24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet BA.SIN UYMAYÎ AHLAK YASASINA TAAHHÜT EDER. Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik T.A.Ş. adma NAZÎME NADÎ Sorumlu Yazı îşleri Müdüru: ORTAS KURTBÖKE Basan ve Yayan: CÜMHÜRİÎET MATBAACILIK ve GAZETECİLÎ& T.A.Ş. Cağaîoğlu Halkevi Sk. N. 3941 * * * * BÜROLAR: i AtatOrk Buîran Yea« Apt Tei î 20920 î 29544 ABONE ve tlÂN Tnrt fçJ Adl Sajiik Dıjj (Maktu) 350 Lir» iart ÎZMIK. f t . . v , , , < ı Buıvart AtatoğSu Istıam İei 31230 2470» GÜNEY İLLERİ, Suruköprü 34 «okak No. 40 ADANA Tel: 4550 3934 12 Ayhk 3 Ayhk 6 Ayhk 1 Aylık 22.50 67.50 135. 270. Pofts 45. Î35. 270. 540. 4. 5. 6 acı tayfa «Santiml) NSşan, Nifcâh, Svlenme Duguro 2. ve ? ncJ savîs iSanümi} 3 üncü sayfa {Santimii Ölum, Mevlld, Teşekkür <5 Sm.) Ölüm. Meviid. Tesekküj 23 üncü rt Sm> 100 » 15^ » 75 » 100 » 8{j * 85 * SAYIS1 75 KURUŞ 0LAYLARIN ARDINDAKİ Barolar Birliği Başkam Hükümete göre kıpirdanmalar var {Baştarafı i İnci sahifede) bevli. CP Genel Başkam Satır, MP Genel Başkam Bozbeyli ve hmet înönü dikkatle izletrsiş; «örüsmeler, dinleyiciler taraf'nfian da iîgi görmüştür zorundadır» demiştir. Bahadırlı, hürriyetten ve hür düzenden yana oîan herkesin Sskıyönetimin bir an önce kalkmasmı sağlayîcı tedbirierin almmasma yardımcı olmasını da istemiş, »Bu tedbirleri almrilmayacağı açskca bellidir» demiştir. kuvvettı, hüı demokratik bir idare tarzmı ıstemek ve yaşamak miüetin hakkı değil midir? 1? ayhk sskıyönetim tatbikatma rağmen, neden hâlâ hedefe uîa•^amadık? Neden norrnal bir sivpî atmoşfere gırmedik?» îhtilâlciîere karşı maddî ve manevî mücadelenin bir miüî mücadeîe olduğunu sövleyen CHP Grubu adma Dengiz, sövle devam etmistir: Ecevit konuşuyor «Düsmana karşı meclisi, hükümeti, ordusu, devletin bütün diCHP'nin görüşlerini açıkîayan Geneî Başkan Bülent Ecevit, ğer kuruluşları bir tek cephe o«Sıkıyönetimin uzatıîmasını salıro, sav.şmak kudret* zaafa mt kıncalı bulduklarını ve kaygıyuğradı da bu iş bitrrsiyor? yoksa la karşıladıkîarmı» söyîemjştir. mevcut usulîer mi kifayetsizdir de, çabuklasamıyor? SıkıyönetiEcevit, şimdiye kadar hiç bir önemli olaym görüimediğı bazı min iki ayda bir uzatılmış olmailîerde sıkıyönetimin kaldınlsı. devletin zaafı anlamma gelması düşüncesinde olduklarını, mez mi? ancak bu yola gidîlmediğini beBu suaileri soruşum, devletin Hrterek şöyle devam etmistir: bu meş'um hareketin hakkından «Sıkıyönetimin bu kadar uzageîemiyeceğinden süphemiz olması, giderek. kaldırılmasını duğu için deSiIdir Ancak bu def zorlaştırıcı bir etken de olabilir terî kapatma zamanmın geldiğini Çünkü. sıkiyönetim uzadhkça ve ve hattâ geçtisini israr!a ifsde memleketin iç güvenliğinden soetmeme bir mesnpt bulmak içinrumlu olan kuvvetlerin, kuruluş dir.» larm bazıları, bir kısım yetkiReiim devamlılığı 1çin yanıialerini ve sorBmîuluklannı kulcal girisimleri miîîetin, mprli^îe ianamaz durumda tutuldukça. rin ve AP Gruplannm dpsteklebu kuvvet ve kuruluşların göveceŞini bplirten AP Sözcüsü, rev yapma yetenekleri azalabidevîetin. düsmanlarını daima Hr. Sıkiyönetim kalktığmda bu alt edeceğini ifade ederpk, bu kuvvet ve kuruîuslann yeterinkonuda şunları sövlemistir: ce etkili oîamıyacakları kuşku«Birinci merhale Sıkıvönetimi su yaygmîaşabilir. başarıva ulastırmaktır Karşı^sBaşlıca sanayi bÖîgelerimizi tığımız tehlike. kızıl tehlikedir. de kapsayan illerde sıkıyönetiBunu bertaraf etfpbilmek için anmin ve bazı sıkiyönetim yasaktiîromünist bir tâbir içinde olmalarının uzun zamandır vürürğa mecburuz. îkinci mprhaîe, lükte kalması, yeni sosyal ve memleketimizin Sıkıyönetimsiz ekonomik sorunlar da doğu>idare edilebilmesini temtn eden maktadır. örneğin. bir yandan IVTPC1İS • HükümPt çaîısmalarınm sosyal ve ekonomik alanda ye«üratlondirilmesi mprhalesidir. ni reformlar vapılmağa uğraşı' Bu v.apılmazsa,. bugün yasadıihlırken, öbür yandan, yıllar önmız olağanüstü hal daha büvük ce gerçekleşmiş bir reformun, sıkmtılara dönfi^ür.» işçi haklan alanmdaki reforsozlprini söyle tamammun. grev vasaklan necfenivîe lamıshr: büyük ölçüde etkisiz kalması «Dpvtptin kıidrpti. rnilletin begibi bir durum ortaya çıkmıstır raberliği ve bütünîüjtü. vazffeçeBu durum, yer ver isçilerin ismivQcpŞ'imiz ve<rân8 sarttır Çok tismar ve mağdur edilmesine yol açmaktadır. Carılı bir sanavi partili havat? pîrtff*imi7dpn beri merkezi olan îzmir'de grev vagpcen 2fi vılda büvük tecrühe sağınm kaldırılması göze alınasahibi olcftık Bu eern vıliarı, bildiğine göre. başka sıkıyönereiim Pkonomi vp istikrarlı bün tim bölgelerinde de böyle bir yeve kavu^turmak bakımindan vumuşama herhalde sağlanabicok ivi dn*erlpınd1rebi1iriz. Kenlirdi. dimize pöre eüven duveıımuzu muhafaza ettiğimiz ' de^erimizi Gerçi, bir süredir sıkıvönetim, muhafaza ve kabul etmevi öğrenbazı bakımlard'an varlığmı daha di?Hmiz zaman, derdin köküne az duyurur duruma gelmiştir. inpbilir netice alabiHriz. Büvük Ancak, böyle bir gelişme sevinTürk milietinin kayıtsız şartsiz dirici sayılsa bile, olağanüstü hrkimiveti V onun neticesi olan R bir yönetim biçiminin neredeyyüce meclis, he/ türlü tedbiri se olağan yönetim sayılmava ve carevi zaman gecirmeden buhaslanmasından doğacak büvük lacak yegâne kudrettir. Yüce sakmcalan ortadan kaldırmağa Meclis, bunları süratle bulmalıyetmez.» dır, bulma&a da mecburdur.» CHP Genel Başkam, bazı konularda uygulamanın gitgide CP Grubu sertlestiğini ve demokratik huCP Sözcüsü Sezai Orkunt, hü 6ERÇEK Cumhuriyet ve DemireL ' sine karşj ahnabilecek tedbirlerin en tesirlisidir. Komünizm tehiikesine karşı yapılacak ilk iş Cumhuriyete sahip çıkmaktır» demektedir. BHinmektedir ki, çağımızda komünist partilerinin iktidarda bulnnduğn rejimlerin çoğunun adı Cumhuriyettir, faşist rejimlerin çoçunun tabelâsı da «camhurîyet» keümesîne yer verir. Sözgelişi faşist ve sömürgeci Portekiz'in adı «Portekiz Cumhuriyeti» dir, Komünist Çin'in adı «Çin Haîk Cumhuriyeti» dir, ırkçı ve faşist Güney Afrika'mn tabelâsında « Güney Afrika Cumhuriyeti» yazar, komünist partisinin iktidarda buIunduğu Romanya da rejim olarak cnmhuriyeti benimsemiştir; buna karsrtık siyasî demokrasinin beştiH olan îngiltere veya îsveç, cumhuriyet değildirler. Demek ki, cnmhuriyet rejimi saltanatın' tasfiye edildiği topInmlarda geçerlidir ve sîyasî bifimlerde «krallık» ile «sahhk. padişahhk» karşısmda yer ahr. Türkiye Devleti, bir comhariyettir. Ama ne Romanya *ib? bir cumboriyettir, ne de Portekiz gibi... Bizim Cumhuriyetimizin koşnllarj Anayasamjzm 2'nci maddesinde söyle belirlenîr: «Türkive Cumh sriyefi, innan, mill!, demokratik, layik ve helirîılen temei iîkeiere daynnan, njillî, demokratik, lâık ve so<;yaî bir hukuk devletidir». . Anayasa'nm "Baslansrîç" bölümünde ise 27 Mavıs Devrimînden söz açıimaktadır. Politikâcılanmızm bu ilkelere sahip çıkması, Cumhuriyete sahip çıkmalan demektir. Bıı iîkeler çiğnenerek Cumhuriyete sahip çıktlamaz. Hiç kuşkusuz içinde yaşadığımız bnpalım Cumhuriyete sahip çıkmamaktan doguyor. Bugün Cumhuriyete sahip çıkmayı tavsiye ed«*nler ise hâ!â bunu anlamamış görünüyorlar. • •• (öaştarafı 1 inci sahifede) e, seriat üzre şartlanmış eski >plum güçlerinin ve şeriat üz» şariianarak yetiştirüen yeni >plıım güçlerinin rejiroi yıktaya çahşması tabiîdir. Buna arşıhk Cumhsriyet rejirolni sramak, layik ve üerici güçrin tabiatı geregiâir. Sayın Demireî, bu tabiatı nıtmas görünerek konnşmakdır. Çünkü «Cnmîroriyet» kavrriı AP Genel Başkanmın diıde bir başka snlam taşımakdır. Zaten «demokrasi, plan, form» gibi kavramîar da ^mirel'in dilinde büimsei niüklerinden nzaklaşıyorlar, ve r poiitik amaca erişmenin açları olarak knllanıhyorter. ı tür konnşmanın içinde buiduğnmuz karışık ortamda ngî yaran sağlayacağı »ornhavada kaîmaktadır. \P Genel Başkam, Samsnn Kongresine gönderdiği * meida «Hürriyetçi Cumhurîyeti ••unmak, komünizm tehîike MEtEN (Baştarafı 1 Inci sahifede) yapılmaktadır. Bunun, davul mahkemelerinin kurulmasına zurna ile llânma lüzum yoktur; 1etîe ihtiyaç vardır. Üniverbir' hukuk cTevletinin anlayışı îerdeki temizliğin yapıîmadıiçinde nîacaktır, Sıkiyönetim, itın şıkSyet ediliyor. Anaya "adamı» içeri alıyor. Sonra bırala btı konuda değişiklik yap^ kıyory Adam ^elip ınakamına îftn bu temizlik olmaz. Maa' OturUyOr. MİÎlî Eğitim'de bu gif bunlar, faaliyetlerlne dabiieri Bakanlık emritie alma imı edecpklerdir; hiç şüpheniz kânı var, alıyoruz. Bir de Daasm, Elimizde imkân yök, nıştay vardır, Danıştaya başvu^îbi hallerde ^u hukuk: dev . ruvor, «ıe yapalım, Danıştay yütde ne, vapılması ^erekirse, rütmeyi durduruyor, Damştay da kfendi yönünden haklı. Askeyapıynruz. Başka bîr şey yarî idarede bu konuda yetki var, bilir mi. arkada?îar? Biz, da* O j'apıyor.. Sizden, yetki istiyo'onu i<;temiyorüz. Hiç oîmazsa IUZ; verirı yetkiyi, bir sünd*e yetki', tiniverslteve, verilmeliyapalım.. Devlet Personel KanuBaşka çare yoktur. Elime nu \ar. Yüce. Meclis'ten çıkmış. ıvı alıp girişmeye benim güDegil atmak, yerinden bile oyyetmez. Asayiş} sağlamak n?tamıyorsunuz, ne yapalım? ; randiman alsbilmek için yePolis şeflerini söylediler, adam andarma taburlan kunıyote^gâhı kıfrmuş, biliyorsunuz, jandarmada reorganizasyon bir şevl^r dönüyor. Soygun var, yonız. Boylelikle zabıta güçruşyet var. Fakat yakahyamısektir. Cumhuriyet'e sadakat yorsunyz. Elde delil yok. Tâyin srrrıeypnler için tedbirler ayapiyoruz.» aktadır, Valilerin yetkilerini rat*n£ı;5. Üniversite konusuFiyat artışları ;dyledim. Anavasa'da bir taBaşbakan Melen, daha sonra, yapıp açık bir yetki verllfivat artışları ve ekonomik soikçe buradaki anarşik faaîlrunlardaki iddiaları da cevaplan :rin önünü almak imkânı dırrnış,â devalüagyondan ^onra Ui1..» fıyatlar<da •yüzd'e'«23 bir artış olv duğunu, artf^ın devam ettiğini Fikir alanı belirtmiş, çare bulunmazsa* arşbakan. fikir alanında da ca tı'^lann devam edeceğini öne \3ara. ihtiyaç olduğtrnu, bu surmüş; .çiftçinjn, memurün isda bir, organizasyona giri^ilteklerlni k'arşılamayan hrükü,i, yakında fieTntreshiin gömetferin sevimü olmıyac^ğmı! :egini, bu iht.iyaçla'bir dfevbuna rağmen, Veni bir devalüakanhği kuruldugunu, buRÜn Hsynna sebep .olmaraak tpin bu iye'da yaluız sol neşriyatın isteklere karşı durulduğunu, yebulduğunu, memleketin sol rine f*etirilmek istenmesine ragyatla kaplandı^ım," 'buuun mcn, ifnkân olmadı^ını söylenün' bilindi^ini, vicdani hür miçtir. ler yetistiTmek için çalışnn vapılmasıyla bunun önegini batırlatmış, ş'öyle de, r: Eski halk tîpi (Baştarafı 1 inci^sahifede) incelediğimizde, halkırmzın içgüdü leri ile bulmuş olduğu yapı tekniğinin, deprem kurallarma uygun olduğunu görüyorduk. Anadoluya yerleşmiş olan Türkler deprem göre göre, içgüdüleri ile depreme en, dayanıkh yapı tekniğini bul muşlardır. İşte biz tezimizde bu yapı tekniğinin özelliklerini batılı mühendislere tanıtarak, kırsal bölgelerinde avnı tekniği kullan malarını tavsiye edeceğiz.» Gediz depreminde ahşap hınıış binaların °o«99'u, ahşap bağdadi tiptekilerin ftb50'si, kâgir yığma tiplerin % 80'i, betonarme binaiarın> °.'o 15'i ve bütün binaların °o / 89'u yerle bir olmuş. Oysa deprem kurallarma uygun bina yapırm gerçekleştirilmiş olsa aynı şiddet teki bir depremin en fazla %35 oranında tahribat yapması gerekir miş. Ersin Arıoğlu ve Köksal Anadol depreme kafşı en dayan»klı bi na tipini bulmug olan Türk halkının, eskiden olduğu gibi dışardan hiç bir teknik ve ekonomik yar dım olmadan kendi kendine yaptı ğı^binalann yıkılmasının nedenini .«halkımız sosyal ve ekonomik ko şullar yüzünden, eski geleneklerini, içgüdüleri ile bulduğu doğruları unutmuş. Binaları aynen taklid etmiş, fakat deprem mühen dîsliği açısından çok önemli olan ve dayanıklıhğı sağlıyan bazı önemli detaylarj ihmal etmiş> şek lınde özetliyorlar. . ,. «Halkı eğitmeli^iz» Ersin Arıoğlu ve Köksal Ana dol, devamla halkımızın eğitilme si gereği üzerinde durarak açıkla malarına şöyle devam ediyorlar: «Halkımızı eğitmemiz ve ekonomik şartlar yüzünden, bugünden sonra da kendi kendine yapmak durumunda olduğu evlerini nasıl yapacağını öğretmemiz, daha doğ rusu eskiden bildiklerini hatırlatmamız gerekmektedir. Bu neden le geleneksel Türk mimarisinin ya pi'disiplini ile ilgili tespit ettigi miz özellikleri îmar ve îskân Bakanlığına aksettirdik. «Demirel, devam ediyorsa..» {Baştarafı 1 İnci sahifede) kasınm fikrinin yayınîanmasmı engellemeye yetkısi olmamak ge rekir. Kendisinin cezanîandırs îacağı kuşkusu, yazı ışieri müdürlerini, aşm titiziige sürükierse insanlara* özgü haklavdan oian «düşünce ve düşündüğüpü yayma» hakkı vesayet altma aImmjş olacaktır. b> Anonima hakkmsn da kabul edildiği bu sistem içmde yazar bildirilnıeyeceğine göre, sadece ceza taıplerını karş'.la mak üzere yazı ışîerı müdüleri tuiuîduğu görüimüştür. Bu çazete sahibinm ceza görmeden ^edığini yaymiamak olanağını ret mukabilinde, saglamasj de mektir. Kendi yerıne ücretle «sanık» gösternjek usxılü. bedel mukabili başkasınm suçunu, peşinen kabui etmek anlamma ge •lir. c) Kim, suçu işlemiş ise, yaînız onun ceza görmesi, diğer bir deyimle «cezalann şahsiliği» kurah, insanlık tarihinde, güçlükle elde ediien bir sonuç olmuştur. Her demokratik üîke, ^ eski çağlarm, bu kurala aykın düşen kalmtüarmı gidermek çabasmdadır. Memleketimiz mevzuatının da bu açıdan annması gereklidir. 2. Soru: Fikir suçu nedir ve ceza hakkmda böyle bir suç var mıdır? v Basın suçu var mıdır, nedir ve hangi haîlerde ortaya çıkar?. * Cevap: «Fikir suçu» deyimi, genellikle «Basın suçu» ile eş anlamda kulîanılmaktadır. Fakat aralarmda bazı farklar vardır, Ceza Kanunumuzda fikre ilişkin suçlar mevcuttur. Bunlar propaganda suçlarıdır. Basın aracılığî ile Işlenen suçlara ise «Basın suçu» denir. Bu gruba basın yolu ile i$lendiğinde cezası arttınlan suçları da dahil sayabiliriz. Basın suçu kavramı diktatörlerden kalmadır. Gerçekten kamuoyunun denetimini sağlayan basın türüne «Basın dokunulmazlığı» nın tamnması gerekir. Zira bu tür basm, diğer dokunulmazhklara eşit bir görevdedir. Eğer bu kamya katılmak istenmese. bu bir ayrıcalık sayılırsa hiç olmazsayazar, aynı suçu işleyen herhangi bir kimseden daha sert bir sisteme, bağlanmamalıdır. Yazının toplumda daha inandırıcı olduğu, «Söz gider, yazı kalır» ölçüsü toplum haberleşmesi araçlarının gelişimi karşısmda. değerini kaybetmiştir. tyi düzeıjlenir ve etkili hale getirilirse «cevap hakkı» bütün sakmcaları önleyebilir. 3. Soru: «Sizce fikir suçu yoksa, fikir suçundan mahkum olan gazetecilerin affı, bir hukukî hatanın düzeltilmesi açısından yararlı olacak mıdır?» Cevap: Bir görevi (Yani kamuoyunun denetimi gijrevini) ya* parken Işlenen bir suçun affı ayni bir takdir içinde düsünülmelidir. Bu görev açısından toplumun hızla değişimi «Basın affı» nı haklı kılmaktadır. îdarî tutumun, umursamazlığa ka dar giden tutumunun, takip makamiarma da etkili olduğu bir dönem geçiriîdiği bilinmektedir. üyguîamanm verdiği somut örnekler, en usta yazarlann bile «Kalem çekişi» ne direnç göstermelerine engel oîmuştur.» [TGS Genel Başkam t'snmi, Eskişehir'de yaptığı konaşmada, Devlet Bakanı Arar'ı, basin soranlan konusunda. tekrar tartışmaya ça^ırmıştır. Ba konudaki haberimiz, 5 inci sayfamızdadır.] Öztrak konuşuyor Hükümet adına ilk oiarak Içssleri Bakan Vekili ve Devlet Bakanı îlhan öztrak söz alarak. 26 Nısan 19?l'de ilân ediien sıkiyönetim çalışmalannı anîatms?. bugün yurdumuzda hu/ur ve sukunun mevcut buîunduğunu, vatandas+a devlete güven ve hükümet otoritesine karsl savgının venid"en belirdiğini söylemiş, «Buna rağmen, bu devrenin nezaketini gözden ırak tutmamamn gerektiğini» belirtmiştir öztrak, son zamanlarda yabancı ülkelerdeki gerilla kamplarında eğitilen bazı anarşistlerin güney smırlanndan sızmak istedıklerini ancak kendilerine fırsat verilmeden suç âletleriyîe birlikte yakalandıklarını da tekrarladıktan sonra Sıkıvönetimin ilân tarihl olan 26 Nisan 1971 den bu yana geçen dönem içinde «Başarılan ve kısmen sonuca var dınlan isler» hakkında da bilgi vererek özetle şunları söylemiştir: «Bugüne kadar yurt ölçüsünde 21.137 adet muhtelif çap ve tipte silâh, 8 milvon 142 bin 215 adet mermi, 57 teisiz, 14 elektronik cihaz ve muharebede kullanılan 156 diğer teknik malzeme eîe geçirilmiş bulunmaktadır. Bunlarm yanmda çok sayıda patlayıcı ve tahrip maddesi de ele geçirilmiştir. Sıkiyönetim Komutanlık ve mahkemelerinde 1019 kişi tutuklu, 92 kişi gözaltında olup, muhtelif sebeplerden 225 kişi aranmaktadır. Adli işleri devam eden dosya sayısı 1316 olup ayrıca 11600 dosya da mahalli C. Savcıhklarına devredilmiş bulunmaktadır. Sonuçlanan davalarla H gili olarak 8 0 kişinin mahkumiye G ti, 260 kişinin beraatı kesin ilâma bağlanmıştır.» Dünyada Bogün (Baştarafı 3. sayfada) Anlaşmamn ana hatîan böylece belirlenmiştir. Fakat bazı noktalar daha var.. (Jozlemcilere göre, Japon Amenkan karşıhklı savunma paktı konusunda Pekin ses çıkartmayacak... Ayrıca Pekin, Japonya'dan savaş tazminatı istemiyecek ve iki üîke arasındaki savaşm sona erdiğini bildiren acıklama Pekin'den yapilacak. Çünkü Tokyo, bundan 20 yıl önce Milliyetçi Çin ile barış arlaşmaüi imzalamıştı. Japonya'nın iktidardaki Liberal Demokrat Partisi de, Mao' nunki gibi Çin Japon tfostluğunun şartlarmı maddeledi. Onlar da, aynı şekilde detaya inen incelikle, işbirliğini tanımhyorlar ve şartları Çin sartlarmdan farksız. İşte bu şekilde, külturel geçmişleri ortak kökenli bu iki ülke, çagdaş politikadaki ayrılıklarını da gideriyorlar Zaten var olan Dogu uygarhğı. simdi bu ıt tifak ile d'aha da behrgin bir ağırlıkla duvuluyor Batıd'a Asya'nın sesi bu; artik kimse susturamaz bu Mehmet BARLAS Hillî geîiıin (Baştarafı 1 inci sahifede) Üçüncü Beş Yıllık Plânın genej hatlarıyla gerçekçi bir görüşle ba zırlandığını bildiren CHP'li Muam mer Erten başta yabancı sermaye ye tanman haklar olmak üzere ge lir dağılımı, finansman dengesi y? tırımlarmdaki sektör tercihlpri ile Avrupa ekonomik topluluğu ile olan ilişkileri eleştiren bir konuş ma yapmıştır. Erten, plânda yabancı sermaye den söz ediîirken «yabancı serma ye iç tasarruf açıklarını kapatmak için kullanılmahdır» şeklinde bir cümle kullanıldığmı hatırlatarak bunun çok tehlikeli bir yol olduğu nu, önümüzdeki yıllarda iktidara gelebilec'ck aşırı sağ eğilimli siya, silerin bu görüşten yararlanarak yabancı sermayeye Türkiyenin ka pılarını sonuna kadar açabilecekle rini belirtmiştir. Muammer Erten plânın yath rımlar ile ilgili bölümünde özel sektöre yer yer örfcelik tanındığını ifade ederek, geçen plân dönemlerinde özel sektörün kendisi için öngörülen yatırıfn hacmini gerçekleştirmediğini bu plân döneminde de özel sektöre ikinci plândan çok yer ayrıldığını, bunun gerçekleştirilmesinin irhkânsiz olduğunu öne sürerek gene kamu kesiminin imalât yatırjmlarından yarısından çoğunıi yapmak zorunda kalacağını bildirmiş ve Plânlamanın bu konudaki tutumunu yermiştir. Kıpırdamşlar Devlet Bakanı huzurun muhafaza ve idamesi için çok hassas davranıldığmı, istıkrann tüm koşullarıyla sağlanabilmesı için demokratik rejime bütün şartlarıy la kendini savunabilir hale getirmenin şart olduğunu sövlenuş «Temas ettiğim gibi yeraltında fırsat kollayan kıpırdamşlar var dir. Gerçi bunlara en ufak bir fırsat ve imkân tanınmamıştır. Bundan böyle de tamnmayacaktır. Bununla beraber bunlarm arzettiği tehdidi de küçümseyemeyiz» demiş, Devlet ve Cumhuriyete karşı girişilen saldırılara karşı yapılan operasyonların bir kısmmın devam ettiğini açıklayarak Sjkıyönetim Mahkeınelerinde 400'e yakın dosyanın hazırlık soruşturması, 588 dosyanın mah kemelerde, 120 dosyanın ise AsIrerî Yargıtayda duruşmc safhasında olduğunu bildinmştir. Darbe eylemleri Bakan, konuşmasma devamla şunları söylemiştir: «Bunun yanmda devam edegel mekte olan operasyonlanmızin değerlendirilmesinden edindiğimiz intiba, gördüğü baskı ne<3eniyle yüze çıkmayan şmsi faaliyetlerin a.şikâr eylemlerden ziyade yeraltında (Darbe eylemleri) ni tercihe doğru yönelmeye başladığım ortaya koymfiktadır. Bu eylemlerde başvurulacak silâh ve ;usuı yaygın sobataj taalij'etleri olacaktır. Kuvvetle tahmin olun maktadır ki bu suretle güdülen 'amaç, mevcut yönetimi ve özellikle, Devlet Güvenlik Kjvvetlerinin işleyiş mekanizm&stm hiısara, akamete uğratmak vsya s^katlamaktır. Dış mahreçlerden döküman ve sair şekilîerd'î beslendiklerini gösteren emareîer mevcut olduğu gibi dış ülkeler gerilla kamplarındaki fnalİ7/etlerin de sürdürüldüğü bilinmcktedir.» Devlet Bakanı öztrak, Sıkiyönetim Mahkemelerinde çok sayıda davanın henüz sonuçlanmamış olduğunu, bu davalann sanık ve tanığın çok olduğu davalar olduğunu öne sürmüş, «örneğin THKP davasının sadece firarlarla ilgili bölümünün 368 sanığı ve 600'e yakın tanığı bu. lunmaktadır. Böylesine büyük .davalann sonuçlandırılmasının zamana ihtiyaç göstereceğini takdir buyurursunuz» demiş, sıkıyönetimin iki ay daha uzatılmasını dilemiştir. kıyönetim yerine ı büyük mücadelB,, en bü"aaliyet, eğitim ateıninda olar. Millî Egitimde büyük re\ iht.iyaç vardır. Pek yakmımu sağlıvacak bir kanun imuza gelecektir. Dşvlet Ba arkadaşımızın söylediği piu^ünrien yanna Sıkıyönetiksldırılmasina imkân yokVTftmİPketin kadftri, rejimin ıali için bir savas verilmpkAnarsi iîe mucpdele koImamaktadır Normal mahva normal seyirle bunun e imkân yoktur. Büyük sin de baçka bir şekilfle ıdügünü sanmlynnim. önüe, bir yıl sürebilecpk çok lı davalar vardır. Ya Sıkt . im sürecek. ya Sıkıyöneti,prinp kaim olacak kaza Iprine ihtiyaç vardır.» Ecevit'e cevan en, daha Kunra, CHP Genel ınının iddmlannı cpvaplan5, «Sık'.^önetim, adı üzerinbazı tahditleri beraberintirmektedir, Pakat, Sıkıyööyle blr sekilde ytirütülir ki; meselâ, işçiler greve den haklanmn alınması ımıştır. Sıkiyönetim, ha)lmuş: hattâ işverene baskı pmış, p;reve ptmeden işleri ip haklan saglamıştır. Bir 3 arkadaşım naklı olabilir. işcinin mağdur edilmemei Sıkiyönetim, elinden geapmıştır. Ecevit arkadaşım, >t,İerinl bize getirecegini .i. Konuşur bir sonuca varçahşırız. AnlasamazKak, kamdn tartışmayı sürdürüîundan kaçmacak değiliz» tir. Demirel ve Ecevit'İn konuşmalarındaki hususlara gayet açık cevapkır verdiğini de sö?lerine.ekleyen Başbakan, bir DP' li .üyenin Demirel'i kastederek, «Devam edlyor konuşmaya» dempsi üzerine şu cevabı yermiştir: «Devam ecfiy'orsa, onun sorumlusu . hükümet değildir. Şimdi bir konuya temas etmek istiyorum; İMiyaçlar belli olmuştur. Hukünret, Anayasa değişikliği gctiremez. Cumhurbaşkanına durum anlatılmıştır, ihtiyaçlar söylenmiştir. Cumhurbaşkanı, parti ..liderlerine bu ihtiyaçları da bildirmiçtir. Şimdi arkadaşımiz kalkmiş, (Melen, degisiklik istedi, yapamadı, bunun neticO?ine katlansın) diyo'r. Asgarf olarak Partilerarası Komisyonda ortaya çıkan cfegişıklikler gerçekle.şmelidir, aksi olursa bunun sorumluiuğuna ne Melen, yani ne hükümet, ne Meclis kaflanabilir » Halkın buldukları flmerika'da fBaştarafı î inci Sahifede) Düçen uçağın, Kore savaşı sırasında ABD Hava Kuvvetleri tarafjndan kullanıldıktan sonra sivil amaçlar için kullamlmak üzere d'eğişiklige uğramış bir «Sabrejet» olduğu anlaşılmıştır. Uçakta, bir şenlige katılmağa giden çocukla*r bulunuyordu. Lokantanın çay salonu bulunan kısmma çarpar çarpmaz infilâk eden ve büyük bir yangına sebep olan uçakta bulunanlardan kurtulan olmadığı öamlmak tadır. Görgii tanıklar}, kazadan sonra çıkan yançının çok şiddçtli olduğunu, alevlerin etkisi ile, lokantaya 10 metreden fazla uzakhkta park etmiş bulunan otomobillerin bile lâstikleri ile dış bovalarımn eridiğini söylemislerdir. Kurt^rma ekipleri, yangını söndürmeğe ve yarahlan hastanelere ftaşımağa çalışmaktadırlar. (a.a.) Halkımızın bulduğu, fakat yine halkımızın unuttuğu ve yeniden öğrenmesi gereken geleneksel Türk disiplininde bazı kurallar vardır. Ahşap karkas binalar sağ lam temel zemini üzerinde yapılmah, çatıları hafif olmahdır. Yı« ma binalar dolgun'^zeminler üzerinde tercih edilmelidir. Türk di siplininde simetrik bir düzen hâkimdir. Ortada sofa ve odalann her yanda eşit bir şekilde dağılmış tır, Hareket (deprem) sırasmda bu cşit dağılma, bir yana ağırhk çekilmesini önleyerek dayanıklılı ğı artırır. Özellikle yığma yapılarda duva rin, örüımesi büyük önem ta.^ımak ,tadır. Eskiden loncalardan geçme den duvar işçisi dlunamazken, bu gün bu işi bilen bilmeyen yapmak tadır. Halkımızın eskiden kullan dığı ve gün geçtikçe sağlamlaçan harçlarm formülü bugün hâiâ biz lerce bilinmemektedir. Ve nihayel yapılarda doluluk.bosluk nispetle ri büyük önem taşımaktadır. Oran tüar eskî^ Türk mimarisinde çok öjçülü kullanılmış, yapıda aynı cins malzemenin kullanılması, ya tay dikey bağlantılarm yerleri ve kullanılış biçimleri büyük önem taşımıştır. Bütün bu kural lar, özetlenerek, halkımıza öeretil mediği takdirde, her yıl ortalama 400 milyon lira değerinde bir ka yıp, depremlerle yok olup gidecek tir. Üstelik kaybımız sadece mad di olarak kalmıyacak; örneğin Ge diz'de 1086 kişi ölürken, aynı şid detteki bir depremden Kaliforni ya'da 64 kayıp verilecektir.> DP'y e ceyap Sözcüsiinün hükümetin çalığı yolundaki iddialaruıa vap veren Melen, özetle derrıiştir: hükümet, dört aydır gecez çalışmıştır. Bazı şeyler deşmediyse, bu bize raci' ir. Önceki hükümette soluk aldım amâ, bu hüküatil bile yapmadan çahş. DP Sözcüsü arkadaşımiz, ıoktalarındaki solculan tenediğimizi söylüyor..» lı Fariik Sükan, oturduğU n: «Sılniılı ' Kuvvetlerin j iinı sivil idarede yaptımz j diye bagırınrn Melen, eğer ! cite ka.etcdılıvorsa çaresivlcdıöıni holirtprrk, .'şöylo ı etmistir: Üniversite de I (Baştarafı 1 İnci sahifede) Üniversitelerarası Giriş Sınavı Konıisyonu Başkam Prof. Haydar Furgaç'ın verdiği bilgiye göre ön kayıtlar 30 Eylül Cumartesi günü saat 13'e kadar devam edecek, bu süre içinde dilekçe veren öğrencilerin esas kayıtları, 9 11 Ekim arasıftda yapılacaktır. Kayıtlar sonunda kontenjanlan dolmayan fakülte ve bölümler için en kayıtlar sırasınoTa alınan dilekçeler4.en faydalanılarak yeni listeler hazırlanacak ve 1618 Ekim'de başlamak üzere, her haftanm ilk üç gününde kayıtlara devam edilecektir. Mhiiî egitım Vr de Danı^tay vardır..» kan arkadavlarım. kimleılit noktasında olup olmaı tek tek incelemiş ve tesmistir, Fakat bu, nasıl OR İ ? îstenilpn çpy, Millî Eği3akanlığında yapılmıştır (Baştarafı 1 inci sahifede) «Bazı ilk ve orta dereceli okul larımızca. öğrenciler ve velils; rin. mevcut yönetmeliklerde ve genelgelerde yer alan hükümle re aykırı olarak, özel tip forma fantazi ders araç ve gereçleri almaya zorlandıkları basına intik?) eden haberlerden anlaşılmaktadır. Memleketimizin ekonomik ve • sosyal şartları, eğiüm veı,. öğreti min gerekleri dikkate ahnarak bu konuda hazırlanan yönetme. lik ve genelgelere uyulmasının ve ögrenci ve velilerinin müşküi dtırumda bırakılmamasınm ilgil' lere duyurulmasını ve Valiliği. nizee bu hususun önemle takip edilmesini rica ederiz.» Birden fazla dilekçe Furgaç, birden fazla dilekçe veren adaylann adlarına hiç bir listede yer verilmeyeceğini açıklayarak, dilekçede yazılı tercihlerde ve bu tercihlerin sırasmcTa hiç bir değişiklik yapılamıyacağı konusunda da llse mezunlannı bir kez daha uyarmıştır. (Baştarafı 1 inci sahifede) Arsa ve arazi vurgunlarınm f,a zetelerde ilânlarla yol kenarlarmda iri yazılar ve «yaygm bir söy lentiye göre görevlilerin bir kısım mn katılmasıyla» acıktan yürütül CHP'li konuşmacı ayrıca fidüğünü belirten Uğur, vurgun ajnansman dengesi üzprinde de lanlarının Boğaz iki yakasındak; durmustur Erten, plâncıların, tepeler, Üsküdar gerileri, Beykoz komisyon toplantılanndan x önçevresi kıyıları, Kadıköy • Kartal ceki birifinglerde yeni vergive Ankara asfaltı dolayları, Şişli ve plânda yer verilmediğine dair Bpyoğhınun arka sırtları, Bakırkendilerine bilgi sunduklarını anköy • Küçükçekmece arası, Londra * cak» plânın bir verinde önümüzasfaltı üstleri olduğunu açıkladık deki yıllar için gayrisafi millî tan sonra telgrafında €vurgun esa hasılanın vtizde 4 veya 5'i orası>nın şöyle olduğunu anlatmıştır: nında yeni vergilere .gidilebile«Yukaııdaki alanların birinde ceğinin belirtildiğini ifade edevurguncu çok az bir miktar arsa rek bü tutumu yermiştir. Erten, almakla verbu arsanın tapusunu 1971 yıh , bütçesindeki 7 milyar kullanarak çeyredeki kamu arazi liralık açığın bu yılki bütçeye sini hisseli satış yoluyla satmakta inikâs edeceğini, ayrıca geçen dir. Bu satışların pek azı hisseli dönemde başlayan çeşitli yatıtapu ya da Noter senediyle olma^trımlar için gerekli finansman ta, çoğu hisseli âdi senetle yapıl kaynaklarmın üçüncü döneme maktaclır. Örneğin, bir vurguncu yaosıyacağını, bunun için finansAnadolu yakasında , 100Ö metreka man gelirlerine şiddetle ihtiyaç re yer almış, buntın tapusunu kul duvulabileceğini bildirmiştir. lanarak yanındaki 80.000 metreka CHP milletvekili, plândaki, mil re kamu arazisini parselleyereit 1! gelirin pajiaştırılması ile ılg'li satmıs ve bSylece'üç yıl içinde o,5 gorüşlerin gerçekçi olmadığmı 'milyon lira vurduktan sonra orwTürkiyede eskiden beri sıkıntı idan kaybolmuştur. Bu yerlerden çinde bulunan alt tabakanm 19C3 birinde büyük fodakârlıklarla par yılından beri gittikçe millî gelirsel alanlara kadastro uygulaması den daha az pay almağa başladığı yapıldığında kibrit k,utusu kadar nı bu durumun tarım kesiminde tapulu alan düştüğü dehşetle gö kendisini özellikle hissettirdiğini, rülmüştür.> plânın ise kalkınmayı yavaşlatma Istânbul Milletvekili Necdet Umak amacıyla gelir dağılımını çok ğur, bu yerlerin, büyük kesiminin ileri yıllara bırakmayı öngören bir tstanbul'un artan yeni nüfusu için tutüm içinde olduğunu, kalkınma ayrılan kamu mah yerler olduğuhızı yavaşlatılmadan da üçüncü nu, Arsa Ofisi Kanununa göre bu raların satın alındıktan ve alt yapı j plan dönenni içinde millî * gelirin daha âdil bir şekilde paylaştınlahizmetlerinin tamamîanmasından bileceğini belirtmiştir. sonra yeni nüfusa uygun şartlarla AP Sakarya milletvekili Nuverilmesi gerektiğini belirtmiş ve ri Bayar yaptığı ko/ıuşmsda, «Oysa vurguncular, halka uygun uzun perspektifleri bedel ve uzun ödeme şartlarıyla i plânların gösterecek şekilde haznrlanmaverilmesi gereken bu kamu arazi sının doğal olduğunu. bu açı lenni metrekaresini 80100, hattâ 120 liradan satmışlardır» demfş ( dan bakıldığı zaman yeni strate.Hnin Türkiyenin gümrükle Melen'den şu hususların yazılı rini sıfıra indirerek Avrupa e . olarak cevaplandırılmasmı istemişkonomik topluluğuna tam üye tir. olabileceğr 1995 yılına göre dü9 Hisseli satış skandallına son şünülmüş olmdsının bu açıdan verilmesi için ne gibi tedbirler dü şünülmektedir. j normal karşılanabilece<*ini ' ifade ettikten spnra şünları söyle# Arsa Ofisi Kanunu ve Gecemiştir: kondu Kanunu önleme bölgeleri « Ancak • plân hedeflerinı hükümlerinin ne zaman ciddl ola tamamiyle fizikî sonuçlara bağrak uvgulamaya konulacaktır. lı olarak yapmak doğru de«il O Tamamiyle devletin kusur ve dir. Yarın ne gibi bir faktör ihmalinden doğan tstanbul'daki bu yolsuzluk düzeninden onbinler , çıkar ve kalkınmayı birden önce ailenin kurtarılması için ne dü ', görülenden çok daha fazla hızşünülmektedir. , landırır ve süreyi azaltır, bunu şimdiden kestirmek zordur. Onun için plânların hazırlanması sırasmda çok katı davranmamak gerekir. Ayrıca bu ka• (Baştarafı 1 inci sahifede) tıhk bir Anayasa hükmü gibi 1969 »eçımlerınde, Sosyal üeilerdeki siyasal iktidarları bağmokratların seçimleri kazanarak • layıcı bir hava içine sokar ki, iktidara gelmelerinde başlıca ro yaptığı açıklamaları ile Başba kan Melen'in söyledikleri arasında önemli ayrıhklar olduğunu söyliyerek, şöyle konuşmuştur: «îlk fırsatta hükümetle temas kurarak, bildiklerimizi, kaygılarımızı ve önerilerimizi görüşmenin daha uygun olacağını düşünüyoruz. Yapacağımız bu temaslardan makul bir süre içinde olumlu sonuçlar alınamazsa, saygı duyduğumuz konular üzerinde, Meclis'te ve kamuoyu ö « nünde daha açık olarak eğileceğimiz tabiîdir.» Ecevit, bu kaygılar nedeniyle de Grupların, sıkıyönetimin uzatılması konusunda şimdilik herhangi bir bağlayıcı karar almadıklarını belirtmiştir CHP Genel Başkanı, konuşmasının sonunda, DP Sözcüsünün CHP'ye yönelttiği bir soruyu da cevaplaniırmış, «DP Grubu Söz cüsü arkadaşımiz. düzen değişikliği konusuna da değindi ve CAncak düzen değişikliği isteyenle" Anayasa'da değişiklik yapılmasma da taraftar görünmüyor, o halde, düşündükleri düzen ne tarz bir düzendir, hukuk dışı doktriner bir değişiklik arzuları var mıdır?) dedi. Aslmda, Sıkıyönetimle bir ilgisi bulunmamasma rağmen, bu vesilevle buraya getirilen uu lconuda söyleyeceklerim. kısaca şudur: CHP nin düzen değişikliği istemesi, buna karşıhk 1961 Anavasasında, köklü değişiklikler istememesi bir çelişki değildir. Çünkü CHP, Türkive'de 1961 Anavasasında ön gördüğtl insanca 7e adaletli düzenin bir an önce kurulmasını istemektedir» demiş düzen değişikliği konusunda eskiden bilinenleri açıklamıştır Türkiye'nin leopolitik 'durumunu ele alarak geniş açıklamalar yapan Orkunt, Batı'ya sığınan bi~ sosyalist Ulke mensubunun yaptığı açıklamaya göre, sosyalist devrim stratejisini anîatmıştir. Bu stratejiye göre, komünistlerin »inceden devlete ve parlamentoya sızarak çalışmalarını burada sürdürüp, hükümeti ele geçirmek istediklerini, bunda başan sağlamaymca bu stratejinin yerini silâhlı eylem aldığını, aynı durumun Türkiye'de de denenmek istendiğini öne süren CP Sözcüsü. «Herkes şunu bilmelidir ki Türkiye. bu sosyalist oyunla bir peyk haline getirilmek istenmektedic» demiş, reformların gerçekleştirilmesiyle bu oyunlann bozülacağını söy lemiştir. Oylamâ Kişisel konuşmalardan sonra Başbakan Melen, eleştırılere cevap vermiş, ardından oylamaya geçilmiştir. Sonuçta, Sıkıyönetimin 26 Kasım 1972'ye kadar uzatılması kabul edilmıştır. Üylamada. BP Genel Başkanı Mustafa Timisi, TBP Genel Sekreteri Haydar özdemır İçel Bağımsız Milletvekili Celâ) Kargılı, İstanbul Bağımsız Senatörü Fatma Hikmet tşmen, CHP Milletvekili Mevlut Ocakçıoğlu, CHP Senatörü Muslihittin Yılmazmete ve CHP Senatörü Halil Goralı, aleyh te oy kullanmışlardır. Demirel (Baştarafı 1 inci sahifede) heze edilmesi, ınançların ve hür düşüncenin cezalandırılmasından başka bir şey değildir Hür düşünce ve inançlar bir defa cezalandırıldı mr, süphelerı ve kaygıları kolayca meydana getirmek mümkündür Türkiye' nin böyle hassas bir ortamı vardır. Siyasetin girmediği ve bulaşmadiğı ver hemen hemen hiç kalmanruşür Bu da ayrıca bir istikrarsızlık konusudur» demiştir. DP adına öztrak'tan sonra, Gruplar adına ilk olarak DP'li Vedat önsal söz almış, sıkıyönetimin uzatılması yönünde oy vereceklerini belirterek, «Ancak, sıkıyönetimin biran önce sona ermesini sağlayacak sosyal, ekonomik, hukukî ve idarî tedbirlerin hükümet tarafından süratle alınmasını talep ediyoruz» demiştir. önsal, konuşması sırasında, kendilerini suçlayan bölümlere karşı AP ve CHP'liler, sıra kapaklarına vurarak itiraz etmiş ve önsal'a lâf atmışlardır. önsal, devlet hİ7metindeki solcuların bütün uvarmalara rağmen temizlenmedigini iddia edince, Bâsbakan Melen, oturduğu yerden sözcüye müdahale etmiş, «Kimdir. buular söyleyin bakalım?» demiştir. önsal kendilerine bu konuda bilgi verdiklerini söylemis ve Melen'in sorusuna. «TEK GpnPİ Müdürüniin durumu ne oldu?» demekle yetinmistir AP Grubu Farl Schiller MGP Grubu MGP adına konuşan Enver Bahadırlı, özellikle hükümetin yapılmasmı istediği Anayasa değişiklikleri üzerinde durmus ve Sıkıyönetimin uzatılması konusundaki hükümet tklifini destekleyeceklerini bildirmiştir. Bahadırlı, «Hükümet ve Parlâmento, Sıkiyönetim kalktıktan sonra yeniden çok ağır çartlar doğmasmı önleyecek bütün îdari v« hukukî tedblrlerl almak lü oynamış bulunan Karl Schil ' ler, geçen Temmuz ayında, Fe j deral Almanya Hükümetinin ser maye hareketlerinin kontrol altına alınması volundaki kararına karşı olduğu için Bakanlık görevinden istift «tmisti. ( L J I ) bu doğru olmaz.» Nuri Bayar, yabancı sermaye den söz ederken bundan vazgeçilemiyeceğini, gerek teknolo fik üstünlük, gerek yatırıma o lan etkisi bakımından yabancı sermayenin şart olduğunu ileri sürmüsttlr. AP adına konuşan Meclis Grup Başkanvekillerinden ürhan Dengiz, sıkıvönetimin Anayasa içinde bir idare olduğunu hatırlattıktan sonra. şunları söylemiştir: «Bu idarede hürriyetler kısılmaktadır. Hürriyetlerin kısılması ilânihave devam edebilir mı? Hür demokratik cumhuriyete Demirel, Girosun mesajında da, ınanmıs ve ba&lanmıs Türk mılPartiler demokrasisinde istikrann leti. bu uzun kısılmaya mahkum sağlanmaması halinde. (halkın seedilemez. Ancak mıllotımiz h>ır si) olan parti kımıluslarınm 'aafa demokratik cumhuriveti her j .uğrayacağınu söyle,mis ve «Vatan türlü badireden kurtarmak makj daşlık şuuru. parti şuuru ikisi be raberce rejimin en önemli mıwssadıyla ilân edildiğini bildi&i sesesi olan reyde kendisini mutl* sıkıvönetime bir müddet mü=aka hissettirmrlidir. Rev bir kâğıt mahalı hir gözle bakmavı, devnarçası değildir» demiştir letin bekası için zaruri sayabilir. Esasen. sıkıvönetimi vöneGenel Sekreter Erkmen, Detenler, reı'imin bekası ve hürrimirel'in mesaiını okumadan örıce yetin mânasinm hudutlan için«Genel Başkanm sa?hk duru de, hürrivetlerin kısıtlanma«ını mu iyidir Ateşi düştü» demiş, asgarî hudutta tutmakta, zaruayrıca şünları söyiemiştir: retlere görp tedbirlerini almak«Ama bütün bunlara rağmen şcr ta ve ihtiyaç kalmadığı zaman kuvvetleri bunu başka türlü ve da, hiçbir kimsenin talebî olm?maksatlı değerlendirmpkteditlpr, cTan serbestliğe iade etmektedırMaksat kafalarda tereddüt yaratler Bu durum millptin gö^iinmaktır., Bunu vapmıslardır va den kaçmamakta ve memnuni pacaklardır Vatandaşların bu gibi vetle karşılanmaktadır. sözlerden tedircrin oimamalannı endişeye düşmeme'erini rica eBugünün umuml ?ıva«:t atnv<< derim.» feri bu olmakla beraber, CUTI huriyetimizin 5 yılına yaklasii Ankara'dan verilerı haberl"'de, ğımız şu sırada, Atatürk'ün k'ir aniin olan Drmirel'in âüv 3tp«'nin duğu Cumhuriyeti düsünpfi37.5 dereceve d'Jstüsü ve Cuma içimizdeki burukhıŞu da ifad° günü yapılaeak olan AP rrabzon v rt ^ten ffpçprpf Pc ^i? 50 vıî tl Kongresine gitme^inp doktorla dayanıkh. fthenkli, inançh, fi lzin verecekleri bildirilmiştü*.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear