundugunu, ancak gecekondusuna b!r göz ilâve eden fakir vatandaşın yapısının yıkıldığını, Harbiyedeki büyük bir otelin giriş katının bile kaçak yapılmasına göz vumulduğunu ileri sürmüş ve sözünü şöyle tamamlamıştır: (Ahlaklı yönetici kadrosu bu gidişe son verebilir. 1973 yılında halk bize bu yetkiyi verecektir.» Î A B I N : Maraş Lisesinin durumu Nuh Gemisi o :&tikamettedir.. ./ ,".','.'.' Basına kolaylık Başbakan daha sonra söyle konuşmustur: «Daima bunu söylüyorum. Basın hürriyeti kalktı, deniyor. Kim ne yapmış basına? Bilâkis, bundan evvelki hükümet zamanmda s kâğıt, mürekkep, PTT mevzula i nnda basına kolaylıklar gösteren kararlar alınmıstır. 12 Marttan Kodamanogia (Bastarafı 1. Sayfada) lanydı. Ticaret Bakanı Talu'nun da orada bulundugunu. beraber yemek viyeceklerini söyledi, beni de dâvet etti. Saat 19 sulannda Büyükelçi ve eşi, elçüik erkanı ve eşleriyle birlikte bir lokantaya gittik. trfan Solmazer orada. bir başka masada oturuyordu. Beni karşıladı. hattâ buyur etmek istedi. tcabet etmedim. Başka masaya oturduk. Kendisiyle bunun dısında bir temasım. görüşmem Kodamanoflu'nun bu sözleri üzerine, CHP'ü Hakkı Gökçe, «Meclis'te neden böyle açıklamadmız durumu. Adi bir iftira dediniz. Oysa. göriişmüşsünüz. Bu nu o zaman itiraf et*eydiniz, ben de burada size soru yöneltmezdim» demistir. Başkan Nedimoğ lu, Gökçe'ye müdahalede bulunmuştur. Seçimler Mustafaya, «Peki senin ne suçun vardı Neden karakola aldıklannı söylemedller mi?» diye Millî Eğitim Bakanlığına bağlı sorduğumda. Yüzünde a a ve ve yabancı dille öğretim yapan man3lı bir pülUmseme dolastı. okullara ginnek isteyen adaylaaSebep mi? sebep işte bu. Derm kayıtları yarın baslayacak ve niz Gezmiş'e benziyormuî.» 31 Ocak'ta sona erecekür. Mustafanın gösterdiği duvara Eieme smavlannm ilki 16 Nibakıyorum san 1973 Pazartesı günü ilçelerde llköğretim Müdürlerinin başkan , Sivahbeyaz, sakallı t)ir gencin artistik bir portresi. Duvarlığında Jturulacak komfsroh' deda çaküı duruyerdu. Yıllardannetiminde y'apüacakUr! ftıncl sınav ise 2 Temmuz 1973 Pazartesi beri oradaymış. Hele Deniz Gezm i ş i e hiç mi hiç ilgisi yok Hagünü yabancı dille ögrenim yani suç delili olsa alıp götürmepan okullarda olacak ve buna ilk leri lâzım diye düsünüyorum. i elemeyi kazanan öğrenciler alıDokunmamışlar. HSlâ asılı. ! nacaktır. Geçen yülara göre Milli Eği j Mustafa Yüzbasıoğlu'nun ko> tim Bakanhğının bu konudaki nuşmalannı arada kalfalan Entebligatının bir ay gecikmesi ve ver Çam da tamamlryor. Onu kayıt süresi içine Kurban Bayda Mustafa Ue beraber bir gece ramı tatilinin de girmis bulunevinden almış götürmüşler ona masından doğan süre kısahğu öğ: da, «sen DevGenç için para toprenci velileri arasında telas yaluyorsun» demi$ler ve lskence ratmıstır. yapmışlar. «Olmayan bir »eyi Itillgililer, 19701971 ders ydında raf ettirmeye çalışıyorlardı. A4«800 öğrencinin 19711972 ders ma asıl amaçlan biz değildik senesinde de 57500 öğrencinin işbun'i açıkça belli ediyorlardı potirak ettiğini belirterek bu yılki lisler. ÇUnkü. bizi bir lsnatla imtihanlara 16 Nisan 1973 günü korkutuyoT daha çok öğretmen70.000 civarında öğrencinin istirak lerin aleyninde düzenlenmiş ifaedeceğini, neticelerin Ankara'da deleri bize imzalatmak istiyorelektronik beyinle tespit edilerek lardı.» Diyordu Enver Çarn. ancak Haziran ayının ilk haftası içinde üân edilebileceğini ifade etmektedirler. Yabancı dille öğretim yapan okullara aday kaydı başhyor Bir sendikacı daha gözaltına almdı Türk Deniz Ulaş İş Federasyonu Başkanı Feridun Şakir Öğünç'un yaralanması olayına adı kanşan Osman Kocaman da dün polis tarafından yakalanmıştır. Diğer sarukların yakalanıp tutuklandüclan sırada seferde bulunan «Karadeniz» vapurunda gemici olarak bulunan Osman Kocaman, geminin dün Güney ve Kuzey Akdeniz seferinden Istan bul'a dönmesi üzerine ele geçirilmistir. Thalidomide (Bastarafı l. Sayfada) tutannı, kamuoyunun muazzam baskısı karşısındn bır hayli yük selterek 20 milyon sterline yaklasık 800 milyon TL. çıkarmıştır. Tazminat, Thauaomıde uâcınuı kurbanı olan koısuz. bacaksız veya elsiz M2 çocuğun ailesı arasında paylaşılacaktır Thalidomide, bundan 10 yü önce piyasaya cürüldüğü vakit, özellikle hamile olan kadmıar ta rafından teskin edici ilâç olarak loülanıimıstı. Ancak sonradan bu ilâcın, hamile tcadınlarda tamamen aksi bir etkı yapuğı ve dünyaya gelen çocukların tamaraa yakın kısmının uzuvsuz oldugu göriümüştür. Thalidomide Kurbanlanna Batı Avrupa'nın bütün Ueri ülkelerinde rastlamak mümkündür. • DlstiUers» şlrketı, uzuvsuz doğan bebeklerin ailelerlnce sekiz yıl kadar önce açılan tazminat davasını ilk başlarda pek umursamamış, ancak sonradan gerek parlamentonun, gerek basının ve gerekse tnınlia kamuoyunun muazzam baskısı karşısmda yüklü bir tazminat vermeye razı ohnuştur. (aa.) Maraş olayının Eeevit, bir başka ömek olarak da yeni kânunlaştınlmak istcnen y a ö n m tcşvilt tedbirleri tizerinde durmuştur. Partteinin, özel sektör devlet sektörü «yınmı yapılmaksran sanayi yatınnüannın teşviki lcta birçok tedbirlere taraftar olduğunu. hatta yürürlükteki teşvik tedbirlerini bazı bakrmlardan yetersiz btıldugunu belirttikten Bonrs çöyle devam etmiîtir: : «Fakat şimdi, yetersizlikleri r\ \ derme görüntüsü altında, Türki . ye'nin olanaklannı, kaynaklan» ru, halkın tasarruflannı, geniş anlarrayle özel girişime ve «özel Üstim başanlı (BaftsTafı X. SaTfsds) Genelkunnay Genel SekTeterli*inden yapılan açıklamaya göre, yüksek Askerî Şura, çalışmalanru dün saat 13.30'da tamamlamış ve bilhassa hizmetlerinde başan gösteren subaylann er ken yükselmelerini sağlaraak üzere 926 sayüı Türk Silâhll Kuvvetleri Personel Kanunu'na yeni hükümler eklenmesine karar vermiştir. Yüksek Askerî Şura çahşmal a n ile ilgili olarak Genelkurmay Genel Sekreterliğinc» yapılan açıklama aynen şoyledir. Açıklama «Yüksek Askerî Şura, 5 Ocak 1973 günü Cuma saat 09.30'da Başbakan Ferit Melen'in başkan i lığmda toplanarak güncfeminde bulunan sorunlan görüşmüş, ve 6 Ocak 1973 Cumartesi günü saat 13.30'da toplantısım sona erdirmiştir. Bu toplantıda, subay ve assubaylarla ilgili olarak meydana gelraiş bazı önemll mağduriyetlerin izale edilmesi, hizmctlerinde üstün başan gösterenlere erken yükselme ımkânları verilmesi ve aksaklığı tesbit olunan bazı hükümlerin düzeltilmesi gibi hususlar müzakere olunalak karara bağlanmıştır.» I ! nntilanyle anlatmıştır. (Bastarafı 1. Sayfada) Istanbul Ticaret Odası BaşkaBir süreden beri. Calışma Genı Behçet Osmanağaoğlu, «Eğitim nel Müdürü Çetin Ziyalan'ın bascilerünizin fildişi kuleden çıkakanlığında toplanan «Tanm ve rak, cemiyetimizin ihtiyaçlannı Orman tşyerleri Asgarî Ücret yerinde görmeleri zaruridir. AnTesbit Komisyonu>nun çalışmalacak bu suretle eğitim sistemini rma ilişkin sonılarımızı cevapcemiyetin ihtiyaçlarına ve icaplandıran Çalışma Bakanı Uzunlanna göre tanzim edebiUrler» de er, hükümet projesinin incelenmiştir. mesi için Komisyon üyelerinin Istanbul Ticaret Odasının dümehil talebtnde bulunduklannı, zenlediği, «Meslek seçimine rehbu nedenle de toplantıya bayram berlik konferanslan.nın dokusonrasına kadar ara verildiğini zuncu döneminm başlaması nebildinrüştir. deniyle, Istanbul liseleri müdüra.a. muhabirine bilgi veren Çaleri Ue isadamlarının katüdığı toplantıda konuşan Osmanağaoğ | lışma Bakanı Ali Rıza Uzuner, lu, sanayi alanında gelişme hı | Türkiye'de ilk defa tesbit edilezınm sürmesi için çeşitli dal i cek olan bu tür asgarî ücret sisteminden, tanm ve orman isyerlarda geniş teknik kadroya ihlerinde çalışan bir milyona yakın tiyaç olduğuna değinmiş, Türki yurttaşm yararlanacağını ifade ye'nin kalkınmasını sağlayacak etmiştir. faktörün para ve maddî kaynak olmadığını, kalkınmayı gerçekleş tirecek tek faktörün insan unsu ru olduğunu söylemiştir. Toplantıya; Vali Vefa Poyraz, (Bastarafı 3. Sayfada) Belediye Başkanı Dr. Fahri AVersay bahçesindeki havuz ve tabey ve Millî Eğitim Müdürü kamambert peyniri ile sınırlanaAli Yalkın da katümışlardır. maz. Hâkim Kendinizi tariht bir anıt olarak mı görüyorsunuz? Polnareff Fransa'nın sadece tarihi zaferleri yoktur. Hâkim Afişteki fotoğrafınız edep=ızceydi KAHtBE Kahire'den bilPolnareff Ben böyle düşündirildiğine göre, Kur'anı Ke müyorum. rim'in köylerde öğrenilmesini teş Hâkim Çünkü siz kendinizi vik amaciyle hazırlanan bir ka söremiyorsumız. nun tasarısı, yakmda Ulusal Mec lise sunulacaktır. Bu duruşmayı bize uygulasak, Bu tasanya göre, Kur'anı Ke kim hâkim kim Polnareff olur rim'i hıfz eden herkesin asker kp«tiremiyoruz. Ama hepimizin lik süresinde, lise ya da üniver hiraz Haha dikkatli olmamiz şartsite mezunlannınki kadar indirim tır. yapılacaktır. Mısır'da normal as MEHMETBARLAS kerUk süresi üç yüdır. (aa.) i «Kalkınmayı sağlayacak tek kaynak, insan unsurudur» FRANSIZ HİPPJ KIZ 110 GRAM ESRARLA ATİNAYA GİDERKEN YAKALANDI THA uçagı ile Atina'ya gitmek üzere Yeşilköy Hava Limamna gelen Legandi Janine Monique (25) adında bir Fransız hippi kız 110 gram esrarla yakalanmıştır. Muayeneden geçtikten sonra uçağa binmek Uzere olan Legandi Janine Monique'nin durumu şüp heli göriümuş ve yeniden arânmıştır. Arama sonucu iddiaya göre, toz esrar ele geçirilmistir. Yakalanan Fransıs kızı gözaltına aunmıştır. (Bnstarafı l. Kavfada) huriyet Ortaokulu Sosyal Bilgiler Öğretmeni Sami Oran, Maraş Mer kez Ortaokulu Sosyal Bilgiler ö ğ retmeni thsan Kutlu ile Ali Doğan, Musa Temür, Hilmi Yıldınm, Nurettin Çivici, Ali Kılınç adlı lise öğrencileri ve sivillerden de Mustafa Yüzbasıoğlu, Enver Çam ile Nurettin Akçul adlı flç jenç, polis tarafından yakalanarak göz altına alınmışlardır. Senatör Bayhan'm (Bastarafı 1. Sayfada) rara bağlandığuu ısraria belirtmektedirler. Öte yandan sanık senatör taraftndan Türkiyeye lade edilmesi yolunda yapılan başvurunun, ancak hüküm giymesinden sonra söz konusu edilebileceği bildirilmektedir. Fransız kanunlanna göre, mahkeme öncesi böyle bir yolun düşünülmesi mümkün değildir. Ancak TCK'nun ilgili mad desi, cezanın Infazı için «Mütekabiliyet esası.na göre iadeyi öngörmektedir. Ancak, Fransız adlî makamlannm bu konudaki tutumunun ne olabUeceği kestirilememektedir. Bir milyon Üstündağ'ın konuşması İhbar mektubu öğretmen ve öğrenciler imzasız bir ihbar mektubu üzerine gözaltına alınmış, çoğu 50 saat kadar tutulmuşlar ve eşleri ile bile pörüştürülmemişlerdir. Gözaltında tutuldukları süre içinde iddiaya göre bazı öğrencilere ve sivillere çeşitli işkenceler yapılmış, lise müdürü ile öçretmenler aleyhinde daha önce hazırlanmış «uçlayıcı ifadeler imzalatılmak istenmiştir. 28 Ekim 1972 günu sabahma kadar gözaltmda tutulan öğretmen ve öğrenciler o gün göreve başlayan yeni Cumhuriyet Savcısı Celâl Nuri Mimaroğlu'nun müdahalesi Ue Adliyeye sevkedilmiş, burada yapılan incelemede «DSvanm Memurin Muhakemat Kanunu kapsamma girdiği» anlaşılarak serbest bırakılmalanna karar verilmiş ve dosya îl tdare Ku ruluna gönderilmiştir. Ne var ki o tarihten beri Vilâyetçe ineelemeye alman dosya hakkındaki işIem aradan 2 ayı aşkın bir zaman geçmiş olmasma rağmen tamamlanamamıştır. Bu arada Milll Eğitim Bakanhğmca da idarî kovuşturma açılmıs ve bazı müfettişler Maraş'a gelerek incelemelerde bulunduktan sonra aynlmışlardır. Dünyada bugün Mısır'da hafızların askerlik süresi indirilecek CHP Genel Sekreter Yarduncısı Mustafa Üstündağda yaptığı konuşmada, reformlar üzerinde durmuş, reformsuz kalkınmanın örneğinin bulunmadığını, bunu açıkladıklan için de simşekleri üzerlerine çektiklerini söylemiştir. Üstündağ, bugün görülen sıkıntıların hep sistem bozukluklarından ileri geldiğini, anarşizmin bilim özerkliği, öğretim üyesinin ağzınuı kapatılmaması ile, gerçek reformla önleneceğini j belirtmis «Getirdikleri Eğitim ta i sarısı değil, gericilik tasansıdır. ! Üniversite çevresine kapana ka \ pana manastır durumuna getirilmiştir. Atatürkçü geçinenlere ihtar ediyoruz, Atatürk manastırcılığa son vermiştir.» Üniversite ', ANKARA, (Cumhnriyet Bürosu) Reform Tasarısuıa bu bakımdan ! îçel bagımsız milletvekili Cehayır diyeceğiz» demistir. lâl Kargılı, adı büyük çapta suiistimal olaylarına kanşan iş aGenel Sekreter Yardımcısı, 2 damlanndan Mıgırdıç Şellefyan' milyona yakın çocuk okulsuz ın yurt dışına kaçışmdan sonra iken 100 bin öğrenci üniversiteye yönelttiği bir soru önergesine Baş girememişken, ilk öğretimin özen bakan Ferit Melen tarafından veti olarak 8 yıla çıkanlması isril en cevabm üzerinden beş aytenmesini de tenkit etmiş, sözledan fazla bir süre geçmesine rağrini «Bu gözlükle eğitim reformu men bir tedbir alınmadığı gerekyapılmaz? Batıya yutturmak için çesiyle, aynı konuda yeni bir soçeşitli yollar denenmektedir. Köru önergesi vermiştir. Melen, ver peklere doğum günü partisi vediği cevapta. Şellefyan olayına Sı rilecek, siz çocuğunuzu okutacak kıyönetim Komutanlığuıuı da elokul bulamayacaksmız. Bunun koyduğunu bildirmiştir. nedeni düzen bozukluğudur.» diKargılı yeni önergesinde şunlayerpk tamRmlamıstır. n sormustur. Bu arada «CHP'ye yardım» «îlgililer halen Şellefyan'ın yurt kampanyası devam ettirilmiş ve dışındaki adresini tedbit etmekle 82 bin lira toplanmıştır. mi meşguldürler? Mıgırdıç Şellef yan'la ilgili yolsuzluk olaylarına adı karışanlardan bugüne kadar kimler hakkında Ankara Sıkıyö(Bastarafı 1. Sayfada) netim komutanlığınca koğuştursonra Bayrampaşa cezaevine ma açılmıştır? Bu yüzden herhangönderilmiştir. Sanığın avukatla K bir kimse hakkında tutuklama İ rının tahliye telebini inceleyen karan verilmiş midir? Halen bu mahkeme, sanığın tahlıyesine ka yüzden cezaevinde yatan kimse rar vermlş ve Kaftancı cejiaevir) var mıdır? Var irm bunlar kim den çıkanlmıstır. lerdir?» Şellefyan'ın durumu hakkında yeniden soru önergesi verildi VEFAT VE TEŞEKKÜR E. General Gani Güvener'in eşı. Ustün ve Baskm Güvener'in anneleri Cıhat GÜVENER 51.1973 tarihinde vefat etmiştir. Dost ve yakmların ilgisin< teşekkür ederiz. AİLESİ Cumhuriyet 161 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığından Pakültemizin Adli Tıp Kürsüsü için PStKÎYATRÎ Ço cuk Hastahklan ve Sağhğı Kürsüsü için ÇOCUK ŞIRÜRJÎSt veya GENEL ŞÎRÜRJI, îç Hastahklan Kürsüsü için BADYOLOJt ÜZMANLARI alınacaktır. îsteklilerin Memurin Kanununun 4. maddesinde yazılı bulunan şartları haiz bulunmalan gerekmektedlr. Taltplerin 8 Ocak 1973 Pazartesi ettnfl saat 16.30*a kadar nıur»c»cHan. (Basın: \. 5083 10199/145) Çevirmen
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear