29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DÖRT: sCUMHÜRİYETs 16 Aralık 1971 1 TEMMUZ 1971'de gittik, Bursa'nuı koza pazarı olan ünlü Koza Hanına. Bayram vardı ya. Baktık, ne bayrak var, ne davul zurna. «Aman, bu nasıl bayram?» demeye kalrnadt, açıkladı hayırsever bir yurttaş. «Tann,» dedi. «Yann, bayram. Bugün ertelendi» Güldük, geçtik. Deliye, nasıl olsa her gün bayram. Bnnca bayramm, kutlama gününün arasmda, bir tanesi yapılmayıverse, ya da erteleniverse ne çıkar? 2 Temmuz'da, tekrar gittik Koza Hanı'na. İşte bayram: Koza Bayramı. Bu kez bayraklar vBrdı, davulzuma vardı, ^^'aha'ık va,rdı, her bayram gıbı. Nutuk at RöpoMoj MAHMUT ALPTEKİN AYKAN U2OĞUZ DÜNYADA İPEKLİ KÜMAŞ IHRAÇ EDEN BAZI ÜLKELER (19641968) (1000 Yarda Kare Olarak) Llkeler Amerıka Fransa İtalya İngıltere Isvıçre Batı Almanya Hindi Çini Kanada Avustralya Oığer ülkeler (Asya) Dığer ülkeler (Avr.) 1964 30841 2648 1%5 21341 l%« 18261 103» 1967 11978 19b» 11334 386 615 1408 2245 1674 1081 3810 940 157 587 1046 2096 1349 maya yeltenenler vardı, nutuklan. dinleyen yoktu, her bayram gibi. Söztin kısası, her şeyryle her bay rama benzıyen Koza Bayramı'rnn aynlan bir yönü vardı yalnızca: Alışveriş, bir başka deyişle «ticaret». Küfeler, koza dolu küfeler dikilmisti, obek obek hanın her yaruna. Uretici, başındaydı kufesinın. Bir yıüık, umudunu bekliyordu, askerden dönen yavuklu\u beklercesine. Bir de yarışma vardı, bayramda. En ıyi kozalara dereceler ve de koskoca bir yuz Ura ıkramiye venliyordu, Koza Davullu Zurnalı Koza Bayramı Birliği tarafından. Derken bir hareket oldu ve bir kısım çok bilmiş edalı vatandaş dolaştı, çuvalların, koza dolu çuvalların arasında. Kiminin kozasını beğendiler, kimine «aferin» dedıler, kimine, «kısmet senej e..» Boylece bu yılın koza piyasası da açürruş oldu. «ANAM ANAM GARtBEM» «BAYRAM BENİM NEYİME» ANAŞTIK bir vatandaşımıza, hani Ata'nın buyruğuyla >efendimiz» olması gereken vatandaslanmızdaa bırisine. Kav 102 6« 541 1465 1625 511 170 503 575 920 1350 1138 1265 157 101 398 677 163 378 278 818 2190 745 3110 745 1832 476 92S 486 2400 148 561 426 1464 2137 Y ruk yüzlü, yaşmdan çok fazla gös teren bir sevimlı insandı. Meraklı birileri olduğumuzu sezınce, o da ılgi gösterdi bize, anlatmaya başladı: Bu yıl işler çok iyi... Kola, para ediyor gerçekten. Her yıl böyle olsa, mesele yok. Bu yıl para etti ya .. Şundi köyde herkes yeni. den koza'ya rağbet edecek. Sonra yine ucuzhyacak koza. Azıcık durakladıktan sonra şoy le sürdürüyor konuşmasını: Okumuş ja da bol para ka zanmış olduklarına aluanma: bu koza tüceanmn beğim, biz nelerini biliriz. Hepsi, Kayserilidir bunların. Demem, ora doğumludur demek değil ha!.. Siz anladınız ya . Bunlann hep si kurnaz. Bak hele davTan da bak ve tele. O sırada bir alıcı yanaşmıştı. Muteber vatandaşımız, koza'yı bir elledi şoyle ve: «Yaramaı» dedi. «Yaramaz, dut vermedin mi?» O, uzaklaşırken köylü gülüyordu: Işte bir «Koza Bayramı.» Bu konu ile ilgisi olanların tümü burada. yerde insan kalabalığı kadar çuvallar dolusu koza da var. Çünkü asıl hedef aaıs • veriş. Kısacası ticaret. Ara «Gider, anlatır şimdi difer tüccara. Onlar da gelirler \e beğenmezler canım kozamı. Bövle böyle, beıı de umuttuzlanınm. Ne kadar sıksam disimi, kanma Kâ konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU] | GÜNAHKÂR KRALİÇE mil. desem, olmaz. ümutsnzlanınm ve bir de l>akmışın satarım kozayı. Heın de akhraın kenanndan geçirmediğim bir ucuz fiyata.» Seninki bile bile lâdes Kâmıl Usta. Sen ol da kanma bakayım. Kanmasam ne olacak? Elimden çıkmadı mı bu, zamanında, '' para etnıcz. Sen öyle b Benım de bir bildığım var kı, ooyle konuşuyorum. Bir düşün hele, senden bu kozayı alan, hetnen, sıcağı sıcağına götürüp ipek mi çekiyor? Hiç öyle olur mu? Istediği, Rereği kadarını hemen işlivor. Gfrisinin böceğini Öldihüp bekletiyor. Bizim Kâmil Usta, kendi a§ zıyla yakalanmıştı: Boceğini öldürüyor, bekletiyor ve canı istedıği zaman ipek çekiyor dedin, değil mi? «He ya.» Canı ısterse de ipek çekmez. öylece, koza olarak satar, değii mi? «lyl dedin, sonunu getir.» «Sonu? Sonu şu; sen de bir yolunu bulsan, kozanın boceğini öldürebilsen, hemen satmak mecburiyetin ortadan kalkar değil mi?» «tyi akıl, yapabilMm olur, ams, nerde para?» cPara bırleşmekte, kooperatif kmtnakta, varsa kooperatıf, bu volda harekete geçırmekte.» «Sen y»pıver»en ya bu işi bize?» Verilecek pek fazla cevap yoktu: aydınla, Anadolu insanı arasındaki açıklık buradan doğuyor ve bir uçurum hâline gelıyordu. Aydınlar, yıllar yılı, konuşuyorlar. yol göstenyorlar, fa kat sozden ileri gidemıyorlardı. Bu da onların inanç yaratmasrnı ve sonuç almasını önlüyordu. ORTAK PAZAR ÜLKELERININ HAM İPEK İTHALÂTI (19641968) B. Almanya Belçıka Fransa İtalya Hollanda 214.0 191.3 700.0 1245.0 190.0 771.4 1860.0 207.3 ,168 1807.0 226.1 707.1 680.1 1556.5 7.8 3.0 DÜNYA KURU KOZA VE HAM İPEK STOK DURUMU (19661970) Dünya koza ve îpek piyasasına Japonya'mn egemen olduğu bilinmektedir. Nitekim Uluslararası îpekçihk Teşkilâtı kayıtlarına göre 1967 yıhnda dünya da üretilen yaş kozanın " o 39,7'si ile aynı yıl uretılen 570.000 balya ibalya 60 kg.) ham ipeğin •« 55.3'ö Japonya'dadır. Bu ıtıbarla dnnya fiyatlaruıa etki / edebilecek stoklar Japonya'da bulunmaktadır. Bu stoklar hiç bir zaınan kuru kuza değil, ham ipektır. Japonya'mn ham ipek stoku ise 1969 yılmda 23.377 balya; 1970 yıhnda 22.468 balyadır. Drina'da Son Gün Y a z a n : FAİK 52 ) y karikatürlere konu olan ChamberItin oldükten sonra yerine (eçen ChurchiU için «Bu köpek Hitlrr'i fena ısıracafa benziyor» derdi. Hatti bir gün daha da ileri giderefc «Hitler k»ybettı, bu köpek gelmeden i?i bitirmeliydi» demişti. Bu sözleri belki de öyle. lâf olsun diye föylemişti. Belki de bunları bsska birinden duymujtu. tu. Belki de bunlan başka birinden duymu$tu. Belki ne dediğinin farkında bile değildi. Ne olur6a olsun »avaş, Nerir'e cahil olmasına rafmen bir şeyler öğretmi'tl. Ünlü politika adamlannın ö z e I tıayatları hakkmda da btldlği bir çok şeyler vardı. Şimdl artık Hitler'l Churchill'in deiil, Eva Braun'un yenecfğlne inamyordu. Katerlna'nın Baltacı'ya hazırladıgi şeyi Clara Botaccl de Duçe'ye hazırlıyordu. Mlhver Orduları İçin en büyük tehlike Churchtll ve Roo«welt defll, fakat bu iki kadındı. Savaj bütün Insanlar için içinde kan kusnlan ve kaiem yerine tabanca kullanılan bir okul olmuştu. Dağda yaşayan İnsan icln de artık dünya rabanci de|ildt. Marangot. dülger, çUtçl, boyacı, hamal, dilenci. kömürcü, «ofdr, balıkçı, doktor, profesö'r, yeryüzunde ne kadar insan varsa hepsl birer Nezir'di. Artık herkes dünyada olup bitenlerle yakından ilgiliydi ve hiç kimse istese bile bunun dışında kalamıyordu. Bir sigara yakmıs olan Selmanoviç bir yandan da aklından bunlan geçirmekteydi. Savaş başladığından berl dünya çok değişmişti ve bir çok insanlar bu kanlı kavgaya bir futbol maçı seyreder gibl bakmaya alışmıştı. Yeni kuşaklara duygu yerine makinenin ver diği bir üstünlük gururu hakim olmaya başlamıştı. Esklleri ağlatan bir çok şey onlan yalnız güldürüyordu. Eskl dünya gitmis yerine yenisi gelnıişti. Selmanoviç kulaklarının içinde patlayan bir gurultuyle kendine geldi. Araba beton bir köprünün üstünden geçijordu. Köprünün altındaki dere tamamen kurumuştu. Derenin yatağı kum, çakıl taşı. kurumnş ot ve yosun saplarıyla dolmuştu. Bu otların arasından araba gürültüsüne bir kuş korkarak ha\alandı, bir saniye kadar havada bir burgu gibi döndii, sonra beyaz beııekli kocaman kanatlarını cırparak doğuya doğm uçup gitti. Sağ taratta ufku nefti bir perde gibi örten dağların eteğine doğru yayılan ve orasuıı burasını kara ağaçlarını süslediği bir düzlük uzanıyordu. Beyaz badanalı köy evleri bu düzlüğun tam orta yerU ne bir avuç tavla zarı gibi serpilmişlerdi. Bunlardan yalnız birintn bacası tütüyordu ve sünger köpüğü gibi bembeyaz bir duman çizgi cizgi boslukta asılı duruyordu. Yolun sol tarafı tarla ve çayırlıkti. Ban köylüler çalı;ıyor, dört beş inekle bir kaç at da yiyecek ot arıyorlardı. Araba yü> metrc kadar daha gittikten sonra Nezir sağ dizgini cekti, sonra sağ dizgini bırakıp golu topladı. On metre genişliğlnde asfalt bir yola çıkmıslardı. Beton sıcaktan yer jer çatlamış ve bau yerleri çök BAYSAL IARIN: Tohum dağıtımmın düzenlenmesi şart 0 Türk Donanma Cemlyetine ya pılacak her türlü bağı;, Şanh Donanmamızı tüçlendirecektir. « Atatürk Filotillası (Savas gemilerinin) yapıraı l<;in Türk Donanma Cemiyetine yardım ediniz. 0 Şanlı Oonanmamıza siz de bir perçin çakın. Bağnlarınuı Türk Donanma Cemiyetinlze veriniz ve mutlu olunuz. • DığeT vasıta feullananlara karşı müsamahakâr olunuz. Türkiye Trafik Derneği ı Şanlı Oonanmamıza siz de bir perçin çakın. Bağışlarınııı Türk Donanma Cemiyetinize veriniz ve mutlu olunuz. KAYIP Emekli Sandığından aldığım 1971 Ekim dönemı. r.e ait AO . 075.519 No.'lu avans çekı ile normal çekimi kaybettım. Hükümsüzdür. Nimet Pekşen (Cumhurtrt DIŞI BOND miistü. Kenarlarda tank paietlerinin tırtıllı izlerl vardı. Yolun iki yanı da bomboştu, çorak ve Uşl» bir toprak günesin allında sırıtıyordu Lçak gürültüsüne benzemeyen bir uğultu duyuidu. köse>i hızla donen ağır bir kamyon yanlarından hiç durmadan geçti. Kamyon, parmakları silâhlarınuı tetiklerinde olan Alınan asketleriyle doluydu. Arkadan yirmiye >akuı zırhiı araba göründü ve bepsi de önden giden kanıyonun peşindeıı gittilcr. Bu sefcr toprak sarsılır gibi oldu. Ouar metre aralıkla birbirinin arkasma dizilroiş ve toplannı havay» dikmis elliye yakın dev tank yolu kapadı. Nezir. gurültiideıı ve havaya uçan beton parçalarından ürken atları bir kenarda durdurdu, sonra arabayı yolun dışına çekll. Bu sırada bepsini basttran bit gürültü daha koptu, tanklann kulelerini yalarcasma yüzlerce uçak geçmeye başladı. Atları güçlukle tutan Nezir'in gözleri ısıl ısıldı. Bu Almanlarla basa çıkılmaz, diye sevlnçle bağırdı. Selmanoviç sasırmıstı. Aklına türlü türlü seyler geliyordu. Bu tank, uçak ve askerlerln daha çok Çetniklerle savaşmaya gittiklerinl sanıyordu. Oüruhadeo Nezir'in soyletfikJerinl iylce anlayamamıştı. Bu savaş çok kötü bir şey, çok kötü. diye kendi kendine mırıldandı. Arabacı önünden geçmekte olan dev bir tanla gösterdi. Şuna bak, dedi. En asağı elli ton var. Selnıano\iç hepsini birer birer saymıştı. Hepsl altmış tanc. dedi. Her halde Mihailoviç'e saygı durusuna gidiyorlar. Yarın öbüz gün kokusu çıkar elbet. Nezir beraen atıldı. Hayır, bnnlar Rusya'ya gidiyor, dedi. Mihailoviç'e tank uçak gönderlp de ne yapa. caklar. Alroanlar için Mihailovlç bir tokatlık is Selmanoviç motor gürültüsünden biç bit sey anlamamıştı. Son tankı da geçen askerî birlik gittlkçe uzaklasiyordu. Çayırda otlayan hayvanlar korkudan kaçışmaya başlamışlardı. Tanklann bepsinde Hitler gaması vardı ve nu. maralan aklın tntamıyacağı kadar uzundu. Neftiye boyanmıs çelik kuleler güneşin altında ozaktan bile ayna g;ibi parıldıyorlardı. Her şey yerli yerine oturduktan sonra tam yola çıkmaya karar verdiklerl bir sırada bu sefer de kocaman nçaksavar topları yolu tıkadı. Onların çıkardıkları gürültü de tanklarınkinden asağı değildi. Her topun başmda iki er vardı ve nişancı sırtüstü yatmış durumdaydı, On dakika kadar sonra bunlann da gürültüsü kesildi i e yol tamamen açıldı. Yalnız havada yanık bir benzin kokusu kalmıştı, sonra yavaş yavaş o da kayboldu. Nezir dizginleri koyverdi ve arabayı yola çıkardı. Amma da gürültüydü ba, dedi. Kulak. larım iyice duymaz oldu. • (Arkan nrt Sınıf okulan okul müdurlerine ek iicret verilmeyeeek mi? © TİFFANY JONES Altı öğretmenle çalışan bir ilkokul müdüriiyüm. Personel kanunu, verilen ek ücretleri kaldırdı. 1 yıldan lazla oluyor ek Ucret alamıyoruz. Ek Ucretln okur müdurlerine tekrar, çalışma riski • ış gücü olarak verileceğini gazeteler yazdı. Okuduk. Çok sevindik. Fakat durum açıklığa kavuşmadı. Hem sınıf okutuyonım, hem okul müdürlüğü gorevinı ifa ediyorum. Böylece müstakil mtidür değilim. Sınıf okutan mUdür oluyorum. îki göreve birden bakmış oluyorum. Bu yorucu ve manevi yönden yıpratıcı çalışma karşıhğınds benim gibi bir çok arkadaş hiç ücret alamıyor. Bağımsız, yani müstakil bir okul müdUrü ek görev ücreti talebinde bulunmayabilır. Çünkü onun bir görevi vardır, okul müdürlüğüdür. Bir öğretmen ek görev ücreti talebinde bulunmayabilır. Onun bir gorevi vardır, sınıf öğretmenliğidir. Fskat benim durumum da olan arkadaşların iki göreve baktıklan apaçıktır Sınıi olrutan okul müdürlerine ek ücret venlmesinl temennı eder saygılarırrn sunanm. Hayrettin TUNCEL Yarımca tlkokulu MUdürü Palu/EIazığ GARTH Reform hükümetinden çok şeyler bekledığimız şu donecnda özellıkle, ılköğretimin birçok «orunlarından bir tanesıne değır mekle buyük bir soruna çözüm bulunacağj Inancı içinde, taze hatırlatma ümıdiyle kendimce bir görevi yerine getirmis olacagım. Köylerdeki yönetım tek ke lı, harcama seklı ilköğretım kontrol edillime ile sorumsuz idaredır. Na müfetüşlerince yaptığını, nelenn yapılması meli. ç) Devamının teminı için kır lcap ettığmı bılmeyen, hiç kım« ?cye hesap verme durumunda tasıyecılıkten uzak, mazeretsız bulunmayan sorumsuz köy yö öğrencı velisine ıhtar, ikıncıde netıcilerı muhtarlar. Bu kişüe para cezası kesılmelı (okul mu rın ','a 80'i köy kanunu bilme dürü veya üköğretlra müdurü diği bir gerçek, hal böyle iken tarafmdan). d) ll dJSJplln kurullan kalkoylerde ılkoğretım kurulu baş dırılmalı ve öğretmen suçlu dukanıdırlar. Devamsız öğrencı velısine ruma düştüğünde adalet önünyapılan kar.unî kovuşturmayı de hesap vermeli. engeller, kımseye hesap vermez e) İlköğretım müfettişlennın ler, köy bütçesinden okula ay lüzumsuz ve yersız baskılannnlan °,'o lO'ları ödemezler. dan kurtarılmalı, öğretmen uy Okul müdürü, yakacak, ha gulayıcı olduğu için program deme ve diğer araçlar için her dahilinde serbest hareket etme yıl rıca mınnet yine eksikler imkânına sahip olmah. tamamlanmaz. îlkokulu dahı bi Bütün bunlann dışında, öğ. tırmemiş yalnız akraba çoklu. retmen hademedir süpürür, asğu ile 13 başma gelmiş, muh. çıdır $üt plşirir, yedirir, içirir. tarlara avuç açmaktan kurta Eoyacıdır okulun boyalannı rılmalıdır öğretmen. yapar, badanacıdır badana yaPar, tamircidır tamir yapar, İşte çözümü : a) öğretmen kSylerde kanun heyettedir köy sorunlarına çözüm arar. öğretmendir öğretir. la korunmalıdır. b) Işlemez durumdakl Ilk Bir de her sn hesap verme duöğretım kurullarının kaldırıl rumundadır. ması veya eğitim g5revh!»rine BöyJe çalnmı dünyanın neyürutme yetkisinin verilmesi. resınde vardır? Bütün bu sorunlara kısc) Okul ıhtiyaçlan içi'. köy bütçesme hane numarasına gö. men de o!?a çözüm bulundugu re, ek ödenek konmalı, bu ö an reform hareketi başîamış odenekler doğrudan doğruya o lacaktır. kul müdürluklerine yatırılmaAdı saklı Öğretmen yalnızca ögretmenlik yapmaz filmanya'daki işçiler öğrelmen Bizler kendi kaderlerine terk edilmiş biçare gözü İle bakılan ve Türkiyeye altın yumurtlayan tavuk olarak telâkkl edilen yurt dışında bulunan işçileriz. Bu güne kadar hiç kımse bizim sorunlanmızla Ugilenmedl. Her şeyi bıraktık, tek arzumuz bıze öğretmen gönderinız Bizler cahilliğin acısını çekiyoruz, ban şu günahsız yavrular bu acıyı çekmesin. Bugün Avrupada yüzbının üzerinde Ukokul çağından başıboş gezen, diîinl, dmini hattâ Türk olduğunu dahi unutma durumunda olan çocuk var Yalvannz bunlan kurtarınız. Mustafa KAYA 5 Köbi Ronald Str. 55 DEUTSCHLAND
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear