Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
EAYFA İKİ : CUMHURİYET 13 Ocak 1971 K alkınmamıs ülkelenn çoğunda, basta bnlunan hiikumetler belli bır çevrenin çıkarlarını savunmakla vükumlüdurler. Çunkü kendilerini, her türlü vola bas \urarak, bu çevreler iktidara çetırmişlerdir. Bn çevrelerin çıkarları da, ancak tatlı kârlar elde etaıege uvçun bir ekonomik ortam varatmakla olur. Bu kuralın farkında olmavan baıı tecrübesiz politikacıların, va da joneticilerin ara sıra, bu ortamı kaldırmak için çaIıstıkları \e bnnun ıçin savastıkları görülmektedır. Böjle davranan politikacılara durum hemen anlatılarak, bövle davranırsayerinden er çeç uzaklastmlacagı sovlenilmek te, joneticiler ise böyle bır uvarmava da ihtiyaç dnyulmadan yerlerinden uzaklastırılmaktadırlar. Sözünfi ettiçimız bn ortam, nzun vıllardan beri Türkiye'de de yaratılmıs bnlunmaktadır. Bu itibarla, hangi ortam belli çevrelerin çıkarlarını jerçeklestirmeleri için en uygiın ortamdır? Türkive'de bu ortam ne zaman ve nasıl varatılmıstır? Ortadan kaldırılması için neler yapılmak istenilmistir? Tazımızda kısaca bn konulara de£inmek istiyoruz. TİIRK EKONOMİSI İDİ NEREYE GİDİYOR ••• Ziya KAYLA ••• T. C. Merkee Bankası Eski Genel Müdürü dolann Tfirk lirası ile olan degeri gerçekçi bir görüşle saptanmamış oldnğundan, rennî kur ile serbest borsa kuru arasında jine bazı farklar olmus, 1965 yılından sonra bn farklar buyümeğe baslamıstır. Bu tarihten sonra ithalâtçılar, 19501958 süresindeki kadar biiyük olmamakla beraber, önemli kaıançlar sağlamışlardır. Durum 1970 vılı Afustos ayına kadar sürmüş, 8 Ağuıtos 1970'de alınan bir kararla ithalâtçılar için çok elverisli olan bu ortam ortadan kaldırılmıstır. kredilerinin hızla arttığım gostermesi bakımından çok ilginçtir. Gizlenen gerçekler ukarıda açıkladığınuz gereekler, kamnoyundan titizlikle gizlenmekte ve kredl kolaylıklarının, yurdun ekonomisinin jelismesini saflamak için alınmıs tedbirler oldufu söylenilmektedir. Tüksek bütce politikası. kredi kolaylıklan ve para bolloju eibi tedbirlerle belki kısa bir süre icin is alanlan açılabilir. Ancak, bir süre sonra bn çelisme duracak ve verini büyük bir istikrarsızhga terk edecektir. BSvle bir ortamda, enflâsyonun yerleserek, bir çok yurttasın geçim sıkıntısına düsmesi nasıl önienebilir? Bilindiği gibi. kredi bolln|n ve enflâsyon yolu fle vurt kalkındırma heveslileri büyuk bir basansızlı|a utramıslar ve vurdnmnzu. eiderilmesi çok EÜç zararlara sokmnşlardır. Kanımıza çöre bu tecrübelerin tekrarlanmasına çalısılması çok büyük bir vanlıslık olacaktır. Hflkümetlerin, kredi kolavlıklannı durmadan arttırarak, .belli çevrelere çıkar saglama politikasını. ya da ülkede belli bir «üre için snni bir refah yaratarak buna seçim propaçandası olarak kullanmasını önlemek vöneticilerin ?örevidir ve en büvük görev Merkez Bankalarına düsmektedir. Son avlarda Blrlesik Amerikada Baskan Nixon. politik dOsüncelerle. kredi genisletilmesl yolunn iılemek istedigi zaman karsısmda Federal Re«erv Ba«kanını bnlmnstur. Arthur Bnrnes 8 Aralık 1970 eiinü Lo« Ançcles'de yaptıgi konusmada: Baskan Nixon'un Federal Rezerv'i ekspansivonist bir para politikası izlemefe ça|ırmasını sıddetle eleştirmiştir. Bnrnes'e jtöre kendisinin baslıca görevl paranın degerini korumaktır. Üzülerek bellrtmek gerekir ki, biıde paranın de&erinin konınması ıçin gerekli tedbirler alınmamakta ve yüksek bfltçe politikan. çereksiz kredi tahsisleri ve yeni nyynlamaga bMİanılacak olan tsletme Vergisi ile fiyatlann «ünden rüne artmasına yol açacak bir uygulamaya gidilraektedir. Orkive, enflâsyon ile dnraklama tehllkeleri arasında ezilen bir lilke haline gelmiştir. Ne gerektiği kadar fcalkınabilmek Pahalı döviz politikası elismekte olan ülkeler, kalkınmalarını eerçeklestirebilmek ıçin, sanayilesmis ülkelerden hüviik öküde mal itlıal etmek zorunluğundadırlar. Özel kisilerce yurda sokuIan bu mallar, olagan kosullar altında, normal kazanclar gaflarlar. Ancak. bu çesit ülkelerde. ithalâtçılara normalüstü kazanç sağlamanın çok kestirme bir volu vardır. Bu da, o ülkenin parası, ticarette bulundnğu ülkelerin parasına nazaran çercek degerinin altına düstüçü halde, para ayarlamasının yapılmamasıdır. Dövizin resmî deteri ile serb'est borsadaki deÇeri arasındaki fark çiderilmedikce, ithalât çok kazançlı bir is haline geldiğinden, herkes ithalât vaparak büvük kârlar elde etmek isteyecektir. Ojsa «Hismekte olan ülkelerin bu isteklerin hepsini karsılavacak altın ve döviz rezer\leri bulunmamaktadır. Bu nedenie, bu gibi durumlarda kambivo sinırlaraası yoluna gidilmekte, belli bir süre içinde hançi maüarın ne miktar getirileceîini ıtösteren ithalât malları listeleri dfizenlenmektedir. Bu takdirde. mal jetirmek için her bas vurana doviz tahsisi yapilmamakta, bükümetle iyi geçinen va da isini uyduranlara bu tahsisler yapılmak suretiyle bnnlar zenfin edilmektedirler. Dolann resmî knnınun 280 kurus olarak belli edilmis oldutn 19501958 yılları arasında, serbest pivasada dolann 18 lirava kadar çıktıtı zamaniar olmus, bu vıllarda ithalât vapmak özere' döviz tafnisi alanlar, dolar basına, 18.00 î 80 = 15.20 lira kazanraak olanaŞına erismislerdir. Bövlece 100 bin dolarlık ithalât dövizi tabsisi alan bir kimse, en az, 1,5 milvon liralık bir kazanç sajlarnı«tır. 1958 yılında bu asın kazançlan azaltacak bir tedbir alınmacı zornnluihı dovulmus ve nlnslararası kurnluslann da baskısı ile 1 dolann Tiirk lirası karsılıgını 9 lirava çıkaran bazı tedbirler ahnmıstır. 1960 yılında devalüasyon resmen kabul edilmiş İse de. te, ne de fivat istikrannı kornvabilmektedir. Maliye Bakanının, Bütçe konuşmaları dolayısiyle verdiği demeçte, 1970 yılında kalkınma hızınm '>4,8 olduğunu, buna karsılık 10 ayda Ankara'da geçinme endeksmin °«11,1 arttıgını sövlemesi bunu a;ık«a göstermektedir. 1971 bütçesinin 1970 yılma göre »o285 daha yüksek yapılması, Türkiye'yi enflâsyona doğru daha büvük bir hızla itecektir. Bütçeyekonulan ödeneklerin karsılanması için gerekli gelirler hiç bir yıl yeterli olmamakta ve bütçe giderleri toplamının °<>15'i oranında, Merkez Bankasından alınabilmekte olan kısa vadeli avans hesabı Hazinece son haddine kadar knllanılmaktadır. öte vandan, Personel Kanunn ile arttırılan aylık ve ücretler nedeni ile yıllardan beri ihtiyaçlanm yeterince karsılayamayan memur ve hizmetliler eline eeçecek ek para, tüketim egilimi çok fazla olan bu çevrece kısa sürede tüketim maddelerine vönelecek ve bu da fiyatlann artısı sonncunn dognracaktır. Tedavüldeki hanknotların hızla artması sonncn, nara arzmın yükselmesine karsılık (tayri safî milli hasılanın çok düsük oranlarda artıs eöstermesi dengevi bozacak bir baska etkendir. "Olaylar ve insanlar,, Bazı olaylar vardır; giinlük hayatımızda alıştığıınız seylerdir; önemsemeyiz, başımızı çevirip geçeriz. Sözgelisi Harbiyeden Ta.ltsime doğru lüks mafazalann vitrinlerine baka baka yürüyorsunuz. Kaldınmda yatan bir adam fördünüz. Piı, »efil, ezik, hırpaBİ bir adam. Gözünüz bir saniye takıldı: Uyuvor mu? Ölrafis mi? Bayılmı? mı? Sarhos mu? Aç mı? Bes soru birbiri ardından çakar kafamzda .. Bir Mbrit alevi kadar kısa bir süre Sonra Püf . Ve yürür geçersiniz. Sokaklarında açların bayıldıjp. hastahane kapılarmda hastalann öldüğü. caddelerinde yoksullann diler.diçi, ve knytn kBşelerinde çocuklann satıldığı bir şehirde vasıyomz. Ama olaylan öylesine kamksamışız ki; bakarız eörmevİ7: eörürüz anlamayız. tlle bir vazar, olayı kâğıda ReçirdiJi zaman değişir iş. Hele o yazar mesleeinin erbabı ise ve olaylarla insanlan en can alıcı yerinden vakalavıp bize sunuvorsa, büsbütün etkileniriz. Olayı kâğıt üzerînde okuduğirmuz zaman şasrp kalır: Neler oluvor? dire tepki gösteririz. Hasan Pnlnr*n» yeni çıkan «O'aylar ve İnsanlar» kitabım % n dıiTfuiarla okndum. tçinde vaşadıjnmız toplumtm çeşitli kesltlerinden olavlar ve insanlar dlzisi bu tçinde her çesitten adam var: Kövlüsü. seMrlisi. ırgadı. bürokratı, emekçUi, patronn, Pasa'sı, Bölükbası'sı, politikacısı. particlsi. seçmenl, kadını, erkefiyle bir zenfrin kervan... Hasan Pulnr: « Bu kıtabın yazannı kara bır kopya kfttıdı gibi kabullenJn. Her sevm ash sizde suretl de elinizde » dıyor. Şimdi elimizdeki suretten «Urfalı Halilin tutkusu» adh bir olayı aktaralım: «üzun yıllardan beri Almanyaya yerleşmis bir Türk, geçenlerde tsviçreden Münih'e dönüyordu. Hava açıktı. Otomobilini Luzern şehrı yakınmdaki bir ormanın park yerine çekti. Çoktandır hasret olduğu gtineşten ve temiz havadan biraz nasiplenmek istemişti. Ormanın kenanndaki kahvede insanlar doluydu. Bir bayram günü oldufundan cıvıl cıvıl neşe Içindeydiler. O da bır sandalve buluu oturdu. Temız havavı cığerlenne doldurup Ruzel manzarayı sejTederken biraz ilerideki adam dıkkatini çekti. Adamm elmde bır tahta parcası vardı Bu tahtavla topragı bellıyor eşıvor, kanş+ınyor. egilıp yerden toprak alıvor, kokluvordu. Merak ertl. Acaba bu adam ne vapıvordu? Kalkıp orava doğf ru yurudü Adamm vanma vaklasmca tahminüıın onu vanıl madıfını anladı. Muhakkak Türktü. «Merhabe» deyince hemen karşılığını a'dı: Merhana! ' Adı Hahldi Urfanın bir köyunden kalkıp buralara gelmişti. Ilkokul mezunuydu Karısı ve ıki çocuğu memleketteydi. Burada bır inşaat fırmasmda çalışıyordu. Dıyarı gurbetteki ıkl vatandaş hemen dertîeşmeye kO5TiJdular Halil, niye sen de herkes gibi, şu kahvede oturmuyorsun? Ah bey ah' Bilmez gibi konuşuyorsun. Burada bıze selâm veren bile yok. Bizi gbrunce bozuluvorlar. Ben de hiç kimsenın rahatı kaçmasm dıye aralanna gırrruyorum Aimanvaj'a glden Türk bir fena oldu. Hepsini bilivordu bunlann. Turk işçilerine ne gbzle baktıklannı bilıyordu. Yine de ganbıne gitti vatandaşınm bu hali Konuyu değiştirmek lstedi: Otururken sana dikkat ettim. Elindeki tahta parçasıyle ne yapıvorsun? Hahhn gözlerinin içi güldü: Toprağı kokluyorum ağabey, toprağı' Ben köv çocuğuyum. Sehirliler bılemez bunu. Bizim oralarda bahar gelince toprak, burcu burcu kokar. Ben toprak kokusuna dayanamam. Ama nerede bizim topraklann kokusu, nerede buralann toprağının kokusu' Sorduğuna soracagına pişman oldu. Keşke hiç durmadan geçip gıtseydı. Gormeyen gdz katlanırdı. Ama şımdi? lyi olur inşallah Halil! Para biriktirip köyüne dönersen bir kag parça toprak alırsın, hem ışlersin. hem koklarsm. Halil acı acı güldü: Alay mı ediyorsun ağabey! Bizim oralarda dokuz köy, toprağı ile, evi ile, barkı ile, ırzı ile ağanmdır. Ağaya bir misafir gelince ovanın ortasmdaki tepeye çıkarır. Isaret parmağını uzattıktan sonra ıslık çalıp nefesi tükenınceye kadar olduğu yerde dö. ner. Sonra da misafirine «işte bu gordüğyn yerlpr hep benimdır» der. Bıze de toprak diye ölunce bır mezarlık yer verır.» Sonııc ardumuzda Y politikasının,uvgulanan belli bir para ve kredi çevrenin çıkarlarını korumak amacı çüttügüne hiç kusku kalmamıstır. Devalüasvon nedenivle. bu çevrenin ithalât voluvla sajlavacafı çıkarlar ortadan kaldınlmıs çibi çözükmekte ise de, ellerindp huiunan «rtoklar dolavısıvle bunların lailavarakları kazançlar azalan kârlarını fazlasıvla karsılavacak durumdadır. Kaldı ki, bıınnnla da vetinilmemekte. bir enflâsvon politikasına «idilerek bunlara. ek çıkarlar sağlama olana|ı verilmektedir. Bnfiin alınan malın varın daha pahalı satilabiimesi kredi isteklerini daha arttıracak ve banka kredileri ynrt ekonomisi icin vararlı alanlar yerine spe. kfilâtif islemleri desteklemekte knilanılacaktır. Tatınmlann tnsaat alanına. olafandm kayma eğilimini önlemek amacıyla çıkanlmıs olan kanunlar da uvgulanamamakta ve hükümet bo bakımdan da tntarsız bir dnrnmı düşmektedir. Devlet Te karnn tesebbflgleri personeline uvgulanan esitsiz ve asın rejim, personel giderlerini toplam olarak çok artırmts Ue de iosyal esitligi saÇlavamamıs ve esitsizlitin hüsbütün artması lonncnnn dofurmnstnr. Bunun vankıları her gün hasında izlenebilmektedir. Bir süre sonra, artan fivatlar, özellikle düsük avlıklı memur ve hizmetlilere yapılan zammı ortadan kaldıracak ve bunlar friderek, eskisinden daha kötfi bir durnma dfiseceklerdir. Durnmlan hâlâ belli olmayan emeklilerin ise böyle bir ortamda hüsbütün acmacak haie düsmeleri beklenebilir. amaçsız ve tntarsız ekonomi politikaB nsının nygulanmasına daha bir süre de< Enflâsyoncu politika islediğini açıkladıeımız. pahalı döviz politikası defildir. Belli çevrelere, daha yaygın biçimde, enflâsyon ortamında da çıkar saglanabilir. Bilindifci jibi enflâsyon. para degerinin ründcn güne düsmesi ve buna karsılık mal fivatlannın artması sonucnnu doğurmaktadır. Bövle bir ortamda çıkar saflamanın en kestirme yolu, bankalardan biiyfik krediler sa£lamak ve bunlarla satın aldıf malların ya da vaptırdıfi insaatın dejterlenmesini beklemektir. GöriiIOvor ki, ortada yurt ekonomisine vararlı hiç bir hizmet görülmemekte, sadece kisisel çıkar amacı çüdülmektedir. 19501960 süresinde, pahalı döviz politikası yanında bn yola da bas vumlmus ve konsolide banka kredileri. 19501954 vılları arasında yılda ortalama ' ( 3 2 ^ ve 19551957 yılları arasında da yılda, °#21,16 yükseltilerek, büyük çıkarlar sağlamalan için, belli çevrelere verilmistir. 1958 vılında alınan istikrar tedbirlerinden sonra, banka kredilerindeki yükselme, 1958 • 1960 vılları arasında yılda ortalama °o6,94'e düsmüs. 19611963 vıllannda vıllık ortalama artıs S8.8 olarak eerçeklesmistir. Birinei bes vıllık plân devresinde ise, vıllık ortalama artıs veniden Ool7.7'yi bulmustnr. 1963, 1964 yıUannda ılımlı bir çelisme gösteren konsolide banka kredileri, 1965'den itibaren tekrar hızla artmafa baslamıstır. Bn durum. basta bulnnan hukümetler eıkarcı çevrelerle ne kadar sıkı iliskiler kurarlarsa. kredi rolnvla o kadar büytik kârlar cağlamağa çalısıldığını ve bn nedenie banka çıkarlarını saglamak için B elli çevrelerinyol, yalnız yukarıda nasıl bas vurulan vam edilir ve hükumet hiç bir vetkili yönetici tarafından uyanlmazsa, Tiirk ekonomiıi yakında iflâsa sürüklenebilir. Hayı Kanun çıkarılacak: Vumruk atana idam cezası verilsin! Öneriyi yapan A.P. milletvekili bir oturum sonra baska bir milletvekiline basnor yumruftı. Hem de tek başına değil, üçbeş arkadaşını da varuna alarak!.. Bıraksalar kızdıklan milletvekili ni linç edecekler Meclisin içinde. Herkesin gözü öniinde! «Silâhı var» diye bağırmış biri de çil yavrusu gibi dağılmışlar. Bagımsız milletvekili Kargılı: «Sokaktaki ve üniversıtelerdeki olayları kaba kuvvet olarak ruteleyenler bu davranışlariyle kaba kuvvetın baş temsilcilen olduklannı göstermişlerdir» diyor. Yummk atan devrimciyse, ilericiyse, Atatürkçti ise, Demirel iktidanna, cıkarcı gerici işbirlikçilerine karşı ise idama kadar volu var onun! Kanunlar sert davranmalı böylelerine! Ama kendilpri yumruk da atarlar, adam da linç ederler, sırası gelince vururlar da! Apaçık ortaya çıkan gerçek, bizden olanlar basacak vnmrnğu, bizden olmıvanlar yumruğa vumrukla karşı çıktı mı. kanun >akalayıp atacak içeri. idam sehpasına yollayaeak!.. Bülün koieler düsmedf doho İktidar faşizme hazırlık vapıvormuş. tlkSen, Sosyal Demokra.sı Derr.eklerı, Siyasal Bilgiler Fakültesi asistanlan bu kanıda. Siz değil misiniz? Bir Cumhurbaşkanı komandolan övücü sözler so^lerse, yıpranmıs. tutulacak. dayanacak hali kalmamış bir Basbakan tek kişilik çoğunluguna bel bağlıyarak en sert baskı yasaları hazırlarsa; ^nayasanın >asakladığı, yanlış, çirkin gördüğu bütün geri davranıslar, düşunceler geçer akçe sayılırsa; Atatürke, devrimlerine. Cumhuriv etimizin ana ilkelerine açık açık sövülurse: can, mal güvenliği kalmazsa; özgürlükler her an kısıtlanma tehlikesi içinde olursa; iktisadi durum beterin beteri hale gelirse Elbette ki faşizm, hem de kapkara bir faşizm kapımızda demektir. Faşizme karsı koyacak güçler nerde? Parlâmentoda C.H.P. gmpları, bir de T.İJP. ile B.P. O kadar!.. l'stelik C.H.P. içinde de faşizmi kendine yakm bulanlar vok mu? Ortanın solu diye bazı çarip tutkulara kendini kaptıranları görmedik mi? Atatürk ilkelerini ov uğruna koUvlıkla bir vana itecek C.H.P. liler az değildir! Oteki partiler, liderler, milletvekilleri, senatörler Atatürk Cumhurivetinin temel ilkelerini yok olmaktan kurtarmış 27 Mayıs devriminin yapıtı Anayasayı. o Aııayasar.ın getirmesi, kurması, yaratması çereken ileri düzeni saıumırlar mı bunlar? Nerdeee!.. Başta iktidar lideri olmak üzere, G.P. sinden D.P. sine, M.H.P. sinden M.VP. sine dek hepsi bu \navasanın değiştirilmesir.den yanadırlar. Hepsinin görüşü avrı, birbirini tutmuvor, ama ana nijet ayni, o da bu Anayasayı yıkmak «Hemen silâhlanacağım» demiş baçımsız milletvekili Baksanıza, «silâlıı \aı» devince nasıl kaçısmışlar! Bir de silâhları bırakma havası tutturmuşlardı' Gözümüzün önünde durmadan adam öldürüvorlar, bir değil bes deçil. Şimdilik üniversite öğrencileri gidh or bu kıyımda. Gözu açılmıs genç avdınlan tek tek temizliyor girli güçler. Bövle kalır mı sanırsınız? Yann köse baslarında politikacılan da vururlar. yazarlan da. gazetecileri de, profesörleri de Faşizm bövle çelir, «faili meçhul» siyasî cinayetlerle, gizli örgiıtlerin yakalanmaz kaatilleriyle . Faşizm tam olarak kurulunca o gizli kaatiller bir kahraman olarak çıkarlar ortava. koltuklara gururla kurulurlar Iste son örneği: îuraruk vuran cezalandırılsın dıven adam kızdığı kişije vumrukla saldırıvor çekinmeden Yasalan bovle kişiler önerecek. bovie kişiler savunacak, bövle kişiler uvgulavacak ise o vasalar Anayasava karsı demektir. Anayasayı savunan güçlere de tetikte olmak, devrimci cumhuriyeti yıkmak isteyen çıkarcı • gerici işhirliğine karşı her çeşit silâhlarla donanmış olarak beklemek düşüvor. Boşuna dememişler, ikıncı kurtuluş savası. diye! Nevse ki «Bütun kaleleri alınmış» bir ül eçen gün garetelere göz atan emeklilerin ve yaşları ilerlemiş memurların yiirekleri oynamıştır. Hükümet, ya da Maliye Bakanlığı, emekli aylıklarının ödenmesini devlet bütçesine aktaracakmış, bu değişikliği sağlayacak kanun tasansının hazırlıklan yapıhvormuş. Emekli kesenekleri karşılıklanndan toplanacak paranın yeni bütçeye bir milyar iki yüz milyon lira £elir sağhyacağı hesaplanıyormuş. Bu konuda Maliye Bakanüğ'i yetkilileri konuşmak istemiyorlarmış. Bu kısa haberin arkasında memurlar ve emekliler için çok onemlı bır rejim degişıkltği yatmaktadır. Konuyu aydınlatmak ıç:n biraz açıklama yapmak gere kıyor. Derlet hızmetlnde ömür tıiketen memurların yaşlılıklannda kendılerine veya geride bıraktık ları eşlerıne, çocuklanna dayanak olacak ödemeler yapılması, idare ve maliye hukukunun yüz yıüardanberi kabul ettifi bır zorunlulctur. Kamu yönetımine istikrar ve devamhlık sağlanması ıçin, memurlann geleceğıni gıiven altına alacak bir emeklıiik usulü, hemen hemen bütün mem leketlerde uygulanmaktadır. Oncelerı devletler, memurlardan bır katılma payı almadan butçelennın cârî harcamalan arasına koy duklan odeneklerden emekli aylıklarını karşılarlardı. Bu usul; tuketıme gıden emekli aylıklannı karşılayan bütçe ödenekiennın memleket ekonomisinde olumlu bır ız, bır etkı bırakmadan her yıl uçup gitmesi sonucunu doğururdu Baslangıçta, anglosakson ülkelerınde ve nihayet XDC. yuzyıl senlarında Almanya ve Fransa" da, bütçelere emekli aylıklan ıçin bdenek konulacağı yerde, emekli aylıklannın; memur ve devlet bırhkte kesenek odemek suretiyle meydana getınlecek bır fondan karsılanması usulu konul muştur Zamanla, bu usul sayesınde meydana gelen fonlarm (emeklı sandıkları sermavelennınl memleketler ekonomisine büyük olçude yardım ettığı ve verünlı yatırımlara yoneltılınce memurlann gelecekleri için çok faydalı gelirler sağladığı görülmüştür. 6 Emeklilik rejimi çoKuyor mu Yazan: •% • Hasan Refik ERTUÛ emleketimize gelince; Osmanlı Imparatorlugunda, ılk emeklilik rejımı, Mulkî ve Askerl Tekaüt Sandıklan kurulmak suretiyle başlamıştır. Bu Sandıklar, Maliye ve Harbıye Nezaretlerıne baglı idı ve tuzel kışılıkierı yoktu. Kendılerine aıt maddî varlıkları ve gelirlerı mevcut değildı Binnci Dünya Savaşı sıralannda kâğıt para ile altını eşıt sayan kanunun meydana getirdiŞı malî çökuntuye Osmanlı Imparatorluğunun yıkılısı da eklenınce bu Sandıklar batmış ve yurekîerı sızlatan bır sefalet çukuruna yuvarlanmışlardır. Cumhuriyetin ilk yıllannda, Os manlı Imparatonuğundan kalma mevzuatla vürütülen emeklilik islenne bıraz çekidüzen verebılmek ıçin 1930 yılında yavınlanan 1683 sayılı Askeri ve Mulki Tekaut Kanunu, kesenek ve fon kurma usulünü kaldırmıs, emekli, dul ve yetım aylıklannın devlet bütçesınden ödenmesi prensıblni koymuştur O zamana kadar çok ezilen emekliler, dullar. ve yetımler, yeni sıstemde bıraz daha guvenhk gordukleri için ses lerinı çıkarmamışlardır. Batı dünyasında 5060 yıl önce bırakılan bu ilkel usı'ıle karsı uyanan tepkiler zamanla artmış, özelhkle hukukçular ve maliyecıler, emeklilik ıçm, sıgorta pren siplerine dayanan ve çahşanla çalıştıran tarafından birlıkte öden^n keseneklerden toplanan fonlann eelırinden emekli aylıklannın karsılanması usulu lehin deki göruşlerınl savunan yazılar yazmışlardır Bu makalenin yaza nnm da, ajTiı konuda Vatan Gazetesinde ve Siyasî Ilimler Derneğınde pek çok yazılan çıkmıştır. M nan 4805 sayüı kanunla memuı ayhklarından °o 5 emeklilik karşılığı kesılmesi ve butçeye gebı yazılması kabul edilmiştır. Fakai kesüen paralarm bütçe içinde erı. mesi ve gerçek sigorta prensipıne henuz ulaşılamamış bulunması dolayısiyle, tartısmalar durmamıştu. Bu arada hükumetın Turk ve vabancı uzmanlara yaptırdığı müteaddit araştırmalar sonucu meydana gelen raporlan dosyası, hüy kumeti emeklilik rejımınde koklu bır değisiklık yapmaya zorlamışt:r. Merourla lcurumıı tarafmdan ayrı ayrı yatırılan emeklilik kesenelderınin bir fon halme getirılmesi, verimli alanlarda ışletılmesı, emekli, dul ve yetım aylıklannın da bu fonun gehrlerinden karşılanması esasına dayanan T C Emekli Sandığı 1949 yılında kunümuştur (5434 sayüı kanun) Batı ülkelerinde çok favdalı sonuçlar alınan bu sistemin işletilmesiyle gorevlendirılen Emekli Sandığı. siyasî iktidarlarm tesirın den ve toplanan fonlann kısnıen verimsiz alanlara yatınlmasından büsbütün kurtulamamış ise de. emekli, dul ve yetım aylıklannın ödenmesi. eskısivle kıyaslanamıyacak derecede düzenli hale çelmiştır Sıyasi baskılarla Parlâmen tonun çıkardığı bazı kanunların ik ramiye ve aylık olarak yüklediği ağır mükellefîyetler dolayısiyle malî dengesi bozulan Sandık için yeni tartısmalar açılmış iken, şim di de hükümet ve Maliye Bakanlığı; emekli, dul ve yetimler için mevcut kısmî güveni sarsıcı ve sistemde kökten değışiklıkler get'*en tasarılar peşine düşmüştür manuı kolay çarelenni araştı^maya başlamıştır. Bu arada, Emekli Sandığında birikmiş faizlere, yatırımların kârına, nihayet memurlardan kesilecek primlere sahıp çıkmayı düşünmektedir. Gerçekten bu yol, çok kısa bır sure, hukumetın nakit darlığı derdıne yardımcı olabılir. Fakat bu, yumurtlavan tavuğun etınden faydalanmak ıçin onu kesmek kabılınden yanlış bır tedbırden başka bır sey degüdır. Emekli aylıklarını butçenin cari gıderlerinden karşılamak, memurdan kesılecek prımleri butçeye gelır yazmak suretıyle, her yıl mılyonlarca lıra, havava atılacak, tüketim alanma sürulecektir. Yüz yıla yakın bir zamandan beri dunyanın bırakmıs olduğu bu ilkel usule dönülmesi, sosyal adalete dayanan Anays^amızın temel prensiplerıne s^kırıciır. Anavasamız, memurlara sosyal guvenhk sağlamıstır Bütçeden kar^ılanacak emeklıhk usulu, emeklılerı, dullan ve yetimleri tekrar Hükümetin mali pobtikasına esır hale getirecektır Butçe zaruretlerimn günluk tesirlen. emekli aylıklannın ve ikramıyelerın ödenmesini tehlıkeye duşurecektir. ACI BIR KAYIP Havza Şubemiz Müdürü ERTUĞRUL ONUR geçirdıgı trafik kazası sonucu ebedıyete ıntıkal etmıştır. Merhuma Tanrıdan rahmet, kederlı ailesıne başsağlığı dilerız. Şekerbank T.A.Ş. Umum Müdürlüğü Studvo 7: 1039/400 Sakattır. vanhstır 8 u y8l, sakattır. yanlıştır, kötülüğu geçmiş tecrubelerle sâbit olmuştur Hazırlandığı haber verilen tasarı, ne kadar örtülmeğe çalışıhrsa çahs'lsın, hükü metin âcil nakit ihtiyacmı bir zaman için karşılamak arzusundan başka hiç bir derde deva olmayacaktır Emekli Sandıeına yeni vukler yüklenmemesi. bünvesinin sağlamlaştırılması ve özerkliğınin genişletilmesi tedbirleri düşünüleceği yerde. mevcut sistemi temelınden sarsacak bir değişiklik tasansı getirilmesi, memleket ve kamu hayatı için çok tehlikeli bir girişhndir. YARIN Emekli aylıklannın başına gelenler Reklâmcılık: 85/375 P Nihayet ersonel Kanunu ile bir çıkmaza giren siyasî iktidar, bu kanunun Bütçede meydana getirdıği altı milyarlık açığı kapat ke haline gelmedık daha. Nice nice güçlü kaleler var daha e•«.»/» A /*.«%»»'»«' limizde.. MMHBMHaaMHMHM^MaaaMi Oik'T/lY /IK1I/IL. NİMBÜS. I ihayet hükümet, bu haklı uyarıları dıkkate almış ve ilk adım olarak 1945'de yayınla KÎRALIK Amavutköy'de deniz manzaralı 3 oda 1 salon. Garajh. bahçe içinde müstakıl kat 900 lıraya kiralıktır. Müracaat: Tel: 63 67 15 Yeni Ajans: 151/ 379^ Sayın Doklor ve Eczacılara HEMOSTOP AMPUL (Intramüsküler) HEIMOSTOP DAMLA (Oral) Kanı pıhtılaştırmadan durdurar. Ecza depolanna dagıtıldı, tstanbul, İlâç L. Tel 21 17 49 Reklâmcılık 114'393 DERİ VE BAĞIRSAK SATILACAKTIR Türkiye Kur'an Kurslannı Koruma ve Idâme Ettirme Demekleri Federasyonuna bağlı Derneklenn toplayacaklan Den ve Bağırsaklar açık arUrma ile 19 Ocak 1971 Salı gunü saat 15 OO'de Zeytınburnu îstasyon Camıi bahçesındekı Kur'an Kursu Derneğı toplantı salonunda yapüacaktır Gerekli sartname hazır olup Federasyon merkezi Cağaloğlu Sultan Mektep Sokak Sigorta Han. Kat: 3 No: 2930'da temin edilebilir. Tel: 22 66 33 FEDERASYON tUARE HEYFT1 Şişli Terakki Lisesinden Yelişenler Cemiyetinden: 17 Ocak 1971 Pazar günü Okulumuz salonundakı geleneksel Talaş gününde buluşahm tDARE HEYETt f ı } Cumhuriyet 384 Cumhuriyet 392